Eduard Bernstein

Danzig’den gelerek Prusya’nın başkenti Berlin’e yerleşmiş bir yahudi ailesinin oğluydu. Babası demiryolu makinisti, amcası Aaron Bernstein ise işçi çevrelerinde çok sayıda okuru olan Berliner Volk Zeitung gazetesinin editörü idi. Bu ortamda pek çok kültürlü Almanın ulusal birlik ve demokrasiye duyduğu özlemi daha genç yaşta kolayca paylaştı. 1872’de genç bir banka memeru iken Sosyal Demokrat Partiye girdi. Prusya’nın 1871’de Fransayı yenilgiye uğratmasını izleyen çalkantılı yıllar, siyasi inançlarının oluşmasında önemli rol oynadı.

Partiye girince sosyalist yayın organı Die Zukunft’ta çalışmaya başladı.1890’lara değin süren 1873 ekonomik bunalımı kapitalizmin zayıflığı yolundaki inancını pekiştirdi. Ama onu daha radikal bir tutum almaya zorlayan Şovalye Otto von Bismarck’ın antisosyalist yasaları oldu. Almanya dışına sürülünce İsviçre’ye yerleşti. Die Zukunftun varlıklı koruyucusu Karl Höchberg’in “ahlakçı sosyalist” görüşlerinden uzaklaştı. Burada gizli sosyalist partinin toparlayıcı odağı durumunda olan Der Sozialdemokratie dergisinin Zürich baskısının editörlüğünü Karl Marx’ın onayıyla üstlendi. 1888’de Bismarck’ın başvurusu üzerine İsviçre’den de sınırdışı edilince derginin yayımını Londra’da sürdürdü. Orada Marx’ın çalışma arkadaşı Friedrich Engels’in yakın dostu oldu; sosyalizmin adım adım gelişeceğini savunan etkili Fabian Derneği’nin önderiyle de yakın ilişki kurdu. Giderek değişen görüşlerini bir dizi makale ile 1898’de Stuttgart’ta Sosyal Demokrat Parti toplantısına gönderdiği bir mektupla sergiledi. Ertesi yıl Die Voraussetzungen de Sozialismus und die Sozialdemokratie’yi (Evrimsel Sosyalizm,1891’de) yayımladı.

1901’de Almanya’ya dönen Bernstein reformcu işçi hareketinde giderek gelişen revizyonist okulunun kuramcısı durumuna geldi. Sosyalizmin kapitalist orta sınıfa karşı bir ayaklanmanın doğrudan ve katışıksız bir ürünü değil, insan tutkularının ayrılmaz içsel bir parçası olan liberalizmin nihai sonucu olduğunu savundu. Kapitalizmin hemen çökeceği ve burjuvazinin yalnızca ve baskıcı bir sınıf olduğu yolundaki görüşten vazgeçti. Ayrıca üretken sanayinin belirli ellerde toplanmasının her alanda Marx’ın öngördüğü ölçüde eksiksiz ya da daha hızlı biçimde gerçekleşmediği sonucuna vardı.

1902’de Reichsrag’a (parlemento) seçildi ve üyeliği 1928’e değin sürdü . Sosyalist kuramcı Karl Kautsky’nin dogmatik marxizmi ile Alman işçi önderi Agust Bebel’in eklektik Marxizmi giderek etkisini yitirdikçe revizyonizm sosyal demokrasinin ideolojisi durumuna geldi.

Sonunda sosyal demokrasi Bernstein’ın 20 yıldır özlemini çektiği büyük bir reformcu halk hareketi durumuna geldi. Artık partisinin saygın bir yol göstericisi olan Bernstein sosyal demokrat programın büyük bölümünün fikir babalığını yaptı. Alman halkını 1917 Rus örneğinden caydırmakta önemli rol oynayan Bernstein, 1922’de İtalyan faşist modelinin Almanya’ya sıçramasını önleyemedi. Nazilerin kanlı saldırılarını, dengesiz kafaların düşüncesiz davranışları olarak değerlendirdi. Nasyonel Sosyalizmin özünü kavrayamadı ve Nazilerin iktidarı ele geçirmesini önlemekte çaresiz kaldı. Berstein’in ölümünün üzerinden daha altı ay geçmeden , tüm umutlarını bağladığı demokratik devlet, kapılarını Adolph Hitler’in diktatörlüğüne açtı.

Tags:

Leave a Reply