Posts Tagged ‘beni’

Atatürkün doğa sevgisi ile ilgili şiir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Atatürkün doğa sevgisini anlatan şiir, Atatürkün doğa sevgisi

Siz beni hala anlayamadiniz
Ve anlamayacaksiniz caglarca da
Hep tutturmus “yil 1919” Mayis’in 19’u diyorsunuz
Ve eskimis sozlerle beni ovuyor ovuyorsunuz
Mustafa Kemal’i anlamak bu degil
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil
Birakin o altin yapragi artik
Birakin rahat etsin anilarda sehitler
Siz bana neler yaptiniz ondan haber verin;
Hakkindan gelebildiniz mi yoklugun sefaletin?
Mustafa Kemal’i anlamak yerinde saymak degil
Mustafa Kemal’in ulkusu sadece soz degil
Bana mustular getirin bir daha
Uygar uluslara esit yeni buluslardan
Kuru soz degil is istiyorum sizden anladinizmi?

Uzaya Turk adini Ataturk kapsuluyle yazdinizmi?
Mustafa Kemal’i anlamak avunmak degil
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil
Hala o acikli agitlar dudaklarinizda
Hala oturmus on kasimlarda bana agliyorsunuz
Uyanin artik diyorum uyanin uyanin!
Uluslar fethine cikiyor uzak dunyalarin
Mustafa Kemal’i anlamak goz boyamak degil
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil
Beni seviyorsaniz eger ve anliyorsaniz;
Laboratuvarlarda sabahlayin kahvelerde degil
Bilim agartsin saclarinizi kitaplar
Ancak boyle aydinlanir o sonsuz karanliklar
Mustafa Kemal’i anlamak aglamak degil
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil
Demokrasiyi getirmistim size ozgurlugu
Goruyorum ki hala ayni yerdesiniz hic ilerlememis
Birbirinize dusmussunuz halka egilmek dururken

Hani koylerde isik hani bolluk hani kaygisiz gulen
Mustafa Kemal’i anlamak itismek degil
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil
Arayi kapatmanizi istiyorum uygar uluslara;
Bilime sanata varilmaz rezil dalkavuklara
Bu vatan bu canim vatan sizden calismak ister
Paydos ovunmeye paydos avunmaya yeter yeter!
Mustafa Kemal’i anlamak aldatmak degil
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil

Atatürk Ve Milli Mücadele Hakkında Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Atatürk Ve Milli Mücadele
Atatürk Ve Milli Mücadele Şiirleri
Milli Mücadele Şiirleri

Atatürk Bir Çıkıştır Varis Değil!

Ataturk bir cikistir, varis degil.
Varmak tukenmek demek, Ataturk tukenmez,
varmak olum demek, Ataturk olmez.
Ben olurum, benimle bir eksilir Ataturk,
sen dogarsin, o dogar, baskalari dogar;
sizinle bin dogar, bin cogalir, bin yucelir,
dunya surer, yasam surer, surer Ataturk.

Ataturk bir yonun adi, ozgurluge, uygarliga, ileriye
bir parlamis bir sonmus, iste yolun demis,
Ataturk bir ufkun adi, dagin degil,
Himalaya kadar bile olsa dagin degil.
Dag durur, oysa ufuk yurur.
Her ufukta Ataturk buyur.
Her ufukta yenilenir bir kez.

Ataturk bir ilkhizdir dogadaki,
tohumu catlatan bir guc
kozayi delen ilk vurus
kusun kanadindaki ilk gunu
kos demis, atil demis sana, durulur mu?
Ataturk durmus mu ki sen durasin?
Ataturk susmus mu ki sen susasin?
Ataturk olmus mu ki sen olesin?

Ataturk bir kavganin adi her gun yenilenen
her gun degisen dusmana karsi.
Bilgisizliktir bu dusmanin adi cok kez,
geriliktir, aptalliktir, donekliktir.
Cikarcilik, nemegerekcilik, vurdumduymazlik,
korkaklik, eyyamcilik, yalancilik,
bir bakarsin topla tufekle yurur ustune,
bir bakarsin gulucuklerle, oksamalarla gelmis,
bir bakarsin, seni ta icinden kemirir bir kurtcuk.

Ataturk bir ak torenin, bir buluncun adi,
hergun bizi bir kez daha uyaran,
hergun bizi bir kez daha yuruten doruga.
Yigitlige, namusluluga, dogruluga,
her gun bir kez daha yarisalim diye kendisiyle
o en guzele, en yuceye, en dogruya.
Orhan ASENA
24.9.1991 – Ankara

Kuvay-ı Milliyeden
Dusundu birdenbire kayalardaki adam
kaynaklari ve yollari dusman elinde kalan butun nehirleri
Kim bilir onlar ne kadar buyuk
ne kadar uzundular?
Bircogunun adini bilmiyordu
yalniz, Yunan’dan once ve Seferberlik’ten evvel
gecerdi Gediz’in sularini basi donerek.

Daglarda tek
tek
atesler yaniyordu
Ve yildizlar oyle isiltili, oyle ferahtilar ki
sayak kalpakli adam
nasil ve ne zaman gelecegini bilmeden
guzel, rahat gunlere inaniyordu
ve gulen biyiklariyla duruyordu ki mavzerinin yaninda
birdenbire bes adim saginda onu gordu.
Pasalar onun arkasindaydilar.
O, saati sordu.
Pasalar: “Uc” dediler,
Sarisin bir kurda benziyordu.
Ve mavi gozleri cakmak cakmakti.
Yurudu ucurumun basina kadar,
egildi, durdu.
Biraksalar
Ince, uzun bacaklari ustunde yaylanarak
ve karanlikta akan bir yildiz gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon ovasina atlayacakti.

on yıl destanı-ahmet aşık
Onuncu yili bu Cumhuriyet’in
Kutlu olsun yurdun buyuk bayrami
Guluyor on yildir yuzu milletin
Kutlu olsun Cumhuriyet bayrami.

Ne yaptilar kahbe dusmanlar bize
Pek cogunu doktuk onun denize
Simdi bir bir anlatayim ben size
Kutlu olsun Cumhuriyet bayrami

Biz Turkleriz her seylere ozenen
Istikbalin serefini kazanan
Hicbir dusman ugrasamaz bizinen
Kutlu olsun Cumhuriyet bayrami

Cumhuriyet halkin hakimiyeti
Hep Turklerin boyle idi niyeti
Anlasildi Cumhuriyet kiymeti
Kutlus olsun Cumhuriyet bayrami

Turkiye’dir vatanimiz ilimiz
Cumhuriyet acti bizim gonlumuz
Ilerlesin bizim guzel dilimiz
Kutlu olsun Cumhuriyet bayrami

Eski kanun kadnlari bosadan
Yeni kanun hanimi hur yasatan
Bu fikirler gelir Gazi Pasa’dan
Kutlu olsun Cumhuriyet bayrami

Muallimlik icin yetisen gencler
Butun halka bilgi vermeye baslar
Laik hukumeti kuran kardaslar
Kutlu olsun Cumhuriyet bayrami

Hukumeti biz yurekten severiz
Hangi dusman karsi dursa doveriz
Turk milleti kahramandir overiz
Kutlu olsun Cumhuriyet bayrami

Millet, Meclisiyle verip basbasa
Yasa Cumhuriyet Reisim yasa
Yapalim bayrami biz kosa kosa
Kutlu olsun Cumhuriyet bayrami

Budur onuncu yil donum devrani
Gezip Ankara’yi etsem seyrani
Asik Mehmet yazar bayram destani
Kutlu olsun Cumhuriyet bayrami
Nazım Hikmet

Atatürk’ ten Son Mektup
Siz beni hala anlayamadiniz
Ve anlamayacaksiniz caglarca da
Hep tutturmus “Yil 1919 Mayisin 19u” diyorsunuz
Ve eskimis sozlerle beni ovuyor, ovuyorsunuz
Mustafa Kemal’i anlamak bu degil.

Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil
Birakin o altin yapragi artik
Birakin rahat etsin anilarda sehitler
Siz bana neler yaptiniz ondan haber verin
Hakkindan gelebildiniz mi yoklugun, sefaletin?
Mustafa kemal’i anlamak yerinde saymak degil
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil.

Bana mustular getirin bir daha
Uygar uluslara esit yeni buluslardan
Kuru soz degil is istiyorum sizden anladiniz mi?
Uzaya Turk adini Ataturk kapsulleriyle yazdiniz mi?
Mustafa Kemal’i anlamak avunma degil
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil.

Hala o acikli agitlar dudaklarinizda
Hala oturmus bana On Kasimlarda agliyorsunuz
Uyanin artik diyorum, uyanin, uyanin!
Uluslar fethine cikiyor uzak dunyalarin
Mustafa Kemal’i anlamak goz boyamak degil!

Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil
Beni seviyorsaniz eger ve anliyorsaniz
Laboratuvarlarda sabahlayin, kahvelerde degil
Bilim agartsin saclarinizi, kitaplar
Ancak boyle aydinlanir o sonsuz karanliklar
Mustafa Kemal’i anlamak aglamak degil
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil

Demokrasiyi getirmisim size ozgurlugu
Goruyorum ki hala ayni yerdesiniz hic ilerlememis
Birbirinize dusmussunuz halka egilmek dururken
Hani koylerde isik, hani bolluk, hani kaygisiz gulen?
Mustafa Kemal’i anlamak itismek degil
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil.

Arayi kapatmanizi istiyorum uygar uluslarla
Bilime, sanata varilmaz rezil dalkavuklarla
Bu vatan, bu canim vatan sizden calismak ister
Paydos ovunmeye, paydos avunmaya, yeter yeter
Mustafa Kemal’i anlamak aldatmak degil
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz de
Halim YAĞCIOĞLU

Mustafa Kemal ‘in Kağnısı
Yediyordu Elif kağnısını,
Kara geceden geceden.
Sankim elif elif uzuyordu, inceliyordu,
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar,
İnliyordu dağın ardı, yasla,
Her bir heceden heceden.

Mustafa Kemal’in kağnısı derdi, kağnısına
Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı.
Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifçik,
Nam salmıştı asker içinde.
Bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü,
Doğrulmuştu yola önceden önceden.

Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif,
Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar,
Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı,
Mahzundu bütün bütün Sarıkız, yanı sıra,
Gecenin ulu ağırlığına karşı,
Hafifletir, inceden inceden.

İriydi Elif, kuvvetliydi kağnı başında
Elma elmaydı yanakları üzüm üzümdü gözleri,
Kınalı ellerinden rüzgâr geçerdi, daim;
Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına.
Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti,
Niceden, niceden.

Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu,
Nazar mı değdi göklerden, ne?
Dah etti, yok. Dahha dedi, gitmez,
Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacır gucur
Nasıl dururdu Mustafa Kemal’in kağnısı.
Kahroldu Elifçik, düşünceden düşünceden
Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş,
Vur beni, öldür beni, koma yollarda beni.
Geçer götürür ana, çocuk, mermisini askerciğin,
Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım.
Bak hele üzerinden ses seda uzaklaşır,
Düşerim gerilere, iyceden iyceden.

Kocabaş yığıldı çamura,
Büyüdü gözleri, büyüdü yürek kadar,
Örtüldü gözleri örtüldü hep.
Kalır mı Mustafa Kemal’in kağnısı, bacım,
Kocabaşın yerine koştu kendini Elifçik,
Yürüdü düşman üstüne, yüceden yüceden.
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞINDA
Ne bulutlar gitti, ne padişahlardan bir haber geldi.
Kemal Paşa derler bir yiğit vardı.
Bu sefer de millet türkülerle Kemal Paşaya haber saldı.

V

Kemal Paşa, yenilmez yiğit, şanlı komutan!
Savaş girer gibi yetiş bize!
Yetiş bize, çöllerde bile olsan!
İnanç doldur, güç doldur içimize!

Bin kere yurdumuzu kurtaran!
Bir görseydin ağlardın hâlimize!

Kuşun kanadında türküler
Kemal Paşanın gönlüne vardı,
Cevabından önce kendi geldi.

VI

Bir gemi yanaştı Samsuna sabaha karşı
Selâm durdu kayığı, çaparı, takası,
Selâm durdu tayfası

Bir duman tüterdi bu geminin bacasından bir duman
Duman değildi bu!
Memleketin uçup giden kaygılarıydı.

Samsun limanına bu gemiden atılan
Demir değil!
Sarılan anayurda
Kemal Paşanın kollarıydı.

Selâm vererek Anadolu çocuklarına
Çıkarken yüce komutan
Karadenizin hâlini görmeliydi.

Kalkıp ayağa ardısıra baktı dalgalar
Kalktı takalar,
İzin verseydi Kemal Paşa
Ardından gürleyip giderlerdi.
Erzuruma kadar.

Bu ne inançtı ki, Kemal Paşa
Atının teri kurumadan
Sürüp geldin yeni yeni savaşların peşinde

VII

Bir selâm gibi gitti Erzuruma,
Bin selâm gibi geldi Sivasa Erzurumdan.
Dağlar alçaldı yol vermeğe,
Temizlendi ılkımından karından.

Analar bacılar yola döküldü,
Cephane taşıdı arkasından.
Irmaklar suyundan faydalattı,
Ağaçlar daldasından.

Yer gök inledi bir yol daha
Kurtuluş savaşından.
Düşman koymuş meydanları kaçıyordu.

XI

Kattı Kemal Paşanın ordusu düşmanı uğruna
Pişman eti anasından doğduğuna.
Çevirdi Sakarya, çevirdi süvariler,
Veryansın etti topçu,
Veryansın etti piyadeler.

Kattı Kemal Paşanın ordusu sürdü gitti,
Yetiştikçe vurdu düşmana.
Hayın düşman sarhoş gibi sallana sallana
On beş günde İzmiri dar buldu,
Ölen kurtuldu, sağ kalan teslim oldu.

Kaçtı gemiler.
Alnı sargılı, kolu sargılı, boynu sargılı,
Ahmetler, Bekirler, Aliler,
Mahmutlar, Kâzımlar, İsmailler
Peşlerinden yettiler,
Diz çöküp Kordonboyuna
Ta yürekten çekip tetiği
Gemilere yaylım ateş ettiler.

Bu ne inançtı ki, Gazi Paşa!
Atının teri kurumadan
Sürüp gittin yeni yeni savaşların peşinde.

XII

Sana borçluyuz ta derinden!
Çünkü yurdumuzu sen kurtardın,
Hasta, yorgun düşmüştük,
Yaralarımızı iyice sardın.

Yiğittin, inanç doluydun yapıcıydın,
Sanatkârdın, denizler kadar engin;
Kimsenin görmediğini görürdü
Sevgiyle bakan gözlerin.

Dedin ki: Bu millet, bu büyük millet
Yüzyıllar boyunca geri kalmış;
Bu yurt, bu güzel yurt, bizim yurdumuz
Her yanından yaralar almış.

Dedin ki: Bir güzel savaşmalı
Kurmak için yeniden;
Bilgiyle, inançla, çoşkunlukla
“Övün, çalış, güven!”

Sana borçluyuz ta derinden!
Işığısın bu yurdun.
Dilimizi, ulusallığımızı öğrettin bize,
Çünkü cumhuriyetimizi sen kurdun.

Hürriyeti sen yaydın içimize,
Halkçıyız dedin halk içinden,
İnançta hür yetiştirdin bizi,
Borçluyuz sana ta derinden!
Devrimlerle yüceltti, çok yüceltti,
Bu milleti temiz ellerin.
Sana borçluyuz ta derinden
En büyüğü Mustafa Kemallerin!
Cahit KÜLEBİ

Tanik gerçeği söyle

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Tanık Gerçeği Söyle

Kaç eşin boynu bükük, annenin bağrı yanık
Kaç evde huzur yok, kapı, pencere kapanık.
Kaç masum suçsuz yere yıllardan beri sanık
Vicdanını dinlede gerçeği söyle Tanık.

Duvarlar defter olup tahliye hesaplanır
Her saniye bağrıma hançer gibi saplanır.
Bütün ümitlerimiz ifadende toplanır
Vicdanını dinlede gerçeği söyle TANIK.

Ölümü getirmiyor dualarla, dilekler.
Yalana mağlup oldu bükülmeyen bilekler
Eşim, dostum beni kötü biri bilecekler
Vicdanını dinlede gerçeği söyle TANIK.

Her gecen gün toplumdan bir parça kopuyorum
Neden suç işlemedim diye kahroluyorum.
Biran benim yerime kendini koy-diyorum
Vicdanını dinlede gerçeği söyle TANIK.

ORHAN AFACAN

Atatürkten son mektup şiiri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Atatürkten son mektup şiiri oku
Atatürk’ten son mektup

Atatürk’ten Son Mektup
Siz beni halâ anlayamadınız.
Ve anlamayacaksınız çağlarca da…
Hep tutturmuş ‘Yıl 1919, Mayıs’ın 19’u’ diyorsunuz.
Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övüyorsunuz.
Mustafa Kemâl’i anlamak bu değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.

Bırakın o altın yaprağı artık,
Bırakın rahat etsin anılarda şehitler.
Siz bana, neler yaptınız ondan haber verin.
Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin?
Mustafa Kemâl’i anlamak yerinde saymak değil.
Mustafa Kemâl’in ülküsü, sadece söz değil.

Bana, muştular getirin bir daha,
Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan..
Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı?
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı?
Mustafa Kemâl’i anlamak avunmak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.

Halâ, o, acıklı ağıtlar dudaklarınızda,
Halâ oturmuş, 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz.
Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın!
Uluslar, feşine çıkıyor, uzak dünyaların..
Mustafa Kemâl’i anlamak gözboyamak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil..

Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız;
Laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil.
Bilim ağartsın saçlarınızı.. Kitaplar..
Ancak, böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar…
Mustafa Kemâl’i anlamak ağlamak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.

Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü..
Görüyorum ki, halâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş,
Birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken.
Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen?
Mustafa Kemâl’i anlamak itişmek değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.

Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla.
Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla.
Bu vatan, bu canım vatan, sizden çalışmak ister,
Paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter!
Mustafa Kemâl’i anlamak aldatmak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil…

Halim Yağcıoğlu

Erkekler için şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Erkekler için şiirler
Erkeklere romantik şiirler
Erkekler için yazılmış şiirler

Bir Erkek, Bir Kadın
Bir kadın ağladı,
Bir erkek, gökyüzüne çekti kendini
Bir erkek ağladı.
Bir kadın ölmeyi büyüttü içinde.

Bir kadın, “Nasıl dikkat etmezsin! ” dedi.
Bir erkek, “Asıl ben senin neyinim? ” dedi.
Bir erkek, “Sen bendeki mavisin.” dedi.
Bir erkek, “Üşüyorum.” dedi.
Bir erkek, bir kadın… böylece gittiler günün yanan yüzüne.

Bir kadın, “Ben senin neyinim? ‘ dedi.
Bir erkek ağladı, dünya küçüldü.
Bir erkek, bir kadın dünya yok oldu.
Bir erkek, bir kadın… böylece gittiler kimsesizler ülkesine.

Bir kadın, “Yaşayacak mıyım sende? ” dedi.
Bir kadın, “Bekleyecek misin beni? ” dedi.
Bir erkek ağladı, bir kadın “Git.” dedi.
Bir kadın, “Gidiyorum.” dedi.
Yangına döndü erkek, ağladı.
Bir kadın, bir erkek… böylece düştüler ateşler içine.
Bir erkek sustu,
Bir kadın sustu.
Sendelediler, düştüler, öldüler.
Bir erkek, bir kadın… intihar ettiler.

Kadın ve Erkek
Kadın ağladı doğum gününde
Erkek rahat orali değildi bile

Kadın sabırla bekledi
Erkek öyle demişti

Kadın çaresiz onu bekliyordu
Erkek bugünü yarına atıyordu

Kadın sabırla bekledi
Erkek öyle demişti

Kadın acılar içinde anımsıyordu
Erkek sevebilmem zor diyordu

Kadın sabırla bekledi
Erkek öyle demişti

Kadın usulca ağladı caresizdi
Erkek asla sevildiğini bilmedi

Kadın buna müstehaktı
Değer vermişti….Değersizleşmişti..

Erkek zaten bunu söylemekle yetinmişti
Bekleme gelemem sana zor demişti.

Bir erkek düşünün

Bir erkek
Dünyaya gelişiyle başına saltanat kurulur
Babalar övgüyle kurulur da kurulur…
Bir erkek
Aslan oğlum der soyadını sürdürür
Gelecekte ya adını güldürür! yada soyadını öldürür
Bir erkek
Gençlikte romantik serüven peşinde koşar
Zaman ona erkek olmanın saltanatını kurar
Bir erkek
Yüreği mertse doğruluk özüdür yolunda yürür
Delikanlıca evlenir, onurluca soyunu sürdürür
Bir erkek
kazancını sevdikleriyle paylaşır
Emanet saydığı eşine,çocuğuna sahip çıkar
Bir erkek
Onlarla aile yapısının kutsallığına tapar
Onuru namusu şerefi için yaşar
Kimi erkek
Erkek ya! kendini kadınlar için varım sanır
Güç bende misali! yanılıp aklı karışır
Kimi erkek
Boşlukta, sürekli arayışta, sevdim sanıp yanılır
Maceralarıyla kim bilir? kaç canın ahını alır
kimi erkek
Ona göre suçlu hep kadındır! görmez kendini
Haklı olur her zaman yanılsa da sözleri
Kimi erkek
Evlenmek için can atar iki üç yıl sonra heves biter
Ona ne bir kadın, nede çocuk,hisleri anlamını yitirir
kimi erkek
İşte ben evliyim der! herkese limanını gösterir
evdeki kadınını sürekli sevgilisine şikayet eder
kimi erkek
Dışarıda da arayış içinde, gördüğü her güzele takılır
İçinden neler geçirir yüreği heyecanla kapılır
kimi erkek
Evinde eşine seni seviyorum,ilk ve son aşkımsın der
Avutur,cep telefonuyla yatar kalkar,arayanları,mesajları
Yok eder,mesaisine mesai toplantılarına toplantı eklenir
Kimi erkek
Evde ki eşini unutur, yalancı sevgililerle kendini avutur
Korkusundan her yakalanışında! yeminler savurur
kimi erkek
Aptal sanırlar evdeki kadınları! kendilerini avuturlar
Yuvam yıkılmasın diye hep’ son şans’ ister yalvarırlar
Kimi erkek
Kırklı yaşlarda giyimine daha da özenirler
Saçlar özenle taranır ayna önünden gitmezler
Kadınlar beni hala beğeniyor mu? kendilerini cezbederler.
Kimi erkek.
O neyse özü o dur! Öyle yaşamı çizer
Ne kırkı akıllandırır nede yetmişi ancak mezarı pekler
Kimi erkek
Son demlerinde ayna önüne geçer! kendine bakar
Ak düşmüş saçlarına çizgiler oluşmuş yüzünde
Birde..
Gençliği düşer aklına! ah çeker..derinden
Ben neydim oğlum? ne güzeller geçti yüreğimden
Şimdi mi? ..
Gençlikten ne eser! üzerimdekiler bile yakışmıyor
Saltanatım bitmez sanırdım hanım bile aldırmıyor
VE Bir erkek
Yaşarken kendini biliyorsa namıyla anılır
Gençliğinde ne yaptıysa ahiretinde onu bulur
Bir daha gelmeyeceği dünyada onuru şerefi için yaşar
Yanlışı son anda fark edenler eski saydığı eşine koşar
Paşa gibi yaşayanlarda acı çekerek son nefesini sayar
Her insan gibi,erkeklerinde bir gün hayatı kayar..

Baba ilgili şiir şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

baba ile ilgili şiirler,baba ile ilgili kısa şiirler,babayla ilgili şiirler,babalar hakkında şiirler,babalar ile ilgili şiir

CANIM BABAM

Biliyorum belki de,giymeye yok elbisen
Saklanmış güzelliğin yüzünde desen desen
Hata yaptım affettin bir gün bana gel desen
Koşarak ayağına gelirim canım babam

Yine gözlerim doldu hayatın cilvesinden
Bıktım artık dünyanın bitmeyen çilesinden
Darbe yedim nedense bütün sevdiklerimden
O sıcak kucağına sığınır oldum,babam

Menfaat,makam için bana el sıktırtmadın
Saygılı ol,sev dedin başka laf duyurmadın
Hastayım başucumda durdun hep,uyumadın
Sana layık bir oğul,olamadım ben babam

Bu dünyada kalmamış sevgiye değer veren
Ama nedense fazla binbir oyun çeviren
O büyük sevgileri,parasıyla deviren
İnsanlardan sığındım sana,sığındım babam

Baba

Sığmazsın bilirim bir kaç mısraya,
Anlatmak isterim seni dünyaya,
Acelen neydiki uçtun semaya,
Mezar,ının başında ağlarım baba,

Gururu sevgiyi senden öğrendim,
Mis gibi kokunu özledim baba,
Bu kadar genç yaşda ölmemeliydin,
Hasretin ciğerimi deliyor baba,

Bu kadar acıya nasıl dayandın,
Sabırlı olmayı öğrettin baba,
Bu koca dünyaya neden sığmadın,
Geride bıraktın bizleri baba,

Hastane yolları kaderin oldu,
Yanında biz varız üzülme baba,
O kanser illeti ecelin oldu,
Mevladan ümitler kesilmez baba,

Sen gittin kimsemiz kalmadı şimdi,
Bizi terketmeye hakkın yok baba,
Dostum dediklerin düşmandır şimdi,
İyiki namerdi görmedin baba,

Ağlarım gizlice sensiz günlerde,
Faydasız bilirim ağlamak baba,
Yaşamak isterdin sende bizlerle,
Sensizken mutsuzuz inanki baba,

Siğaran elinde kaşların çatık,
Nasılda sevdiğini gizlerdin baba,
Bir dilim ekmeğe soğanı katık,
Çayıda çok fazla severdin baba,

Şenol Mersin

BABA

ben artik büyüdüm baba
hata yaptim ama hatami anladim
sen kissan bile, dövsen bile babamsin
senin vurdugun yerde gül biter baba
affet beni baba
bana SEN göz kulak oldun
beni SEN büyüttün
SEN kucagina aldin
SEN sevdin
SEN korudun
benim icin SEN üzüldün
SEN korkdun bana birsey olacak diye
hic bir eksigim yok
herseyim var
cünkü hep sen yanimdasin
bana güc veren sensin
ve seni istemiyerek üzen benim
AFFET BENI BABA

BABA DİYEMEDİM

babanın kendisini bilmedim
benim için bi kelimeden ibaretti
baba yaşıyordu ama yanımda yoktu
yokluğu beni için için yaktı
alıştım yokluğuna kabullendim
bi şekilde yanan yaramı sardım
sarmaladım öyle sandım
büyüdükçe yanımda istedim
kızım diyen sesini duymak istedim
başımı okşayan ellerini istedim
ağladığımda sineminde olmak istedim
sevindiğimde boynuna atlamak istedim
ve edebiyen ona bakmak baba kız olmak istedim
çokmu şey istedim
yooo ben hakkım olan babamı istedim
özlem duyurdu canımı yaktı ağlattı
şimdiyse arıyor kızım diyor
içim ne kadar yansada babam diyemedim
kızım da dedirtmem
yaşamadımki beni yaşasın
yaşatmadıki yaşatayım
ilk ve son görüşüm olur
hakkını helal et baba
keşke yanımda olsaydıda
kötü olsaydı
bunu bile severdim

CANIM BABAM

Canım babam,
Evimin diğeri babam.
Seni seviyorum,
Babalar gününü kutluyorum.

Hep işten gelince
SİZİ SEVİYORUM dersin
Ellerinden öperim
Benim canım babam.

Babalar gününü yürekten kutlar
Seni seviyorum babacığım.

Evlilik ile ilgili şiir şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Evlilikle İlgili Şiir,Evlilik şiirleri,en güzel Evlilik şiirleri,Evlilik ile ilgili şiirler

Evlilik Yıldönümü

Seni tanımadan önce
Yoktu bilmece
Sabah kalkar akşam yatardım
Uyur uyanırdım
Aya bakmazdım
Ellerimi yakmazdım

Ne olduysa, gözlerim
Gözlerinle buluşunca oldu.
Bütün boşluklar doldu.
Anlam kazandı yaşam
Çözüldü bilmece

Kader seni bana yazdı
Gece beyazdı
Mevsim yazdı
Kader beni sana yazdı

Yazıldık çizildik
Ezildik büzüldük
Büyüdükçe büyüdük
Ceylan gibi koştu
Kaplumbağa gibi yürüdü yıllar

İki idik üç olduk
Üç idik dört olduk
Keder olduk dert olduk
Sevinç olduk neşe olduk

Seni tanıdım ya
Çözüldü bilmece

Şimdi her an, her gece
Dilimde hece hece
Sevgin var, aşkın var

Seni seviyorum, seveceğim
Son nefesime kadar.
Cemal Yaman

Evlilik
Dinle beni arkadaş
Hiç sevmemek delilik
Sevdiğinle bir savaş
Vermek değil evlilik

Ya zayıftır ya şişman
Herkes halinden pişman
Birbirinizi düşman
Görmek değil evlilik

Düşsen de bir batağa
Arzun kalkar atağa
Beraberce yatağa
Girmek değil evlilik

Bitince aşk oyunu
Cüce dersin boyunu
Nerdeyse tüm huyunu
Yermek değil evlilik

Görünce bir dilberi
Boşa dökme o teri
İmzalanan defteri
Dürmek değil evlilik

Söndürsen de korunu
Görmelisin torunu
Göz önüne sorunu
Sermek değil evlilik

Başlayınca bir döküm
Azalır mı hiç yüküm
Kral gibi bir hüküm
Sürmek değil evlilik

Muammer Baydere

Güzellik İle ilgili şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Güzellik ile ilgili şiirler,güzellik şiirleri,

GÜZELLİK

Güzellik güzellik dedikleri nedir ki
Bir küçük sivilceye yenik düşer
Kaşını gözünü anlattığıma bakma sen
Ruhum ruhunu ister

Sonsuz Güzellik.

Kendini görmek için, bak canan aynasına,
Üzülme ihanete, girme sakın yasına.

Gelecektir herkesin, elindeki kaşığa,
Şu ömür süresince, ne doğrarsa aşına.

Neden insan hep ben der, nedendir bunca keder,
Görmezmi gelen gider, bu gün dünden de beter,

Âlemde hiç bir şeyi, sahipsiz sanma sakın,
Sen onu görmesen de, her an her şeye yakın,

Görür gözetir seni, her an O seninledir,
Hilkati tenkit etme, ne yapsa yerincedir.

Öğren sırrı hilkati, ben neciyim diye sor,
Nefsini üstün tutma, hiç kimseyi görme hor.

Üstünlük imandadır, iman’da takvadadır,
İmanla, takva ile mü-minler me-vadadır.

Sırrı hilkate miftah, insandaki şu benlik,
Benliği ıslah eden görür sonsuz güzellik.

Necdet EREM (Necdet EREM)

HER YAŞ AYRI GÜZELLİKTE

Yıllar geçmiş, çabuk gitmiş
Her yaş ayrı güzellikte.
İster onbeş, ister yetmiş
Her yaş ayrı güzellikte.

Sever insan deli gibi
Sanki kendi malı gibi.
Taze gonca dalı gibi
Her yaş ayrı güzellikte.

Hatıraları dizse de
Bazen yorulup bezse de
Zaman izleri çizse de
Her yaş ayrı güzellikte.

Gençlikte gider uçlara
Aldırmaz hafif suçlara
Beyaz yakışır saçlara
Her yaş ayrı güzellikte.

Beden yaşlı, ruh genç kalsın
Yıllardan intikam alsın
Varsın elli, altmış olsun
Her yaş ayrı güzellikte.

Miyaser GÜLŞEN

Ne güzelde söylüyorsun
Deli gönlü eğliyorsun
Güzelliği yeğliyorsun
Yıldız gibi Gülşen gökte

Abisinin gülüne bak
Miyasere madalya tak
Övgüyü o ediyor hak
Yakışacak sana pekte

Yavaş yavaş aşınıyom
Taş atan yok kaşınıyom
Kara dut da düşünüyom
Hayat mı var tembellikte

güzellik masumum

GÜZELLİK MASUMUM

Gözüme uyku girmedi bu gece
Seni düşünüyorum her nefesimde
Hasret çekiyorum şafak sönünce
Halimi gel gör güzellik masumum

Yorganım tanınmaz hallerde olur
Yastığa saçlarım tel tel dökülür
Sağa sola döne belim bükülür
Gizlice bak bir güzellik masumum

İki saatlik uykuyla sabah olunur
Gönlüm dualarla ezan okunur
El havada mutlu olmanı diler
Ne olur sen bil güzellik masumum

Gölgeli meşhur kayboldu özünden
Aradı kendini tükenmez kalemden
Manşetlerde dolaştı aşk ilan
Ara bul beni güzellik masumum.

O NE GÜZELLİK

Sivas diyarında bir güzel gördüm
O ne güzellikti bayıldım kaldım
Dün gece düşümde saçını ördüm
O ne güzellikti bayıldım kaldım

Gerdanlık olsaydım döşünde senin
Beni yakar mıydı ateşli tenin
Bedenimi sarsın nazik bedenin
O ne güzellikti bayıldım kaldım

Gözlerinden nurlu ışık aktıkça
Kendimi kaybettim aşkla baktıkça
Mecnunlara döndüm gönül yaktıkça
O ne güzellikti bayıldım kaldım

Benim olsa dedim seni görünce
Sende gülümsedin beni görünce
Melek sandım inan yeni görünce
O ne güzellikti bayıldım kaldım

Sarılıp derdimi kalbimden alsan
Bir gece yanımda uyuyup kalsan
Yârsız yatılmıyor yorgun da olsan
O ne güzellikti bayıldım kaldım

Anlat hele nedir bu işin aslı
Derdini dinledim benden de yaslı
‘Nerelisin’ dedim dedi ‘Sivaslı’
O ne güzellikti bayıldım kaldım

Zeki Tombul sana yandı bilesin
Cümle dostlar bana şifa dilesin
Benim olup ömür boyu gülesin
O ne güzellikti bayıldım kaldım

Zeki Tombul

atatürk şiirleri Atatürk şiir Atatürk konulu şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Atatürk şiir ,atatürk şiirleri ,Atatürk ile ilgili şiir

ATATÜRK ŞİİRİ

Düşmanların elinden
Bizi kurtaran sensin.
Bu toprağı yeniden
Özenle kuran sensin.

Ünümüzü dünyaya
Mertçe duyuran sensin.
Gündüz gün, gece aya
Benzer kahraman sensin.

Adını büyük, küçük
Anıyoruz her zaman,
Adı büyük Atatürk
Anlı şanlı kahraman.

Nabzımızda atansın
Ey ! ölmeyen atamız.
Gönlümüzde yatansın
Seni unutamayız.

Mehmet Necati ÖNGAY



Atatürk şiir ,atatürk şiirleri ,Atatürk ile ilgili şiir

Atatürk Sevgisi

sen öldüğünde Atam
hüngür hüngür ağlamış
o rahmetli babam
senin şapka devrimin
ilk onu etkilemiş
Çankırı ya getirdiğin fötrü
her halde ilk babam giymiş
hiç çıkartmazdı rahmetli
Atamdan yadigar derdi
sana ilk sarılan
elini ilk öpende oymuş
ben doğar doğmaz hemen
adımı KEMAL koymuş

Fikret Kemal Aslan

ATATÜRK TÜRKİYE

Seni hiç görmedim Atatürk’üm
Sesini duymadım yakından
Seyredemedim bakışlarını bir kerecik olsun
Ama öylesine bizim olmuşsun,
Öylesine dolmuşsun ki içimize…
Her iyi şeye
Her güzel şeye
Atatürk diyesim geliyor,
Tutsak değilsek başka uluslara,
Okuduğumuzu anlıyor,
Yazabiliyorsak kolayca,
Özgürsek,
Düşünebiliyorsak uygarca,
Sana borçluyuz.
En güzel özlemler seninle başlar Türkiye’miz de
Bütün ak düşünceler seninle
Su gider ışık gider yol gider köyleri,
Seni anarız
Heykel,heykel olmuşsun meydanlarda,
Okullarda, kışlalarda
Resim, resim olmuşsun duvarlarda
“Yaman sevmişiz seni Atatürk yaman”
gönlümüze taht kurmuşsun
Eserlerinle dolmuş Türkiye’miz
Sen Türkiye olmuşsun.

SAMİ AYHAN

Atatürk şiir ,atatürk şiirleri ,Atatürk ile ilgili şiir
ATATÜRK İÇİN

Tutun elimizden çıktık sefere,
Kurtardık vatanı, milleti Atam.
Serdik kör denilen talihi yere,
Zaferdir savaşın nimeti Atam.

Dağlar altımızda at oldu bizim,
Sen dedin.-Uyan Türk! Açıldı gözüm.
Sakarya suyunda yununca yüzüm,
Bilindi Türklüğün adı Atam.

Duyarım, dalgalar sahili döğer,
Sen sade bir “Paşa” olaydın eğer
Tine kalbimizde alacaktın yer,
Sensin bu vatanın ziyneti Atam.

Bir eşin varmıydı civanmertlikte?
İyi ettik sana”Ata”dedik te;
Sevgin göğsümüzde, eller tetikte,
Sendin bize Tanrı himmeti Atam.

Her Türk olan”Atam”der de tutuşur,
İşitir emrimi derdi yatışır;
Kâfi bu teselli ona yetişir;
Sana lâyık olmak niyeti Atam

OSMAN ATİLLA

ATATÜRK’E DAİR MISRALAR

SENİ ANLIYORUZ

Alfabenin ilk harfinde, kelimenin ilk hecesinde,
Türkiye’nin her ilinde, yabancının dilinde,
Gencin bitmez gücünde senden izler görüyoruz;
Saygıyla hayranlıkla hep seni anıyoruz…

Sınıfta karşımızda resmin, seninle beraberiz her an,
Ama inan bize içimizde var olan;
Bir buruk acıyı aralıksız duyuyoruz;
Alışmadığımız bir kederle hep seni anıyoruz.

Anlatmakla bitmiyor şerefi hayatın,
Sensin tarihimizin altın yaprakları.
Bizlerse kanınla olmakla daima öğünüyoruz;
Gururla kıvançla hep seni anıyoruz…

Umutsuzluğa düşüyoruz zaman, zaman.
Göğe kaldırıyoruz yaşlı gözlerimizi:
Kara bulutlar arasında bir ışık arıyoruz.
Çaresizlikle, özlemle hep seni anıyoruz…

OSMAN GÜNGÖR FEYZOĞLU

Atatürk şiir ,atatürk şiirleri ,Atatürk ile ilgili şiir

SENİ ANAR, SENİ ARARIZ

İçli şarkılar gibi dolaşır
Dudaklarımızda ismin,
Sevgin çiçek, çiçek
Açar gönüllerinizde,
Bir yıldız, bir güneş, bir saman yolu,
Bizim için bir evren oluverirsin,
Seni arar, seni anarız
Ağlayan gözlerimizle.

Düşüncelerin fidan olur, dal olur
Boy, boy filiz sürer, ağaç olur;
Al al, mor mor, sarı sarı
Çiçekler açar vatan vadilerinde
Sonra bahar olur,
Sensiz baharların tadı gelmez;
Baharlar güz olur…
Gönüllerimiz seni anar, seni bekler
Sararan güz gecelerinde…

Ciğerlerimize nefes nefes
Özlem dolar,
Sensiz güller
Solar gönül bahçelerimizde.
Gözyaşlarımız dere olur;
Irmak olur, deniz olur, okyanus olur;
Büyür büyür sonra
Mustafa Kemal olur
Yaralı yüreklerimizde,
Ve asırlaşan On Kasımlarca
Sana ağlar, seni arar, seni ararız
Yattığın yerde, Anıtkabir’de…

OKTAY YİVLİ

ATATÜRK

Ellerin üstünde bir tabut değil,
Yerinden oynayan dağ olmalıydı
O, bizi bırakıp gitmesin diye,
Gönüller sarılıp bağ olmalıydı

Ey dağlar, açınız başlarımızı,
Bağrınıza basın taşlarınızı..
Bulutlar, saçınız yaşlarınızı;
Atatürk, Atatürk sağ olmalıydı!

ORHAN SEYFİ ORHON

ATATÜRK

Yeşil mavi gözlerin ufuklardan çekilip
Tarihinin bir ebedî âlemine çevrildi.
Parçalanmış bir güneş tutuşturup alev alev
Dünyamızın üstüne bir dağ gibi devrildi.

Tarih şimdi ayakta, en uzak çağlarıyla
Gülüyle, baharıyla, bülbülü, bağlarıyla
Dünyayı dört dolaşan eski ortağıyla
Tek bir çelenk halinde baş ucuna çevrildi.

Seni gök yüzlerinde tahayyül edeceğiz,
Seni masallar anarak gideceğiz,
Sihirli ateşinle yanarak gideceğiz,
Diyeceğiz fanilik ayağına serildi.

Senin beşiğin tarih, mezarın tarih olur.
Senin bizlerden soran seni tarihe bulur.
Akla sığınma kaybınla desem tarih kaybolur
Fakat Türk tarihinin tacı sana verildi.

ORHAN RAHMİ

ÖZLEYİŞ

1938’den bu yana
Her Allah’ın günü
Atatürk’ten ayrı olmanın hüznü
Bütün dehşetiyle parlar gözlerimizde,
Ah Atam biz göremedik yüzünü
O mübarek ellerini öpemedik,
Sana “yaşa” diyemedik,
İçimize bir hasret ki anlatılmaz,
Bir acı büyük yüreklerimizde…

Ninnilerimizde senin ismin vardı,
Senin ismin karıştı türkülerimize,
Sen gecelerimizde, gündüzlerimizde,
Sen dağımızda, ovamızda,
Sen şehirlerimizde, köylerimizde,
Sen bütün Türkiye’mizde…

Sen Atatürk,
Yirmi bir milyon kalbi
Eşsiz güzelliğinde doldurmuşsun.,

Sen Atatürk,
Yirmi milyon nabızda
Aynı heyecanla vurmuşsun.

Ve o kadar büyümüş
O kadar büyümüşsün ki içimizde
Faniliğin dar çemberinde kurtulmuşsun.
Dalga dalga, zerre zerre, ışık ışık,
Bayrağımıza, toprağımıza karışıp,
Toprak olmuşsun
Bayrak olmuşsun
Vatan olmuşsun

ÖZKER YAŞIN

ATATÜRK

Başarmayı başaranlar,
Çok azdır bu dünyada.
Öldükten sonra da yaşayanlar,
Ancak sayılır parmakla.
Ey yüce Atatürk!
Sen işte o azlardansın.
Sen başardıklarınla,
Parmakla sayılanlardansın.
Sen her 29 Ekim’de,
Her 10 Kasım’da,
Her 30Ağustos’ta,
Her 19 Mayısta değil
Sen her sınıfına girişte,
Her otobüse binişinde,
Sen her şarkı söyleyişte,
Her kelimede, her hecede,
Hisse diyoruz.
Seni anıyoruz diyemem;
Çünkü anılmak unutulanlara mahsustur.
Seni her özgür düşüncede,
Barışta ve sevgide,
İçimize duyuyoruz.

ZEYNEP KOCADAĞ


ATATÜRK’ÜM

Seninle doluymuş ninnilerim,
Resmini bırakmazmışım elimden
Sana benzemekmiş ilk dileğim
“Yerine ölseydim” dediğim Mustafa’m

Bu senin aydınlığın,
Anlatamazdı annem maviliğini,
Bu senin sıcaklığın
Ne varsa iyi, yeni
Nehirlerde, rüzgarlarda Türk’üm
Kemal’im
Vatan kadar büyüksün

Bir buyruğunla
Akdeniz şahlanırdı,
Bayraklar yarıya inmiş yürekler yanar
Önceleri sanki kanım dalgalanırdı
Gönüllere sığmayan
Atatürk’üm
Her şey sana kucak açar.

Bu vatan seninle dolu
Bölünmez aydınlığı Türkiye’min
Gök kartalsız olur mu?
On Kasım da yaprak, yaprak dökülürüm
Mustafa’m
Kemal’im
Atatürk’üm

YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN

ATATÜRK ÇOCUKLARI

Özgürlük şarkısı bizim şarkımız
Yurt için ulus için hep çalışırız
Vatanı yükseltmek tek amacımız
BizlerAtatürk çocuklarıyız

Dostlukla dopdolu yüreklerimiz
Dünya çocukları hep kardeşimiz
Barıştan yana inançlarımız
Bizler Atatürk çocuklarıyız

Çınınlayacak sesimiz dünyada yurtda
Uzanacak ellerimiz evren boyunca
Uygarlık yönünde bir meşaleyi
Bizler Atatürk çocuklarıyız

Şiiri Yazan : ŞEYMA GÜLTEKİN


ATATÜRK YÜREĞİMDE

Atatürk yarın,
Atatürk bugün,
Atatürk dün.

Ben olmuş artık,
Yüreğimde,
Benimle her gün.

İleriye baktığımda,
Mavi mavi,
Atam bakar.

Anadolu kırlarında,
Türüm türüm,
Atam kokar.

Şiiri Yazan : İSMAİL MALATYA

Atatürk’ü Yitirmedik
Yıllar
Üst üste katlandıkça
Acımasız uzadıkça
Çelik mavisi gözlerinde
Her geçen gün
Işığını çoğalttıkça
Güzel vatanımızı
Kurtardığın anıldıkça
Seni yitirmedik ki
Dün olduğu gibi
Bugün de aramızdasın her an
Buna inan Ata’m
Yüzyıllar da geçse aradan
Sen her zaman anılan
Kutsal bir kahramansın

ATATÜRK YÜREĞİMDE

Atatürk yarın,
Atatürk bugün,
Atatürk dün.

Ben olmuş artık,
Yüreğimde,
Benimle her gün.

İleriye baktığımda,
Mavi mavi,
Atam bakar.

Anadolu kırlarında,
Türüm türüm,
Atam kokar.

Şiiri Yazan : İSMAİL MALATYA

Atatürk

Milletin enson lideridir ATATÜRK
Dünya’da gurur kaynağımızdır ATATÜRK
CUMHURİYET’in kurucusudur ATATÜRK
TÜRK’lüğün koruyucusudu ATATÜRK

Medeniyetimin kurucusudur ATATÜRK
Ali Rıza Bey ‘in oğludur ATATÜRK

Başöğretmen Atatürk

Bir güneş gibi doğdun
Vatanımın üstüne,
Millet seninle güldü
İlke devrimlerinle

İlk okuma yazmayı
Sen öğrettin bizlere,
Bugün erdi milletin
Kültürün zirvesine

Başöğretmen Atatürk,
Yurdun ilk eğitmeni
Emanet aldık senden
Kurduğun Cumhuriyeti

Yazar: Birkan Soylu

Kadın ilgili şiir şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Kadınlar İle İlgili Şiir
Kadın Konulu Şiirler
Kadın Şiir

ADIM KADINDIR BENİM

Başımdaki yazmayı devrim ile düşürdüm
Toprak kokan saçımı rüzgar ile uçurdum
Orak vurdum ekine bebeme süt içirdim
Salın benim peşimi adım kadındır benim

Eylemlemlerde eşime omuz verdim el ele
Saçlarımı yoldular cehalete bak hele
Panzerler ezdi geçti of demedim bile
Ezdirmedim eşimi adım kadındır benim

İki evlat büyüttüm gözlerim,den sakındım
Asker verdim vatana tezkereye bakındım
Bana tabudu geldi öle öle dokundum
Toprak aldı koçumu adım kadındır benim

Bir yavrum,da mapusta yargı günü bekliyor
Ölüm orucu tutmuş bir damla su çekmiyor
Duyan yok feryadımı kimse dönüp bakmıyor
Kafesledim kuşumu adım kadındır benim

Yüreğimde yükselir eşsiz banaz kalesi
Emektir alın terim bir damla yok hilesi
Vurun boynumu ulan olmam hınzır kölesi
Yapacağım işimi adım kadındır benim

Bir daha doğsam yine kadın doğardım
Ne türbanı dolardım ne çarşafa sığardım
Pir Sultan la Bedrettin le Nazım ile göğerdim
Eğemezler başımı adım kadındır benim

GÜLESER YORULMAZ



YALNIZ BİR KADINA

Bir istasyon sessizliğinden iniyordun
Yalnız gelmiştin bu şehre belli ki
Saçlarına bir yağmur hoş geldin diyordu
Kaçak bir yolcu gibiydi o gün İstanbul
Konuşmuyor, ağırdan alıyordun
Bir istasyon sessizliğinden iniyordun

Kimin kimsen yokmuş gibi duruyordun
İstanbul seni tanımaya çalışıyordu
Sen ser verip sır vermiyordun
Bilmediğin sokaklara giriyordun
Yüzünde tarifsiz şüpheler taşıyordun
Kimin kimsen yokmuş gibi duruyordun

Bir vapurla Üsküdar’a geçiyordun
Üsküdar’a nerden, neden geçiyordun
Üç yüz altmış beş derece dönüyordu
Etrafında İstanbul
Sanırım git gide kayboluyordun
Az sonra dönüp geriye
Bir vapurla Üsküdar’a geçiyordun

Az bana bakıyor sonra sigara yakıyordun
Yağmurda duruyor, rüzgârda geçiyordun
Pek tekin olmayan muhitlerindeydin yalnızlığın
Ellerin sıcak bir çay bardağına dokunuyordu
Fiyakalı bir geceye iskemle çekiyordun
Az bana bakıyor sonra sigara yakıyordun

Sanırım seni bu yüzden merak ediyordum
Sen de diğer insanlar gibi konuşabiliyor muydun?
Sen yine bana bakıyor ve sigara yakıyordun
Gece müsaade isteyip kalkıyordu yanından
İstanbul’a sığdıramadığım bir sabah oluyordu
Bakınca geceden yalnız gözlerin görünüyordu
Sanırım seni bu yüzden merak ediyordum

Yunus Emre Şiiri – Ah Nideyim Ömrüm seni

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Yok yere geçirdim günü
Ah nideyim ömrüm seni
Seninle olmadım gani
Ah nideyim ömrüm seni

Geldim ve geçtim bilmedim
Ağlayıp güssa yemedim
Senden ayrılam demedim
Ah nideyim ömrüm seni

Hayrım şerim yazılacak
Ömrüm ipi üzülecek
Suret benden bozulacak
Ah nideyim ömrüm seni

Gidip geri gelmiyesin
Gelip beni bulmayasın
Bu benliğe sermayesin
Ah nideyim ömrüm seni

Hani sana güvendiğim
Guveniben yuvandığım
Kaldı külli kazandığım
Ah nideyim ömrüm seni

Miskin Yunus gideceksin
Acep sefer edeceksin
Hasret ile kalacaksın
Ah nideyim ömrüm seni

YUNUS EMRE

17 yedi yasında bir qenc

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Nasıl bir çiçek koparılıyorsa dalından
Beni de öyle kopardılar insanlığımdan

Mahkum ettiler beni kendi dünyama
Görüş günüm yok mecburum ben böyle yaşamaya..

Vurdular arkamdan kırdılar kalbimi
Soldurdular ömrümün baharında ümitlerimi

Bir hayal dünyasının ortasında ümitlerim
Onlarda gerçekleşmez ki ne yaparım, ne ederim.

Hayatın merdiveninde karanlığa yol alırım
Kaybettim benliğimi gelmeyen mutluluğu ararım

Döküldüm, ezildim tıpkı bir yaprak gibi
Bitirdiler nihayet içimdeki sevgiyi

Artık bir musalla taşı son durağım olur
Bu sefil yaşantım geçmişe hatıra kalır..

İsyan ediyorum istemeden kadere
Sitemler yağdırıyorum ben böyle talihe

17 yaşında bir gencim ölüme kucak açan
Al Allah’ım bu tende kalmasın bu can

Nasıl olsa bıkmışım ben benden herşeyden..
Mezar taşıma yazsınlar
“Oda bir kalp taşıyordu HEMDE EN TEMİZİNDEN…”

Efe’nin Öldüğünde okuduğu şiir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

kavak yelleri 153.bölümde efenin okuduğu şiir, efenin öldüğünde okuduğu şiir

Kavak Yellerinde Efe’nin öldüğü sahnede okuduğu bir şiir vardı. Şiir Nazım Hikmet Ran’a ait.

Ben Senden Önce Ölmek İsterim

Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin…
Fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar…
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor.

Doğum günü unutulanlara

Cuma, Haziran 22nd, 2012

doğum günü unutulanlar,
doğum günü unutulanlara şiir

Geceler
Sessiz sedasız karanlık geçen
Geceden geceye sürükleyen
Yalnızlık!!!
Yine bir gecede yazıyorum sana!
Yine isyan ediyorum sensizliğe ve sana..!
Unutmazsın sanmıştım beni!
Böyle karanlık bir senenin sonunda
Ummadığım anda sen aydınlatsaydın bari!
Unutmasaydın!
Beni ve benle geçen günlerimizi…
Unutmasaydın be bitanem
Doğum günümü unutmasaydın
Bari sen hatırlasaydın benliğimi,
Yosun tutmuş düşlerimi,
Kaybolmuş inançlarımı,umutlarımı
HATIRLASAYDIN!!!….
Unut canım unut
Bugun doğum günüm
Ve yeniden doğuyorum
sensiz ve sensiz geçecek olan br hayata
MERHABA
Sana ELVEDA..

alıntı

En Güzel Anne şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

En güzel anneler şiirleri – En Güzel Anneler Günü şiirler
Anneler için şiir
Anne şiileri

Anneler Günü Şiirleri

Anne Sevgisi
Sıcağın sinmiş bana,
Seni severim ana.

Sensin bana can veren,
Sensin bana kan veren.

Küçükken yudum yudum,
Sütlerinle uyudum.

Kulağıma ninniler,
Neler söyledin, neler.

Beni büyüttün ana,
Beni yürüttün ana.

M.Necati ÖNGAY



Anneme Mektup

Ben bu gurbete ile düştüm düşeli,
Her gün biraz daha süzülmekteyim.
Her gece, içinde mermer döşeli,
Bir soğuk yatakta büzülmekteyim.
Böylece bir lâhza kaldığım zaman,
Geceyi koynuma aldığım zaman,
Gözlerim kapanıp daldığım zaman,
Yeniden yollara düzülmekteyim.
Son günüm yaklaştı görünesiye,
Kalmadı bir adım yol ileriye;
Yüzünü görmeden ölürsem diye,
Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim.

Necip Fazıl Kısakürek

Anneciğim
Ne sevimli bir annesin!
Ne tatlıdır senin sesin!
Benim canım mısın nesin
Sen olmazsan yapamam ben!

Senden yakın kim var bana?
Kalbim, canım bağlı sana!..
Üzüntüm yok ondan yana
Seviyorsun beni de sen.

Gülsem güler yüzün
Ağlamamdan alır hüzün…
Senin gecen ve gündüzün
Işık alır sanki benden!

Rakım ÇALAPALA

ANNECİĞİM

Ne sevimli bir annesin!
Ne tatlıdır senin sesin!
Benim canım mısın nesin
Sen olmazsan yapamam ben!..

Senden yakın kim var bana?
Kalbim, canım bağlı sana!..
Üzüntüm yok ondan yana
Seviyorsun beni de sen.

Gülsem güler yüzün
Ağlamamdan alır hüzün…
Senin gecen ve gündüzün
Işık alır sanki benden!

Rakım Çalapala

Annem
Sen olmasaydın annem;
Ne doğar, ne yaşardım
Senin şefkatinle ben
Büyümeyi başardım.

Üzerime titrersin,
Korursun kanadınla
Canıma can katarsın
Sen annelik adınla.

Sana neler borçludur,
Düşün bir evlat anne!
Kan veren, can verensin,
Ya benim verdiğim ne?

Sana candan sevgimi,
Saygımı sunacağım,
Bu gün tüm anneleri
Minnetle anacağım.

Vefa ÇAĞAN


Anneler Günü

Anneciğim bugün sen dur,
Ben bakayım sana n’olur..
Ne istersen pişireyim,
Evi silip devşireyim.

Ben doldurdum aklarını,
Ödeyemem haklarını.
Bugün senin günün anne,
Bak kendini yordun gene.

Canım kadar sevdiğim kim
Benim canım anneciğim.
Canım kadar sevdiğim kim?
Benim canım anneciğim.

Hüseyin KALABA

Sakla Beni Anne
Sen ninni söylerken anne
Ak güvercinler evimize
Gelinböcekleri konuyor
Saçımın tellerine

Sen masal söylerken anne
Mor menekşeler açıyor sesinde
Yüzünden kalkan kelebekler
Yavaşça konuyor kirpiklerime

Sen ninni söylerken anne
Başucumda mı uykum
Yastığımın altında mı
Söyle girsinler gözlerime

Söyle şu kedilere anne
Miyavlamasınlar eğri büğrü
Oyuncağımı korkutmasınlar
Girmesinler düşüne

Yumuyor gözlerimi gizli bir el
Yüzünü göremiyorum anne
Sar beni sakla beni
Sıcak sevgiler içine

Tavan nere gitti anne
Nere gitti evimizin duvarları
Daya ellerini anneciğim
Kediler düşmesin üstüme

Ali YÜCE



ANNEM

Bağım olsa, bahçem olsa

İpek kumaş bohçam olsa,

Sabah olsa, akşam olsa

Annem gitmese yanımdan.

Her zaman baksam yüzüne,

Uyurum yatsam dizine.

Rastlamadım kem sözüne

Sesi çıkmaz kulağımdan.

Bir sözünü iki etmem.

Canımı verir incitmem

Annemsiz cennete gitmem

Onu severim canımdan

İbrahim ŞİMŞEK

ANNE

Annemi ben çok severim,

Melek annem, güzel annem,

Üzülmesin sakın derim

Melek annem, güzel annem.

İyi doğru sözler onda,

Şefkat dolu gözler onda,

Sevgi, ışık var yolunda,

Melek annem, güzel annem.

Anne yüzü ne asil yüz,

Anne gözü ne derin göz,

Anne özü, pırlanta öz,

Melek annem, güzel annem.

Rıfat Necdet EVRİMER

CANIM ANNEM

Yemeyip de yediren,
Giymeyip de giydiren,
Her an bizi düşünen
Canım annem, gül annem.

Kol açıp, kanat geren,
Ömrünü bize veren,
Biz gülünce sevinen
Canım annem, gül annem.

Bülent Özcan


ANNE ANNE ANNE

Ağaç olsan
Dal olurum anne
Yaprak olurum
Sana gelirim

Deniz olsan
Sel olurum anne
Irmak olurum
Sana gelirim

Bahçe olsan
Gül olurum anne
Toprak olurum
Sana gelirim

Güneş olsan
Yol olurum anne
Bayrak olurum
Sana gelirim

Tacettin Şimşek

ANNEM

Bağım olsa, bahçem olsa
İpek kumaş bohçam olsa,
Sabah olsa, akşam olsa
Annem gitmese yanımdan

Her zaman baksam yüzüne,
Uyurum yatsam dizine.
Rastlamadım kem sözüne
Sesi çıkmaz kulağımdan.

Bir sözünü iki etmem.
Canımı verir incitmem
Annemsiz cennete gitmem
Onu severim canımdan

İbrahim Şimşek



ANACIĞIM

Dünyada apayrı yeri olan bir sevgi
Anne sevgisi.
Artık ben de bir anayım.
Anam seni dünden daha çok seviyorum!
Çocukluğumda dua ederdim Allah’a
Anam ölmesin diye.
Tanrım kabul etti dualarımı,
Göstermedi bana senin acını.
Bu yıl da geldi ‘Anneler Günü’
Ne alsam sana yetmez,
Senin hakkın ödenmez!
Sana duygularımdan bir demet.
Anneler günün kutlu olsun.
Ellerinden öptüm, canım anacığım!

Nuray (Kahveci) Zaralı

Anneciğim
Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!

Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!

Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!…

Necip Fazıl KISAKÜREK

Anne
Sen baharda nazlı çiçek,
Ben çiçekte tombul böcek,
Sensin beni güldürecek,
Anneciğim, biriciğim.

Kulağımda tatlı sesin,
Ninni yavrum uyu dersin,
Sevgi bağın eksilmesin
Anneciğim, biriciğim.

Mevlüt KAPLAN

Annem
Küçükken başucumda
Bana ninni söylerdin

Sabahları uyanınca,
Beni okşar severdin.

Benim annem, güzel annem
Beni al dizlerine…

Kucağında okşa beni,
Ninniler söyle yine…

Bugün hâlâ kulağımda
Çınlıyor tatlı sesin.

Güzel annem, kalbimin sen,
En büyük neşesisin…

Coşkun ERTEPINAR

Annem
Annelerin en güzeli,
Sensin, benim güzel annem.
Ilık esen bahar yeli,
Sensin, benim güzel annem.

Güneş yüzlü, altın kalpli,
Ağır başlı, tatlı dilli,
Meleklerin eşi sanki
Sensin, benim güzel annem.

Açan çiçek, çağlayan su,
Gülümseyen engin duygu,
Evimizin mutluluğu
Sensin, benim güzel annem.

H.Latif SARIYÜCE

Özgürlük Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Özgürlük Şiiri,
Özgürlük ile ilgili Şiirler,
Özgürlük Üzerine Şiirler

ÖZGÜRLÜK Şiir

Karanlığa her baktığımda
Ansızın aklıma gelirsin
Sen yoksun yanımda
Kayboldum yokluğunda

Hasret duyarım sana
Gecenin sessizliğinde
Rüyalarımda…
Her nefes aldığımda

Benden uzak olsanda
Bensiz kalsanda
Beni sakın unutma!
Birgün yanına geleceğim
Bekle beni ÖZGÜRLÜK!

Özgürlük

düşünceyi durduran uyku
usu mumyalayan yalnızlık
göğün ağırlığını taşıyan ağaçlar
ağaçların ağırlığını taşıyan toprak

yürek yontusu tunç istenç
sonsuzluğun sayısız boyutlarınca görkemli
varlığın öğelerinde duyumsanan dirim
düşler dizgesi gezegen, uzak yıldızlar
bir özge özgürlük düşüncesi
bir özge yaşamak için

Göz yaşları mahkumdan

Mahkumları göz yaşları
İnci tanesi değil
Alev topudur
Düştüğü yeri yakar
Kömür eder kül eder
Mahkumların sesi
Yanık olur yürek dağlar
Mahkum olan pişmandır
Önce sucu işler sonra düşünür
Demir parmaklılar ardında
Yaşayamayacağı hayatına
Ölesiye üzülür
Son pişmanlık fayda etmez oysa
Mahkum ağlasa da yansa da
Kara yazı yazılmıştır anlına

ÖZGÜRLÜK ATALARI

Nesilde silsile var,nesle dediler kuşak
Birindeki asîl ruh,diğerindeki uşak

TÜRKLÜK bizim neslimiz ASYA’da ilk yurdumuz
Bizi oddan kurtaran ASENA’dır kurdumuz…

Özgürlüğü ilk duyan,dünyaya yayan biziz
İlik gibi özgürlük dolu kemiklerimiz…

Esirlik ne bilmeyiz,biz özgürce yaşarız
ÖZGÜRLÜK TARİHİ ‘ nin her sayfasında varız…

FRANSA yardım aldı KANUNİ SÜLEYMAN’ dan
FRANSIZ DEVRİMİ’ nin özünde odur yatan…

KIZILDERİLİLER ‘ in deniyor TÜRK atası,
O mayayla kuruldu günün AMERİKA ‘ SI…

Başlar üstünde BAYRAK ve tam egemen VATAN,
ÖZGÜR YAŞAM aşkıdır şairleri coşturan…

Ne şairler su içti bu GÖZE kutsal nîmet…
Bak işte NAMIK KEMAL…bak işte NAZIM HİKMET…

SABAHATTİN ALİ ‘ ye odur sabrı öğreten
‘ALDIRMA GÖNÜL…’ diye hisli şiir söyleten…

MEHMET AKİF yazıyor ‘ÇANAKKALE DESTANI…’
‘İSTİKLAL MARŞI ‘ TÜRK’ün son özgürlük ilânı…

Güttüğümüz siyaset ne ırk! ne kafatası…
TÜRKLÜK hakkın simgesi,özgürlüğün atası…

Dünyaya tek tip anıt dikilecekse eğer
O,ATATÜRK olmalı, ancak ona bu değer…

Kaderin cilvesi bu…veren dâima verir…
Kötülüklerin tümü verdiklerinden gelir.

Yalnızlık Şiirleri Ünlü Şairler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ünlü Şairlerin Yalnızlık Şiirleri,
Ünlü Şairlerin Yalnızlıkla İlgili Şiirleri

ORHAN VELİ KANIK Yalnızlık şiiri

Bilmezler yalnız yaşamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler.

Necip Fazıl Kısakürek Yalnızlık şiir

Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;
İşte yakalandık, kelepçelendik!
Çıktınız umulmaz anda karşıma,
Başımın tokmağı indi başıma.
Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme!
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!
Nur topu günlerin kanına girdim.
Kutsi emaneti yedim, bitirdim.
Doğmaz güneşlere bağlandı vade;
Dişlerinde, köpek nefsin, irade.
Günah, günah, hasad yerinde demet;
Merhamet, suçumdan aşkın merhamet!
Olur mu, dünyaya indirsem kepenk:
Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk?
Çıkamam, aynalar, aynalar zindan.
Bakamam, aynada, aynada vicdan;
Beni beklemeyin, o bir hevesti;
Gelemem, aynalar yolumu kesti.


Özdemir Asaf

Yalnız

Yanlızlık paylaşılmaz
Paylaşılırsa yanlızlık olmaz
Yanar sobasında
Yalnız’ın üşüyen bakışları
Lambasında karanlığa dönük
Bir ışık titrek sönük sönük
Penceresi dışına kapanmıştır
Kapısı içine örtük
Bir sözde saklanmış bir yalanı
Bir gözde okuduğundan
Bakmaz kendi gözlerine bile

Ölüm Şiirleri Ünlü Şairler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ünlü Şairlerin Ölüm Şiirleri
ünlülerin ölüm şiirleri
şairlerden ölüm şiirleri

Ölümün sırrı

Ölümün sırrını sordum bir gence
Güldü de bu ani suale önce
Ölüm dedi, ölüm bir hiçtir bence
Gençliğimi yalnız aşk ile ördüm

Rast geldim ak saçlı bir ihtiyara
Lanetler ederdi bir eski yare
Sorunca ölümü dedi bir çare
Çünkü rüya gibi bir hayat sürdüm

Bu sırrı sormağa karar verdim ben
Hayatı hicranla dolu ölüden
Baktı boş gözlerle ayet okurken
Dedi ben hayatı ölümde gördüm

Nazım Hikmet

BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM…

Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin…
Fedakârlığımı anlıyorsun:
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar…
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak:
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
İçimden bir şey:
belki diyor.
18 ŞUBAT 1945
PİRAYE NAZIM HİKMET.

Ölüm ve Oğlum
Ne yaman çiğköfteymiş ki bu ölüm
Şalgam suları iniyor şakaklarımdan
ben hala susuyorum
Gözlerimle taşlarcasına bir kör kuyuyu…
Nerde kaldı bire saka kuşu
Su gibi bildiğin o su kasidesi?
Ve dudaklarımı sevsinler
bir barut bulutuyla sanki
ortadan biçilmiş bir güneş
Aynı çığlığı mı ezberleyecek dersin
akşamcılar akşama tövbe edinceye dek

Düzayaktı Attar A’met Efendiden Kartal Baba Tekkesine
Bu seferki yolum ise
ardımdan gelen kolun
ölüsıra yürüyen
kilden, kirloz bir bayrak
epiy de yokuş üstelik
ve giderayak
Sırtına vurmuş yada
buruşuk bir şipka biberini
Meyvahoşa koşturuyor
mork çizmeleriyle bir kırkayak
Nasıl koşturduysa tulumbacılar eskiden
yeşil karga tulumbalarını yangına
Yandım diye böğürmüşüm
Böğrüm yiyince böğrümden
o çiğköfteyi
YANDIM

Öylebi kuşaktık ki biz oğlum
yine de sen ölüyorsun
boynuna sarılınca ben
Ve o domuz var ya İncildeki
cümle günahı yüklenip
uçuruma atlayan domuz
Biz öyle bilem olamıyoruz…
Meşksiz aşklarla senlerin
başına tacettiğimiz
o güzelim elmayı
Utanmadan o ulusal
akbabamıza sunuyoruz
kellerinizle birlikte
Bu gidişle korkarım
bi tek ses kalacak bizden
tıkırtısı farenin
Kendi tahta kuyruğunu kemiren

Cama vurulmuş güneş kırıldı
Nar daneleri döküldü suya
Yandım diye böğürüyorum
Ama bu kırkayak oynunda
Öyle yakın ki ölümle oğlum
Uyak oluvermişler adeta
Ben ne demeye hala
Sözümona bir inci gibi
Acının yanardağ bardağında
Kendi kendime eriyim?
Oysa bu dünya denen ağacın
Türkiye denen çatağında
Öyle bir oğul var ki oğul
Ölüme değil, ölüme
Yaşanmaya bi ölüm bal

Cama vurulmuş güneş kırıldı
Nar daneleri döküldü suya
Gayrı adam oldu diye babam
Oğlum beni sevse ya

CAN YÜCEL

Baharla Ölüm Konuşmaları – Can YÜCEL

I

Memelerim koparıyor

Yüzyıl süren bir yalnızlık

dile gelmişçesine

Nasıl nasıl bir sevinç yarabbi!

Ve ağrıya

ağrıya tabi,

ağraya

ağraya ağbi

Nakkaş Tepe de ancak

bezmimize böyle gelmiştir

Gelincikleri ve Nazım Hikmet’leriyle

Yerbilimsel bir hapisten sonra

II

İçimdeki karanlığı patlatacağım

Zifiri bir Su akacak

kamışımdan toprağa

Bir kedi yavrulayacak

köpek dişli bir kedi

Ve böğürtlenler köpürecek ağzından

Yedikçe

kendi

kendini

mayhoş

Ya da Posta Nazırı dedemden kalma

Mors’un en morundan bir karga

Konacak karşıki direğin doruğuna

Düşmanlarım öyle doldurmuşlar ki onu

Ne kadar taşlasan boş

oynamıyor yerinden

Ben kargadan korkmam ama

bunun gözleri baykuş

Ve tüyleri güngörmedik deniz dipleri kadar ıslak

can dündar

Ölünün Odası
Bir oda, yerde bir mum, perdeler indirilmiş;
Yerde çıplak bir gömlek; korkusundan dirilmiş.
Sütbeyaz duvarlarda çivilerin gölgesi
Artık ne bir çıtırtı ne de bir ayak sesi…
Yatıyor yatağında dimdik, upuzun, ölü;
Üstü, boynuna kadar bir çarşafla örtülü.
Bezin üstünde ayak parmaklarının izi;
Mum alevinden sarı, baygın ve donuk benzi.
Son nefesle göğsü boş, eli uzanmış yana;
Gözleri renkli bir cam; mıhlı ahşap tavana.
Sarkık dudaklarının ucunda bir çizgi var;
Küçük bir çizgi, küçük, titreyen bir an kadar.
Sarkık dudaklarında asılı titrek bir an;
Belli ki, birdenbire gitmiş çırpınamadan.
Bu benim kendi ölüm, bu benim kendi ölüm;
Bana geldiği zaman, böyle gelecek ölüm

Necip Fazıl Kısakürek

Yalnızlık Şiirleri Özdemir Asaf

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Özdemir Asaf Yalnızlık Şiirleri,
Yalnızlık Şiiri Özdemir Asaf,
Yalnızlık Özdemir Asaf

Özdemir Asafın Yalnızlık Şiiri

Yalnızlık

I
Yalniz kaldınız sanırsınız,
Biliyorum.
Yalnız bırakılmışsınız,
Biliyorum.
Ötesi yok.

II

Ötesi var:
Yalnızlık
Müziğin bile seni dinlemesidir.
Yalnızlık
İnsanın kendine mektup yazması
Ve dönüp-dönüp onu okuması
Yalnızlığın da ötesidir.

Özdemir Asaf


Yalnızlık Paylaşılmaz

Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan..
Dışından anlaşılmaz.

Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan..
Paylaşılmaz.

Bir düşün’de beni sana ayıran
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.

Özdemir Asaf

Çanakkale Marşı Sözleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012
Çanakkale Marşı Sözleri
Çanakkale Marşı

Çanakkale Marşı

Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmaden mezara koydular beni
Ooof Gençliğim eyvah

Çanakkale içinde aynalı çarşı
Ana ben gidiyom düşmana karşı
Ooof Gençliğim eyvah

Çanakkale içinde sıra serviler
Binbaşılar oturmuş asker öğütler
Ooof Gençliğim eyvah

Çanakkale içinde bir kırık testi
Anneler ve babalar ümidi kesti
Ooof Gençliğim eyvah

Arı burnundan çıktık yan basa basa
Hep düşmanlar kaçıyor kan kusa kusa
Ooof Gençliğim eyvah