Archive for Haziran, 2012

Mehmet Aslan

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1952 yılında Ankara’nın Bala İlçesi Büyük Boyalık Köyünde doğdum. İlk,orta ve lise öğrenimini Ankara’da bitirdikten sonra Gazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümünden 1977 de mezun oldum. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında işe başladım. Daha sonra Polatlı Topçu ve Füze  okulunda yedek subaylık eğitiminden sonra Trakya Babaeski’de askerlik görevini tamamladım.

12 Eylül1980 darbesinden sonra tekrar Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında göreve başladım. Sanayi Mamulleri Şubesi Müdürü görevini yürüttüm. Korumacı  politikadan liberal ekonominin temelleri atılınca Sanayi Genel Müdürlüğü İthalat Bölümü, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığına geçti. 1984 yılında M.K.E.K. İnşaat ve Kazı Makinaları Fabrikası Polatlı Tesislerinde atölye mühendisliğinde görev aldım. Daha sonra Kayaş Av Fişek ve Kapsül Fabrikasında görevimi sürdürdüm.. Burada bakım onarım ve üretim bölümlerinde çalıştım. 1991 yılında Çevre Bakanlığı kurulunca şube müdürü kadrosuyla daha sonra ÇED Daire Başkanlığı görevinde bulundum.

2003 yılında emekli oldum ve Kuşadasına yerleştim. Makine Mühendisleri Odasınca sürdürülen asansör kontrolörlüğünde faaliyetlerimi 2008 yılına kadar sürdürdüm. Daha sonra 2008-2010 yılllarında Kuşadasında Avrupa Birliğinin katkılarıyla hayata geçirilen; Yüksel Proje Uluslararası A.Ş.tarafından müşavirliği yürütülen Türkiye’nin en büyük katı atık deponi alanı inşaasında, KUŞATAK projesinde çalıştım.

Halen çevre faaliyetlerimi sürdürmekteyim.Çevre Görevlisi ve Çevre Gönüllüsü  Belgesi sahibiyim. Ayrıca ATA ÇED-EKOLAB Danışmanlık firmasında ÇED Koordinatörü olarak çalışmaktayım.

Konuralp

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Osman Gazi ve Orhan Gazi’nin yakın silah arkadaşlarından olan Konuralp, Sakarya civarında fetihler yaptı. “Konarpa” onun adı ile anılır. 1328 yılında vefat etti.

Teyyo Pehlivan (Tayyip İde)

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Tayyip İde (Teyyo Pehlivan) 1913 yılında Erzurum’un Pasinler (Hasankale) ilçesinde doğdu.

Okuma-yazma bilmediği halde radyoyu dinleyerek, gazetelerdeki fotoğraflara bakarak dünyayı yakından izleyen ve anlattığı sevimli yalanlarla tanınan, ‘Teyyo pehlivan’ lakaplı Tayyip İde, 28 Aralık 1999’te ömrünün büyük bir bölümünün geçtiği Pasinler’de hayatını kaybetti.

Teyyo Pehlivan lakaplı Tayyip İde’nin yalanlarını derlemek için Pasinler Belediyesi de harekete geçti. Dönemin Pasinler Belediye Başkanı DYP’li Yaşar Demircioğlu, ‘‘Pehlivan’ı gelecek nesillere anlatmak için kolları sıvadık. Pehlivan’ın yalanlarını bir arada toplamak için komisyon oluşturduk. Pehlivan’ın yalanlarını komisyona aktaranlara belirli ücret vereceğiz. Sonra da bu yalanları kitap haline getireceğiz’’ dedi. Son günlerini Pasinler ilçe merkezindeki Kurtuluş Mahallesi’nde Kaymakamlık tarafından yaptırılan küçük bir evde yaşayan ve belediyenin aşevinden verdiği yemekle geçiren 86 yaşındaki Tayyip İde, 28 Aralık’ta kalbine yenik düşmüştü.

Palavracılığı ve hazır cevaplılığıyla ünlü olan Pehlivan’ın hayal dünyası oldukça geniş ve renkliydi. Gerçekte yaşamış gibi büyük bir ciddiyetle anlattığı hayalleri, en az Karadeniz fıkraları kadar şaşırtıcı ve komikti. Hazır cevaplılığıyla da en az Nasreddin Hoca fıkraları kadar tebessüm oluşturmaktaydı yüzlerde.

Hiç evlenmeyen, fıkraları dilden dile dolaşan ve çağdaş Nasrettin Hoca olarak nitelendirilen Teyyo pehlivan gençliğinde güreş sporuna büyük ilgi duyardı.
 
Her Cuma günü yapılan karakucak güreşlerinin en popüler ismi olan ancak sayılı galibiyeti bulunan Teyyo Pehlivan, kisbetini bir de hafta sonları yapılan düğünlerde giyerdi. Düğün konvoylarının önünü çıkarak peşrev yapan ve bu nedenle özel bahşiş alan Teyyo Pehlivan, fıkralarında Atatürk, İsmet İnönü, Hülya Avşar, Sophia Loren, Demi Moore, Micheal Jackson, Rıdvan Dilmen gibi ünlülere yer verdi.
 
ANITI YAPILACAKTI
Ölümünden sonra Teyyo Pehlivan’ın anıtını yaptırma sözü veren Pasinler belediye başkanları şimdiye kadar bu projeyi gerçekleştirmediler. Sağlığında Teyyo Pehlivan’la birebir görüşen Tarihçi Şenol Kantarcı, Erzurumlu Nasrettin Hoca’nın 100’e yakın fıkrasını derledi. İşte Kantarcı’nın derlediği fıkralardan bazıları: 

VAPURU NASIL ÇIKARDIM ?
Bir gün gahvede oturiram, telefon çaldi.

“Pehlivan seni telefona istirler” dediler.

Gaktım baktım, Trabzon Valisi:

– Pehlivan, denize bir cip düştü… Çok uğraştık çıkaramadık… Allah’ını seversen gel bize yardım et.

Gıramadım herifi. Gettim Trabzon’a. Atladım denize. Tahtim halati cipe. Bir eliminen halatı çekirem, bir eliminen de gulaç atirem. Öyle bir ağır ki sormayın… Çekirem çekirem yerinden zor kıpırdir. Tikkatli baktim ki bir de ne görim? Meğerse cipe koca bir vapur takılmış. Sonunda hayli terledim ama cipi de, cipin kuyruğuna takılmış vapuru da çıkardim’’

ATATÜRK İLE AVA GİTTİM
Rahmetli Atatürk, İsmet İnönü birde ben Suriye sınırına ava gettik, elimizde mavzerler var, birde ne görim havada bir bölük durna dönüp durir, ilkin Atatürk ateş etti, vuramadi, sonra İnöni atdi oda vuramadi, ben elime mavzeri alıp ya Allah Bismillah diyip tetige toğundum, birde bağdım bir bölik durna ayağımın dibine düşti, hemen Atatürk yanıma gelip sırtımı sıvazladi “Aferim Teyyo eyi atıcıymışsan” dedi.

TÜRKAN ŞORAY BANA AŞIK
Türkan Şoray Erzurum’a filim çevirmeğe gelmiş. O zaman benim de delikanlı çağım. Tutuldi kadın… Sabah akşam birlihteyih, ‘Teyyo diyir başka bir şey demir. Birgün Türkan golumda bizim eve dogri gidirih. Esnaf işini bırakmış bizi gollir. Ele süzirler, sanki heç garı görmemişler.

AT İLE AMERİKA
“Elizabet o gün Amerika’dan beni aradı. Bir at bul bul yanima gel dedi. Garıdaki güzelliği bir görsez anam avradım olsun yayan gidersiniz.

KARTALI YAKALADIM
Bir gün uçakla Ankara’ya gidirem. Elimi de camdan çıkarmışam, bir baktım bir gartal, hemen elimi uzattım, yakaladım aldım gartalı içeri. Ola bi baktım, hostesler nasıl cıvılir, nasıl cıvılir. Neyse bende gorkutmiyim zavallı gızları dedim ve bıraktım gartali, uçtu gitti.

CUMA NAMAZI
Cuma vaktidir. Cemaat camiye giderken Teyyo istifini bozmadan oturmaktadır. Biri sorar:

”Pehlivan sen camiye gelmir misen?”

Teyyo yanıt verir:

“Ula oğlum 40 sene gıldım bir randıman alamadım. ‘’

MUHAMMED ALİ İLE BOKS
Daha Muhammet Ali müslüman olmamış! Bana dediler ki

“Teyo yensen yensen, bu adamı dünyada bir tek sen yenersen.. Bu adamla bir ringe çıh da, haddini bildir.” Gıramadım çocuğlari.. Gahdım taaa Amerika’ya geddım.

Attılar beni ringin ortasına, Nasi vuriram Muhammet Ali’ye… Baktım bir ara salavat getirir.

O sırada birisi merak edip sorar.

-Teyyo dayı müslüman olmayan biri hiç salavat getirir mi?

Teyyo ayağa kalkar…

-O gedder yumruği yiyen de, din iman mi kalır… ?

RIDVAN’IN TELEFONUNA NİYE ÇIKMADI?
Teyyo Pehlivan’ın oturduğu kahvehanenin telefonu çalar. Arayan Teyyo’yu işletmek ister. Ahizeyi kaldıran kahvehanenin sahibi seslenir:

– Pehlivan, Fenerbahçeli Rıdvan arıyor. Seninle görüşmek istiyor.

Teyo Pehlivan umursamaz bir edayla yanıt verir:

– Söyleyin Rıdvan’a Pehlivan hasta yerinden kalkamıyor. Ya daha sonra arasın ya da kendi gelsin.

Ebu Ali Aslen

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Ebu Ali aslen Batı Şeria’nın Cenin şehrindendir. 1957 yılında Arap milliyetçi hareketleri ile olan ilişkilerinden dolayı daha 19 yaşındayken tutuklandı ve 1967 yılında sürgündeyken Cephe’nin kurucularından biri oldu. 32 yıl boyunca sürgünde yaşadıktan sonra Ehud Barak’ın İsrail başbakanlığı döneminde “barış kampına katılma kararına binaen” vatanına dönme şansını elde eden Ebu Ali 1999 yılından sonra partinin Batı Şeria faaliyetlerinin fiili lideri oldu ve 2000 yılında da Şam’da yaşamakta olan partinin lideri George Habaş’ın yerine partinin genel sekreterliğine getirildi. FKPC, İsrail’e karşı ilk intihar saldırısını gerçekleştiren ekip olarak tarihe geçmişti. Ebu Ali Aslen, 27 Ağustos 2001’de İsrail’in düzenlediği bir suikast sonucu öldü.

Lazaros Mavros

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Güney Kıbrıs’ta üslenen, PKK ile Yönetim arasında bağlantıyı sağlayan kişidir. Uyuşturucu kaçakçısı THEOFİLOS GEORGİADİS ile birlikte kurdukları “Kürdistanla Dayanışma Komitesi”nın çatısı altında PKK militanlarının sorunları ile ilgileniyor, Türkiye’de eylem yapmaları için onlara silah ve patlayıcı sağlıyor. THEOFİLOS GEORGIADIS rakip uyuşturucu kaçakçıları tarafından öldürülmüştü.

Kalenderoğlu Mehmed

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Kalenderoğlu Mehmed, 17. yüzyılda patlak veren celali isyanının ele başıdır. Ankara’nın Yassıviran köyünden olan Kalenderoğlu Mehmed, ilk olarak seksen kişi ile hükümete karşı harekete geçti. Affedilmesine rağmen 1604’te yeniden başkaldırdı. Anadolu Beylerbeyini yenilgiye uğrattı. Manisa ve dolaylarını tahrip etti. Kuyucu Murad Paşa’nın isteği ile kendisine Ankara sancakbeyliği verildi. Ankara’ya gelirken yolda kervanları soydu. Bu yüzden halk tarafından şehre sokulmadı. Bunun üzerine şehri kuşattı. Bursa’ya çekilen Kalenderoğlu, Kara Sait ve Piri’nin de kendisine katılması ile daha da kuvvetlendi. Üzerine gönderilen kuvvetleri yendi.

Halep’te bulunan sadrazam Kuyucu Murad Paşa, Kalenderoğlu’na karşı harekete geçti. İçel’de bulunan Musli Çavuş’a, bu bölgenin sancakbeyliği verildi ve Kalenderoğlu ile birleşmesi engellendi. Göksun Ovasında yapılan savaşta Kalenderoğlu yenilgiye uğradı ve İran’a kaçtı. Onun kaçmasından sonra yandaşları dağıtıldı.

Nebile

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Temmuz 1927’de İstanbul Çapa Öğretmen Okulu’ndan üç kız öğrenci Dolmabahçe Sarayı’na getirilmişti. Bunlardan Nebile Atatürk’ün manevi kızı olarak kalmıştır. Daha sonra öğrenimi için Ankara’ya getirilen Nebile, evlenme çağı geldiğinde, o yılların Viyana Büyükelçiliği Baş Katibi, Tahsin Bey’le evlendirilmiştir. Düğün 17 Ocak 1929’da Ankara Palas’ta, Atatürk ve diğer davetlilerin katılmasıyla yapılmıştır.

Atatürk’ün hastalandığı günlerde Nebile de hastalanmıştı. Yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak hayata gözlerini kapamıştır.

Elena Çavuşesku

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1919 yılında doğdu. Çok fakir bir aileden gelmektedir. Babası çiftçi idi. Eğitimi ilkokul dördüncü sınıfta sona erdi. 1930’larda daha sonra kocası olacak Nikolay Çavuşesku ile Komünist parti içerisinde bir araya geldi. 1939 yılında evlendiler ve bundan sonra hep birlikte hareket ettiler. Nikolay, kendisini Bilimsel Araştırma Enstitüsü başkanlığına atadı. İki yıl sonra Enstitü’de görevli hocalar tarafından kendi adına hazırlanan doktora tezi ile kimya doktoru ünvanını aldı.

1980 yılında, Bakanlar Kurulu’nda Başbakan Yardımcısı olarak görev aldı. Elena kocasının yanında güç kazanarak iktidarını sürdürmeye devam ettikçe, ülke önlenemez şekilde düşüşünü sürdürdü. Eşiyle birlikte sayısı kırkı bulan evlerde lüks ve ihtişam içerisinde yaşadı. 25 Aralık 1989’da yargılandı ölüm cezasına çarptırıldı ve aynı gün eşi ile birlikte infaz edildi.

Börklüce Mustafa

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Simavna Kadısı Şeyh Bedrettin‘nin askeri işlerinden sorumluydu. Sultan İkinci Murad döneminde, Şeyh Bedrettin’le birlikte ayaklanan Börklüce Mustafa, Bayezid Paşa tarafından öldürüldü.

Fikriye Hanım

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Fikriye Hanım 1887 yılında Selanik’de doğdu. Fikriye Hanım Zübeyde Hanım’ın ikinci eşi Galip Bey’in kardeşinin kızıdır. Genç yaşta bir Mısırlı ile evlenmiş fakat bu evliliği yürütemeyerek, ailesinin yanına dönmüştür.

1923 yılına değin Çankaya Köşkünde Mustafa Kemal’e yardımlarda bulundu. Bu arada ciğerlerinden rahatsızlandı. Münih’e gitmek zorunda kaldı. Mustafa Kemal’in Latife Hanımla evliliğini öğrenince Türkiye’ye geri döndü. Birkaç gün Çankaya Köşkü’nde misafir edildi. İstanbul’a yerleşmeye karar verdi. 1924 yılında Ankara’dan ayrılmadan önce Münih’ten Mustafa Kemal’e getirdiği hediyeyi vermek üzere Çankaya Köşkü’ne gitti. Fakat başyaverin, Mustafa Kemal’i görmesini engellemesini kendine yediremeyen Fikriye Hanım Köşkün önünde tabanca ile kendini vurarak intihar etti.

Makbule Atadan

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Mustafa Kemal Atatürk’ün kız kardeşi olan Makbule Atadan, 1887 yılında Selanik’te doğdu. Balkan Savaşlarından sonra, annesi Zübeyde Hanım’la birlikte Selanik’ten ayrılarak İstanbul’a yerleşti. Cumhuriyet’in ilanından sonra ağabeyinin isteği üzerine, annesiyle birlikte Ankara’ya geldi. Bir süre Atatürk’ün yanında kalan Makbule Atadan, daha sonra Çankaya Köşkü arazisi içinde kendisi için yaptırılan Çamlı Köşke yerleşti.

1930’da Atatürk’ün isteğiyle Fethi Okyar’ın kurduğu Serbest Cumhuriyet Fırkasına giren Makbule Hanım birkaç ay sonra parti kapatılınca siyasetten çekildi ve 1935’de milletvekili Mecdi Boysan ile evlendi. Makbule Atadan’ın ağabeyi Atatürk ile ilgili anıları “Büyük Kardeşim Atatürk (1952)” ve “Ağabeyim Mustafa Kemal (1952)” adlarıyla yayımlandı. 1956 yılında 69 yaşında öldü.

Selanikli Mustafa Efendi

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Mustafa Efendi Selanik’te doğdu. Haremyn mukataacılığı ve Nişancı Mehmed Paşa’nın divitdarlığını yaptı. Silahdar katibi oldu (1587). Gence seferine katıldı ve bu sefer sonunda sipahi oğlanları katipliğine getirildi. İstanbul’a dönüşünde bu görevinden alındı (1589). Safevi elçilik heyetiyle, Haydar Mirza’nın misafir edileceği sarayın hazırlanması ve yapılacak masrafların hesabını tutmak görevi verildi (1590).

Sadrazam Ferhad Paşa tarafından ruzname yazmakla ve ayrıca Anadolu muhasebeciliği ile görevlendirildi. Ferhad Paşa azledilince bu görevini kaybetti. 1593’de Osmanlı devletine sığınan, Gilan hakimi Han Ahmed’in mihmandarlığına tayin edildi. Sadrazam İbrahim Paşa tarafından Ruzname-i Humayun’un nakline memur oldu ve buna ek olarak da evkaf muhasebeciliği verildi.

Haçova muharebesinden kaçanların, İstanbul’daki mülklerine el konulması ile görevlendirildi (1598). Mustafa Efendi, devrinin olaylarını bütün ayrıntıları ile yazmıştır. Tarih-i Selaniki adlı eseri, 1563-1600 yılları arasındaki olayları içine alır. Eserinde saray törenleri, tayinler, aziller, mali sıkıntılar, kapıkulu askerlerinin isyanları anlatılır. 1600 yılında İstanbul’da öldü.

Düzmece Mustafa Paşa

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Yıldırım’ın oğullarından biri olan Mustafa Çelebi, babasının mirasını ele geçirmek için 15. yüzyılın başlarında önemli bir ayaklanmaya sebep olmuştur. Kardeşi Çelebi Mehmed ve yeğeni İkinci Murad’a başkaldırdığı için adına Düzmece Mustafa denilmiştir. Düzmece Mustafa, Ankara savaşına Hamitili ve Teke sancağı kuvvetleriyle katılıp Osmanlı ordusunun merkezinde yer almıştır. Savaş sırasında tutsak edilen Düzmece Mustafa, Semerkant’a götürüldü. 1405’de Timur’un ölümüyle serbest kaldı ve Anadolu’ya döndü. Anadolu’da saltanat hakkı için bazı beyliklerden destek gördü.

1416’da Eflak’a geçip Rumeli’de de bazı komutan ve beylere yakınlık sağladı. Selanik çevresinde üzerine gönderilen kuvvetlere yenilen Düzmece Mustafa, veziri Cüneyt Beyle birlikte Selanik’e sığındı. Bizansla anlaşan Çelebi Mehmed, Düzmece Mustafa’yı Limni adasında hapsettirdi. Çelebi Mehmed’in ölümünden sonra Bizans İmparatoru tarafından serbest bırakılan Düzmece Mustafa, beraberindeki kuvvetlerle birlikte Gelibolu’ya geçti. Sultan İkinci Murad’ın kuvvetlerine yenildikten sonra kaçan Mustafa, Adamları tarafından Osmanlı soyundan gelmediği gerekçesiyle Edirne Kalesinde asılarak idam edildi.

Said Efendi

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Türk matbaacısı Said Efendi İstanbul’da doğdu. Sultan Üçüncü Ahmed tarafından, Fransa Kralı Beşinci Louis’e elçi olarak gönderilen, 28. Mehmed Çelebi’nin oğludur. Said Efendi, babası ile birlikte Paris’e gitti. Fransa’da kaldığı sürece basın işleri ve matbaacılık üzerine incelemeler yaptı. Yurda döndükten sonrada İbrahim Müteferrika ile anlaşarak matbaanın kurulması için çalıştı. Matbaanın önem ve yararlarını Sadrazam Damad İbrahim Paşa’ya, onun aracılığı ile Sultan Üçüncü Ahmed’e bildirdi.

Matbaanın açılma iznini alabilmek için İbrahim Müteferrika ile anlaştı. Şeyhülislam Abdullah Efendi’den matbaanın kurulmasına izin veren bir fetva aldı. Said Efendi’nin Türk matbaacılığının kurulmasında büyük emeği vardır. 1761 yılında Maraş’ta vefat eden Said Efendi’nin Divan-ı Yekta (Biricik Divan), Menasik-i Kutsi (Kutsal Duraklar), Fevaidu’l-Müfredat (Programların Faydaları) gibi eserleri vardır.

Ülkü Adatepe

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

27 Kasım 1932’de doğdu. Atatürk’ün en küçük manevi kızı. Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın evlatlık kızı Vasfiye Hanım ile Fransızca öğretmeni ve gar şefi Mehmet Tahsin Çukurluoğlu’nun kızıdır.

Zübeyde Hanım’ın küçük yaştan itibaren yetiştirdiği Selanikli Vasfiye Hanım, Zübeyde Hanım’ın ölümünden sonra bir süre Atatürk’ün kızkardeşi Makbule Hanım’la kalmış, Atatürk kendisini Gazi Orman Çiftliği’nde istasyon şefliği yapan Mehmet Tahsin Bey’le evlendirmişti. Vasfiye Hanım ile Mehmet Bey’in çocukları olacağını öğrendiğinde ister kız, ister erkek olsun Ülkü isminin verilmesini isteyen Atatürk, 9 aylıkken Ülkü’yü Çankaya Köşkü’ne aldırdı ve biraz büyüdüğünde onu yurt gezilerine götürmeye başladı.

Atatürk öldüğünde Ülkü altı yaşındaydı. Üsküdar Amerikan Lisesi’nde başladığı öğrenimini maddi sıkıntılar nedeniyle tamamlayamadı ve genç yaşta evlendi. İlk evliliğini Sabiha Gökçen’in amcasının oğlu Üsteğmen Fethi Doğançay ile yaptı. On üç yıl süren bu evliliğinden iki oğlu oldu. İkinci evliliğini ise işadamı Öke Adatepe ile yaptı.

Manastırlı Hamdi Efendi

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

İstanbul’un İngilizler tarafından işgal edildiğini her türlü tehlikeyi göze alarak Mustafa Kemal’e bildiren telgrafçı. İngilizler 16 Mart 1920’de İstanbul limanına büyük bir zırhlı ile gelerek devlet dairelerini işgal etmeye başladılar. Bu arada Son Osmanlı Meclis-i Mebusanını bastırdılar.

İşgal devletlerinin giriştikleri bu olay ve yarattıkları vahşeti Manastırlı Hamdi Efendi, Mustafa Kemal’e bildirdi. Hamdi Bey’in telgrafı bir anda kesilince Mustafa Kemal İstanbul’un işgalinin tamamlandığını anladı. Telgrafçı Hamdi Efendi, Ankara’ya gelerek Ziraat Okulu’nda kurulan karargahta telgraf memurluğu görevini sürdürdü.

Ömer Naci

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1878 yılında İstanbul’da doğdu. Bursa’daki Işıklar Askeri Lisesi’nde okurken hocaları da, arkadaşlarının hemen hepsi de kendisinin geleceğin başarılı bir askeri değil de güçlü bir şair ve ateşli bir hatip olarak görüyorlardı.

Çok okuyordu, okuduklarının çoğu Namık Kemal’in, Tevfik Fikret’in şiirleri ve Jön Türklerin gizli yayınlarıydı. Bu yüzden de sık sık başı derde giriyordu. Bunun sonucu olarak Bursa’daki öğrenim yıllarında izin zamanlarını okulun cezaevinde geçiriyordu.

Okuldan kovulmasının düşünüldüğü bir sırada bir hocasının arka çıkmasıyla 1895 yılında Manastır İdadisi’ne sürüldü. Ne var ki Ömer Naci’nin bu yeni okulda ilk ilgilendiği kişilerden biri de o tarihlerde aynı okulda okuyan Mustafa Kemal oldu. Ömür boyu sürecek bir dostluk hemen o günlerde başladı. Ömer Naci güzel konuşmasıyla Mustafa Kemal’i etkiledi. Ömer Naci Subay çıktıktan sonra İttihat ve Terakki Fırkasına girdi. Burada yönetim kurulu üyeliğine kadar yükseldi. İttihat ve Terakkicilerin hükümeti ele geçirmelerini sağlayan Babıali Baskınını düzenleyenlerin başında o vardı.

Subay olarak Kafkas Cephesinde, İran’da bulundu. Buralarda Teşkilatı Mahsusa görevlisi olarak baskınlar düzenledi, çete savaşları vardı. 1916 yılında Kerkük’te bulunduğu bir sırada Tifüse yenildi ve öldü.

Şah Kulu

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Şahkulu’nun doğum tarihi bilinmemektedir. Teke ilinin, (bugün Antalya) Korkuteli kazasının, Yalımlı köyünde doğdu. Şah İsmail’in babası, Şeyh Haydar’ın halifelerinden Hasan Halife’nin oğludur.

Küçük yaşta babası ile birlikte gittiği Erdebil’de Şeyh Haydar tarafından Şii inançları doğrultusunda eğitildikten sonra, Antalya’ya gönderildi. Doğduğu köyün yakınlarındaki bir mağaraya çekilerek, Batı Anadolu ve Rumeli halkını Şiilik ve Şah İsmail’e bağlılık düşüncesi çevresinde toplamaya çalıştı. Yandaşlarını hızla çoğaltmasında en önemli etken, Sultan İkinci Bayezid ile oğulları arasında çıkan saltanat mücadelesidir. Şahkulu yeterince güç topladıktan sonra, 10.000 kişilik bir ordu ile ayaklanma başlattı.

Antalya’dan Manisa’ya gitmekte olan Şehzade Korkud’un kuvvetlerine saldırarak hazinesine el koyduktan sonra Kızılkaya, İstanos, Elmalı, Burdur, Keçiborlu kasabalarını basarak kadılarını ve kendisine direnenleri öldürdü ve ele geçirdiği bu bölgenin yönetimine kendi adamlarını geçirdi.

Kütahya önlerinde kendisine karşı gönderilen Karagöz Paşa ile çarpışarak Karagöz Paşa’yı tutsak etti. Nisan 1511’de Kütahya kalesini kuşattı ama sonuç alamadı. Karaman Beylerbeyi Haydar Paşa’yı öldürerek kuzeye yöneldi. Karaman yakınında, Kızılkaya boğazında sadrazam Hadım Ali Paşa komutasındaki kuvvetlerce çembere alındı. Amasya valisi Şehzade Ahmed’in, Yeniçeriler arasındaki ikilik ve bölünmeye yol açan tutumundan yararlanarak kuşatmayı yardı ve Sivas yönünde kaçmayı başardı. Hadım Ali Paşa az bir kuvvetle Çubukova’da ona yetişti ve iki taraf 2 Temmuz 1511’de Gökçay yöresinde savaşa tutuştu. Şahkulu çarpışma esnasında isabet eden bir okla öldü.

Hadım Ali Paşa’nın ölmesiyle Osmanlı ordusu da çarpışmaya son vererek çekildi. Şahkulu’nun kalan kuvvetleri de İran yönünde çekilirken Tebriz’den gelen bir kervanı soydukları için Şah İsmail tarafından ağır biçimde cezalandırılarak dağıtıldılar.

Torlak Kemal

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Simavnalı Şeyh Bedrettin‘in isyancı müridi olan Torlak Kemal’in, musevi asıllı olduğu söylenir. Manisa ve çevresinde Simavnalı Bedreddin Mahmud’un düşüncelerini yaydı. Börklüce Mustafa ile birlikte Şeyh Bedreddin adına bir isyan hareketi başlattı. Sultan Birinci Mehmed, oğlu Şehzade Murad (İkinci Murad) ile Bayezid Paşa’yı bu isyancıların üzerine gönderdi. Torlak Kemal, Karaburun’da öldürülen Börklüce Mustafa‘nın kendisine katılan müridleri ile birlikte, Bayezid Paşa’ya karşı savaştı. Yenilgiye uğradı ve Manisa’da yakalanarak asıldı (1419).

Turhan Sultan

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Aslı Rus olup on iki yaşlarında iken Kırım Tatarlarının eline esir düşmüş ve İstanbul’a getirilerek saraya verilmişti. Sultan Dördüncü Mehmed’in annesidir. Devler işlerinde etkili olmuştur. 1597’de Sultan Üçüncü Mehmed’in annesi Safiye Sultanın emriyle yapımına başlanan Yeni cami onun emri ve parasıyla tamamlanmıştır. Türbesi bu caminin avlusundadır.