İnternet yayıncılığının yasal zemine oturmasının gerekliğini kaydeden Mustafa Arslan, konuya ilişkin açıklamasında “Bu alan tıpkı özel radyo televizyon yayıncılığı gibi kendiliğinden gelişen ve yasal zemini olmayan bir yayıncılık alanıdır. Toplum hayatında karşılığı olan ve fakat yasal düzenlemeye muhatap olmayan internet medyası sağlıklı bir zeminde yürüyemeyecektir.” dedi. BİK Anadolu Gazete Sahipleri Temsilcisi Mustafa Arslan, internet haberciliğinin her geçen gün daha fazla sayıda takipçiye ulaştığını hatırlatarak, şunları dile getirdi: “BİK Genel Kurulumuz, internet haberciliği alanının etkinliğini tespit ederek, kağıt gazetelerimizin internet haber portallarını kurmasını teşvik etmiştir. Bu isabetli karar eminim ki kağıt gazetelerimiz ile internet haber portallarını bir marka olarak geleceğe taşıyacaktır.
Öte yandan gazete ya da televizyon bağlantısı olmayan, ancak, etkili yaygın ve yerel ölçekte de internet haber siteleri mevcuttur. Bu noktada, neyin yerel neyin yaygın olduğu kavramları birbirine karışmakta, yaygınlık ve yerellikten ziyade evrensellikten bahsetmek mümkün olabilmektedir. Böylesi büyük bir hızla büyüyen ve etki alanını her geçen gün artıran internet haberciliği alanını yasal boşlukta bırakmak çeşitli mahsurları da beraberinde getirmektedir. Cevap ve düzeltme hakkının kullanımı, kişilik haklarının ve telif haklarının korunması boşlukta olan, yargının ancak kıyasen uygulama yaptığı alanlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu alanın daha fazla zaman kaybetmeden düzenlenmesi faydalı olacaktır.”
Arslan, öte yandan sağlıksız bir tartışmanın da gündemde olduğunu hatırlatarak, “İnternet medyası yasal zemine oturtulurken, Basın İlan Kurumu payları da tartışmaya açılmaktadır. Kağıt gazeteler, bekleme süresi, personel sayısı, tiraj, yüzölçümü gibi sıkı takip edilen kıstaslara göre teşvik edilirken, internet sitelerinin de bu paydan yararlanma beklentileri mevcuttur.
Oysa ki yapılması gereken, tıpkı kağıt gazetelere getirilen kıstaslarda olduğu gibi internet haber portallarına da personel, tıklanma sayısı ve benzeri konularda kıstaslar getirilmesidir. İlaveten, mevcut pastadan pay kapma mantığı değil, yeni kaynak oluşturulmasını talep etmek yerinde olacaktır. İnternet habercilerinin BİK’teki mevcut sistemden yararlanma beklentisi söz konusudur. Bu noktada, mecraları karşı karşıya getirmeden, birbirlerinin paylarına göz diken konumuna sokmadan herkesi tatmin edecek bir sistem uygulamaya konulmalıdır. Bizim önerimiz, gazete, radyo-televizyon ve internet habercilik alanlarına mantık bütünlüğü ile bakan bir sistemin geliştirilmesidir. Yapılması gereken, internet mecrasını yasal zemine oturtmak, BİK üzerinden teşvik edilecekse yeni bir kaynak oluşturmak, radyo ve televizyonlardan alınan payları gözden geçirmektir.” dedi.