Gün değerken saçlarıma titreyen parmaklarıyla,ben elim yüreğimde her saat başı yüreğine yürüyorum…Biliyorumki orada huzur var..Biliyorumki orada el değmemiş bir sevda var…
Aşkımın kanatlarına sevda çiçeklerimi ekleyip,gözbebeklerine konsun diye az önce dualarla uğurladım yar..! Sabah uyandığında yanıbaşında olacaklar…Sabah uyandığında benim yerime yüreğine dokunup ” sevdiğimsin ve bir ömür seveceğimsin ” diye fısıldayacaklar…
Yüreğini yüreğimle buluşturan Yaradana şükrediyorum zamanın saniyelerini adımlarken…Aynaya her baktığımda gözlerimde gözlerini görüp,gülümsüyorum…
Sevdanla hayat bulan ” ben ” i seni sevdi diye seviyorum…
İyi ki varsın sevdiğim…
İyi ki benimsin…
Varlıklar içindeki herşeyim,
Yokluklar içindeki paha biçilmez servetimsin…
Daha önce hiç bu kadar gülmemişti yüreğim bu iki kelimeyi söylerken..
DUDAKLARIMLA DEĞİL
ADININ HARFLERİNİ TEK TEK KAZIDIĞIM YÜREĞİMLE SÖYLÜYORUM
İNADINA.. Yeni bir gün daha.. Kendimi inadına daha iyi hissediyorum. İnadına gülümsüyorum. Yalandan değil.. İçten gülümsüyorum. Bir sıcaklık sarıyor beni.. Yavaşça kırmadan,incitmeden, Ağlatmadan,dokunmadan.. Vücudumu kaplıyor.. Hani kar yağarken hiç üşümezsin ya.. benimde içim buz tutmuş olmasına rağmen üşütmüyor.. Kendimi güvende hissediyorum.. Kendime değil; ona güveniyorum.. Güveniyorum.. Güveniyorum.. Hemde hiç güvenemeyeceğim bir zamanda, İnadına güveniyorum.. İnadına birşeyler paylaşıyorum.. O’ndan kalanları değil.. O’nunla yaşadıklarımı değil.. Belki de hayatımın sonuna kadar hiç yaşayamayacaklarımı.. Yaşıyorum.. “Bir şarkıda buluyorum seni Bir kıt’a da yaşıyorum seni Bir mısrada su gibi içip Canıma katıyorum seni..”
Ellerin vardı, sıcak ve masum. Ellerin, hayal gibi, düş gibi… O zaman talihime yardı ellerin. Beyaz bir gecede, iki kuş gibi, Omzuma nasıl da konardı ellerin?..
Hangi rüzgarlarda şimdi kimbilir? O değirmen altı, o zümrüt koru, İlk dörtlü yoncayı bulduğumuz yer, Ya o çapkın çapkın kestanecikler!… Hani bir yerleri çimdiklenir hafifçe, Kanardı ellerin! Mendilimi sarardım üstüne, Avcumda sahici bir hasta gibi İncecik incecik yanardı ellerin!
İnsan, soyununca hissediyor, Gittikçe katılaştığını yerin!.. Tanıdık bir film geçiyordu gozlerimden, Gel gör ki, en güzel yerinde, Ansızın kopardı ellerin!
Sonra, dört yabancı el, Dört yorgun omuz, Mezat kapısında bir kuşluk vakti, Çekince ipini mesafelerin; Ayak uçlarıma yığıldı sonsuz!.. Bir tünel gerindi sefil, kapkara! Bir yokluk hıçkıra hıçkıra güldü! Büyüdü göz çukurları kırık heykellerin! Böyle bilmediğim uzak yollara, Beni bırakmasa ne vardı ellerin!
Romanımız, ne kadar güzel başlamıştı, Ve işte böyle sonu!.. Şimdi, ışıklar sığ, Gölgeler derin… Mor sarmaşıklarla örtük balkonu, Kafur kokusundan, od ağacından, Dört arşın geceye sardı ellerin…
Bırak.. Gün olur ben bile unuturum, Neymiş seni sevmek, senden bahsetmek… Efkarım diner içimde bir gün. Bir kız ölür içimde, Onu bile unuturum çıkmadan kırkı.
Bırak.. Gün olur ben bile severim başkalarını Acım diner, yaşım diner, sancım diner… Gün olur ben de yaşlanırım, Başkalarının başında dizlerim titrer…
Bırak.. Gün olur ben bile uyanırım Senden sensizliğe cesaretle, güçle… Sendelemeyecek gibi asla, tutunurum yaşama. Git şimdi uzatma… Vedalar bize göre değilmiş. Yine anlaşalım beraber, Yarın yine görüşecek gibi ayrılalım. Başkaları dokunana kadar uyanmayalım. Öyle sitem etmesin gözlerimiz. Yudum, yudum iç sigaranı. Ellerini ellerimden hemen ayırma. Bitene kadar gün, Gidene kadar yanımdan… beni bırakma. Sonra… sonra… bırak…
Bırak.. Gün olur avlanır yine ceylan gibi yüreğim. Yalnız bir aslanın pençelerine. Ruhum söndü derken kıvılcımlanırım ben yine. Tam elimi ayağımı çekmeden senden, Son kez gülümseyerek bak gözlerime, Bir iki satır yazsın gözlerin beynime. Gidince eve, öldü diyeceğim resimlerimize. Dualar edeceğim huzur bulman için. Güzel sözler edeceğim sana. Baştan aşağı süzeceğim hatıralardaki bebeğimi. Bir mezar kazacağım anılarımın tam ortasına, Kefensiz koyacağım seni içine. Son giysine sarılıp ağlamak için, Çalacağım onu senden.
Bırak.. Gün olur başkaları için bile yazarım şiirler. İltifatlarım olur onlara da birkaç kelime. Gün olur doğarım yine. Hem… hem belki sahiden, Öpebilirim de birilerini. Dokunduğumda yangın hissederim yine bir tende.
Hadi git şimdi… Son yalancı tebessümünü koy dudağına, Kokunu son kez ver bana, Ellerimi bırak hadi. Aynı anda birbirimize dönelim arkamızı. Hadi son kez değilmiş gibi de Dünyada en sevdiğim o sözü, “Seviyorum seni” de, yalan olsa bile… yapabildiğin en güzel rolü yap şimdi hızlandır kalp atışlarını ben hızlandırmışım gibi… durduracağım kalbi hissetmek istiyorum. Tamam işte, şimdi vakti geldi, Yum gözlerini bana ve düne. Arkanı dön şimdi, Üç adım at büyük büyük, Sonra da arkana bakmadan koşmaya başla, Bensizliğe, yalnızlığa…
Bırak.. Gün olur, Ben olmam, Sen olmazsın. Bilmiyorum ne olur?!
Tarif edebilirmisin sonsuzu? Peki ya sonsuzdan ötesini? Gösterebilirmisin bana? Demesin o yüzden kimse, ‘biliyorum sevgini’ Bilemez kimse, bilemez benden baska, kalbimden baska Biçilemez, sevgim… ‘Sevgi’ sözcüğü bile az gelir sana olan duygularımı adlandırmak için.
Aşk peki? Yanında bir hiç kalır… Arama boşuna, bulamazsın adını, adsızdır.. Bulunmaz tarif edebilen bir kelime.. Çok aradim ben. Bulamadım. Bulamam. Bulunmaz.
Sığmıyor bir yere kalbimden geçenler… Çığlık atmak istiyorum, sessiz kalıyorum, atamıyorum kalbimdekilerini sözcüklere… Bu yüzdendir çabalarım, direnişlerim Ama nafile, gösteremem, sığdıramam bir yere yüreğimden geçenleri, ne yapsamda..
Konuşmaya başlasam, Sen olursun her cümlemin başı, sen olursun dilimin ucunda. Yazmaya kalksam, Sırf seni tutar kalemim, senden başkasını yazmaz asla. Sırf seni, sırf adını çizer. Ama yetersiz kalır tüm sözler, tüm cizgiler. Gelse en büyük hatip, en büyük şair, en büyük ressam, anlatamaz hiçbiri bendeki seni.
Beni mi demeliyim yoksa? Sen aslında bensin çünkü. Öyle büyüksün ki içimde Kalbime bile sığmıyorsun, kapladın tüm benliğimi.
Benimlesin ya sevgilim, bensin ya Umurumda değil dünya Yasak olsakta…
Ellerin ellerimde olsun, Nefesin tenimde, biz birlikte, yeter.
Sen varsan, razıyim, varım herşeye. Biz ‘bir’sek, tamam hersey. Sen yoksan, zaten yok birsey.
DİVANEYDİM Divaneydim, viraneydim senden evvel. Taşım deprem, başım yangın, yaşımsa sel. Ey ömre bedel, seni sevmek ne güzel! Şimdi dünyamı yeniden kurmaya gel…
Sen bir gül, ağlamaya utanır bulut Sen yeter ki sev; güneş, dağıtır umut Bugün aşkı sıcak tut, gerçeği unut İmkansızı tek kurşunla vurmaya gel…
Bitti hazânlar, şimdi baharda gönül Dilimizde lale, elimizde sümbül Sev ki kıskansın Mecnun, çatlasın bülbül Aşk ateşinle gülü kavurmaya gel…
Tutul dünya, tutulmuşum ben ya; aşk hür! Sevgi özgür, nefreti uzaklara sür. Vuslatı sula, ayrılığa vur mühür. Senden kalan gülleri savurmaya gel
Yine heryerde sessiz gözyaşLarım.. KeşkeLeri yok edemiyor korkuyorum !!! İnancım kaLmadı benim…
ve sessizLik hakim geceme.. ve sensizLik.. ve ben ağLıyorum hergeceki gibi.. sessiz sessiz..
gözyaşLarım akıyor içime.. damarLarımda doLaşıyor sen’Li sensizLikLer.. ve yüreğim bitik… içime akıtıyorum ben gözyaşLarımı.. kimse görmesin,,kimse farketmesin diye.. ve sen yoksun yanımda yine…
bak !! hayır yanakLarımda arama yaşLarı, gözLerime bak…
yüreğime bak usuL usuL.. ve uzat eLini bir boşLuğa yokLa biraz etrafı.. ne hissediyorsun.. hayır gördüğünü değiL hissettiğini anLat bana… ve hissedemedikLerini…bir deniz göz rengin.. sonbahardaki yaprak saçLarın… yağan yağmurda bakışLarın.. ve eLLerin.. donmuş bi kaLıp buz parçası… hayır gördükLerini değiL,hissettikLerini öğrenmek istiyorum ben…
bu ve bunun gibiLer…
oysa ne çok söyLeyecekLerim vardı sana ne çok isyanLarım ve ne çok sawaşLarım vardı yarıda bırakıp kaçtığın… rövanşını yapacağımız turnuwaLar vardı binLerce.. ve en büyüğü benim yüreğimdeki senin yüreğindeydi… topLamı sıfır veren biz’in çıkanından ben kaLıyordum.. ve yüreğim bitik..
kaç gece indirdim yıLdızLarı yeryüzüne ve kaçgece sakLambaç oynadık senLe … ben hep eb’e oLuyordum … sen karanLıktan korktuğumu biLe biLe en kuytu köşeye sakLanıveriyordun.. ve sobe yapıp gidiyordun bir eLweda biLe demeden ! ne ben görebiLiyordum seni nede sen beni…
oysa.. oysa ne çok oyunLar biLiyordumda korkuyordum söyLemeye… beLki bunLarda çekip gidersin diye..
ve ne çok sessiz gözyaşLarı biriktirdim içimde.. deniz oLdu şiştim,,şiştim … sen beni beyenmez oLdun ben daha çok şiştim… bi sen sağLam kaLdın içimde.. bi sen sağLam yüreğimde…
ve gittin…oysa neçok ağLadım yokLuğunda.. sana farkettirmeden… ve sensizLiğin daLgasına inat bir damLa gözyaşı dökmeden…
Susmusum Farkında Olmadan Arkamda Bıraktım Artık Yüklerimi Taşıyamaz Oldum Farkında Olmadan Içimi Acıtıyor Bişeyler çokmu Alışmıştım Bu Yükü Taşımaya Bir Boşluk Var şimdi Adı Koyamadıgım Nedenleri Sormaz Oldum Artık Dedimya Yoruldum Artık Sebebini Bilemedigim Soruları Sormaktan Bir şeyi şimdi Daha Iyi Biliyorum Ben Yükümü Atsamda O Yük Hep Benle Olacak Sadece Agırlıgını Hissetmicem Okadar Alışmışımki Hep Varmış Gibi Gelecek Ama Gün Gelecek Alışacagım
işte haykırsam Gecelere karanlık sokaklara Güneşin doğmadığı karanlık yüreğime Anlarmısın beni Umutsuzluğumu; Sen nerden çıktın karşıma
Haykırsam korkularımı Desem ki mutluluğu bekliyorum Desem ki o sende var Anlarmısın beni Sarılsam sana sıkıca kal desem yanımda Gözlerimdesin desem her zaman
Korkuyorum desem yarınlardan Yıprandım desem aşktan Anlatamıyorum desem duygularımı Anlarmısın; hayır Ben bile anlamıyorum ki Sen beni hiç anlayamazsın
Gözlerimi kapatıp daldığımda düşlerine Hayallerimi bir sandala bindirip Yüzdürdüğümde bir okyanusta Seni özlediğim zamanlarda Kokunu aradığım güllerde Sen, güneşin doğduğu bir yerdeki İlk ışık gibiydin benim yüreğimde Aydınlığıydın karanlık dünyamın Doldurdun o sıcaklığınla bütün benliğimi. Seni alıp gitmek isterdim Bir bilenin hiç bilmediği bir yere. Sana bir türkü tutturmak isterdim. Olmayan sazımın bitmeyen nameleriyle. Sana bir yürek vermek isterdim Bitmeyen aşkımın tükenmez sevdasıyla Seni anlatmak istedim şiirlerde Seni tanıtmak istedim Tanıdığım şeklin ile mısralara Haykırmak istedim Ben seni çok seviyorum diye
Sen kurumuş bir gülün yaprakları Sen bitmeyen bugünün yarını karanlıklar içinde kaybolan bir anı istemiyorum seni ,dönme geri artık…
diz cöküp yalvarayımmı bir kez daha sana? Ne olur birdaha yüzüme öylece bakma Yıllarımı harcadım ben aşkımıza İstemiyorum seni ,dönme geri artık
Aşkımıza sahip cıkmalıydın Yıllardır beni hiç aramadın.. Beni resimlerinle başbaşa bıraktın. İstemiyorum seni, dönme geri artık
En Güzel Aşk Şiiri Sözleri En Güzel Aşk Şiirleri Şairlerden En Güzel Aşk Şiirleri Aşk Şiirleri
Bana Kalbini Ver
Avuçlarımla tutacağım mayınların yerine Acele giden gece zamanlarında,çarpacağım bir duvar emniyetinde gülüşünü ver bana. Düşerken dibe,soluklanacağım ama asla tutmayacağım ellerini ver bana. Tercüme edilmiş öfkeler seyrelsin ömrümde. Yüksek sesler alçakça dinlenir. Bana usul sessizliğini ver. Lütuflar karşılık ve karışıklık için sunuluyor hayatın asil isimlerince. Adının anlamını ver bana. Telaffuzunda özlemlerimin dindiği adını ver bana. Başkaları,bu aşkı oyalamak için var olur, Ne kadar durdururlarsa nefsini,o kadar hızlanır. Bana kendini ver. Her şeyden ayıkladığın kendini… En iyi ölüm berbat bir yaşamın kıyısında bekler. Seninle,gerçeklerin intizamlı duruşunda yalanlar yumağını çözmek için varım.bana gücünü ver. Yaralar değil canı yakan. izin tendeki çirkinliği ve merhemin kabadayı yardım severliği… yaralarını göster ve bana izlerini ver. Günün bütün aynaları beni gösterdi aksinde. Baktıkça seni gördüm. Bana varoluşunun sırrını ver. Gün batımlarında gözümün değdiği yerlere kurul. Senden olma güneşlere kamaşsın bakışım. Bana zamanını ver. Atlardan daha hızlı koş oraya. Soluk soluğa kaldıkça koş… Yarını ertelediğim geçmişin geçmezliğine inat, Vaktinde yetişmek için bana,bir kez olsun yok et geç kalışını ve durmadan koş oraya. Bana verdiklerinle bekliyorum seni. Düşsüz ve sonuna kadar gerçekli bir aşkın içinde… Kuşlara takılmasın ayakların. Takatini zorla ve koş… Oraya… Kent soysuzlarının ,aşk eşkıyalarının,gurur kırmak için hendek kazanların,dokunuşun esrarından acizlerin,kontrol edilmeyen sevilerin,intiharla harlanmayan yaşamların olmadığı oraya…koş… Ben bütün gemileri uğurladım. Gitmeyeceğim. İçilmiş yeminleri kustum şehrin meydanına. Yıldız sağanağına bağır açmış bir yeryüzündeyim. Yazılmış sözleri susuyorum, Konuşarak yazılmamışları siliyorum. Bana hecelerini ver… Yarım kalan öykülerimin noktası olmaktan vazgeç. Bana başlangıçlara yeter hevesini ver. ‘susacak var’ edilen bir yemin,sözle tutulamayan. Bana yüzünden çizgiler ver,gülüşünle belirginleşen ve hiçbir gamzeye yer açmayan. Suya yazılmaktan kurudu kelimeler.
Aşkla ilgili şiirler, aşk üzerine şiirler, aşk şiirleri, en güzel aşk şiirleri
BU AŞKIN ADI HASRET OLDU
Yokluğun özlemini biledi bir bıçak gibi Yollarda dolaştım kimsesiz gibi Özlemin büyüdü bir çığ gibi Sen gittin ya Bu aşkın adı hasret oldu
Keşke demicem bu sefer diyemicem Ne keşke diyecek bi sewgiydi bu Nede sen bir keşkeye sığabilirdin Sen gittin ya Bu aşkın adı hasret oldu
Yol ayrımı bu yaşadığımız şimdilerde Yalnızız artık bu koskoca ewrende Mutluluk ayrılmasın yanından ömrünce Sen gittin ya Bu aşkın adı hasret oldu Sen gittin ya Ben yarım kaldım…
AŞK
Süzülerek akar boş yüreğime, Işıklı gözlerin nur bakışları. Kanatlanır uçar hoş dileğime, Sineme saplanan yar bakışları.
Yeşeren gönlümde ateş közledim. İçimdekileri elden gizledim. Görmedim rüyada nasıl özledim? Dantele işledim zar nakışları.
Ağaç gövdesine ismini kazdım. Kıyıda kumsala resmini çizdim. Adına şiirler ezgiler yazdım. Gene çare olmaz var akışları.
Ben bir onu sevdim başka bilmedim. Ağladım yaşımı açık silmedim. Kader böyle imiş çok da gülmedim. Eritti bitirdi nar yakışları.
Öznur Karaman
DİYAR-I AŞK
Gözlerden yüreğe düşen ilk ateş, Akarken sessizce gizli ve sırdaş. Artık gülmeler feryatlara eş, Hüznü sevince katar burada
Aşk kanda kıpırtı küçücük heves Aşığa bu dünya altından kafes, Şimdi yaşamak için aldığın nefes, İnsanı boğmadan beter burada.
Gençliğin ateşi var iken başta, Zaman durmuş birden sevdalık yaşta, Akıl pazarlanmış alışverişte, Tüccar almadan satar burada.
Yaslı sözler elem ile beslenir, Yaşlı gözler sevdiğine yas/lanır. Körpe aşklar yaşamadan yaşlanır. Güneş doğmadan batar burada.
Hayat diken üstünde ölüm tuzakta Yalnızlık yakında o yar uzakta Toprağın üstünde kavuşmasak da Vuslatın kokusu tüter burada.
Sevgiyi bilmeyenin toprağı çorak. Aşık bedenlerle beslenir toprak. Bu can ölür ise yarinden ırak, Kimsesiz sessiz yatar burada.
Gelince huzura ruhun günahı, Saklayamaz sırları zifrin siyahı. Elbet bulu o gün, bu canın ahı. Kaçsa da yakalar tutar burada.
Diyar-ı aşk burası gökler karanlık. Geceler yıl sürer gündüz bir anlık. Ruhlar tek vücut yok olmuş benlik, Herkese tek seda yeter burada…