Archive for Haziran, 2012

Şahin: Büyük sorun var demektir

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, ”Medya, internet, bilgi çağı insanı mutlu etmek zorundadır. Eğer bu kadar imkana rağmen insanlar mutsuzlaşıyorsa burada büyük sorun var demektir. Hep beraber mutlu olmayı öğrenmek durumdayız” dedi.

Şahin, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nca (RTÜK) düzenlenen Medya Okuryazarlığı Çalıştayı’ndaki konuşmasında, bilginin güç ve iktidar olduğunu, tarihin insanlara gösterdiğini söyledi.

Bugün daha da zorlaşan, karmaşıklaşan dünyada güçlü olmanın yolunun, bilgi ve teknolojiyi kullanmaktan geçtiğini vurgulayan Şahin, Türkiye’nin bu yeni dünya düzeninde yerini alabilmesi için çalıştaydan çıkacak sonucun çok önemli olduğunu belirtti.

Bilgi ve teknoloji çağında bir tuşla dünyanın yakalandığını, dünyaya açılan bir pencerenin yönetildiğini ifade eden Şahin, ”Ama uzakları yakın ederken, kendi evinizdeki yakını uzak ediyorsunuz. Öyle bir karmaşık düzenle mücadele ediyorsunuz ki odalar arası mesajlaşarak iletişime geçtiğiniz bir aile ortamını yaşamak zorunda kalıyorsunuz” dedi.

İletişimin azaldığı yerde yeni sorun alanlarıyla karşılaşıldığını dile getiren Şahin, Türk aile yapısına yönelik geçen yıl yaptıkları araştırmada, çağdan dolayı yaşanan sorunların, boşanma nedenlerinden birisi olarak karşılarına çıktığını söyledi.

-”Algısını gözlemle oluşturan bir toplumuz”-

Türk toplumunun okumadığına, yaptırdıkları ihtiyaç analizi listesinde kitabın 235. sırada yer aldığına işaret eden Şahin, düzenli okuma oranının modern dünyada, Japonya, Avrupa ve ABD’de yüzde 20, Türkiye’de ise on binde bir olduğunu belirtti. Şahin, ”Bu öyle açık bir makas ki iddiamız varsa, bu çağı yöneteceksek, lider ülke olacaksak bu makası mutlaka kapatmamız gerekmiyor mu” diye konuştu.

Türkiye’de televizyon izleme oranlarının günde 7 saate kadar çıktığını, günde ortalama 3-5 saat arasında televizyon seyredildiğini ifade eden Şahin, ülkenin, internet kullanma saatinde ise İngiltere ve Hollanda ile yarıştığını bildirdi.

Şahin, ”Kitap okumayan, spor yapmayan, sürekli ekranda televizyon seyreden, gözlemle algısını oluşturan bir toplumla karşı karşıyayız. Bizim toplumumuz bu. Peki ne yapmamız gerekiyor? Bunu pozitife dönüştürmemiz çok önemli. Böyle bir sorun var, teknolojiyi kullanmayalım, bilgi çağına direnelim diye bir şey olabilir mi? İlkel toplumların bakış açısıdır bu. Asıl gereken bilinçli tüketici olmak” dedi.

Bu konunun toplumsal seferberlik gerektirdiğini belirten Şahin, ”Bizim görevimiz sürekli mazeret üretmek, bardağın boş tarafına bakmak, birbirimizin pozitif enerjisini almak değil. Bütün sınırların kalktığı dünyada büyük bir fırsat var. Bu imkanı, hem kendimizi yetiştirmek hem toplumumuzun gelişimi için kullanmak hem de devletimizin e-devlet sisteminde daha güçlü, daha kurumsal, kişiden bağımsız şekilde yapılanmasını sağlamalıyız” diye konuştu.

İnsanın, sosyal hayatta gerçek yerini bulması gerektiğini vurgulayan Şahin, ”Medya, internet, bilgi çağı insanı mutlu etmek zorundadır. Eğer bu kadar imkana rağmen insanlar mutsuzlaşıyorsa burada büyük sorun var demektir. Hep beraber mutlu olmayı öğrenmek durumdayız” dedi.

-”Medya okuryazarlığı dersinde hedeflerimize varmaktan uzağız”-

RTÜK Başkanı Davut Dursun da artık bir ”medya çağı”nda yaşanıldığını, medyanın olumlu taraflarının yanında olumsuz yanlarının da bulunduğunu söyledi.

Medyanın olumsuzluklarıyla mücadele etmek, bu konuda toplumu bilinçlendirmek için hayata geçirilen en önemli projelerden birinin ”Medya Okuryazarlığı” olduğunu dile getiren Dursun, bunun bir parçasını da medya okuryazarlığı dersinin oluşturduğunu ifade etti.

Dursun, 2007-2008 öğretim yılında seçmeli ders olan medya okuryazarlığını 5 yılda 3 milyon öğrencinin aldığını belirtti. Medya okuryazarlığı dersi kamuoyu araştırmasının sonuçlarının, planladıkları hedeften uzak olduklarını ortaya koyduğunu söyleyen Dursun, bu konuyu yeniden düşünmek, değerlendirmek, tartışmak amacıyla çalıştayı düzenlediklerini kaydetti.

Bahçeli: ‘Kendinizi hiç yalnız hissetmeyin

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

TDP’nin Genel Merkezi’nde, Genel Başkan Kenan Hasip, başkan vekilleri ve diğer yetkililerle bir araya gelen Bahçeli, Makedonya’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, dünyadaki değişmeleri yakından takip ettiklerini belirtti.

Balkanlarda geçen yüzyıl içinde acı dönemler ve bölünmelerin yaşandığını hatırlatan Bahçeli, ”Şimdi ise Balkanlar’da barış ve istikrar ihtiyacı kendini göstermektedir. Burada kurulmuş olan bağımsız devletler bu barış ve istikrar içerisinde toplumun mutluluk ve refahını arttırmalı, huzur ve güvenliğini sağlamalı ve ekonomik refahtan payını almalı” diye konuştu.

Türkiye’nin Makedonya’ya her zaman destek olacağını ifade eden Bahçeli, ”75 milyon Türk milletinin güzide evlatları olarak sizleri görüyoruz ve her şart altında da yanınızda ve arkanızdayız. Sizin burada başınızın ağrıması demek, Türkiye’nin başının ağrıması demektir. O bakımdan kendinizi hiç yalnız hissetmeyiniz. Arkanızda gelişen, büyüyen ve istikrar içerisinde olan büyük bir Türkiye var. Burada her türlü hakkınızı koruyabilecek güçlükte bir Türkiye var. O sebepten dolayı bu güçle birlikte Makedonya’da yaşayan soydaşlarımızın geleceğini çok daha parlak olacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Türkiye’den gelen heyete ziyaretlerinden dolayı teşekkürlerini dile getiren, partilerinin çalışmalarıyla ilgili bilgi veren TDP Genel Başkanı Kenan Hasip, şunları kaydetti:

”Makedonya bağımsızlık yolunda ilk adımlarını atarken, birlikte yaşadığımız toplumlar gibi biz Türkler de tarihimizden, kültürümüzden, medeniyetimizden ve insanımızdan aldığımız ilhamla teşkilatlanmak için yola çıktık. Bugün vardığımız nokta, ulaştığımız hedefler ne kadar isabetli bir karar aldığımızın göstergesidir.”

Partisi TDP’nin her alanda attığı emin adımlarla hem kendine hem de birbirine güvenen bir Türk toplumunun oluşmasını sağladığını ifade eden Hasip, buradaki Türk toplumunun ”sadece kendi sorunlarıyla değil, aynı toprakları paylaştığı bu güzel ülkenin diğer halklarına yardım eli uzatan, sahip çıkan bir toplum haline geldiğini” anlattı.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Makedonya’daki temasları kapsamında TİKA tarafından onarılan ve geçen yıl ibadete açılan tarihi Mustafa Paşa Camisi’ni ziyaret etti.

Makedonya’daki temaslarını tamamlayan Bahçeli, Balkan turu kapsamında bugün Kosova’da çeşitli ziyaretlerde bulunacak.

Voleybolda bir zafer de erkeklerden

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Salon: TVF Başkent   

Hakemler: Vittorio Sampaolo (İtalya), Goran Gradinski (Sırbistan)

Türkiye: Burutay, Ahmet, Serhat, Ulaş, Gökhan, Emin (Serkan, Berkan, Gökhan)

İspanya: Hernan, Delgado, Fernandez, Perez, Noda, Sugranes (Gamiz, Rodriguez, Viciana, Rocamora)

Setler: 28-26, 25-13, 24-26, 20-25, 18-16   

Süre: 122 dakika (28, 20, 26, 27, 21)

Avrupa Erkekler Voleybol Ligi Dörtlü Finalleri’nde İspanya’yı 3-2 yenen Türkiye, erkeklerde tarihinde ilk kez Avrupa Ligi Finali’ne yükseldi.

(A) Milli Takım, 1. teknik molasını 8-4, ikinci teknik molasını ise 16-11 geride geçtiği ilk sette, sonradan açıldı. Sete tutuk başlayan (A) Milliler, 2. teknik molanın ardından, hem savunma hem de hücumda daha organize bir görüntü çizdi. Hücumda özellikle Serhat ile etkili olan Türkiye, orta alandan Ahmet ve Burutay, köşelerden ise Emre ile sayılar buldu. (A) Milliler, çekişmeli geçen setten 28-26 önde ayrılmayı başardı: 1-0.

(A) Milli Takım, ikinci sette hızını kesmedi. İstikrarlı bir oyun ortaya koyan Milli Takım, bu setin ilk teknik molasını 8-4, ikinci teknik molasını ise 16-9 önde geçti. Savunmada adeta ”eli ayağına dolaşan” İspanyol ekibi, hücumda da Türk bloklarına takılınca farkı eritmeyi başaramadı. Türkiye bu seti de 25-13 önde bitirdi: 2-0.

3. setin ilk bölümüne, her iki takımın da sayı getiren smaç servisleri damgasını vurdu. İspanya hızlı hücumlardan bulduğu sayılarla ilk teknik molayı 8-6 önde geçti. Türkiye, farkın açılmasına izin vermedi. Hücumda özellikle Emre’nin sert smaçları etkili olurken, pasör Ulaş da servis atışından aldığı sayıyla skora katkıda bulundu. İkinci teknik mola 16-15 Türkiye’nin üstünlüğüyle geçildi. (A) Milli Takım, son bölümde savunmada üst üste yaptığı hatalar nedeniyle seti 26-24 rakibine kaptırdı: 2-1.

4. setin ilk teknik molası 8-7, ikinci teknik molası ise 16-14 İspanya’nın üstünlüğüyle geçildi. Hücumdaki etkinliğini kaybeden (A) Milli Takım, savunmada da hatalar yapınca fark açıldı: 15-19. (A) Milli Takım, bu dakikadan sonra toparlanamadı. Konsantrasyonu dağılan Türkiye karşısında rahat bir oyun ortaya koyan İspanya setten 25-20 üstün ayrıldı: 2-2. 

Türkiye, tie-break setine hızlı başladı. Pasör Ulaş orta alana ağırlık verirken, Burutay hızlı hücumlarıyla İspanya’ya göz açtırmadı. Müthiş çekişme yaşanan sette Emre ve Serhat hücumda, Ahmet de blokta etkili oldu. (A) Milli Takım, seti 18-16 alarak maçtan 3-2 galip ayrıldı.

Türkiye, böylece erkeklerde Avrupa Ligi’nde ilk kez final oynama hakkı kazandı.

(A) Milli Takım, yarın saat 16.00’da Hollanda ile final oynayacak. Üçüncülük maçı ise saat 13.30’da Slovakya ile İspanya arasında yapılacak.

Karşılaşmayı Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, protokol tribününden takip ederken, Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık da, Milli Takım’a saha kenarından destek verdi.

Bu arada İspanya Milli Takımı’nın başında 2006-2010 yılları arasında Aroma Erkekler Voleybol Birinci Ligi takımlarından Arkas Spor’u çalıştıran Fernando Munoz Benitez bulunuyor.

Tanrıverdi: Hasta adam Usta adam oldu

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, ”Türkiye dün, ‘hasta adam’ olarak tarif ediliyordu ama görüyoruz ki bugün Türkiye artık ‘hasta adam’ olarak tarif edilmiyor, ‘usta adam’ olarak tanımlanıyor” dedi.

Tanrıverdi, İzmit Belediyesi’nin yeniden düzenlediği, ”Servetiye Mesire Alanı ve Kurtuluş Savaşı Siperleri”nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, bugün burada bir tarihin canlandığını anlatarak, böylesi güzel bir eseri ve tarihi mekanı ortaya çıkaran İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan’ı kutladığını söyledi.

İzmit Belediyesi’nin sosyal belediyecilik anlayışını ortaya koyduğunu dile getiren Tanrıverdi, ”Bizim belediyecilik anlayışımızda, bir şehri imar etmek vardır. Alt yapısı, üst yapısı, sosyal paylaşım alanlarıyla şehir imar etmek vardır” dedi.

Tanrıverdi, belediyecilik anlayışlarında sosyal belediyecilik hizmetinin bulunduğunu ifade ederek, tarihe, kültürlerine sahip çıktıklarını kaydetti.

Böylesi tarihi mekanları ortaya koyarken, böylesi tarihi mekanların hatırlanması adına da değişik etkinlikler gerçekleştirdiklerini belirten Tanrıverdi, tarihe sahip çıkan bu hizmetin, sosyal belediyecilik anlayışının anlamlı bir hizmeti olduğunu ifade etti.

Tanrıverdi, ”Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır’ diyor şair. Bu toprakların vatan olması için ecdadımız, canını ortaya koymuş, kanını dökmüş, alın teriyle bu toprakları sulamış. Bize cennet vatan olarak emanet etmiş ecdadımızdan emanet aldığımız vatanımız için, elbette değerlerimize sahip çıkmak, onun üzerinde yüceltmek adına da bizlere büyük sorumluluklar ve yükümlülükler düşmektedir” şeklinde konuştu.

Tarihi, kültürü, medeniyetine sahip çıkmayan toplumların yok olacağını dile getiren Tanrıverdi, bunlara sahip çıkan toplumların yaşamaya devam ederek dünyadaki önemli toplumlar arasına gireceğini bildirdi.

-”Türkiye, ‘Hasta adam’dan ‘usta adam’a geçti”-

Tanrıverdi, önceliklerinin ülkenin tarihi ve geçmişine sahip çıkmak olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:

”Hiçbir zaman reddi mirasçı olmadık. Onun içindir ki bugün, gönül bağımızı kurduk, milletimizle bir ve beraber olduk. Milletimizle beraber coşuyoruz, varsa üzüntümüz birlikte üzülüyoruz. Birlik ve beraberliğimizi koruyoruz. Birlik ve beraberliğimizle geleceğe ait planlarımızı ve politikalarımızı ortaya koyup uyguluyoruz. Bu çerçevede bugün Türkiye, dünün Türkiye’si değildir. Özellikle ellerini öptüğüm büyükler bilirler ki Türkiye dün tarif edilirken, ‘hasta adam’ olarak tarif ediliyordu. Ama görüyoruz ki bugün Türkiye artık ‘hasta adam’ olarak tarif edilmiyor, ‘usta adam’ olarak tanımlanıyor.”

Tanrıverdi, İzmit’te belediyenin 1923 yılında kurulduğunu dile getirerek, 1923 tarihinin Cumhuriyet’in ilan edildiği tarih olduğunu, 2023 yılının da hem cumhuriyetin ilanının hem de İzmit’in 100. kuruluş yıl dönümü olduğuna vurgu yaptı.

Şu anki hedeflerinin 2023 olduğunu anlatan Tanrıverdi, 2023 hedefinin yakalanmasıyla ülkenin, hükümetin uyguladığı politikalarla ileri demokrasiye kavuşacağını dile getirdi. Tanrıverdi, ekonomik ve sosyal refahın arttırılarak Türkiye’yi dünyada lider konumuna oturtacaklarını ifade etti.

Sevginin kardeşliğin, kardeşliğin de barışın temeli olduğunu vurgulayan Tanrıverdi, ”Dolayısıyla bize düşen sevgi üretmektir. Sevgi ürettiğimizde göreceğiz ki bu ülkedekiler, huzur ve mutluluk içinde yaşayacak, yetmedi dünyanın barışını tesis edeceğiz. Artık sınırların, vizelerin kalktığı ortamda gönüllerimizi açmış olacağız.

Gönüllerimizde sınır tanımayacağız, herkesi dini, dili, ırkı, mezhebi ne olursa olsun, insan ortak paydasında seveceğiz. Dünyada barışı hakim kılacağız. Medeniyetimizde, değerlerimizde ve inancımızda ortak payda barıştır. Dolayısıyla bu anlamda biz, üzerimize düşeni yaptığımız da savaş yerine barış hakim olacaktır” ifadesini kullandı.

-Diğer konuşmacılar

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu da kültürünü ve tarihini bilmeyen milletlerin geleceğe yön veremeyeceklerini belirterek, kendilerinin tarihten ibret aldıklarını söyledi.

Tarihin iyi aydınlatılması sonrasında gençlerin doğru aydınlatılacağını ifade eden Karaosmanoğlu, gençlerin tarihten alacakları dersle geleceğe daha akılcı bakabileceklerini kaydetti.

Karaosmanoğlu, ”Bu cephe İstiklal Savaşı’nda önemli mücadele vermiş. Henüz düzenli ordular kurulmadan, dedelerimiz bir topluluk oluşturarak düşmanlara karşı mücadele etmişler. Şu anda Türkiye’nin güçlenmesini ve büyümesini istemeyen pek çok güçler var. Artık Türk halkı bilinçlendi, geçmişini ve çektiği sıkıntıları biliyor” diye konuştu.

İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan ise Kurtuluş Savaşı siperlerinin açılmasıyla tarihte yaşanmış olan acıları da hatırladıklarını belirterek, vatanın Türk milletine kolay teslim edilmediğini dile getirdi.

”Ateşten gömlek” olarak adlandırılan o yıllar sonrasında bu günlere ulaşıldığını ifade eden Doğan, ”Geçmişlerine sahip çıkmayanlar, geleceklerine de sahip çıkamazlar. Bu anlamda o tarihte başta milli mücadeleyi verenler olmak üzere, onlara destek veren halkın içinde Kara Fatma’lar bu siperlerde mücadele vermiş. O mücadeleler bizleri bu günlere getirdi” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından, Tanrıverdi ve beraberindeki protokol üyeleri siperleri gezerek yetkililerden siperler hakkında bilgi aldı.

Yunan gayrimenkulleri yatırımcıların yeni gözdesi

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Kriz, en çok Yunanlı zenginlerin işine yaradı, onlar başka ülkelerde emlak satın alırken, fiyatların düşmesi  üzerine yabancı yatırımcılar da Yunanistan’da  ev almaya başladı.

Londra’daki Chelsea,  İngiltere başkentinin en pahalı mahallesi. Burada Avrupa’nın en zengin kişileri oturuyor.

Paralarını yatıracak  güvenli bir yer arayan zengin Yunanlılar Chelsea’de ev satın almaya başladı.

Ed Meade Londra’daki emlak şirketi Douglas and Gordon’un müdürü:

“Piyasaya beklediğimizden çok sayıda Yunanlı müşteri geldi. Bütün Avrupa’dan müşteri geliyor ama şimdi çoğunluk Yunanistan’dan.”

Meade, Yunanlılar’ın apartman bloklarında iyi koşullarda kolay kiraya verilecek dairelere ilgi duyduklarını söylüyor:

“Paralarını Yunanistan’dan çıkarıp güvenli bir yere yatırmak istiyorlar. Alman tahvillerinden, altından da söz ediyorlar. Ama gayri menkulü tahvil ya da altından daha sağlam görüyorlar.”

Birçok Yunanlı, Yunanistan’ın euro bölgesinden ayrılabileceği kaygısı arttıkça paralarını ülke dışana  çıkarıyor.  3 yıl önce ekonomik kriz başladığından beri  90 milyar doların Yunan bankalarından çekildiği tahmin ediliyor.

Ama Yunanlılar nakit paralarını dışarıya çıkarırken ülkeye Ruslar geliyor.
Yunanistan

Kassandra Yarımadası  kum, güneş ve deniz gibi  Yunan turizminin ün yaptığı herşeye sahip.

Mali kriz sırasında burada emlak fiyatları yüzde 30 düştü. Bu da yabancı yatırımcıları cezbediyor.

Yannis Revithis Yunan Emlak Simsarları Federasyonu Başkanı:

“Ev arayan Rus müşterilerin sayısında yüzde 200 artış oldu. Turizm şirketlerinin Rus müşterilerle yaptığı anlaşmalar da  en az yüzde 100 arttı.”

Revithis, yabancı müşterilerin eskiden Batı Avrupa’dan geldiğini, ancak  euro krizi yayıldıkça Rus rublesinin piyasaya hakim olduğunu söylüyor.

Yunanistan ve Rusya’nın uzun bir işbirliği geçmişi var. Bazı Yunanlılar Rus müşterilerin ayakta kalma mücadelesi veren yerel halk için hayat kurtarıcı olacağı görüşünde.

Mouzenidis Emlak Şirketi’nin yöneticisi Costantinos Petridis  Ruslar’ın ilgisini şöyle açıklıyor:

“İş hayatının nasıl gelişeceğini söylemek zor ama Ruslar’ın Yunanistan’da yatırım yapmaya ilgi duydukları kesin. Yunanistan’ı dost ülke olarak görüyorlar. Aynı dini paylaşıyorlar. Yunan halkının gösterdiği  konukseverliği, dostluğu görüyorlar.”

Ülkedeki borç krizi bazı Yunanlılar’ı tasarruflarını güvence altına almaya zorluyor.

Harcama gücüne sahip kişiler de  Yunanistan’da yeni fırsatlar arıyor.

 

Tunus’ta hükümette idari yetki istifası

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Muhammed Abu, düzenlediği basın toplantısında, Tunus’un idari kanallarında etkin olan yolsuzluklarla mücadele konusundaki denetimlerinin hükümet nezdinde kabul edilmemesi gerekçesiyle görevinden istifade ettiğini söyledi.

Hükümetin, yolsuzluk dosyalarını açma noktasındaki girişimlerini engellediğini ifade eden Abu, bu şekilde, idari kanalları denetleyecek bir kontrol mekanizmasını faaliyete geçiremeyeceğini bildirdi.

Abu’nun görevinden ayrılmasıyla, Aralık 2011’de kurulan Tunus Hükümeti’nde ilk kez bakan düzeyinde istifa gerçekleşmiş oldu.

Suriye için Cenevre’de son uzlaşma

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

BM ve Arap Birliği’nin Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan, Suriye Toplantısı’na katılan ülkelerin, Suriye’de barışın tesisi için geçiş hükümetinin kurulması konusunda hemfikir olduklarını söyledi.

Kofi Annan, İsviçre’nin Cenevre kentinde yapılan Suriye konulu uluslararası toplantının sonuç bildirisinin yayımlanmasından sonra yaptığı açıklamada, katılımcı ülkelerin, Suriye’de barışın tesisi için geçiş hükümetinin kurulması konusunda anlaştıklarını belirtti.

Annan, siyasi bir anlaşmaya varmanın Suriye halkına düştüğünü ifade etti.

Toplantının sonuç bildirisinde ise geçişin mümkün olacağı tarafsız bir ortam yaratılabilmesi için bir geçiş hükümetinin kurulması konusunda anlaşıldığı bildirildi.

Söz konusu geçiş hükümetinin, mevcut yönetimin, muhaliflerin ve diğer grupların üyelerini içerebileceği, ortak rıza temelinde oluşturulabileceği belirtilen bildiride, ülkenin geleceğine Suriye halkının karar vereceği, Suriye’de toplumun tüm kesimlerinin, ulusal diyalog sürecine dahil edilmesi gerektiği vurgulandı.

Bildiride bu temelde anayasal düzenin ve adalet sisteminin gözden geçirilebileceği, sonucun, halkın onayına sunulacağı, anayasal düzen kurulduğunda, özgür ve çok partili seçimler için hazırlanılması, kadınların geçiş sürecinin tüm safhalarında tam anlamıyla temsil edilmeleri gerektiğinin altı çizildi.

Geçiş sürecinde güvenlik, istikrar ve sükunetin önemine değinilen bildiride, tüm tarafların, şiddetin kalıcı biçimde durmasının temini için geçiş hükümetiyle işbirliği yapmak zorunda olduğu belirtildi.

Suriye’nin toprak bütünlüğü, bağımsızlığı ve birliğine saygı gösterilmesi gerektiği dile getirilen bildiride, Eylem Grubu’nun üyeleri dahil olmak üzere uluslararası toplumun, bu ülkedeki tarafların varacağı anlaşmanın uygulanmasına önemli destek vermeye hazır olduğu ifade edildi.

Bildiride ayrıca Eylem Grubu’nun, Suriye’de süregelen ve artan ölümleri, yıkım ve insan hakları ihlallerini kınadığı, şiddetin ve insan hakları ihlallerinin sona erdirilmesi ve Suriyelilerin liderliğinde geçiş hükümetine yönelik sürecin başlatılması için ivedilikle ve yoğun biçimde çalışmaya kararlı olduğu bildirildi.

Toplantıya BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri İngiltere, ABD, Rusya, Çin ve Fransa’nın yanı sıra Irak, Kuveyt, Katar dışişleri bakanları ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi ile BM Genel Sekreteri katılıyor. Toplantıda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da bulunuyor.

Kofi Annan, toplantıda yaptığı konuşmada, daha önce Suriye konusunda hazırladığı 6 maddelik planın uygulanmadığı için krizin derinleştiğini belirterek, sorunun daha büyük tehditlere yol açabileceği uyarısında bulunmuştu.

UEFA Süper Kupa için sürpriz şehir

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

UEFA İcra Kurulu Toplantısı, Ukrayna’nın başkenti Kiev’de, UEFA Başkanı Michel Platini başkanlığında toplandı.

Basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantının ardından Avrupa Futbol Federasyonları Birliği’nin (UEFA) internet sitesinde, alınan kararlarla ilgili bilgi verildi. Toplantıda Euro 2020 adaylık sürecinin zaman çizelgesinin belirlendiği, ayrıca 2014 UEFA Süper Kupa Finali’nin Galler’in başkenti Cardiff’te, 2015 UEFA Süper Kupa Finali’nin ise Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te yapılmasına karar verildiği ifade edildi.

-Euro 2020 adaylık süreci de konuşuldu-

UEFA’dan yapılan açıklamada, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Euro 2020 ev sahibi adaylarıyla aralık ayında bir toplantı gerçekleştirileceği belirtildi. Aday ülke federasyonları adaylık dosyalarını belirlenen kurallara göre hazırlayacaklar ve 2013 yılı Eylül ayında UEFA’ya sunacaklar. 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası Finalleri’ne ev sahipliği yapacak ülke ya da ülkeler ise 2014 yılı mayıs ayında UEFA tarafından açıklanacak.

UEFA, 2020 yılının Avrupa Futbol Şampiyonaları’nın başlamasının 60. yılı olması dolayısıyla formatta da bir dizi değişikliğe gitmeye hazırlanıyor. UEFA Başkanı Michel Platini’nin basın toplantısında da açıkladığı gibi, Euro 2020’nin bir ya da iki ülkeden ziyade daha fazla ülkede ve şehirde düzenlenmesi fikri üzerinde duruluyor.

-Kulüplere ödenen para artacak-

UEFA, Şampiyonlar Ligi ile UEFA Avrupa Ligi arasında kulüplere ödenen paraların arttırılmasıyla ilgili olarak da çalışmalara başlıyor. 

İcra Kurulu toplantısında alınan kararla birlikte her iki ligde de kulüplere ödenecek paraların arttırılması kararlaştırılırken, Avrupa Ligi’ne katılacak takımlara daha fazla ödenmesi kararlaştırıldı. 

Buna göre Şampiyonlar Ligi’nden kulüplere ödenecek para 31 milyon 500 bin avro, UEFA’dan kulüplere ödenecek para ise 8 milyon 500 bin avro olacak.

-2014 ve 2015 Süper Kupa finallerinin ev sahipleri de belli oldu-

UEFA İcra Kurulu, 2014 yılında UEFA Süper Kupa finaline Galler’in başkenti Cardiff’te bulunan Şehir Stadyumu’nun, 2015 Süper Kupa finaline ise Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te bulunan Mikheil Meskhi Stadyumu’nun ev sahipliği yapacağını duyurdu. 

Ayrıca, 2014 yılından itibaren FIFA tarafından belirlenecek yeni maç takvimlerine göre Süper Kupa finalleri Ağustos ayının ortalarında oynanacak.

2013 yılındaki UEFA Süper Kupa finali ise 30 Ağustos 2013 tarihinde Prag’daki Eden Stadı’nda oynanacak.

Öte yandan UEFA İcra Kurulu toplantısında brifing veren UEFA Hakem Kurulu Başkanı Pierluigi Collina, geçtiğimiz yıl Avrupa’da 1000’den fazla maç oynandığını (290 Şampiyonlar Ligi maçı, 615 UEFA Avrupa Ligi maçı ve Euro 2012’de 30 maç) ve bu maçlarda çizgi hakemleri (ekstra hakem) uygulamasından olumlu sonuç aldıklarını söyledi.

Collina’nın, maçlarda 5 hakem uygulamasına devam edilebileceğini belirttiği da ifade edildi.

Nevin Yanıt 100 metrede finale yükseldi

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

ayrıntılar gelecek..

Japonya: 79 – Güney Kore: 51

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Japonya: 79 – Güney Kore: 51 

Salon: Ankara

Hakemler: Srdan Dozai (Hırvatistan), Amy Bornner (ABD), Mendoza Hodelin (Küba) 

Japonya: Takada 11, Mamiya 6, Fujiwara 3, Yoshida 10, Oga 20, Oba 6, Yano, Tanaka 12, Kudeken 2, Kibayashi 3, Shinohara 6, Yamada

Güney Kore: Choi 5, Sun Jung 2, Beon 6, Jung Kim 2, Sin 17, Bo Kim 3, Ji Kim, Han 3, Lee 3, Kang 2, Bae 8 

1. periyot: 29-4

Devre: 47-20

3. periyot: 65-33

Basketbolda FIBA Kadınlar Olimpiyat elemelerinde Güney Kore’yi 79-51 yenen Japonya, yarın 5. takım olarak 2012 Londra Olimpiyatları’na gitmek için mücadele edecek.

Telefonla 56 bin lira dolandırdılar

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün tüm uyarılarına rağmen telefonla dolandırıcılık olaylarına bir yenisi daha eklendi.

İzmir’de telefonda aradıkları kişilere kendilerini savcı ve polis olarak tanıtarak dolandırıcılık yapan anne ve oğul yakalandı. Zanlıların iki kişiden toplam 56 bin lira dolandırdığı ortaya çıktı. Elazığ’da yaşayan M.Y. isimli kişiyi arayan 2 kişi kendilerini polis olarak tanıtarak hesabından terör örgütüne para yardımı yapıldığını ve telefonunun savcılık tarafından bir süredir dinlendiğini söyledi. Suçluları yakalamak için çalışma yaptıklarını, kendilerine yardımcı olmaması durumunda hakkında işlem yapacaklarını söyleyerek M.Y.’den bankadan 4 bin 300 lira para çekip A.Y. adına açılan hesabına yatırmasını istedi. Korktuğu için şahısların söylediklerini yapan ve bir süre sonra dolandırıldığını anlayan M.Y. polise başvurarak şikayetçi oldu.

Elazığ Emniyet Müdürlüğü ekipleri İzmir polisiyle irtibata geçerek paranın yatırıldığı banka ve hesap bilgilerini verdi. Konuyla ilgili soruşturma başlatan İzmir polisi, paranın çekildiği bankanın kamera görüntülerini inceledi. Ekipler eşgalini belirlediği şahısların tekrar bankaya geleceğinin anlaşılması üzerine yaptığı operasyonla kıskıvrak yakalayarak gözaltına aldı. Zanlıların A.Y. (63) ve oğlu S.Y. (39) olduğu anlaşıldı.

Konuyla soruşturmayı derinleştiren ekipler, zanlıların 7 ayrı bankada açtıkları hesapları incelemeye aldı. Şahısların hesabına Ankara’da yaşayan H.G. isimli şahıstan 52 bin 300 lira yatırıldığını fark eden ekipler H.G’ye ulaştı. Şahsın aynı yöntemle dolandırıldığı ve Ankara Cumhuriyet Savcılığına başvuru yaptığı ortaya çıktı. İşlemleri tamamlanarak nitelikli dolandırıcılık suçlamasıyla adliyeye sevk edilen A.Y. ve S.Y. çıkartıldıkları mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Borçlu için lüzumlu eşyaya haciz yasağı

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Ekonomik faaliyetini bedeni çalışmasıyla sürdüren borçlunun mesleğini sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya, aile bireyleri için lüzumlu eşya, borçlunun haline münasip evi ve öğrenci bursları haczedilemeyecek.

TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen ”3. yargı paketi” olarak bilinen tasarının, 1-28. maddelerini kapsayan 1. bölümü kabul edildi.

Kabul edilen maddelere göre, her icra dairesinde Adalet Bakanlığı’nca atanacak bir icra müdürü, yeteri kadar icra müdür yardımcısı, icra katibi ile adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonları tarafından görevlendirilecek mübaşir ve hizmetli bulunacak.

İcra müdür ve icra müdür yardımcıları, Adalet Bakanlığı’nca yaptırılacak yazılı ve sözlü sınav sonucuna göre atanacak. İcra katipleri arasından bakanlıkça gerçekleştirilecek sözlü sınav sonucuna göre de icra müdür veya icra müdür yardımcılığı kadrolarına atama yapılabilecek.

İcra müdürü, icra müdür yardımcısı veya icra katibinin herhangi bir nedenden dolayı yokluğu durumunda görev ve yetkileri, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu tarafından görevlendirilecek yazı işleri müdürü veya zabıt katibi tarafından yerine getirilecek.

İcra ve iflas dairelerince verilen kararlar gerekçeli olarak tutanaklara yazılacak.

İcra ve iflas dairelerince yapılacak her türlü icra ve iflas iş ve işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılacak; her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenecek, kaydedilecek ve saklanacak.

-Güvenli elektronik imza, elle atılan imza yerine kullanılabilecek-

Usulüne göre güvenli elektronik imza ile oluşturulan elektronik veriler senet hükmünde sayılacak ve söz konusu imza, elle atılan imza ile aynı ispat gücüne haiz olacak. Güvenli elektronik imza, kanunlarda bu imzayla yapılamayacağı açıkça belirtilmiş olan işlemler dışında, elle atılan imza yerine kullanılabilecek.

Zorunlu nedenlerden dolayı fiziki olarak düzenlenen belge veya kararlar, yetkili kişilerce güvenli elektronik imzayla imzalanarak UYAP’a aktarılacak ve gerektiğinde UYAP vasıtasıyla ilgili birimlere iletilecek. Bu şekilde elektronik ortama aktarılarak ilgili birimlere iletilen belge ve kararların asılları, gönderen icra ve iflas dairesinde saklanacak, ayrıca fiziki olarak gönderilmeyecek.

-İcra ve iflas dairelerinde nakit ödemeye son-

İcra ve iflas dairelerine yapılacak her türlü nakdi ödeme, Adalet Bakanlığı’nca uygun görülecek bankalarda icra ve iflas dairesi adına açılan hesaba yatırılacak. Haciz sırasında, borçlu veya üçüncü kişiler tarafından yapılan ödeme nedeniyle tahsil edilen paralar, en geç tahsilatın yapıldığı günü takip eden ilk iş gününün çalışma saati sonuna kadar banka hesabına yatırılmak üzere icra veya mahkeme kasalarında muhafaza edilecek.

Tasarıyla, adli tatilde icra mahkemelerdeki dava ve işlere bakılması amacıyla düzenleme yapıldı. Buna göre, İcra mahkemesine arzedilen hususlar ivedi işlerden sayılacak ve bu işlerde basit yargılama usulleri uygulanacak.

Uluslararası ilişkilerde ortaya çıkabilecek sorunların ortadan kaldırılması amacıyla yabancı devlet aleyhine başlatılan ilamlı icra taleplerine ilişkin icra emrinde, uluslararası antlaşmalar saklı kalmak kaydıyla, borçlu devlete ait olan mallar hakkında cebri icra (kendi istekleriyle borçlarını ödemeyen borçluların, borçlarını devlet kuvveti ile ödemelerinin sağlanması) yapılabileceği ayrıca ihtar edilecek.

Tasarıyla, yabancı devletler aleyhine girişilecek ilamsız takiplerin yargı denetimine tabi olmaksızın, icra müdürlüğü işlemiyle başlatılmasının sakıncalarının önüne geçilmesi amacıyla değişiklik yapıldı. Buna göre, yabancı devlet aleyhine ilamsız takip yoluna başvurulamayacak.

Takip talebi, icra dairesine yazılı ve sözlünün yanı sıra elektronik ortamda da yapılacak.

-Aile bireyleri için lüzumlu görülen eşyalar haczedilemeyecek-

Tasarıyla, borçlunun haline münasip evi de haczedilemeyecekler arasına alındı.

Buna göre, ekonomik faaliyeti, sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan borçlunun mesleğini sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya; para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç olmak üzere, borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu eşya, aynı amaçla kullanılan eşyanın birden fazla olması durumunda bunlardan biri, borçlunun haline münasip evi ve öğrenci bursları haczedilemeyecek.

Haczedilecek malların kıymetinin fazla olması durumunda, bedelinden münasip bir kısmı, ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılacak.

İcra memuru, haczi talep edilen malların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirecek ve ona göre karar verecek.

Yabancı devlet, parlamento ve hükümet başkanı ile hükümet üyelerinin resmi ziyaret, transit geçiş, gibi sebeplerle Türkiye’de bulundukları sürece, bu kişileri taşıyan ulaşım araçları muhafaza altına alınamayacak ve yediemine bırakılamayacak.

Kolluk kuvvetlerinin yakaladığı hacizli motorlu araçlar, en geç 3 işgünü içinde en yakın icra müdürlüğüne teslim edilecek.

Haczedilen şey, üçüncü kişi nezdinde bulunursa, bu kişi yedieminliği kabul ettiği takdirde bu mal muhafaza altına alınmayacak.

Haczin kaldırılmasına sebebiyet veren alacaklı, o mala yönelik olarak haczin konulması ve muhafazası gibi tüm giderlerden sorumlu olacak.

-Hacizli mallar elektronik ortamda satılacak-

Hacizli malların satış ilanı elektronik ortamda da yapılabilecek. Elektronik ortamda verilecek teklifler, hacizli malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 50’sinden az olamayacak, teklif vermeden önce de hacizli malın yüzde 20’si oranında teminat gösterilecek.

Hacizli malların birinci ve ikinci ihalesi icra memuru tarafından, ilanda belirlenen yer, gün ve saatte, elektronik ortamda verilen en yüksek teklif üzerinden başlatılacak. Satılığa çıkarılan mal üç defa bağırıldıktan sonra, elektronik ortamda verilen en yüksek teklif de değerlendirilerek, en çok artırana ihale edilecek.

İcra ve iflas dairelerince, daire dışında tahsil edilen paralar, en geç tahsilatın yapıldığı ilk işgünü günü çalışma saati sonuna kadar banka hesabına yatırılmak üzere icra veya mahkeme kasalarında muhafaza edilecek.

Hacizli malların satışı açık arttırma ile yapılacak, birinci ve ikinci ihalenin yapılacağı yer, gün ve saat önceden ilan edilecek. İlan, birinci ihale tarihinden en az 1 ay önce yapılacak, açık artırmaya elektronik ortamda teklif verme yoluyla başlanacak. Elektronik ortamda teklif verme, birinci ihale tarihinden yirmi gün önce başlayacak, ihalenin tamamlanacağı günden önceki gün sonunda sona erecek. İkinci ihalede ise elektronik ortamda teklif verme, birinci ihaleden sonraki 5. gün başlayacak, en az 20 gün sonrası için belirlenecek ikinci ihalenin tamamlanacağı günden önceki gün sonunda sona erecek.

– Tartışma –

Tasarının 1. bölümü üzerinde, partisinin önergesi üzerinde konuşmak için kürsüye gelen BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ile MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural tartıştı.

Sakık, ”Bizi beğenmeyebilirsiniz, bize katılmayabilirsiniz ama hiç kimse size, bize hakaret etme hakkını vermez. Sizin Barzani dediğiniz adam Güney Kürdistan’da 5 milyon insanı temsil etmektedir; sizin aşağıladığınız, hakaret ettiğiniz Öcalan için 3,5 milyon insan Meclis’e imza veriyor” dedi.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, bu sözleri üzerine Sakık’a laf attı. Sakık da Vural’a, ”Bağırmayacaksın, hakaret etmeyeceksin” karşılığını verdi.

BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve Batman Milletvekili Ayla Akat, TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam’dan, laf atan Vural’ı uyarmasını istedi.

Sakık, Vural’a yönelik, ”Biz böyle baskılara boyun eğmeyiz. Bir halka haksızlık edildiği için insanlar dağlara sığınmışlardır. Sizi men ederim, bir daha bu şekilde hakaret etmeye kimsenin hakkı yoktur. Tek malzemeleri red ve inkar olan, PKK, silah ve şehitlerin üzerinden nemalanan anlayışlardan bir şey beklemiyoruz ama sizi açıkça uyarıyoruz: Öyle kendinizi efendi gibi görüp, bize köle muamelesi yapamazsınız. Siz bu ülkenin efendisi değilsiniz, haddinizi bileceksiniz” sözlerini kullandı.

Bunun üzerine Vural’ın, ”Kimse bölemeyecek” sözleri üzerine, Buldan ”Ne bölünmesinden bahsediyorsun” diye karşılık verdi.

1. bölümün kabul edilmesinin ardından birleşime bir saat ara verildi.

 

Rum kesiminin başı borçlarla dertte!

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Son dönemde uluslararası piyasalardan finansman sağlamakta zorlanan Güney Kıbrıs, hafta başında bankacılık sektörünü desteklemesi için Avrupa Birliği’nden yardım talep etmek zorunda kaldı.

Yunanistan’da süregelen borç krizinden ciddi biçimde etkilenen Kıbrıs Rum Kesimi’nin kültürel ve ekonomik anlamda Atina ile son derece yakın ilişkileri bulunuyor.

Bankacılık sektörünün Yunanistan’a yaptığı yüklü yatırımlar nedeniyle sıkıntılı günler yaşayan ve Yunan devlet tahvillerinden uğradığı zararın altından kalkamayan Kıbrıs Rum Kesimi’nde hükümet, hafta başında mali yardım için Avrupa Finansal İstikrar Fonu’na (EFSF) resmen başvurdu.

AB’ye 2004, Avro Bölgesi’ne ise 2008 yılında üye olan Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan, İrlanda, Portekiz ve İspanya’nın ardından Avrupa Birliği’nden finansal yardım talebinde bulunan beşinci ülke oldu.

Kendisi de ciddi borç sorunuyla mücadele eden bir ülke olarak AB dönem başkanlığında Avro Bölgesi’nde süregelen borç krizine çözüm üretmekte yetersiz kalacağı yönünde eleştiriler alan Güney Kıbrıs, söylentileri doğrularcasına hafta ortasında da Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) finansal yardım talep etti.

Hükümet, IMF ve AB’den istediği kredi miktarına ilişkin açıklama yapmadı ancak piyasalarda, 17,3 milyar dolar büyüklüğünde ekonomisi bulunan Güney Kıbrıs’ın 6-10 milyar avro aralığında yardım alacağı belirtiliyor.

Ekonomisinin bu yıl yüzde 1,1 daralması bekleniyor

Sicilya ve Sardunya’nın ardından Akdeniz’in üçüncü büyük adasının güneyinde bulunan Kıbrıs Rum Kesimi’nin gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) yüzde 70’ini özellikle turizm ve finansal hizmetler olmak üzere hizmetler sektörü oluşturuyor.

Avrupa Komisyonu’nun verilerine göre, Güney Kıbrıs’ın ekonomik büyüklüğü 17,3 milyar düzeyinde bulunuyor. Geçen yıl gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 71,6’sı düzeyinde bulunan kamu borcunun bu yıl yüzde 76,5’e yükselmesi bekleniyor.

Ülkenin GSYH’ye oranı yüzde 6,3 olan bütçe açığının ise bu yıl yüzde 3,4’e gerileceği tahmin ediliyor.

IMF verilerine göre, geçen yıl yüzde 0,5 oranında büyüyen Güney Kıbrıs ekonomisinin bu yıl yüzde 1,1 daralacağı öngörülürken, enflasyonun bu yıl yüzde 3,5’ten yüzde 3,4’e gerilemesi, işsizlik oranının da yüzde 7,8’den yüzde 9,8’e yükselmesi bekleniyor.

-Kredi derecelendirme kuruluşları için Güney Kıbrıs yatırım için ”spekülatif”-

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Moody’s, Standard and Poor’s (S&P) ve Fitch tarafından Yunanistan’daki borç krizinin etkileri nedeniyle geçen yıldan bu yana pek çok kez kredi notu düşürülen Güney Kıbrıs ”spekülatif” kategoride derecelendiriliyor.

Fitch, hafta başında Güney Kıbrıs’ın ”BBB-” olan uzun vadeli kredi notunu ”BB ”ya, Moody’s 13 Mart’ta ”Baa3” olan uzun vadeli kredi notunu bir kademe düşürerek ”Ba1”e, Standard and Poor’s da 13 Ocak’ta ”BBB”den ”BB ”ya düşürmüştü.

Her üç kuruluş da ülkenin kredi notlarını ”negatif” izlemede tutuyor.

Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Komisyonu’ndan derlenen Kıbrıs Rum Kesimi’nin bazı ekonomik verileri şöyle:

2011 (yüzde)        2012 (yüzde*)

………….       ………….

Kamu borcu:        71,6                76,5

Bütçe açığı:        6,3                 3,4

Büyüme oranı:       0,5                -1,1

Enflasyon:          3,5                 3,4

İşsizlik:           7,8                 9,8

Cari denge:        -8,4                -6,2

*IMF ve Avrupa Komisyonu’nun tahmini verileri

Kıbrıs Rum Kesimi’nin uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarınca belirlenen uzun vadeli kredi notları şöyle:

Moody’s        Fitch            S&P

……..      …….          …..

Ba1           BB             BB

Atatürk Havalimanı, yolcu rekoru kırdı

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

İstanbul Havalimanları Muhabirleri Derneği’ni ziyaret eden Birdal, gazetecilere yaptığı açıklamada, Atatürk Havalimanı’nın dün uçak ve yolcu trafiğinde tüm zamanların rekorunu kırdığını kaydetti.

Atatürk Havalimanı’na toplam 1097 uçağın iniş ve kalkış yaptığını aktaran Birdal, şöyle devam etti:

”Havalimanı, bir gün içinde tarihinin en kalabalık gününü yaşadı. 542 uçak iniş, 555 uçak da kalkış yaptı. Dış hatlardan 43 bin 483 yolcu geldi, 36 bin 739 yolcu da yurt dışına çıkış yaptı. İç hatlarda ise 22 bin 312 yolcu İstanbul’a geldi, 23 bin 765 yolcu da şehir dışına gitti.”

Birdal, yolcuların havayolunu tercih etmelerinin kendilerini memnun ettiğini belirterek, İstanbul’a acilen yeni bir havalimanının yapılması gerektiğini ifade etti.

Sefaköy’deki bazı binaların uçuşa engel teşkil ettiğini söyleyen Birdal, konuyla ilgili şikayette bulunduklarını, Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı yakınlarında da şimdiden yüksek bina yapımının önüne geçilmesi gerektiğini kaydetti.

GAP, işsizlik ve göçü azalttı

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

GAP BKİ Başkanı Sadrettin Karahocagil, yaptığı açıklamada, GAP Eylem Planı’nın en ciddi sonuçlarından birinin istihdamda görüldüğünü belirtti.

Sadece 2010 yılında bölge illerinde 218 bin kişiye yeni iş olanağının oluşturulduğunu vurgulayan Karahocagil, bu sektörlerin daha çok inşaat, altyapı, turizm ve hizmet alanlarında yoğunlaştığını söyledi.

Bölgede bugün gelinen noktada işsizlik rakamlarının çok daha iyileştiğini gördüklerini aktaran Karahocagil, ”Bölge ilerindeki işsizlik rakamları yüzde 18.8’den yüzde 11’lere düştü. Diyarbakır ve Şanlıurfa gibi kentlerdeki işsizlik rakamları ise Türkiye ortalamasının altına geriledi. TÜİK’in verilerine göre, Şanlıurfa ve Diyarbakır’da işsizlik 2009’da yüzde 18.8 iken, 2011’de yüzde 9.7’ye kadar geriledi” diye konuştu.

”Göç rakamlarında hızlı düşüş var”

Oluşturulan istihdamın bölgede çok sık görülen göçü de azalttığını ifade eden Karahocagil, GAP’ın bu konuda diğer bölgelerden daha avantajlı bir konumda olduğunu dile getirdi.

Diğer bazı bölgelerden dış göç akımının devam ettiğini, buna karşılık GAP’ta hızlı bir şekilde düşüş yaşandığını anlatan Karahocagil, şunları kaydetti:

”Şırnak gibi fazla yatırıma ihtiyaç duyan illerimiz var. Ancak Gaziantep, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin’e ise artık Türkiye’nin gelişmiş illeri diyeceğiz. Bu illerimizde, tarım, sanayi ve turizm de önemli hamleler yapılıyor. Özellikle yakın gelecekte kalifiye elaman açısından geriye göç bekliyoruz. Yapılan bu yeni yatırımların bunu sağlayacağı görüşündeyiz.”

Karahocagil, bölge illerine gelen turist sayılarında da son yıllarda ciddi artış sağlandığını belirterek, bunun en önemli göstergelerinden birinin de Güneydoğu illerine yapılan lüks oteller olduğunu sözlerine ekledi.

Doktor tavsiyesi Gül’ün ziyaretlerini erteletti

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’ün Letonya ve Litvanya’ya yapacaðý ziyaretler ertelendi.

Cumhurbaþkanlığı Basın Başdanıþmanı Ahmet Sever, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ziyaretlerin Gül’ün kulağındaki rahatsızlık nedeniyle ertelendiğini bildirdi.

Gül’ün 20-23 Haziran tarihleri arasýndaki Kayseri ziyaretinde kulağındaki rahatsızlğın nüksettiðini anlatan Sever, geçtiğimiz günlerde yapılan kontrol sonucu doktorlarının Gül’e, bir süre uçağa binmemesi tavsiyesinde bulunduklarını belirtti.

Sever, Cumhurbaşkanı Gül’ün de bu nedenle yarın başlayacak Letonya ve ardından geçeceği Litvanya ziyaretlerini ertelediğini, tarihlerin henüz belirlenmediğini kaydetti.

3. Yargı Paketi’nin görüşülmesine başlandı

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Başkanvekili Mehmet Sağlam başkanlığında toplanan Genel Kurul’da gündemdışı konuşmalardan sonra teklif ve tasarıların görüşülmesine geçildi.

Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması, Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı, ”temel kanun”olarak bölümler halinde görüşülüyor.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, tasarının görüşülmesine geçilmeden önce, ”terör örgütü elebaşının ev hapsi ya da misafirhanede olduğuna yönelik önemli iddialar olduğunu” belirterek, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in bu iddialar hakkında bilgi vermesi gerektiğini söyledi.

Komisyon sırasında oturan Bakan Ergin, ”kürsüden açıklayacağım” dedi.

Daha sonra tasarı üzerinde konuşmak üzere kürsüye gelen Bakan Ergin, ”İddialar tamamen gerçek dışıdır, 10 yılı aşkın süreden beri İmralı Cezaevi’nde cezasını infaz etmekte olduğunu bu kürsüden Türkiye’ye ilan ediyorum” diye konuştu.

Öte yandan Ergin, Meclis kulisinde gazetecilerin konuyla ilgili sorularına karşılık, ”İnanmayan gitsin baksın” karşılığını verdi.

Kurtulmuş ‘AK Parti’ye gitmiyorum’ demedi

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

İktidar partisine geçmeyeceğini kesin bir ifade ile belirtmeyen Kurtulmuş, “Biz ne olacağız” ifadesinin gönüllerinden geçmediğini, “Biz ne yapacağız.” fikrinin gönüllerde makes bulduğunu kaydetti. HAS Parti’nin aldığı oydan bağımsız olarak Türkiye siyasetinde “sesi en güçlü parti” olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Bu sözlerin iktidar partisinin içinden çıkması da takdir edersiniz ki, sözümüzün gücünün iktidar partisi tarafından anlaşılmış olduğunu gösterir.” dedi.

HAS Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda Kurtulmuş, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kurtulmuş, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması, Başbakan-Leyla Zana görüşmesi ve kendisinin AK Parti’ye transfer olacağı yönünde basında yer alan haberlerle ilgili açıklama yaptı.

Transferi ile ilgili çıkan haberleri, kendilerinin de iktidar partisi içinde konuşulan mesele olarak bildiklerini dile getiren Kurtulmuş, konunun bir şekilde medyaya sızdırıldığını ifade etti. Kurtulmuş, HAS Parti’nin kurulduğu günden bu yana gelecek Türkiye’yi, 2050 yılının Türkiyesini kuracak fikirleri, programları, projeleri büyük bir hassasiyetle Türkiye kamuoyuyla paylaştığını anlattı, sözü doğru söylediklerini, doğru insanlarla bir araya geldiklerini vurguladı. HAS Parti’nin, aldığı oydan bağımsız olarak Türkiye siyasetinde sesi en güçlü parti olduğunu ifade eden Numan Kurtulmuş, bu çerçevede hayatının her safhasında gönüllerinden “Biz ne olacağız.” ifadesinin geçmediğini söyledi.  Kurtulmuş, mücadelelerinin ana fikri ve çerçevesinin “Biz ne yapacağız, insanlığın hayrına ne yapacağız.” fikrinin olduğunu söyledi. Bu çerçevede, kendisinin ve arkadaşlarının “makam mevki” hırsı olmadığı gibi “şan, şöhret, para, pul” gibi derdinin de olmadığını kaydetti.

Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti: “Biz bu çerçevede özümüzü söylüyoruz. Her platformda, her halde ve şartta söyleyeceğiz. Bu sözlerin iktidar partisinin içinden çıkması da takdir edersiniz ki, sözümüzün gücünün iktidar partisi tarafından anlaşılmış olmasıdır. Bundan dolayı büyük bir memnuniyet içindeyiz. Bizim derdimiz önce insandır, bizim derdimiz yeni ve güçlü bir Türkiye’yi kurmaktır. Derdimiz, hakkın ve adaletin tesis edildiği bir programın uygulanmasıdır. Derdimiz, yeryüzünde bütün insanların huzur ve mutluluk içinde yaşadığı bir sistemi tesis etmektir. Derdimiz, medeniyetimizi yeniden inşa etmek ve yeniden medeniyetimizin siyasetini kıyamete kadar yaşatmak mücadelesidir. Bu, sözümüzü gücümüzün yettiği her yerde söylemeye devam edeceğiz.”

“MEVCUT DAVALAR AKAMETE UĞRATILMAMALI”

Konuşmasında, ÖYM’lerin kaldırılması ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, Türkiye’de hukuk ile ilgili sorunların çözüme kavuşturulmasının sadece bir maddenin değiştirilerek halledilemeyeceğini ifade etti.

ÖYM’lerin olağanüstü ve DGM’lerin devamı olduğunu belirten Kurtulmuş, Türkiye’de ÖYM’lerin kaldırılması ile demokratikleşmenin sağlanamayacağını belirtti. Türkiye’de halen ihtilal tehdidi olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, “Türkiye’de gücünü anayasa ve yasalardan alan bir olağanüstü dönem vardır. Evren’in avukatlarının verdiği savunma bunun en açık delilidir. Türkiye önce bu antidemokratik adımları, anayasal sistemle sistemi değiştirmek zorundadır. Bu çerçevede ÖYM’lerin kaldırılması, mahkemelere adli kolluk birimlerinin tahsis edilmesi, ceza evlerinin ıslah edilmesi, tecridin kaldırılması gibi konuları da aynı zamanda kaldırmak zorundayız. Türkiye’de ÖYM’ler kaldırılabilir, ancak bu yapılırken, ısrarla söylediğimiz devam eden yargılamaların, Türkiye’nin demokratikleşmesinde en önemli yargılamalar olarak gördüğümüz 28 Şubat, darbe planları, Ergenekon, Balyoz, internet andıcı, 12 Eylül soruşturmalarının akamete uğramaması zorunludur. Bu çerçevede, bizim söylediğimiz yere umarım Parlamento gelecektir. Düzenlemenin içinde çetelerle ve darbelerle mücadeleyle ilgili bir yasa muhakkak yer almalıdır. Böyle olmadığı takdirde, bu millet darbecilerin tehditlerine karşı eli, kanadı kırık bir şekilde bırakılacak.” ifadelerini kullandı.

“BAŞBAKAN’IN ZANA İLE GÖRÜŞMESİ OLUMLUDUR”

Kurtulmuş, Başbakan’ın Milletvekili Leyla Zana ile görüşmesi hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Başından beri Türkiye’nin en büyük sorunlarından birinin toplumsal barışı sağlamak olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bunun için Türkiye’de ilk olarak Kürt sorununun halledilmesi gerektiğini kaydetti.

Bunun için herkesin elini taşın altına koymasını isteyen  Kurtulmuş, “Dolayısıyla Türkiye’de herkes bu sorunun çözümü için elini taşın altına koymak zorundadır. Israrla başından beri söyledim: Bu işin çözümü ne darbe, ne sokak ne de Genelkurmay karargahıdır. Bu sorunun çözüm yeri TBMM’dir, siyasetin kendisidir. Sorunu siyasi arenada çözmeye yönelik atılan her adımı destekliyoruz. Bu görüşmeden ümit ederim ki, Türkiye’nin 30 yıldır kanayan yarasına belki çözüm çıkar. Belki birkaç tane adım atılmış olur. Bu sürede herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Herkes, Kürt meselesi diye ortada dolaştırırken. Biz HAS Parti olarak Türkiye’nin gönüllü kardeşlik projesini Türkiye’nin her tarafında anlattık. Bu milletimizin takdirini aldı.” dedi.

Suriye’deki olaylarda ölü sayısı 63

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Londra merkezli örgüt, güvenlik güçlerinin Şam’ın banliyöleri ve çevre kentlerine hava destekli düzenlediği operasyonlarda çoğunluğu Duma’da olmak üzere 18 kişininin yaşamını yitirdiğini, onlarca kişinin yaralandığını belirtti.

Şam’ın Duma Haresta, Kafr Batna, Arbin, Nehr Aişe bölgelerinde halkın operasyonlar nedeniyle kaçmaya başladığını ifade eden örgüt, Deyr Ez Zor’da 15, İdlib’te 9, Dera’da 8, Hama’da 5, Halep ve Humus’ta 3’er, Lazkiye ve Haseke’de bir olmak üzere ülke genelindeki ölü sayısının 63’e çıktığını aktardı.

Duma’daki yerel aktivistler ise kentteki durumun operasyonlar nedeniyle çok kötü olduğunu, halkın bölgeyi terk etmeye başladığını ve güvenlik güçlerinin evleri yağmaladığını söyledi.

Operasyonlarda ağır silahlar kullanılması nedeniyle çok sayıda evin yıkıldığını veya kullanılamaz haline geldiğini dile getiren aktivistler, kentteki yaralıların tutuklanma korkusundan dolayı evlerde gizlice tedavi edildiğini ve acil tıbbi yardıma ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.

Rumlar, yarın AB dönem başkanlığını devralacak

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Güney Kıbrıs, yarın Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanlığı’nı 6 aylığına devralıyor. AB Denetim Mekanizması altında sürekli olarak denetlenecek olan Rumların bu süreci nasıl değerlendireceği AB, Türkiye ve KKTC tarafından merakla bekleniyor.

Siyasi ve ekonomik buhranda bulunan Rumlar, AB’ye üye olduğu tarih 1 Mayıs 2004’ten sonra ilk defa dönem başkanlığını yürütecek. Rumlar, AB Denetim Mekanizması denetimi altında bu görevi yürütecek olan ilk ülke olması açısından da tarihteki yerini alacak.

Rum tarafının, hem destek mekanizmasının denetimi altında olup hem dönem başkanlığı yapacak olması hem de Türkiye’yle ilişkileri nedeniyle objektif bir dönem başkanlığı yapıp yapamayacağı çeşitli çevrelerce sorgulanıyor.

Rumların eski lideri Tasos Papadopulos, Rum halkını örgütleyerek, 24 Nisan 2004’teki Annan Planı döneminde referandumdaki sonuçlardan hayır çıkmasını başarmış ve bir hafta sonra bu plana hayır demelerine rağmen AB’ye alınmışlardı. AB’ye alınan Rumlar, kendilerine olan AB desteğini enselerinde hissetmiş, bunun sonucunda da adadaki barışın sağlanmasına da yanaşmadılar.

SİYASİ VE EKONOMİK KRİZLE BOĞUŞUYORLAR

Kıbrıs Rum yönetimi, ekonomik kriz yanında, siyasi krizle de boğuşuyor. Rum tarafında 11 Temmuz 2011’de Mari’de askeri üste meydana gelen, 13 kişinin ölmesi ve onlarca kişinin yaralanmasına sebep olan cephanelik patlaması ve devamında elektrik santralının devre dışı kalması, ekonomik krizi derinleştirirken, beraberinde siyasi krizi de getirdi ve Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas’a karşı tepkiler arttı.

KKTC ELEKTRİĞİNE MUHTAÇ KALDILAR

Rum yönetimi, ortaya çıkan elektrik açığını kapatmak için 16 Temmuz akşamından itibaren, bir süre KKTC’den elektrik satın aldı. Patlamaya neden olan mühimmatın üste tutulmasının sorumlusu olarak gösterilen Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas’ın çeşitli kesimlerce ”istifa etmesi” istendi. Rum koalisyon hükümeti de dağıldı. Hristofyas, patlamanın ardından başlayan ve siyasi krize dönen tartışmalardan sonra Demokratik Parti’nin (DİKO) 2 bakanla bulunduğu koalisyondan ayrılması ile 5 Ağustos’ta yeni kabineyi açıkladı.

HRİSTOFYAS, HALKIN GÜVENİNİ KAZANMAK İÇİN PETROLE SARILDI

Hristofyas’a karşı tepki her geçen gün artı. Yapılan kamuoyu yoklamalarında, Rum liderin halk desteği ve güvenilirliğinde azalma görüldü. Rum lider, aleyhindeki olumsuz havayı dağıtmak için petrol ve doğalgaz kozunu oynamaya başladı.

Rum yönetimi, Doğu Akdeniz’de tek yanlı “münhasır ekonomik bölge” (MEB) ilan ederek, sözde 13 parsele ayırdığı alanda, “Afrodit” adı verilen 12. parselde, Türkiye ve KKTC’nin tüm uyarılarına rağmen, petrol ve doğalgaz aramalarına başlaması için ABD’li Noble Energy şirketiyle anlaştı ve 18 Eylül 2011’de sondaja başlandı. Hristofyas, 28 Aralık 2011’de, 12. parselde, sondaj çalışması yapan Noble Energy şirketinin, ”5 bin 861 metrede doğalgaz bulduğunu açıkladı.

Son olarak da Rumlar yarın AB dönem başkanlığını resmen devralacak.