Archive for Haziran, 2012

Eric Bogle

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Ululararası ünlü folk şarkıcısı Eric Bogle, 1944’te, İskoçya’da, Edinburgh’un 29 mil , kadar kuzeybatısında, topu topu 5000 nüfuslu Peebles kasabasında doğdu. On altı yaşındayken okulu bıraktı: Dokuz yıl amelelik, barmenlik, ihracat işleri takipçiliği vb gibi değişik birkaç işte yaşamını kazanmaya çalıştı. 1969’de yirmi beş yaşındayken “güneş ve para ülkesi” olarak öyküleri anlatılıp duran Avustralya’ya göç etti ve ablasının oturmakta olduğu Canberra’ya yerleşti.

Eğitimini tamamlayarak Fyshwick’te bir inşaat alanında amele başı olarak kendine iş buldu; birkaç yıl muhasebeci olarak çalıştı. Müzik alanındaki kariyerine Avustralya’da kavuştu. Canberrâ da folk müziği çevresini uzun süre araştırdı, sonunda Colin McJanet, Bob Rummery ve Bob Mclnnes topluluğu içinde yer aldı. Güney Avustratya’da Adelaide’e yerleşti. Kendisiyle yapılan bir söyleşide şöyle diyor:

“On yedimde beni folk müziğine iten politika oldu. Benim içimde duyduğum şeyleri, folk müziği dile getiriyordu. İskoç müziğine folk müziği aracılığıyla ulaştım. Rock müziği, o günlerde, söyleyecek bir şeyleri olmayan Tin Pan Alley döküntüleriyle dolup taşıyordu, Halkın sesi ise, folk müziği ile geliyordu. Size ulaşan, sizi saran, halkın müziğidir. Ben işçi sınıfının şarkılarını, örneğin jüt fabrikalarının emekçi şarkılarını söyleyen Jeannie Morrison’u severdim.” 1971’den beri şarkılar yazmaya koyulan Eric Bogle,en çok ün”kazanacak şarkısı And the Band Played Walzing Matilda’yı, 1972’de Canberra’da ANZAK Günü’nde yaşlı Gelibolu muhariplerinin geçit törenini seyrettikten sonra yazdı. Şarkıyı kendisi çalıp söyledi, ama plağını yapmadı. 1976’da İrlanda’da, Clancy Kardeşler’in seslendirdiği, The Band Played Walzing Matilda liste başı oldu.

Bogle, kendisi ile yapılan bir konuşmada şunları söylüyor. “Yazmıştım ama pek beğenmemiştim. Sekiz kıta uzunluğundaydı. Söylemesi on beş dakika sürüyordu; insanlar uyuyup kalıyor, bir sürü insan da tuvalete gidiyordu. Yeniden gözden geçirdim ve “Yahu, bunu söylemişim ya, bir daha ne diye söylüyorum ki?” diye kendi kendime söylenip durdum. Şarkı sözü yazımında aldığım ilk ders şudur: Neyi anlatmak istiyorsan onu yaz ve bunu mümkün mertebe en az sayıda kıta içinde

söyle. Şarkının sözlerini beş kıtaya indirdim.”

Bogle, ırklar arasındaki eşitlik konusundaki etkinliklerinden ötürü bir süre önce Avustralya Madalyası ile ödüllendirilmişti. Bunun tam ne zaman olduğunu hatırlamıyor ama, bir boyunbağı almak zorunda kaldığını çok iyi hatırladığını söylüyor.

İzzet Altınmeşe

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1945 yılında Diyarbakır’da doğan sanatçı, beş aylık iken ekonomik nedenlerden ötürü ailesiyle Adana’ya göç etmek zorunda kaldı. İlkokul mezunu olan Altınmeşe, bir süre baba mesleği olan erkek kuaförlüğü yaptı fakat sonra bıraktı.1963 yılında Adana Halk Eğitim Merkezinde T.H.M. nota ve şan dersleri almaya ve amatörce sahne çalışmaları yapmaya başladı ve 1965 yılında ilk plak çalışmasını müzik severlerin beğenisine sundu.
1966-1968 yılları arasında vatani görevini yerine getirdikten sonra, askerlik dönüşü Adana’da 2 yıl çalışmalarını sürdürdü. 1970 yılında Ankara’ya yerleşti ve bir yıl sonra eşi Müzeyyen hanımla evlendi. 1972 yılında ilk çocuğu Fatoş dünyaya geldi. 1972 yılında söz ve müziği kendisine ait olan “Biraz da Bana Gül Kader” isimli bestesiyle Türkiye genelinde ismini duyuran sanatçı, 1976 yılında Ankara Radyosu Sanatçılık Sınavını kazandı.

Bu dönemde Nida Tüfekçi, Coşkun Güla, İhsan Öztürk ve Musa Eroğlu gibi Türk Halk Müziğinin ustaları ile çalışmalarını sürdürdü. 1977’de kendi derlediği “Maden Dağı” adlı türküyle bugünkü şöhretinin temelini atmış oldu. Ardından, 1978 yılında, “Esmerim” türküsü yılın hit parçası oldu. İzzet Altınmeşe’nin hit olan parçalarından bazıları şunlardır; Nazey, De Get Bayburt, Kınayı Getir Aney, Saza Niye Gelmedin, Sevdiğime Pişman Ettin, Fırat.

Sanatçının; 100 civarında derleme, sözü ve müziği kendisine ait olan parçalar mevcuttur. Ayrıca sanatçının 7 tane filmi bulunmaktadır.

Michael Jackson

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Tam adı Michael Joseph Jackson olan dünyanın en ünlü pop şarkıcısı Michael Jackson, 29 Ağustos 1958’de Amerika’nın Indiana kentinde dünyaya geldi. Birbirinden yetenekli kardeşleriyle birlikte olduğu “Jackson 5″ın en küçük üyesi olan Michael Jackson, 70’lerin en popüler şarkıcı starlarından biri; yalnızkense 80’lerin en büyük pop starıydı.

Michael Jackson, Jackson 5’dayken belki de tek ilgi odağıydı. 11 yaşındayken Motown etiketiyle tek başına çıkış yaptığı zaman kazandığı başarı inanılmazdı; ardı ardına gelen dört, bir numara hit’lerinden ilki ‘I Want You Back’ ile solo bir sanatçı olarak göze batmaya başladı ve asıl başarısını 1971’deki ‘Got to Be There’ ile yakaladı. Ardından 1972 tarihli yenilenmiş ‘Rockin’ Robin’ ve ‘Ben’ geldi.

Michael Jackson ve Jackson 5, 70’lerin başında düşüşe geçti, grup Epic’e geçti. Jackson geçici olarak solo kariyerini iptal ederek ismi “Jacksons” olarak değişen grubun liderliğine soyundu. Grup kendi birikimi ve materyalini kullanarak eski popülerliğini kısa sürede kazandı. Jackson 1979 solo kariyerine hislice söylenmiş, olgun dans şarkıları derlemeleri ‘Off the Wall’ ile geri döndü; ‘She’s Out of My Life’, ‘Don’t Stop ’til You Get Enough’. Bu çalışmalar daha önceki grup ve solo çalışmalarını da geride bırakıp dört tane bir numara hit’i çıkarttı.

Jackson, tekrar Jacksons’la kayıt yapmaya ve turneye çıkmaya başladı, ancak bir sonraki solo albümü 1982’deki ‘Thriller’ müzikal bir fenomen oldu. Tüm zamanların en büyük albümlerinden biri olan albüm; sadece Amerika’da 20 milyon sattı ve yedi Top 10 hit’i çıkardı. Açıkça Jackson kendi kardeşlerini geçmişti, ama onlarla bir albüm daha yaptı ve 1984’te turneye çıktı.

Bir sonraki albümü ‘Bad’ 1987 yılında çıktı. Amerika’da altı milyon satan albümün çıkışının hemen ardından Jackson, albümü destekleyen bir dünya turnesine çıktı. Albümden çıkan yedi single’dan altısı Top 10 hit’i olurken bunlardan sadece beş tanesi bir numaraya kadar yükselebildi.

1991’de Michael Jackson büyük bir reklam / tanıtım kampanyasıyla gelen ‘Dangerous’la geri döndü. 1992 yılının ortalarına doğru yaklaşık dört milyon satan albümden ‘Black and White’, ‘Remember the Time’, ‘In the Closet’ ve ‘Jam’ gibi hit’ler çıktı. Jackson, bu albümün arkasından ikinci dünya turuna çıktı. 1992’de Avrupa’da başlayan turne 1993 yılına kadar sürdü. Hakkınca onlarca kirli dedikodu çıkmasına rağmen Jackson’ın kariyeri hep temiz kaldı. 1993’e kadar imajında büyük hasarlar oldu. Jackson çocuk taciziyle suçlandı, ancak tüm iddiaları reddeden Jackson, 1994’e kadar tüm bu davalardan kurtulamadı.

Mahkemenin ardından 1994’te ‘History’ üzerine çalışmalarına başlayan Jackson, 20 Haziran 1995 günü bir yeni albüm, bir de greatest hits’ten oluşan derlemeyi piyasaya dürdü. Yine aynı yıl, Mayıs 1994’te gelmiş geçmiş en ünlü rock efsanesi kabul edilen Elvis Presley’nin kızı Lisa Marie Presley ile evlenen Jackson, bu evliliğini ancak 19 ay sürdürebildi ve çift, 1996 yılının başında ayrıldı.

1996 yılında ‘History’ adlı albümünün tanıtımı için dünya turnesine Jackson, 1997 yılında da konserlerine devam etti. Bu sırada ”Blood on the Dancefloor – HIStory in the Mix’ adlı albümünü piyasaya sürdü ve bu kasette 5 yeni şarkı ve 8 remix yer aldı. Albüm kısa sürede Avrupa’da 1 numara oldu ve en çok satan remix albümü oldu. Çocuk taciz suçlamaları ve bu taciz suçlamalarındaki medyanın yoğun baskısı, Debbie Rowe ile sürpriz ikinci evliliği yapması bile onun, hayranlarının kalbindeki “Pop’un Kralı” unvanını yok edemedi.

2001 yılında otuzuncu sanat yılını kutlayan Jackson, yine aynı yıl, uzun süren sessizliğini ‘Invincible’ adlı albümüyle bozdu. Fakat Jackson’un bu albümü dünya çapında eski albümlerine göre pek beğenilmedi. Jackson, evlat edindiği 2 çocuğuyla birlikte hayatına ve stüdyo çalışmalarına devam etmektedir.

Volkan Konak

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1967 yılında Trabzon’un Maçka ilçesinde doğdu. İlk orta ve Lise Eğitimini Maçka’da tamamladıktan sonra, İstanbul Teknik Ünüversitesi Türk Müsikisi Devlet Konservatuarına girdi. 1988 yılında Konservatuarı bitiripaynı yıl İstanbul Teknik Ünüversitesinde Sosyal Bilimler Master Eğitimine başladı. Karadeniz Müziğini Evrensel Müzik formlarıyla buluşturarak, özgün bir yapıda yeniden şekillendiren Volkan konak, İlk albümü “Efulim“i 1993 yılında yaptı. Albüm başta Karadeniz halkının ve müzikseverlerin beğenizini ve ilgisini kazandı daha sonra 1994 yılının Ekim ayında “Gelirmisin Benimle“adlı albümünü hazırladı ve askerlik görevi nedeniyle bir süre çalışmalarına ara verdi.

Askerlik görevini tamamladıktan sonra hemen üçüncü albümü “Volkanik Parçalar“ın çalışmasına başladı. Üç aylık çalışmadan sonrada bu albüm Müzikseverlerin beğenisine sunuldu. Volkan konak 1998 yılının Nisan ayında kendisi tarafından kurduğu “Kuzey Müzik Prodüksiyon” isimli firmasından “Pedaliza” isimli Albümünü Müzikseverlerin beğenisine sundu. 1993 yılından bu yana Albüm çalışmalarında yaklaşık elli adet bestesini sergilemiş ve bu çalışmalar sonunda Gazeteciler Cemiyeti, çeşitli vakıf ve dernekler tarafından yılın sanatçısı seçildi. 1997 yılınıda Politika dergisi tarafından yılın en iyi Müzik sanatçısı seçildi. Volkan Konak’ın 1993 yılında ürettiği bir bestesinin tüm dünya hakları “Kuzey Müzik Prodüksiyon ile Fransız prodüktör Alain Finet tarafından yapılan sözleşme sonucunda Alain Finet tarafından satın alındı. Bu beste İspanyolca olarak tüm dünyada yayınlanmak üzere single olarak çıkarılacaktır.

2000 yılında “Şimal Rüzgarı” adlı albümünü DMC’den çıkararak dinleyicilerine ulaştırdı. 2003 yılı Aralık ayında 3.5 yıl aradan sonra yine DMC etiketiyle yayınlanan “Maranda” isimli albümü ise büyük beğeni toplayarak 2004’e müzik dünyasının iddiaları yapımlarından biri olarak girdi.

Meyra

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1978 yılında İstanbul’da doğdu. Meyra’nın müziğe olan yeteneğini 9 yaşındayken ünlü bestekar Avni Anıl keşfetti. Bunun üzerine, Meyra 10 yaşında İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı‘nda 8 sene sürecek olan akademik müzik eğitimine başladı. Lise yıllarında bazı sanatçılara vokal yaparak kariyerinde ki ilk adımlarını atan Meyra, 18 yaşında yaptığı “Nurtopu” albümü ile müzik sektörüne başarılı bir giriş yaptı ve büyük kitlelere ulaşmayı başardı.

Meyra, ilk albümünden sonra Amerika‘da yaşadığı 5 yıl süresince müzik kariyerine New World School of The Arts‘ta akademik opera eğitimiyle devam etti. Lirik soprano sesini profesyonel bir arya yorumcusu olarak geliştirmeyi başaran Meyra, aldığı müzik eğitimi ile yetinmeyerek burada ki stüdyolarda Amerikalı müzisyenlerle çalışarak çok güzel İngilizce şarkılar ortaya çıkardı. Özellikle, “Only when I Breath” isimli şarkısı ve gösterdiği performans ile Arif Mardin‘in de dikkatini çekmeyi başardı.

Meyra

2003 yılında Türkiye’ye dönüş yapan Meyra, Müzik Direktörlüğünü Ozan Çolakoğlu‘nun üstlendiği, Sezen Aksu, Aysel Gürel, Ümit Sayın, Zeynep Talu gibi müzik dünyasının başarılı isimlerinin imzasının yer aldığı; Özgür Buldum, Volga Tamöz, Aytuğ Yargıç ve Alper Erinç’in de muhteşem aranjeleri ile fark yarattığı Başka Bir Kadın isimli yeni albümü ile yeniden müzikseverlere merhaba demenin heyecanını yaşıyor.

Uzun yıllar Amerika’da yaşamanın avantajlarını müziğine yansıttığına inanan Meyra, güçlü yorumculuğunun yanı sıra bu kez söz yazarı ve besteci olarak kendi şarkılarını görücüye çıkarıyor. Albümde sözü ve müziği Meyra’ya ait tam 4 şarkı yer alıyor. Meyra; Albinoni’nin 1600’lü yıllarda yarattığı “Adagio” adlı klasik eserini de opera -şan tekniğiyle Türkçe ve İtalyanca olarak yorumluyor.

Meyra

Ajda Pekkan‘ın Sana ne Kime ne adlı klasik parçası da yeni düzenlemesi ve Meyra’nın özgün yorumuyla albümde dikkat çeken cover şarkılar arasında yer alıyor.

Meyra

Meyra

Edip Akbayram

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

29 Aralık 1950’de Gaziantep’te doğdu. 1968 yılında İstanbul’a gelip profesyonel müzik çalışmalarına başlayan sanatçı, 1972 yılında çıkardığı, ilk bestesi olan “Kükredi Çimenler” adlı 45’liğiyle “Altın Mikrofon Ödülü”nü kazandı. “Aldırma Gönül” ve “Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz” adlı parçalarıyla satış rekorları kıran ve altın plak kazanan sanatçının çeşitli kuruluşlar tarafından veilen 250 kadar ödülü mevcut…

1979 yılında Ayten Akbayram ile evlenen sanatçının bu evliliğinden Ozan ve Türkü adlarında bir oğlu, bir kızı var… 30 yıllık sanat yaşamının 28. albümünü Prestij Müzik’ten, 1998’in Mart ayı başında çıkaran sanatçı, yılların birikimini yansıtan bu çalışmasında, geçmişte hit olmuş parçalarını topladı. “Dün ve Bugün” adlı albümünde yer alan parçaya klip çeken Akbayram’ın hedefi, müzikteki yozlaşmaya karşı verdiği mücadeleyi sonuna kadar sürdürmek…

Neşe Zara Ulus

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

15 Ocak 1976 tarihinde doğdu. Yüksek eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Şan Eğitim Bölümünde tamamladı.

1991 yılında Milliyet Gazetesi’nin açmış olduğu liseler arası Müzik ve Halk Oyunları yarışmasında “Türk Halk Müziği Bayan Solist” dalında  Türkiye birincisi oldu.

Aynı yarışmaya 1993 yılında iştirak ederek tekrar birincilik kazandı.

1996 yılında TRT’nin açmış olduğu “Yetişmiş Ses Sanatçısı” sınavını kazanarak “TRT Türk Halk Müziği Akitli Ses Sanatçısı” unvanıyla göreve başladı.

1997 yılında Atatürk Kültür Merkezi’nde sahnelenen “Yunus Emre Müzikali”nde Amber rolüyle oyuncu ve solist olarak  görev aldı.

1998 yılında Ulus Müzik çatısı altında, 15 aylık çalışmanın ürünü olarak “AVUNTU”  albümü piyasaya sunuldu.

Aynı yıl Atıf Yılmaz’ın yönetmenliğinde “Eylül Fırtınası”  isimli ilk uzun metraj filminde Tarık Akan ile başrolü paylaştı.

İlk albümünün yankıları sürerken 2000 yılında “BOYUT” isimli ikinci albümünü çıkardı. Albümde icra ettiği tüm türkülere klip çekilerek VCD ortamında verildi.

2001 yılında Osman Sınav’ ın yönettiği “Deliyürek” sinema filmlerinde oyunculuk performansıyla dikkat çekti.

2002’da üçüncü albümü  “ MİSAFİR” i, 2003 yılında, 27 eserden ve iki albümden oluşan “ÖZLENENLER” piyasaya sürüldü.

‘Özlenenler’in birinci albümünde Zara, müzikseverlere ilk kez Türk Sanat Müziği okuyarak sürpriz yaptı. 2. albümünde ise Eski Türk Filmi müziği şarkılarını seslendirerek tanıdık melodileri sandıktan çıkardı.

2003 yılının bir diğer sürprizi de, sanatçı  ilk kez Kanal D televizyonunda 28 bölümden oluşan “GELİN” isimli TV dizisinde başrol oynayarak halkla buluştu. 

2004 yılında, 1999’da çekilen ancak deprem felaketinden sonra yayını bekletilen, Bayındırlık Bakanlığı ile ortak çalışması AĞIT ( Sele Gitti ) klibi  “Doğal Afetlere Karşı Bilinçli Toplum” projesi kapsamında yayına girdi.
 
Kral TV ve MGD gibi saygın birçok organizasyonların ödülleri ile birlikte, 4 yıl üst üste 2000 – 01 – 02 – 03 yıllarında en iyi Türk Halk Müziği Kadın sanatçı Altın Kelebek Ödüllerini aldı.

Son olarak, sanatçı 2005’te kariyerine, yine çift CD’li “ZAMANI GELDİ” albümüyle devam etti. Bu albümün ilk CD’si 17 adet Türk Halk Müziği eseri, yanında 12 şarkılık “70’li Yıllar” aranjman CD’si ile çıktı.

Selda Bağcan

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Protest müziğin usta isimlerinden olan Selda Bağcan, 1971 yılında Ankara Üniversitesi Fen Fakültesinde Fizik Mühendisliği bölümü son sınıf öğrencisiyken amatörce başlattığı müzik çalışmalarında ilk iki 45’lik plak satışının bir milyon tavanını zorlamasıyla ister istemez profesyonel oldu. O tarihten itibaren yurt içi ve yurt dışında sayısız konserler veren sanatçı, 1972 yılında Türkiye’yi Dış İşleri Bakanlığının görevlendirmesiyle Bulgaristan’daki ALTIN ORFE (Golden Orfeus) festivalinde temsil etti. 1973 yılında ilk batı Avrupa turnesini gerçekleştiren sanatçı, bu yıllarda 16 adet 45’lik plak yaptı.

1979 ve 1980 yıllarında Türkiye’deki en önemli sol partinin (CHP) yurt dışı Demokratik kitle örgütü olan HDF (Halkçı – Devrimci, Federasyonu) ile dayanışma içindeki SPD (Alman Sosyal Demokrat Parti) nin yardımıyla Batı Avrupada çeşitli festivallere katıldı. 1980 ve 1987 yılları arasında pasaport verilmeyen şarkıcı, 1986 yılında Peter Gabriel’in desteklediği The Womad Foundation (Word Of Music And Dance) Festivalinden davet aldığında pasaportu olmadığı için gidemedi. Fakat festival komitesi sanatçının bir şarkısına festival plağında yer verdi.

1987 yılında Womad Vakfı’nın ısrarlarıyla pasaportuna kavuşan sanatçı o yıl; 13 Haziran Rotterdam Sanat Festivali (Poetry), 19 Haziran Womad ve Glastonbury Festivali, 20 Haziran Jubile Gardens (London), 25 Haziran Eurls Court (London), 26 Haziran Capital Radio Festivali konserlerini yaptı. 1988 de dört ay süren Batı Avrupa turnesinden sonra, 1989 ve 1990’da Türkiye’de Belediyelerin seçimle Sol Partinin eline geçmesiyle kültür ve sanat hizmetlerinin davetlisi olarak kent festivallerinin yüzbin kişilik seyirci kitlesine hitap etti. Bu konserlerin en büyük özelliği biletlerinin ücretsiz ve halka açık olmasıydı.

Yine 1990 yılında Hollanda’dan Rasa Organition (Interkultureel Centrum)’un davetlisi olarak Utrech, Jmegen, Tilburg şehirlerinde ve Yugoslavya’daki Prizren ve Priştine şehirlerinde konserler verdi. Aynı yıl dört kez İsrail’e giden şarkıcı Acco Festivalinde “Khanel Umdan” adlı Osmanlı kalesinde ve Ehal Hatarbut konser salonunda iki ayrı konser ve iki ayrı televizyon programı yaptı. Ve Danimarka’nın Argus şehrindeki esintiler isimli festivale katıldı.

Bağcan, 2000 yılında konser vermek için gittiği Hatay’da geçirdiği trafik kazası sonucu ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan sanatçının kazada sol kolu kırıldı, boynu zedelendi. Bağcan, uzun süren tedavinin ardından sağlığına kavuşabildi. Bu güne kadar 30 yıl içinde 17 adet 45’lik, 10 adet LP, 30 adet kaset çalışması olan sanatçı; Almanya, Hollanda, Fransa, İngiltere, Belçika, İsveç, Norveç, İsviçre, Avusturya, Avusturalya, Yugoslavya ve İsrail’de konserler yaptı.

Tarz olarak protest müziği benimseyen Selda Bağcan, kendi bestelediği şarkıları söylemeyi tercih ederken, bin yıllık anonim halk türkülerini çağdaş bir uslupla yorumlamasıyla tanınıyor. Kendisini Türk insanının acılı sesi olarak nitelendiren sanatçı, halen İstanbul’da ikamet etmekte ve sahibi olduğu plak şirketinin yöneticiliğini yapmaktadır.

Celine Dion

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Kanada’nın Quebec kentinde doğan sanatçı, henüz 5 yaşındayken şarkı söylemeye başladı. İlk ciddi demosunu 12 yaşındayken kaydeden Dion, yıllar sonra eşi olacak ünlü menajer ve prodüktör olan Rene Angelil’in destekleriyle kısa sürede müzik dünyasının en popüler kadın sanatçılarından biri haline geldi. 1982 yılında Tokyo’daki Yamaha World Song Festival’de birinci olarak dikkat çeken Dion, ertesi yıl Fransa’da kaydettiği ilk single D’amour Ou D’amite ile 700.000 kopya satarak büyük başarı kazandı. Asıl uluslararası üne kavuşması ise, 1988 yılında İrlanda’nın başkenti Dublin’de yapılan Eurovison şarkı yarışmasını kazanmasıyla gerçekleşti.

1990 Eylül ayında yayınlanan Kanadalı sanatçının ilk ingilizce albümü Unison, Where Does My Heartbeat Now isimli aşk şarkısıyla iyi bir satış grafiği çizdi. 1992 Nisan ayında yayınlanan ve sanatçının kendi adını taşıyan bir sonraki albüm, tam 4 single çıkararak, sanatçının dünya çapında milyonlarca kopya albüm satışına ulaşmasını sağladı. Arka arkaya yayınlanan If You Asked Me To, Nothing Broken But My Heart, Love Can Move Mountains ve Beauty & The Beast şarkıları, bir anda Celine Dion’u tüm aşıkların gözde şarkıcısı yapmayı başardı. Peabo Bryson ile birlikte düet yaptığı “Beauty & The Beast”, aynı isimli uzun metrajlı çizgi filmin soundtrack albümünde kullanılınca, sanatçıya yılın film müziği dalında hem Oscar, hem de Grammy ödülü kazandırdı.

Hollywood’un ünlü yıldızlarından Tom Hanks ve Meg Ryan’ın başrollerini paylaştığı “Sleepless in Seattle” filmi için ingiliz şarkıcı Clive Griffin ile seslendirdiği “When I Fall In Love”, filmin soundtrack albümünün satış rekorları kırmasını sağladı. 1994 Şubat ayında yayınlanan “The Colour Of My Love”ın ilk hit single’ı “The Power Of Love”, billboard listesinde tam 4 hafta zirveye kimseyi yaklaştırmadı. Ertesi yıl sanatçı, uzun yıllardır kendisini müzik dünyasında destekleyen ve başarısını borçlu olduğu Rene Angelil ile Montreal’ de hayatını birleştirdi.

İki yıl aradan sonra yayınlanan “Falling In To You”, sanatçıya dünya çapında 27 milyondan fazla satış getirdi. “Up Close & Personal” filminde de kullanılan “Because You Loved Me”, albümün isim parçası Falling In To You, It’s All Coming Back To Me Now ve All By Myself gibi hüzünlü 4 aşk şarkısının single olarak yayınlandığı albüm, 39. Grammy ödülleri töreninde, yılın albümü ve yılın pop albümü kategorilerinde ödül kazandı. 1997 Celine Dion’un başarıya ve satışa doymadığı yıl olarak tarihe geçti. Aynı yıl hem “Let’s Talk About Love” albümünü yayınlayan, hem de “Titanic” filmi için James Horner’ın yazdığı “My Heart Will Go On”u yorumlayan sanatçı, her iki albümünde satış rekorları kırmasını sağladı. Let’s Talk About Love’da sanatçıya dünyanın en ünlü müzisyenleri eşlik etti. Tell Him’i Barbra Streisand, Immortality’yi Bee Gees, I Hate You, Then I Love You’yu Luciana Pavarotti ile seslendiren Dion, albümün ilk single’ı olarak Carole Küng bestesi The Reason’ı seçti.

My Heart Will Go On’un 1 numara olmayı başardığı 15 Şubat 1998 tarihinde, albümler listesinde de ilginç bir olay yaşandı. Parçanın bulunduğu iki albümden “Let’s Talk About Love” zirvedeyken, Titanic filminin soundtrack albümü de 3 numaradaki yerini almıştı. Ertesi yıl My Heart Will Go On, film müziği dalında Oscar ödülü kazandı. 1998 yılında yayınlanan Christmas albüm These Are Special Times, unutulmaz yılbaşı şarkılarının yorumlarının dışında “I’m Your Angel” isimli R Kelly düetini de içeriyordu. Bu albüm de kısa sürede büyük satış grafiği yakaladı. Geçtiğimiz yıllarda piyasaya sürülen “All The Way…A Decade Of Song” sanatçının hem unutulmaz aşk şarkılarını hemde 5 yepyeni şarkıyı içeriyordu. İlk single That’s The Way It Is, Frank Sinatra ile beraber seslendirdiği All The Way, Ewan MacColl klasiği The First Time I Ever Saw Your Face, Robert John Mutt Lange’in prodüktörlüğündeki “If Walls Could Talk ve I Want You Need Me”nin yeni şarkılar olarak desteklediği albüm, tüm dünyada satış rekorları kırdı.

Kendisini, 2 yıl boyunca kanser ile mücadele eden eşi Rene Angelil ve çocuğuna adayan Dion, sanki yaşadıklarını bir başlıkta toplamak istermişçesine, “A New Day Has Come” adlı albümle geri döndü. Celine Dion’un yeni albümü “A New Day Has Come”, sanatçının 8. İngilizce albümü. Sanatçı, “Yeni albüm; ağlamak, dans etmek, bir arkadaş ya da bir dosta ihtiyaç duyan herkesin, yaslanabileceği bir omuz hissi uyandırsın istedim” diyor albümü için.

Tarkan Tevetoğlu

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Tarkan Tevetoğlu altı çocuklu bir ailenin beşinci çocuğu olarak 17 Ekim 1972’de Almanya’nın Frankfurt kenti yakınlarındaki Alzey’de dünyaya geldi. Ailesiyle birlikte 1986’da Türkiye’ye kesin dönüş yaptı. Tarkan ortaokula yıllarında aynı zamanda Karamürsel Musiki Cemiyeti’nde nota, solfej ve şan dersleri de almaya başladı.Okul müdürünün izniyle toplantıların ve yardım gecelerinin vazgeçilmez yıldızı oldu. Bu arada müzikten ufak ufak para kazanmaya da başladı. Kendine Çınarcık’ın çay bahçelerinde konkenci ev hamınlarından oluşan bir kitle edindi ve harçlığını çıkarmayı başardı.

Karamürsel’deki en yakın arkadaşı Alpay Aydın, Tarkan’ı razı etti ve müzik piyasasının kalbi İMÇ’de İstanbul Plak’ın ortaklarından Mehmet Söğütoğlu ile tanıştırdı. Tarkan için öyle hit parçalar satın alınmadı. Tarkan’ın bestesini yaptığı, Alpay’ın sözlerini yazdığı şarkılarla beraber sekiz ay içerisinde 15 parça hazırladılar ve Aralık 1992’de piyasaya çıkan “Yine Sensiz” adlı ilk albümü, özellikle “Kıl Oldum Abi” adlı parçasıyla tutulup 700 bin adet sattı. İkinci albümü Mayıs 1994’te çıktı. Sezen Aksu destekli “A acayipsin” adlı çalışması ile popülaritesini artırdı.

Yeni menajeri Ahmet San ve Ahmet Ertegün’le 1995’de Atlantik Records’un New York’taki merkezinde buluştu ve bir sözleşme imzaladı. Basına da Tarkan’ın İngilizce bir albüm hazırlayacağı duyuruldu. Daha sonra menajeri ile aralarının bozulması sonucunda Tarkan Amerika’ya veda etmek zorunda kaldı. Üçüncü albüm “Ölürüm Sana” Temmuz 1997’de yayınlandı ve sadece Türkiye’de üç milyon kopya sattı. Albümün çıkışından hemen sonra Londra, Paris, Berlin gibi merkezlerde rahatça doldurabildiği konserler verdi. Dünyanın en büyük firmalarından Polygram, “Ölürüm Sana”nın hit parçası “Şımarık”ın single’ını piyasaya sürdü ve sonuç almakta gecikmedi. “Şımarık” Fransa müzik listelerinde üç, Belçika müzik listelerinde bir numaraya kadar yükseldi. Tarkan’ın bu yükselişi, Polygram’ın “Ölürüm Sana” ve “A acayipsin” albümlerindeki parçalardan oluşan “Tarkan” adlı bir toplama albüm yayınlamasını sağladı.

Tarkan Fransa müzik piyasasında iş yapan Rai’cilerden kesin olarak ayrıldı. Norveç’ten Portekiz’e, Çek Cumhuriyeti’nden Rusya’ya kadar birçok ülkede tanınan, Güney Amerika ve Kuzey Afrika ülkeleriyle bağlantıya geçmeye hazırlanan uluslararası Türkiye adına tek yıldız oldu. Avrupa basınında artık “Türk tatlısı”, “Boğaz’ın yakışıklısı” gibi başlıklarla anıldı. 1999 Word Music Awards’tan “Yılın En Çok Satan Ortadoğulu Şarkıcısı Ödülü’nü aldı.

Tarkan, 14 Ocak 2000’de 17 Ağustos depremzedeleri yararına bir konser vermek ve 15 Ocak’ta bedelli askerlik yapmak amacıyla birliğine teslim olmak üzere Türkiye’ye döndü. 2001’in son aylarında ise yine listeleri allak bullak eden Kuzu Kuzu albünü çıkarttı. Bu kasetteki bütün besteler Tarkan Tevetoğlu’nun kendisine aitti.

Tarkan 2003 yılının Haziran ayında çıkardığı “Dudu” adlı albümünü sevenlerinin beğenisine sundu. Albüm çok ilgi gördü. Daha sonra yeni albümler çıkardı.

The Cranberries

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Noel ve Mike Hogan kardeşler, 1990 yılında doğdukları yer olan İrlanda’da davulcu Fergal Lawler ile birlikte kurdukları gruba “Cranberry Saw Us” ismini vermişlerdi. Grubun ilk vokalisti Niall Queen ayrıldıktan sonra gazetelere ve degilere “bayan vokalist aradıklarını” belirten bir ilan veren üçlü, Dolores O’Riordan ile karşılaştılar. Dolores üçlünün demo kayıtlarının üzerine söz yazdı ve grubun dünya çapında başarı kazanan ilk single’ı “Linger” ortaya çıktı. Bu gelişmelerden kısa bir süre sonra, grup ismini “The Cranberries” olarak değiştirdi ve  “Nothing Left At All” adlı demolarını İrlanda’daki küçük dükkanlarda satışa sürdü. 300 adet kopyanın bir hafta içinde satılması üzerine de, içinde “Linger” ve “Dreams” i barındıran iki şarkılık demo kayıtlarını büyük şirketlere gönderdiler.

Bu demo kayıtları İngiltere basınından ve plak şirketlerinden o kadar ilgi gördü ki, plak şirketleri arasında bir açık arttırma bile yaşandı. Bu açık arttırma sonucunda, grup U2’nun da plak şirketi olan Island Records’la anlaşma imzaladı. The Cranberries’in ilk albümü “Everybody Else is Doing It, So Why Can’t We?” 1993 baharında piyasaya çıktı ve oldukça olumlu eleştiriler aldı. Albümden çıkan iki single; “Dreams” ve “Linger”ın başarısını takiben grup Suede ile birlikte Amerika turnesine çıktı. Turne boyunca canlı performansları sayesinde izleyiciler tarafından Suede’den daha fazla ilgi görünce, MTV’nin de dikkatini çektiler ve “Linger” en yüksek rotasyonda televizyonlarda boy göstermeye başladı. Amerika’da platin plak kazanan ilk albümleri, İngiltere listelerinde de uzun süre boyunca bir numarada kaldı.

1994 yılına gelindiğinde grubun vokalisti Dolores, menajerleri Don Burton ile oldukça görkemli bir törenden sonra evlendi. Evliliği ve grubun videoları sayesinde daha fazla ön plana çıkmaya başlayan Dolores’in sözleri ve vokal melodileri, ikinci albümde daha bir dikkat çekiciydi. “No Need To Argue” albümünde yer alan, 90’ların en önemli rock şarkılarından biri olarak kabul edilen “Zombie” ve “Ode to My Family” , dünya müzik piyasasındaki yerlerini iyice sağlamlaştırdı. Savaş karşıtlığıyla da tanınan grubun Zombie şarkısı, Britanya’da İRA’nın bombalamasında ölen iki küçük çoçuğun ardından yazılmıştı. “No Need To Argue” turnesi boyunca en çok konuşulan dedikodulardan biri Dolores’in gruptan ayrılacağı ve kariyerine tek başına devam edeceğiydi, ancak bu dedikodular hiçbir zaman gerçekleşmedi. 1994 yılında, MTV’nin “Yılın En İyi Parçası” Ödülüne grubun “Zombie” şarkısı layık görüldü.

1996 yılında çıkardıkları üçüncü albümleri olan “To the Faithfull Departed”, öncekilere göre daha sert sound’a sahip bir albümdü. Aynı zamanda Aerosmith’in prodüktörü olan Bruce Fairbarin’in imza attığı albümün ilk single’ı “Salvation”, Cranberries’i dünya listelerinde yine üst sıralara taşımayı başardı. Gruba gösterilen ilgi o kadar yoğundu ki, MTV Unplugged serisi için uğradıkları Washington’da verdikleri ücretsiz akustik konsere 10,000’i!aşkın izleyici katıldı ve yeterli güvenlik önlemleri alınamadığı için polis konseri iptal etti.

Grup, 1999 yılında dördüncü albümleri “Bury The Hatchet”ı piyasaya sürdü. Albümden çıkan ilk single “Promises” oldu ve çıkar çıkmaz neredeyse tüm ülkelerde 1 numaraya oturdu. Ayrıca Animal Instinct, Just My Imagination ve Dying In The Sun gibi parçaları unutulmazlar arasında yerini aldı. Grubun sound’u artık daha bir olgunlaşmış ve turnede geçen yılların grup elemanlarını ne derece etkilediği albümde açıkça görülebiliyordu. Albümü takiben açıkladıkları dünya turnesi konser tarihlerini Dolores’in hamileliği sebebiyle iptal eden grup, Dolores ve grubun menajeri Don Burton’ın kızları Molly’nin doğumundan sonra küçük bir turne yapmaktan da geri kalmadı.

2001 yılında, “Wake Up and Smell The Coffee” adlı albümleri çıktıktan sonra, albümdeki parçalar listelerin üst sıralarında yerlerini almakta gecikmediler. Bu albümleriyle de güzel eleştiriler alan grubun, bir yıl sonra çıkardıkları “Stars – The Best Of 1992 – 2002” adlı ilk best of albümleri, daha önce çıkardıkları beş albümden seçilmiş 18 şarkının yanı sıra 2 de yeni şarkı içeriyor. Grup, müzik eleştirmenleri tarafından 90’lı yılların en büyük gruplarından biri olarak kabul edilmektedir.

Candan Erçetin

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

10 Şubat 1963 tarihinde Kırklareli’nde doğan Erçetin, çocukluk ve ilkokul yıllarını doğduğu yerde geçirdi. Erçetin, ilköğretimini tamamladıktan sonra girdiği parasız yatılı sınavları kazanarak Galatasaray Lisesi’nde öğrenim hayatına devam etti. Aynı zamanda 1979’da girdiği İstanbul Belediye Konservatuarı’nda Şan eğitimine devam eden sanatçı, Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji bölümüne girdi.

1986’da, üniversite son sınıfta Norveç – Oslo’da düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışması’nda, Onlar grubunun bir üyesi olarak Türkiye’yi temsil etti ve grup o zamana kadarki en iyi dereceyi alarak yarışmada dokuzuncu oldu. Arkeoloji eğitimini yarıda bırakmak istemeyen sanatçı, kazandığı bursla yüksek lisans yapmak üzere Viyana Üniversitesi’ne gitti fakat 1 sene sonra geri döndü. Viyana’daki eğitimi dolayısıyla dondurduğu Konservatuar eğitimini de 1991’de tamamladı.

Profesyonel müzik hayatına 1989 yılında Siyah & Gümüş adlı gece kulübünde Arie Antique ve Chansons söyleyerek başlayan Erçetin, daha sonra Caz Bar (Paris Nights Cabaret), Kufe (Restaurant), Royal Bistro, Galatasaray Cemiyeti, Moda Deniz Kulübü, Home Store ve Swiss Hotel`de (La Com D`or Restaurant) uzun süreli sahne programlarını sürdürdü.

Şarkıcılığın yanı sıra, Sahne Organizasyonu ve Menajerlik gibi alanlarda çeşitli şirketlerde çalışan Erçetin, televizyonculuğa ilk adımını 1994’de Kanal D’de yayınlanmaya başlanan ve 17 hafta süren, “Kol Düğmeleri” adlı Erkek Magazin Programını sunarak attı. Daha sonra Numberone Tv’de yayınlanan ve 65 bölümden oluşan “Randevu” adlı sohbet programını sundu. Aynı yılın Temmuz ayında ilk solo albümü olan “Hazırım” satışa sunuldu. Bu albümde daha çok Trakya ve Makedonya’nın ezgileri ağırlıktaydı.

Daha sonra Erçetin “Sevdim Sevilmedim” adlı remix albümünü çıkardı. Bu albümden sonra da ikinci solo albümü olan “Çapkın”ı çıkaran Erçetin, bu albüm sayesinde yurt dışındaki organizatörlerin dikkatlerini üzerine çekmeye başardı. Albüm çalışmalarının yanı sıra yurt içinde ve yurt dışında da konserler veren başarılı sanatçı, Ağustos 1998’de ikinci remix albümü olan “Oyalama Artık”ı yayınladı. 2 seneye yakın bir aradan sonra üçüncü albümü olan “Elbette”yi çıkardı. Temmuz 2001’de ise sınırlı sayıda üretilen ve üzerinde imzası bulunan “Unut Sevme”albümü satışa sunuldu. Ve son olarak 2002 Mayıs ayının başında “Neden” adlı albümü yayınlandı.

Sahne programının önemli bölümünü Fransız Chansonsları oluşturmakla beraber, repertuarında Türkçe, İngilizce, İtalyanca, Almanca, İspanyolca ve Yunanca nostaljik şarkılara da yer veren Erçetin, halen Galatasaray Lisesi’nde müzik öğretmenliğini sürdürmektedir.

Elvis Presley

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Elvis Aaron Presley, 8 Ocak 1935’de Missisippi’de doğdu. Çocukluğu boyunca Pentecostal Kilise Korosu’nda şarkı söyledi. 1948 yılında ailesi Memphis’e yerleşti. Blues ve caz müzikle tanışması ve bu müzik türlerine ilgi duyması onu şarkı söylemeye itti. 1953 yılında liseden mezun olduğunda, daha 18 yaşındayken müzik firmalarının kapısını aşındırmaya başlamıştı. “My Happiness” ve “That’s When Your Heartaches Begin” parçalarını annesine doğum günü armağanı olarak yazmıştı. Memphis Recording ve Sun Recording’e giderek sesini dinlemelerini istedi. Plak yapımcısı ve müzik şirketi sahibi Sam Phillips, Elvis’in ses tonundan ve müzik tarzından çok etkilendi.

1954 yılında, gitarda Scotty Moore, bas gitarda Bill Black ile birlikte ilk stüdyo kayıtlarını yaptılar. “That’s All Right” ve “Blue Moon of Kentucky” blues tarzında hareketli rock’n roll parçalarıydı. Sun Records’la yaptığı kontrat, RCA Record firmasına satılınca yavaş yavaş kariyer basamaklarını tırmanmaya başlamıştı. Bu sıralarda çıkardıkları 5 single gençlerin ilgisini çekerek, müzik listelerinde ilk 10’a girmeye başlamıştı. Bu 5 single içinde en ilgi çeken parça ise “I Forgot to Remember to Forget” tı ve country listelerine 1 numaradan girmişti. “Heartbreak Hotel” parçası ise Elvis Presley’in tekrar müzik listelerine girip 8 hafta boyunca listelerde kalmasıyla son buldu.

Ed Sullivan’ın televizyon programına çıkan Elvis Presley, hareketleri ve konuşmasıyla ilgi çekti. Bu ilginin farkına varan ve onların direk kalplerinde son bulan parçalarla karşılık veren Elvis, bu dönemde “Don’t Be Cruel”, “Hound Dog”, “Love Me Tender”, “All Shook Up” ve “Jailhouse Rock” parçalarını yaptı. “I Want You, I Need You, I Love You” parçasıyla 11 hafta boyunca listerde kalan Elvis, hızla yükseliyordu. 1956 Kasım’ında “Love Me Tender” filmiyle kamera karşısına geçti; böylece ileride 31 filmde yer alacağı Hollywood stüdyolarıyla tanışmıştı.

Bu filmden iki ay önce Ed Sullivan’ın televizyon programında “Love Me Tender”ı televizyon ekranlarında onu izleyen 54 milyon izleyici önünde söyleyerek ününe ün katmıştı; artık Amerika onu konuşmaya, onu dinlemeye başlayacaktı. 1973 yılında eşinden boşanan Elvis Presley, 1977 yılında Indianapolis’deki son konserinden sonra, 16 Ağustos 1977 tarihinde öldü. Ölümünden sonra açıklama yapan Doktor Jerry Francisco, ölümüne kalp yetmezliğinin neden olduğunu söyledi. Tüm dünyada büyük üzüntü yaşayan hayranları, Elvis Presley’i rock’n roll müziğin öncüsü, kralı ve babası olarak ilan ettiler.

Erkan Oğur

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1954 yılında Ankara’da doğan sanatçı, İstanbul Devlet Konservatuarı Klasik Türk Sanat Müziği bölümünden mezun oldu. Enstrüman ustası olan Oğur, ud, tanbur, bağlama, cümbüş ve keman gibi geleneksel çalgıları başarıyla çalmaktadır. Doğu Anadolu’nun folk müziği ve Aşık Veysel gibi ozanların şarkılarıyla büyüyen sanatçı, 1960’larda Jimi Hendrix’i dinledi ve bu, yeni bir müzikal deneyimin başlangıcı oldu. Perdesiz elektrikli gitarın pasajları üzerinde kayma ve çeyrek tonların çalınmasına olanak tanıdı.

Müzik hayatına 1980 yılında çeşitli sanatçılara eşlik ederek başladı ve ilk albümü “Fretless”i 1994 yılında Almanya’da çıkardı. Bu albüme birkaç ilave ile 1996 yılında Türkiye’de “Bir Ömürlük Misafir” adlı albümünü yayınladı ve aynı yıl Eşkıya filminin müziklerini yaptı. Bu albümünden sonra “Gülün Kokusu Vardı” (1998), “Hiç” (1999), “Anadolu Beşik” (2000) ve en son albümü olan Fuad’ı (2001) müzikseverlere sundu.

Türkiye’nin en özgün müzisyenlerinden birisi olan Oğur, içlerinde perdesiz gitarın da bulunduğu birçok gitar ve telli çalgıları kendisi, kendi amaçları doğrultusunda üreten büyük sanatçılardan birisidir. Sanatçı, müziğe yalnız Türkiye’de değil dünya çapında da farklı zevkler ve tınılar getirdi.

Anadolu ezgilerindeki hümanizmi, sufice bilgeliği, erdem arayışını yansıtan albümler yapan başarılı sanatçı, Türkiye dışında bir çok festivallere katıldı ve bir çok değerli cazcılarla sahneye çıkıp kayıtlar gerçekleştirdi. Türk folk müziğinden yola çıkarak bu müziğe büyük katkılar sağladı.

Claude Chabrol

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

24 Haziran 1930 yılında Paris’te doğdu. 1958 yılında Çektiği ilk film olan Le Beau Serge (Yakışıklı Serge) ile tanınmış bir yönetmen haline gelen Chabrol,  bunu izleyen her yıl ortalama bir filme imza attı.

İlk eşi Agnès’ten boşandıktan sonra aktris Stéphane Audran ile evlenmiş ve ondan bir aktör olan Thomas Chabrol adlı bir oğlu olmuştur. Üçüncü eşi ise Aurore Paquiss’ tir.

Dünya sinemasının en önemli isimlerinden olan Claude Chabrol, Fransız Yeni Dalga hareketinin kurucularındandır. 12 Eylül 2010 yılında 80 yaşında  Paris’te yaşamını yitirdi.

Filmografi

1958 Le Beau Serge
1959 Les Cousins, À double tour
1960 Les Bonnes Femmes
1961 Les Godelureaux
1962 Les Sept péchés capitaux, L’Œil du Malin
1963 Ophelia, Bluebeard
1964 Les plus belles escroqueries du monde, Le Tigre aime la chair fraiche
1965 Paris vu par,  Marie-Chantal contre docteur Kha, Le Tigre se parfume à la dynamite
1966 La Ligne de démarcation
1967 Le Scandale, La Route de Corinthe
1968 Les Biches
1969 La Femme infidèle, Que la bête meure
1970 Le Boucher, La Rupture
1971 La Décade prodigieuse
1972 Docteur Popaul
1973 Les Noces rouges
1974 Nada (The Nada Gang)
1975 Une Partie de plaisir, Les Innocents aux mains sales
1976 Les Magiciens, Folies bourgeoises
1977 Alice ou la Dernière Fugue
1978 Les Liens de sang, Violette Nozière
1980 Le Cheval d’orgueil
1982 Les Fantômes du chapelier
1984 Le Sang des autres
1985 Poulet au vinaigre
1986 Inspecteur Lavardin
1987 Masques
1988 Le Cri du hibou
1989 Une affaire de femmes
1990 Jours tranquilles à Clichy, Docteur M
1991 Madame Bovary
1992 Betty
1993 L’Œil de Vichy
1994 L’Enfer
1995 La Cérémonie
1997 Rien ne va plus
2000 Merci pour le chocolat
2002 The Flower of Evil
2004 La Demoiselle d’honneur
2006 The Comedy of Power
2007 A Girl Cut in Two

Timothy William Burton

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

25 Ağustos 1958 tarihinde doğmuş Amerikalı bir yönetmendir. Sıradışı ve tuhaf tarzı ile bilinen Tim Burton’un özellikle stop-motion animasyon tekniği ile çekilen filmlerinde karakterlerinin abartılı olmalarına rağmen insani değerlerini kaybetmemeleri dikkat çekmektedir. Sıradışı olan filmlerinde Gotik betimlemeler kullanır.

1989’da aktris Lena Giekese ile evlenmiştir. Batman Returns’ün ardından eşinden ayrılan Tim Burton, Lisa Marie ile 1992-2001 arasında nişanlı kalmıştır. 2001’den beri Helena Bonham Carter ile nişanlı olan yönetmenin bu birliktelikten 2003 yılında Billy-Ray Burton adlı bir oğlu olmuştur.

2009 yılında Waking Sleeping Beauty, 2006 yılında  Danny Elfman Interprets ‘the Two Worlds’  filmlerinde oynamıştır. Burton, bir çok filmin yönetmenliği yanında yapımcısı, senaristi, müzik ve eser sahibidir.

Filmografi

Yönetmen
2010 Addams Ailesi 3d, Dark Shadows, Alis Harikalar Diyarında (Yapımcı) 
2007 Sweeney Todd: Fleet Sokağının Şeytan Berberi   
2005 Charlie’nin Çikolata Fabrikası, Ölü Gelin (Yapımcı)   
2003 Büyük Balık 
2001 Maymunlar Cehennemi (II)  
2000 The World Of Stainboy  (Yapımcı, Senarist)
1999 Hayalet Süvari   
1996 Çılgın Marslılar    
1994 Ed Wood (Yapımcı)
1992 Batman Dönüyor (Yapımcı)
1990 Makas Eller  (Yapımcı, Senarist)
1989 Batman    
1988 Beter Böcek  (Senarist)
1985 Pee-wee’s Big Adventure   
1984 Frankenweenie (I) (Senarist)  
1982 Vincent  (Senarist)
1979 Doctor Of Doom  (Senarist, Müzik)  
1971 The ısland Of Doctor Agor  (Yapımcı, Senarist)

Yapımcı      
2009 9    
1996 Dev Şeftali, Çılgın Marslılar   
1995 Batman Daima   
1993 Noel Gecesi Kabusu (Senarist)  

Eser Sahibi Olduğu Filmler
1993 Noel Gecesi Kabusu 
1990 Makas Eller 

Ferzan Özpetek

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

  1959 yılında İstanbul’da doğdu. 1976 yılında, Roma’daki La Sapienza Üniversitesi’nde Sinema Tarihi öğrenimi yapmak üzere İtalya’ya gitti. Accademia Navona’da ve Accademia d’Arte Drammatica’da Silvio D’Amico yönetimindeki sanat tarihi ve kostüm derslerine devam etti.

1982 yılında Julian Beck birlikte ile Yaşayan Garaj’da çalıştıktan sonra ” Scusate il ritardo “da Massimo Troisi’nin ve ” Son Contento ” da Maurizio Ponzi’nin asistanlığını üstlendi.

Yapımcılığını Marco Risi ve Maurizio Tedesco’nun birlikte üstlendiği ilk filmi ” Hamam “, 1997 Cannes Film Festivali’nde, ” Yönetmenlerin Onbeş Günü ” tarafından keşfedildi ve hem İtalya, hem de diğer ülkelerde eleştirmenlerin olduğu kadar seyircilerin de beğenisini kazandı. Uluslararası alanda başarı sağlayan film, İtalya’nın yanı sıra, İngiltere, Fransa, İskandinavya, Almanya, Hollanda, Japonya ve hatta ” nüfuz edilmesi çok güç ” olarak tarif edilen ABD’de gösterim imkânı buldu.

Yönetmenin ikinci filmi ” Harem Suare “nin çekimlerine 1998 yılında başlandı. Türk-İtalyan-Fransız ortak yapımı olarak gerçekleştirilen film, 1999 yılında Cannes Film Festivali’nin ” Selection Officielle ” kategorisine seçildi ve gösterildiği tüm Avrupa ülkelerinde önemli gişe başarıları elde etti.

Özpetek’in ” Cahil Periler ” i , İtalya’da gösterimde bulunduğu haftalar         boyunca en fazla izlenen İtalyan filmi oldu. İtalyan Sineması’nın tanınmış yönetmenlerinden Nanni Moretti’nin ” La Stanza del Figlio ” ve Giuseppe Tornatore’nin ” Malena “sını geride bırakan Özpetek’e övgüler yağdı.

Ferzan Özpetek,  1997 yılında 34. Antalya Film Festivali’nde Hamam filmi ile   “En İyi Yönetmen”, 2003 yılında Karlovi Vary Festivali’nde La Finestra di Fronte  ile “En İyi Film” ve “En İyi Yönetmen”, 2004 yılında 25. Seattle Film Festivali’nde  ile “En İyi Film” aynı yıl La Finestra di Fronte ile 31.Flanders Uluslararası Film Festivali’nde “Canvas Halk Ödülü” almıştır. Sanatçı halen İtalya’da yaşamaktadır.

Hamam, Harem Suare, Le Fate Ignoranti , La Finestra di Fronte, Cuore Sacro, Saturno Contro, Mükemmel Bir Gün, Serseri Mayınlar  filmlerinin  yönetmeni ve senaristidir.

Maurice Chappaz

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

İsviçreli Maurice Chappaz 21 Aralık 1916 tarihinde Lozan’da doğdu.

İsviçre İçişleri Bakanı Pascal Couchepin, 1939’da başlayan yazarlık kariyeri boyunca ardında 40’tan fazla yapıt bırakan Maurice Chappaz’ın büyük bir şair, dahi bir yazar ve mükemmel bir senarist olduğunu kaydetti.

Ailesi tarafından yapılan açıklamada, 92 yaşındaki yazarın Martigny Hastanesi’nde 15 Ocak 2009 tarihinde öldüğü bildirildi.

Tom Cruise

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

   1962, New York, ABD doğdu. Gerçek adı Thomas Cruise Mapother IV  dır. 14 yaşındayken rahip olmayı düşünüyordu. Annesiyle ve üvey babasıyla birlikte yaşayan Cruise, lise yıllarında oyunculuğa ilgi duymaya başladı ve rahip olma hedefini erteledi. Okuldan ayrıldı ve 18 yaşında New York’ a yerleşti.

 Sinema ile tanışması ise 81 senesinde Franco Zeffirelli’nin “Sonsuz Aşk” adlı filmiyle oldu. Ardından George C. Scott, Timoty Hutton ve Sean Penn ile birlikte rol aldığı Taps’da oynadı .Top Gun filmi ile üne kavuştu. 1997’de “en iyi giyinen erkek oyuncu”  seçilmişti. 1990’da People dergisi tarafından “yaşayan en seksi aktör” seçildi. “Görevimiz Tehlike 2″ için 75.000.000 $ alarak,” bir film için en yüksek ücret alan aktör” ünvanını kazandı. 1994’te Toronto’da Pilotluk Lisansı aldı. 2006’da Forbes dergisi tarafından 1 yılda 67 milyon dolar kazancıyla ” dünyanın en güçlü ünlüsü” seçildi.

1987-1990 yılları arasında Mimi Rogers, 1990-2001 yılları arasında Nicole Kidman ile evli kaldı. 18 Kasım 2006’da Roma’da evlendiği Katie Holmes ile beraberliği sürüyor.

 

ÖDÜLLERİ:

1990 : Altın Küre – En iyi aktör (Drama), Şikago Film Festivali- En iyi oyuncu Born of the Fourth  of July

1992 :  NATO/ShoWest – Uluslararası Box Office Yıldızı

1996 : National Board of Rewiew, Altın Uydu, Altın Küre -En iyi aktör, Jery Maguire

1997 : MTV Film Ödülü – En iyi erkek oyuncu, Jery Maguire                           

1998 : John Huston Ödülü   

1999 : Altın Küre – En iyi yardımcı oyuncu (Drama), Magnolia                         

2000 : Blockbuster Eğlence Ödülü, Şikago Film Eleştirmenleri Birliği Ödülü –  En iyi yardımcı oyuncu (Drama), Magnolia                                                       

2001  : MTV Film Ödülü – En iyi oyuncu – Mission: Impossible II

FİLMOGRAFİ

Oyuncu : Knight & Day (2010), Valkyrie (2007), Lions for Lambs (2007), Mision: Impossible III (2005), War of the Worlds (2005), Collateral (2003), The Last Samurai (2002), Minority Report (2001), Vanilla Sky (2001), Mission: Impossible (2000), Eyes Wide Shut (1999), Magnolia (1999), Rain Man (1998), Mission: Impossible (1996), Jerry Maguire (1996), Interview with the Vampire (1994), The Firm (1993), A Few Good Men (1992), Days of Thunder (1990),  Born of the Fourth of July (1989), The Color of Money (1986), Top Gun (1986), The Outsiders (1983)

Senarist : Days of Thunder (1990)

Yapımcı  : The Winter Hill Gang (2010), The Eye (2007), Ask the Dust (2006), Elizabethtown (2005), Mission: Impossible III (2005), War of the Worlds(2005), Vanilla Sky (2001), Mission: Impossible (1996) 

 

 

 

 

Yavuz Turgul

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

5 Nisan 1946 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü’nü bitirmesinin ardından gazetecilik yapmaya başladı ve Ses dergisinde çalıştı.

1976’da senaryo yazmaya başlayan Turgul, ilk kez Sultan filminin senaryosu ile dikkat çekti. 1984 yılında, Fahriye Abla ile yönetmenliğe başladı. Muhsin Bey ve Gölge Oyunu filmlerinin ardından, 1996 yılında izleyici rekorları kıran Eşkıya filmini çekti ve başarısını en üst düzeye çıkardı.

Yavuz Turgul yaptığı çalışmalarla  En iyi Film, Senaryo, Film Müziği ve  başarı ödülleri almıştır. Itır Esen ile evli olup, iki çocuk babasıdır.

Yönetmenliğini Yaptığı Filmler
1984 Fahriye Abla
1987 Muhsin Bey 
1990 Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni  
1993 Gölge Oyunu
1996 Eşkıya 
2005 Gönül Yarası 
2010 Av Mevsimi 

Senaryosunu Yazdığı Filmler
1976 Tosun Paşa
1978 Sultan (Film Müziği)
1979 Erkek Güzeli Sefil Bilo, Banker Bilo
1981 Davaro, Hababam Sınıfı Güle Güle, Çiçek Abbas
1982 İffet
1983 Aşk Kadını, Şekerpare
1984 Fahriye Abla
1985 Züğürt Ağa
1986 Muhsin Bey
1990 Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni
1993 Gölge Oyunu
1996 Eşkıya
2005 Gönül Yarası
2007 Kabadayı