Kalp Kapakçığı Kan Kaçırması Nedir? Kalp Kapakçığı Kan Kaçırması Tedavisi Sigara ve Kalp Sağlığı, Sigara Kalp Krizi
Mitral kapak, kalbin temiz kan tarafında üst ve alt odacık arasındaki kapakçıktır. Bu kapak, kalbe akciğerden temiz kan gelirken açılır ve kanın kalbe dolmasını sağlar. Kalp kasılıp kanı vücuda atarken de, kapanır ve kapanması ile kanın vücuda yönlenmesine yardımcı olur. Türkiye’de ilk defa Amerikan Hastanesi’nde uygulanan Mandallama yöntemi, özellikle nefes almakta zorlanan hastaların, nefesini düzeltip, hareketlerini rahatlatan ve uzun vadede kalbin bozulmasını önleyebilecek bir yaklaşım olarak kullanılmaya başlanmıştır. Son iki yılda Avrupa ülkelerinde sınırlı olarak uygulanan bu yöntemden 2010 yılı sonuna kadar Batı Avrupa ve A.B.D.’de yaklaşık 2 bin hasta faydalanmıştır.
Mitral Yetmezliğin Nedenleri Günümüzde kalp kapak hastalıklarına yol açan en yaygın sebepler, kapağın doğuştan farklılık veya eksiklikleri, kalp romatizması gibi sonradan oluşan hastalıklarla deforme olmasıdır. İlaveten yaşlanma ile birlikte her organ gibi kalp kapakları da yaşlanır ve fonksiyonları yavaşlar, dejenerasyona uğrarlar. Mitral yetmezliğin oluşumunda üç ana faktör sayabiliriz.
Mitral kapak, kanın doğru yönde akmasını sağlar. Kapakçık, açılır kapanır iki kanatlı bir kapı gibi düşünebilir. Bu kapak gereken sıkılıkta kapanamazsa, kan akciğere doğru geri kaçar. Buna, “mitral yetmezlik” denir ve en sık görülen kalp kapak hastalıkları arasında yer alır.
Mitral Yetmezliğin Tedavisi Mitral yetmezliğin tedavisi yakın zamana kadar sadece cerrahi iken, günümüzde bazen “kapak değişimi” bazen de “kapak onarımı” olarak tabir edilen işlemlerle kapağın değiştirilmeden kaçırmaz hale gelmesi sağlanır. Bu işlemler ehil ellerde başarı ile gerçekleştirilmektedirler.
Buna rağmen yapılan araştırmalar, mitral yetmezlik görülen hastaların ameliyat gerektirenlerinin yaklaşık olarak %50’sinin herhangi bir nedenle ameliyat olamadığını göstermektedir. Hastanın ameliyatının çok riskli olması bu noktada en önemli sebep olarak görülür. Zaman zaman hastanın büyük bir operasyondan korkmasının da bu ameliyatın olmamasında da rol oynadığı görülmektedir.
Sigara ve Kalp Sağlığı, Sigara Kalp Krizi Sigara içiyoruz, kadın da içiyor, erkek de içiyor”. Peki, sigara bırakılırsa bu risk azaltılabilir mi? Kesinlikle! Eğer kalp-damar hastasıysanız, riskiniz 2-3 yıl içinde içmeyen bir kişiyle aynı olur. Kalp-damar hastalığının oluşmasını veya tekrarını önlemede atılacak.ilk adımlardan biri, mutlaka sigara içilmesini önlemek olmalı.
Sigara içenler eminim ki bu soruyu sormak isterlerdi. Hiç sigara içmeyen bir kişi için “Kalp hastası olmayacak ” demek mümkün mü?
Diyemeyiz. Bu, risk faktörlerinin hepsi için geçerli, yüksek tansiyon için de benzer soruyu sormuştunuz. Olabilir! Söylediğim gibi toplam risk çok önemli, kalıtsal olarak çok yatkınlık varsa, çok nadir de olsa, hatta hiç risk faktörü olmadan da hasta olabilirsiniz. Sigara içmeyen bir kişi de, diğer risk faktörleri varsa, tansiyonu, kolesterolü yüksekse, iyi kolesterolü düşükse, çok göbekliyse veya şeker hastasıysa kalp hastası olabilir.
Kalp Kapakçığı Ameliyatı Sonrası Yaşananlar Kalp Kapakçığı Ameliyatı Sonrası Neler Olur kalp ameliyatı sonrası yaşam
Her kalp ameliyatı aynı değildir. Koroner bypass, mitral kapak, aort kapak, anevrizma ve büyük damar ameliyatları gibi bir çok ameliyatın iyileşme süreci birbirinden farklılık gösterir. Tüm bu farklılıklara rağmen ameliyat sonrası dönem için bazı genellemeler yapılabilir.
Kalp ameliyatı geçirdiniz ve bundan sonra ev yaşamınıza ge ri dönüyorsunuz. Kendinizi hastanede daha güvende hissedebilir, bu nedenle evde karşılaşabileceğiniz sorunlar için endişe duyuyor olabilirsiniz. Ancak ameliyattan sonraki dönemde en hızlı iyileşeceğiniz yer, eviniz. İyileşmeniz hızlandıkça daha önce keyifle yaptığınız aktivitelere dönüş süreniz de kısalacak. Ameliyat sonrasında her geçen gün kendinizi daha iyi ve daha güçlü hissedeceksiniz. Bunun için sabırlı olun. Birçok insan kalp ameliyatı sonrasında sinirli, gergin veya depresif olabiliyor. Eğer siz de aynı duygular içindeyseniz bunun geçici ve olağan bir durum olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Duygularınızı sevdiklerinizle paylaşmanız bu dönemi rahat ve çabuk atlatmanızı sağlayacak.
Yaşam alışkanlıklarınıza dikkat! Ameliyat sonrasında daha hızlı iyileşmek ve herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaşmamak için yaşam alışkanlıklarınızda bazı noktalara dikkat etmeniz gerekiyor:
Sık sık ve küçük porsiyonlar halinde beslenin İlk haftalarda iştahsız olmanız son derece normal. İlk 1 ay sık sık ve küçük porsiyonlarla halinde beslenin. Diyabet hastalığınız ve tansiyonunuz yoksa, aşırıya kaçmadan her şeyi yiyebilirsiniz. Bol bol su içmeye özen gösterin. İlk 1 aydan sonra diyetisyeninizin önereceği ve kalp sağlığına uygun beslenmeye de her zaman özen gösterin.
Hareketleriniz kontrollü olsun İlk 2 ay hareketlerinizi kontrol altına almalısınız. Bunun nedeni ise ameliyat sırasında göğüs kemiğinizin kesilmiş olması. Çünkü yanlış hareketleriniz bu kemiğin kaynamasını geciktirebilir, hatta engelleyebilir. Bunun için evdeki ilk gününüzü dinlenerek geçirin. Ancak bunu yatakta yatmaktan çok, koltukta oturup ayaklarınızı bir pufun üzerine uzatarak yapın. Omuz seviyesinin üzerindeki nesnelere uzanmayın. Eğilirken belinizden değil, dizinizden eğilin. Oturduğunuz yerden kalkarken kollarınız yerine bacak kaslarınızı kullanın. Yataktan kalkmak için sırt üstü yatarken yatağın kenarına doğru kayın. Dizlerinizi hafifçe büküp yavaşça yan tarafa doğru eğilin. Dirseğinizi kullanarak dikkatlice vücudunuzu yukarı doğru itin ve kolunuzun vücudunuzun diğer tarafında olmasını sağlayın. Bu sırada her iki bacağınızı yavaşça zemine doğru sallayın. Kısa bir süre oturun. Bu şekilde başınızın dönmesini engelleyebilirsiniz. İlk 2 haftada günde 1 kez bir kat, daha sonraları ise giderek artan oranlarda merdiven çıkabilirsiniz. En az 1 ay süreyle 5 kilodan fazla ağırlık kaldırmamaya da dikkat edin.
İlaçlarınızı zamanında alın İlaçlarınızı düzenli ve zamanında alın. Eğer bir dozu almayı unutursanız bir sonraki sefer 2 doz birden almayın.
Her gün yürüyün Çok sıcak ve çok soğuk havalar dışında, her gün düzenli olarak yürümeye çalışın. Yürüyüş parkurunuz yokuş değil, düz olsun. İlk ay yanınızda bir refakatçi bulunmasına dikkat edin. Yürüyüşler sırasında hızınızı yanınızdaki refakatçi ile nefes nefese kalmadan rahatça konuşabilecek bir tempoya ayarlayın. İlk haftalarda 15 dakikalık yürüyüşlere her hafta 5 dakika ilave edin. 2 ay sonunda, durmadan 45 dakika yürüyecek duruma gelmelisiniz.
Her sabah tartılın Her sabah aynı tartıda ve benzer kıyafetlerle düzenli olarak tartılın. Günlük 1-1.5 kilodan fazla oynama varsa, bundan mutlaka kardiyak rehabilitasyon hemşirenizi haberdar edin.
Göğüs korsenizi 2 ay kullanın Göğüs korsenizi 2 ay boyunca kullanın. Özellikle öksürürken ve hapşırırken korsenizin önünü ellerinizle birleştirin. Emboli engelleyici çoraplarınızı gündüz sürekli giyin. Çoraplarınızı gece yatarken çıkartabilirsiniz. Ancak sabah yataktan kalkmadan önce giymeyi unutmayın.
Her gün banyo yapın Her gün düzenli olarak parfümsüz bir sabun kullanarak duş alın. Ilık suyla yıkanın, sıcak sudan kaçının. Duş alırken suyun sırtınızdan gelmesine dikkat edin. Yaralarınız tamamen iyileşinceye ve kabuklarınız kayboluncaya kadar (ki bu genellikle 2-4 hafta sürer) küveti doldurup içine girmeyin. İlk 1 ay duş yaparken yanınızda birisinin yardım amaçlı bulunması yararlı olacak.
İlk 2 ay araba kullanmayın İlk 2 ay araba kullanmayın. Bu süre içinde arka koltukta oturun. Uzun yolculuklardan kaçının ve 1 saati aşan yolculuklarda ayaklarınızı uzatın. Yolculuğa çıkmadan önce çoraplarınızı mutlaka giyin.
Solunum egzersizlerine devam edin Size verilen solunum egzersiz cihazını evde de kullanın. Bu cihazla her gün 6-7 kez ve her seferinde 10-15 üfleme yapın. Üflemeler arasında dinlenin. Dikkatli olun, çok sık üflemeler baş dönmesi ve göz kararmasına yol açabilir. İstirahat halinde gelen veya eforla gelip geçmeyen, uykudan uyandıran ve oturup nefes almaya zorlayan nefes darlığı durumunda kardiyak rehabilitasyon hemşirenizi veya doktorunuzu arayın.
Cinsel ilişkide dikkatli olun Ameliyattan 2 hafta sonra cinsel aktiviteye başlayabilirsiniz. Ancak kollarınıza ve göğsünüze yük bindirecek pozisyonlardan kaçının. Aşağıdaki bulgulardan herhangi birinin varlığında doktorunuza danışın: İlişkiden sonra 5 dakikadan uzun süren hızlı kalp atışı ve nefes darlığı İlişki sırasında veya sonrasında göğüs ağrısı İlişkinin ertesi günü aşırı yorgunluk hissi
Kalp Kapakçığı Çökmesi nedir mitral kapak prolapsusu nedir
Kalp Kapakçığı Çökmesi
Tıpda Mitral kapak prolapsusu diye adlandırılan… kalp kapağı çökmesi veya kalınlaşması rahatsızlığıdır. ritm bozukluğunun yanı sıra yetmezliğide yol açmaktadır. yetmezlik derecesi ameliyat gerektirdiği zaman gerek suni kapaklarla gerekse domuzdan alınan kapakla değiştirilebilinir. sürekli yorgunluk, panik atak, nefes darlığı gibi problemlere yol açar. romatizmal olarak gelişirse mutlaka ameliyat gerektiren, doğuştan olduğu zaman çoğunlukla zararsız bir hastalıktır.
Göğüs ağrısına ve kalp krizine neden olan koroner arterlerdeki daralmalar belli bir seviyenin üzerine çıktığında kanın akışında engel oluşturur. Bu da kalbin yeterince beslenememesi ve dolayısıyla görevini tam anlamıyla yapamaması anlamına gelir.
Bu olumsuz tabloyu ortadan kaldırmak amacıyla uygulanan cerrahi işleme koroner bypass ameliyatı denilir. Koroner bypass ameliyatının amacı; varsa göğüs ağrısını ortadan kaldırmak ve oluşabilecek bir kalp krizinin önüne geçmektir.
Her organ gibi kalbimizin de yaşamak ve görevini yapmak için kanla beslenmeye gereksin duyar. Kan, kalp kasımıza koroner arter adı verilen atardamarlar yoluyla gelir. Bilindiği gibi damar sertliği (ateroskleroz) tüm vücuttaki damar iç duvarında yerleşebilen ve yerleştiği bölgede darlıklara neden olan bir hastalıktır. Koroner arterler de damar sertliğinden önemli oranda etkilenir. Bunun sonucunda kalp kasının beslenmesi için tek kaynak olan koroner arterlerde daralmalar ve tıkanmalar oluşabilir.
Kimler Açık Kalp Ameliyatına Adaydır
Koroner arterlerin daralmalarında tedavi çin 3 seçenek söz konusudur. Bunlar; ilaç tedavisi, koroner balon anjioplasti (stent uygulamaları bu grup içinde düşünülür) ve koroner bypass ameliyatıdır. Hangi tedavi şeklinin seçilmesi gerektiğine, hastalığın durumu göre kalp cerrahı ve kardiyolog birlikte karar verir. Tedavi yönteminin seçiminde; hastanın genel durumu, koroner arterlerin yapısı ve kalbin kasılma gücü gibi bir çok faktör etkili olur.
Ameliyat Ne Kadar Sürmekdedir
Ameliyat süresi yapılacak bypass sayısına ve varsa ek işlemlere bağlı olarak değişmekle birlikte yaklaşık 4 saat kadar sürer.
Burun Ameliyatı Nasıl Yapılır: Yapılacak işlem bir estetik ameliyat olduğu için ameliyat öncesi hastanın değişik açılardan fotoğrafları çekilir. Bu fotoğraflar üzerinde, geliştirilen bazı bilgisayar programlarıyla hastanın ameliyat sonrası hali de gösterilebilir. Ancak bunları sadece bir fikir versin diye kullanmak gerekir. Hiçbir zaman hastayı senin burnun böyle olacak şeklinde beklentiye sokmamak gerekir. Hastanında yapılacak işlemin bir ameliyat olduğunun farkında olması gerekir. Ameliyat lokal ya da genel anestezi altında yapılabilir. Ancak daha çok genel anestezi tercih edilmektedir. Ameliyatta yapılacak işlem burundaki şekil bozukluğuna göre değişir. Burun kanatlarını oluşturan kıkırdaklar, eşit şekilde ve burun kanatlarında çökmeye yol açmayacak şekilde çıkarılır. Diğer kıkırdaklarda da mevcut şekil bozukluğu değerlendirilerek düzeltmeler yapılır. Burun kemiği değişik yerlerden kırılarak şekil bozukluğuna yol açan kısmı çıkarılıp diğer kısımlarına uygun şekil verilir. Küçük çıkıntılar törpülenir. Çıkarılan kıkırdaklar veya bazen kemikler, cerrahın ameliyat sırasındaki kararları doğrultusunda çeşitli yerlere tekrar konarak destek sağlanır. Bazen burun içindeki bölmeyi oluşturan kıkırdak ta destek amacıyla kullanılır. Burnun kendi kıkırdak veya kemiklerinin yeterli veya uygun olmadığı durumlarda vücudun başka bölgelerinden faydalanılabilir. Bu amaçla kulak kıkırdakları, kaburga kıkırdakları veya leğen kemiği kullanılabilir. Amaliyatın sonunda burun içine tampon konur, burun dışına da alçı yapılır. Komplikasyon olmaması halinde hasta aynı gün ya da ertesi gün taburcu edilir. Burun estetiği yapılırken burun içindeki deviasyon, et büyümesi gibi durumlarda düzeltilebilir.
Burun Ameliyatının Risk ve Komplikasyonları Nelerdir : Yapılan işlem estetik amaçlı da olsa önemli bir ameliyattır. Bu nedenle her ameliyatta olduğu gibi komplikasyonları olabilir. Üzerinde durulacak en önemli konulardan biri ameliyat sonrasında hastanın tatminidir. Ameliyat ne kadar başarılı geçerse geçsin, hastanın psikolojisi ve beklentileri önemlidir. Bu nedenle ameliyat öncesi hastanın beklentileri iyice öğrenilmeli, ameliyat hakkında ayrıntılı bilgi verilmelidir. Hastanın hayalindeki burnu oluşturmanın hiçte kolay olmadığı belirtilmelidir. Ameliyattan sonra ortaya çıkabilecek problemler olarak, düzeltilen kemik ve kıkırdaklarda yerinden kayma, burun şeklinin istenildiği gibi verilememiş olması, kanama sayılabilir.
Burun Ameliyatından Sonra Nelere Dikkat Edilmeldir: Hastanın ameliyattan sonra dikkat edeceği en önemli konu burnuna ve yüzüne bir darbe almamasıdır. Ameliyat sonrası hasta istediği gibi beslenebilir. Vücudunu yıkayabilir, saçlarını yıkarken de başını geriye atarak alçıya zarar vermemeye çalışmalıdır. Burun içine konan tamponlar 2. ya da 3. günde, alçı da genellikle 1 hafta sonra çıkarılır. Bazen ikinci bir alçı yapmak gerekebilir. Ameliyat sonrası burun sırtında, göz altlarında ve yüzde morarma ve ödem oluşur. Morluklar genellikle 10-15 günde azalır, ödem ise 2-3 haftada önemli kısmı yok olurken tamamen kaybolması 6 ay- 1sene sürebilir.
Koroner anjiografi nedir, nasıl yapılır ? Anjiografi, kalbi besleyen koroner damarların opak madde verilerek filminin çekilmesi olarak tanımlanabilir. Hasta bayıltılmaz. Lokal anestezi ile kasıktan girişim yapılacak olan bölge uyuşturulur ve bacak arterine bir kanül konularak katater tabir ettiğimiz özel borularla kalp damarlarına ulaşılır ve bu damarların ağzına opak madde enjekte edilerek, damarları gösteren çeşitli pozisyonlarla filmler çekilir. İşlem sırasında hasta acı duymaz. İşlem sona erdikten sonra, bir engel durum yoksa örneğin özel bir kan sulandırıcı kullanılmamışsa hastanın kasığındaki kanül çekilerek kanama durana kadar kompres-yon yapılır.
Anjio ameliyat değildir Birçok hasta, Anjio olmaktan korkuyor ve bunu bir kalp ameliyatı sanıyor. Oysa anjioda hasta bayıltılmaz. Sadece kasığından küçük bir keşi yapılıyor.
Hasta 6 saat kadar tam kanama kontrolü sağlamak üzere sırt üstü yatarak istirahat eder ve bol su içerek verilen opak maddeyi idrarla atar. 6 saat sonra yürüyerek taburcu olabilir. 6 saat boyunca ayağa kalkmaması istenir.
Anjio teşhisin son aşaması mı ? Hayır. Ancak Anjio damarları görmede altın standartlardan biridir.
Anjio sırasında kalp krizi geçirilir mi ?İşlem sırasında damarda yırtılma, plakta yırtılma ve spazma bağlı olarak ritim bozuklukları ve kalp krizi, hatta ölüm riski olabilir. Ancak bunlar her işlemin riski olduğu gibi göze alınabilir oldukça nadir görülen (% 0.5 civarında) olaylardır. Sonuçta yarar-zarar oranında işlemin riski oldukça düşüktür.
Anjioda hangi sonuç çıkarsa ameliyat kararı alınır ? Üç damarı tıkalı hastalarda, ana damar hastalıklarında, kritik LAD (Sol ön inen dal) darlıklarının eşlik ettiği 1 veya 2 damar hastalıklarında (balon tedavisine uygun olmamak koşulu ile) ameliyat uygun görülür. Ayrıca ileri derecede damar genişlemesi olan hastalarda, ciddi kapak rahatsızlığı olan hastalarda da operasyon kararı alınır.
Anjioyu kimler yapar, ameliyat kararını kimler verir ? Anjiyoyu kardiyologlar yapar, operasyon kararı da yine kardiyolog ve cerrahi branşlarca birlikte alınır.
Kalp krizi anında neler oluyor ? Kalp ağrısı tipik tarifi ile göğüste yaygın olarak hissedilen bir ağrıdır. Hasta, sanki göğsünün üzerine yumrukla baskı yapılıyormuş gibi hisseder. Göğüs kafesinin ön kısmında duyulan bu aşırı basınç, göğüs kafesinin arkasında da hissedilebilir. Hastaların birçoğu “boğazımı sanki bir el sıkıyor gibi” ifadesini kullanır. Bu ağrı, çoğunlukla 20 dk’yı aşar. Ağrı sırta, çene ve sol kola da yayılabilir. Ancak karakteri batıcı, iğneleyici şekilde değildir, anlık ve vücudun başka yerlerini de gezen bir ağrı da değildir. Kalp krizi anında koroner damarlar yani kalbi besleyen damarlardaki yağ yüklü plaklar yırtılıp, üstleri pıhtı ile kapanıp darlık % 100 hale gelir. Bu tıkanıklık kan akımının ilerlemesine engel olur. Kan akımının gidişi engellenince de kan gitmeyen bölgeler beslenemez ve kalp dokusu hasar görmeye başlar. Bazen de tam % 100 tıkanma olmaz. Küçük damarların yaygın olarak önemli derecede daralması ile ilgili olan kalp krizleri vardır, bu durumda da kan akışı tam durmaz, ancak kalbin beslenmesini bozacak kadar kritik düzeylere iner ve yine adale hasarı ortaya çıkar
Kalp krizi geçiren bir kişiye nasıl yardım edilir ? Kalbe giden damarların tıkanması durumunda uygulanan tedaviler: ilaçlar, balon uygulaması, balon ve stend uygulaması sayılabilir. Balon işlemi 20 dk sürer.
Birisi yanımızda kalp krizi geçiriyorsa ona yardım etmek için neler yapmalıyız ? Kalp krizi ağrısı başlayan biri, şayet bilinen bir kalp rahatsızlığı sebebiyle ilaç kullanan biri ise hemen dil altı hapı olarak adlandırılan isordil 5 mg ilacının yanında olup olmadığı sorulur. İlaç varsa hemen bir dil altı verilir, ayrıca normal büyük aspirinin (500 mg’lık) yarısı hastaya çiğnetilir. Hastanın rahat bir konuma geçip istirahat etmesi, uzanması sağlanır. Etrafının boşaltılmasıyla temiz hava alması sağlandıktan sonra tansiyon ve nabız sayılabilir. Tansiyonun sistolik 100 mmHg ve üzerinde olması halinde ve ağrının halen devam etmesi durumunda 2′nci dil altı verilir. Tüm bunlar devam ederken acil ambulans çağrılıp en kısa zamanda bir hastanenin acil bölümüne nakli temin edilir. Şayet kalp durması ve solunum durması meydana gelmişse o zaman canlandırma için suni teneffüs ve kalp masajı ile ilk yardım gelene kadar yaşam desteği verilebilir.
Kalp hastalıklarının tedavi yöntemleri nelerdir ? Bunlar hastalığın türüne göre: Bypasss, balon anjioplasti, stent yerleştirilmesi, kapak tamiri, yapay kapak takılması, kalp defektlerinin onarımı, ritim bozuklukları için ablasyon tedavisi, kalıcı kalp pili yerleştirilmesi, kalp transplantasyonu, kök hücre implantasyonu gibi geniş tedavi spektrumu içerir.
Kalp hastalığını önleyen ya da tedavi etme sürecinde kullanılan ilaçlar var mı ? Kalp krizini tamamen önleyen bir ilaç yoktur, ancak kalp krizi veya kalp hastalığı risk faktörleri olan etkenleri kontrol eden ilaçlar vardır. Bunlarla kalp krizi riski azaltılır. Örneğin hipertansiyonu olan birinde kullanılan beta blokerler, ACE inhibitörleri, Alfa blokerler, kalsiyum kanal blokerleri, diüretikler gibi, yine aynı şekilde hiperlipidemisi olan kişilerde anti lipit tedavide kullanılan statinler, fibratlar, niasin, safra asidi reçineleri, kan sulandırmada kullanılan antiagreganlar en başta aspirin, clopidogrel, warfarin gibi ilaçlar sayılabilir. Kriz anında ise daha yoğun pıhtı eritici tedaviler kullanılabilir. Bunlar içinde fîbrinolitikler; t-PA, streptokinaz gibi ve damardan verilen kan sulandırıcılar olarak heparin, LMWH’ler, gerekli olan hallerde anti aritmikler sayılabilir. Ayrıca ilaç tedavisi sayılmamakla birlikte kalp krizinde direkt PTCA ve stent ile tıkalı damarı açmak yöntemi de sıkça kullanılmaktadır. Kolesterol ve tansiyon yüksekliğini kontrol altında tutan ilaçlar, kan inceltici ilaçlar, koruyucu ilaçlar olarak tanımlanabilir.
Hastanedeki ilk gün nasıl geçiyor ? Ameliyattan bir gün önce aç olarak gelen ve yatış işlemleri önceden yaptırmış hastalara kan, idrar tahlilleri, EKG, solunum fonksiyon testi ve röntgen filmi gibi tetkikler yapılır. Doktor hastayı yatağında muayene eder. Ameliyat öncesi anestezi değerlendirmesi de hastanın yatağında yapılır. Ameliyat ve yoğun bakım konusunda doktorlar hastayı bilgilendirir. Ameliyat öncesinde hasta tıraş edilir. Koroner ameliyatları için boyundan ayak ucuna kadar cinsel bölge ve kollar dahil tıraş edilirken, kapak ameliyatları için boyundan dizlere kadar tıraş edilmesi yeterlidir. Damar ameliyatları için göbekten ayak uçlarına kadar tıraş edilir. Tıraş sonrası duş yaptırılır ve hastanın vücuduna pudra veya losyon sürülür. Doktor tarafından başka şekilde belirtilmediyse ameliyattan önceki akşam saat 24′ten itibaren kesinlikle bir şey yenmemelidir. Ayrıca hastaya bağırsak temizliği için ilaç verilmesi veya lavman yapılması gerekebilir. Hastaya gece rahat uyuyabilmesi için sakinleştirici Haç verilir.
Kişi ne kadar ameliyatta kalır ? Ameliyat süresi hastanın durumuna, seçilen cerrahi yönteme ve eşlik eden diğer cerrahi müdahalelere (kalp kapak hastalığı, tıkalı/daralmış boyun damarına müdahale gibi) göre ortalama olarak 2- 4 saat arasında değişir.
Bypass ameliyatı yapılması riskli kişiler var mı ? Kimler ? Normal koşullarda bir bypass ameliyatında ölüm riski % 0.5-2 arasında değişir. Bazı hastalarda bu risk artar. Daha önce miyokardiyal enfarktüs (kalp krizi) geçirilmesi, daha önceden geçirilmiş kalp ameliyatı, kalbin kasılma ve gevşeme fonksiyonlarında bozukluk, çok ince çaplı ve birçok darlık içeren koroner arterler, böbrek, karaciğer, akciğer fonksiyon bozuklukları, ileri yaş, şeker hastalığı, pıhtılaşma bozuklukları gibi problemler ameliyat riskini az veya çok arttırırlar. Hastaları bu açıdan daha objektif olarak değerlendirmek amacıyla çeşitli “Risk Skorları” geliştirilmiştir. Bu skorlamalarda hastaya ait her önemli faktör bir tabloda işaretlenerek toplam ağırlıklı risk değerleri hesaplanmaktadır. Günümüzde birçok merkez, bu skorlarlamaları kullanmaktadır. Örneğin, şu anda en yaygın kullanılan skor-lama sistemi “Euroscore” dur.
Bypass’da kaç damar değiştirilebilir ?Bazen greft olarak kullanılan tek bir damar aynı koroner arterde birkaç darlığı birden veya farklı dalları bypass etmek için kullanılabilmektedir. Bu teknik kullanıldığı takdirde 5-7 damara kadar bypass yapılabilmektedir. Ancak, genel olarak bypass yapılan damar sayısı 2-4 arasında değişmektedir.
Hasta ne kadar hastanede yatar ? Yine kullanılan ameliyat yöntemine göre değişmek üzere hastalar ameliyattan sonra 5-7 gün içinde taburcu edilebilmektedirler (yoğun bakımda kalış süresi bir veya iki gündür).
Ağrısı, acısı olur mu ? Ameliyata bağlı olarak keşi yerlerinde ve sırtta geçici ağrılar olabilir. Bu ağrılar genellikle ağrı kesiciye yanıt verirler. Bunun dışında, bazı hastalarda göğüsten çıkartılan damar nedeniyle göğüs kemiğinin sol veya sağ kısmında ve damar çıkartılan bacakta diz altından itibaren uyuşma, karıncalanma olabilir.
Değişen damarlar vücudun nerelerinden alınıp kalbe gidiyor ? Bypass amacıyla kullanılacak damar vücudun değişik yerlerinden çıkartılabilir. En çok kullanılan göğüs içi arteri (internal mammariyal arter) damarlarıdır, ikinci sıklıkta bacaktan çıkartılan toplardamar (safen veni) kullanılır.
Bunların dışında koldan (radiyal arter), mideden (gastroepiploik arter), karın adalesinden (epigastrik arter) çıkartılan atardamarlar da kullanılabilir.
Seyrek olarak kullanılabilecek başka atardamarlar da vardır. Bu damarların çıkartılması, ilgili organların beslenmesini bozmaz. Hangi vaka ve damar için hangi greftin kullanılacağına cerrah karar verir.
Ameliyat sonrası yaşam Ameliyat sonrası yoğun bakımda kalma süresi ortalama 1-3 gün arasındadır. Hastanede kalma süresi ise hastalığın seyri ve iyileşme durumuna göre 4-10 gün arasında değişir
Ameliyat günü neler olur ?
Ameliyat saati geldiğinde hastanın eğer varsa gözlükleri, takma dişleri ve diğer protezleri, iç çamaşırları ve ziynet eşyaları çıkartılarak yakınlarına teslim edilir. Hasta özel bir gömlek giydirilerek sedyeye alınır ve ameliyathaneye götürülür. Hasta yakınları da kafeterya veya lobide bekleyerek ameliyatla ilgili bilgi alabilirler. Hastanın ameliyathanede geçirdiği sürenin tamamı ameliyat süresi olmayıp öncesi ve sonrasındaki hazırlık sürelerini de içermektedir.
Ameliyat sonrası yaşam nasıldır ? Hasta ameliyat sonrası yoğun bakım ünitesine alınır. Anestetik ilaçların etkisi altındaki hastalar uyansalar bile başlangıçta ellerini, ayaklarını oynatamayabilirler. Bu kısa sürede düzelir. Etraftaki birçok cihaz ve alarm sesleriyle hasta kendisini alışkın olmadığı bir ortamda hissedebilir. Bu aşamada hasta, hemşireler tarafından bilgilendirilir ve sakin olması yönünde telkinde bulunulur.
Ameliyat öncesinde ilaçları vermek için damar yollan ve kataterlcr yerleştirilecektir. Yine hasta uyandığında göğsünde tüpler olacaktır. Bunlar yoğun bakımdan çıkmadan Önce çıkarılır. Bu dönemde hastanın ağrı duymaması için ilaçlar verilir. Eğer ağrısı olursa hemşireye bildirmesi tavsiye edilir. Ameliyat öncesinde takılan sonda ile hastanın ayağa kalkmadan idrarını yapması sağlanacak ve böbrek fonksiyonları da takip altında olacaktır. Yoğun bakımda kalma süresi ortalama 1 – 3 gün arasındadır. Ancak herkesin hastalığı, iyileşme süresi ve tedaviye cevabı değişebilmektedir.
Sürekli faaliyet içinde olan, ışıkların yandığı ortamda hasta zaman kavramını kaybedebilir. Özellikle geceleri zihin bulanıklığı ve sıkıntı hissedebilir, buna hazırlıklı olmaları gerekir. Bu durum geçicidir, özellikle de hasta odaya çıktığında hızla düzelir. Odada dinlendikçe normal uyku alışkanlığına tekrar döner ve halsizlik de ortadan kaybolur.