Bugün kendi adıyla verilen Nobel Ödülleri ile tanınan Alfred Nobel, 1 Ekim 1833te iflas etmiş bir iş adamının oğlu olarak dünyaya geldi. Babasının değerli ticari malzemelerle yüklü gemisi battığı için aile iyice yoksullaşmış, ağabeyleri Ludvig ve Robert sokaklarda kibrit satarak ailenin geçimine katkıda bulunmaya çalışıyorlardı. Tarihe dinamitin mucidi olarak geçen Alfred Nobel, patlayıcılara olan düşkünlüğünü babasından aldı. 1937de Alfred henüz 4 yaşında bir çocukken babası Immanuel Nobel, Saint Petersburga taşınır ve burada bir mayın fabrikası kurar.
Zaman içinde Alfred Nobelin patlacıyılara olan ilgisi artar. 1866 yılında yüzde 75 oranında nitrogliserini, yüzde 25 oranında emici bir toprak türü olan kieselguhr ile karıştırır ve o müthiş maddeyi bulur: Nobelin Güvenlik Barutu ya da daha çok bilinen adıyla dinamit. Bu buluşu, Nobelin kısa sürede bütün Avrupada dinamit kralı olarak tanınmasına neden olur. Nobelin patlayıcılara olan bu merakı yıllar önce Stokcholm yakınlarındaki Heleneborgda kurduğu küçük laboratuarında, deneyler yaparken küçük kızkardeşi Emilin ölümüne neden olmuştu. 1879da Paris yakınlarındaki Sevranda bir laboratuar kuran Nobel, buradaki çalışmaları sırasında dumansız barutu keşfeder. Bu dönemde Fransaya karşı kurulan bir ittifakta yeralan İtalya ile işbirliği yapan Nobel, aleyhine başlatılan kampanyalar sonucunda Parisi terkederek İtalyadaki San Remoya yerleşir.
Nobel, San Remoda 1896 yılında beyin kanaması sonucu yaşama veda eder. Vasiyetinde,. servetinin 1 milyon kronunun yeğenleri ve bir dönem aşık olduğu Sofie Hess arasında paylaştırılmasını, geri kalan 33 milyon 200 bin kronunu da her yıl insanlığa hizmette bulunanlara sunulmasını istemişti. Bu ödüller fizik, kimya, tıp ya da fizyoloji, edebiyat ve barışa hizmet olmak üzere toplam beş dalda verilecekti.
Nobelin bu vasiyeti önceleri büyük tartışma yaratır. Ancak 1900 yılında İsveç Hükümeti Nobel Vakfını kurar. Bu yıldan sonra da Nobel Ödülleri düzenli olarak verilmeye başlanır.