1.Arkadaş Ekleme Görevi (Kişi ekleme 8 de ve 10 da tarla büyür.sonrası açık değil ama yinede çok kişi eklemek lazım)
2.Arkadaş Tarlasına Yardım Görevi (ekrana gelen arkadaşlara yardım etme sayımız)
3.Para Kazanma Görevi (biriktirdiğimiz para)
4.Para Harcama Görevi (marketteki harcama tutarımız)
5.Tarla Hasat Görevi (Toplamdaki tarla hasadı)
6.Ağaç Hasat Görevi (Toplamdaki ağaç hasadı)
7.Hayvan Hasat Görevi (Toplamdaki hayvan hasadı ile ilgili)
8.Bina alma Görevi (Ana binalardan alıp ilgili sayıya ulaşmaya çalışıyoruz Dekorasyon bölümünde ki Tentelerden alıp Madalyaları tamamlayabilirsiniz.)
9.Dekorasyon Malzemesi Alma Görevi (çitler,yayık,havuz v.b alıp ilgili sayıya ulaşmak Dekorasyon bölümünden sayıya ulaşmak için Saman alıp satmanız Kurdelaları tamamlamanıza yardımcı olacaktır.)
10.Hayan Yardım Görevi (Arkadaşlarının ana sayfasında görürsen Adopt Yapıp kazanabiliyorsun Kahverengi inek, Çirkin Ördek yavrusu, Kara Koyun)
11.Tarla Resim Çekme Görevi (Değişik arkadaşlarının tarlalarının resmini çekmek)
12.Değişik Ürünler Hasat Etme Görevi (17 değişik ürünü ekip hasadını yapmak)
13.Değişik Ağaçlar Hasat Etme Görevi (15 değişik ağacı ekip hasadını yapmak)
14.Değişik Hayvanlar Hasat Etme Görevi (8 değişik hayvanı tarlaya koyup hasadını yapmak)
15.Hediye Kutusu Görevi (Gelen hediyeleri saklayıp belirli sayıya ulaşınca madalya verir. herbiri farklı olmalı)
16. Komşunun Tarlasını Gübreleme Görevi ( Bu da kaybolan hayvanlara yardım görevi gibi Oyuna girdiginizde karşınıza çıkacak yani sistem sizlere otomatik olarak Gübre verecek bu gübreleri komşularınızın tarlasına kullandıgınızda hem size XP kazandıracak hemde Komşunuzun Mahsüllerinin daha iyi olmasını sağlayacak.)
Alıntı
Kurdele İsmi Sarı Kurdele Beyaz Kurdele Kırmızı Kurdele Mavi Kurdele Local Celebrity 10 exp
Hiç sevmedim kimseyi senin kadar Yüreğim yanmadı hiç bu kadar Çok yanlızım seninle bir yarım Yok söylemeden olmaz Ben sana aşığım ahhh ah ben sana aşığım
Eğer elindeyse ne olur çal kapımı Eğer yüregindeysem ne olur sil göz yaşımı
Sen bilmezsin alırım haberini Yollara küsmüşsün hissettin mi gittiğimi Ahhh hissettin mi gittiğimi.. Buralar cehennem oldu inan bana Yanıp kavrulsamda seninle güzel ankara Ahhhh seninle güzel ankara Güneşimiz bu aşk yakar yüreğimizi Her dolmuş gözlerimizle göremeyiz hiçbirşeyi
Eğer elindeyse ne olur çal kapımı Eğer yüreğindeysem ne olur sil gözyaşımı..
Benim kara haberim senindir Eğer Leylan ölmüş derseler gelme sakın İstanbul’a Bulamazsın ki beni buralarda Bir bulut olup git Ankara’ya Yağ istediğin kadar toprağıma Ben bizim bahçede olacağım Tam siyah kordonlu saatin yanında O zaman bensiz dünyaya istediğin kadar bağırabilirsin Sensiz bu dünyayı sevmiyorum sevmiyorum sevmiyorum diye Ama şimdi ne olursun gel Leylan hayatta ve İstanbul’da Nefes almakta zor gelecek mi bir gün bana? Tek hayalim hissettiğim son nefesleri seninle alıp vermek Hissettiğim son nefesleri seninle alıp vermek nefeslerimi seninle alıp vermek Ahhhhhh ben sana aşığım…
Değişir yönü rüzgârın Solar ansızın yapraklar. Şaşırır yolunu denizde gemi Boşuna bir liman arar. Gülüşü bir yabancının Çalmıştır senden sevdiğini, İçinde biriken zehir Sadece kendini öldürecektir. Ölümdür yaşanan tek başına Aşk, iki kişiliktir.
Bir anı bile kalmamıştır Geceler boyu sevişmelerden Binlerce yıl uzaklardadır Binlerce kez dokunduğun ten. Yazabileceğin şiirler Çoktan yazılıp bitmiştir. Ölümdür yaşanan tek başına Aşk, iki kişiliktir.
Avutamaz olur artık Seni bildiğin şarkılar. Boşanır keder zincirlerinden Sular, tersin tersin akar. Bir hançer gibi çeksen de sevgini Onu ancak öldürmeye yarar. Uçarı kuşu sevdanın Alıp başını gitmiştir Ölümdür yaşanan tek başına Aşk, iki kişiliktir.
Yitik bir ezgisin sadece, Tüketilmiş ve düşmüş gözden. Düşlerinde bir çocuk hıçkırır Gece camlara sürtünürken. Çünkü, hiç bir kelebek Tek başına yaşamaz sevdasını. Severken hiçbir böcek, Hiç bir kuş yalnız değildir. Ölümdür yaşanan tek başına Aşk, iki kişiliktir.
Değişir rüzgarın yönü Solar ansızın yapraklar; Şaşırır yolunu denizde gemi Boşuna bir liman arar; Gülüşü bir yabancının Çalmıştır senden sevdiğini; İçinde biriken zehir Sadece kendini öldürecektir; Ölümdür yaşanan tek başına Aşk iki kişiliktir.
Bir anı bile kalmamıştır Geceler boyu sevişmelerden; Binlerce yıl uzaklardadır Binlerce kez dokunduğun ten; Yazabileceğin şiirler Çoktan yazılıp bitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir.
Avutamaz olur artık Seni bildiğin şarkılar; Boşanır keder zincirlerinden Sular tersin tersin akar; Bir hançer gibi çeksen de sevgini Onu ancak öldürmeye yarar: Uçarı kuşu sevdanın Alıp başını gitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir.
Yitik bir ezgisin sadece, Tüketilmiş ve düşmüş, gözden. Düşlerinde bir çocuk hıçkırır Gece camlara sürtünürken; Çünkü hiç bir kelebek Tek başına yaşayamaz sevdasını, Severken hiçbir böcek Hiç bir kuş yalnız değildir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir.
Yagmur da var Çok sevdigim rüzgar da Bugün Pazar Daha uyanmadi komsular Damlarin üzerinde kuslar Daha rahatlar Radyolarda eski sarkilar çaliyorlar bu saatlerde Gönül penceresinden ansizin bakip geçenlere dogru Yagmur da var Çok sevdigim rüzgar da Daha uyanmadi komsular Bugün Pazar Ve ben seni çok özledim
Disarı çikmak istiyor canim Tek basina haytalik etmek Islanmak Pazar sabahinda yagmurda Bos caddelerde dolasmak Vitrinlerine bakmak magazalarin Sinemalarin afislerine Sokaklarin isimlerine Telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara Bir merhaba demek sessizce Sahilde martilara simit atmak Otobüslerin ilk seferlerine binmek Gitmek istiyor canim Hayatin gittigi yere…
Islik çalip sarkilar uydurmak kendi kendine Firindan taze ekmek alip Bugusunu çekmek içine Ve ben seni çok özledim
Tam böyle bir sey Çiçege su yürümesi Bebegin aglamasi Topragin uyanmasi Yagmurun yagmasi Atesin sicagi Bu Pazar sabahi Tam böyle bir sey Bir sabahçi kahvesine ugramak Bir bardak çay Taze dem kokusu Hayatin atardamarlarinda dolasmak Bölmeden sehrin uykusunu Bir siir yazmak Pazar bulmacasinin bos karelerine Siirde tam da bunu anlatmak delice Tam böyle bir sey Hesapsiz gölgesiz bedelsiz kimsesiz Bir siir yazmak Bir bardak çay içmek Sokaklarda gezmek Yagmurda islanmak Ve ben seni çok özledim!.
mor bir hüzün indi karakış akşamına kendi alevlerinde üşüdü ateş çiçekleri
zangoçları yorgun çanları suskun uzak kulelerin sisli sokak lambalarına asılan ışığım donuk şehrin yalnızlığına gömülü çocuksu yüreğim
kar duvaklı çatılarda gri bulutlar gibi çoğalan serçeler ürkek ve telaşlı alıp başlarını nerelere gittiler
maziden topladığım çileli yollar binlerce kez yaşanmış ömür kadar kaygan ruhum kadar kırılgan dökülüyor gözlerimden
-tanıdık yangınları yoklayan sol yanım kül olmayı da öğrenir elbet-
zaman girdabında boğulan bu kaçıncı düş bu kaçıncı bahar buz kırığı sularda titreyen salkım söğüt gölgesi yoksa seni de mi dallarından vurdular
küf kokulu korunağında zehir biriktiriyor geceye akrep kurşun gibi hayal kırığı döküyor umuda son mevsimde son tufan
ilk değil kutsal bağımdaki bu yağma bu harami vurgun ilk değil şimdi çok uzağındayım mutlu coğrafyanın müzmin yarayım batık kentin kuytularında gayrı dört yanım çalkantılı deniz ah düşlerim yok olmayı çok mu istediniz
HÜZÜN KOYDUN GÖZLERİME
Titrek bir pırıltı ile hüzün koydun gözlerime Akmasın diye tuttuğum Gözyaşlarımın coşkusudur Dalgalanışıdır bu Ve bu yüzümdeki gülümseyiş Acı bir sitemdir Sensizliğimdir Giderken, hüzün bıraktın gözlerime Bu dalıp dalıp gidişler Yağmur bulutlarına el edişler Ve bu çileler, kahredişler Sensizliğimdendir Kolay mı sanıyorsun Sen Sensizliği Kolay mı sanıyorsun bunu Getirirken o acı sonu Hüzün doldurdun gözlerime ıslak ıslak Bak Alıp, giderken gözlerimden o güzel görüntünü Paramparça ettin sol yanımda atan bütünü Hüzün koydun gözlerime Artık sana bakmıyor, seni göremiyorlar ya Vah vah! Yazık bu kara gözlerime Titrek bir ışıltı ile Hüzün doldurdun Hüzün koydun gözlerime sıcak sıcak Ah! Gözlerime Hüzün Hüzün koydun…
Tugbam sitesinde en güzel Akıl Dolu Sözler sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Akıl Dolu Sözler Ünlü Düşünürlerden Sözler Tarihe Geçen Akıl dolu Sözler
Napolyon savaşta İspanya’yı yenmiş.İspanya kralı siz ancak para ve mal için savaşırsınız biz ise namusumuz ve şerefimiz için savaşırız demiş…
Bunun üzerine Napolyon; -Evet insanın neyi eksikse onun için savaşır…
————–
Churchill avam kamarasında konuşurken muhalif partiden bir kadın milletvekili Churchill’ e kızgın kızgın şöyle seslenir: – “Eğer karınız olsaydım kahvenizin içine zehir karıştırırdım.” Churchill oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır: – “Hanımefendi eğer karım siz olsaydınız o kahveyi seve seve içerdim.”
————–
Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. Bir gün eşi Sokrates’e verip veriştirmiş ağzına geleni söylemiş. Bakmış kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aşağı boşaltmış.Sokratesgayet sakin: – “Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum” demiş.
—————
Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık birbirlerini iğnelermiş. Bernard Shaw bir oyununun ilk gecesine Churchill’ i davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş: – “Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa.” Churchill hemen cevap göndermiş: – “Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim tabii oyununuz ikinci gece de oynarsa.”
—————
Bir gün Eflatun talebelerinden birini kumar oynarken yakalamış ve şiddetle azarlamış. Talebesi: – “İyi ama ben çok az bir paraya oynuyordum” diye itiraz edecek olunca Eflatun cevap vermiş: – “Ben seni kaybettiğin para için değil kaybettiğin zaman için azarlıyorum.”
—————-
Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin hor gördüğü filozofa: – “Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem” der. Diyojen kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir: – “Ben çekilirim.”
—————
Meşhur bir filozofa: – “Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz?” diye sorulduğunda: – “Ona ulaşmak için eğilmek lazımda ondan” demiş.
—————-
Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile’ ye hasımlarından biri: – “Efendim” demiş “Kulaklarınız bir insan için biraz büyük değil mi?” Galile: – “Doğru” demiş “Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mi?”
—————-
Bir toplantıda bir genç Mehmet Akif’ i küçük düşürmek ister: “Affedersiniz siz veteriner misiniz?” Mehmet Akif hiç istifini bozmadan şöyle yanıtlamış: – “Evet bir yeriniz mi ağrıyordu?”
—————-
Yavuz Sultan Selim birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca Yavuz ona: – “Sen sır saklamayı bilir misin?” diye sormuş Vezir: – “Evet hünkarım bilirim” dediğinde Yavuz cevabi yapıştırmış: – “İyi ben de bilirim.”
—————
Abbasi Halifesi Me’mun İmam-ı Azam’ı Kûfe’ye kadı yapmak istiyordu. İmamı çağırdı ve bu niyetini açıkladı. İmam-ı Azam yönetimin yanlışlıklarına alet olmamak için bu teklifi kabul etmedi. -Ben kadılık yapamam dedi. Halife de herkes de kabul ederdi ki ondan iyi kadılık yapacak bulunamazdı. Bu nedenle Halife sert çıktı: -Yalan söylüyorsun sen kadılık yaparsın! İmam-ı Azam akıllıca bir cevap verdi: -Eğer ben yalan söylüyorsam yalan söylediğim için kadılık yapamam çünkü yalancıdan kadı olmaz. Eğer “yapamam” dediğim zaman doğru söylüyorsam sözümün gereği olarak kadılık yapamam. O halde her iki halde de kadılık yapamam.