Posts Tagged ‘benim’

Ahmet Haşim Önemli Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ahmet Haşimin Önemli Şiirleri,
Ahmet Haşim’in Şiirleri
Ahmet Haşim Önemli Şiirleri nelerdir

Ahmet Haşim Ağaç şiiri

Gün bitti. Agacta nes`e söndü.

Yaprak ates oldu, kus da yakut;

Yaprakla kusun pariltisindan

Havzun suyu erguvana döndü

——————————————————————————–

AKŞAM YİNE TOPLANDI DERİNDE

Canan gülüyor eski yerinde

Canan ki gündüzleri gelmez

Akşam görünür havuz üzerinde,

Mehtab, kemer taze belinde

Üstünde sema, gizli bir örtü

Yıldızlar, onun gülüdür elinde…

——————————————————————————–

BAHÇE

Bir Acem bahçesi, bir seccade

Dolduran havzı ateşten bade.

Ne kadar gamlı bu akşam vakti

Bakışın benzemiyor mutade.

Gök yeşil, yer sarı, mercan dallar

Dalmış üstündeki kuşlar yâda.

Bize bir zevk-i tahattur kaldı

Bu sönen, gölgelenen dünyada.

——————————————————————————–

BİR GÜNÜN SONUNDA ARZU

Yorgun gözümün halkalarında

Güller gibi fecr oldu nümâyân,

Güller gibi… sonsuz iri güller,

Gün doğdu yazık arkalarından!

Altın kulelerden yine kuşlar,

Tekrârını ömrün eder i’lân,

Kuşlar mıdır onlar ki her akşam,

Âlemlerimizden sefer eyler?

Akşam, yine akşam, yine akşam,

Bir sırma kemerdir suya baksam;

Akşam, yine akşam, yine akşam,

Göllerde bu dem bir kaçmış olsam!

——————————————————————————–

BİRLİKTE

Bütün bizimçündür

Nukuş-ı encüm-i vahdetle işlenen bir tül

Gibi üstünde titreyen bu sema;

Gecenin dallarında şimdi açan

Bu kamer,

Bu altın gül…

Bütün bizimçündür

Ne varsa aşk ile bidar-ı ra’şe, ya naim,

Ne varsa aid olan leyl-i hande-me’nusa,

Sana aid lebimdeki buse,

Lebinin surh-ı bizevali benim.

——————————————————————————–

BİR YAZ GECESİ HATIRASI

İsveyle, fısıltıyla, gülüşle

Olmuş sebi sevda yine bihap

Oklar gibi saplanmada kalbe

Düştükce semadan yere mehtap…

Buseyle kilitlenmiş ağızlar

Gözler neler eyler neler israp! …

Uçmakta bu ateşli havada

Vuslat demi bir kuş gibi bitap…

——————————————————————————–
BÜLBÜL

Bir gamlı hazânın seherinde,

Isrâra ne hâcet yine bülbül?

Bil, kalbimizin bahçelerinde,

Cân verdi senin söylediğin gül.

Savrulmada gül şimdi havada,

Gün doğmada bir başka ziyâda.

——————————————————————————–

GECE

Titreyen ellerimle penceremi

Açtım afaki leyle karşı… Yine

Gecenin gölgeden manazırına

İmtizac eylemiş nücumü bahar…

Sihri eb`at içinde şimdi gümüş

Bir sehap andıran miyah uyumuş..

Kalbi seydayı leyl olan rüzgar

Esiyor gölgelerde velvelekar…

Ah o bir aşkı bi-tenahi mi

Geceden, tudei manazırdan

Yükselen rasei humarü buhar?

Sanki hulyayı vasla müstağrak

Sebi bir itri hisle doldurarak

Dolaşan, titreşen kadınlardı…

Sanki bir savti gaibü mühtez

Kalbe bir aşkı bi-vefa yetmez

‘Seviniz, muttasıl sevin! ‘ derdi

——————————————————————————–

GELDİN

Bir gün

Akşamın ölgün

Duran o namütenahi ziya denizlerine

Gark olan eşcar,

Gark olan ovalar

Oluyorken sükut ü hüzne makar

Geldin alam-ı kalbi teskine

Ey şebabın hayal-ı cavidi,

O melul akşamın havası kadar

Gelişin bir sükun-ı saridi…

——————————————————————————–

GELMEDEN EVVEL

Kalbim

Benim bir ormandı,

İsimsiz, asude,

Bir büyük orman;

Ve gölgelerinde revan

Olan hafi suların aks-i şevk-i müttaridi

Dağıtırken sükutu bihude,

Düşünürdüm ki, hangi gün, ne zaman,

Ne zaman

Girecektin o kalb-i mes’ude?

Etmeden zehr-bad-ı fasl-ı elem

Reng-i eşcar ü abı fersude,

Dolacak mıydı seslerin, bilmem

O tehi saye zar-ı mesdude?

Sanki hicrana bir teselliydi

Şeceristan-ı kalb içinde revan

Olan hafi suların musiki-i nevmidi.

Aşık Veysel kara toprak şiiri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Aşık Veysel kara toprak sözleri
Kara Toprak Şiiri Aşık Veysel
Aşık Veysel Kara Toptak Türküsünün sözleri

KARA TOPRAK

Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yarim kara topraktır.
beyhude dolandım, boşa yoruldum
Benim sadık yarim kara topraktır.
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü istediğim topraktan aldım
Benim sadık yarim kara topraktır

Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi
Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi
Kazma ile dövmeyince kıt verdi
Benim sadık yarim …Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yarim kara topraktır.
beyhude dolandım, boşa yoruldum
Benim sadık yarim kara topraktır.
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü istediğim topraktan aldım
Benim sadık yarim kara topraktır

Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi
Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi
Kazma ile dövmeyince kıt verdi
Benim sadık yarim kara topraktır

Adem´den bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyve bitirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sadık yarim kara topraktır.

Karnın yardım kazmayınan, belinen
Yüzün yırttım tırnağınan, elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yarim kara topraktır

İşkence yaptıkça bana gülerdi
bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim, dört bostan verdi
Benim sadık yarim kara topraktır.

Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sadık yarim kara topraktır.

Bir dileğin varsa iste Allah´tan
Almak için uzak gitme topraktan
Cömertlik toprağa verilmiş Hak´tan
Benim sadık yarim kara topraktır.

Hakikat istersen açık bir nokta
Allah kula yakın, kul da Allah´a
Hakkın gizli hazinesi toprakta
Benim sadık yarim kara topraktır.

Bütün kusurumu toprak gizliyor
Melhem çalıp yaralarım düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sadık yarim kara topraktır.

Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel´i bağrına basar
Benim sadık yarim kara topraktır.

Etkileyici Şiirler Kısa

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Etkileyici Kısa Şiirler
etkileyici şiir
Etkileyici Şiirler

Etkileyici Şiirler Kısa

topladım sevgimi gidiyorum hayatından
hiç bir anı kalmasın geride
sana beni hatırlatan
kırdığın kalbimin parçalarını
yükledim bavullara açmamak üzere
ne bir resim ne bir plak olmalı
sana beni hatırlatan

**

Karlar yağdı üzerime, tipi misali
Buz tuttum,kımıldamaz oldum,dondum
Baharı bekledim zamanla soldum
Kalkmaz oldu karlar üzerimden
Kardelenleri bekledim,açmaz oldular
Umutlarıma kokular saçmaz oldular
Küstün mü kardelenim?
Güneş ısıtmadı mı seni?
Benim gibi darda mısın?
Yoksa sen de çıkmazda mısın?

**
Hayatımdan çıkarttığım ilk ve tek kişisin.
Garip bir ayrılık bu. Birazda zorunlu…
Sevmek yetmiyor işte, Cesaret lazım sevmeye.
ellerinin ellerimde olması yetmez,
Kalbinde gerekiyor bu oyunda.
Ne yazıkkı kaybettin sen bu oyunu
gule gule sevdigim….

**

Elveda deyip hayatından çıkmayı
senin kadar kolay söyleyemedim
arkamı dönüp gitmeyi
senin gibi beceremedim
başka çarem kalmasa da bu aşk için
yaşadıklarıma saygımdan
gözlerine bakarak
dinmeyen fırtınalar ardından
fısıltıyla gelen en sözüm olur ELVEDA

**

Aklım seninle olmaz diyor
bir kez daha üzülmek istemiyor
ömrüm hep seni beklemekle geçti
verilecek son bir şans kalmadı bizim için
yinede kalbimle aklım savaşıyor
yıkıntılar kırık parçalar uçuşurken kalbimde
ben sessizce bekliyorum savaşın galibini
aldığım nefes gibi alışmışken sana
gitmek çok zor olacak biliyorum

**

bugün,eskiye dair ne varsa
atıyorum belleğimden
ve başlıyorum yeniden hayata
hayallerle yaşıyorum artık
tüm kalbimle gerçek olmasını dilediğim hayaller
karşılıksız sevdalara elveda
Hayatımda hiçbir sözcükten
Bu kadar nefret etmedim ben
Ve hiçbir sözcüğü telaffuz etmedim
Bu denli içten
Neden diyeceksin bu nefretin
Sebebi sensin
Evet sen,
Beni keşkelere mahkum eden.
Sen bunun farkında bile değilsin
KEŞKE farkında olabilsen…

**

yürekten dilediğim dileğimsin sen benim
içimde en çok hissettiğim kişisin
belki birleşik yüreklerimiz
belki de bana ait değil senin yüreğin
varsın bana ait olmasın
varsın başkası için çarpsın
sen yine de benim Can’ımsın
kimbilir belki birgün kavuşacağım sana
ya da belki de hep sensiz olacağım
belki ölesiye seveceğiz birbirimizi
belkki de öleceğiz birbirimizsiz…

**

bir tek sözün bağlar beni sana
gel demen yeterli bana
öl desen ölecek kadar
aşığım sana.
bir tek bakışın alıyor beni benden
başka başka diyarlara götürüyor
gittiğim heryer
buram buram aşk kokuyor.
ben bu kadar aşıkken
bir tek hayelimdesin ya sen
işte bu yüzden ölmekteyim ben.

**

gidiyorum bu şehirden
Yarınlarımı seninle yaşadıklarımı …
Her şeyi geride bırakarak
Sensiz gidiyorum…..
Geride sana solmuş bir gül,
Kırılmış bir kalp bırakarak,
Belki de bir daha dönmemek üzere…

**

gitme gitme dur diyemedim
günahım dududaklarımı kapamışken
seni bulduğumuma tanrıya dua ederken
sana söyleyemediğimi artık sende biliyorken
gitme dur gitme diyemedim
böyle olsun istemezdim deken bile
sensizlikk genzimi yakıyor
senden tek kalan sensizliğim
sensizliği kalbimin bedenimle çarpan heryerine
işledim takii bedenimde kalbimin atışları duyulmayana dekk
gitme gitme diyemedim…

**

senınle baslayan yollarda ertelıyorum adımlarımı
oysa adımlarımda hep yalnızdı
onlarda ne yapacgını bılımiyordu
ama ıste dusundum taşındım ve yolarına bır yol daha cızdım
yolun suan sende sen ıse yoksun yokluklar ıcınde
gitmek kalmanın yarısıdır hep bir taraflarını unutursun
oralar sakindir onlarsız oralar zindandır
birbaşına kalmanınsuskunluğunu yediremiyorsan kendine
bizi hatırla ve gülüşün eksik olmasın yüzünden
çünkü şunu unutmaki özlemler hep özlenir

***
Umutlarımı bana bırak.
Yalnızlığımı al götür uzaklara
boşalan yere bir yudum sevgi koy.
Ölümümü bana bırak
sevgilerimi de Ve çocukluğumu
Ve de şiirlerimi de.
Yenilmişliğimi al götür sonzuza
yerine bir direniş koy ucunda zafer olsun…..

Ey Şanlı Askerim !

Cuma, Haziran 22nd, 2012

asker,
mehmetçik,
asker şiirleri,
asker hakkında güzel yazı

Belki aramızda asker arkadaşlarımız belkide asker bekleyen kardeşlerimiz, anneler, babalar, abla, abilerimiz vardır.
Asker olmak o kadar şanlı birşeydir ki onlara bu yazı yaraşır.

Ey Şanlı Askerim!

Dağlarda yaşar gerekirse Vatan için
Ey Şanlı Askerim Sen Birtanesin!
Sen Vurmuşsun Yüregime Mauzer Vız Gelir Bedenime.. Senin Sayemde uyuruz huzurla Mehmedim Canım benim… Asker Arkadaşı öLümüne Arkadaştır, öLüm Arkadaşı Can Arkadaşındır. Sesini Dünya Duysun Ey Askerim Türk miLLeti Durmaz Daima iLeri… Şafak Bitince Eve Dönüşünü beklerim Askerim.. Ne Hitler Verdik Ne Savaşlar Geçirdik Türkiye Cumhuriyetine Canım fena Türk Askeri Sen Çok Yaşa. her Askerin uLaşmak istediği O Mertebede Rahat uyu Askerim gece Nöbetinde Askerim Vatanı Korur Askerim Bize Bulaşan Düşmanları Nöbette Avlar Askerim. Geceleri Nöbet Tutarsın Vatan için Sabahları Eğitim Yaparsın ulus için
Ey Askerim Vatanım benim.
Askerim Canım benim Türk miLletinin Kalbi Sensin..

İstiklal Marşının 10 Kıtasının Anlamı

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İstiklal Marşımız Ve Anlamı
İstiklal Marşı’nın kıta-kıta anlamı
İstiklal Marşımızın Açıklamalı 10 kıtası

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Mehmet Akif Türk milletine cesaret, ve tahammül aşılamak için ve onda bulunan duyguları harekete geçirmek için şiirine korkma sözüyle başlıyor. Bayrak bir milletin bir milletin geleceğinin ve bağımsızlığının sembolüdür. Bayrağın sönmesi türk milletinin istiklalini kaybetmesidir. Şair ülkemizde tek bir insan kalana kadar bu vatanı savunacağımızı belirtiyor. O halde en son Türk bireyi son nefesini vermeden türk istiklal ve bağımsızlığını yok etmek, Türk bayrağını söndürmek mümkün değildir. Zira bayrağımız milletimizin yıldızıdır. Bayrağın kaderi ile milletimizin kaderi birbirine bağlıdır. Bayrak bizimdir, biz yaşadıkça onu elimizden kimse alamaz.

Türk milletinin bütün fertlerini öldürmedikçe bağımsızlığını kimse yok edemez.

Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal!

Şair ikinci kıtada bayrağımızın o zaman ki kırgın, küskün, öfkeli halini dile getiriyor. Türk vatanının bazı parçaları, işgal edilmiştir. Bu yüzden bazı bölgelerde bayraklarımız indirilmiş yerine düşman bayrakları asılmıştır. Kaş çatmak öfke halini ifade eder. Kaş ayrıca edebiyatımızda hilale benzetilir. Sevgilinin kaşları daima hilal şeklinde gösterilmiştir. Bayraktaki hilal de tıpkı nazlı bir sevgilinin kaşı gibi çatılmıştır. Kahraman türk milletini üzmektedir. Türkün beklediği, özlediği gülen bir bayraktır.

Türk bayrağının gülmesi göklerde dalgalanmasıdır. Bir aşığın sevgilisinden güler yüz beklemesi gibi bağımsızlığa aşık Türk milletide özgürlüğün sembolü olan bayraktan gülmesini beklemektedir. Bu milletimizin en doğal hakkıdır. Çünkü türkler bağımsızlıkları ve bayrakları uğruna pek çok kan dökmüşlerdir. Bu kanları bayrağa helal etmeleri için onun da nazlanmayı bırakıp göklerde dalgalanması gerekir. Türk milleti daima Allah’a inandığı ve taptığı için özgürlük onun hakkıdır.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Şair “ben” diyor.(Ancak kast ettiği mana aslında bizdir türk milleti adına konuşmaktadır) Türk milleti ezelden beri hür yaşamıştır,hür yaşayacaktır. Onun özgürlüğünü elinden almak isteyen ancak çıldırmış olmalı,zira böyle bir harekete kalkışanlar ağır bir şekilde cezalandırılır. Türk milleti bağımsızlığı uğrunda önüne çıkacak her engeli aşacak güçtedir. O; böylesine yüce bir amaç için dağları delecek, enginlere sığmayıp,denizleri taşıracaktır güçtedir.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?

Bu kıtada şair vatanımızı istilaya kalkışan avrupalılara meydan okuyor. 20. asrın başında avrupa medeniyeti 19.yy. deki görkeminden oldukça uzaktır. O sebeple şair bayıyı tek dişi kalmış canavara benzetiyor. Ancak avrupa mevcut teknik imkanlarını seferber ederek topuyla, tüfeğiyle, tankıyla bizi yok etmeye çalışmaktadır. Mehmetçik ise bu güce topla, tüfekle, mızrakla, kılıçla cevap vermeye çalışmaktadır. Avrupalı kendini çelik zırhla korurken mehmetçik ona iman dolu altın göğsüyle karşılık vermektedir.

Arkadaş! Yurdumu alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Şair kahraman Türk askerine hitap ediyor. Türk yurdunu alçakları uğratmaması için gerekirse canını feda etmesini öneriyor. Şehit gövdelerinin meydana getireceği siperler düşmana mani olacaktır. Mehmet Akif düşmanın çok kısa bir süre içinde bu hayasızca akına son vereceği Allah’ın Türk milletine Kuran-Kerimde vaad ettiği zafer gününün yarından bile daha yakın bir zamanda doğacağına inanmaktadır.

Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Şair Türk ordusuna vatanın kutsallığını hatırlatıyor. Toprak ile vatan arasında büyük bir fark vardır. Toprağı vatan haline getiren onu elde etmek ve korumak için savaşan fertlerin varlığıdır. Kısacası sıradan bir toprak büyük bir değer taşımaz; ama vatan toprağı uğrunda şehit olan atalarımızın o topraktaki mezarlarıdır. Bu kutsal vatanı dünyalara değişmeyiz. Toprak dünyanın dünyanın her yerinde bulunur. Ancak atalarımızın kanlarıyla sulanan topraklar vatanımız üzerindedir.

Kim bu cennet vatanının uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsında Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Bu vatan cennet kadar kıymetlidir. Şehit olanların ruhu dini inanışımıza göre doğrudan doğruya cennete gider. Şehitlerimiz bu vatan toprağında yattığı için cennetten farksızdır. Bir avuç toprağı sıksak şehitler fışkıracak sanırız. Canımızdan çok sevdiğimiz insanları varımızı yoğumuzu Allah alsında yalnız yaşadığımız sürece bizi vatanımızdan ayrı düşürmesin.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

Allah’a şair hitap ediyor. Mehmet Akif’in Allah’tan tek dileği ibadet yerlerinin göğsüne düşman elinin değmemesidir. Camilerimizden okunan ezanlar sonsuza kadar türk yurdunun üstünde inlemelidir. Çünkü bu ezanlar dinimizin temelidir.

O zaman vecd ile bin secde eder varsa taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na’şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Ezan sesleri yurdumuzun üstünde inledikçe şehitlerimizinde ruhları şaad olacaktır. Ezan sesi sadece yaşayanlara değil, ölülere hatta onların mezar taşlarına bile tesir eden yüce bir anlam taşır. Şehit atalarımızın her şeyden arınmış ruhları yerden fışkıracak, ezan sesiyle ayağa kalkacak ve dışa yükselecektir.

Dalgalan sen de şafakalar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!

Şair zafer gününün heyecanını yaşıyor. Şanlı bayrağımız dalgalandıkça gökyüzünü şafakla yarış edercesine gökyüzünü kızıl renge boyamaktadır. Türk milleti yeniden bağımsızlığına kavuşmuştur. Atrık onun için yok olma korkusu kalmamıştır. Bayrağımız şehitleri mizin kanlarını hak etmiştir. Bağımsızlık Allah’a tapan ve doğruluktan ayırmayan Türk milletinin en doğal hakkıdır.

Aşık Veysel Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Aşık Veysel Şiirler
Aşık Veysel Şatıroğlu Şiirleri



AĞLAR VEYSEL ÇIKMAZ SESİ

Ah çektikçe erir gider
Yüreğimin yağı benim
Seni görsem durur gider
Dillerimin bağı benim

Gam leskesi saf saf oldu
Hep sözlerim boş laf oldu
Senin yolunda mahv oldu
Gençliğimin çağı benim

Ah belimi büken oldu
Gurbet bana diken oldu
Altı aydır mekan oldu
Dibi kırkkız dağı benim

Sensin derdine düştüğüm
Hayal oldu konuştuğum
Her gün yediğim içtiğim
İçerimde ağu benim

Ağlar VEYSEL çıkmaz sesi
Gine coştu gam deryası
Garip gönlümün yaylası
Güzel hüsnün bağı benim

ANAMA

Dokuz ay koynunda gezdirdi beni
Ne cefalar çekti ne etti Anam
Acı tatlı zahmetime katlandı
Uçurdu yuvadan yürüttü Anam

Anaların hakkı kolay ödenmez
Analara ne yakışmaz ne denmez
Kan uykudan gece kalkar gücenmez
Emzirdi salladı uyuttu Anam

Doğurdu beni Sivas ilinde
Sivralan Köyünde tarla yolunda
Azığı sırtında orak elinde
Taşlı tarlalarda avuttu Anam

Ben yürürdüm Anam bakar gülerdi
Huysuzluk edersem kalkar döverdi
Hemen kucaklayıp okşar severdi
Çirkin huylarımı soyuttu Anam

Çocuğudum Anam bana ders verdi
Okumamı çalışmamı ön gördü
Milletine bağlı ol da dur derdi
Vatan sevgisini giyitti Anam

Tükenmez borcum var Anama benim
Onun varlığından oldu bedenim
Kimi köylü kızı kimisi hanım
Ta ezel tarihte kayıtlı Anam

Veysel der kopar mı Analar bağı
Analar doğurmuş ağayı beyi
İşte budur sözlerimin gerçeği
Okuttu öğretti büyüttü Anam

AŞIKLAR

Karadeniz gibi kükrer coşarsa
Dalgası gelince yaman aşıklar
Hırs gelip de ayranlığı şişerse
Kaybeder irade, dümen aşıklar

Ağzına geleni hemen atarlar
Ben aşığım diye çalım satarlar
Haram demez helal demez yutarlar
Bibersiz baharsız çemen aşıklar

Karanlıkta ayna görse ay sanır
Üryada şarap içse mey sanır
Mezarlığa yol uğrasa köy sanır
Gözleri kararmış duman aşıklar

İyi demez kötü demez metheder
Bakarsın ki bir tel kırmış çat eder
Sorsan baksan aşka binmiş at eder
Yorulup yollarda kalan aşıklar

Şehvetle aşıktır kıza geline
Arı olan tuz katar mı balına
Ebrişimden nazik ipek teline
Tadarlar çeşitli yalan aşıklar

Kabını yumaya bulamaz karı
Hind’ten Hindistan’dan bahseder yari
Beğenmez topalı bulamaz körü
İsterler bir kaşı keman aşıklar

Asıl aşıkların arzu cemaldir
Arifler bilirler ehl-i kemaldir
Aşıklar bizlere yüz yıllık yoldur
Koşsak da peşinden hemen aşıklar

Aşıklar çoğaldı sadık az kaldı
Fikreyle ey Veysel ne zaman geldi
Şiirde ne özet ne bir öz kaldı
Savurur denesiz saman aşıklar


BİR KÜÇÜK DÜNYAM VAR İÇİMDE BENİM

Bir küçük dünyam var içimde benim
Mihnetim ziynetim bana kafidir
Görenler dar görür geniştir bana
Sohbetim ülfetim bana kafidir

İstemem dünyanın saltanatını
Süslü giyimini Arap atını
Bilirsem Türklüğüm var kıymetini
Vatanım milletim bana kafidir

İsterdim hayatta düşmanla savaş
Milletime kurban olaydı bu baş
Nasip değil imiş şehitlik kardaş
İmanım niyetim bana kafidir

Dünya geniş olsun ister dar olsun
Yeter ki kalbimde iman var olsun
Her zaman milletim bahtiyar olsun
Rütbemle mesnedim bana kafidir

İçimde beslerim bir büyük ordu
Çiğnesin düşmanı yükseltsin yurdu
Azmi zihniyeti Veysel’in derdi
İşte bu niyetim bana kafidir

BİR DERD EHLİ BULSAM DERDİM SÖYLESEM

Bir derd ehli bulsam derdim söylesem
İyi olmaz derdlerim halim n’olacak
Hekimler derdime derman bulamaz
Bir değil beş değil derd kucak kucak

El vurma yarama yaklaşma kardaş
Derdimi söylesem tükenmez baş baş
İçimde yanıyor tütünsüz ateş
Ceset soba gibi kalbim bir ocak

Aşıklar alemde gülmez dediler
Akar göz yaşlarım silmez dediler
El elin derdini bilmez dediler
Kimler gelip hatırımı soracak.

Katlan bu cefaya sabreyle gönül
Bu dünyanın işi hep böyle gönül
Başından geçeni sen söyle gönül
Neler geldi geç oldu olacak

Veysel’in derdine bulunmaz çare
Etseler vücudun hem pare pare
Bir arzuhal sundum hakiki yare
O yar gelip yaralarım saracak

HAYAL BANA YAKIN

Hayal bana yakın yar bana uzak
Sevdası başıma dolanır gitmez
Aşkına düşeli yar bana uzak
Yüz bin öğüt versen biri kar etmez

Senin aşkın beni kıldı urusvay
Düşmüşüm peşinde koşarım hay hay
Kabul et kapında beni de kul say
Dost yoluna ölür aşık ar etmez

Ey beni bu derde giriftar eden
Eski muhabbeti kaldırdın neden
Gönül ister kavuşmayı ölmeden
Gül olmasa bülbül ah u zar etmez

Beni yakan yansın aşkın narına
Gönül düştü bir zalimin toruna
Bakmaz mısın bu VEYSEL’in zarına
Ah çeker ağlarım yar elim yetmez.

BU ALEMİ GÖREN SENSİN

Bu alemi gören sensin
Yok gözünde perde senin
Haksıza yol veren sensin
Yok mu suçun burda senin

Kainatı sen yarattın
Herşeyi yoktan var ettin
Beni çıplak dışar’attın
Cömertliğin nerde senin

Evli misin ergen misin
Eşin yoktur bir sen misin
Çarkı sema nur sen misin
Bu balkıyan nur da senin

Kilisede despot keşiş
İsa Allah’ın oğlu demiş
Meryem Ana neyin imiş
Bu işin var bir de senin.

Kimden korktun da gizlendin
Çok aradın, çok izlendin.
Göster yüzünü çok nazlandın
Yüzün mahrem ferde senin

Binbir ismin bir cismin var
Oğlun, kızın ne hısmın var
Her bir irenkte resmin var
Nerde baksam orda senin

Türlü türlü dillerin var
Ne acaip hallerin var
Ne karanlık yolların var
Sırat köprün nerde senin

Ademi sürdün bakmadın
Cennette de bırakmadın
Şeytanı niçin yakmadın
Cehennemin var da senin

Veysel neden aklın ermez
Uzun kısa dilin durmaz
Eller tutmaz gözler görmez
Bu acaip sır da senin

kedi idi adı

Cuma, Haziran 22nd, 2012


kedi idi adı şiiri
özdemir asaf kedi şiiri

bu adı
ona kimse vermedi
çağırdılar, sağırdı, duymadı

kedinin mırmırları
onun
hem düşünmesi,
hem de duyma’sıdır.

bunu
benim yazmam
da
benim mırmır’larımdır.

duyan
bunu yazmaz
uyan
bunu yazan bir kedidir.

özdemir asaf

Hayat Benim

Cuma, Haziran 22nd, 2012

HAYAT BENİM HAYATIM ! Dışardan nasıl göründüğümün bir önemi yok ! İçeriden görebilenler yetiyor bana!!! …………….. Beni dışardan yargılayanlara sözüm yok zaten dışarda kalmaları yetiyor onlara !!………Hayatın tadını çıkaracaksın…Tadını kaçıranlarıda hayatından çıkaracaksın!!!!!………….​….. …… Dilsiz değildir suskunluk, çok şey anlatır anlayana… Kelimelerin anlatamadıklarını haykırır aslında!!………….. Bir kaçış değildir suskunluk, bir bakıştan çok daha fazlasıdır… Sessiz çığlıkların bir adım ötesidir… Hayata olan öfken, insanlara olan kırgınlığın, ve daha nicesi saklıdır içinde sukunetin. Rest çekmenin ”asil’ halidir anlayana…!

Hayvan Sevgisi İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Hayvan Sevgisi İle İlgili Şiir


Hayvan Sevgisi Şiirleri


HAYVAN SEVGİSİ

Herkes içindeki hırsını yense,
İnsanlar dünyada kardeş olurdu,
Katille, zalimle bir dur denilse,
Dünya cennet,cennet dünya olurdu.

Kim ağlar can çekişen kediye?
Kimin kürkün giyer eder hediye.
İkisi de düşünse insanız diye,
İnsan melek,melek insan olurdu.

Hayat canlı için ne kadar tatlı,
Gökyüzü masmavi pembe bulutlu,
İnsanlar savaşsız ne kadar mutlu,
Ben dünyalı, dünyalı ben olurdum.

Yıldırım Öğretmen

HAYVAN SEVGİSİ

Hayvanları sevelim,
Koruyalım onları.
Onlar yaşadıkça,
Bizde yaşayalım.

Sevimlidir hayvanlar,
Sevelim onları.
Yakmayalım canlarını,
İncitmeyelim onları.

Onlarda bir canlı,
Koruyalım onları,
Onlar yaşadıkça,
Bizde yaşıyoruz…

Birgül ÖDEMİŞ

GÜZEL KELEBEK

Uçuyorsun renk renk,
Kanatların rengarenk.
Yaprakların içinde,
Uçuşan bir çiçeksin!

Hergün dahada renklisin,
Bütün herkez seni tanır.
Güzel renklerinle,
Dolaşırsın heryerde!

NE GÜZELDİR HAYVANLAR

Evimizde yaşarlar,
Elimize bakarlar,
Türlü işe yararlar,
Evcilleşmiş hayvanlar.

Ne güzeldir tavuklar,
Folluk dolu yumurtalar,
Hep bal yapar arılar,
Ne güzel şu hayvanlar.

Sütlerini içeriz,
Kimisine bineriz,
Öküzle çift süreriz,
Yararlıdır hayvanlar.

Kılları var ,yünü var,
Süzgün bakar mandalar,
Kedi ,eşek ve atlar,
Ne güzel şu hayvanlar.

Arabaya koşarız,
Uzun yollar aşarız,
Güçlerine şaşarız,
Ne güzel şu hayvanlar

Ormanları süslerler,
Gece ,gündüz öterler,
Bize ,dostluk ederler,
Çok tatlıdır hayvanlar.

SEVGİLİ HAVANLAR

Hayvanlar her yerde nere baksan orda
Ormanda,bahçede,evde heryerde
Kedi,köpek,papahan ve birkaç hayvanlar
Her yerde hayvanlar nerene baksan hayvan
Engüzel şey hayvan

Evcil hayvanlar var sokakta yaşayanlar var
Ama en güzel şey hayvan
Hayvan sevgisi güzeldir
Hayvanlar en güzel bir canlı

Kedim

Ne güzel bir kedisin,
Mırıl mırıl edersin.
Gözlerin ateş saçar,
Seni gören fareler kaçar.

Kuyruğunu sallarsın,
Delikleri koklarsın.
Sen de olmazsan eğer,
Evlerde hep fare gezer.

Arife HANCI

Benim Cici Köpeğim

Hav hav hav
Benim cici köpeğim
Hav hav hav
Köyümü beklee

Sana kemik vereyim
Gel birazda seveyim
Benim cici köpeğim
Köyümü beklee

Acemi serçe

Çocukluk sona eriyor
Uçuyor yuvadan artık
Sevgili küçük serçe
Hıçkıra hıçkıra ağlıyor
Kucaklaşıp öpüşerek
Ayrılırken annesinden

Atlıyor gök boşluğuna
Acemi yavru serçe
Konacak bir dal arıyor
Uça uça döne döne
Yoruluyor kanatları
Konuyor bir horozun sesine

Seviyor konduğu yeri
Mutlu oluyor yorgun serçe
Uykusu gelmiş uyuyor
Ötmesi bitince horozun
Gökten yere düşüyor
Paramparça oluyor serçe

Ali YÜCE

Baba Sevgisi İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Baba İle İlgili Şiirler,

Baba Şiirleri,

BABA

ben artik büyüdüm baba
hata yaptim ama hatami anladim
sen kissan bile, dövsen bile babamsin
senin vurdugun yerde gül biter baba
affet beni baba
bana SEN göz kulak oldun
beni SEN büyüttün
SEN kucagina aldin
SEN sevdin
SEN korudun
benim icin SEN üzüldün
SEN korkdun bana birsey olacak diye
hic bir eksigim yok
herseyim var
cünkü hep sen yanimdasin
bana güc veren sensin
ve seni istemiyerek üzen benim
AFFET BENI BABA

BABA

Sevgisiz çıkarsan hayat yoluna
Dünyada tek başına kalırsın baba
Unutma ki bizler hep biriz
Birlikten güç doğarmış baba

Karanlık yüreğinin efendisi olmuş
Bizi karanlığa neden sokarsın baba
Yüreğin korkuyla beslenir olmuş
Bizi neden korkutursun baba

Neden bu şiddet bu celal
Biz sana ne yaptık ki baba
Her zaman kanımız sana helal
Bizi neden yaraladın ki baba

Bunca yıl umutla bekledik
Umutlarımız acıyla söndü baba
Ufacık gülüşüne bile sevinirdik
Artık bize gülmez oldun baba

Baba şefkati nedir bilmez misin
Bunu neden bize çok görürsün baba
Dayanışma nedir bilmez misin
Neden hiç yanımızda değilsin baba

Baba olmaya hiç çalışmadın
Aldırış bile etmedin baba
Sende alıp başını gidersen bir gün
Kin nefret ayırmasın bizi baba

Baba Sevgisi

Bir baba vardı
Ailesini kollayan
Ailesine yardımcı olan

Bir baba vardı
Sevgiyle
Ailesine baka

İşte bu benim babam
Ailesi sevinçle babaların yanına koşan
Bir baba

BABACIM

BABACIM
SENİ SEVİYORUM
HAYATTA EN KIYMETLİ ŞEYLERDEN BİRİSİN
BENİM İÇİN
EN SEVDİĞİM ÇİÇEK
EN SEVDİĞİN GÜN
VE SEVDİĞİM HERŞEY SENİ İFADE
EDER BANA
CANIM BABAM

Babaya Haykırış

Çocuklar ölene ağlayamazki
Gitme baba diye yalvaramazki
Çocuklar babayı unutamazki
Dönülmez gidişin böylemi baba

Seslensem sesimi duyarmısınki
Ay geçer yıl geçer uyanmassınki
Muhtacım elimi tutamassınki
Dönülmez gidişin böylemi baba

Bir mezar taşına işte baban dediler
Ağladum elime hep resmini verdiler
Sordum çaresi dönülmez dediler
Dönülmez gidişin böylemi baba

Nerdesin Baba

Bu dünyada ne yaşarsam yaşiyim
Ne kadar mutlu olursam oliyim
Hayat tüm isteklerimi versede
Hiç bi sevgi senin yerini tutmuyorki baba

Artık o küçük kızın değilim baba
Büyüdüm
Ama yıllar geçtikçe
Özlemini daha çok büyüttü içimde
Ve benim bu aciz bedenim
Özlemini taşımaya yetmiyor

Çok canım yanıyor baba
Yüreğimin bi yanında sanki koca bi yara var
VVe senden başka hiç kimse
O yaraya merhem olamıyor
Ama sen yoksun

Çoooook uzun zaman oldu seni görmeyeli
Artık rüyalarımada girmiyorsun
Resimlerinde yetmiyorki hasretimi dindirmeye
Sana sarılmak sarılmak sarılmak istiyorum yaa

Kadın İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Kadına Dair Şiirler,

Kadın Şiirleri Kısa,

ADIM KADINDIR BENİM

Başımdaki yazmayı devrim ile düşürdüm
Toprak kokan saçımı rüzgar ile uçurdum
Orak vurdum ekine bebeme süt içirdim
Salın benim peşimi adım kadındır benim

Eylemlemlerde eşime omuz verdim el ele
Saçlarımı yoldular cehalete bak hele
Panzerler ezdi geçti of demedim bile
Ezdirmedim eşimi adım kadındır benim

İki evlat büyüttüm gözlerim,den sakındım
Asker verdim vatana tezkereye bakındım
Bana tabudu geldi öle öle dokundum
Toprak aldı koçumu adım kadındır benim

Bir yavrum,da mapusta yargı günü bekliyor
Ölüm orucu tutmuş bir damla su çekmiyor
Duyan yok feryadımı kimse dönüp bakmıyor
Kafesledim kuşumu adım kadındır benim

Yüreğimde yükselir eşsiz banaz kalesi
Emektir alın terim bir damla yok hilesi
Vurun boynumu ulan olmam hınzır kölesi
Yapacağım işimi adım kadındır benim

Bir daha doğsam yine kadın doğardım
Ne türbanı dolardım ne çarşafa sığardım
Pir Sultan la Bedrettin le Nazım ile göğerdim
Eğemezler başımı adım kadındır benim

BENİ AĞLATAN KADIN

Beni ağlatan kadın;
Sen kimsin,
Bir melek mi!
Bir huri mi!
Yoksa beni benden çalan
Bir şeytan mı?
Sen kimsin?
Gecemin karanlığında
Yıldızım mı!
Gündüzüm de
Güneşim mi?
Aşımda ekmeğimde
Tuzum biberim
Acım zehirim
Sen kimsin…
Saatim yoluna ayarlı
Kalbim yürüyüşüne atıyor.
Gözlerim cemaline hayran
Bütün şarkılar bizi,
Bütün şiirler ikimizi
Bütün geceler benliğimizi
Aşkımız,telefon tellerine kilitlenmiş
Rüyalarım,uyur gezer
Şu koskoca dünyada
Kimse beni ağlatamadı
Bir sen yaptın bu işi,
Beni ağlatan kadın,
Sen kimsin!…
Kimsin?
Necisin?
Gülüp kaçıverdin bir ahu mu?
Hücrelerimi uyuşturan
Peri mi!…
Söyle Allah aşkına;
Beni ağlatan kadın
Sen kimsin…

O Kadın

Bunca nefret, kızgınlık
Ve yatağıma giren onca kadın
Silmeliydi, bir ölü gibi ismini
Bu kadar uykusuzluk çekmemeliydim
Resimlerini;
Bıyıkları yeni terleyen bir çocuğun
Sigara paketini saklar gibi, saklamamalıydım.
Her gece, Evet! Her gece,
İlk defa içer gibi,
O resimlere duyduğum heyecanım.

Ağacına tutunan bir sarmaşık,
Tanrıya sığınan bir günahkar gibiyim.
Ben sana anlatamam
Anlatırsam, anlarsın.
Anlatırsam, acırsın.
Yeniden sevmek istersin, dokunamazsın
Çünkü hiçbir şey, bıraktığın yerde değildir
Toplamak istersin, dağılırsın.
İşte bu yüzden, ben sana anlatamam.
Anlatırsam, ağlarsın

SEN İSTANBUL GİBİ GİZEMLİ KADIN

geceler agladı hep karanlıklarda
gözlerinin güzelligine.
yapraklar sarardı,güller kurudu,
dudaklarının muhteşemligine.
denizler kudurdu,rüzgar çıldırdı,
saçlarının özelliginden.
dar geldi dügmelere gömlegin dikişleri,
minik şehvetlerin yaktı, kül etti.
çizgisi,hatı,işvesi, nazı,
çıldırdı tüm güzeller,hurileri kızdırdı.
yerler sarsıldı, çatladı alem,
bastıgın yerlerde acı güller fışkırdı,
günler gece oldu, lal oldu o şuh diller.
kuşlar gülüşüne hep hayran oldu,
mecnuna unutturdu bekleyen leylasını,
aşıklar hep mecnun, kerem deli divane.
nice kem gözler hep sana kızgın,
adını duyup ta kalan olmadı,
sesini duyupta giden olmadı.
sen bir ahu derya, afeti güzel,
sen güzeller güzeli,abu hayatım,
söyle, giderken ne bıraktın ellerime
senden hatıra.
kadınlar içinde muhteşem kadın,
sen, istanbul gibi muhteşem kadın.

YALNIZ BİR KADINA

Bir istasyon sessizliğinden iniyordun
Yalnız gelmiştin bu şehre belli ki
Saçlarına bir yağmur hoş geldin diyordu
Kaçak bir yolcu gibiydi o gün İstanbul
Konuşmuyor, ağırdan alıyordun
Bir istasyon sessizliğinden iniyordun

Kimin kimsen yokmuş gibi duruyordun
İstanbul seni tanımaya çalışıyordu
Sen ser verip sır vermiyordun
Bilmediğin sokaklara giriyordun
Yüzünde tarifsiz şüpheler taşıyordun
Kimin kimsen yokmuş gibi duruyordun

Bir vapurla Üsküdar’a geçiyordun
Üsküdar’a nerden, neden geçiyordun
Üç yüz altmış beş derece dönüyordu
Etrafında İstanbul
Sanırım git gide kayboluyordun
Az sonra dönüp geriye
Bir vapurla Üsküdar’a geçiyordun

Az bana bakıyor sonra sigara yakıyordun
Yağmurda duruyor, rüzgârda geçiyordun
Pek tekin olmayan muhitlerindeydin yalnızlığın
Ellerin sıcak bir çay bardağına dokunuyordu
Fiyakalı bir geceye iskemle çekiyordun
Az bana bakıyor sonra sigara yakıyordun

Sanırım seni bu yüzden merak ediyordum
Sen de diğer insanlar gibi konuşabiliyor muydun?
Sen yine bana bakıyor ve sigara yakıyordun
Gece müsaade isteyip kalkıyordu yanından
İstanbul’a sığdıramadığım bir sabah oluyordu
Bakınca geceden yalnız gözlerin görünüyordu
Sanırım seni bu yüzden merak ediyordum

ADI KADIN YÜREĞİ YANGIN

Adı kadın
Anadır bacıdır kadın
Candır cananadır, eşdir kadın
Eli öpül esidir, duygu selidir kadın

Anlattıkça çoğalan, çoğaldıkça güçlenen kadın
Adı kadın yüreği yangın, acılarla yoğrulan kadın
Gözyaşlarını içine akıtan kadın
Eşinin şekillendirdiği kalıba giren kadın

Sorgusuz sualsiz istenileni yapan kadın
Gözü yaşlı, bağrı yaslı kadın
Daha küçücük bir kızken gelin edilen kadın
Ne olduğunu anlamadan bebe karnına koyulan kadın

Küçücük bir çocukken çocuk doğuran kadın
Ummanda kaybolan kadın
Adı kadın
Yüreği yangın kadın…

Kadın Vardır

Kadın vardır,kocasını şah eder
Kadın vardır,padişaha ah eder
Kadın vardır,geceyi sabah eder
Kadın vardır,koca illallah eder

Kadın vardır,dikenini gül eder
Kadın vardır,gülüde diken eder
Kadın vardır,insanı bülbül eder
Kadın vardır,yakar,yıkar kül eder

Kadın vardır,samanlığı seyran eder
Kadın vardır,sarayıda viran eder
Kadın vardır,her haliyle hayran eder
Kadın vardır,hayatı zindan eder

Kadın vardır,alay misafir eder
Kadın vardır,biride kafir eder
Kadın vardır,ilhamdır şair eder
Kadın vardır,hayatı zehir eder

Kadın vardır,yuva için cenk eder
Kadın vardır,düşmanına denk eder
Kadın vardır,aşk ile ahenk eder
Kadın vardır,hayatını felç eder

Anneanne İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Anneanne Şiirleri

Anneanne İle İlgili Şiir


ANNEANNE

Sana sevgimi anlatmak biliyorum imkansız
Dünyada imkansız olan bir tek şey bu benim için
Çünkü senin sevgin ölçülmez
Ana yüreğinden fazlaydı senin bana sevgin

Anca bu anlatır senin iyi olduğunu
Hatırlıyorum seninle geçen saatlerimizi
Seni yılan ısıracak diye benim paniğim
O gün senden o tatlı öpücüğü almak hayatımda en güzel anımdı

Ne kızlar ne arabalar ne evler vs…
Bunların hiç biri seni tutamaz anneanne
Çok erken gittin anneanne
Ben daha 9 yaşındaydım

Ben sana doyamadım
O güzel yüzüne doyamadım
Hani sen hasta olduğunda bir yastık almıştık ya…
Sen öldükten beri hep onla yatıyorum

Her akşam yastığa bakarak ağlıyorum
Elimden bir şey gelmiyor dua ediyorum
Senden sonra en sevdiğim şey vatan
Hayatım boyunca onu koruyacağım

15 yaşındayım anneanne
Bir Zonguldak çocuğuyum
Annem hastanede dedeme bakarken
Senin elinde büyüdüm

Senin hakkını ödeyemedim en çok buna yanarım
Delin tutulduğunda benim fotoğrafıma işret etmişin
Biz şehirdeydik anneanne benim fotoğrafımı öpmüşsün
Biz kötü haberi duyunca geldik

Bana bir sarılışın vardı ya onu ben ne annemden ne babamdan aldım
Kimseden de almam beni öperek öldün
Dayım ise son anda yetişti fakat sen ölmüştün
Tabuta baktı ve bayıldı

Bende baktım sana bir kez sanki gülüyordun
Ama ben ağlıyordum
Lütfen geri gel
Anneanne lütfen! ! !

Nasri Aydemir

İyi Günler İlerde Anneanne

iyi günler ilerde anneanne
iyi günler ilerde
bense yirmidört saatlik
günlerdeyim anneanne

rüyalarında senin ne kıyamet kopuyor
ne de bir gül düşüyor dalından
sen böyle istersin bilirim
gülümseyerek anneanne

oysa ne sarışın kızlar
göz kırpıyor esmer delikanlılara
ne de ortadoğu
bir gül bahçesi oluyor

yine de iyi günler
ilerde anneanne
esmerliğimiz
kıyamet herkese

halime bakıp üzülme anneanne
bir bakarsın dayımla beraber
ortak bir iş kurar
belki bir süpermarket açarız

ne dersin, kasada da
muzaffer durur, gülümseyerek
yok yok olur, dandy, pop-corn
ve kalve çorba satarız.

kahrolsun amerika deriz sonra
kahrolsun fransa için ve mançurya
kahrolur biz böyle deyince
devr-i daim düzeniyle dönen dünya

mançurya da kahrolur
niye kahrolacaksa

anneanne, müzmin
başağrılarım artıyor
işte yaşamak bu deyip dostlar
müttefiklere gülümsediğinde

anneanne, ah anneanne
çıkış yok ve bu tereke
rahmetli dedemin yüreğinden
daha eski bir mesele

yüreğimiz bölüştürülemez
iyi günler ilerde

sade ekmeği bildiğimiz
günler geçmişte
ve güzeldi anneanne
şimdi ekmek dile gelse
boğazımızdan geçişine
utandığını söylerdi

iyi günler yok!
iyi günler yok anneanne

kıyamet bize
kıyamet bize
kıyamet bize

kıyam/et bize

Hüseyin Atlansoy


Baldır Yusufum

Annesiz babasız kaynaşamazlar
Torunlar dedesiz oynaşamazlar
Babaanne anneanne paylaşamazlar
Torunlar petekte baldır Yusuf’um

Çok sağlam kurulmuş ailede temel
Elifi doğuran kızınız emel
Ereni unutma onada yönel
Biri çiçek biri güldür Yusuf’um

Büyükbabasına muştuyu verin
Hastaneye varıp emeli görün
Elif yavrunuzu beraber sevin
Tatlı akrabalık baldır Yusuf’um

Allahım beş torun bahşetmiş sana
Beşinide birden bas kucağına
Can kafeste iken sev kana kana
Onlar sazlardaki teldir Yusuf’um

Anneanne torundan alsın muradın
Adınsa Yusuf’tur Başer soyadın
Bundan keri mutlu geçsin hayatın
Sonumuz ahrete yoldur Yusuf’um

Dedelikte göster büyük başarı
Torunlar dünyanın en kutsal varı
Damadı gelini atma dışarı
Kırılır bir başı eldir Yusuf’um

Biraz düşün batın ile zahiri
İnsanların en son topraktır yeri
Yüksele yardım et duyma gahiri
Kitaplar elinde kaldı Yusuf’um

Osman Yüksel

Anneanne

Gökgözlüm…
çok zaman oldu
bana sarılmayalı sen
çok zaman oldu
anneanne
çocukluğumu özledim ben
fındık bahçelerinde
koşarken
ömrümün çoğu daha
önümde dağ gibi
dururken
ve bilmezken
hastalık nedir
yaşlılık nedir
aklım ermezken
hep sen vardin yanimda
yanimda değilsen
hemen ardimda..
bilmezdim çiçekler
ne işe yarar
ben
evelek mantarlari arardim
dört dönerek
bahçelerde
gözüne girmek ve
seni mutlu etmek için
bana
aferin oğlum
demen için
şimdi söyle
niçin
anneanne
ne zaman bir bahçeye
adimimi atsam
buruk olurum ben
o an
bir avucumda
çocukluğum
bir avucumda
ellerin
koşmak isterim
findik bahçelerinden
sana
hernerdeysen…….
Mete Çakır

Benim Çocuklarım Anneanne Diyemediler

Ne büyük eksiklik anneciğim yokluğun.
Benim kızım,oğlum
Seni tanımadılar.
Sarılıp da boynuna anneanne diyemediler.

Ellerini öpüp bayramlarda,harçlık alamadılar.
Masallarını dinleyemediler,
Kucağında,ayağında uyutamadın sen onları,
Senin güzelim yeşil gözlerini görmediler.

Okula gönderip,
Karşılayamadın dönüşlerinde,
Ders çalışmadılar dizinin dibinde.
Senle başbaşa olamadılar gönüllerince.

Anneanne demeyi bilemediler,
Elbette dede de demediler babama,
Mehmet Babam dedeleri idi ve,
Bu duyguyu, bu kelimeyi biliyorlar.

Anneanne diye bildikleri ise,
Yeşil demir bir çerçeve ile sarılmış çepeçevre,
Bir mezar.
Gidilen, eller açılarak dualar edilen,
Bir toprak parçası,
Bir mermer isim levhası.
Bayramlar,özel günler ötesi,
Her dertleşmek istenildiğinde gidilen,
Bir ömür törpüsü.

Hep soruyorlar anneciğim seni,
Hep anlatıyorum,
Pelinsu biliyor,bu sohbetin sonunun gözyaşı ile biteceğini,
Anlatırken beraber yaptıklarımızı,
Sohbetlerimizi,
Kısacık ömründe bana kattıklarını,
Vefa, sadakat, çalışkanlık, dürüstlük,
Sevgi doyasıya coşkulu,heyecanlı,mutlu,
Sahiplenme,kıskanma,paylaşmama,
Dinliyor koskoca iri gözlerle,
Uykuya dalarken koynumda,
Sana dualar okuyor annem.

Bak yine anneler günü,
Anneanne günü geldi çocuklarımın.
Pazar günü ellerimizde çiçeklerle sana geleceğiz.
Akıllarında kalan hep bu günler olacak sana dair.
Fotoğraflar,ve bu toprak parçası.
Anneanne demeyi öğrenemeyecekler belki
Bu eksik hiç kapanmayacak,
Ama anneciğim seni asla unutmayacaklar.
Hep getireceğim sana onları.
Seslerini duyacaksın sarılamasanda,
Göreceksin yüzlerini.
Küçücük elleriyle dualar okuyacak,
Gözlerinde yaşlarla
Anneanneciğim anneler günün kutlu olsun diyecekler.
Günün kutlu olsun bir tanem.
Allahısmarladık.

Aynur Meydan

Anneanne Evi

Resmim çerçevede
Evin baş köşesinde…
Sevilmek, şımartılmak
Zirvelerde…
Bahçe kapısından girerken daha
Akşamsefaları,
Pencerenin önündeki saksılarda
Sardunyalar, karanfiller, güller…
Ama asıl ben gelince
Açar bu evde güller…
Mutluluk ben demek…
Her şey benim içindir zaten:
Ne istesem önüme serilir,
Sütlaç ister canım,
Hemen sakızlısı pişirilir…
Portakal, mandalina, elma
Dilim dilim,
Zorla ağzıma verilir…
Tuttuğum yarım oruçlar için
Para da ödenir…
Hiç aç kalmadığım,
Hiç üşümediğim,
Hiç azarlanmadığım ev…
Anneanne evi…
Çocukluğumun en güzel evi,
Hep özlemle beklendiğim ev,
Anılarımın burcu burcu koktuğu,
Özlemlerimin yüzüme güldüğü ev…

Anneanne evi
Çocuk ruhumun süzme sevgileri…

Mahmut Mustafa Kılınçer

2 Kıtalık İstanbul Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İstanbul Şiirleri


İstanbul Şiirleri 2 Kıtalık


İSTANBUL

Evin içinde bir oda, odada İstanbul
Odanın içinde bir ayna, aynada İstanbul

Adam sigarasını yaktı, bir İstanbul dumanı
Kadın çantasını açtı, çantada İstanbul

Çocuk bir olta atmıştı denize, gördüm
Çekmeğe başladı, oltada İstanbul

Bu ne biçim su, bu nasıl şehir
Şişede İstanbul, masada İstanbul

BENİM ADIM İSTANBUL

istanbul benim şehrim
aynaya yansıyan yüzüm
istanbul benim şehrim
durmadan kanayan yaram

istanbul aglayan kadınım
aldatan erkek
istanbul aglayan kadınım
aglayarak ürkek


SULTAN ŞEHİR

İstanbul gözlerimde nem, İstanbul o peygambere kadem,
Bilir misin dostum İstanbul olur benim, benim şehzadem,
Ya İstanbul beni alır, ya da ben İstanbul’u alırım be diyen,
İstanbul gözlerimde nem, İstanbul o peygambere kadem.

Söylesene, İstanbul değil miydi, böyle asırlarca özlenen,
Söylesene, İstanbul değil miydi böyle asırlarca beklenen,
İstanbul Galata Kulesi’dir, Hezarfen Ahmet Çelebi diyen,

CENNETTEN BİR KÖŞE İSTANBUL

Yerde sararmış bir yaprak görürsen eğer,
İstanbul seyretmeye değer,
Gel ara beni,
Gel İstanbul,
İstanbul canım İstanbul,
İstanbul Mevla dan almış güzelliğini,
Sana borçluyum güzelliğimi,
Ah! Canım İstanbul,
Gel ara beni,
Bul,İstanbul,
Tepelerin var,tane tane,
Geceleri pişer sokaklarında kestane,
Canım İstanbul,
Şarkılarda dolanır dillere,
Bebek ve Aşiyan,
Ne mutludur senin ile iç içe yaşayan,


İSTANBUL, İSTANBUL

İstanbul, hayallerim
İstanbul, emellerim
İstanbul, sevdiklerim
İstanbul, İstanbul

İstanbul, emek
İstanbul, ekmek
İstanbul, sevmek
İstanbul, İstanbul

GÖRDÜN MÜ İSTANBUL

Sen böyle acı gördün mü İstanbul
Sen böyle yalnızlık gördün mü
Öfke kusan,damar damar kan akan
Böyle ölüm gördün mü İstanbul

Geceleri bana mahrum ettin İstanbul
Geceleri beni mahkum ettin İstanbul
Sen böyle zulüm gördün mü İstanbul
Sen böyle aşk gördün mü İstanbul
Neler istiyorum İstanbul biliyormusun


HEP İSTANBUL

Nereye bakarsam karşımda hep o
Dağlarda İstanbul,yolda İstanbul;
İlmek,ilmek nakış,nakış işlenmiş
Kovanda istanbul,balda istanbul

Ellerimi açsam dualarımda
Gözümü kapasam rüyalarımda,
Her sabah her akşam hülyalarımda,
Tavırda İstanbul,halda İstanbul

2 Kıtalık Hayvan Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Hayvan Şiirleri Kısa,

Hayvan Şiirleri,

GÜZEL KELEBEK

Uçuyorsun renk renk,
Kanatların rengarenk.
Yaprakların içinde,
Uçuşan bir çiçeksin!

Hergün dahada renklisin,
Bütün herkez seni tanır.
Güzel renklerinle,
Dolaşırsın heryerde!

Anka kuşu

Koparır bir fırtına,
Alır seni sırtına.
Seni hiç incitmeden
Taşır masal yurduna.

Çocukları çok sever,
Onlara hep “gülün” der,
Ve gülünce çocuklar,
O da bizimle güler…

BENİM GÜZEL KEDİCİĞİM

Kedimin adı maviş.
Ben kedimi çok severim
Benim güzel kediciğim,

Ben kedimi çok seviyorumm
Maviş diye çağrırım onu,
Hemen koşar yanıma
Benim güzel kediciğim

Cemal Safi Tek Hece

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Var mı beni içinizde tanıyan?
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim.
Kalmasa da şöhretimi duymayan,
Kimliğimi tarif etmek zor benim…

Bülbül benim lisanımla ötüştü.
Bir gül için can evinden tutuştu.
Yüreğine Toroslar’dan çığ düştü.
Yangınımı söndürmedi kar benim…

Niceler sultandı, kraldı, şahtı.
Benimle değişti talihi bahtı,
Yerle bir eylerim taç ile tahtı,
Akıl almaz hünerlerim var benim…

Kamil iken cahil ettim alimi,
Vahşi iken yahşi ettim zalimi,
Yavuz iken zebun ettim Selim’i,
Her oyunu bozan gizli zor benim…

Yeryüzünde ben ürettim veremi.
Lokman Hekim bulamadı çaremi.
Aslı için kül eyledim Kerem’i.
İbrahim’in atıldığı kor benim…

Sebep bazı Leyla, bazı Şirin’di.
Hatrım için yüce dağlar delindi.
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi.
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim…

İlahimle Mevlana’yı döndürdüm.
Yunus’umla öfkeleri dindirdim.
Günahımla çok ocaklar söndürdüm.
Mevla’danım, hayır benim, şer benim…

Kimsesizim hısımım da yok, hasmım da
Görünmezim cismim de yok, resmim de
Dil üzmezim, tek hece var ismimde
Barınağım gönül denen yer benim
Benim adım AŞK

Cemal SAFİ

Sağlık haftasıyla ilgili şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Sağlık haftası şiirleri
Sağlık haftası ile ilgili şiirler
Sağlıkla ilgili şiirler


7 – 13 Nisan Sağlık Haftası Şiirleri

SAĞLIK

Vücuduna iyi bak,
Aman dikkatli yaşa ,
Yeme, uyku, çalışma,
Bizi zorlar savaşa.

Hastalık denen düşman,
Pusudadır her zaman.
Zayıf düşersek eğer,
Bize saldırmak ister.

Zararlı yolu tutma,
Sağlığını unutma,
Fırsat verme düşmana,
Yaklaşamasın sana..

İ. Hakkı TALAS


SAĞLIK ÖĞÜDÜ

Seviyorsan canını,
Vücuduna iyi bak,
Kuvvetlendir kanını,
İstersen çok yaşamak .

Vakitli yat, erken kalk
Çok dikkat et zamana,
Ne güzeldir çalışmak,
Dinçlik verir insana.

Sen yaşarsan bu vatan,
Ancak yaşar, yükselir.
Bunu bil, böyle inan,
Varlık sağlıktan gelir…

Vehbi Cem AŞKUN

SAĞLAM ÇOCUK

Elim temiz, yüzüm temiz,
Saçım, başım, gözüm temiz.
Siz de olun benim gibi,
Sağlam olmak isterseniz .

Temiz olan sağlam olur,
Vücudunu iyi korur,
Benim gibi her mevsimde,
Hastalığa karşı durur.

Sağlık benim arkadaşım,
Yeni oldu tifo aşım,
Benden korkar hastalıklar,
Hastalıkla savaşırım…

İ. Hakkı TALAS

KALBİN SESİ

Kalbin bir gün sesini,
Organlar duyamamış.
Mideyi, böbrekleri,
Hemen bir telaş sarmış.

Komşu akciğerlere,
Bir haber uçurmuşlar.
Ciğerlerse beyinden
Nedenini sormuşlar.

Şöyle bir cevap gelmiş,
Beyinden ciğerlere :

“Düzensiz yaptığın iş,
Zarar vermekte kalbe.
Aldığın hep pis hava
Elbet kalbi yoracak.
Böyle devam edersen
Belki bir gün duracak!”

İ. Hakkı TALAS

VÜCUDUMUZ

Bir makinedir insan,
İşletir bunu beyin,
Beyincik başkanıdır,
Beş duyu denen şeyin.

El tutar, kol destekler
Bir kafestir göğsümüz.
Orada ciğerle kalp,
Çalışır gece gündüz.

Bir örtüdür etimiz,
Kemiğimiz çatıdır.
Ayaklarımız yolcu,
Gövdemizin atıdır…

Hüseyin KALABA

3 Kıtalık Anne Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Anneler günü Şiirleri 3 Kıtalık

Üç Kıtalık Anne Şiirleri

ANNE

Annemi ben çok severim,
Melek annem, güzel annem,
Üzülmesin sakın derim
Melek annem, güzel annem.

İyi doğru sözler onda,
Şefkat dolu gözler onda,
Sevgi, ışık var yolunda,
Melek annem, güzel annem.

Anne yüzü ne asil yüz,
Anne gözü ne derin göz,
Anne özü, pırlanta öz,
Melek annem, güzel annem.

ANNEM

Annelerin en güzeli,
Sensin, benim güzel annem.
Ilık esen bahar yeli,
Sensin, benim güzel annem.

Güneş yüzlü, altın kalpli,
Ağır başlı, tatlı dilli,
Meleklerin eşi sanki
Sensin, benim güzel annem.

Açan çiçek, çağlayan su,
Gülümseyen engin duygu,
Evimizin mutluluğu
Sensin, benim güzel annem.

Anneciğim
Ne sevimli bir annesin!
Ne tatlıdır senin sesin!
Benim canım mısın nesin
Sen olmazsan yapamam ben!..

Senden yakın kim var bana?
Kalbim, canım bağlı sana!..
Üzüntüm yok ondan yana
Seviyorsun beni de sen.

Gülsem güler yüzün
Ağlamamdan alır hüzün…
Senin gecen ve gündüzün
Işık alır sanki benden!

ANNEM

Bağım olsa, bahçem olsa
İpek kumaş bohçam olsa,
Sabah olsa, akşam olsa
Annem gitmese yanımdan

Her zaman baksam yüzüne,
Uyurum yatsam dizine.
Rastlamadım kem sözüne
Sesi çıkmaz kulağımdan.

Bir sözünü iki etmem.
Canımı verir incitmem
Annemsiz cennete gitmem
Onu severim canımdan

İbrahim Şimşek

ANNE SEVGİSİ

Sıcağın sinmiş bana,
Seni severim ana.

Sensin bana can veren,
Sensin bana kan veren.

Küçükken yudum yudum,
Sütlerinle uyudum.

Kulağıma ninniler,
Neler söyledin, neler.

Beni büyüttün ana,
Beni yürüttün ana.

M.Necati ÖNGAY

Anam

Sen yoksun,martılar uçmuyor anam
Tek bir kul kapımı açmıyor anam
Yıllanmış şaraba döndü gözyaşım
Kimseler bir yudum içmiyor anam

Talihim olsaydı doğmazdım anam
Çorak gönüllerde solmazdım anam
Gözlerin zamansız kapanmasaydı
Böyle tek başıma kalmazdım anam

Kabrinde bırakıp gidemiyorum
Hoşça kal,elveda diyemiyorum
Bu nasıl ayrılık bilemiyorum
Ne olur yanına al canım anam

Tuncer Önal

Anneler Günü

Anneciğim bugün sen dur,
Ben bakayım sana n’olur..
Ne istersen pişireyim,
Evi silip devşireyim.

Ben doldurdum aklarını,
Ödeyemem haklarını.
Bugün senin günün anne,
Bak kendini yordun gene.

Canım kadar sevdiğim kim
Benim canım anneciğim.
Canım kadar sevdiğim kim?
Benim canım anneciğim.

ANACIĞIM
Dünyada apayrı yeri olan bir sevgi
Anne sevgisi.
Artık ben de bir anayım.
Anam seni dünden daha çok seviyorum!
Çocukluğumda dua ederdim Allah’a
Anam ölmesin diye.
Tanrım kabul etti dualarımı,
Göstermedi bana senin acını.
Bu yıl da geldi ‘Anneler Günü’
Ne alsam sana yetmez,
Senin hakkın ödenmez!
Sana duygularımdan bir demet.
Anneler günün kutlu olsun.
Ellerinden öptüm, canım anacığım!

Nuray Zaralı

Anneler Günü

Anneciğim bugün sen dur,
Ben bakayım sana n’olur
Ne istersen pişireyim,
Evi silip devşireyim

Ben doldurdum aklarını,
Ödeyemem haklarını
Bugün senin günün anne,
Bak kendini yordun gene

Canım kadar sevdiğim kim
Benim canım anneciğim
Canım kadar sevdiğim kim?
Benim canım anneciğim

Hüseyin KALABA

Türkiye Şiirleri 2 Kıta

Cuma, Haziran 22nd, 2012

2 Kıtalık Türkiye Şiirleri,
İki Kıtalık Türkiye Şiirleri,
Türkiye Şiirleri iki kıtalık

CAN TÜRKİYEM

Can Türkiyem güneş rengin açanda
Bahar koksun her bir yana saçanda
Sevenlerin gönül derdin açanda
Çok sevinem İstanbul’u görende
Toprağını öpüp yüzüm sürende

Can Türkiyem temiz Türkçe dilim var
Çok güvenir hiç darılmam dalım var
Sensiz bana ayrılık var ölüm var
Canım kurban bayrağa can verene
Çokça selam Türkiye’mi sevene

Sadun Köprülü


Türkiyem

Baharın gelsin Türkiyem,
Kışların ağlattı ömrümü,
Hüzünsüz değil bir günüm,
Arıyorum geçen her günümü.
Dertsiz olsun her yanın,
Sensin benim biricik Ülkem,

Gerekirse sana feda canım,
Yolun aydınlık olsun Türkiyem.
Sende doğduk sende ölürüz,
Bazen ne acı günler görürüz,
İine de seninle her gücümüz.
Ufkun kararmasın Türkiyem.

Mehmet Yılmaz

En Anlamlı Ayrılık Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

En Anlamlı Ayrılık Şiirleri

Anlamlı Ayrılık Şiirleri

Dünyayı Gezdim Dolaştım

Dünyayı gezdim dolaştım
Ayrılık gibi dert olmaz
Tatlı canımdan usandım
Ayrılık gibi dert olmaz

Kaçan döndüm yâre baktım
Çözümden kanlı yaş döktüm
Gezdim her belayı çektim
Ayrılık gibi dert olmaz

Hilal kaşı keman değil
Zülfü ahir zaman değil
Be yarenler yalan değil
Ayrılık gibi dert olmaz

Kullar başına gelmesin
Kimse göz yaşın silmesin
Hak, düşmanıma vermesin
Ayrılık gibi dert olmaz

Bana inanmayan varsın
Aşık’ın yüreğin yarsın
Neler çektiğini görsün
Ayrılık gibi dert olmaz

Aşık Paşa

Ayrılık

Özlemi derinlemesine yaşamaktır ayrılık
Hüzünlerin kesiştiği uzak noktadır ayrılık

Hatırlanacak güzelliklerin belirsizliğinde
Geride ne bıraktığını bilememektir ayrılık

Sevda üstüne türküler hayal etmek
Söyleyecek söz bulamamaktır ayrılık

Bülbülün güle yanışını hissiz seyretmek
Nedenini bilmeden iç çekmektir ayrılık

Aynı hayat boyutunda yatay seyretmek ama
Hava boşluğunda gibi vurgun yemektir ayrılık

Kış gecesi ıssız sokakta üşürken
Yüreğinde çöl ateşini hissetmektir ayrılık

Bir gayeye yönelip doğru yolda yürürken
Nereye gittiğini bilememektir ayrılık

Sevda ateşinden kurtulmaya bir bahane
Boğulmak için aşk denizine dalmaktır ayrılık

Eline kalem alıp şairlere özenmek
Gülmeye ya ağlamaya karar verememektir ayrılık

Mehmet Akif Çeçen

Ayrılık

Gitmek, ayrılık demekmiş
Ayrılık, hazan
Hazan, yaprak dökümü
Yaprak dökümü, tükenmek
Tükenmek, yok olmakmış
Hiç olmak bir anlamda

Aşkı ayrılık beslermiş
Ayrılık uzadıkça
Aşk hiç bitmek bilmezmiş

Elveda Sevgilim

Sana gitme beni bırakma,
demiştim ya,
Artık gitmeni istiyorum,
Biliyorum beni hiç sevmediğin.

Bu yüzden gitmeni istiyorum,
Seni her ne kadar çok seversem seveyim.
Sen benim olmayacaksın,
Beni sevmeyeceksin.

Ben senden asla ümidimi kesmeyeceğim,
Seni hep beklicem ve seveceğim.
Sana sarılmayı, ilerde birgün karşılaşmayı dileyeceğim,
Elveda sevgilim.

Ayrıldık Değil mi

Efkar bastı gönlüme yine
Tat vermiyor bu hayat niye
Canıma işlemiş sevgin gönlüme
Söküp atamıyorum neden

Biliyorum olmayacak hayal benim kisi
Seviyorum desem ne kıymeti var ki
Unutamıyorum diye dert yansam önemlimi
Kendim ettim kendim buldum delilik benimkisi

Hasret çekmekle olmuyor güzelim
Seni rüyalarda görmek yetmiyor ki
Zaten mutluluk benim için bir hayaldi
Ayrıldık işde eller sevinsin değilmi?

Elveda

Elveda demenle yıkıldım o an
Hayal mi gerçek mi anlayamadım
Gözümün önündeydi o yüzün bir an
Ağlamak istedim de ağlayamadım

Şimdi beni istiyorsan neden geleyim
Kalbimi kırmana bir daha nasıl izin vereyim
Bakma öyle gözlerime sen beni kaybettin
Bir daha asla seni sevmeyeceğim

alıntı

Anneler Günü En Güzel Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Anneler Günü Güzel Şiirler

Anneler Gününe Özel Güzel Şiirler

Anneciğim

Ne sevimli bir annesin!
Ne tatlıdır senin sesin!
Benim canım mısın nesin
Sen olmazsan yapamam ben!

Senden yakın kim var bana?
Kalbim, canım bağlı sana!..
Üzüntüm yok ondan yana
Seviyorsun beni de sen.

Gülsem güler yüzün
Ağlamamdan alır hüzün…
Senin gecen ve gündüzün
Işık alır sanki benden!

Rakım ÇALAPALA

Annem Tek Varlığım

Ey şefkati bol varlığım,
Sayende olmaz darlığım,
Türkiye’m ve uygarlığım,
Anam benim, şefkat selim.

Ninnilerle hep uyutan,
Sevgisi kalbimde yatan,
Bana çok meziyet katan,
Anam benim tek varlığım.

Hakkı ÇEBİ

Annem

Sen olmasaydın annem;
Ne doğar, ne yaşardım
Senin şefkatinle ben
Büyümeyi başardım.

Üzerime titrersin,
Korursun kanadınla
Canıma can katarsın
Sen annelik adınla.

Sana neler borçludur,
Düşün bir evlat anne!
Kan veren, can verensin,
Ya benim verdiğim ne?

Sana candan sevgimi,
Saygımı sunacağım,
Bu gün tüm anneleri
Minnetle anacağım.

Vefa ÇAĞAN

Anne

Ağaç olsan
Dal olurum anne
Yaprak olurum
Sana gelirim

Deniz olsan
Sel olurum anne
Irmak olurum
Sana gelirim

Bahçe olsan
Gül olurum anne
Toprak olurum
Sana gelirim

Güneş olsan
Yol olurum anne
Bayrak olurum
Sana gelirim

Anamı Arıyorum
Senden ayrı senden uzak
Yersiz göksüz gibiyim
Hem analı hem babalı
Hem öksüz gibiyim

Uzanmış aramıza
Uçsuz bucaksız gurbet
Bir ucunda sıla var
Öbür ucunda ekmek

Bütün analar ağıt şimdi
Bütün ağıtlar ana
Ya beni de al gurbet
Ya anamı ver bana

Hem kova hem kuyuyum
Yorgun bir halk suyuyum
Sen bana nenni söyle
Ben dizinde uyuyum

Ali YÜCE

ANNEM

Annelerin en güzeli,
Sensin, benim güzel annem.
Ilık esen bahar yeli,
Sensin, benim güzel annem.

Güneş yüzlü, altın kalpli,
Ağır başlı, tatlı dilli,
Meleklerin eşi sanki
Sensin, benim güzel annem.

Açan çiçek, çağlayan su,
Gülümseyen engin duygu,
Evimizin mutluluğu
Sensin, benim güzel annem.

H. Latif SARIYÜCE

Anacığım

Dünyada apayrı yeri olan bir sevgi
Anne sevgisi.
Artık ben de bir anayım.
Anam seni dünden daha çok seviyorum!
Çocukluğumda dua ederdim Allah’a
Anam ölmesin diye.
Tanrım kabul etti dualarımı,
Göstermedi bana senin acını.
Bu yıl da geldi ‘Anneler Günü’
Ne alsam sana yetmez,
Senin hakkın ödenmez!
Sana duygularımdan bir demet.
Anneler günün kutlu olsun.
Ellerinden öptüm,canım anacığım!

Nuray (Kahveci)ZARALI

Anne Sevgisi

Sıcağın sinmiş bana,
Seni severim ana.

Sensin bana can veren,
Sensin bana kan veren.

Küçükken yudum yudum,
Sütlerinle uyudum.

Kulağıma ninniler,
Neler söyledin, neler.

Beni büyüttün ana,
Beni yürüttün ana.

M.Necati ÖNGAY

ANNELER GÜNÜ


Anneme ve bütün annelere

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Kaç geceler bana ninni söylerdi
Hasta olunca oydu başucumda bekleyen
Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen
Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Uzun kış geceleri masal masaldı
Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar
Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar
Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı
Akşam biraz geciksem yollara düşerdi
Sokağa çıkarken Yavrucuğum üşütme derdi.
Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Bilirim yine kalbinde yerim anacığım
Selam sana Anneler Günü İstanbul’dan
Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan
Vefalı ellerinden öperim anacığım.

Ümit Yaşar Oğuzcan