Mirza Feth Ali Ahundzade, 1812’de Şeki’de doğdu. Ailesindeki huzursuzluk nedeni ile çocukluğunda annesi tarafından Güney Azerbaycan’daki Erdebil şehrine, Ahund Hacı Alesger’in yanına götürüldü. Alesger, Feth Ali’yi evlatlığa kabul etti. 1825 yılına kadar Erdebil’de yaşadı, ailesiyle önce Gence şehrine oradan 1826’da doğduğu yer olan Şeki’ye yerleşti.
Güney Azerbaycan’da başladığı eğitimini burada tamamdı. 1834’de Alesger’in yardımıyla Tiflis’e gitti ve şark dilleri tercümanı görevine başladı. Ölümüne kadar Tiflis’te yaşayan Feth Ali, Azeri Türkçesi, Osmanlı Türkçesi, Rus, Fars ve Arap dillerini çok iyi öğrendi. Rusya’nın doğu siyasetinin belirlenmesinde etkili olan Mirza Ali Fethi sanat hayatına, Azeri Türkçesi ve Farsça şiirler yazarak başladı. Eserlerinin büyük bir kısmını çağdaşları olan sanatçılara yazdığı manzum mektuplar oluşturur. 1850-1855 yılları arasında drama yazmaya başladı ve Türk dünyasının ilk örnekleri olan altı komediyi bu dönemde kaleme aldı. Döneminin Azerbaycan hayatını usta bir dil ile yansıtan Feth Ali, 1857’de alfabe üzerinde çalışmaya başladı. Arap alfabesinin ıslahı ve alfabe reformu için projeler hazırladı. İlk proje Arap alfabesi, sonrakiler Latin alfabesi üzerine hazırlandı. 1864’te “Kemalütdövle Mektupları” adlı eserini bitirdi ancak yayınlatmadı. 1878’de Tiflis’de vefat etti.
FİKİRLERİ VE KİŞİLİĞİ
1863 yılında İstanbul’a gelen ve alfabe üzerine yaptığı çalışmalarını dönemin sadrazamına sunan Feth Ali’nin kullandığı dil, halka ve yüksek tabakaya, köylüye ve şehirliye rahatlıkla hitab etmiştir. Eserlerinde dilde Türkçülüğü yaşatan Feth Ali, Ziya Gökalp‘e göre, Gaspıralı İsmail Bey kadar iyi bir Türkçüdür. Türk fikir ve edebiyatı alanındaki en önemli faaliyeti Türkçe tiyatroyu ilk yazan kişi olmasıdır.