Posts Tagged ‘Başbakan Erdoğan’

Erdoğan’dan Zana’ya duygulandıran hediye

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Leyla Zana’nın “Başbakan’ın bu işi çözeceğine inanıyorum” sözleriyle başlayan yeni süreçte bugün bir adım daha atıldı. Zana geçen hafta “Ben Başbakan Erdoğan’ın bu işi çözeceğine inanıyorum. Buna dair umudumu da, inancımı da asla yitirmedim” sözlerine Başbakan Erdoğan olumlu karşılık vermişti. Daha sonra ikili arasında bugün için bir görüşme planlandı. Bunun üzerine Leyla Zana saat 14.45 sularında Başbakanlık resmi konutuna geldi. Saat 15.00’te başlayan ve yaklaşık 1.5 saat süren görüşmeye, terörle mücadeleden sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da katıldı.

“ZANA 11’DE AÇIKLAMA YAPACAK”

Zirveyle ilgili Erdoğan’dan gelen açıklama, “Gayet iyi geçti, verimli olduğuna inanıyorum” olurken, ön kapıdan girdiği Başbakanlık Resmi Konutu’ndan gazetecilerin olmadığı protokol kapısını kullanarak ayrılan Leyla Zana, yarın saat 11.00’de Meclis’te bir basın toplantısı düzenleyecek.

ERDOĞAN FULAR HEDİYE ETTİ

Edinilen bilgilere göre, Başbakan Erdoğan görüşmede Zana’ya bir fular hediye etti. Duygu dolu bir atmosferde gerçekleşen görüşmede Zana’nın hediyeye yanıtı, “Beni tahmin edemeyeceğiniz kadar mutlu ettiniz” oldu.

BDP ÇÖZÜME YARDIMCI OLMUYOR

Görüşme, 40 dakika olarak planlanmıştı ancak Zana’nın Kürt sorununa ilişkin gündeme getirdiği konu başlıklarının fazla olması nedeniyle görüşme 1,5 saat sürdü. Görüşmede Erdoğan’ın, Zana’ya ‘Biz bu sorunu çözmek istiyoruz ama BDP bize yardımcı olmuyor. Yürüttüğümüz Milli Birlik ve Kardeşlik projesine katkı sağlamanızı bekliyoruz’ dediği öğrenildi.

Kral çıplak demeye geldim

Görüşme başlarken Zana, Erdoğan’a, “Buraya kral çıplak demeye, gerçekleri anlatmaya geldim” dedi. Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre Erdoğan, Zana’ya, “Biz ‘Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’ süreci içerisinde birçok adım attık. Gördüğüm kadarıyla siz de bizim attığımız adımların doğru olduğu kanaatindesiniz. Silahların susturulması için demokrat isimlerin, sivil toplum örgütlerinin elini taşın altına sokması lazım. Daha fazla kan akmaması için sizden de bu sürece katkı sağlamanızı bekliyoruz” dedi.

Biz barıştık ya, barış gelecek

Zana da sorunun çözümüne ilişkin görüşlerini paylaştığı Erdoğan’a yapılanların yeterli olmadığını, daha ileri ve samimi adımların atılması gerektiğinin altını çizdi. Zana, “Bu sorun ancak güçlü bir siyasi irade tarafından çözülebilir. Şu anda Türkiye’de oluşan olumlu hava çözüm için bir şans. Türkiye’nin herşeyden çok iç barışa ihtiyacı var” dedi. Erdoğan görüşmede daha çok Zana’yı dinledi, Beşir Atalay not tuttu. Zana görüşme bitip ayağa kalkıldığında, “Toplumsal barış için daha ileri ve samimi adımlar lazım” dedi, Erdoğan ise gülerek “Biz barıştık ya, barış gelecek” karşılığını verdi. Başbakan Erdoğan, Leyla Zana’ya kırmızı-beyaz ve lacivert tonlarını taşıyan bir fular hediye etti. Zana yakın çevresine., “Siyah-beyaz bakmadığına ve nezaketine kanıt” dedi.

71 STK’DAN GÖRÜŞMEYE DESTEK:
Anter: Ben artık bedenimi kayanın altına koymaya hazırım (sayfa 2’de)Sayfa: 1 2

Murat Alparslan Ankara’ta tüm oyları aldı

Pazar, Temmuz 1st, 2012

19 Mayıs Stadyumu’nda düzenlenen ve Başbakan Erdoğan’ın da katıldığı AK Parti Ankara İl Başkanlığı’nın 4. Olağan Kongresinde, 571 delege oy kullandı. Murat Alparslan, geçerli oyların tamamını alarak yeniden il başkanı oldu.

Murat Alparslan Ankara’ta tüm oyları aldı

Pazar, Temmuz 1st, 2012

19 Mayıs Stadyumu’nda düzenlenen ve Başbakan Erdoğan’ın da katıldığı AK Parti Ankara İl Başkanlığı’nın 4. Olağan Kongresinde, 571 delege oy kullandı. Murat Alparslan, geçerli oyların tamamını alarak yeniden il başkanı oldu.

Murat Alparslan Ankara’ta tüm oyları aldı

Pazar, Temmuz 1st, 2012

19 Mayıs Stadyumu’nda düzenlenen ve Başbakan Erdoğan’ın da katıldığı AK Parti Ankara İl Başkanlığı’nın 4. Olağan Kongresinde, 571 delege oy kullandı. Murat Alparslan, geçerli oyların tamamını alarak yeniden il başkanı oldu.

Erdoğan partili vekilleri ile yemekte buluştu

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Başbakan Erdoğan, Genel Kurul’da ”3. Yargı Paketi”nin görüşmeleri sırasında TBMM’ye geldi. Kuliste bir süre sohbet eden Erdoğan, ardından milletvekilleriyle birlikte TBMM Üyeler lokantasında yemek yedi.

Basına kapalı gerçekleştirilen yemekte Erdoğan’ın, milletvekillerine çalışmalarından dolayı teşekkür ettiğini bildirildi.

Başbakan Erdoğan, yemeğin ardından TBMM’den ayrıldı.

Erdoğan, Leyla Zana ile görüştü

Pazar, Temmuz 1st, 2012

“Kürt sorunu”yla ilgili daha önce yaptığı açıklamada, ”Ben Başbakan Erdoğan’ın bu işi çözeceğine inanıyorum. Buna olan inancımı yitirmedim. Yitirsem burada olmazdım” diyen Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana Başbakan Erdoğan ile görüşmek üzere Başbakanlık binasına saat 15.00’da geldi.

GAZETECİLERE PROTOKOL KAPISI ÇALIMI

Yoğun güvenlik önlemleri arasında Resmi Konut’a giren Leyla Zana ile Erdoğan’ın görüşmesi yaklaşık bir saat 40 dakika sürdü. Zana’nın Resmi Konut’tan açıklama yapmadan gazetecilerin beklediği kapıdan değil de protokol kapısından ayrılması dikkat çekti.

KUTBETTİN ARZU SÜRPRİZİ

Görüşmeye, Demokratik Açılım’ın koordinatörlüğünü yürüten Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın yanı sıra AK Parti Diyarbakır eski Milletvekili Kutbettin Arzu’nun da katılması dikkat çekti. Görüşmenin sürpriz katılımcısı olan Arzu şu anda Gıda, Tarım ve Köyişleri Bakanı Yardımcılığı görevini yürütüyor. Arzu, geçtiğimiz yerel seçimlerde de AK Parti’nin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayıydı.

DEMOKRATİK AÇILIMA DESTEK İSTEDİ

Görüşmeden sonra Başbakanlık ve Leyla Zana herhangi bir açıklama yapmazken, Başbakan Erdoğan’ın Zana’ya “Yürüttüğümüz Milli Birlik ve Kardeşlik projesine katkı sağlamanızı bekliyoruz” dediği öğrenildi.

“BELKİ ÖMRÜMÜZ YETMEZ AMA BARIŞ GELECEK”

Öte yandan Leyla Zana’nın dün yaptığı açıklama tarihi buluşmanın öncesine damgasını vurmuştu.

Zana, “bu topraklara mutlaka barış gelecek” diyerek şu mesajları vermişti: “Her zaman barışa olan inancımız olmalı ve bu konuda da bilgili olmamız gerekiyor. Hiçbir savaş sonsuza kadar devam etmez. Bu topraklara barış mutlaka gelecek. Bir halka saygılı olmak her iki tarafın da kazancı olacaktır. Dost ve düşman herkes bilsin ki, bu birliktelik bu topraklara mutlaka barışı getirecektir, barış bu topraklarda mutlaka yeşerecektir. Belki bizim ömrümüz yetmez. Ne krallık tahtı, ne iktidarlar devamlı değillerdir. Ancak hizmet yapan hiçbir zaman unutulmayacak.

Başbakan Erdoğan vekillerle görüşecek

Pazar, Temmuz 1st, 2012

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Başbakan Erdoğan’ın bu akşam Meclis’te milletvekilleriyle yemek yiyeceğini söyledi.

Erdoğan: Dış politikada en son CHP konuşsun

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Başbakan Erdoğan, Daha önce, İstanbul’da Şanlıurfa’da en son olarak da Erzurum’da stadyumda kongrelerini yaptıklarını söyledi. Türkiye’de birleştirici olan tek partinin AK parti olduğunu söyleyen Erdoğan, 11 yıl önce kurulan ve 9.5 yıldır iktidarda olduklarını söyledi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”CHP’nin Genel Başkanı bir haftadır biz söz öğrenmiş her yerde onu tekrarlıyor. Neymiş, ‘sıçan geçer, yol olur.’ Sayın Kılıçdaroğlu merak etme biz sizin gibi fareden korkmayız, fare korkusuyla uykusuz kalmayız. Üstelik bu ülkenin aslanları var, o farelere de o kemirgenlere de haddini bildirir. Bizim dış politikamızı eleştirecek en son kişi, CHP Genel Başkanı’dır. CHP yönetimi için dış politika ürkekliktir, CHP yönetimi için dış politika çekingenliktir, CHP yönetimi için dış politika hiçbir şeye karışmadan yerinde oturmaktır. Eğer gerekirse CHP dönemlerinde Türkiye’de nasıl acziyet içinde bir dış politika izlendiğini belgeleriyle ortaya koyarız” dedi.

Erdoğan, CHP’nin yıllarca ”yurtta sulh cihanda sulh” sözünü yanlış anladığını belirterek, ”Bu sözün ardına sığınıp her meseleye mesafeli durdular. Yıllarca Türk dünyasına açılamadılar, Ortadoğu ile konuşamadılar, Batı’ya seslerini çıkaramadılar. Korkaklar zafer abidesi dikemezler. Ürkek dış politikayla ekonomi büyümez, Türkiye büyüyemez. Bugün artık CHP’nin içine kapattığı bir Türkiye yok, CHP’nin içine kapattığı bir Ankara yok” dedi.

“Bugün artık, Ankara, iddiaları hedefleri olan bir dünya başkenti” diyen Erdoğan, Bugün Ankara gündemi belirlenen değil gündem belirleyen bir başkenttir” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütünün belli çevrelerin elinde bir maşa, bir taşeron olduğunu belirterek, ”Allah’ın izniyle, milletimizin desteğiyle biz hem terör örgütüne hem de onu maşa olarak elinde tutan çevrelere karşı, bir tek geri adım atmadan mücadele etmeye devam edeceğiz. İnanıyorum ki bu son saldırıların ardından benim Kürt kardeşlerim de terör örgütünün nasıl bir maşa oluğunu gördüler, anladılar. Türkiye düşmanı, millet düşmanı, Kürt kardeşlerimin aleni düşmanı olan bu örgüte de ona ihale veren çevrelere de ona göz yuman, ona müsamaha gösteren çevrelere de Türkiye gerekeni yapmaya kararlı bir şekilde devam edecektir” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Şu anda dünyada savunma sanayinde öne çıkan, dikkati çeken iddia sahibi bir Türkiye var, bir Ankara var. İşte böyle bir Türkiye, böyle bir Ankara, hem çevremizde hem dünyada birilerini, bazı çevreleri rahatsız ediyor. Ekonomisiyle güçlü Türkiye’den rahatsız olanlar var” dedi.

Erdoğan, 19 Mayıs Stadyumu’nda düzenlenen AK Parti Ankara İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisinin 2002 yılından bu yana gösterdiği gelişmeye dikkati çekti.

Türkiye’nin 2002 yılında 230 milyar dolar olan milli gelirinin bugün 3 kat artarak 772 milyar dolara yükseldiğini belirten Erdoğan, 2023’teki hedeflerinin ise 2 trilyon dolar olduğunu söyledi.

Kişi başı milli gelirin, 2002’de 3 bin 500 dolar olduğunu, 2011 yılı sonu itibarıyla ise 10 bin 444 dolara çıkardıkları rakamın 2023 yılında 25 bin dolar olacağını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

”2002’de ihracat neydi, 36 milyar dolar. Bugüne kadar 3 kattan fazla artırdık. Son 2011, 135 milyar dolar. Geçen ay sonu itibarıyla 140 milyar dolara ulaştık. 2023 hedefimiz, 500 milyar dolar ihracata ulaşacağız. Dış ticaret hacmi 2002’de 88 milyar dolar, şimdi 376 milyar dolar. 2023’te inşallah hedef 1 trilyon dolar dış ticaret hacmine ulaşacağız. İktidarı kimden aldık, MHP’den, DSP’den, ANAP’tan aldık ve IMF’ye olan borcumuz neydi, 23,5 milyar dolardı. Bakın gazetelerde, kavgalar oluyor son günlerde, ’40 milyar dolar, IMF’den borç aldınız’ diyorlar, bu parayı nerede kullandınız? Bize devrederken, 23,5 milyar dolarla devrettiler. Ama şimdi bizim IMF’ye olan borcumuz ne, 1,7 milyar dolar. Nereden nereye. Merkez Bankası’nın kasasında ne vardı? 27 milyar dolar. Peki şimdi Merkez Bankası’nın kasasında döviz rezervimiz ne? 94 milyar dolar. Hedefimiz, yıl sonu itibarıyla, inşallah 100 milyar dolara ulaşmak. Böyle güçlü bir yapımız olmamış olsa zaten bu adımları atmakta da zorlanırız. Türkiye’yi sağlık altyapısıyla, ulaştırma, turizm, enerji altyapısıyla, dünyanın modern bir ülkesi, parmakla gösterilen ülkesi haline, refah, huzur, güvenlik ülkesi konumuna inşallah getireceğiz. Bir dünya başkenti konumuna yükselttiğimiz Ankara’yı, sözü daha fazla dinlenen, daha itibarlı, daha güçlü, görüşleri dikkatle izlenen başkent konumuna yükselteceğiz.”

-”Teröristlerle mücadeleyi kendi helikopterlerimizle yapacağız”-

 Kurtuluş Savaşı hazırlıklarına Ankara’da başlandığında, askeri olarak çok büyük yoksulluklar yaşandığına, top, tüfek, mermi sıkıntısı çekildiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:

”Kahraman kadınlarımız, sırtlarında, kağnılarda bebeklerini soğuğa kurban vererek, çamur içinde ordumuza cephane taşıyordu. Bugün nereye geldik biliyor musunuz? Çarşamba günü, Ankara’nın Kazan ilçesindeydim. TUSAŞ’ta çok önemli bir törene iştirak ettik. Önce, orada kendi imal ettiğimiz Türk mühendislerin, Türk teknisyenlerin, Ankara’da imal ettiği insansız hava uçaklarımızı inceledik ve insansız hava aracı olarak önce şöyle bir ANKA’yı izledik. Kendi uçağımız ANKA uçuşunu yaptı, onu gördük. Hamd olsun, bugünü de gördük. Ardından yine kendi mühendislerimizin, kendi teknisyenlerimizin, kendi şirketlerimizde ürettiğimiz ATAK savaş helikopterinin oradaki manevrasını gördük. İnşallah gelecekte terörizmle, teröristlerle mücadeleyi kendi helikopterlerimizle yapacağız. Her türlü hareketi yapabilen ve motoru çok güçlü olan ATAK helikopterlerimizi, Göktürk Gözlem Uydumuzu inceledik. Hemen arkasında HÜRKUŞ uçağımızın, onun da tanıtımını yaptık. HÜRKUŞ isminde bu uçağımızın da tanıtımını yapmak suretiyle adımını attık. İşte nerelerden, nerelere geldik.”

-”Karanlık senaryoların tamamını aşar geçeriz”-

”Şu anda kendi piyade tüfeğini, kendi gemisini, kendi uçağını, topunu, helikopterini, roketlerini imal eden bir Türkiye var” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

”Şu anda dünyada, savunma sanayinde öne çıkan, dikkati çeken iddia sahibi bir Türkiye var, bir Ankara var. İşte böyle bir Türkiye, böyle bir Ankara hem çevremizde hem dünyada birilerini, bazı çevreleri rahatsız ediyor. Ekonomisiyle güçlü Türkiye’den rahatsız olanlar var. Savunma sanayisiyle güçlü Türkiye’den rahatsız olanlar var. 2023 hedeflerine kararlıkla ilerleyen Türkiye’den rahatsız olanlar var. Dış politikasıyla aktif bir Türkiye’den rahatsız olanlar var. İşte bu rahatsızlıktan dolayı belli ülkeler, belli çevreler terör örgütünü besliyor, büyütüyor ve üzerimize gönderiyor. İşte bu rahatsızlıktan dolayı kukla diktatörleri kışkırtıp üzerimize gönderiyorlar. Biz bunları Allah’ın izniyle aşarız. Bunlar problem değil. Biz bu karanlık senaryoların tamamını aşar geçeriz. Terör örgütlerine, teröre yataklık yapan çevrelere Türkiye haddini, hududunu bildirecek güce sahiptir.

Bakın dün Erzurum’da da söyledim. Terör örgütü hem Türkiye’ye hem de Kürt kardeşlerimize nasıl bir ihanet, nasıl bir hıyanet içinde olduğunu açıkça ispat etmiştir. Terör örgütü, belli çevrelerin içinde bir maşa olduğunu, bir taşeron olduğunu artık açıkça göstermiştir. Allah’ın izniyle, milletimizin desteğiyle hem bu terör örgütüne hem de onu elinde maşa olarak tutan çevrelere karşı bir tek adım geri atmadan mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu son saldırıların ardından benim Kürt kardeşlerim de terör örgütünün nasıl bir maşa olduğunu gördüler ve anladılar. Türkiye düşmanı, birlik düşmanı, Kürt kardeşlerimin aleni düşmanı olan bu örgüte de ona ihale veren çevrelere de ona göz yuman, ona müsamaha gösteren çevrelere de Türkiye gerekeni yapmaya kararlı bir şekilde devam edecek.”

-Ankara için tasarlanan projeler-

Başbakan Erdoğan, ”Geçen yıl 25 Mayıs’ta, Ankara için tasarlanan dev projelerden bahsettiğini” anımsatarak, bu doğrultuda Ankara’yı savunma sanayinin merkezi yapacaklarını belirterek, ”Radar Tasarım ve Üretim Merkezi’ni, inşallah Gölbaşı’nda kuruyoruz” dedi.

Erdoğan, Ankara’da ayrıca 300 bin metrekare kapalı alana sahip adalet sarayı projesiyle ilgili somut adımlar attıklarını, Etlik’te 3 bin 500, Bilkent’te ise 3 bin 600 yataklı şehir hastanesi yaptıklarını ve başkentin beşinci devlet üniversitesi olan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi için de Esenboğa beldesinde 3 bin dönüm araziyi kampüs alanı olarak tahsis ettiklerini bildirdi.

Ankara’da uluslararası standartlarda bir fuar merkezi inşa edeceklerini, hayvanat bahçesi ve ”Tema Park” projesi için Atatürk Orman Çiftliği’nde 2 milyon 100 bin metrekare alanın Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edildiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

”Geçen yıl 25 Mayıs’ta sizlere bir müjde vermiştim, Ankara-Niğde, Ankara-İzmir, Ankara-Samsun arasında 3 tane otoyol inşa edeceğiz ve karayolları noktasında Ankara’yı merkezi konuma getireceğiz. Söz verdiğimiz bu otoyol projerimizle ilgili somut adımlar atılmış durumda. Ankara metrolarının yapım çalışmaları, Ulaştırma Bakanlığımız tarafından hızla devam ettiriliyor. Kızılay-Çayyolu metro hattını ve Batıkent-Sincan-Törekent hattını 2013 yılı sonunda, Tandoğan-Keçiören metro hattını da 2014 yılında tamamlayıp hizmete açacağız. Şehir içinde demiryolu çalışmalarımız devam ediyor. Keçiören ile İstanbul Bulvarı arasında 3 geliş, 3 gidiş yönlü olarak projelendirilen tünelin altyapı çalışmaları devam ediyor. İnşallah 2 yıl içinde bitirmeyi hedefliyoruz.”

Erdoğan, Ankara’da tüm bu inşaatlar nedeniyle trafikte bazı sıkıntılar yaşandığına da değinerek, vatandaşlardan mümkün olduğunca özel araçlarını değil toplu taşıma araçlarını kullanmalarını istedi.

Kuzey Ankara Protokol Yolu Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde 8 bin hak sahibine bu yıl başında konutlarını teslim ettiklerini anımsatan Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediyesi aracılığıyla yapılan Güneykent Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında konut inşaatlarına başladıklarını, Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde inşa edilen konutların ilk kısmını teslim ettiklerini belirtti. 

Başbakan Erdoğan, yapılan 4 yeni ihaleyle hak sahiplerine teslim edilecek daire sayısının 2014 yılına kadar 5 bini bulacağını belirterek, ”Dikmen Vadisi dördüncü ve beşinci etaplarına da bu yıl içinde başlıyoruz. Daha birçok yatırımlarla Ankara değişiyor, değişmeye devam ediyor” diye konuştu.

Erdoğan, Ankara’ya ayrıca çok daha büyük ve modern bir şekilde stat yapılacağını, bununla ilgili gerekli talimatı Gençlik ve Spor Bakanlığı’na verdiğini bildirdi.

-AK Parti Ankara İl Başkanı Murat Alparslan-

AK Parti Ankara İl Başkanı Murat Alparslan da ”Millete tepeden bakanlar bizi anlayamaz. Biz milletin kendisiyiz. Biz hor görmek değil, hor görülenlere sahip çıkmak için çalışmaya devam edeceğiz. Hedefimiz yeniden büyük Türkiye’yi inşa etmektir. Amacımız sevgiyi ve kardeşliği bin yıldır olduğu gibi bu topraklar üzerinde pekiştirmektir” dedi.

Bugün 10 yıl öncesine göre çok farklı bir Türkiye’de yaşanıldığını vurgulayan Alparslan, ”10 yıl önce konuşulması hayal bile edilemeyen şeylerin konuşulduğu bir Türkiye var. Uluslararası arenada itibarlı bir Türkiye var” diye konuştu.

-Kongreden notlar-

19 Mayıs Stadı’ndaki kongreye, Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Beşir Atalay ve Ali Babacan, AK Parti Genel Sekreteri Haluk İpek, AK Parti Genel Başkan yardımcıları Zelkif Kazdal, Bülent Gedikli, Salih Kapusuz, Ekrem Erdem, AK Parti Kadın Kolları Başkanı Güldal Akşit, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve milletvekilleri katıldı. 

Başbakan Erdoğan’ın futbol oynadığı dönemde çekilmiş bir fotoğrafının yanında, ”Statlar Böyle Kaptan Görmedi” yazılı pankart dikkati çekti. 

Erdoğan’ın konuşması sırasında tribünde, Beşşar Esed’in fotoğrafının bulunduğu ve ”Bu Sana Son Uyarı; Oğlum Bak Git” yazılı pankart açıldı. 

Stadyumda ayrıca ”Büyük Usta Sıra Çankaya’da” ve ”Biz Huzuruz, Güveniz, İstikrarız, Kardeşliğin Adresiyiz” pankartları yer aldı.

Erdoğan’dan Zana’nın yapacağı açıklamaya dikkat

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana ile görüşmesine ilişkin olarak, ”Gayet iyi geçti. Gayet verimli olduğuna inanıyorum” dedi. Erdoğan, TBMM’ye gelişinde gazetecilerin görüşmeye ilişkin sorularını yanıtladı. ‘

Bir basın mensubunun “Leyla Zana ile bir görüşme yaptınız, nasıl geçti?” sorusuna Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Gayet iyi geçti, gayet verimli olduğuna inanıyorum. Ama konuyla ilgili Leyla Hanım kendileri zannediyorum yarın bir basın açıklamasıyla onlar açıklayacaklar. Dolayısıyla benim bunun ötesinde bir açıklama yapmam doğru değil” dedi.

“Tekrar bir görüşme yapacak mısınız? Böyle bir randevulaşma oldu mu?” sorusuna da Başbakan, “Yok” demekle yetindi.

Başbakan, saat 20.00’de milletvekillerine TBMM’de bir yemek verecek.

Zana’nın yarın saat 11.00’de Meclis’te basın toplantısı düzenleyeceği ve görüşmeyle ilgili bilgi verecek.

Erdoğan: Ayağımıza çelme atacaklar diye duramayız

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Bir yandan terörle kararlı şekilde mücadele etmeye, diğer yandan, Doğu Akdeniz’de,13 mil açıkta, uluslararası sularda uçağımıza yönelik saldırının hesabını sormaya devam edeceğiz. İtidali, soğukkanlılığı, sağduyuyu elden bırakmayacağız. Hukukun dışına asla çıkmayacağız. Savaş çığırtkanlarına kulak asmayacağız. Ancak, korkuya, pısırıklığa, çekingenliğe de asla teslim olamayacağız” dedi.

Başbakan Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan Ulusa Sesleniş konuşmasında, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Sözlerine, ”Türkiye, son 9,5 yılda her alanda çok büyük başarılara imza attı” diyerek başlayan Erdoğan, ekonomide, demokratik hak ve özgürlüklerin genişletilmesinde, sosyal politikalarda, iç ve dış politikada 2023 hedeflerine doğru kararlılıkla ilerlediklerini ifade etti.

Türkiye’nin ”çok zor bir coğrafyada” yer aldığına dikkati çeken Başbakan Erdoğan, Ortadoğu Kafkasya, Balkanlar, Akdeniz ve Kuzey Afrika’da zaman zaman olumsuzluklar yaşanabildiğini kaydetti. Türkiye’nin bu bölgelerin en ortasında yer alan bir ülke olarak, bütün olumsuzluklara rağmen, ”bir istikrar adası, bir huzur ve güvenlik adası olma” vasfını muhafaza ettiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, ”Biz, bölgemizdeki birçok ülkenin tersine, kökleri çok eskiye uzanan, kadim bir devlet geleneğine sahibiz. Millet olarak bizler, merkezinde bulunduğumuz bu coğrafyada, bin yılı aşkın bir süredir sağduyunun, soğukkanlılığın, itidalin, en önemlisi de hakkın, hukukun, adaletin yanında olduk. Ecdadımızdan aldığımız mirasla, atalarımızdan, kadim devlet geleneğimizden, zengin medeniyetimizden aldığımız ilhamla, biz her zaman büyük devlet refleksi gösterdik. İşte bu vasfımızdan dolayı, biz, içinde bulunduğumuz zor coğrafyada, bağımsız, özgür, istikrarlı bir devlet olarak yolumuzda kararlılıkla ilerliyoruz” diye konuştu.

-”Bu coğrafyada yer alan halklar, tarihin birbirine kardeş eylediği halklardır”-

Komşu ülkelerin de büyümesi, huzur ve istikrara kavuşması, bölgesel sorunların bir an önce çözülmesi için çok yoğun gayret sarfettiklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

”İçinde bulunduğumuz coğrafya, maalesef bin yılı aşkın bir süredir kan ve gözyaşıyla yıkanan bir coğrafya. 13 asır önce, Kerbela’da, Hazreti Peygamberimizin mübarek torunu Hazreti Hüseyin ve ailesi, son derece acımasız bir savaşta katledilmişti. O tarihten itibaren, ne yazık ki bu coğrafyada kan ve gözyaşı hiç dinmedi. Yaşanan bu acı hadiseye rağmen, ihanetler, kardeş kavgaları, mezhep çekişmeleri, terör, yoksulluk maalesef sona ermedi. Biz, Türkler olarak, Kürt kardeşlerimizle, Arap kardeşlerimizle, bu coğrafyadaki tüm etnik gruplarla, her zaman istikrarı, huzuru, güvenliği tesis etmenin mücadelesi içinde olduk. Dikkatinizi çekiyorum: Büyük Selçuklu Devleti’nden bugüne kadar, millet olarak biz her zaman barışın, uzlaşmanın, kucaklaşmanın, bir ve beraber olmanın, kardeş olmanın bayraktarlığını üstlendik. Bağdat, Basra, Aden Körfezi, Kahire, Kudüs, Şam, özellikle de Mekke ve Medine tehdit edildiğinde, tamamen insani duygularla, vicdani duygularla, medeniyetimizin bize yüklediği sorumlulukla, tehditlere karşı kimi zaman tek başımıza göğüs gerdik. Bütün bu coğrafyada yer alan halklar, tarihin birbirine kardeş eylediği halklardır. Bu coğrafyada, biz bin yılı aşkın bir süredir aynı kaderi paylaşıyoruz. Bu bölgede, hüznümüz bir oldu, kederimiz bir oldu, sevincimiz, coşkumuz, heyecanımız bir oldu. Bugün de aynı şekilde, çok geniş bir bölge içinde, tüm halkların kalpleri ortak atıyor.”

-”Dış ticaretteki artış, komşularımızla kucaklaşmanın eseridir”-

AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılı sonunda Türkiye’nin dış ticaret hacminin 88 milyar dolar seviyesinde olduğunu hatırlatan Erdoğan, 2011 sonunda, bu rakamın 4 kattan fazla artarak 376 milyar dolara ulaştığını belirterek, ”İşte bu büyük artış, bizim yüz yıldır sırtımızı döndüğümüz komşularımızla kucaklaşmanın bir eseridir. Türkiye’nin bu oranda büyümesi, dış ticaretini, turizm gelirlerini, turist sayısını, yatırımlarını artırması, bizim aktif dış politikamızın eseridir. İşte 2002 yılının sonunda göreve geldiğimizde bizim ülkemize gelen turist sayısı 13 milyondu gelirimiz 8,5 milyar dolardı. Ama şimdi ülkemize gelen turist sayısı 31,5 milyon seviyesine çıktı, gelirimiz de 23 milyar dolara ulaştı. Bu dünya ile kucaklaşmanın dünya ile aramızdaki ilişkileri artırmanın bir neticesidir” diye konuştu.

-”Bu milletin tarihinde hiçbir zaman pısırıklık, korkaklık olmadı”-

”Dünyanın hemen her başkentine ulaştık, bazı başkentlere defalarca gittik, sorunları masaya yatırdık, çözdük, çözüm yoluna koyduk” diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

” İşbirliğini kat kat artırdık. Sadece ben değil tüm bakan arkadaşlarım aynı şekilde dolaştılar. Giderken yanımıza iş adamlarımızı da aldık. Onlarla beraber tüm dünyayı dolaştık. Açıkçası, Türkiye için başka bir yol, başka bir çare, başka bir yöntem yoktur. Biz, içimize kapanarak değil, olabildiğince çevremizi kucaklayarak büyüyebiliriz. On yıllar boyunca içine kapanan Türkiye büyüyemedi, gelişemedi, sorunlarına çözüm üretemedi. Kendisini on yıllar boyunca dış dünyaya, komşularına, dost ve kardeş halklara kapatan Türkiye, darbelerle, çete faaliyetleriyle, yasaklarla, kısıtlamalarla, her alanda geriye gitti, yoksullaştı. Biz, ayağımıza çelme takacaklar, yolumuzu kesecekler diyerek yola çıkmaktan korkan bir millet değiliz. Biz, tehditlere boyun eğecek bir millet, böyle bir devlet, böyle bir ülke hiç değiliz. Bu milletin tarihinde hiçbir zaman pısırıklık, korkaklık olmadı. Bizim Milli Marşımızın, İstiklal Marşımızın ilk kelimesi, dikkatinizi çekiyorum, ‘korkma’ kelimesidir. Bizim ve milletimizin lügatinde korku yoktur.”

-”Savaş çığırtkanlarına kulak asmayacağız”-

Başbakan Erdoğan, konuşmasında Suriye’nin uluslararası sularda Türk jetini düşürmesine de değinerek, ”Ne terör tehdidine ne de kukla diktatörlerin kışkırtmalarına da asla ve asla boyun eğmeyecek, 2023 hedeflerimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Türkiye’nin büyümesi karşısında ortaya konan bu tür alçakça eylem ve saldırılara karşı kesinlikle kesin tavırlı olacak aldırış etmeyeceğiz. Bu aziz millet, eşkıyanın, çapulcuların, çetelerin, kuklaların tehdit ve kışkırtmalarına eyvallah edecek bir millet değildir. Bu aziz millet, haince, alçakça saldırılar karşısında geri adım atacak bir millet asla değildir” dedi.

”Bir yandan terörle kararlı şekilde mücadele etmeye, diğer yandan, Doğu Akdeniz’de, 13 mil açıkta, uluslararası sularda uçağımıza yönelik saldırının hesabını sormaya devam edeceğiz” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü :

”İtidali, soğukkanlılığı, sağduyuyu elden bırakmayacağız. Hukukun dışına asla çıkmayacağız. Savaş çığırtkanlarına kulak asmayacağız. Ancak, korkuya, pısırıklığa, çekingenliğe de asla teslim olamayacağız. Ecdadımızdan aldığımız ruhla, cesaretle, onlardan devraldığımız mirasla, biz hem ülkemizi büyütmeye, hem de bölgemizde hakkı, hukuku savunmaya devam edeceğiz. Göreceksiniz, kazanan her şekilde Türkiye olacaktır. Türkiye’nin büyümesinden rahatsız olanlar, Türkiye’nin huzur ve istikrarına, kardeşliğine kastedenler, milletimizin birliği ve dayanışması karşısında göreceksiniz eriyip gidecekler.”

Terör saldırılarında şehit olan asker ve polislere Allah’tan rahmet dileyen Erdoğan, ”Akdeniz’de, uluslararası sularda namert bir saldırıyla düşürülen uçağımızın pilotlarıyla ilgili umutlarımızı da muhafaza ediyoruz. Umutlarımızı halen koruduğumuz bu süreçte pilotlarımızın ailelerine de sabır ve metanet diliyorum” dedi.

-”Terör örgütü hiçbir zaman hak mücadelesi vermedi ve vermiyor”-

Türkiye’nin büyüyüp kalkınmasının bazı çevreleri rahatsız ettiğini söyleyen Erdoğan, ”Türkiye’nin güçlü bir ekonomiyle, aktif bir dış politikayla, bölgesinde ve dünyada etkin bir güç olmasını bazı çevreler hazmedemiyorlar. İşte bu çevreler, kimi zaman terör örgütlerini, kimi zaman da kukla diktatörleri maşa olarak kullanarak Türkiye’yi yürüyüşünden alı koymaya çalışıyorlar. Biz, yaklaşık 30 yıldır, terör örgütünün ihanet içinde olduğunu ifade ediyoruz. Evet terör örgütü ihanet içindedir. Sadece Türkiye’ye, sadece Türklere karşı değil, bizim Kürt kardeşlerimize karşı da tam bir ihanet içindedir” ifadelerini kullandı.

”Terör örgütü, bugün, Türkiye’nin hasmı çevrelerin maşası olduğunu, onların taşeronu olduğunu artık çok daha net biçimde göstermiştir” diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti :

”Terör örgütü hiçbir zaman hak mücadelesi vermedi ve vermiyor. Terör örgütünün saldırıları, benim Kürt kökenli vatandaşlarıma 30 yıl boyunca hiçbir hak sağlamamış, tam tersine onları acıya, kana ve gözyaşına boğmuştur. Türkiye, en uzun sınırı paylaştığı Suriye ile çok ciddi ve milli bir meseleyle uğraşırken, terör örgütünün Doğu ve Güneydoğuda alçakça eylemlerini artırmış olması, altı mutlaka ve mutlaka çizilecek bir husustur. Askerimize ve polisimize yönelik son saldırılar, terör örgütünün nasıl bir ihanet içinde olduğunun en somut delilidir. Bu örgüt, Kürt olmadığını, Müslüman hiç olmadığını, Türkiyeli de olmadığını artık bu son saldırılarla tartışmaya mahal bırakmayacak derecede açıklığa kavuşturmuştur. Terör örgütünün yegâne amacı ve yegâne işi, Türkiye düşmanı, Türklerin, Kürtlerin, Arapların, diğer tüm kardeş halkların düşmanı olan çevrelere taşeronluk yapmaktır.”

Erdoğan: Türkiye asla tribünlerde kalamaz

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Atatürk Üniversitesi, Doğu’nun en büyük üniversitelerinden biri olarak, içinde hikmet, nur, aydınlanma olan bilgi gerçeğinin somut bir abidesidir” dedi.

Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü, Başbakan Erdoğan’a, uluslararası ilişkiler alanında fahri doktora unvanı verdi. Bu amaçla düzenlenen törene katılan Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada, tevdi edilen fahri doktora unvanından dolayı çok büyük bir gurur ve heyecan duyduğumu ifade etti.

Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak’a, üniversite senatosuna ve tüm çalışanlara teşekkür eden Erdoğan, Atatürk Üniversitesi’nin sadece Erzurum ve Türkiye’nin değil, tüm Doğunun en önemli ve en görkemli üniversitelerinden biri olduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

”Latinlerin, daha geniş manada Batılıların sıkça kullandığı bir deyim vardır; ‘ışık, doğudan yükselir’… Elbette burada ışıktan kasıt güneş değil. Belli ki Batılılar, Doğu’da üretilen ve dünyayı sarmalayan, bilginin yanında hikmeti, aydınlanmayı, nuru içeren ilimi kastediyorlar. Açıkçası, Atatürk Üniversitesi, Doğu’nun en büyük üniversitelerinden biri olarak, içinde hikmet, nur, aydınlanma olan bilgi gerçeğinin somut bir abidesidir.

Ben, Atatürk Üniversitesi’nin omuzlarında çok büyük bir ağırlık, büyük bir mesuliyet olduğuna inanıyorum. Türkiye’nin en eski üniversitelerinden biri, Doğu’nun bir üniversitesi, Erzurum gibi büyük bir ilim şehrinin eğitim yuvası olarak, Atatürk Üniversitesi üzerinde büyük bir misyonu taşıyor. Bu üniversite, ışığın Doğu’dan yükseldiğini tüm dünyaya ispat etmek gibi bir mükellefiyetin içindedir. Bu üniversite, Doğu’nun, hikmetle, bilginin ışığıyla, aşkla yoğrulmuş eğitim kültürünü gelecek nesillere, yarının dünyasına taşımakla sorumludur.

Aynı zamanda bu üniversite, gerek Türkiye’de gerek Doğumuzdaki ülkelerde, her üniversite için örnek olmak, model olmak zorundadır. Türkiye’de, üniversitelerle birlikte başlayan yeni süreçte, Atatürk Üniversitesi’nin üzerindeki bu tarihi sorumluluğu ve misyonu hakkıyla yerine getireceğine inanıyorum.”

-”Atatürk Üniversitesi’ni desteklemeye devam edeceğiz”-

Son 9,5 yılda kurulan 92 yeni üniversiteyle Türkiye’de toplam üniversite sayısının 168’e ulaştığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, Hükümet olarak tüm üniversiteleri en güçlü şekilde desteklerken, Atatürk Üniversitesi gibi, konumu, tarihi misyonu, potansiyeli güçlü olan üniversiteleri de daha farklı şekilde desteklemeye devam edeceklerini vurguladı.

AK Parti hükümeti döneminde Atatürk Üniversitesi’ne çok büyük yatırımlar yaptıklarını ve önemli birimler kazandırdıklarını dile getiren Erdoğan, hükümetleri döneminde Atatürk Üniversitesi bünyesinde 1 enstitü, 8 fakülte, 1 yüksekokul, 4 meslek yüksekokulu, 1 devlet konservatuvarı ve 11 araştırma ve uygulama merkezinin hizmete girdiğini kaydetti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Dış politikada tribünlerde kalmak, Türkiye’ye çok ağır bedeller ödetti. Türkiye, tribünlerde kalabilecek bir ülke asla değildir. Türkiye, mutlaka ve mutlaka sahaya inmek, sahada kalmak zorunda olan bir ülkedir” dedi.

Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü, Başbakan Erdoğan’a fahri doktora unvanı verdi. Bu amaçla düzenlenen törende bir konuşma yapan Erdoğan, Atatürk Üniversitesi bünyesinde Atateknokent Teknoloji Geliştirme Bölgesi’ni kurduklarını söyledi.

Atatürk Üniversitesi bünyesinde dünyanın dördüncü, Avrupa’nın ikinci büyük Uzay Gözlem Merkezi’ni kuracaklarını açıklayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

”Atatürk Üniversitesi’nin Almanya’da Avrupa kampüsünü kuruyoruz. Bununla ilgili gerekli antlaşmaları yaptık. Berlin bölgesinde Nöbranburg kentinde, 86 bin metrekare arazi üzerinde 80 bin metrekare kapalı alana sahip bir kampüs inşa ediyoruz. Bu kampüs, Almanya ve Avrupa’daki Türk nüfusuna hitap edecek ve Türk Dili ve Edebiyatı ile İlahiyat bölümlerinden oluşacak.

Üniversite bünyesinde, ülkemizin doğusunda bir ilk olacak şekilde, 700 dönümlük arazi üzerinde, ‘Engellilerin Eğitimine yönelik Bilim, Müze, Tabiat Parkı’ projemizin çalışmalarına başladık. Yine üniversitemiz bünyesinde yarı olimpik spor kompleksinin de yapımı devam ediyor, bunu da en kısa zamanda tamamlayıp öğrencilerimizin hizmetine sunacağız.

Biliyorsunuz Erzurum’a 2010 yılında ikinci bir üniversite kazandırdık ve Erzurum Teknik Üniversitesi’ni kurduk. Bu üniversitemizin bünyesinde 6 fakülte, 3 enstitü ve 1 yüksekokul hizmete girdi. Bu ikinci üniversitenin, Atatürk Üniversitesi’nin üzerindeki yükü önemli ölçüde alacağına, Erzurum’da eğitim kalitesini daha yükseğe çıkaracağına inanıyoruz.”

-”Şimdi teori ile pratiği yakalayan bir yapıyı hayata geçiriyoruz”-

Üniversite öğrencilerini desteklemek için de Erzurum’da büyük yatırımlar yaptıklarına işaret eden Başbakan Erdoğan, bu konuda yapılan çalışmalardan örnekler verdi.

Burs ve kredi noktasında öğrenciler için çok önemli adımlar attıklarını belirten Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

”Eğitime yaptığımız çok büyük yatırımlarla, eğitimin altyapısına olduğu kadar, kalitesine yönelik reformlarla, Türkiye’de eğitim anlayışını artık kökten değiştiriyor, küresel rekabette iddia sahibi olacak bir eğitim sistemini Türkiye’ye kazandırıyoruz.

Üniversitelerin fonksiyonu, takdir edersiniz ki sadece eğitim vermekten ibaret değildir. Son yıllara kadar aslında Türkiye’de eğitim yoktu. Olsa olsa öğretim vardı. Eğitime yeni yeni geçen bir Türkiye var. Şimdi eğitim ve öğretimi iç içe birlikte yürütür hale geliyoruz. Şimdi teori ile pratiği yakalayan bir yapıyı hayata geçiriyoruz. 

Üniversiteler, şehirlere, içinde bulundukları bölgelere, ülkelere, halklara yol gösteren, geniş ufuklar açan, sorular sorduran kurumlardır. Hele ki Erzurum gibi kadim bir şehirde, Erzurum gibi coğrafi olarak çok önemli bir kavşakta bulunan bir şehirde, üniversiteler için çok daha fazla fırsat ve imkan olduğunu düşünüyorum.”

-”Türkiye’yi dış siyasette idare-i maslahatçı bir ülke konumundaydı”-

Türkiye’nin Kafkaslar’a, Türk dünyasına ve Ortadoğu’ya açılan kapısı olan Erzurum’da, üniversitelerin, başta dış politika ve ekonomi olmak üzere her alanda etkin bir rol ve etkin bir rehberlik vazifesi yüklenmeleri gerektiğini vurgulayan Erdoğan, Erzurum Atatürk Üniversitesi’nin kuruluş hikayesinin çok çarpıcı olduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

”Gazi Mustafa Kemal, 1937 yılında, Doğu’da büyük bir üniversite kurulmasının gerekli olduğunu ifade ediyor ve bununla ilgili talimatları veriyor. Ancak Gazi’nin 1 yıl sonra vefatıyla Doğu’ya üniversite kurulması da erteleniyor, unutuluyor ya da unutturuluyor. 1951 yılında, Merhum Menderes döneminde Gazi’nin bu talimatı hatırlanıyor ve Erzurum’da bir üniversite kurulması çalışmaları başlıyor.

Bu kısa tarihçe, aslında bize Türkiye’nin idaresi hakkında çok önemli ipucları veriyor. Türkiye, 1950 yılına kadar, içe dönük, dışa kapalı bir toplum görüntüsü verdi. 1950-1960 yılları arasında, Menderes döneminde bu içe kapanık yapı kırılırken, 1960 darbesiyle birlikte Türkiye yeniden içine kapandı.

Bu kısır döngü 1980’lere, Özal dönemine kadar devam etti. İçe kapanık Türkiye’de, iç siyaset ile dış siyaseti ayrıştıran, dış siyasette sorun yaşamamayı esas alan bir anlayış vardı. Sorundan uzak durma kaygısı, Türkiye’yi dış siyasette idare-i maslahatçı bir ülke konumuna sürüklemişti. Türk dış politikası statik yani durağan bir vizyona sahipti.”

-”Risk almazsanız başarıyı yakalayamazsınız”-

Tarih, kültür, medeniyet birikimini, komşuları, kardeş ve akraba toplulukları yok sayan bir dış politikanın Türkiye siyasetine egemen olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şu anda kimilerinin çıkıp Türkiye’nin mevcut dış politikasını eleştirdiğini dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, şöyle dedi:

”Bu eleştiriler son derece manidardır. Zira bu eleştiriler, işte o 1940 model dış politika anlayışının bir tezahürüdür. ‘Aman sorun çıkmasın’ diyerek, Türkiye’de çok uzun yıllar dış politikada adım dahi atılmamıştır. ‘Aman risk almayalım, aman hiç kimseyi ürkütmeyelim’ diyerek, Türkiye’nin dış politikada on yılları çarçur edilmiştir.

Ekonomi bir risktir, siyaset bir risktir. Aslında hayat bir risktir. Risk almazsanız başarıyı yakalayamazsınız. Dış politikada tribünlerde kalmak, Türkiye’ye çok ağır bedeller ödetti. Türkiye, tribünlerde kalabilecek bir ülke asla değildir. Türkiye, mutlaka ve mutlaka sahaya inmek, sahada kalmak zorunda olan bir ülkedir. Bunun riskleri olabilir, bunun geçiş süreçleri olabilir, zaman zaman sorunlar yaşanabilir. Ancak, ‘sorun çıkacak’ diyerek, Türkiye pısırık bir politikayı, geleceğe ağır faturaları olan bir politikayı bu saatten sonra idame ettiremez, ettirmeyecektir.

Bugün Türkiye, statik dış politikadan dinamik dış politikaya geçmiştir. Türkiye’nin dünya ile arasındaki perde kalkmıştır, ufku genişlemiştir.”

-Yeni Türkiye-

Türkiye’nin, tarihsel, kültürel coğrafyasıyla ve bu coğrafyanın halklarıyla yeni ve samimi ilişkiler kurduğunu ve bunun da olumlu sonuçlarını aldığını vurgulayan Erdoğan, Türkiye’nin, iç ve dış siyasetin birlikteliğini ve ekonomi ile dış politikanın kenetlenmişliğini bu dönemde keşfettiğini ifade etti.

Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

”Türkiye, sadece dış politika anlayışını değiştirmekle kalmamış, dış politikasıyla bölgesine ve dünyaya model olmuştur, ilham kaynağı olmuştur. Bu anlayışla da zulümlere itiraz eden, hakkı savunan, zalimin karşısında duran, özgürlükleri sonuna kadar ve samimi şekilde savunan yeni bir Türkiye inşa edilmiştir.

Elbette bu yeni Türkiye’yi, bu yeni politikayı, eskiye takılıp kalmış olanların anlama imkanı yoktur. Bugün, ‘Akdeniz’de yardım gemisinin ne işi vardı’ diye soranlar, vurulan uçağımıza, ‘orada ne işi vardı’ diye soranlar, sıfır sorunu pısırıklık, vurdum duymazlık, acziyet olarak anlayanlar, ne yazık ki 1940’ların dış politikasına takılıp kalmış olanlardır.

Kuşkusuz, Türkiye’nin yeni dış politikasını destekleyecek, bu dış politikada yeni rotalar keşfedecek, bu rotaları aydınlatacak ve Türkiye’ye rehberlik edecek önemli aktörlerden biri de üniversitelerdir. İşte, Erzurum gibi önemli bir şehirde kurulmuş Atatürk Üniversitesi’nin, her alanda olduğu gibi dış politika alanında da siyasete ve topluma rehberlik etmesi bizleri ziyadesiyle memnun edecektir.”

Zana’dan tarihi görüşme öncesi yeni mesajlar

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Başbakan Erdoğan bugün saat 11’de yapılacak güvenlik zirvesinin ardından, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana’yı kabul edecek.

Erdoğan ile saat 15.00’da Başbakanlık Resmi Konutu’nda görüşecek olan Zana’dan yeni mesajlar geldi.

Zana, 5 yıl önce kalp krizinden ölen eski DEP Milletvekili Orhan Doğan’ın mezarı başındaki anma töreninde “Bu topraklara mutlaka barış gelecek. Barışa olan inancımızı korumalıyız” dedi.

“Bir halka saygılı olmak iki tarafın da kazancı olacaktır” diyen Zana şunları söyledi:

“Her zaman barışa olan inancımız olmalı ve bu konuda da bilgili olmamız gerekiyor. Hiç bir savaş sonuna kadar devam etmez. Bu topraklara barış mutlaka gelecek. Bir halka saygılı olmak her iki tarafında kazancı olacaktır.

Ne derlerse desinler, ne olursa olsun, bizim ruhumuz birlik ve beraberlikten yanadır. Bütün hizmetlerimiz halkımız içindir. Dost ve düşman herkes bilsin ki, bu birliktelik bu topraklara mutlaka barışı getirecektir, barış bu topraklarda mutlaka yeşerecektir. Belki bizim ömrümüz yetmez. Ne krallık tahtı, ne iktidarlar devamlı değillerdir…”

Erdoğan, Leyla Zana görüşme saati belli oldu

Cuma, Haziran 29th, 2012

Başbakanlıktan yapılan bilgilendirmeye göre, Başbakan Erdoğan ile Zana’nın görüşmesi, yarın saat 15.00’da Başbakanlık Resmi Konutu’nda gerçekleştirilecek.

Başbakan Erdoğan valilik ziyaretini iptal etti

Cuma, Haziran 29th, 2012

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin il kongresi ile bir dizi açılışlara katılmak üzere geldiği Erzurum’da valilik ziyaretini iptal ederek, partisinin il kongresinin yapılacağı stadyuma geçti.

Havalimanından üniversite kavşağına kadar gelen Erdoğan, yol boyunca vatandaşların sevgi gösterileriyle karşılandı. Yolda çocuklara oyuncak dağıtan Erdoğan, partisinin il kongresinin yapılacağı Erzurum Stadyumu’na geçti.

Erdoğan Başbakan Yardımcıları ile görüştü

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Başbakanlık Resmi Konutu’nda basına kapalı gerçekleşen görüşme yaklaşık 3,5 saat sürdü.

Görüşmeye TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya da katıldı.

İstanbul’un çileli trafiğine Erdoğan’da takıldı

Perşembe, Haziran 28th, 2012

İstanbulluların canını sıkan trafik yoğunluğuna bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da ortak oldu.İki önemli noktadaki bakım çalışmalarının, metropolün birçok yerindeki trafiğe yansımasının dışında bugün yağmur da yağınca trafik yine sıkıştı.

Ancak Başbakan Erdoğan’ın birçok İstanbullu gibi zaman zaman durma noktasına gelen trafikte seyretmesine, evinden planlanandan erken çıkması neden oldu.

Erdoğan’ı taşıyan araç evden çıktıktan sonra sadece 10 metre ilerledi sonra konvoydaki diğer araçlarla birlikte yoğun trafiğin içine daldı. Erken çıkış nedeniyle bu kez polis, trafiğin akışını düzenlemeye fırsat bulamadı.

Trafik ekipleri ve korumalar buna rağmen Kısıklı Caddesi’ndeki trafiği açmak için yoğun çaba gösterdi. Bu sırada Başbakan’ın içinde bulunduğu makam aracı ve koruma araçları oluşan yoğun trafiğin içinde seyretmeye devam etti. Hatta Başbakan’ın aracı da diğerleri de zaman zaman durma noktasına geldi.

Yakın korumalar yoğun trafikte seyretmek zorunda kalınması nedeniyle güvenlik zaafiyetinin oluşmaması için büyük çaba harcadı. Araçlarından inen korumalar çok ağır ilerleyebilen makam aracının çevresinde yaya olarak güvenlik önlemi aldı.

EL SALLADI

Başbakan’ın yoğun trafiğe katlanmak zorunda kalmasına rağmen çok sakin olduğu hatta kendini görüntüleyen habercilere de el sallayarak selam verdiği görüldü. Başbakan Erdoğan’ın konvoyu bir süre sonra normal akışına dönen trafikte hızlanarak Sabiha Gökçen Havalimanı’na doğru hareket etti. Başbakan’ı taşıyan uçak saat 09.50’de başkente uçtu.

TRAFİK KENTİ FELÇ ETTİ

Trafikte kalan sadece Başbakan’ın konvoyu değildi. İşlerine gitmek için toplu taşıma araçlarını tercih eden vatandaşlar da yoğun trafik nedeniyle uzun süre trafikte kaldı. Araçlardan inen vatandaşlar gidecekleri yere yürüyerek gitmek zorunda kaldı.

 

Bülent Arınç: Doğru olma ihtimali çok zayıf

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, özel yetkili mahkemelerin yerine terör mahkemelerinin kurulacağı yönünde basında yer alan haberle ilgili bilgisi bulunmadığını belirterek, “Doğru olma ihtimali çok zayıf” dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, MÜSİAD yeni Başkanı Nail Olpak ve Yönetim Kurulu üyelerini kabulünde Özel Yetkili Mahkemelerin yerini Bölgesel Terör Mahkemeleri’nin alacağı yönündeki haberlerle ilgili soruya da cevap verdi.

Başbakan Erdoğan’ın Bakan Ergin’i görevlendirdiği konunun hangi aşamada olduğunu bilmediğini söyleyen Arınç, ”3. ve 4. Yargı paketlerinde olmadığı ifade edilen bu hususun eğer bitmiş, olgunlaşmışsa, bir ihtimal gelmesi mümkün olabilir. Basına düşen haberle ilgili olarak, doğrudan ilgilenmiş değilim, doğru olma ihtimali çok zayıf. Önce 3. yargı paketinin sonuçlandığını, Cumartesi günü ilan etmemiz gerekiyor. Sayın Başbakanımızın Özel yetkili Mahkemeler ve Türk Ceza Muhakemeleri Kanunu 250, 251 ve 252. maddelerine yönelik yapılmasını istediği çalışmanın hangi noktada olduğunu bilmiyorum” dedi.

NATO’nun tavrına Erdoğan’dan tam not

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’nin, Türk askeri uçağını düşürmesine ilişkin, ”NATO’nun tavrından doğrusu memnunuz. 28 ittifak üyesi, Suriye’yi şiddetle kınamışlardır ve saldırının kabul edilemeyeceği vurgulanmıştır. NATO’nun bu noktada da ayrılmaz bir bütün olarak süreci değerlendireceğini ve takip edeceğini de ortaya koymuşlardır” dedi.

NATO’nun tavrına Erdoğan’dan tam not

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’nin, Türk askeri uçağını düşürmesine ilişkin, ”NATO’nun tavrından doğrusu memnunuz. 28 ittifak üyesi, Suriye’yi şiddetle kınamışlardır ve saldırının kabul edilemeyeceği vurgulanmıştır. NATO’nun bu noktada da ayrılmaz bir bütün olarak süreci değerlendireceğini ve takip edeceğini de ortaya koymuşlardır” dedi.

Başbakan’dan Suudi Arabistan Kralı’na taziye

Salı, Haziran 26th, 2012

Başbakan Erdoğan, Kral Abdullah’la yaptığı telefon görüşmesi sonrasında, Prens Nayif’in vefatının ardından veliaht prensliğe tayin edilen Prens Selman bin Abdülaziz Al Suud’u da telefonla arayarak Prens Nayif’in vefatından dolayı taziyelerini, veliahtlık prenslik görevi için başarı dileklerini iletti.

(ANKA)