Francis Bacon

1909’da Dublin’de dünyaya geldi. 4 yaşında babasının görevi dolayısıyla Londra’ya taşınan Bacon’un, astım yüzünden okul hayatı çok düzenli geçmedi. 16 yaşında baba ocağından ayrılan Bacon, önce Londra’da bulduğu geçici işlerle hayatını kazandı. Daha sonra Berlin’e taşındı ve burada da iki yıl durduktan sonra dekoratör olarak iş bulduğu Paris’e taşında.

1919’da Londra’ya dönerek mobilya ve halı desinatörlüğü yapmak üçere bir atölye açtı. Bacon kendi kendini yetiştirmişti. 1931 yılından itibaren de kendini tümüyle resme verdi. Bu esnada geçimini rulet oynayarak sağlıyordu.

Bacon 2. dünya savaşı sıralarında, o tarihe kadar yaptığı tabloların hemen hemen hepsini tahrip etti. 1944 yılında yeniden resim sanatına dönen Bacon, aynı yıl içinde birdenbire ünlenmesini sağlayan Çarmıha Gerilen İsa’nın Ayağı Dibindeki Figürler İçin Üç Çalışma adlı triptikonu tamamladı.

Savaştan sonraki yıllarda alkolik olan Bacon, konularına derinlemesine inebilmek için çoğu zaman resim dizilerini üzerinde çalışıyordu. Başlar adlı dizisinin bir resminde sinemanın öncülerine duyduğu hayranlığı tuvale aktardı.

1960’dan itibaren daha çok kendi hayatından konular seçmeye başladı. Sık sık fotoğraflara bakarak arkadaşlarının portrelerinin yapıyordu. Tabloları zamanla saldırganlıklarını yitirmekle beraber, yine de bir oda içinde yapayalnız olan insan figürlerini yansıtmaktalar.

1971’de hayat arkadaşı George Dyer öldükten sonra Bacon birkaç tablosunda onun ölümünü canlandırdı. Kara Triptikon denilen resimlerde Dyer karanlık bir kapı aralığında görülmektedir. Yapıttan yapıta ölüm konusunu irdeleyişi daha da belirgin, direkt bir biçim aldı.

70’li yılların sona ermesiyle Bacon’un önceki portrelerinde görülen deformasyonlar kaybolup, yerlerini yüz hatlarını daha yumuşak gösteren diyagonal taramalara bıraktılar. Sanatçı 1992’de Madrid’de 82 yaşında öldü.

Tags:

Leave a Reply