SENİ BEKLERKEN
Bitmiyor hasretler… Anlamsız geliyor seneler… Kendinden geçti ümitler… Sevdam diz çöküp; Yollarını bekler.
Gözlerimdeki ışıltıya, Karanlıklar yağar Bekleyişlerim azar! Uykusuzluğum yalnızlığımla, Rüyalarına dalar.
Kalmamışsa senden bir umut; Ne çıkar, tahtım tacım olmuş(!) Felek vermişse ayrılıktan bir komut; Neye yarar, dört mevsim bahar olmuş(!) Yaşama sevincim varsa!!! O da senin sevdan olmuş.
Buz tutmuş engeller, Sevda terimle çözülsün. Sevda külfeti çileler! Miadı dolup, mükafatını görsün…
İçimdeki ateş lav olsa da! Teninden mahrum bedenim üşüyor. Her damla göz yaşım bin umut boğuyor! Dualarım benimle el açıp; Feryad u figanla seni bekliyor.
Sen hayalinle de… Sen zahirinle de… Sen inan ki; Her şeyinle, sevmeye değersin…
Unutma!!! Yorgun değil yüreğim, Seni sevmekten. Beyhude değil dileğim , Seni beklemekten.
Sevdamdan güçlü olamaz, Kahrolası engeller. Sevdamdaki istikrarı bozamaz, Umutsuz olsa da hasretler.
Pişman değil ömrüm, Seni tanımaktan. Bahtiyardır gecem gündüzüm, Sevdanı yaşamaktan.
Tags:ateş , bahtiyardır , bedenim , damla , değil , diye , engeller , görsün , gündüzüm , hasretler , içimdeki , mahrum , mükafatını , olmuş , olsa , ömrüm , seni , senin , sevda , sevdan , sevdanı , şimdi , tanımaktan , teninden , terimle , tutmuş , Umut , üşüyor , yalnız , yalnızım , yasamaktan , yaşım , yine Posted in Genel | No Comments »
Cuma, Haziran 22nd, 2012
Bırakıyor ardından belalara beni Tedbirim öldü gövdemin binası geçti
Göğsümde ince gergin çelik bağcık Tenimi bastıran içerilere
Bağırıyor leylaklarım ağlıyor ağlıyor duvarlar Çatlayacak gibi susuz düzgün ve biçimli sanatlar
Çocuk yığılıyor kalp kalp üstüne konuyor Bir baba damarı vuruyor sökülen nabzım
Şimdi batar birkaç nesil azdıran bozgun Simsiyah aklım ve beyaz bir nokta kalbim
Kader akışı alkışlanıyor her kârım Nazlı buluş git git kabarıyor dalgalar
Çare yok gür gür bağıracağım yoksa bu sefil İsyan yüklü gemi zor kayalıklarında gönlün
Harp. Ezilen etim söğülen köpekliğin için değil Güzel ölçülü zulmetmeden yeterince öldürüşüm
Harp geliyor bir güzel bilendin mi kardeşim Binlerce cilt tutuyor kılıçların hançerin
I believe in you believe in we believe in In la ilahe illallah la ilahe illallah
Şimdi halk yüceldin guslet suyun götürmesiyle kuşan Yüzün kolların ateş yakmaz başın ince ayakların
Dünya bir konak bir konuk ölümsüz hayat içre Geçildikçe hor öpüldükçe soyunur şehvete
Şehvet ahırı değil yeryüzü Domuz ahırı değil yer toprak
İki bakışımın arasında bulduğun toprak Dört köşe duvarlar siyah örtü ve göç sesleri
Kapanıyorum kabul et öyle buyur Bin açılı örtüye daha sar beni
Bin yıl bin daha Dursam kapında
Sayısız perdeden bir perdecik kalksın için Başım yüzüm kızarır haddim olmaz aslında
Sakin ve gövdemin mızraklarını döken bir geliş Vara gele ancak birkaç ağaç alıyor göğsüm
Sakin ve daha sakin mızraklarım dökülsün daha Aniden çıkıp havlayan köpekte emanet bugün
Binbir helak ve Allah selamıyla girilen ovada Bir dağ gibi diz çök kendine ırmak ol tut tut bırak yıldırımları
Sakin daha sakin kımıltı yok bakışında Bırak toprak altında göl olsun gözyaşın
Bir çeşit isyandın gönül ağlaması ilacın Destur. Nice uzlet makamından geçersin şimdi
Şimdi çağırıyor o güzel aşka beni yalvarıyor beni Duruyorum ve çeşit çeşit ölüm omuzumun binileri
Bu ova cennet olmalı sayımızca bir cennet safı Bu çukur ateş olmalı sayımızca bir cehennem safı
Ya bu yol. Ayağın sahibi gövdeden habersiz yürüdüğü Gövdenin ayağa merbut ayağa dönük ayak kesildiği
Sen gönlünü yukarıya bil
Bir dağ nasıl söylerse öyle söyle Bir dağ nasıl inlerse başla öyle
Ey zarif sen de ata yoluna meylettin Korkarım binbir belaya dayanmaz sıkletin
Cahit ZARİFOĞLU
Tags:ateş , ayağa , beni , binbir , bırak , birkaç , cahit zarifoğlu , cennet , çesit , daha , değil , doğru , duvarlar , gibi , girilen , gövdemin , güzel , harp , için , ilahe , illallah , İnce , kalp , nasıl , olmali , öyle , Özgürlüğe , özgürlük , Safi , sakın , sayımızca , selamıyla , Şiir , şimdi , toprak Posted in Genel | No Comments »
Cuma, Haziran 22nd, 2012 Küresel Isınma Hakkında Şiirler Küresel Isınma Konulu Şiir Küresel Isınmayla İlgili Şiir
KÜRESEL ISINMA
Elleriyle soğutup dondurduğu ruhuna Medet beklediği şu ısınan küreyi de Bu hâle getirendir kaprisleri uğruna… İnsanın beyni gibi bencildir yüreği de…
Yarattığın ejderden bu ne korku,bu telaş? Atomun patlayacak,küren seni yakacak… Sen sanal dünyalara bilgisayarla ulaş… İnsanlık ilk ânını tekrardan yaşayacak…
Alper Kürük
KÜRESEL ISINMA
Küresel ısınmayla, Başımız dertte. Dünya’yı bir daha, Göreceğimiz belli değil.
Sular tükeniyor, Buzullar eriyor. Penguenler yok oluyor, Küresel ısınmayla başımız dertte.
Ne zaman su görsem, İçim acıyor. Bu sular nasıl tükeniyor? Küresel ısınmayla başımız dertte.
Bu suları, Biz tüketiyoruz. Biz bitiriyoruz. Küresel ısınmayla başımız dertte…
Aylin ATEŞ.
Küresel ısınma
Ne gönüllerde ilham, ne gözler de gözyaşı Kuruttun dünyâmızı, âh küresel ısınma! Yağmurumuz kesildi, göllerimiz kurudu… Önce hormon, sonra sen; vâh küresel ısınma!
Aslında sebep biziz; dâvet ettik âdetâ… Defol git diyebilsek, dêh küresel ısınma! Kurumadık bir sevgi… kırıntı içimizde Dönersek insanlığa; yôk küresel ısınma!
Çekil git dünyâmızdan, dostlarınla beraber! Seni şutlayacağız… top… küresel ısınma Yeter artık ettiğin, sıcaklardan kavrulduk Sana diyorum sana, hôp küresel ısınma!
Hasbi Tanrıverdi
Tags:aslında , ateş , aylin , başımız , bitiriyoruz , dertte , göllerimiz , gönüllerde , gözler , hormon , iLgiLi , ilham , ısınma , ısınmayla , kesildi , küresel , kurudu , önce , sana , sebep , seni , Şiir , sonra , sular , suları , tükeniyor , tüketiyoruz Posted in Genel | No Comments »
Cuma, Haziran 22nd, 2012 Parıltı Ahmet Haşim Ahmet Haşim Parıltı parıltı şiiri Ahmet Haşim
Parıltı
Ateş gibi bir nehir akıyordu Ruhumla o ruhun arasından Bahsetti derinden ona halim Aşkın bu unutulmaz yarasından. Vurdukça bu nehrin ona aksi Kaçtım o bakıştan, o dudaktan Baktım ona sessizce uzaktan Vurdukça bu aşkın ona aksi…
Tags:arasından , aşkın , ateş , bahsetti , bakıştan , baktım” , derinden , dudaktan , gibi , halim , Haşim , kaçtım , nehir , nehrin , Parıltı , ruhumla , ruhun , sessizce , Şiiri , unutulmaz , uzaktan , vurdukça , yarasından Posted in Genel | No Comments »
Cuma, Haziran 22nd, 2012 Ahmet Haşim Mukaddime Şiiri Oku Mukaddime Şiiri Ahmet Haşim Ahmet Haşim in Mukaddime Şiiri Mukaddime Karaosmanzâde Câvide Hayri Hanimefendi’ye
Zannetme ki güldür, ne de lâle Âteş doludur, tutma yanarsın Karşında şu gülgûn piyâle…
İçmişti Fuzuli bu alevden, Düşmüştü bu iksir ile Mecnûn Şi’rin sana anlattığı hâle…
Yanmakta bu sağârdan içenler, Doldurmuş onunçün şeb-i aşkı Baştanbaşa efgân ile nâle…
Âteş doludur, tutma yanarsın Karşında şu gülgûn piyâle!..
Ahmet Haşim
Tags:anlattığı , aşkı , ateş , baştanbaşa , doldurmuş , doludur , efgan , gülgun , hale , Haşim , içenler , iksir , karşında , mecnun , Mukaddime , nale , onunçün , Piyale , sagardan , sana , şeb-i , Şiiri , şirin , tutma , yanarsın , yanmakta , zanne Posted in Genel | No Comments »
Cuma, Haziran 22nd, 2012 Ahmet Haşim Piyale, Piyale Şiiri Ahmet Haşim, Ahmet Haşim’in piyale şiiri
Zannetme ki güldür ne de lale Ateş doludur tutma yanarsın Karşında şu gülgun piyale.. .
İçmişti Fuzuli bu alevden Düşmüştü bu iksir ile Mecnun Şi’rin sana anlattığı hale.. .
Yanmakta bu sagardan içenler Doldurmuş onunçün şeb-i aşkı Baştanbaşa efgan ile nale.. .
Ateş duludur tutma yanarsın Karşında şu gülgun piyale!..
Tags:anlattığı , aşkı , ateş , baştanbaşa , doldurmuş , duludur , düşmüştü , efgan , gü , gülgun , hale , Haşim , içenler , karşında , lale , nale , onunçün , Piyale , sagardan , sana , şeb-i , Şiiri , tutma , yanarsın , yanmakta Posted in Genel | No Comments »
Pazar, Haziran 17th, 2012 Arap Atasözleri
Tugbam sitesinde en güzel Arap Atasözleri sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Arap Atasözleri Araplara Ait Atasözler
Kabahatini itiraf ederek affını iste; zira bir suçu gizlemek o suçu ikileştirir.
Yiğit harpte, dost dertte, olgun adam hiddette belli olur.
Ağaç ve kitabın yaprağı ne kadar çoksa, meyvası o kadar az olur.
Bir baba kudretinden aşağı derecede,çocukları kudreti nisbetinde,kadını da kudretinin fevkinde giyinmelidir.
İki karısı olan erkek,iki ateş arasında kalmış gibidir.Hangi tarafa sokulsa yanar.
Kadın, kokusunu yalnız tenhada veren bir çiçektir.
Mide hastalığın evi,perhiz tedavinin başıdır.
Sanat,sırrını bilenler için bir tutam otun altında saklıdır.Bu sırrı bilmeyenler onu,bir dağın altında sanırlar.
Sır,saklarsan esirin,kaybedersen efendindir.
Talihsizlikler,meziyetleri imtihan eder.
Kadın gölge gibidir, kendisini takip edenden kaçar, önünden gidenin arkasından koşar.
Beni anla da istersen öldür.
Konuşulanlar kalpten çıkarsa kalbe kadar girer, ama dilden çıkarsa kulağı aşamaz.
Söz kalpten çıkarsa kalbe kadar gider, dilden çıkarsa kulağı aşamaz.
Yiğit harpte, dost dertte, olgun adam hiddette belli olur.
Kitap, insanın cebinde taşıdığı bir bahçe gibidir.
Aç eşek semerini de yer.
Ağızla göz yüreğin aynasıdır.
Ay çıkınca yıldızların ne yararı olur.
Demiri kızgınken döv.
Dünyada 3 şey gizlenmez: Duman, aşk, parasızlık
Hapishane bir bahçe içinde de olsa, yine hapishanedir.
İki karısı olan erkek, iki ateş arasında kalan birine benzer. Hangi yana sokulsa yanar.
İstediğin olmuyorsa olanı iste.
Mide boş sağlık düzgün, kese boş ahlak düzgün.
Varlıklı adam küllüğe benzer, ne denli doluysa o denli pistir.
Yılanın ısırdığı kedi, ip görse yılan sanıp kaçar.
Tags:altında , Arap , arap atasözleri , araplara ait atasözleri , arasında , aşamaz , Atasözleri , ateş , bahçe , belli , benzer , çıkarsa , dertte , dilden , gibidir , hiddette , işte , kaçar , kadar , kadın , kalbe , kalpten , karısı , kulağı , mide , olan , olgun , olur , sokulsa , yabancı atasözleri , yanar Posted in Genel | No Comments »