Gözlerin gönül ülkesine akan iki ırmak Bir gözün dicle,bir gözün fırat Çorak gönüllere akıyor Yüreklerde düğümlenerek O en ulvi nidasıyla ya rab! .. Akıyor kurumuş denizlere şattülarap Gözlerin yeşilin her tonunda ırmak Asırlar süren bir sevdanın bitmeyen sesi Kesilmeyen bir akışın tarihi sorgusu Her zerrede canlanan doğum sancısı Ve gözlerin mezopotamya Vadilerin en soylusu. Gözlerin ölü yaşamlara can veren Mümbit toprakların ülkesi Donuk bakışlarda yeşeren fidanlık Dört mevsimi tek mevsimde yaşayan Bir aşkın öyküsü… Gözlerin yüreklere akıyor İki nehri birleştiren tek nehir gibi Suyu çekilmiş gönüllere su verir gibi Güneşi içen gözlerin… Gözlerim gözlerine akıyor İki kutsal ırmak arasında Yeşilde yüzer gibi… Gözlerin gönül ülkesine akan iki ırmak Bir gözün dicle,bir gözün fırat Ve gözlerin mezopotamya Akıyor gönül denizlerine Ya rab! .. Akıyor çağıl çağıl şattülarap.
Günlerin gecelere bağlanışında bir Gecelerin günlere uzanışında iki Birikmemi tamamlanmaktan koruyorum şöyle ki:
önce bir şeyler yitiriyorum somut şeyler Çakmak tarak kalem çanta saat para gibi Önemsiz şeyler. Alışkanlığım tükenmiyor Biriktirmeyi sürdürüyorum gene Usanmıyorum. Biçimler renkler şişeler eskiler. Unuttuklarımı saymıyorum çünkü unutmuyorum. Azala azala yitmekten Bir de bütünlenmekten ötede Hüzünlü bir gecikme içine dalıyorum Yalnız başıma Özel yoluma sapıyorum.. Seziyorum Birileri özenle bana bakıyor. Uykum kaçıyor ne iyi diyorum Soyut şeyler karışıyor yaşantıma. Elimi kesiyorum kan akıyor Gizliden gizliye seviniyorum. Öyle yalanlar saklanıyor ki gözlerime Canım acıyor Deliriyorum; Seviyorum neden sonra anlıyorlar Acı acı seviniyorum.
Hasbahçesinde ömrün yakın olmaz bana gül Bîzârım ümidime kurulan her tuzaktan Tutuştu o lâcivert hayâle düşen kâkûl Bakanlar baktı sana; ben uzaktan uzaktan
Yandı birden korkuyla gözlerine uçan kuş Bulutlar aynalara seni sordu ıraktan Deniz sanki isyankâr bir rüyada boğulmuş Nehirlar aktı sana; ben uzaktan uzaktan
Peşimde her âşığın gölgesini taşırım Alırım esrârını her devin bir dudaktan Dağda haramilerle, kurtlarla ağlaşırım Gökler sıcaktı sana; ben uzaktan uzaktan
Nerede bu çileyi çekenlerin tarihi Kalbimin enkazına kan akıyor duvaktan Çölde kalan ruhların bile döndü talihi Türküler yaktı sana; ben uzaktan uzaktan
En kâvi diken dahi murâd alır bağında Bırakıp derde beni, kurtulursun firâktan Gece- gündüz esridin bir kaktüs yaprağında Gelmem yasaktı sana; ben uzaktan uzaktan
Simsiyah bir kıyamet tohumu filizlenir Mezarıma isminle atacağın topraktan Acılar sanki neden bu sevdada gizlenir İçim tutsaktı sana; ben uzaktan uzaktan