polislerle ilgili şiirler, polis haftası şiirleri, polis şiiri
10 Nisan 1845’de doğduk biz ölümsüzlüğe, O gün yemin ettik Milletimize, Koruyacağız asayişi,cumhuriyeti, Vatan yolunda karşılıksız ölmeyi.
Adadık kendimizi biz bu yurda, Ölürüz karşılıksız bu uğurda, Kopsa kolumuz,olmasa bacağımız, Vatan yolunda yok olsun canımız.
Ben Polisim Ben Polisim, Cennet Vatanında, Asayişi sağlamaktır görevim, Vatandaşım huzurluysa Ben de huzurluyum.
Ben Polisim, İnsanımızın güvencesiyim, Hoşgörülü sevecenim.
Kim ki yasa tanımaz, Halkımın huzurunu kaçırıyor, Sorumsuzca saldırıyorsa… Dikilirim karşısına,dur derim! Demokratik,özgür ülkemde Dirlik,düzenlik istedim.
Ben Polisim, Gecem gündüzüm yok benim, Yaz ve kış,görevim sorumluluğunu, Omuzlarımda taşırım. Vatandaşım huzurluysa, Budur benim düğünüm,bayramım,
Ben gücümü halkımdan alırım, Demokrasi ve özgürlük, Karakterim olmuş benim. Geleceğe güvenlem bakmak, Hakkıdır her bireyin.
Ben Polisim, İnsanım huzuru için yara aldım, Kimi elimi,kimi ayağımı verdim, Sakatlandım. Her zorluga göğüs gerdim, Dahası canımı verdim.
Ben Polisim, Yüzelliyedi (157) yıldır, Barış ve Özğürlük yolunda yürüyorum, Gururluyum,dimdik başım. İnsana,insanca davranmak, Güvenliği sağlamaktır savaşım.
Ben Polisim, Kırılırsam,kolay olmaz tamirim, Asayiş berkemaldir amirim.
Bektaş YAVUZ
Bir Polis Olacağım Bir polis olacağım çelikten kanadımla, Edirne’den Kars’a kadar yurdumu koruyacağım, Bir polis olacağım şefkatli ellerimle, Her zaman iyilerin yanında yer alacağım.
Bir polis olacağım hak yolunda, Ebediyen iyiliğin timsali kalacağım, Bir polis olacağım kanımla canımla, Sonsuza denk kötülüklerle savaşacağım.
Bir polis olacağım üstün azmimle, Milletimi yükseltip yücelteceğim, Bir polis olacağım kişiliğimle, Bütün dünyaya örnek olacağım.
Bir polis olacağım dünyadan, İyileri seçip ayıracağım, Bir polis olacağım gönül bahçemden , Milletime güller uzatacağım.
Polis Yücelir görevi hakkıyla yapan Alçalır Vatana ihanet eden Kurulur tuzaklar bekler bir kapan Dikkat et kendini kaptırma Polis…
Şehirde ışıksın hep yanıyorsun Görev yapmaz isen kirleniyorsun Adaletten ayrılma seviliyorsun Başın yükseklere değmeli Polis…
His arkadaşın vicdan rehberin Anarşi hortlarsa boğar ellerin Yardım edip yol gösterir sözlerin Ne yüce ne büyük görevin Polis…
Devlete sahip çık bırakma garip Bayrak dalgalanır çıkarsak sahip Milli duygu artsın olmasın kayıp Alkışlar şahsına ismine Polis…
Kentlerde kolluksun düzen sağlarsın Hafiyesin dedekdifsin sivilsin varsın Suçlular kaçamaz bulur tutarsın Ne güzel duruşun görüntün Polis…
Mukaddes görevin adaletin var Kolların mazlumu okşayıp sarar Garibana muhtaca sağlarsın yarar Çiçeksin, peteksin, sıcaksın Polis…
Mehmet Karlı
Polis Amca Kovun gitsin hüznünüz Neşe dolsun yüzünüz Mutlu geçsin ömrünüz Polis Amca,Polis Amca
Güvenliktir tüm işiniz Hak,adalettir gücünüz İnsanlıktır seçiminiz Polis Amca,Polis Amca
Adil olmak esas görev Hakkaniyet gerçek ödev Gönül “kabe kırmadan sev Polis Amca,Polis Amca
Cana,mala destek sizde Mazlumlara kuvvet sizde Adalete güven bizde Polis Amca,Polis Amca
Sayenizde işimize Rahat gelip gidiyoruz Yiyip içip geçiyoruz Polis Amca,Polis Amca
Helal olsun yediğiniz Şifa olsun içtiğiniz Mübarektir göreviniz Polis Amca,Polis Amca
baba ile ilgili şiirler,baba ile ilgili kısa şiirler,babayla ilgili şiirler,babalar hakkında şiirler,babalar ile ilgili şiir
CANIM BABAM
Biliyorum belki de,giymeye yok elbisen Saklanmış güzelliğin yüzünde desen desen Hata yaptım affettin bir gün bana gel desen Koşarak ayağına gelirim canım babam
Yine gözlerim doldu hayatın cilvesinden Bıktım artık dünyanın bitmeyen çilesinden Darbe yedim nedense bütün sevdiklerimden O sıcak kucağına sığınır oldum,babam
Menfaat,makam için bana el sıktırtmadın Saygılı ol,sev dedin başka laf duyurmadın Hastayım başucumda durdun hep,uyumadın Sana layık bir oğul,olamadım ben babam
Bu dünyada kalmamış sevgiye değer veren Ama nedense fazla binbir oyun çeviren O büyük sevgileri,parasıyla deviren İnsanlardan sığındım sana,sığındım babam
Baba
Sığmazsın bilirim bir kaç mısraya, Anlatmak isterim seni dünyaya, Acelen neydiki uçtun semaya, Mezar,ının başında ağlarım baba,
Gururu sevgiyi senden öğrendim, Mis gibi kokunu özledim baba, Bu kadar genç yaşda ölmemeliydin, Hasretin ciğerimi deliyor baba,
Bu kadar acıya nasıl dayandın, Sabırlı olmayı öğrettin baba, Bu koca dünyaya neden sığmadın, Geride bıraktın bizleri baba,
Hastane yolları kaderin oldu, Yanında biz varız üzülme baba, O kanser illeti ecelin oldu, Mevladan ümitler kesilmez baba,
Sen gittin kimsemiz kalmadı şimdi, Bizi terketmeye hakkın yok baba, Dostum dediklerin düşmandır şimdi, İyiki namerdi görmedin baba,
Siğaran elinde kaşların çatık, Nasılda sevdiğini gizlerdin baba, Bir dilim ekmeğe soğanı katık, Çayıda çok fazla severdin baba,
Şenol Mersin
BABA
ben artik büyüdüm baba hata yaptim ama hatami anladim sen kissan bile, dövsen bile babamsin senin vurdugun yerde gül biter baba affet beni baba bana SEN göz kulak oldun beni SEN büyüttün SEN kucagina aldin SEN sevdin SEN korudun benim icin SEN üzüldün SEN korkdun bana birsey olacak diye hic bir eksigim yok herseyim var cünkü hep sen yanimdasin bana güc veren sensin ve seni istemiyerek üzen benim AFFET BENI BABA
BABA DİYEMEDİM
babanın kendisini bilmedim benim için bi kelimeden ibaretti baba yaşıyordu ama yanımda yoktu yokluğu beni için için yaktı alıştım yokluğuna kabullendim bi şekilde yanan yaramı sardım sarmaladım öyle sandım büyüdükçe yanımda istedim kızım diyen sesini duymak istedim başımı okşayan ellerini istedim ağladığımda sineminde olmak istedim sevindiğimde boynuna atlamak istedim ve edebiyen ona bakmak baba kız olmak istedim çokmu şey istedim yooo ben hakkım olan babamı istedim özlem duyurdu canımı yaktı ağlattı şimdiyse arıyor kızım diyor içim ne kadar yansada babam diyemedim kızım da dedirtmem yaşamadımki beni yaşasın yaşatmadıki yaşatayım ilk ve son görüşüm olur hakkını helal et baba keşke yanımda olsaydıda kötü olsaydı bunu bile severdim
CANIM BABAM
Canım babam, Evimin diğeri babam. Seni seviyorum, Babalar gününü kutluyorum.
güzel anneler ile ilgili şiirler anneler günü için güzel şiirler anneler gunu için siir anneler günü için çocuk şiirleri
ANNEM
Annelerin en güzeli, Sensin, benim güzel annem. Ilık esen bahar yeli, Sensin, benim güzel annem.
Güneş yüzlü, altın kalpli, Ağır başlı, tatlı dilli, Meleklerin eşi sanki Sensin, benim güzel annem.
Açan çiçek, çağlayan su, Gülümseyen engin duygu, Evimizin mutluluğu Sensin, benim güzel annem.
H. Latif SARIYÜCE
ANNEM
Bağım olsa, bahçem olsa İpek kumaş bohçam olsa, Sabah olsa, akşam olsa Annem gitmese yanımdan
Her zaman baksam yüzüne, Uyurum yatsam dizine. Rastlamadım kem sözüne Sesi çıkmaz kulağımdan.
Bir sözünü iki etmem. Canımı verir incitmem Annemsiz cennete gitmem Onu severim canımdan
İbrahim ŞİMŞEK
ANNE
Annemi ben çok severim, Melek annem, güzel annem, Üzülmesin sakın derim Melek annem, güzel annem.
İyi doğru sözler onda, Şefkat dolu gözler onda, Sevgi, ışık var yolunda, Melek annem, güzel annem.
Anne yüzü ne asil yüz, Anne gözü ne derin göz, Anne özü, pırlanta öz, Melek annem, güzel annem.
Rıfat Necdet EVRİMER
ANNECİĞİM
Ne sevimli bir annesin! Ne tatlıdır senin sesin! Benim canım mısın nesin Sen olmazsan yapamam ben!..
Senden yakın kim var bana? Kalbim, canım bağlı sana!.. Üzüntüm yok ondan yana Seviyorsun beni de sen.
Gülsem güler yüzün Ağlamamdan alır hüzün… Senin gecen ve gündüzün Işık alır sanki benden!
Rakım ÇALAPALA
ANACIĞIM
—Anneme ve bütün annelere—
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Kaç geceler bana ninni söylerdi Hasta olunca oydu başucumda bekleyen Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Uzun kış geceleri masal masaldı Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı Akşam biraz geciksem yollara düşerdi Sokağa çıkarken «Yavrucuğum üşütme» derdi. Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Bilirim yine kalbinde yerim anacığım Selam sana Anneler Günü İstanbul’dan Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan Vefalı ellerinden öperim anacığım.
farkında olmalı ınsan..bir damlacık sudan nasıl yaratıldıgını farketmelı..anne karnınasıgarken dünyaya neden sıgamadıgını v en sonunda bi metrekaralık yere nasıl sıgmak zorunda kalacagını farketmeli..henuz bebekken dunya benım dercesıne avuclarının sımdıkı kapalı oldugunu,ölürken de aynı avucların herseyı bırakıp gidiyorum işte dercesıne apacık kaldıgını farketmeli…..
Adana şiir, Adana ile ilgili şiirler Adana hakkında şiirler
Memleketim Adana
Kuzeyinde sıralanmış karlı toros dağları duruyor, Güneyinde Akdeniz masmavi, rüzgarı savururuyor, Üç taraftan şehirlere yol veriyor. Sevgi adası Bayraklarıyla,gölün ortasında duruyor. Benim memleketim ADANA
Bu topraklar atalarımın toprakları Bu şehirde gördüm kendimi, Sıcak yaz güneşlerinde, Aşk gibi kavurur insanı Benim memleketim ADANA
Her tarafı tarih kokar Seyhan nehri güzellikler katar Taş köprü ahenkli bakar Diger yerde ceyhan akar Benim memleketim ADANA
Ovaları hayat verir Seyhan, ceyhan arasında durur Mis kokulu baharı olur Limon portakal başka olur. Benim memleketim ADANA
Münevver Düver
Aşığım Adana
Güzel olur Adana’nın baharı, Burcu burcu kokar portakalları, Hasretle beklerim her yıl baharı, Aşık oldum sana güzel Adana.
Irmağında köprüleri sıralı, Kızların saçları hep boyalı, Barajları birbirine dayalı, Aşık oldum sana güzel Adana.
Sıcak olur Adana’nın yazları, Dolar taşar pavyonları, sazları, Kibar olur gelinleri kızları, Aşık oldum sana güzel Adana.
Zengini denize yaylaya çıkar, Fakiri çoktur yokluktan bıkar, Güzeli çoktur içimi yakar, Aşık oldum sana güzel Adana. İbiş Top
Anne Sevgisi Sıcağın sinmiş bana, Seni severim ana.
Sensin bana can veren, Sensin bana kan veren.
Küçükken yudum yudum, Sütlerinle uyudum.
Kulağıma ninniler, Neler söyledin, neler.
Beni büyüttün ana, Beni yürüttün ana.
M.Necati ÖNGAY
Anneme Mektup Ben bu gurbete ile düştüm düşeli, Her gün biraz daha süzülmekteyim. Her gece, içinde mermer döşeli, Bir soğuk yatakta büzülmekteyim. Böylece bir lâhza kaldığım zaman, Geceyi koynuma aldığım zaman, Gözlerim kapanıp daldığım zaman, Yeniden yollara düzülmekteyim. Son günüm yaklaştı görünesiye, Kalmadı bir adım yol ileriye; Yüzünü görmeden ölürsem diye, Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim.
Necip Fazıl Kısakürek
Anneciğim Ne sevimli bir annesin! Ne tatlıdır senin sesin! Benim canım mısın nesin Sen olmazsan yapamam ben!
Senden yakın kim var bana? Kalbim, canım bağlı sana!.. Üzüntüm yok ondan yana Seviyorsun beni de sen.
Gülsem güler yüzün Ağlamamdan alır hüzün… Senin gecen ve gündüzün Işık alır sanki benden!
Rakım ÇALAPALA
ANNECİĞİM
Ne sevimli bir annesin! Ne tatlıdır senin sesin! Benim canım mısın nesin Sen olmazsan yapamam ben!..
Senden yakın kim var bana? Kalbim, canım bağlı sana!.. Üzüntüm yok ondan yana Seviyorsun beni de sen.
Gülsem güler yüzün Ağlamamdan alır hüzün… Senin gecen ve gündüzün Işık alır sanki benden!
Rakım Çalapala
Annem Sen olmasaydın annem; Ne doğar, ne yaşardım Senin şefkatinle ben Büyümeyi başardım.
Üzerime titrersin, Korursun kanadınla Canıma can katarsın Sen annelik adınla.
Sana neler borçludur, Düşün bir evlat anne! Kan veren, can verensin, Ya benim verdiğim ne?
Sana candan sevgimi, Saygımı sunacağım, Bu gün tüm anneleri Minnetle anacağım.
Vefa ÇAĞAN
Anneler Günü Anneciğim bugün sen dur, Ben bakayım sana n’olur.. Ne istersen pişireyim, Evi silip devşireyim.
Ben doldurdum aklarını, Ödeyemem haklarını. Bugün senin günün anne, Bak kendini yordun gene.
Canım kadar sevdiğim kim Benim canım anneciğim. Canım kadar sevdiğim kim? Benim canım anneciğim.
Hüseyin KALABA
Sakla Beni Anne Sen ninni söylerken anne Ak güvercinler evimize Gelinböcekleri konuyor Saçımın tellerine
Sen masal söylerken anne Mor menekşeler açıyor sesinde Yüzünden kalkan kelebekler Yavaşça konuyor kirpiklerime
Sen ninni söylerken anne Başucumda mı uykum Yastığımın altında mı Söyle girsinler gözlerime
Söyle şu kedilere anne Miyavlamasınlar eğri büğrü Oyuncağımı korkutmasınlar Girmesinler düşüne
Yumuyor gözlerimi gizli bir el Yüzünü göremiyorum anne Sar beni sakla beni Sıcak sevgiler içine
Tavan nere gitti anne Nere gitti evimizin duvarları Daya ellerini anneciğim Kediler düşmesin üstüme
Ali YÜCE
ANNEM Bağım olsa, bahçem olsa
İpek kumaş bohçam olsa,
Sabah olsa, akşam olsa
Annem gitmese yanımdan.
Her zaman baksam yüzüne,
Uyurum yatsam dizine.
Rastlamadım kem sözüne
Sesi çıkmaz kulağımdan.
Bir sözünü iki etmem.
Canımı verir incitmem
Annemsiz cennete gitmem
Onu severim canımdan
İbrahim ŞİMŞEK
ANNE
Annemi ben çok severim,
Melek annem, güzel annem,
Üzülmesin sakın derim
Melek annem, güzel annem.
İyi doğru sözler onda,
Şefkat dolu gözler onda,
Sevgi, ışık var yolunda,
Melek annem, güzel annem.
Anne yüzü ne asil yüz,
Anne gözü ne derin göz,
Anne özü, pırlanta öz,
Melek annem, güzel annem.
Rıfat Necdet EVRİMER
CANIM ANNEM
Yemeyip de yediren, Giymeyip de giydiren, Her an bizi düşünen Canım annem, gül annem.
Kol açıp, kanat geren, Ömrünü bize veren, Biz gülünce sevinen Canım annem, gül annem.
Bülent Özcan
ANNE ANNE ANNE
Ağaç olsan Dal olurum anne Yaprak olurum Sana gelirim
Deniz olsan Sel olurum anne Irmak olurum Sana gelirim
Bahçe olsan Gül olurum anne Toprak olurum Sana gelirim
Güneş olsan Yol olurum anne Bayrak olurum Sana gelirim
Tacettin Şimşek
ANNEM
Bağım olsa, bahçem olsa İpek kumaş bohçam olsa, Sabah olsa, akşam olsa Annem gitmese yanımdan
Her zaman baksam yüzüne, Uyurum yatsam dizine. Rastlamadım kem sözüne Sesi çıkmaz kulağımdan.
Bir sözünü iki etmem. Canımı verir incitmem Annemsiz cennete gitmem Onu severim canımdan
İbrahim Şimşek
ANACIĞIM
Dünyada apayrı yeri olan bir sevgi Anne sevgisi. Artık ben de bir anayım. Anam seni dünden daha çok seviyorum! Çocukluğumda dua ederdim Allah’a Anam ölmesin diye. Tanrım kabul etti dualarımı, Göstermedi bana senin acını. Bu yıl da geldi ‘Anneler Günü’ Ne alsam sana yetmez, Senin hakkın ödenmez! Sana duygularımdan bir demet. Anneler günün kutlu olsun. Ellerinden öptüm, canım anacığım!
Nuray (Kahveci) Zaralı
Anneciğim Ak saçlı başını alıp eline, Kara hülyalara dal anneciğim! O titrek kalbini bahtın yeline, Bir ince tüy gibi sal anneciğim!
Sanma bir gün geçer bu karanlıklar, Gecenin ardında yine gece var; Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar, Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!
Gözlerinde aksi bir derin hiçin, Kanadın yayılmış, çırpınmak için; Bu kış yolculuk var, diyorsa için, Beni de beraber al anneciğim!…
Necip Fazıl KISAKÜREK
Anne Sen baharda nazlı çiçek, Ben çiçekte tombul böcek, Sensin beni güldürecek, Anneciğim, biriciğim.
Kulağımda tatlı sesin, Ninni yavrum uyu dersin, Sevgi bağın eksilmesin Anneciğim, biriciğim.
Mevlüt KAPLAN
Annem Küçükken başucumda Bana ninni söylerdin
Sabahları uyanınca, Beni okşar severdin.
Benim annem, güzel annem Beni al dizlerine…
Kucağında okşa beni, Ninniler söyle yine…
Bugün hâlâ kulağımda Çınlıyor tatlı sesin.
Güzel annem, kalbimin sen, En büyük neşesisin…
Coşkun ERTEPINAR
Annem Annelerin en güzeli, Sensin, benim güzel annem. Ilık esen bahar yeli, Sensin, benim güzel annem.
Güneş yüzlü, altın kalpli, Ağır başlı, tatlı dilli, Meleklerin eşi sanki Sensin, benim güzel annem.
Açan çiçek, çağlayan su, Gülümseyen engin duygu, Evimizin mutluluğu Sensin, benim güzel annem.
2 Kıtalık Öğretmen Şiirleri, İki Kıtalık Öğretmen Şiirleri, Kısa Öğretmen Şiirleri iki Kıtalık
Canım Öğretmenim Şiiri
Ailemden sonra seni tanıdım. Aynı sevgi,ilgi,sıcaklıgı sende tattım. Sen ögrettin sayıları,şekilleri,renkleri,
Sevmeyi,paylasmayı,ortak olmayı. Kendimi seninle kesfettim. Seni herseyden cok sevdim. BENİM CANIM ÖĞRETMENİM.
Sevgili Öğretmenim
Sevgili öğretmenim, İnan sen bir ışıksın. Yanarsın gece gündüz. Aydınlatırsın bizi. Doğruyu, güzeli, Bize sen öğretirsin.
Vatanıma sevgiyi, Kalbimize sen korsun. Çevreni aydınlatır, Bir mum gibi erirsin. Anne – baba gibisin, Bizi, bağrına hep basarsın.
Fethi BOLAYIR
İsim Bulunmaz Sana
İsim Bulunmaz Sana Kutsal İşine Uyan Sen Ki Örnek İnsansın Acıyan, Seven,Duyan
Kalbin Uçsuz, Bucaksız, Engin Denizler Gibi, Gözlerin İçindeki Cevheri Gizler Gibi
Öğretmenim
Yolsuz köye gittin yaya Gönül verdin cagdasliga Karanligi del dedinya Delecegim ögretmenim
Olur ettin olunmazi Deldin kaleminle tasi Bil dedinya bilinmezi Bilecegim ögretmenim
Öğretmenim
Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum demiş ulu bir kişi sen bana sen yirmi dokuz harf öğrettin öğretmenim.
Köleliğe karşı olsan da sen ben olurum seve seve yirmi dokuz kere kırk yıl senin kölen!
Fevzi GÜNENÇ
KÖY ÖĞRETMENİ
Ben bir köy öğretmeniyim, Alnımda ışık, Gözlerimde nur.. Alıp götürmeyin beni şehirlere, Götürmeyin, ne olur.. Bir köy öğretmeniyim, Katıksız duygular içinde yaşarım.
Çıplak ayaklar basar yüreğime, Onları tutar, okşarım. Bir köy öğretmeniyim, Çaresizlik ekmeğim, keder gözyaşım, Umut ve sevgiyim çarpan kalplerde, Dağlardan daha çok yücedir başım. Ben bir köy öğretmeniyim, Evlerde motif, dillerde destan Gölgesi düşer ay-yıldızın üstümüze, Ve gönüllerde büyür vatan…
Göktürk Mehmet UYTUN
Canım Öğretmenim
Bir çok şeyler öğrettin, Yaramazlıklarıma sabrettin, Hatalarımı düzelttin, Benim Canım Öğretmenim.
Sen bir gül gibisin, Bize hep gülümsersin, Bilirim bizi seversin, Benim Canım Öğretmenim.
Atatürk’ü översin, Onu örnek alın dersin, En iyi olmamızı istersin, Benim Canım Öğretmenim.
Birbirinizi sevin dersin, Hepimizi seversin, Barışın güzel olduğunu söylersin, Benim Canım Öğretmenim.
Ölüm Şiirleri Necip Fazıl kısakürek Necip Fazıl Kısakürek ölüm şiirleri Necip Fazıl Ölüm Şiirleri
Ölünün Odası Bir oda, yerde bir mum, perdeler indirilmiş; Yerde çıplak bir gömlek; korkusundan dirilmiş. Sütbeyaz duvarlarda çivilerin gölgesi Artık ne bir çıtırtı ne de bir ayak sesi… Yatıyor yatağında dimdik, upuzun, ölü; Üstü, boynuna kadar bir çarşafla örtülü. Bezin üstünde ayak parmaklarının izi; Mum alevinden sarı, baygın ve donuk benzi. Son nefesle göğsü boş, eli uzanmış yana; Gözleri renkli bir cam; mıhlı ahşap tavana. Sarkık dudaklarının ucunda bir çizgi var; Küçük bir çizgi, küçük, titreyen bir an kadar. Sarkık dudaklarında asılı titrek bir an; Belli ki, birdenbire gitmiş çırpınamadan. Bu benim kendi ölüm, bu benim kendi ölüm; Bana geldiği zaman, böyle gelecek ölüm
Meriç Köprüsü ‘ nün altindan, gönül gözüyle egil, bak, Neler akip gider, göreceksin, o sularla birlikte. Ne kadar güçlü ugras, verirsen ver, akintiya inat, Nice eski sevdalar, kayip gider, kumlarla birlikte.
Nevzat Bilgiç
Memleket Şairi Nevzat Bilgiç’inTANITIM YAZISI
Sıla Benim, Gurbet Benim ‘ Memleketime Şiirler ‘ ve Onun Yazarı Nevzat Bilgiç Hakkında
Yazan: Araştırmacı, Gazeteci, Yazar Nazif Karaçam
Şair büyük insandır. Özellikle Memleket Şairi ise, daha büyüktür. Memleket Şairi olmak da kolay değildir. Bu tür şairlerde öncelikle Yurt ve Ulus sevgisi, geçmişin değerlerine bağlılık, Tarihe sevgi, Kahramanlara saygı başta gelir. Bizim edebiyatımızda böyle bir kaç şair vardır. Behçet Kemal Çağlar, Faruk Nafiz Çamlıbel, Mehmet Akif Ersoy ve tabii Yahya Kemal … Bu şairlerde Yurt güzellemesi, Tarih ve Ecdat sevgisi ,fazlasıyla dile gelmiştir. Ancak son yıllarda edebiyatımızda Memleketi terennüm eden şair pek görünmez olmuştur. Nevzat Bilgiç “ Az görüldüğünü söylediğim ” şairlerden biridir. “ SILA BENİM, GURBET BENİM, MEMLEKETİME ŞİİRLER “ onun üçüncü şiir kitabı olmaktadır. Daha önce “ KIRKLARELİ ’ NE ŞİİRLER ”, “ EDİRNE ’ YE ŞİİRLER ” adlı kitapları çıkmış olan şairin şimdi “ MEMLEKETİME ŞİİRLER ” kitapları ; Nevzat Bilgiç ’ in hayatında yer alan , öncelikli yerlere yazdığı şiirleri içermektedir.. Bundan sonra şairin “ SAKARYA ’ YA ŞİİRLER ” i de yazması gündemde olabilir. Bildiğim kadarı ile Nevzat Bilgiç ; saygısı, bağlılığı ve vefası olan insandır. Şüphesiz Nevzat Bilgiç bu yerleri ezbere şiir konusu yapmıyor. Çünkü yazdığı şiirlerde duygunun, coşkunun ötesinde bilgiler ve betimlemeler (tasvir) var. Görev gereği, Yurdu tanımak istek ve düşüncesiyle yöreleri gezip görmüş, fotoğraflamış ve sonrada oturup şiirleri yazmıştır. Yani Nevzat Bilgiç ; şiir yazmak için ilham Perisi ’ nin gelmesini beklememiş, duygulandıkça, düşündükçe şiir yazmıştır. Bu nedenle , genelde Nevzat Bilgiç ’ in şiirleri didaktiktir. Şiir onda öğrenmek, duygulanmak için bir araçtır. O, düşünen şair olmaktan çok duygu, coşku, inanç ve bilinç, tarih ve doğa şairidir. Tabii aynı zamanda bir Fotoğraf sanatçısı ’dır. Yurdunun güzelliğini fotoğraflamak, şiirleştirmek ; şair Nevzat Bilgiç ’ te adeta bir tutkudur. Nevzat Bilgiç ’ in şiirlerinde Tarih ile Tarih sevgisi, Ulus ve Atatürk sevgisi, geçmişin değerlerine bağlılık ve saygı, ondaki Tarih Bilinci ’ nin bir yansımasıdır. Kendisi Rumeli kökenli bir şairdir. Ataları Balkanlar ’dan gelmiştir.Bu nedenle Nevzat Bilgiç ’ te, biraz Yahya Kemal havası vardır. Vatan şairi Namık Kemal tavrı vardır. “ Ben gurbette değilim gurbet benim içimde ” deyişi vardır.
Yani kısaca şair ; çok yönlüdür. Karşılıksız Yurtsever ‘ dir, Gıllıgışsız Atatürk sevdalısıdır. Kısaca bir Türkiye ve Ulus milliyetçisi ‘ dir. Onda Türklük; onur ve gurur kaynağıdır. Irkçılığa dayanmayan bir insan sevgisi şairidir. Nevzat Bilgiç daha ziyade, genç kuşaklar için şiir yazan bir şairdir. Onları Ulusal değerlerde yetişmiş görmek idealidir. Şiirlerinde tarih ve coğrafya bilgisini öne çıkaran şair, coğrafyadan Vatan ‘ a bir yol olduğunu göstermeye çalışmaktadır. Kırklareli ‘ li olup, Edirne ’ de yaşamak, Edirne ’ den Yurdu düşünmek, Nevzat Bilgiç için bir MEMLEKET AÇILIMI ’ dır. Şairin bu yüce ülkü ve emelini selâmlamak bize vazifedir.
“ Bu topraklardan şair Nevzat Bilgiç Geçti ” demek bizim için tarihi bir tespit ve teyittir.
Dünyanın Bütün Çiçekleri Şiiri Dünyanın bütün çiçeklerini getirin bana dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya şiiri ceyhun atuf kansu dünyanın bütün çiçekleri
Bana çiçek getirin, dünyanın bütün çiçeklerini buraya getirin.” — Köy öğretmeni Şefik Sınıg’in son sözleri.
DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum Bütün çiçeklerini getirin buraya, Öğrencilerimi getirin, getirin buraya, Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer Bütün köy çocuklarını getirin buraya, Son bir ders vereceğim onlara, Son şarkımı söyleyeceğim, Getirin, getirin…ve sonra öleceğim.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, Kir ve dağ çiçeklerini istiyorum, Kaderleri bana benzeyen, Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları Geniş ovalarda kaybolur kokuları… Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin görün beni, Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini Bacımın suladığı fesleğenleri, Koy çiçeklerinin hepsini, hepsini, Avluların pembe entarili hatmisini, Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın, Aman Isparta güllerini de unutmayın Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum. Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım, Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden, Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden, Ne güller fışkırır çilelerimden, Kandır, hayattır, emektir benim güllerim, Korkmadım, korkmuyorum ölümden, Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, Baharda Polatlı kırlarında açan, Güz geldi mi Kop dağına göçen, Yörükler yaylasında Toroslarda eğleşen, Muş ovasından, Ağrı eteğinden, Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni, Eğin türkülerinin içine gömün beni.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, En güzellerini saymadım çiçeklerin, Çocukları, öğrencileri istiyorum. Yalnız ve çileli hayatimin çiçeklerini, Köy okullarında açan, gizli ve sessiz, O bakımsız, ama kokusu essiz çiçek. Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek, Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, Ben mezarsız yaşamayı diliyorum, Ölmemek istiyorum, yasamak istiyorum, Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın, Tarumar olmasın istiyorum, perişan olmasın, Beni bilse bilse çiçekler bilir, dostlarım, Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim, Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, Okulun duvarı çöktü altında kaldım, Ama ben dünya üstündeyim, toprakta, Yaz kış bir şey söyleyen toprakta, Çile çektim, yalnız kaldım, ama yasadım, Yurdumun çiçeklenmesi için daima yaşadım, Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir. Simdi sustum, örtün beni, yatırın buraya,
Can Yücel Şiirler, can yücel’in şiirleri, Can Yücel Şiirleri oku, can yücel şiirleri bağlanmayacaksın, can yücel şiirleri aşk, can yücel şiirleri anladım
Can Yücel Şiirleri
SENG-İ DERYA CAN YÜCEL
Daldı gözlerim Denizin o tirşe ve hareli gözlerine Derken Poseydon’la beraber Kaldırıp başlarımızı güneşin Gülkokusu bacaklarına baktık
Derken martılar geçti Sıyırarak suları yanımızdan Karşı sahilde akşamla yanan Beş pare cama gömmek için bizi…
ÖZLEDİM SENİ CAN YÜCEL
özledim seni… ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir. beynimi uyuşturuyor özlemin… çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca zamandır içimi ısıttığını yeni yeni anlıyorum Yokluğun, Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp mütemadiyen bir boşluğa Sabahları seni okşayarak başlamaları aksamları her isi bir kenara koyup seninle baş başa konuşmaları özlüyorum; oynaşmalarımızı, yürüyüşlerimizi, sevimli haşarılığını, çocuksu küskünlüğünü… Nasılda serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne kadar yumuşak bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken Gitmeni asla istemediğim halde buna mecbur olduğunu görmek ve sana bunları söylemeden ”git artık” demek ”beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa” demek sana nede zor seni görmemek ve belki yıllar sonra karsılaştığımızda bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden… yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek….
SEVGİ DUVARI CAN YÜCEL
sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi dilimizde akşamdan kalma bir küfür salonlar piyasalar sanat sevicileri derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni yakanda bir amonyak çiçeği yalnızlığım benim sidikli kontesim ne kadar rezil olursak o kadar iyi kumkapı meyhanelerine dadandık önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi aramızda görevliler ekipler hızır paşalar sabahları açıklarda bulurlardı leşimi öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri çöpçülerin elleriyle okşardın beni yalnızlığım benim süpürge saçlım ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi baktım gökte bir kırmızı bir uçak bol çelik bol yıldız bol insan bir gece sevgi duvarını aştık düştüğüm yer öyle açık seçik ki başucumda bir sen varsın bir de evren saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi yalnızlığım benim çoğul türkülerim ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi
Bağlanmayacaksın Can Yücel
Bağlanmayacaksın bir şeye Öyle körü körüne “O olmazsa yaşayamam” demeyeceksin Demeyeceksin işte Yaşarsın çünkü Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki Çok sevmeyeceksin mesela O daha az severse kırılırsın Ve zaten genellikle o daha az sever seni Senin O’nu sevdiğinden.
Çok sevmezsen çok acımazsın Çok sahiplenmeyince Çok aitte olmazsın hem Çalıştığın binayı Masanı, telefonunu, kartvizitini Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin, Güneşi, ayı, yıldızları Mesela kuzey yıldızı Senin yıldızın olacak “O benim” diyeceksin Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin.. Mesela gökkuşağı senin olacak
İllede bir şeye ait olacaksan, Renklere ait olacaksın, Mesela turuncuya, Yada pembeye, Ya da cennete ait olacaksın. Çok sahiplenmeden Çok ait olmadan yaşayacaksın Senin değillermiş gibi davranacaksın Hem hiçbir şeyin olmazsa Kaybetmekten de korkmazsın Onlarsızda yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın Çok eşyan olmayacak mesela evinde Paldır küldür yürüyebileceksin İlle de bir şeyleri sahipleneceksen Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat İlişik yaşayacaksın Ucundan tutarak..
Ne zaman baksam çevreme elli yıl sonra Hep aynı gördüklerim; bir keşmekeş, bir bozuk düzen Bir lokma ekmek uğruna tükenmesi insanların Yaşamak ve ölmek için hep aynı neden
Sefil doymazlık: ete, kana, paraya Öylesi bir açlık ki eksilmeyen, bitmeyen İnsan, ezebildiğince mutlu insan, oğul Nereye gidersen git hep o tuzak, o dümen
Küçük hesaplarla kabaran büyük hesaplar Ve değişmez çığlığı insanoğlunun: Ben, ben, ben!” Sen yok musun? Onlar yok mu? Biz yok muyuz? Nereye bu gidiş? Delicesine pupa yelken
Söyle neyi değiştirebilirsin ki tek başına Yıldırırlar, sustururlar vururlar seni de hemen Düşler bitmişse, gerçekler bir tokat gibi inmişse Tek başına mutlu ol bakalım, olabilirsen
En güzeli sevmek diyeceksin insanları tümüyle Usanmadan, bir şey ummadan, beklemeden Ver, durmadan ver, eller uzanmış, baksana Ver ki; kurulsun sofra, başlasın şölen
Bir yanda umutların, düşlerin, düşüncelerin Bir yanda aldığını geri vermez koca bir evren Bak! Bütün ağızlar yutmaya hazır seni Bir noktadan, bir lokmadan başka nesin sen
Dönüp gerilere bakıyorum, bir de kendime Elli yıl geçmiş, ha gün, ha yarın derken Değişen birşey yok, bir şaşkın benden başka İşte aynı yol, aynı kapı, aynı merdiven
Hani nerdeler? Kimi yitmiş kimi gitmiş dostların Bir ak saçlı anan kalmış yolumu bekleyen Sabah-öğle-akşam . . . Hep o tekdüze yaşam Ve kırılmış bir kalple yorulmuş bir beden
İşte böyle geçti yıllar. bozbulanık Ben sevdim, ben ağladım, başkalarıydı gülen Ne zaman uzattıysam ellerimi, parçalandı Mutluluk serseri bir mayındı denizlerimde yüzen
Ümit Yaşar Oğuzcan
Acılar Denizi
Ben acılar denizinde boğulmuşum İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni Duyarım yosunların benim için ağladıklarını
Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını Bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını
Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek Baksana; herkes içime dökmüş artıklarını
Bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa Bir deli rüzgar çıksa; alıp götürse Yılların içimde bıraktıklarını…
Adak şiiri
Sana şiirler okuyacağım, gitme Güneşler doğacak yalnızlığımdan Sana bir ışık getireceğim Büyük aydınlığımdan
Sana bir dolu umut getireceğim Küçük ellerine sığmayacak Sana Afrika gecelerini getireceğim Sımsıcak
Sana çiçekler getireceğim Bozulmuş güz bahçelerinden Sana bir serinlik getireceğim Yağmur tanelerinden
Sana avuç avuç yıldız getireceğim Güneşimden başka Sana engin denizlerin maviliğini getireceğim Köpük köpük dalga dalga
Sana bir rüzgar getireceğim Dağlardan, tepelerden Gitme, sana zamanı getireceğim Zamanın bittiği yerden
Andıkça
Ne zaman seni düşünsem içim ürperir Seninle geçen her saat, her gün gelir aklıma Bir akşam vakti gelir bir deniz kıyısı gelir O eşsiz hatıralar bütün gelir aklıma Ne yapsam unutamam yaşadığımızı Sevgindi sevgilerin en yalansızı Şimdi nerde bir gül görsem kırmızı Dudaklarımı uzun uzun öptüğün gelir aklıma Bir çıban büyürcesine ortasında gecenin Dolar yüreğime hüznü seni sevmenin Dünyada ne benim yerim var artık ne senin Ağlarım başucunda ölümün gelir aklıma.
Sesin işler gibi bir şuh kanat gamlanma Seni dinlerken olur kalbim uçan kuşlara eş, Gün batarken sanırım gölgeni bir başka güneş; Sarışınlık getirir gözlerin akşamlarıma…
Doğuyor ömrüme bir yirmi sekiz yaş güneşi Bir kuş okşar gibi sen saçlarımı okşarken. Koklarım ellerim gülleri koklar gibi ben; Avucundan alırım kış günü bir yaz ateşi.
Gönlüme avdet eder her unutulmuş nisan Ne zaman gençliğini yolda hırâman görsem. Eskiden pembe dudaklarda dağılmış busem Toplanır leblerime, bir gece dargın olursan.
Bahâr olsun, bahâr olsun da gönlüm Biraz def’-i melâl etsin, diyordum; Cihân tağyîr-i hâl etsin, diyordum… Bahâr oldu bütün feyziyle, gördüm: Cihân pür-hande, cennetten nişândır, Benim gönlüm fakat vakf-ı hazândır.
Bütün rengiyle, âhengiyle gülşen Garîk neş’e, lâkin bence mağmûm; Tabî’at ‘arz eder karşımda meş’ûm, Soğuk bir levha, bir tasvîr medfen. Evet, mest-i hayât ammâ şu enhâr, Benim gönlüm değil bundan haberdâr,
Ağaçlıklarla süslenmiş ufuktan Gelir bir nefha-i serd ü siyeh-renk; Semâ çeşmimde bir peygûle-i teng Döner nezzâre pür-lerziş ufuktan. Hazîn bir telhî-i nekbet hevâda; Nedir bilmem, ne vardır mâverâda!..
Uzaktan bir sadâ, bir lahn-i giryân, Bükâ-yı tıfla benzer bir boğuk ses Edip ka’r-ı simâh-ı cânı ma’kes Ne bülbül fark eder gûşum, ne elhân, Gelen sesler bütün şekvâ-eserdir Çiçekler hep açılmış yârelerdir.
Boğarken rûhumu zulmetle sermâ Bu leyl artık nehâr olsun, diyordum; Bahâr olsun, bahâr olsun, diyordur; Bahâr olmaz bugün bundan mutarrâ… Niçin eksilmiyor hâlâ melâmim, Niçin şâd olmuyor gönlüm, hayâlim?..