Archive for Haziran, 2012

Coşkun Aral

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1 Mayıs 1956’da Siirt’te doğdu. Basın fotoğrafçılığı mesleğine 1974 yılında Günaydın ve Gün gazetelerinde başladı. 1976 yılında Ekonomi ve Politika gazetesinde devam etti.

1977 yılı kanlı 1 Mayıs olaylarında çektiği fotoğraflarla ilk kez Sipa Press ajansı vasıtası ile adını dünya basınında duyurdu. Bu olaya ilişkin fotoğraflarıyla Time, Newsweek dergilerinde yer aldı. Bunu izleyen yıllarda Sipa Ajansının Türkiye muhabirliğini üstlendi. Bu arada Türk basınında da Türk Haberler Ajansı, Milliyet, Hürriyet gazeteleri ile freelance çalıştı.

1980 yılında ilk defa Sipa ajansı adına Türkiye dışında görev aldı. Polonya’da ünlü Gdansk Grevi, İran- Irak olaylarına ilişkin çalışmalarıyla uluslararası platformda adını duyurmaya başladı. 1980, 12 Eylül darbesini daha önce yaptığı arşiv çalışmalarıyla ünlü Newsweek, L’Express dergilerinin kapaklarında ve yüzlerce uluslararası dergi sayfalarında yansıttı.

14 Ekim 1980 günü kaçırılan bir uçakta dünyada ilk kez hava korsanlarıyla bir röportaj gerçekleştirerek Türk ve dünya basınında adından söz ettirdi. Aynı olayla Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerinde ödüller aldı. 1980 yılından itibaren sürekli olarak Lübnan, İran, Irak, Afganistan, Kuzey İrlanda, Çad ve Uzakdoğu’da meydana gelen savaşları görüntüledi. Time, Newsweek, Paris-Match, Stern, Epoca gibi dergiler adına savaş fotoğrafçısı olarak mesleğine devam ediyor.

1986 yılında fotoğrafa ilaveten Türkiye’de 32. Gün adına başlattığı, savaş TV muhabirliğini asıl mesleği ile birlikte şu anda Haberci adlı televizyon haber belgeseli yapımcılığını da sürdürüyor. 1983/85 yılları arasında çektiği savaş fotoğrafları Paris’te FNAC’da sergilendi. Aynı yıllarda NewYork’ta Time Life Galerisi‘nde savaş fotoğrafları sergilendi. 1988 yılında Ara Güler ile birlikte Danimarka ve Finlandiya’da bir sergi açtı. 1993 yılında Almanya’nın Düsseldorf kentinde yabancılar kültür merkezinde “Savaş ve İnsan” konulu bir sergi hazırladı.

1983 yılında aralarında National Geographic’in ünlü fotoğrafçısı Reza ve Yan Morvan ‘nın da bulunduğu dört savaş fotoğrafçısı ile birlikte hazırladığı “Galile’de Barış“ adlı savaş fotoğraf albümü Edition de Minuit tarafından yayınlandı. Lübnan savaşını konu alan bu kitap, daha sonra Almanya ve Cezayir’de basıldı. Yine New York’ta Pantheon yayınevi tarafından son dönemin en iyi 31 savaş fotoğrafçısını içeren War Torn kitabında yer aldı. 1988 yılında Türkiye: Bin millik Büyük Serüven adlı macera fotoğraf albümü yayınlandı. 1995 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde Fielding Wordwide Yayınevi tarafından biri ‘Savaş Tehlikeli Işık’, diğeri ‘Dünyanın En Tehlikeli Yerleri’ adlı iki kitabı yayınlandı.
Şu anda da yapım ve yönetimini üstlendiği Haberci programının Türkiye’nin yanısıra uluslararası TV kanallarında da yayınlanmaktadır.

Zekiye Çomaklı

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Erzurum Aşkale doğumlu olup Aşkale Lisesinin ilk mezunlarındandır. Erzurum’un ilk kadın Köşe Yazarı olarak 1980’den itibaren, ‘’DOBRA  DOBRA’’başlığı altında yerel Erzurum Gazetesinde köşe yazıyor.

Erzurum Girişimci Kadınlar Derneği (ER-KADIN) Kurucu başkanı ve halen Yönetim Kurulu Başkanıdır.

Erzurum’a sevdasını, “Bir gün geri döndüğümde beni tanıyamazsın diye senden ayrılamıyorum güzel Erzurum” diyerek anlatan, Zekiye Çomaklı, Erzurum’da pek çok ilk’i gerçekleştirmiş ve bu çalışmaları ile ‘’Dadaş Kızlarına’’ örnek olmuştur.

Zekiye Çomaklı’nın sosyal çalışmalarından örnekler;

Erzurum’un ilk kadın köşe yazarıdır.

Şiirlerini kitaplaştıran Erzurumlu ilk kadın Şair

1988 de Kültür Müdürlüğü Galerisinde Erzurum’da ilk defa ŞİİR SERGİSİNİ açtı

Kendi el emeği olan Yapay Çiçek Sergi ve Kermesini tek başına gerçekleştirdi; gelirinin tamamını, Mehmetçik Vakfı ve Polis Eşleri Dayanışma Derneğine bağışladı.

Hatmigül Şiir Kitabının tüm gelirini Erzurum Emniyet Mensupları Eşleri Dayanışma Derneğine Bağışladı.

Erzurum’da alanında ilk ve tek aktivite olan, Cumhuriyetimizin 75. yılına atfen, Erzurum Atatürk Üniversitesi oditoryumunda kendi şiirlerinden bestelenen ve A.Ü.Güzel Sanatlar Fakültesi öğrenci ve hocaları tarafından seslendirilen şarkılar eşliğinde yine kendi şiirlerini okuduğu HATMİGÜL ŞİİR DİNLETİSİ’Nİ, 1500 kişilik katılımla gerçekleştirdi.

Erzurum Yakutiye ve Oltu ilçesi Belediyelerinin festivallerinde, Cezaevlerini İyileştirme ve Rehabilitasyon programları çerçevesinde, Erzurum Yarı Açık Cezaevinde ve Cumhuriyetin 80. yılı onuruna gönüllü olarak KEHRİBAR ŞİİR DİNLETİLERİ gerçekleştirdi.

Amatör Çalışmalarından oluşan fotoğrafları ile Erzurum T.O.B.B. sponsorluğunda ilk defa NOSTALJİK ERZURUM FOTOĞRAFLARI SERGİSİNİ açtı.

Türkiye’ de ve Erzurum’da ilk defa Cezaevlerini İyileştirme ve Rehabilitasyon Programı Çerçevesinde Erzurum Yarı Açık Cezaevinde Nostaljik Erzurum Fotoğrafları Sergisi açtı,

Erzurum’dan delege oyu ile listede yer alan ilk kadın MİLLETVEKİLİ ADAYI oldu,

İlk defa bir Dadaş Kızı, Erzurum Valiliği tarafından Nahcivan Özerk Cumhuriyetinde yapılan uluslararası bir Kadın Konferansına Türkiye’yi temsilen konuşmacı olarak görevlendirildi

 Erzurum’ da İlk defa bir kadın olarak Belediye Başkan Danışmanlığı yaptı,

Gönüllü Anneler Derneği gönüllü üyesi, Türk Kadınlar Birliğinin 30 yıllık faal üyesi, Görme Engelliler ve Türkiye Sakatlar Derneği ve Muharip Gaziler Derneklerinin gönüllü ve onur kurulu üyesi, Doğu Anadolu’nun ilk ve tek Girişimci Kadın Derneği olan, ERZURUM GİRİŞİMCİ KADINLAR DERNEĞİ (ER-KADIN) kurucu Başkanı ve halen Yönetim Kurulu Başkanıdır.

İki dönem Aşkale Belediye Başkanlığı yapmış olan İnş. Müh. Nuri Çomaklı ile evli olup bir erkek( Yrd.Doç. Dr. Şafak Ertan) biri kız (Melda Ela Kayak Milli antrenör ve hakemi) iki evladı vardır.

 

ESERLERİ

İpek Yolunda Bir Kavşak-AŞKALE (BELGESEL)

Karlar Ülkesinin Damak Tadı (Erzurum’un ilk özgün yemek kitabı)

Erzurum Oyaları (BELGESEL) 

Duyguları Giyinmek(ŞİİR)

Hatmigül (ŞİİR)

Papatya Yağmurları (ŞİİR)

Uykuları Karanlığa Tutsaktı (öykü)

Konuşan Erzurum (BELGESEL)

Dobra Dobra  (Köşe yazıları)

Efe Babacan

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

İzmir doğumlu Efe Babacan Turizm Otelcilik okulunu bitirdikten sonra, turist olup dünyayı gezdi.. Bu geziler sırasında çektiği fotoğraflar beğenilince fotoğrafçı olmaya karar verdi.

Türkiye’de başta İlayda Sanat Galerisi olmak üzere Berlin ve Paris’te eserleri sergilendi. Üç sene Royal Caribbean Cruise gemilerinde fotoğraf müdürü olarak çalışıp Amerika’nın Las Vegas, Phoenix ve New York şehirlerinde düğün, organizasyon, kurumsal davet fotoğrafçılığı yaptıktan sonra İstanbul’a geri döndü. İstanbul da fotoğrafçılığa devam etmekle birlikte, başta Photoshop Magazin dergisi olmak üzere çeşitli dergilere yazılar yazmakta, Lütfi Kırdar Kongre Salonunun fotoğraf işlerini yürütmekte ve merkezi Miami de bulunan İmage Photo Service fotoğraf şirketinin Türkiye temsilcisidir.

Tuba Ünsal

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Tuba Ünsal 1977 Edremit doğumlu, İstanbul’da yaşıyor. Her zaman ilgi duyduğu fotoğrafçılıkla, okul yıllarında tanıştı. Uzun yıllar muhasebe, finans ve ilaç pazarlama departmanlarında, çalıştı. Fotoğraf sanatçısı Muammer Yanmaz‘dan, temel ve ileri fotoğraf teknikleri dersleri aldı. 2008 yılında iş yaşamını bırakarak, fotoğrafa daha çok zaman ayırmaya karar verdi.

Bazı sosyal sorumluluk, kuruluş ve derneklerinde, gönüllü fotoğraf çekiyor. Portre fotoğraflarına özel ilgi duyuyor, editoryal ve belgesel fotoğrafçılıkla,
ilgileniyor. Hikayesi olan fotoğrafları sevdiği için; doğum, anne & bebek, kişiye özel portre, aile fotoğrafları ve evlilik gibi, çeşitli özel an ve detay fotoğrafları çekiyor.

En büyük hedefi, kendi tarzını koruyarak, concept/kurgu portre fotoğraf çalışmalarına, devam edebilmektir.

Ömer Serkan Bakır

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Kontrol Sistemleri Teknolojisi ile Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü’nü bitirdi.

1999 yılında Türkiye’de ilk defa yayımlanan dijital fotoğrafçılık dergisini (Photo Digital) hazırladı. İnternet üzerinden ilk fotoğraf yarışmasını organize etti. Pek çok dia gösterisi gerçekleştirdi ve karma sergilere katıldı. Seminer, panel ve söyleşilerde, seçici kurullarda yer aldı.

Bakır’ın bugüne kadar, ‘Vapurda…’, ‘Su Üstünde Yaşam’, ‘Doğu’nun Kararan Yıldızı: İran’, ‘Angkor Tapınakları’, ‘Yaşam, Güzel Bir Gündü’ ve ‘Pazarda…’ isimli dia gösterileri izleyicilerle buluştu.

Hâlen çeşitli fotoğraf projeleri üzerinde çalışmakta olan Bakır, Bilişim Muhabirleri Derneği ve Collection Club Yönetim Kurulu Üyesi’dir.

Ilgın Erarslan Yanmaz

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Ilgın Erarslan Yanmaz 1973 yılında İstanbul’da doğdu. Orta öğrenimimi İstanbul Özel Alman Lisesi’nde, yüksek öğrenimimi ise Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde tamamladı.

Uzun yıllar İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nda çalıştıktan sonra yoluna serbest fotografçı olarak devam etmeye karar verdi.

“Nasıl olduğunu anlamadan peşinden sürüklendiğim ve ”iyi ki’ dediğim bir fotoğrafçılık hikayem var. Sanırım bu yüzden hikayesi olan fotoğrafları seviyorum ve de hikayelerin peşinden gitmeyi…”

2007 yılında Muammer Yanmaz fotoğraf ekibine prodüktör olarak dahil olmamın yanısıra özel an, editoryal ve organizasyon fotoğrafçılığı yapmaktadır.

Rıza Ezer

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

22 nisan 1951 Ankara doğumluyum.

Baba mesleği olan  foto muhabirliğine küçük yaşlarda babamın  yanında  çırak olarak başladım. Sigortalı yaşım 1970 dolduğu için Aralık 1970  ULUS gazetesinde başlayıp  devam etti.

Ulus gazetesinin kapanmasıyla ayrıldım. Babamda  ayrıldı. O  Hürriyet’e ben Yenigün Gazetesine  gittik. Yenigün  gazetesinde bir  müddet  çalıştıktan  sonra, Turizm  bakanlığına işe girdim.

1974 senesinde rahmetli Ülkü Arman beni Hürriyet’te işe aldı . 1982 ye kadar çalıştıktan  sonra ayrıldım. Bir  müddet serbest çalıştıktan sonra, Türk Haberler Ajansına girdim.

1983  senesinde Cumhuriyet gazetesine başladım. Burada uzun bir süre çalıştıktan sonra Radikalden gelen teklifi kabul edip oraya geçtim.

Oradan ayrıldıktan sonra, uzun  süredir serbest olarak çalıştığım Reuter Ajansına devam ettim.

2000 de Sabah gazetesinin İstanbul  fotoğraf  editörlüğüne getirildim. 6 ay çalıştıktan sonra ayrıldım. Son olarak  Hürriyet Ankara Bürosu Fotoğraf  Editörlüğü yaptım. Şu anda serbest çalışmaktayım.

Fiilen 35  seneye yakın çalıştığım meslek hayatımda, çeşitli basın örgütlerinden ödüller aldım. Çeşitli kitap kapaklarında fotoğraflarım yayınlandı.

Gerek  babamın  gerekse benim çeşitli  belgesellerde fotoğraflarıma yer verildi.

Üç oğlum var.

Cem Ecevit

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1956 yılında zonguldak ilçesi devrek te doğdum. İlk , orta ve lise tahsilini Ankara Kurtuluş’ta okuduktan sonra Ekonomi Fakültesini bitirdim.

Bu ülkenin ekonomisini yönetenlerin ve ekonomi uygulamalarının, ekonomi fakültesinde okutulanlar ile bağdaşır olduğunu zannederek ekonomi fakültesini bitirdim. Bu arada üniversite 1. sınıfta hem evli hemde bir çocuk sahibi olarak, hem çalışıp hem okudum. Hem de 12 eylül dönemi üniversite olaylarınında olduğu bir dönemde ekonomist olma başarısını gösterdim.

Özel sektörde yıllardır çeşitli kademelerde ve yönetici olarak çalışmama rağmen, bir konudan hiçbir zaman taviz vermedim. Fotoğraf…

İlk okuldan beri bitmeyen bir tutkuyla bağlı olduğum fotoğrafın, hayatımın vazgeçilmezlerinden olduğunu düşünüyorum. Hatta öldüğümde fotoğraf makinesi ile beraber defnedilme vasiyetinde bulunacak kadar.

Yıllar önce baktımki fotoğraflarım Türkiye nin önemli kuruluşlarının takvimlerinde yer almaya başlamış, anladımki Türkiye nin önemli şahsi fotoğraf arşivlerinden birine sahibim.

Derken, yine Türkiye nin pek çok saygın kuruluşunun ürettiği ürünlerin fotoğraflarını çekiyorum ve insanlar katalogları ellerine aldıklarında, bilboardlar da bazende TV reklamlarında bu fotoğraflara bakıyorlar.

Gün oldu çektiğim fotoğraflar bir siyasetçiye seçim kazandırdı. Gün oldu Türkiye’mizin insanlarını daha iyi tanımama yardım etti. Gün oldu yine bu fotoğraflar çektiğim yöreleri ülkem insanlarına yakınlaştırdı. Ve insanların oralara koşmasına neden oldu. Bana en çok heyecan verende bu fotoğraflarım olmuştur.

Ama sakın çektiğim fotoğrafların, üklemin tanıtımında yaptığı katkının devletimiz tarafından takdir edildiğini zannetmeyin…

Ülkeler vardır, ülkeniz adına sanat adına, bilim adına güzel bir şey yaptınızmı o ülkenin yönetenleri sizi devlet adına onore eder, hiç değilse iki satır yazı ile teşekkür ederler. Milletin arazısine gecekondu yapanlarıda cezalandırırlar. Bu ülkeler de insanın ve düşüncenin bir değeri vardır…

Yine ülkeler vardır, bunun tam tersi olur, yani düşünenler, ülkeye sanatları ile katkı yapanlar yeri geldiğince cezalandırılır. Gecekondu yapanlar ise tapu sertifikalarıyla ödüllendirilir…O ülkelerde insanın değeri devletin takdir ettiği kadardır…Yani hissettiğiniz kadar.

Hayatınızdaki her fotoğrafın mutlu günlerinizi anımsatmasını dilerim.

Cem Ecevit

Serpil Bozhalil

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Serpil Bozhalil 1982’de İstanbul’da doğdu. Marmara Üniversitesi İktisat Bölümü’nü bitirdikten sonra yapım asistanlığıyla dergi yayıncılığına başladı.

Sonrasında reklam sektöründe kısa bir süre prodüksiyonda çalışdı. Ara verdiği bir sene zarfında Lasalle Akademi’de Modelistlik eğitimi aldı.

‘Çekim yapmak benim için terapi gibi bir şey’

Muammer Yanmaz

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Muammer Yanmaz 1969 yılında İstanbul’da doğdu. Orta öğrenimini Saint Michel Lisesi’nde yüksek öğrenimini İsanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde tamamlamıştır.

Fotoğraf merakı lise yıllarında başlamıştır. Fotoğrafçılığı meslek olarak seçtikten sonra, kendi stüdyosunu açmıştır. Burada reklam fotoğrafçılığı yapmasının yanı sıra, fotoğraf projeleri üretmekte ve fotoğraf dersleri vermektedir.

Türk fotoğraf sanatçısı Özellikle 40’ar fotoğraftan oluşan projeleriyle dikkat çekmiştir.

Kişisel Sergileri
2006 40 Ayna – Karşı Sanat Galerisi
2006 Türk Sinemasında Kadın Oyuncular – İstanbul Beyoğlu Sanat Galerisi
2005 40 İstasyon Paris – Paris Türk Konsolosluğu
2005 40 İstasyon New York – New York The Marmara Manhattan
2005 40 İstasyon New York – İstanbul Mavi Jeans Sergi Salonu
2004 Kadın Yönetmenler – Ankara Kavaklıdere Sineması
2003 40 İstasyon Paris – İstanbul Fransız Kültür Merkezi
2002 40 Yönetmen – İstanbul Beyoğlu Sineması

Selda Başkaya

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Selda Başkaya 28 Eylül 1982 yılında ailenin tek çocuğu olarak İstanbul’da doğdu. Beşiktaş lisesinde lise eğitiminin ardından fotoğraf akademisine giderek fotoğraf eğitimini tamamladı. Ünlü fotoğrafçıların yanında asistanlık yaptı. Fotoğrafçılık kariyerine başlamadan önce çeşitli işlerde çalıştı.

Bir süre Global Reklam Ajansında ardından MGemini Creative Works’de reklam yazarı olarak yer aldı. Evre Türkel Prodüksüyon şirketinde cast müdüresi olarak kariyerine devam etti. Haber Türk kanalında kendi hazırlayıp sunduğu Fashionista isimli programı yayınladı.

Yuxexes dergisinde uzunca bir süre fotoğrafçı olarak çalıştı. Tüsiad Kalder gibi önemli kuruluşların kongrelerinde yer aldı. Nyc2ist.com adlı moda sitesinde bir yıldan uzun bir süredir yazar olarak yazılarını yayınladı. İlk kitabını yazdı ve bağımsız olarak yayınladı. Alem dergisinde fotoğrafçı olarak çalıştı.

Paris ve İstanbul şubesi olmak üzere moda sektöründe güzel çalışmalara imza atan L’appart pr ajansı ile ortak moda çekimleri yaptı. Yaklaşık üç senedir Portre ve Moda fotoğrafçılığı yapmakta olan Selda Başkaya sosyal sorumluluk projeleri kapsamında hazırladığı çalışmaları ile yakın bir tarihte sergi açmayı planlıyor.

Yurt dışında ufak yerlerden başlayıp büyümeyi hedefleyen genç fotoğrafçı kariyeri için ağırdan fakat emin adımlarla ilerliyor. İlk kişisel sergisini bu kış açmaya hazırlanan Selda Başkaya fotoğraf sanatını “Bağımsız Düşünce Biçimi” olarak tanımlıyor.

Fotoğraflarından Örnekler
Selda Başkaya

Başak Büyük

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Başak Büyük 1985 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde 4. sınıftayken 2007 yılında Muammer Yanmaz Fotoğraf Atölyesine katıldı.

Şuan Muammer Yanmaz’ın ekibinde fotoğrafçılık yapmanın yanı sıra İksv festivallerinde de görev almakatdır.

Mahmut Ceylan

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Mahmut Ceylan 23 Nisan 1982 tarihinde Almanya’da doğdu.

2006 yılında Muammer Yanmaz fotoğraf ekibine dahil oldu.

Reklam, Editoryal ve Retouch fotoğafta ilgilendiği alanlardır.

Pelin Erdoğan

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Pelin Erdoğan 1982’de İstanbul’da doğdu. 2001’de İtalyan Lisesi’nden, 2006’da Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun oldu ancak okulun son yılında klinik psikolog olma hayallerinden fotoğraf tutkusu yüzünden vazgeçip rotasını tamamen fotoğrafa çevirdi.

Psikoloji okumasının da etkisiyle olacak insan ruhunu fotoğrafa yansıtmaktan büyük keyif duyuyor. Kurgu ve dijital manipülasyon da fotoğrafta tarzını bulmasını sağlayan teknikler arasında.

Eylül 2006’ da Muammer Yanmaz‘ın Fotoğraf Atölyesi’ni tamamladı. Şu anda da Muammer Yanmaz’ın fotoğraf ekibinde ve İKSV adına festivallerde fotoğrafçı olarak görev yapmakta.

En büyük hayali ise kendi tarzını koruyarak iyi bir reklam ve moda fotoğrafçısı olmak


Pelin Erdoğan

Pelin Erdoğan

Pelin Erdoğan

Pelin Erdoğan

Wols

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Alman ressam ve fotoğrafçı Wols, informel sanatı kurdu. Çoğu zaman trans halinde çalışan sanatçı, duygularını çağrışımlı olarak tuvaline yansıttı.

Sanatçı, 27 Mayıs 1913’de Alfred Otto Wolfgang Schulze adıyla Berlin’de dünyaya geldi. Bir memur çocuğu olan Schulze, 1931 yılında Yahudi bir sınıf arkadaşını ateşli bir biçimde savununca, liseyi bitirme sınavlarına çok az bir süre kala, terk etmek zorunda kaldı. Bir aile dostlarının kendisine konsertmayser (birinci keman) olarak bir iş bulma önerisini reddetti. Bunun yerine bir denizcilik okuluna yazıldı, bir oto tamir atölyesinde çalıştı ve fotoğrafçı yardımcılığı yaptı.

Schulze, 1932’de Frankfurt am Main’deki Afrika Enstitüsü’nde birkaç ay antropoloji okudu. Dessau’daki Bauhaus’da kısa bir süre kaldıktan sonra, Almanya’yı aynı yıl içinde, gergin politik ortamı nedeniyle terk etti. Paris’e taşınarak Wolfgang Schulze’den türettiği sanatçı adı Wols altında fotoğrafçılık yaptı ve Sürrealistlerle temasa geçti.

1933’te hayat arkadaşı Grety ile birlikte İspanya’ya gitti. Wols zorunlu çalışma hizmetini ifa etmek üzere çağrıldığı Almanya’ya gitmeyi reddedince, Alman konsolosunun ısrarı üzerine, 1935’te Barselona’da tutuklandı ve ardından, elinde hiçbir belge olmaksızın, hudut dışı edilerek Fransa’ya gönderildi. 1937’de Paris Dünya Fuarı’nın resmi fotoğrafçılığını üstlendi. Çalışmalarında Bauhaus stilinin soğukkanlı nesnelliğini karanlık, sürrealist elemanlarla birleşti.

Fransa’da illegal olarak bulunan Wols, II. Dünya Savaşı patladıktan kısa bir süre sonra enterne edildi. Bir yıllık tutukluluğu sırasında kâğıt parçacıkları üzerine küçük çini mürekkebi ve suluboya resimler yaptı. Gerçekleştirdiği Staedle (Kentler) adlı dizisinde incecik çizgilerle bomboş alanları, sokak ve caddeleri düş dünyasının sahneleri olarak yansıttı.

1940 yılında Grety ile evlendikten sonra, karısının Fransız yurttaşı olması sayesinde serbest bırakıldı. Karı-koca çok zor ekonomik koşullar altında Casis ve Montelimar/Drome yakınlarında, Alman işgal kuvvetlerinden de sürekli korku içinde yaşadılar.

Tutukluğu sırasında alkol bağımlısı haline gelen Wols, Sürrealistlerin psikolojik otomatizmine geliştirdi ve “parmaklarının hareketi”ne bıraktı. 40’lı yılların başında gerçekleştirdiği çalışmalarında kristaller, yıldızlar, fallus sembolleri ve mikroba benzer biçimler ayırt edilmektedir. Büyük resim üretmek kendi görüşüne göre bir tür jimnastik yapmak anlamına geldiği ve “hırslı” olmayı gerektirdiği için, Wols önceleri küçük boyutlarla yetindi.

Wols, resimlerinin çıkış noktası çoğunlukla, kendi durumunu bir benzetme yaparak uyarladığı, nesnel bir motiften ibaretti. Böylelikle çok sayılı yapıtında şişe motifi ortaya çıkmaktadır, kâh nerdeyse ikona benzer bir nesne olarak, kâh yönlerin hepsine taşan, Wols’un sembollerle donattığı bir yaratık olarak.

Wols savaştan sonra Paris’e döndü. Burada Galeri Rene Drouin 1945’te çini mürekkebi resimlerini ilk kez sergiledi. Açılış kokteyline katılmadığı bu sergisi, genç ressam nesline resimde yeni düşünceler açısından esin kaynağı oldu. Bunun sonucu olarak Taşizim ve İnformel Sanat akımları ortaya çıktı. Bu sergi parasal açıdan bir başarı getirmediyse de, Wols artık sanatı için destek görmeye başladı. Destekleyicileri arasında Egzistansiyalist yazar Jean-Paul Sartre da bulunuyordu. Bunu izleyen zamanda Wols tekrar tekrar kitap resimlemek için siparişler aldı. Resimleri Antonin Artaud ve Jean Paulhan’ın yayınlarında da çıkıyorlardı.
 
Wols bundan böyle yapıtları için daha büyük boyutları yeğlemeye başladı. Resmin yüzeyini duygularının “Rezonans Cismi” olarak ilân etti ve her yapıtıyla varoluşunun bir parçasını ifşa etti. Nesnel olanlar ona yeni esin kaynağı olmadıklarından, kendisini alkol ve uyuşturucular yardımıyla sarhoş etti. Çini mürekkebi ve suluboya ile çoğunlukla yaraları, yaralanmayı ve yıkımı anımsatan izgi ve boya lekelerinden oluşan bir dokudan oluşan Psikogram’lar yapıtı.

40’lı yılların sonuna doğru bazı yapıtlarına somut adlar verdi. Örneğin L’Oiseau (Kuş, 1949), Das Auge Gottes (Tanrının Gözü, 1949 sıraları) ya da Das blaue Phantom (Mavi Fantom, 1951) gibi.

Wols, boş Rom şişelerinin istiflendiği ucuz otel odalarında yaşadı ve çalıştı. 1950’de New York’ta ilk sergisi açıldı. Ertesi yıl alkol bağımlılığından kurtulmak için gördüğü tedaviden sonra, 38 yaşında, 1 Eylül 1951’de yediği etten zehirlenerek öldü.

Kazım Şahbudak

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1968 Divriği doğumlu. İlk Orta ve Lise öğrenimini Ankara’da tamamladı. 1996’da Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun oldu.

Lise yıllarında aldığı fotoğraf eğitimini 1988 de tanıştığı Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği AFSAD’ın kursları ile devam ettirdi ve 1996 da bu derneğe üye oldu.Süreç içinde çeşitli saydam gösterileri yaptı, karma sergilere katıldı. Fotoğrafları uluslararası sergilerde yer aldı, fotoğraf eğitmenliği yaptı. Afsad’ın yönetim kurulu üyeliğinde bulundu. Ankara Kalesi üzerine hazırladığı araştırma inceleme yazı dizisi 1997’de siyah beyaz gazetesinde dört bölüm halinde yayımlandı. Belgesel fotoğraf tanımında çalışmalar yürüten ve ilk önemli çalışması Ankara’nın iki yüzü adlı sergi olan Ankira Fotoğraf Atölyesi’nin kurucu üyesi oldu.

İki adet fotoğrafı Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi koleksiyonuna alındı.

Çalışmalarını halen Ankara’da sürdürmektedir.

Simge Koca

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Kendi dilinden biyografisi:
Ankara doğumluyum ve Ankara’da yaşıyorum. Annemin de fotoğraf sanatçısı olması nedeniyle ilk karanlık oda deneyimini 6 yaşında yaşadım, fotoğraflarla geçen bir çocukluktu benimki. Türk Telekom Anadolu Teknik Lisesi RTV Japonca Bölümü’nü kazanmam fotoğrafçılığa daha da yakınlaşmamı sağladı. 15 yaşımda ilk amatör çekimlerime başladım. Aynı yıl Jaica’nın açtığı deprem konulu kısa metraj film yarışmasında “paramparça 45 saniye” filmimle başarı ödülü aldım. Sonrasında sinema tarihi ve tekniği dersleri aldım.

Şimdi Kırıkkale Üniversitesi Radyo Televizyon Bölümü’nde öğrenimimi sürdürmekteyim ve fotoğrafçılığı bir yaşam tarzı olarak sürdürmekteyim.

Simge Koca

Simge Koco Fotoğrafları

Prof. Dr.Ercivan Saydam

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

15 Kasım 1923’de Adana’da doğan Ercivan Saydam, küçük yaşlarda piyano ve keman dersleri aldı.Paris’te müzik alanında çalışmalar yürüten Saydam, Ankara ve İstanbul’daki konservatuvarlarda hocalık ve yöneticilik yaptı. Saydam, buralarda bale piyanistliği, eşlikçilik, piyano, remileme, küğ kuramlar, biçim bilgisi, bas şifre ve uygulama, genel küğ analizi, uygusal analiz, biçim analizi, uyum bilgisi, kontrapunt ve füg dersleri verdi.

1990 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümü Bağdama ve Yönetkenlik Ana Sanat Dalı öğretim üyeliğinden emekli olan Saydam’ın, bu alanda yayımlanmış kitapları da bulunuyor.

Eylem Gülbal Erdemir

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1973’de İstanbul’ da doğdu. İlkokulu Üsküdar Sokullu Mehmet Paşa İlkokulunda okudu.1984 senesinde İ.T.Ü. Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Çalgı Eğitimi Bölümüne Ud öğrencisi olarak girdi.

Ortaokul ve liseyi burada tamamlayıp 1990 yılında İ.T.Ü. Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Müzikoloji Ana Bilim Dalı’na kabul edildi.1995 yılında bu bölümden birincilikle mezun oldu.

1994 yılından bu yana kurucularından olduğu Güldeste Bayan Fasıl Grubu ile Ud sanatçısı olarak gerek yurtiçi gerekse yurtdışından konserler vermektedir.Halen Beylerbeyi Hacı Sabancı Anadolu Lisesinde müzik öğretmenliği yapmaktadır.

 

Serap Çağlayan

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

İstanbul’da doğdu. İlkokulun ardından 1981’de İ.T.Ü. Devlet Konservatuarı Çalgı Eğitim bölümüne girdi. Mezun olduğu 1991’de İstanbul Devlet Korosu’nda misafir sanatçı olarak çalışmaya başladı.

Bu dönem içinde yüksek lisans programını da tamamlayarak koronun saz kadrosuna asaleten atandı. 1995’te Münip Utandı’nın “Aynalı Kavak’tan Kalamış’a” adlı albümünün saz ekibinde yer aldı.1999’da Kantemiroğlu ve Ali Ufki dönemlerinin eserlerini, dönemindeki çalgılarıyla seslendiren “Bezmara Topluluğu’nda” çelik telli kanun çalan Çağlayan, aynı toplulukla “Yitik Sesin Peşinde” ve “Mecmua’dan Saz ve Söz” albümlerinde kanun çaldı

Bu toplulukla yurtiçinde ve yurtdışında birçok festivalde konserler verdi. Mahinur Özüstün ile yaptıkları “Balat Günlüğü” isimli albüm 2002’de Yunanistan’da yayınlandı. Cengiz Onural ile TV müzikleri çalışmalarında bulunan ve “İkinci Bahar”,”Hayat Bağları” albümlerinde yer alan Serap Çağlayan İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosunda halen kanun sanatçısı olarak görevine devam etmektedir.

2007 yılında Avaze Türk Müziği Kadınlar Topluluğu’na katıldı. 2009 Avaze Türk Müziği Kadınlar Topluluğu “Neveser Kökdeş” CD’nde sazende ve korist olarak görev aldı.