Archive for Haziran, 2012

Rıza Çalımbay

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1963 yılında İstanbul’da doğdu. Beşiktaş alt yapısında futbola başladı ve 16 yılı aralıksız A takımda olmak üzere 20 yıl Siyah-Beyazlı formayı giydi. Beşiktaş’ın kaptanlığını da yapan “Atom Karımca” lakaplı bu oyuncu, efendiliği ve sağdan yaptığı muz ortalarla Milli Takım’ın da değişmez oyuncuları arasında yer aldı. 1996’da futbolu bıraktı. Daha sonra Milli takımda yardımcı antrenörlük görevi üstlendi. Mustafa Denizli görevi bıraktıktan sonra Rıza Çalımbay değişik takımlarda teknik direktörlük yaptı.

Faruk Akagün

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1949 yılında İstanbul’da doğdu.İstanbul Üniversitesi İ.T.İ.A. ve Atatürk Eğitim Enstitüsü İngilizce Bölümünü bitirdi.1963 yılında Modaspor’da basketbola başladı.1970 yılında basketbolu bıraktı.Kadıköyspor’u, Altınyurt’u, Fenerbahçe’yi ve Efes Pilsen Takımı’nı çalıştırdı.1980 yılında 6 ay İsviçre’de seminerlere katılarak basketbol öğreticiliğini pekiştirdi.Daha sonra Taçspor, Eczacıbaşı ve Galatasaray olmak üzere çeşitli klüplerde antrenörlük görevi yaptı.1978-79 sezonunda Efes Pilsen’i, 1989-90 sezonunda Galatasaray’ı 1. lig Şampiyonu yaptı.Basketbol isimli bir kitabı yayınlandı.

Jackie Charlton

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1935 yılında doğan Charlton, futbola 10 yaşında FC Ashington Takımı’nda başladı. 1952’de Leeds United’e geçti ve 1971’de futbolu bırakıncaya dek bu takımda oynadı.

Leeds United forması altında 1 lig, 1 federasyon kupası, 2 UEFA Kupası şampiyonluğu, milli forma altında (İngiltere ) 1 Dünya Kupası (1996) şampiyonluğu yaşadı. 35 kez milli oldu. S.İrlanda Milli Takımı’nı çalıştırdı.

Serpil Hamdi Tüzün

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1939 yılında İstanbul’da doğan Tüzün, futbola 1953 yılında Bağlarbaşı Kulübü’nde başladı ve 15 yıl süreyle bu takıma hizmet etti. Yeşil sahalarla birlikteliğini Beşiktaş’ta antrenörlük yaparak sürdüren Tüzün, yurtiçi ve dışında çeşitli kurslara katıldı. Antalyaspor, Sivasspor ve Beşiktaş’ta teknik direktör olarak görev yaptı.

Alt yapıya büyük önem veren Tüzün, 1992-93 sezonunda Avrupa Şampiyonluğu’nu kazanan Genç Milli Takım’ın teknik direktörlüğünü de yaptı.

Ahmet Suat Özyazıcı

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1936 yılında Trabzon da doğdu. Önce Trabzon İdman Ocağı’nda, daha sonra Trabzonspor da oynadı. 11 kez Amatör Milli Takımda yer aldı. Futbolculuğu bıraktıktan sonra antrenör ve teknik direktör olarak çalıştı.

Görev yaptığı süre içerisinde Trabzonspor liglerde çok başarılı oldu. 1976 yılında ilk defa bir Anadolu takımı olan Trabzon sporun şampiyon olmasında büyük emeği geçti. Daha sonra Bursaspor ve Sarıyeri de çalıştıran Özyazıcı, son dönemin en başarılı antrenör ve teknik direktörlerindendir.

Larry Bird

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1956 yılında doğan Bird, oldukça sıkıntılı bir çocukluk geçirdi. Indiana State Üniversitesi’nde öğrenimini yaptı. Okulunun Amerikan Kolejler Ligi (NCAA)’nde final oynamasında en büyük rolü oynadı. Boston Celtics formasıyla profesyonel olduğu 1979’dan bugüne kadar 3 NBA Şampiyonluğu yaşadı, defalarca final oynadı, 2 kez NBA’in en değerli oyuncusu seçildi.

2.02 m boyu ve oldukça ağır görünümüne rağmen hırsı ve mükemmel şut yüzdesi ile her zaman dikkatleri üzerine topladı. Bird basketbolu bıraktıktan sonra değişik takımlarda antrenörlük yaptı.

Gürsel Uzunca

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

  Çorum doğumlu güreşcimiz Gazi üniversitesi B.E.S.Y.O.’da  öğretim üyeliği yaptı.Milli takımlarımızda güreşti.

   Erdemir spor gençlik ve spor kulübü güreş takımının teknik direktörlüğünü yapıyor.

    

Ertuğrul Sağlam

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

19 Kasım 1969’da Zonguldak/Ereğli’de doğdu. Futbola Fenerbahçe altyapısında başladı. Gaziantepspor’da profesyonel oldu. 2 sene Gaziantepspor’da oynadı. 1990 yılında Samsunspor’a transfer oldu. Spor Akademisi’ni bitirdi ve daha sonra aynı bölümde master yaptı.

Samsunspor’da gösterdiği başarılı performans sonucu 1994/1995 sezonunda Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş Ertuğrul’u transfer etmek için yarışa girdi. Ertuğrul Sağlam, bu transfer yarışının sonunda o döneme kadar transferde tutumlu davranan Beşiktaş’la anlaşarak kulübün en pahalı oyuncusu oldu. Beşiktaş’taki ilk sezonunda aşırı baskı yüzünden uzun süre bekleneni veremedi. Sezon sonuna doğru toparlanan Ertuğrul’un başarılı performansı ve 28 golü Beşiktaş’ı şampiyonluğa taşıdı. Beşiktaş formasıyla geçirdiği 6 sezonda toplam 167 Lig maçı oynadı ve 103 gol attı.

Forvet olarak oldukça başarılı olan ve pek çok önemli gole imza atan Ertuğrul Sağlam’a John Benjamin Toshack’ın takımın başına gelmesinden sonra defansta görev verilmeye başladı. Daha sonra tekrar forvete dönmesine rağmen ilk sezondaki performasnı yakalayamadı.

2000/2001 sezonunda Beşiktaş’ın yönetimine geçen Serdar Bilgili yönetiminin ilk transfer adımlarından biri olarak Samsunsporlu Erman Güraçar’la takas eldidi. 2003 yılı sonunda futbolu Samsunspor’da bıraktı. 250’in üzerinde maça çıktı ve 125 gol attı.

İlk defa 27 Ekim 1993’de Polonya’ya karşı A milli olan Ertuğrul Sağlam, 26 kez A Milli Takım forması giydi. Bu maçlarda toplam 11 gole de imzasını attı.

Aktif futbol hayatından sonra antrenör olarak görev yapmaya başladı. Gigi Multescu ve Erdoğan Arıca’nın yardımcılığını yaptı. 2004/2005 sezonunda Samsunspor’un başına geçti. Bir sene sonra Kayserispor teknik direktörlüğüne getirildi. Kayserispor ile oldukça başarılı bir dönem geçirerek Şampiyonlar Ligi’nin resmi dergisi olan Champions’un gelecek vaat eden 20 teknik direktörden biri olarak gösterildi.

Mayıs 2007 sonunda Beşiktaş ile anlaşarak 2007/2008 sezonu için bu takımın başına geçti. Beşiktaş’ın 07 Kasım 2007 tarihinde Liverpool ile yaptığı Şampiyonlar Ligi karşılaşmasında uğradığı 8-0’lık hezimet, Şampiyonlar Ligi’nin en farklı skoru olarak tarihe geçti. Aynı yıl Beşiktaş’tan istifa etti.

Daha sonra Bursaspor ile anlaşan Ertuğrul Sağlam Bursaspor’u Birinci Lig  şampiyonu yaptı. Bursaspor birinci ligde şampiyon olan 5. takım olarak tarihe geçti ve Şampiyonlar Ligine katılma hakkı elde etti.

Ertuğrul Sağlam liderliğinde Şampiyonlar Liginde mücadele eden Bursaspor ilk maçında Valencia’ya Bursa’da 4-0 mağlup oldu. 

Johann Cruyff

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1947 yılında doğdu. “Sarı Fare” lakabıyla ün yapan Hollandalı sporcu futbola Ajax’ta başladı. Bu takımda 6 lig, 2 kupa ve 3 Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonluğu yaşadı. 1973’te Bercelona’ya, 1978’de Los Angeles Aztecs’e transfer olduktan sonra ülkesine döndü. 2 kez Avrupa’da “yılın futbolcusu” seçildi (1973-74). 1974 Dünya Kupası’nda takımının kaptanlığını yaptı. 51 kez milli olan Cruff, futbolu bıraktıktan sonra teknik adam olarak Barcelona’da görev aldı.

Bob Beamon

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1946 yılında doğan Amerikalı uzun atlamacı Bob Beamon, 1968’de gerçekleştirilen Mexico Olimpiyatları’nda 8.90’lık derecesiyle dünya rekoru kırdı. Bu rekor ancak 23 yıl sonra geçilebildi. 1973’te profesyonel olan Amerikalı atletin bu rekoruna en çok yaklaşan atlet, vatandaşı Carl Lewis oldu.

1984’teki Los Angeles, 1988’deki Seul, 1992’deki Barcelona ve 1996’daki Atlanta olimpiyatlarında uzun atlamada üst üste dört kez altın madalya kazanan Lewis, Seul’de 8.72 atlayabilmişti. Böylesine uzun süre kırılamayan bir rekorun altına imza atan Bob Beamon, atletizm antrenörlüğü de yaptı.

Ahmet Cömert

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1926 yılında Erzincan’ın Kemahiye ilçesinde dünyaya gelen Ahmet Cömert, boksa sporcu, antrenör ve hakem olmanın yanında, uzun yıllar yönetici olarak da hizmet verdi. Dünya boksunun en önemli organı olan AİBA’da, icra komisyonlarında ve değişik komisyonlarda görev yaptı.

1939-1944 yılları arasında faal sporculuk yapan Ahmet Cömert, sporu bıraktıktan sonra G. Saray Kulübü’nde antrenörlük görevlerini üstlendi. Burada yetiştirdiği genç takım üst üste dört defa şampiyonluk yaşadı. Daha sonra Kore Savaşı’na katılan Ahmet Cömert, 9 Avrupa, 4 dünya ve iki olimpiyat oyunlarında hakemlik yaparak büyük başarılar kazandı. Özellikle 1972 Münih Olimpiyatları’nda yönettiği 39 karşılaşmada ilk defa bir hakeme nasip olan yüzde 100’lük başarısıyla, AİBA tarafından altın rozetle ödüllendirildi.

1978 yılında, AİBA İcra Kurulu ve hakem kurulunda görev alan Cömert, 1979 yılında İslam Boks Birliği Asbaşkanlığına getirildi. Moskova, Los Angeles ve Seul Olimpiyatları’nda jüri üyelikleri de yapan Ahmet Cömert, 1990 yılında Çekoslavakya’da yapılan Avrupa Gençler Şampiyonası devam ederken, görevi esnasında kalp krizi geçirerek hayata gözlerini yumdu.

Cihat Arman

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1919 yılında İstanbul’da doğdu. Futbola 15 yaşında başladı. Ankaragücü genç takımında başladı. Genc takımda iki maçtan sonra A takımına alındı. 18 yaşında Ankara Karmasına seçildi. Güneş (Istanbul) Kulübü’ne transfer oldu(1936). Kulübün kapanmasi üzerine Fenerbahce’ye geçti. Sari-Lacivertli forma altında 308 kez sahaya çıktı. Büyük ün yaparak “Uçan Kaleci” lakabını taşıdı. İkinci Dunya Savaşı döneminde milli maçların olmaması nedeniyle milli formayı 13 yılda ancak 13 kez giyebildi. 1949’da son milli maçlarında hem kaptanlik, hem çalıştırıcılık hemde kalecilik yaptı. Futbolu 1951’de bıraktı. Futbolu bıraktıktan sonra spor yazarlığı yapan Arman, Kasımpaşa, İstanbulspor, Yeşildik ve Beşiktaş takımlarını çalıştırdı. 1994 yılında öldü.

Valery Lobanovski

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Futbola oyuncu olarak 1958 yılında Dinamo Kiev’de başlayan Lobanovski, eski SSCB Milli Takımı’nda da oynadı. 1969 yılında teknik direktörlüğe başlayan ve eski SSCB Milli Takımı’nın 1975-1990 yılları arasında çeşitli dönemlerde teknik direktörlüğünü de yapan Lobanovski,1975 yılında dünyanın en iyi teknik direktörü seçildi.

Lobanovski 7 Mayıs 2002 tarihinde bir maç sırasında geçirdiği beyin krizi sonucu hastahaneye kaldırıldı ve bundan tam bir hafta sonra 14 Mayıs’ta hayata gözlerini yumdu.

Kadri Aytaç

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1931 yılında İstanbul’da doğdu. 1944’te futbola Beyoğluspor’da başladı.1951’de Galatasaray’a geçti.Karagümrük, Fenerbahçe ve Mersin’de futbol oynadı. 1970 yılında futbolu bıraktı ve antrenörlük yapmaya başladı. 33 kez milli oldu. Kadri Aytaç ikinci ligde en fazla şampiyonluk tadan antrenör olarak tarihe geçti. Kadri Aytaç’ın bir diğer özelliği de Türkiye Birinci Ligi tarihinde ilk penaltıyı kullanmasıydı. Aytaç o dönemde Karagümrükte oynuyordu ve penaltı’yı Vefa’ya karşı kullanmıştı. Vefa Kalecisi Baskın bu penaltıyı kurtararak, Aytaç’ı aynı zamanda ilk penaltı kaçıran ünvanı almasını sağlamıştı.

Naili Moran

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1908 yılında doğan Naili Moran, yüzme ve atletizmle başladığı sportif faaliyetlerine basketbolla devam etti. İlk milli basketbol takımımızın kaptanı ve en iyi oyuncusu olma özelliğini de taşıyan Moran, Fransa’daki öğrencilik yıllarında çıktığı 22 boks maçının 20’sini kazanma başarısını gösterdi. Yüzme, atletizm, basketbol ve boks dallarında milli formayı giyme başarısı gösteren Moran, ayrıca Galatasaray (B) ve Fransa’nın Nice futbol takımlarında da oynadı. 1945-57 ve 1964-68 dönemlerinde Atletizm Federasyonu başkanlığı görevini de sürdüren Moran, 1968 yılında geçirdiği trafik kazasında öldü.

Rıdvan Dilmen

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1962’da Aydın’ın Nazilli ilçesinden dünyaya geldi. Spora atletizm ile başladı. Futbola yöneldi ve Muğlaspor formasını giydi. Boluspor’a transfer olup golcü nitelikleri ile tanındı.

Daha sonra Sarıyer formasını giydi ve ardından Fenerbahçe’nin başarılarından en büyük payı aldı. Olağan üstü çabukluğu, golle buluşması ile son dönemde Fenerbahçe’nin ve futbolun sembol isimlerinden biri oldu. “Şeytan” lakabıyla tanındı.

1989-90 sezonunda Fenerbahce-Trabzonspor maçında Yesiç’in sakatlaması ile sakatlandı.

1994-1995 sezonunda futbolu bıraktı. Fanatik Gazetesinde spor yazarlığı yaptı. 1996-97 futbol sezonunda Ali Şen’in yetkisi ile Fenerbahçe’de tam yetkili menacerliğe geçti. Sezon sonunda görevine son verildi, daha sonra TV programlarına yorumcu olarak katılan Rıdvan Dilmen 1998-99 sezonunda 2. ligde 0 puanla son sırada bulunan Vanspor’un başına geçti, Vanspor’u şampiyon yaptı. Ve 1999-2000 sezonunda Fenerbahçe’nin Başına getirildi. Fakat ardarda alınan kötü sonuçlar ve Fenerbahçe’nin UEFA kupasından elenmesi sonucunda görevini bıraktı.

Daha sonra Altay ile anlaştı. Burada da Yükselme maçlarında Altay’ın başarılı olamaması sonucunda görevinden ayrıldı.

2001-2002 sezonunda anlaştığı Adanaspor’dan da kötü ayrılmak zorunda kalan Rıdvan Dilmen televizyon programlarında yorumculuk yapmaktadır.

Aydın Örs

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1946 yılında Ankara’da dünyaya gelen Aydın Örs, basketbola 1963 yılında başladı. DSİ Spor, Şekerspor’da oynadı. 35 kere milli formayı giydi.

Onun kendini gösterdiği alan ise 1981’de başladığı antrenörlüktü. 1983’te Efes Pilsen Kulübünün sorumluluğuna getirildi. Başarılarıyla Türk basketbol tarihine geçen Örs, Genç Milli Takım ile Efes Pilsen altyapı ve (A) takımında 29 yıllık antrenörlük kariyerinde toplam 20 kupa kazandı. (A) Milli Takım ile 32. Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda gümüş madalya kazanan Örs, Genç Milli Takım ile 2 Balkan Şampiyonluğu ve Efes Pilsen’de de 18 kupa sevinci yaşadı.

Genç ve Ümit Milli Takımlarını da çalıştıran Aydın Örs, bu takımlarda da başarılı oldu. Genç Milli Takım ile Balkan Genç Erkekler Şampiyonluğu’nu 1986 ve 1992’de 2 kez kazanan Örs, Ümit Milli Takımı da 1996’da Avrupa 4.sü yaptı.

Örs, Efes Pilsen ile Türkiye’de ve Avrupa’da toplam 18 kupa kazandı. Efes Pilsen altyapısında 8 yılda 4 Türkiye Gençler Şampiyonluğu yaşayan Örs, 1992’de (A) takım antrenörlüğüne getirildi.

Örs, Efes Pilsen ile 5 Türkiye Ligi Şampiyonluğu, 4’er Türkiye ve Cumhurbaşkanlığı Kupası kazandı. Efes Pilsen’i 1993’de bir Avrupa Kupası’nda final oynayan ilk Türk takımı (Avrupa Kulüpler Kupası) yapan Aydın Örs, takımına 1996 yılında da Avrupa Koraç Kupası’nı kazandırarak, basketbolda Avrupa Kupası kazanan ilk ve tek antrenör olarak tarihe geçti.

Örs ayrıca takımını 1995’te Avrupa Kulüpler Kupası yarı final turuna ve 1997, 98, 99’da da Avrupa Ligi çeyrek finaline taşıdı.

MİLLİ TAKIMI FİNALA ÇIKARDI

Aydın Örs, (A) Milli Basketbol Takımı ile 32. Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda tarih yazdı. Şampiyonada Aydın Örs’ün yönetiminde grup maçlarını ilk sırada bitiren (A) Milli Basketbol Takımı, tarihinde en farklı skorlu yenilgisini aldığı Hırvatistan’ı çeyrek finalde yenerek, 52 yıl aradan sonra Avrupa Şampiyonası’nda yarı final sevinci yaşarken, tarihinde ilk kez Dünya Şampiyonası finallerine katılmaya hak kazandı.

Daha sonra yarı finalde Almanya’yı yine uzatma dakikalarında son saniyelerde yenerek tarihinde ilk kez finale adını yazdıran Türkiye, finalde de Yugoslavya’ya İspanyol hakemin de yanlı kararlarıyla yenilerek, tarihinde ilk kez Avrupa 2.si olurken, gümüş madalyayla yetinmek zorunda kaldı.

Türkiye, Aydın Örs yönetiminde 37 karşılaşma yaptı. (A) Milli Basketbol Takımı, Örs döneminde yaptığı 37 maçın 22’sini kazanırken, 15 karşılaşmada da salondan yenik ayrıldı. Milliler, 37 maçta 2 bin 723 sayı (maç başına 73.59) atarken, 2 bin 626 sayı (maç başına 70.97) yedi.

Franz Beckenbauer

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Futbol’un “Kaiser”i Beckenbauer, 11 Eylül 1945 yılında Münih’de doğdu. Futbola dokuz yaşında başlayan Beckenbauer, 1958’de Bayern München’e geçti. Ortasaha ve libero mevkilerinde başarılı oldu. 1966 ve 1968’de Federal Almanya’da, 1976’da da Avrupa’da yılın futbolcusu seçildi. 103 kez Federal Almanya milli formasını giyerken 50 kez de takımın başında kaptan olarak sahaya çıktı.

Beckenbauer’un futbol hayatı başarılarla doludur. Bayern forması altında 4 lig, 4 kupa şampiyonluğu, 3 Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonluğu yaşarken, milli forma altında da 1 Avrupa (1972) ve 1 Dünya Kupası (1974) şampiyonluğu yaşadı.

1979’da Bayern’den ABD’nin Cosmos takımına gittiyse de bir yıl sonra tekrar eski takımına döndü. Futbolu bıraktıktan sonra teknik direktörlük yaptı ve 1990 yılı Dünya Şampiyonu Almanya’nın başında o vardı. Daha sonra da Bayern München başkanlığı yaptı. Bu görevde de başarılı olan Beckenbauer, halen 2006 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak olan Almanya’nın organizasyon başkanlığını yapmaktadır.

Mircea Lucescu

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Mircea Lucescu, 1945 yılında Bükreş’te doğdu. Dinamo Bükreş ve Corvinul takımlarında forma giydikten sonra 1978 yılında Corvinul’da oyuncu antrenör olarak teknik direktörlüğe adım attı. 1981’de Romanya Milli Takımı’nın hocası oldu. Beş yıl süreyle çalıştığı milli takımda Hagi’ye ilk kez forma giydiren teknik direktör olarak tarihe geçti ve Romanya’yı 1984 Avrupa Şampiyonası finallerine taşıdı. 1986’dan itibaren dört yıl Dinamo Bükreş’te görev aldı ve takımı 1990’da Kupa Galipleri Kupası’nda yarı finalist yaptı. 1990 – 96 arasında İtalya’da Pizza, Brescia ve Regiana’yı çalıştırdı. 1998 sonunda altı ay süreyle Inter’i çalıştırdı ve daha sonra Dinamo Bükreş’e döndü.

200 yılının 26 Haziranı’nda Galatasaray ile sözleşme imzalayan Lucescu, geldiği dönemde Terim gibi bir teknikdrektörün ardından bir hayli sıkıntı yaşadı. Terim’in kadrosundan bir çok futbolcu Avrupa’da değişik kulüplerle anlaşırken, Lucescu yeni bir kadro oluşturmak zorundaydı. Özellikle Hakan’ın İnter’e gitmesinin ardından hücum gücün’de bir azalma olması bekleniyordu. Bunun ötesinde UEFA kupasını kazanmış bir takıma yeni bir güç ve vizyon vermek zorluğuyla karşı karşıya kalan Hoca, ilk başlarda bir çok basın mensubu tarafından da eleştirildi.

İlk sezon hep Fatih Terim ile kıyaslanan hoca, sakin duruşuyla dikkatleri üzerine çekiyordu. Ve Galatasaray bir çok eksikliklerine rağmen Şampiyonlar Ligi’nde ilk defa çeyrek finale çıkma başarısı gösteriyor, fakat çeyrek finalde de Real Madrid’e şanssız bir şekilde eleniyordu. Sezon sonunda ise Galatasaray amansız bir yarıştan sonra Fenerbahçe’nin arkasından ikinci oluyordu. Bu arada eleştiriler sürüyordu. Fakat Kurt hoca sezon sonunda şu cümleleri sarfediyordu. “Herkesle savaşmak zorunda kaldım ve bu yüzden yaralıyom. Geldiğim günden beri sürekli mücadele verdim. Basınla savaştım. Bana hep Terim’i örnek gösterdiler. Hep aleyhimde oldular, taraftarı kışkırtmaya çalıştılar. Beni göndermek istediler, ama yılmadım direndim. Hiç kimse Galatasaray’ı başarısız diyemez. Süper Kupa’yı aldık. Şampiyonlar ligi’nde çeyrek finale kalıp, bir ilk gerçekleştirdik. Ligde tüm zorluklara rağmen şampiyonluğu son ana kadar kovaladık. bunlar önemli işler.”

2001-2002 sezonunda daha büyük sorunlar bekliyordu Lucescu’yu. Karpatlar’ın maradonası olarak adlandıralan Hagi futbolu bırakmış, Okan ve Emre İnter’le anlaşırken, bir çok futbolcu Avrupa kulüpleri tarafından teklif alıyor ve bütün bunların yanında Kulüpteki mali problemler had safhaya ulaşmıştı. ve Galatasaray takım halinde hemen hemen baştan sona yenileniyordu. Bu şartlarda lige girildi. Ve Lucescu bu şartlara rağmen Galatasaray’ı 2001-2002 futbol sezonunda şampiyon yaptı.

Galatasaray’ın başına Fatih Terim’in geçmesi üzerine Lucescu, bu takımdan ayrıdı ve Beşiktaş’ın başına geçti.

Oğuz Çetin

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1963’te Adapazarı, Sapanca’da doğdu. İTÜ Mühendislik Fakültesi’ni bitirdi. Futbol oynamaya Genç Takımı’nda başladığı Sakaryaspor’un 1981 yılında A Takımına kadar yükseldi. 1988-1989 sezonunda Fenerbahçe’ye transfer oldu. 1991-1992 sezonunda Sarı-Lacivertli takımın kaptanlığına getirildi. Takımının bir lig, bir Cumhurbaşkanlığı ve iki kez Başbakanlık kupası almasında önemli pay sahibi oldu.

70 kez milli olan Oğuz Çetin, 1996 yılında İstanbulspor’a transfer oldu. İki yıl burada oynadıktan sonra iki yıl da Adanaspor’da oynadı ve futbolu bıraktı. Daha sonra Mustafa Denizli’nin kadrosundan Fenerbahçeye yardımcı antrenör transfer oldu. Mustafa Denizli’nin Fenerbahçe’den ayrılmasından sonra Werner Lorant yönetiminde yardımcı antrenörlüğe getirildi şuanda Werner Lorant’ın gitmesiyle Fenerbahçe’de teknik direktörlüğe getirildi.