Posts Tagged ‘Ayasofya’

Ayasofya Müzesi Adres

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ayasofya müzesi adresi
Ayasofya müzesi nerede

Ayasofya müzesi nerededir

Ayasofya Müzesi Adresi: Sultanahmet Meydanı No:1 Eminönü/İSTANBUL

Ayasofya Müzesi Hakkında Bilgi

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ayasofya Müzesi Hakkında
Ayasofya Müzesi tarihi
Ayasofya Müzesi Hakkında Bilgi verir misiniz?

Ayasofya Müzesi İstanbul’da Bizans devrinden kalan en ünlü kilisedir. 1453’te Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u almasıyla camiye çevrilmiş, 1935’te müze oluncaya kadar bu amaçla kullanılmıştır. Büyük Kostantinos’un İstanbul’u imparatorluk merkezi haline getrip kenti yeni baştan ele alması sırasında bugünkü Ayasofya’nın yerinde bir kilise yaptırılmış, M.S.326 yıllarına rastlayan bu ilk yapıdan sonra M.S. 360’ta imparatorun oğlu Konstantinos küçük geldiği veya bir depremde yıkıldığı için yapıyı yeni baştan daha büyük olarak ele aldırmıştır. Büyük kilise (Megale Ekklesia) adıyle anılan ve bazilikal bir plan gösterdiği sanılan yapı V. yüzyıldan sonra daha çok Hagia Sophia adıyle tanınmış ve bu ad sonuna kadar yaşamıştır.

404 tarihinde bir ayaklanma sırasında yanan kilisenin yerine Theodosios II. devrinde 415’te yapılan yenisinin bazı kısımları bugünde görülmektedir. Bu yapının batı yüzünü süslediği anlaşılan sütunlu galeri ile narteks duvarlarını bir kısmı 1935 yılında yapılan kazılarla bugünkü Ayasofya’nın batı avlusunda ortaya çıkmıştır.

532 yılında çıkan yangından Ayasofya kurtulamamış, ayaklanmadan sonra Justinianos’un çağında ikinci bir örneği olmayacak büyüklükte ve özellikte bir yapı istemesi üzerine, devrin iki önemli mimarından Aydınlı Anthemios ile Miletoslu İsidoros sorumluluğu yüklenmişler, yangınların etkileyemeyeceği her türlü malzemenin en zengin şekilde kullanılacağı bir kilisenin yapımına girişmişler 537 tarihinde tamamlanan yapı, büyük bir açılış töreninden sonra imparatorun “Ey Süleyman seni geçtim” demesine sebep olacak kadar etkileyici olmuştu.

Zaman içerisinde birçok yangın ve deprem atlatan Ayasofya, 29 Mayıs 1453’te İstanbul’un Türkler tarafından alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye çevrilmiş ilk Cuma namazı burada kılınmıştı. Camiye çevrilmesi sırasında yapının ana çizgileri korunmuş, figürlü mozaiklere bile dokunulmamıştır. Bunlar ancak Kanuni devrinde badanayla örtülmüştür. Güneydoğudaki büyük dayanak duvarların Fatih devrinde yapıldığı, ayrıca tuğla minarenin eklendiği kabul edilir. Sultan İkinci Bayezid devrindeyse kuzeybatıdaki ince minare, Sultan İkinci Selim devrinde de Mimar Sinan tarafından batıdaki iki kalın minare eklenmiş ve yer yer dayanaklarla kuvvetlendirilmiştir. Mimar Sinan’ın yaptığı dayanaklar ve onarımlar yapının bugüne kadar ulaşabilmesini sağlamıştır.

Bu yapının çevresinde Bizans devrinden kalan ek yapılar vaftizhane ve hazine dairesidir. Bu ek yapılardan vaftizhane Osmanlı devrinde Sultan Mustafa ve İbrahim’in türbesi olmuş, Sultan İkinci Selim türbesi Mimar Sinan, Sultan Üçüncü Murad türbesi de Davut Ağa tarafından yapılmıştır. Ayrıca Sultan Üçüncü Mehmed’in kendi türbesi, bir okul binası, Sultan Birinci Mahmud döenminden özellikler taşıyan bir şadırvan ve imaret yapının çevresinde yer alır.

Ayasofya, birçok özelliğiyle uzun yıllar birçok mimarı etkilemiş, çeşitli devirlerde gördüğü ek ve onarımlarla bugünkü şeklini almış bir yapıdır. Mimari ve süsleme zenginliğinin yanı sıra her devirde eklenen efsaneleriyle de büyük bir geçmişi içinde saklamaktadır

Ayasofya Müzesi Eserleri

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ayasofya Müzesi Eserleri nelerdir
Ayasofya Müzesinde neler sergilenir

Ayasofya Müzesi Eserleri

Ayasofyada serğilenen bir çok eser bulunmakta işte onlardan bir kaçı..

Cennet ve cehennem kapısı

İmparatoriçe locası

Mozaikler

Deisis mozaiğinden bir detay. İsa’nın yüzünün iki yarısı birbirbinden farklı yapılmıştır.

İmparator kapısı mozayiği

“Terleyen sütun”daki dilek yeri

Ayasofya Müzesi Dilek Taşı

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Dilek Taşı Ayasofya,
Ayasofyadaki Dilek Taşı,
Ayasofya Müzesindeki Dilek

Ayasofya Müzesi Dilek Taşı hakkında bilgi; Ayasofya Müzesinde Terleyen sütun olarak bilinen ve hakkında sayısız rivayet bulunan bu sütun günümüzde dilek dileme yeri olmuştur. Dilek dilemek isteyenler elinin başparmağını sütundaki deliğe sokup elleriyle bir daire çizerler. Delik taşı sütuna geçirilmiş bronz bir plakanın ortasında yer almaktadır.

Yapının kuzeybatı yönünde terleyen sütun ya da dilek sütunu olarak adlandırılan bronz levhalar ile kaplı, ortası oyulmuş bir sütun yer almaktadır.
Bazı kaynaklarda, bu sütunun, zaman içerisinde halk arasında kutsallık kazandığı belirtilmektedir. Doğu Roma döneminde insanların iyileşmesine yardımcı olduğu konusunda rivayetler oluşmuş; efsaneye göre, yapının içersinde şiddetli bir baş ağrısıyla dolaşan İmparator Justianos, başını bu sütuna yaslamış ve bir müddet sonra baş ağrısının geçtiğini fark etmiştir. Bu olayın halk arasında duyulması üzerine, sütunun şifa özelliğinin olduğu söylencesi yayılmıştır. Bu nedenle insanlar, parmaklarını sütundaki bu oyuğa sokup, ıslanan parmaklarını, hastalığı hissettikleri yerin üzerine sürdüklerinde iyileşeceklerine inanmışlardır. Başka bir efsanede ise bu ıslaklığın Meryem’in gözyaşları olduğu söylenmektedir.

Osmanlı Dönemi’nde, Ayasofya camiye çevrildiğinde Fatih Sultan Mehmed ve mahiyeti, Hocası Akşemseddin imametinde ilk cuma namazını kılmak için secdeye varmış, ancak, yapının yönü Kâbe’ye dönük olmadığı için namaza bir türlü başlayamamışlardır. Tam o sıra da Hızır Aleyhisselam’ın geldiği ve bu sütundan güç alarak yapının yönünü Kâbe’ye çevirmeye çalıştığı fakat halktan biri tarafından görülmesi üzerine, caminin yönünü çeviremeden kaybolmak zorunda kaldığı söylenir. Günümüzde ise, insanlar sütundaki bu oyuğa soktukları başparmaklarını saat yönünde tam bir tur döndürerek dilek tutmaktadırlar.

Kaynak: ayasofyamuzesi.gov.tr

ayasofya müzesi görseller

Perşembe, Haziran 21st, 2012

ayasofya müzesi eserlerin resimleri
ayasofya müzesi resimleri

ayasofya müzesi görseller


Ayasofya

Güney nef

Güney üst nefi

Şadırvan

Cennet ve cehennem kapısı

İmparatoriçe locası

Mozaikler

Deisis mozaiğinden bir detay. İsa’nın yüzünün iki yarısı birbirbinden farklı yapılmıştır.

İmparator kapısı mozayiği

“Terleyen sütun”daki dilek yeri

Ayasofya Müzesi Bilet Fiyatları

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ayasofya Müzesi Giriş Ücreti
Ayasofya Bilet Fiyatları Nedir?

Ayasofya Müzesi Bilet Fiyatları

Ayasofya Müzesi Giriş için T.C vatandaşı iseniz müze Kart çıkarmalı ve girişte bunu kullanmalısınız. Müze Kart fiyatı 20 liradır. Öğrencilere müze kart çıkarmak ise 10 liradır. Yani Ayasofya müzesinde Müze Kart Geçerlidir.

Müze Kart Fiyatı 20 liradır..
Müze Kart öğrenci fiyatı ise 10 liradır..

Ayasofya Müzesi tek geçiş 20 liradır..

Yani yabancı turistler müze kartı çıkaramıyor. Ve onlar 20 lira ödemek zorunda. müze kartı çıkarmazsanız tek geçiş için 20 lira ödemek zorundasınız.

alıntıdır

Ayasofya Müzesi Broşürü

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ayasofya Müzesi Broşürü
Ayasofya Müzesi tanıtım kitapçığı

Ayasofya Müzesi Kaça Kadar Açık

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ayasofya Müzesi Kaça Kadar Açık
Ayasofya Müzesi Hangi Günler Açık

Ayasofya Müzesi


Ziyaret Gün ve Saatleri:
Pazartesi günleri dışında her gün 09.00-18.00 saatleri arasında açıktır.

Ayasofya Müzesi Özellikleri

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ayasofya Müzesinin Özellikleri nedir
Ayasofya Özellikleri


Ayasofya Müzesi Özellikleri

Ayasofya ilk olarak Konstantinus zamanında 390 yılında yapılmıştır. İlk yapı ahşap bir şekilde yapılmış ve tamamen yanarak yok olmuş. Bugüne gelmiş Ayasofya’ya ilk yapım çalışması imparator Iustinianus zamanında 532 yılında başlanmıştır. Kilise ibadete 537 yılında ibadete açıldı. Yapımında emeği geçen mimarlar Miletoslu İsidoros ve Trallesli Anthemios’tir. İlk adı büyük anlamına gelen “Megali Ecclesia”, bir sürede “Thea Sophia” olarak adlandırıldıktan sonra kutsal hikmet anlamına gelen “Hagia Sophia” adı verildi.

553, 557, 559 yıllarında yaşanan depremlerden sonra Mimar İsidoros tarafından restore edilmiş. Bu onarımdan sonra 896,986 yıllarında meydana gelen depremlerde büyük zarar görmüş ibadete kapatılmış. Değişiklikler yapıplarak 994′te ibadete açılmış. Haçlı seferlerinde yağmalanmıştır. Sebebi ise kaplamalarının sarı renkli olması ve insanların onu altın sanıp sökmeleri sonucu olmuş. Kilisedeki bir çok şey çalınmıştır. 14. yy’da tekrar ibadete kapandı ve 1354′te tekrar açıldı. 481 yıl boyunca Müslümanların ibadetine tanıklık etti. 1934 yılında Atatürk’ün emri ile ibadete açılmış. Camiye ise 1 haziran 1453 yılında çevrilmiş. Türk sanatından da çeşitli değişiklikler eklenerek onarımlar yapılmış. İlk olarak II. Mehmet tarafından ahşap bir minare yapıldıysada bir süre kullanılıp yerine tuğladan bir minare yapılmış. Saray kapısındaki minareyi II. Beyazıt yaptırdı. II. Selim tarafından inşa edilen Öteki iki minareyle birlikte dört tane oldu.

Ayasofya’nın avlusunda bulununan beş türbenin burada olması Ayasofya’ya nekadar önem veildiğini göstermektedir.

Caminin özellikleri

  • Yapı kareye yakın dikdörtgen
  • Büyük orta nekan, iki yan mekan, apsis, iç ve dış nartekslerden oluşan bölümler
  • Kubbesi 55 metre
  • yaldızlı geometrik bitkisel motifle
  • 9-12. yy’a ait Figürlü mozaikler
  • 2009′da 160 yıldır üstü örtülü Serafim adlı meleğin betimlendiği mozaik

Ayasofya Müzesi Kısa Bilgi

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ayasofya Müzesi hakkında Kısa Bilgi
Ayasofya hakkında bilgi
Ayasofya müzesi tarihçesi

Ayasofya müzesinin tarihçesi:

Türklerin İstanbul’u fethetmesinden çok zaman önce Hıristiyanlığın yeni yayıldığı süreçte Bizans İmparatoru I. Konstantinos (324-337) ilk Ayasofya`yı yaptırmıştır. Fakat, bazilika planlı, ahşap çatılı bu yapı, bir ayaklanma sonunda yandığı gibi, bu eserden hiçbir kalıntı günümüze ulaşamamıştır.

Ayasofya`yı ikinci defa İmparator II. Theodosius tarafından yaptırılmış ve 415`te ibadete açmıştır. Bu yapı da bazilika planlı olup birincisi ile aynı akıbete uğramış ve 532`de çkan Nika ihtilali sırasında yanmıştır. Bu bina ile ilgili “mabede girişi gösteren basamaklar, sütunlar, başlıklar” gibi bazı kalıntılar 1936 yılında yapılan kazılarda bulunmuştur.

Daha sonraki İmparator 1. Justinianus (527-565) ise, çağın ünlü mimarlarından Miletos`lu İsidoros ve Tralles`li Anthemios`a öncekilerden daha da büyük bir kilise yapmaları talimatı vermiş ve bu muazam eserin günümüze ulaşmasını sağlamıştır. İmparator, bu muazzam esere Hazreti İsa’ya atfen “Kutsal Bilgelik” anlamına gelen Hagia Sophia (Ayasofya) adını vermiştir.

Ayasofya`da kullanılmak üzere, Anadolu`nun antik şehir kalıntılarından sütunlar, başlıklar, mermerler ve renkli taşlar İstanbul`a getirilmiştir. Yapımına 23 Aralık 532`de başlanan bu büyük eser, 27 Aralık 537`de tamamlanmıştır. Binanın Aralık 557 depreminden sonra zayıflayan kubbesi Mayıs 558’de çökünce farklılaştırılarak yeniden inşa edilmiştir. Anadolu, Mısır ve Yunan antik şehir kalıntılarından sütunlar, başlıklar, mermerler ve renkli taşlar Ayasofya’da kullanılmak üzere İstanbul’a getirilmiştir.
Ayasofya, 916 yıl kilise olarak kullanıldıktan sonra 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u ele geçirmesiyle camiye dönüştürüldü, cumhuriyetin ilanından sonra 1935 yılında Atatürk’ün emriyle müze olarak kullanılmaya başlandı.

Bina ve Mimari Özellikler

Mozaikleriyle ünlü yapıyı 55.60 m. yüksekliğinde ve içten 30.80.-31.88 m. çapında 40 kaburgalı bir kubbe örtmektedir. Binanın ağırlığını 40’ı aşağıda, 67’si üst katta 107 sütun taşımaktadır. Mimari yönden incelendiğinde büyük bir orta mekân, iki yan mekân (nef), absis, iç ve dış nartekslerden meydana gelmiştir. İç mekân, 100 x 70 m. ölçüsünde olup, üzeri dört büyük ayağın taşıdığı 55 m. yüksekliğinde, 30.31 m. çapında kubbe ile örtülmüştür.

Ayasofya’nın mimarisinin yanı sıra mozaikleri de büyük önem taşımaktadır. En eski mozaikler iç narteks (Bizans kiliselerinde avluya verilen isim) ve yan neflerde altın yaldızlı geometrik ve bitkisel motifli olan mozaiklerdir. Figürlü mozaikler 9.-12. yüzyıllarda yapılmıştır. Bunlar İmparator kapısı üzerinde, absiste, çıkış kapısı üzerinde ve üst kat galeride görülmektedir. Üst galerideki, Meryem Ana’nın ve Vaftizci Yahya’nın da temsil edildiği büyük mozaikte İsa Peygamber’in yüzünün sağ ve sol yarıları birbirinden farklı olarak temsil edilmiştir. Bu özellik Leonardo da Vinci’nin ünlü eserinde de görülmekle birlikte, Ayasofya’daki bu mozaik 12.yy.’da yapılmış olduğundan Vinci’nin eserinden daha eskidir. Ayasofya’da, mevlut okuma balkonunun yanında, zeminde bulunan, çeşitli renklerde dairesel taşlar içeren, Yerin göbeği anlamındaki Omphalion (omphalos) adını taşıyan, kare biçimli alan, Bizanslılar’ca Dünya’nın merkezi olarak kabul edilmiş olduğundan Bizans imparatorlarının taç giyme törenlerine sahne olmuştur.

Ayasofya İstanbul’un fethi ile birlikte başlayan Türk döneminde çeşitli onarımlar görmüştür. Mihrap çevresi, Türk çini sanatı ve Türk yazı sanatının en güzel örneklerini içerir. Bunlardan kubbedeki ünlü Türk Hattatı Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin Kuran’dan alınma bir suresi ile 7.50 m. çapındaki yuvarlak levhalar en ilgi çekici olanıdır. Bu tahta levhalarda, Allah, Muhammed, Ömer, Osman, Ali, Ebu Bekir, Hasan ve Hüseyin’in isimleri yazılıdır. Mihrabın yan duvarlarında ise Osmanlı padişahlarının yazıp buraya hediye ettiği levhalar vardır.

Sultan II. Selim, Sultan III. Mehmet, Sultan III. Murat ve şehzadelerin türbeleri, Sultan I. Mahmut’un şadırvanı, sıbyan mektebi, imareti, kütüphanesi, Sultan Abdülmecit’in hünkar mahfeli, muvakkithanesi, Ayasofya’daki Türk çağı örnekleri olup türbeler, iç donanımı, çinileri ve mimarisiyle klasik Osmanlı türbe geleneğinin en güzel örneklerini oluşturmaktadır.

Genel Bilgiler

Dünyanin 8.harikalarindan birisi sayilan Ayasofya, Sanat Tarihi ve mimarlik dünyasinin 1 numarali yapisi hüviyetindedir. Bu yasta ve bu ebatta zamanimiza gelebilmis ender eserlerdendir. Orijinal adi Hagia Sophia olan, Türklerin Ayasofya dedikleri yapi yanlis bir sekilde, Saint Sofia olarak bilinir. Kubbe insaati Roma mimarisi tarafindan gelistirilmistir, Bazilika plani da eski devirlerden beri tatbik edilmekte idi. Yuvarlak yapilarin üzerleri çok büyük ölçüde kubbe ile örtülebilmisti. Ayasofya bir 6yy. Bizans devri eseri olmakla beraber, ön misali olmayan, sonraki devirlerde de taklit edilmeyen Roma mimari gelenegine bagli bir “Deneme” dir. Ayasofya her devirde hazineler dolusu sarflar yapilarak ayakta tutulabilmistir. Türk’lerin sehri 1453 yilinda fethetmeleri, harap durumdaki Ayasofya’nin derhal camiye çevrilerek kurtarilmasina sebep olmustur. Türk mimari Koca Sinan’in 16.yy.da ekledigi payanda duvarlari, 19. yy. ortasinda Mimar Fossati kardeslerin ve 1930’dan itibaren yapilan diger restorasyonlar ve kubbenin demir kusak ile çevrilmesi önemli tamirlerdi. 2000 li yillarin restorasyonlari, mevcut madeni portatif iskele ile daha seri yapilabilecektir.

TELEFON : (0212) 528 45 00
ADRES : Sultanahmet Meydanı, Eminönü İstanbul
ZİYARET SAATLERİ : Pazartesi dışında her gün 09.30-16.30 arasında
GİRİŞ ÜCRETİ : 10 TL

Ayasofya Müzesi Nasıl Gidilir

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ayasofya Müzesine Nasıl Gidilir
Ayasofya Müzesi adresi
Ayasofya Müzesi ulaşım

İstanbul’un Anadolu yakasından gelecek olanlar vapurla Eminönü’ne geçip, Sirkeci’den banliyö trenine binip Cankurtaran istasyonunda inebilir. Eminönü’nden tramvaya binip Sultanahmet durağında indikten sonra yürüyerek ulaşabilir.

Bakırköy, Küçükçekmece, Avcılar yönünden gelecekler için en rahat ulaşım tren. Cankurtaran istasyonunda inip, yürümek yeterli. Merter’den kalkıp Zeytinburnu’ndan geçerek Sirkeci’ye ulaşan hafif tramvayla Sultanahmet’e gelmek, oradan da yürümek de mümkün.

Ziyaret Gün ve Saatleri: Pazartesi günleri dışında her gün 09.30-16.30 saatleri arasında açıktır.
Not: Ayasofya Müzesi ve Galeri Katı Giriş ücretlidir.

Ayasofya Müzesi Hakkında Özet Bilgi

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ayasofya Müzesi hakkında kısa bilgi
Ayasofya Müzesi hakkında bilgi
Ayasofya Müzesi ile ilgili bilgiler

Ayasofya sanat ve mimarlık tarihi bakımından dünyanın en önde gelen anıtlardan biri olup, dünyanın 8. harikası olarak gösterilmektedir.
Bu yapı daha 6.yy’da Doğu Romalı Philon tarafından da, dünyanın 8.incisi harikası olarak nitelendirilmiştir.

Bugünkü Ayasofya aynı yerde fakat öncekilerinden farklı bir mimari anlayışla yapılmış olan üçüncü yapıdır. Bu yapı, İmparator Justinianos tarafından (527-565) dönemin iki önemli Mimarı olan Tralles’li (Aydın) Anthemios ile Miletos’lu (Balat) İsidoros’a yaptırılmıştır. Yapım çalışmaları sırasında iki baş mimar ile birlikte 100 mimar ve her mimarın emrinde 100 işçi çalıştığı kaynaklarda geçmektedir. Yapımına 23 Şubat 532’de başlanmış, 5 yıl 10 ay gibi kısa bir sürede tamamlanarak büyük bir törenle, 27 Aralık 537′ de ibadete açılmıştır.

916 yıl kilise olan yapı, 1453 Yılında Fatih Sultan Mehmed tarafından İstanbul’un fethiyle camiye çevrilerek, 482 yıl cami olarak kullanılmıştır. Atatürk’ün emri ve Bakanlar Kurulu’nun Kararı ile ise 1935 yılında Ayasofya müze olarak kapılarını ziyarete açmıştır.

Ayasofya Müzesi Pazartesi günleri hariç her gün ziyarete açıktır. Kış tarifesine göre, müzeye son giriş 16.00 olmak üzere 09.00-17.00 saatleri arasında; yaz tarifesine göre ise, müzeye son giriş 18.00 olmak üzere 09.00-19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilmektedir. Müze Kartları müze gişesinden temin edilebilmektedir.
(ayasofyamuzesi.gov.tr)

Ayasofya Müzesi Minber

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Minber Ayasofya Müzesi
ayasofya minber resimi

Ayasofya Müzesi Minber

Minber, camilerde cuma günleri, hatiplerin üzerine çıkarak hutbe okuduğu merdivenli yüksek kürsüdür. Ayasofya’da mihrabın sağında yer alan minber, Sultan III. Murad Döneminde yapılmıştır. Osmanlı dönemi 16 yüzyıl mermer işçiliğinin en güzel örneklerindendir.

Ayasofya Müzesi Kaç Yılında Yapıldı

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ayasofya Müzesi Kaç Yılında Yaptırılmıştır,
Ayasofya Müzesi Kaç Yılında Yapıldı

Bugünkü Ayasofya Müzesi Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından M.S. 532 – 537 yılları arasında İstanbul’un tarihi yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bir patrik katedrali olup, 1453 yılında İstanbul’un Türkler tarafından alınmasıyla Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür.
Günümüzde müze olarak hizmet vermektedir.

Ayasofya Müzesi Kim Tarafından Yapılmıştır

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ayasofya Müzesini kim yaptırdı
Ayasofya Ne Zaman Kimin Tarafından Yapıldı?

Ayasofya Müzesi Kim Tarafından Yapılmıştır

Ayasofya (Sainte Sophie) Camii, İstanbul’da Topkapı Sarayı yanındadır. Miladın 325. senesinde, Büyük Konstantin tarafından ahşap olarak yapıldı. Aryüs mezhebinde olup, 408’de vefat eden Arkadyus zamanında yandı. Bunun oğlu Teodosyus yeniden yaptırdı. Jüstinyanus zamanındaki ihtilalde yine yandı. Bunun tarafından şimdiki bina yaptırıldı. Jüstinyanus, 565’te ölmüştür. Bunun zamanında, zelzelede kubbesi yıkılmış, şimdiki kubbe 548’de yapılmıştır. Doğudan batıya 81, kuzeyden güneye 73, yüksekliği 57 metredir. Makedonyalı Valis (Balis-I) ve Roman ve Andronik zamanlarında tamir edilmiştir.

29 Mayıs 1453′te (Hicri 857′de) İstanbul fethedilince, Fatih Sultan Mehmet Han Ayasofya’nın camiye çevrilmesini emretmiş ve fethi takiben ilk Cuma namazı burada Akşemseddin hazretleri tarafından kıldırılmıştır. Fatih Sultan Mehmed Han, Ayasofya’yı hayratının ilk eseri olarak, kıyamete kadar cami kalmasını yazılı vasiyet ve vakfetti. Caminin yanına da bir medrese yaptırdı. Müslüman Türkler, Ayasofya’ya daima ilgi duymuşlar, yaptıkları ustaca tamiratlarla bugüne kadar gelmesini sağlamışlardır.