Aşık Veysel kara toprak sözleri Kara Toprak Şiiri Aşık Veysel Aşık Veysel Kara Toptak Türküsünün sözleri
KARA TOPRAK
Dost dost diye nicesine sarıldım Benim sadık yarim kara topraktır. beyhude dolandım, boşa yoruldum Benim sadık yarim kara topraktır. Nice güzellere bağlandım kaldım Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum Her türlü istediğim topraktan aldım Benim sadık yarim kara topraktır
Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi Kazma ile dövmeyince kıt verdi Benim sadık yarim …Dost dost diye nicesine sarıldım Benim sadık yarim kara topraktır. beyhude dolandım, boşa yoruldum Benim sadık yarim kara topraktır. Nice güzellere bağlandım kaldım Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum Her türlü istediğim topraktan aldım Benim sadık yarim kara topraktır
Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi Kazma ile dövmeyince kıt verdi Benim sadık yarim kara topraktır
Adem´den bu deme neslim getirdi Bana türlü türlü meyve bitirdi Her gün beni tepesinde götürdü Benim sadık yarim kara topraktır.
Karnın yardım kazmayınan, belinen Yüzün yırttım tırnağınan, elinen Yine beni karşıladı gülünen Benim sadık yarim kara topraktır
İşkence yaptıkça bana gülerdi bunda yalan yoktur herkes de gördü Bir çekirdek verdim, dört bostan verdi Benim sadık yarim kara topraktır.
Havaya bakarsam hava alırım Toprağa bakarsam dua alırım Topraktan ayrılsam nerde kalırım Benim sadık yarim kara topraktır.
Bir dileğin varsa iste Allah´tan Almak için uzak gitme topraktan Cömertlik toprağa verilmiş Hak´tan Benim sadık yarim kara topraktır.
Hakikat istersen açık bir nokta Allah kula yakın, kul da Allah´a Hakkın gizli hazinesi toprakta Benim sadık yarim kara topraktır.
Bütün kusurumu toprak gizliyor Melhem çalıp yaralarım düzlüyor Kolun açmış yollarımı gözlüyor Benim sadık yarim kara topraktır.
Her kim ki olursa bu sırra mazhar Dünyaya bırakır ölmez bir eser Gün gelir Veysel´i bağrına basar Benim sadık yarim kara topraktır.
Etkileyici Kısa Şiirler etkileyici şiir Etkileyici Şiirler
Etkileyici Şiirler Kısa
topladım sevgimi gidiyorum hayatından hiç bir anı kalmasın geride sana beni hatırlatan kırdığın kalbimin parçalarını yükledim bavullara açmamak üzere ne bir resim ne bir plak olmalı sana beni hatırlatan
**
Karlar yağdı üzerime, tipi misali Buz tuttum,kımıldamaz oldum,dondum Baharı bekledim zamanla soldum Kalkmaz oldu karlar üzerimden Kardelenleri bekledim,açmaz oldular Umutlarıma kokular saçmaz oldular Küstün mü kardelenim? Güneş ısıtmadı mı seni? Benim gibi darda mısın? Yoksa sen de çıkmazda mısın?
** Hayatımdan çıkarttığım ilk ve tek kişisin. Garip bir ayrılık bu. Birazda zorunlu… Sevmek yetmiyor işte, Cesaret lazım sevmeye. ellerinin ellerimde olması yetmez, Kalbinde gerekiyor bu oyunda. Ne yazıkkı kaybettin sen bu oyunu gule gule sevdigim….
**
Elveda deyip hayatından çıkmayı senin kadar kolay söyleyemedim arkamı dönüp gitmeyi senin gibi beceremedim başka çarem kalmasa da bu aşk için yaşadıklarıma saygımdan gözlerine bakarak dinmeyen fırtınalar ardından fısıltıyla gelen en sözüm olur ELVEDA
**
Aklım seninle olmaz diyor bir kez daha üzülmek istemiyor ömrüm hep seni beklemekle geçti verilecek son bir şans kalmadı bizim için yinede kalbimle aklım savaşıyor yıkıntılar kırık parçalar uçuşurken kalbimde ben sessizce bekliyorum savaşın galibini aldığım nefes gibi alışmışken sana gitmek çok zor olacak biliyorum
**
bugün,eskiye dair ne varsa atıyorum belleğimden ve başlıyorum yeniden hayata hayallerle yaşıyorum artık tüm kalbimle gerçek olmasını dilediğim hayaller karşılıksız sevdalara elveda Hayatımda hiçbir sözcükten Bu kadar nefret etmedim ben Ve hiçbir sözcüğü telaffuz etmedim Bu denli içten Neden diyeceksin bu nefretin Sebebi sensin Evet sen, Beni keşkelere mahkum eden. Sen bunun farkında bile değilsin KEŞKE farkında olabilsen…
**
yürekten dilediğim dileğimsin sen benim içimde en çok hissettiğim kişisin belki birleşik yüreklerimiz belki de bana ait değil senin yüreğin varsın bana ait olmasın varsın başkası için çarpsın sen yine de benim Can’ımsın kimbilir belki birgün kavuşacağım sana ya da belki de hep sensiz olacağım belki ölesiye seveceğiz birbirimizi belkki de öleceğiz birbirimizsiz…
**
bir tek sözün bağlar beni sana gel demen yeterli bana öl desen ölecek kadar aşığım sana. bir tek bakışın alıyor beni benden başka başka diyarlara götürüyor gittiğim heryer buram buram aşk kokuyor. ben bu kadar aşıkken bir tek hayelimdesin ya sen işte bu yüzden ölmekteyim ben.
**
gidiyorum bu şehirden Yarınlarımı seninle yaşadıklarımı … Her şeyi geride bırakarak Sensiz gidiyorum….. Geride sana solmuş bir gül, Kırılmış bir kalp bırakarak, Belki de bir daha dönmemek üzere…
**
gitme gitme dur diyemedim günahım dududaklarımı kapamışken seni bulduğumuma tanrıya dua ederken sana söyleyemediğimi artık sende biliyorken gitme dur gitme diyemedim böyle olsun istemezdim deken bile sensizlikk genzimi yakıyor senden tek kalan sensizliğim sensizliği kalbimin bedenimle çarpan heryerine işledim takii bedenimde kalbimin atışları duyulmayana dekk gitme gitme diyemedim…
**
senınle baslayan yollarda ertelıyorum adımlarımı oysa adımlarımda hep yalnızdı onlarda ne yapacgını bılımiyordu ama ıste dusundum taşındım ve yolarına bır yol daha cızdım yolun suan sende sen ıse yoksun yokluklar ıcınde gitmek kalmanın yarısıdır hep bir taraflarını unutursun oralar sakindir onlarsız oralar zindandır birbaşına kalmanınsuskunluğunu yediremiyorsan kendine bizi hatırla ve gülüşün eksik olmasın yüzünden çünkü şunu unutmaki özlemler hep özlenir
*** Umutlarımı bana bırak. Yalnızlığımı al götür uzaklara boşalan yere bir yudum sevgi koy. Ölümümü bana bırak sevgilerimi de Ve çocukluğumu Ve de şiirlerimi de. Yenilmişliğimi al götür sonzuza yerine bir direniş koy ucunda zafer olsun…..
asker, mehmetçik, asker şiirleri, asker hakkında güzel yazı
Belki aramızda asker arkadaşlarımız belkide asker bekleyen kardeşlerimiz, anneler, babalar, abla, abilerimiz vardır. Asker olmak o kadar şanlı birşeydir ki onlara bu yazı yaraşır.
Ey Şanlı Askerim!
Dağlarda yaşar gerekirse Vatan için Ey Şanlı Askerim Sen Birtanesin! Sen Vurmuşsun Yüregime Mauzer Vız Gelir Bedenime.. Senin Sayemde uyuruz huzurla Mehmedim Canım benim… Asker Arkadaşı öLümüne Arkadaştır, öLüm Arkadaşı Can Arkadaşındır. Sesini Dünya Duysun Ey Askerim Türk miLLeti Durmaz Daima iLeri… Şafak Bitince Eve Dönüşünü beklerim Askerim.. Ne Hitler Verdik Ne Savaşlar Geçirdik Türkiye Cumhuriyetine Canım fena Türk Askeri Sen Çok Yaşa. her Askerin uLaşmak istediği O Mertebede Rahat uyu Askerim gece Nöbetinde Askerim Vatanı Korur Askerim Bize Bulaşan Düşmanları Nöbette Avlar Askerim. Geceleri Nöbet Tutarsın Vatan için Sabahları Eğitim Yaparsın ulus için Ey Askerim Vatanım benim. Askerim Canım benim Türk miLletinin Kalbi Sensin..
İstiklal Marşımız Ve Anlamı İstiklal Marşı’nın kıta-kıta anlamı İstiklal Marşımızın Açıklamalı 10 kıtası
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Mehmet Akif Türk milletine cesaret, ve tahammül aşılamak için ve onda bulunan duyguları harekete geçirmek için şiirine korkma sözüyle başlıyor. Bayrak bir milletin bir milletin geleceğinin ve bağımsızlığının sembolüdür. Bayrağın sönmesi türk milletinin istiklalini kaybetmesidir. Şair ülkemizde tek bir insan kalana kadar bu vatanı savunacağımızı belirtiyor. O halde en son Türk bireyi son nefesini vermeden türk istiklal ve bağımsızlığını yok etmek, Türk bayrağını söndürmek mümkün değildir. Zira bayrağımız milletimizin yıldızıdır. Bayrağın kaderi ile milletimizin kaderi birbirine bağlıdır. Bayrak bizimdir, biz yaşadıkça onu elimizden kimse alamaz.
Türk milletinin bütün fertlerini öldürmedikçe bağımsızlığını kimse yok edemez.
Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal… Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal!
Şair ikinci kıtada bayrağımızın o zaman ki kırgın, küskün, öfkeli halini dile getiriyor. Türk vatanının bazı parçaları, işgal edilmiştir. Bu yüzden bazı bölgelerde bayraklarımız indirilmiş yerine düşman bayrakları asılmıştır. Kaş çatmak öfke halini ifade eder. Kaş ayrıca edebiyatımızda hilale benzetilir. Sevgilinin kaşları daima hilal şeklinde gösterilmiştir. Bayraktaki hilal de tıpkı nazlı bir sevgilinin kaşı gibi çatılmıştır. Kahraman türk milletini üzmektedir. Türkün beklediği, özlediği gülen bir bayraktır.
Türk bayrağının gülmesi göklerde dalgalanmasıdır. Bir aşığın sevgilisinden güler yüz beklemesi gibi bağımsızlığa aşık Türk milletide özgürlüğün sembolü olan bayraktan gülmesini beklemektedir. Bu milletimizin en doğal hakkıdır. Çünkü türkler bağımsızlıkları ve bayrakları uğruna pek çok kan dökmüşlerdir. Bu kanları bayrağa helal etmeleri için onun da nazlanmayı bırakıp göklerde dalgalanması gerekir. Türk milleti daima Allah’a inandığı ve taptığı için özgürlük onun hakkıdır.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Şair “ben” diyor.(Ancak kast ettiği mana aslında bizdir türk milleti adına konuşmaktadır) Türk milleti ezelden beri hür yaşamıştır,hür yaşayacaktır. Onun özgürlüğünü elinden almak isteyen ancak çıldırmış olmalı,zira böyle bir harekete kalkışanlar ağır bir şekilde cezalandırılır. Türk milleti bağımsızlığı uğrunda önüne çıkacak her engeli aşacak güçtedir. O; böylesine yüce bir amaç için dağları delecek, enginlere sığmayıp,denizleri taşıracaktır güçtedir. Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, “Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?
Bu kıtada şair vatanımızı istilaya kalkışan avrupalılara meydan okuyor. 20. asrın başında avrupa medeniyeti 19.yy. deki görkeminden oldukça uzaktır. O sebeple şair bayıyı tek dişi kalmış canavara benzetiyor. Ancak avrupa mevcut teknik imkanlarını seferber ederek topuyla, tüfeğiyle, tankıyla bizi yok etmeye çalışmaktadır. Mehmetçik ise bu güce topla, tüfekle, mızrakla, kılıçla cevap vermeye çalışmaktadır. Avrupalı kendini çelik zırhla korurken mehmetçik ona iman dolu altın göğsüyle karşılık vermektedir.
Arkadaş! Yurdumu alçakları uğratma, sakın. Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın… Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Şair kahraman Türk askerine hitap ediyor. Türk yurdunu alçakları uğratmaması için gerekirse canını feda etmesini öneriyor. Şehit gövdelerinin meydana getireceği siperler düşmana mani olacaktır. Mehmet Akif düşmanın çok kısa bir süre içinde bu hayasızca akına son vereceği Allah’ın Türk milletine Kuran-Kerimde vaad ettiği zafer gününün yarından bile daha yakın bir zamanda doğacağına inanmaktadır.
Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı: Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı: Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Şair Türk ordusuna vatanın kutsallığını hatırlatıyor. Toprak ile vatan arasında büyük bir fark vardır. Toprağı vatan haline getiren onu elde etmek ve korumak için savaşan fertlerin varlığıdır. Kısacası sıradan bir toprak büyük bir değer taşımaz; ama vatan toprağı uğrunda şehit olan atalarımızın o topraktaki mezarlarıdır. Bu kutsal vatanı dünyalara değişmeyiz. Toprak dünyanın dünyanın her yerinde bulunur. Ancak atalarımızın kanlarıyla sulanan topraklar vatanımız üzerindedir.
Kim bu cennet vatanının uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsında Huda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Bu vatan cennet kadar kıymetlidir. Şehit olanların ruhu dini inanışımıza göre doğrudan doğruya cennete gider. Şehitlerimiz bu vatan toprağında yattığı için cennetten farksızdır. Bir avuç toprağı sıksak şehitler fışkıracak sanırız. Canımızdan çok sevdiğimiz insanları varımızı yoğumuzu Allah alsında yalnız yaşadığımız sürece bizi vatanımızdan ayrı düşürmesin. Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli: Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli, Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
Allah’a şair hitap ediyor. Mehmet Akif’in Allah’tan tek dileği ibadet yerlerinin göğsüne düşman elinin değmemesidir. Camilerimizden okunan ezanlar sonsuza kadar türk yurdunun üstünde inlemelidir. Çünkü bu ezanlar dinimizin temelidir. O zaman vecd ile bin secde eder varsa taşım, Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na’şım; O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Ezan sesleri yurdumuzun üstünde inledikçe şehitlerimizinde ruhları şaad olacaktır. Ezan sesi sadece yaşayanlara değil, ölülere hatta onların mezar taşlarına bile tesir eden yüce bir anlam taşır. Şehit atalarımızın her şeyden arınmış ruhları yerden fışkıracak, ezan sesiyle ayağa kalkacak ve dışa yükselecektir.
Dalgalan sen de şafakalar gibi ey şanlı hilal! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal: Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!
Şair zafer gününün heyecanını yaşıyor. Şanlı bayrağımız dalgalandıkça gökyüzünü şafakla yarış edercesine gökyüzünü kızıl renge boyamaktadır. Türk milleti yeniden bağımsızlığına kavuşmuştur. Atrık onun için yok olma korkusu kalmamıştır. Bayrağımız şehitleri mizin kanlarını hak etmiştir. Bağımsızlık Allah’a tapan ve doğruluktan ayırmayan Türk milletinin en doğal hakkıdır.
HAYAT BENİM HAYATIM ! Dışardan nasıl göründüğümün bir önemi yok ! İçeriden görebilenler yetiyor bana!!! …………….. Beni dışardan yargılayanlara sözüm yok zaten dışarda kalmaları yetiyor onlara !!………Hayatın tadını çıkaracaksın…Tadını kaçıranlarıda hayatından çıkaracaksın!!!!!………….….. …… Dilsiz değildir suskunluk, çok şey anlatır anlayana… Kelimelerin anlatamadıklarını haykırır aslında!!………….. Bir kaçış değildir suskunluk, bir bakıştan çok daha fazlasıdır… Sessiz çığlıkların bir adım ötesidir… Hayata olan öfken, insanlara olan kırgınlığın, ve daha nicesi saklıdır içinde sukunetin. Rest çekmenin ”asil’ halidir anlayana…!
Onlarda bir canlı, Koruyalım onları, Onlar yaşadıkça, Bizde yaşıyoruz…
Birgül ÖDEMİŞ
GÜZEL KELEBEK
Uçuyorsun renk renk, Kanatların rengarenk. Yaprakların içinde, Uçuşan bir çiçeksin!
Hergün dahada renklisin, Bütün herkez seni tanır. Güzel renklerinle, Dolaşırsın heryerde! NE GÜZELDİR HAYVANLAR
Evimizde yaşarlar, Elimize bakarlar, Türlü işe yararlar, Evcilleşmiş hayvanlar.
Ne güzeldir tavuklar, Folluk dolu yumurtalar, Hep bal yapar arılar, Ne güzel şu hayvanlar.
Sütlerini içeriz, Kimisine bineriz, Öküzle çift süreriz, Yararlıdır hayvanlar.
Kılları var ,yünü var, Süzgün bakar mandalar, Kedi ,eşek ve atlar, Ne güzel şu hayvanlar.
Arabaya koşarız, Uzun yollar aşarız, Güçlerine şaşarız, Ne güzel şu hayvanlar
Ormanları süslerler, Gece ,gündüz öterler, Bize ,dostluk ederler, Çok tatlıdır hayvanlar. SEVGİLİ HAVANLAR
Hayvanlar her yerde nere baksan orda Ormanda,bahçede,evde heryerde Kedi,köpek,papahan ve birkaç hayvanlar Her yerde hayvanlar nerene baksan hayvan Engüzel şey hayvan
Evcil hayvanlar var sokakta yaşayanlar var Ama en güzel şey hayvan Hayvan sevgisi güzeldir Hayvanlar en güzel bir canlı
Kedim
Ne güzel bir kedisin, Mırıl mırıl edersin. Gözlerin ateş saçar, Seni gören fareler kaçar.
Kuyruğunu sallarsın, Delikleri koklarsın. Sen de olmazsan eğer, Evlerde hep fare gezer.
ben artik büyüdüm baba hata yaptim ama hatami anladim sen kissan bile, dövsen bile babamsin senin vurdugun yerde gül biter baba affet beni baba bana SEN göz kulak oldun beni SEN büyüttün SEN kucagina aldin SEN sevdin SEN korudun benim icin SEN üzüldün SEN korkdun bana birsey olacak diye hic bir eksigim yok herseyim var cünkü hep sen yanimdasin bana güc veren sensin ve seni istemiyerek üzen benim AFFET BENI BABA
BABA
Sevgisiz çıkarsan hayat yoluna Dünyada tek başına kalırsın baba Unutma ki bizler hep biriz Birlikten güç doğarmış baba
Karanlık yüreğinin efendisi olmuş Bizi karanlığa neden sokarsın baba Yüreğin korkuyla beslenir olmuş Bizi neden korkutursun baba
Neden bu şiddet bu celal Biz sana ne yaptık ki baba Her zaman kanımız sana helal Bizi neden yaraladın ki baba
Bunca yıl umutla bekledik Umutlarımız acıyla söndü baba Ufacık gülüşüne bile sevinirdik Artık bize gülmez oldun baba
Baba şefkati nedir bilmez misin Bunu neden bize çok görürsün baba Dayanışma nedir bilmez misin Neden hiç yanımızda değilsin baba
Baba olmaya hiç çalışmadın Aldırış bile etmedin baba Sende alıp başını gidersen bir gün Kin nefret ayırmasın bizi baba
Baba Sevgisi
Bir baba vardı Ailesini kollayan Ailesine yardımcı olan
Bir baba vardı Sevgiyle Ailesine baka
İşte bu benim babam Ailesi sevinçle babaların yanına koşan Bir baba
BABACIM
BABACIM SENİ SEVİYORUM HAYATTA EN KIYMETLİ ŞEYLERDEN BİRİSİN BENİM İÇİN EN SEVDİĞİM ÇİÇEK EN SEVDİĞİN GÜN VE SEVDİĞİM HERŞEY SENİ İFADE EDER BANA CANIM BABAM
Babaya Haykırış
Çocuklar ölene ağlayamazki Gitme baba diye yalvaramazki Çocuklar babayı unutamazki Dönülmez gidişin böylemi baba
Seslensem sesimi duyarmısınki Ay geçer yıl geçer uyanmassınki Muhtacım elimi tutamassınki Dönülmez gidişin böylemi baba
Bir mezar taşına işte baban dediler Ağladum elime hep resmini verdiler Sordum çaresi dönülmez dediler Dönülmez gidişin böylemi baba
Nerdesin Baba
Bu dünyada ne yaşarsam yaşiyim Ne kadar mutlu olursam oliyim Hayat tüm isteklerimi versede Hiç bi sevgi senin yerini tutmuyorki baba
Artık o küçük kızın değilim baba Büyüdüm Ama yıllar geçtikçe Özlemini daha çok büyüttü içimde Ve benim bu aciz bedenim Özlemini taşımaya yetmiyor
Çok canım yanıyor baba Yüreğimin bi yanında sanki koca bi yara var VVe senden başka hiç kimse O yaraya merhem olamıyor Ama sen yoksun
Çoooook uzun zaman oldu seni görmeyeli Artık rüyalarımada girmiyorsun Resimlerinde yetmiyorki hasretimi dindirmeye Sana sarılmak sarılmak sarılmak istiyorum yaa
Başımdaki yazmayı devrim ile düşürdüm Toprak kokan saçımı rüzgar ile uçurdum Orak vurdum ekine bebeme süt içirdim Salın benim peşimi adım kadındır benim
Eylemlemlerde eşime omuz verdim el ele Saçlarımı yoldular cehalete bak hele Panzerler ezdi geçti of demedim bile Ezdirmedim eşimi adım kadındır benim
İki evlat büyüttüm gözlerim,den sakındım Asker verdim vatana tezkereye bakındım Bana tabudu geldi öle öle dokundum Toprak aldı koçumu adım kadındır benim
Bir yavrum,da mapusta yargı günü bekliyor Ölüm orucu tutmuş bir damla su çekmiyor Duyan yok feryadımı kimse dönüp bakmıyor Kafesledim kuşumu adım kadındır benim
Yüreğimde yükselir eşsiz banaz kalesi Emektir alın terim bir damla yok hilesi Vurun boynumu ulan olmam hınzır kölesi Yapacağım işimi adım kadındır benim
Bir daha doğsam yine kadın doğardım Ne türbanı dolardım ne çarşafa sığardım Pir Sultan la Bedrettin le Nazım ile göğerdim Eğemezler başımı adım kadındır benim
BENİ AĞLATAN KADIN
Beni ağlatan kadın; Sen kimsin, Bir melek mi! Bir huri mi! Yoksa beni benden çalan Bir şeytan mı? Sen kimsin? Gecemin karanlığında Yıldızım mı! Gündüzüm de Güneşim mi? Aşımda ekmeğimde Tuzum biberim Acım zehirim Sen kimsin… Saatim yoluna ayarlı Kalbim yürüyüşüne atıyor. Gözlerim cemaline hayran Bütün şarkılar bizi, Bütün şiirler ikimizi Bütün geceler benliğimizi Aşkımız,telefon tellerine kilitlenmiş Rüyalarım,uyur gezer Şu koskoca dünyada Kimse beni ağlatamadı Bir sen yaptın bu işi, Beni ağlatan kadın, Sen kimsin!… Kimsin? Necisin? Gülüp kaçıverdin bir ahu mu? Hücrelerimi uyuşturan Peri mi!… Söyle Allah aşkına; Beni ağlatan kadın Sen kimsin…
O Kadın
Bunca nefret, kızgınlık Ve yatağıma giren onca kadın Silmeliydi, bir ölü gibi ismini Bu kadar uykusuzluk çekmemeliydim Resimlerini; Bıyıkları yeni terleyen bir çocuğun Sigara paketini saklar gibi, saklamamalıydım. Her gece, Evet! Her gece, İlk defa içer gibi, O resimlere duyduğum heyecanım.
Ağacına tutunan bir sarmaşık, Tanrıya sığınan bir günahkar gibiyim. Ben sana anlatamam Anlatırsam, anlarsın. Anlatırsam, acırsın. Yeniden sevmek istersin, dokunamazsın Çünkü hiçbir şey, bıraktığın yerde değildir Toplamak istersin, dağılırsın. İşte bu yüzden, ben sana anlatamam. Anlatırsam, ağlarsın
SEN İSTANBUL GİBİ GİZEMLİ KADIN
geceler agladı hep karanlıklarda gözlerinin güzelligine. yapraklar sarardı,güller kurudu, dudaklarının muhteşemligine. denizler kudurdu,rüzgar çıldırdı, saçlarının özelliginden. dar geldi dügmelere gömlegin dikişleri, minik şehvetlerin yaktı, kül etti. çizgisi,hatı,işvesi, nazı, çıldırdı tüm güzeller,hurileri kızdırdı. yerler sarsıldı, çatladı alem, bastıgın yerlerde acı güller fışkırdı, günler gece oldu, lal oldu o şuh diller. kuşlar gülüşüne hep hayran oldu, mecnuna unutturdu bekleyen leylasını, aşıklar hep mecnun, kerem deli divane. nice kem gözler hep sana kızgın, adını duyup ta kalan olmadı, sesini duyupta giden olmadı. sen bir ahu derya, afeti güzel, sen güzeller güzeli,abu hayatım, söyle, giderken ne bıraktın ellerime senden hatıra. kadınlar içinde muhteşem kadın, sen, istanbul gibi muhteşem kadın.
YALNIZ BİR KADINA
Bir istasyon sessizliğinden iniyordun Yalnız gelmiştin bu şehre belli ki Saçlarına bir yağmur hoş geldin diyordu Kaçak bir yolcu gibiydi o gün İstanbul Konuşmuyor, ağırdan alıyordun Bir istasyon sessizliğinden iniyordun
Kimin kimsen yokmuş gibi duruyordun İstanbul seni tanımaya çalışıyordu Sen ser verip sır vermiyordun Bilmediğin sokaklara giriyordun Yüzünde tarifsiz şüpheler taşıyordun Kimin kimsen yokmuş gibi duruyordun
Bir vapurla Üsküdar’a geçiyordun Üsküdar’a nerden, neden geçiyordun Üç yüz altmış beş derece dönüyordu Etrafında İstanbul Sanırım git gide kayboluyordun Az sonra dönüp geriye Bir vapurla Üsküdar’a geçiyordun
Az bana bakıyor sonra sigara yakıyordun Yağmurda duruyor, rüzgârda geçiyordun Pek tekin olmayan muhitlerindeydin yalnızlığın Ellerin sıcak bir çay bardağına dokunuyordu Fiyakalı bir geceye iskemle çekiyordun Az bana bakıyor sonra sigara yakıyordun
Sanırım seni bu yüzden merak ediyordum Sen de diğer insanlar gibi konuşabiliyor muydun? Sen yine bana bakıyor ve sigara yakıyordun Gece müsaade isteyip kalkıyordu yanından İstanbul’a sığdıramadığım bir sabah oluyordu Bakınca geceden yalnız gözlerin görünüyordu Sanırım seni bu yüzden merak ediyordum
ADI KADIN YÜREĞİ YANGIN
Adı kadın Anadır bacıdır kadın Candır cananadır, eşdir kadın Eli öpül esidir, duygu selidir kadın
Anlattıkça çoğalan, çoğaldıkça güçlenen kadın Adı kadın yüreği yangın, acılarla yoğrulan kadın Gözyaşlarını içine akıtan kadın Eşinin şekillendirdiği kalıba giren kadın
Sorgusuz sualsiz istenileni yapan kadın Gözü yaşlı, bağrı yaslı kadın Daha küçücük bir kızken gelin edilen kadın Ne olduğunu anlamadan bebe karnına koyulan kadın
Küçücük bir çocukken çocuk doğuran kadın Ummanda kaybolan kadın Adı kadın Yüreği yangın kadın…
Kadın Vardır
Kadın vardır,kocasını şah eder Kadın vardır,padişaha ah eder Kadın vardır,geceyi sabah eder Kadın vardır,koca illallah eder
Kadın vardır,dikenini gül eder Kadın vardır,gülüde diken eder Kadın vardır,insanı bülbül eder Kadın vardır,yakar,yıkar kül eder
Kadın vardır,samanlığı seyran eder Kadın vardır,sarayıda viran eder Kadın vardır,her haliyle hayran eder Kadın vardır,hayatı zindan eder
Kadın vardır,alay misafir eder Kadın vardır,biride kafir eder Kadın vardır,ilhamdır şair eder Kadın vardır,hayatı zehir eder
Kadın vardır,yuva için cenk eder Kadın vardır,düşmanına denk eder Kadın vardır,aşk ile ahenk eder Kadın vardır,hayatını felç eder
Sana sevgimi anlatmak biliyorum imkansız Dünyada imkansız olan bir tek şey bu benim için Çünkü senin sevgin ölçülmez Ana yüreğinden fazlaydı senin bana sevgin
Anca bu anlatır senin iyi olduğunu Hatırlıyorum seninle geçen saatlerimizi Seni yılan ısıracak diye benim paniğim O gün senden o tatlı öpücüğü almak hayatımda en güzel anımdı
Ne kızlar ne arabalar ne evler vs… Bunların hiç biri seni tutamaz anneanne Çok erken gittin anneanne Ben daha 9 yaşındaydım
Ben sana doyamadım O güzel yüzüne doyamadım Hani sen hasta olduğunda bir yastık almıştık ya… Sen öldükten beri hep onla yatıyorum
Her akşam yastığa bakarak ağlıyorum Elimden bir şey gelmiyor dua ediyorum Senden sonra en sevdiğim şey vatan Hayatım boyunca onu koruyacağım
15 yaşındayım anneanne Bir Zonguldak çocuğuyum Annem hastanede dedeme bakarken Senin elinde büyüdüm
Senin hakkını ödeyemedim en çok buna yanarım Delin tutulduğunda benim fotoğrafıma işret etmişin Biz şehirdeydik anneanne benim fotoğrafımı öpmüşsün Biz kötü haberi duyunca geldik
Bana bir sarılışın vardı ya onu ben ne annemden ne babamdan aldım Kimseden de almam beni öperek öldün Dayım ise son anda yetişti fakat sen ölmüştün Tabuta baktı ve bayıldı
Bende baktım sana bir kez sanki gülüyordun Ama ben ağlıyordum Lütfen geri gel Anneanne lütfen! ! !
Nasri Aydemir
İyi Günler İlerde Anneanne
iyi günler ilerde anneanne iyi günler ilerde bense yirmidört saatlik günlerdeyim anneanne
rüyalarında senin ne kıyamet kopuyor ne de bir gül düşüyor dalından sen böyle istersin bilirim gülümseyerek anneanne
oysa ne sarışın kızlar göz kırpıyor esmer delikanlılara ne de ortadoğu bir gül bahçesi oluyor
yine de iyi günler ilerde anneanne esmerliğimiz kıyamet herkese
halime bakıp üzülme anneanne bir bakarsın dayımla beraber ortak bir iş kurar belki bir süpermarket açarız
ne dersin, kasada da muzaffer durur, gülümseyerek yok yok olur, dandy, pop-corn ve kalve çorba satarız.
kahrolsun amerika deriz sonra kahrolsun fransa için ve mançurya kahrolur biz böyle deyince devr-i daim düzeniyle dönen dünya
Dedelikte göster büyük başarı Torunlar dünyanın en kutsal varı Damadı gelini atma dışarı Kırılır bir başı eldir Yusuf’um
Biraz düşün batın ile zahiri İnsanların en son topraktır yeri Yüksele yardım et duyma gahiri Kitaplar elinde kaldı Yusuf’um
Osman Yüksel Anneanne
Gökgözlüm… çok zaman oldu bana sarılmayalı sen çok zaman oldu anneanne çocukluğumu özledim ben fındık bahçelerinde koşarken ömrümün çoğu daha önümde dağ gibi dururken ve bilmezken hastalık nedir yaşlılık nedir aklım ermezken hep sen vardin yanimda yanimda değilsen hemen ardimda.. bilmezdim çiçekler ne işe yarar ben evelek mantarlari arardim dört dönerek bahçelerde gözüne girmek ve seni mutlu etmek için bana aferin oğlum demen için şimdi söyle niçin anneanne ne zaman bir bahçeye adimimi atsam buruk olurum ben o an bir avucumda çocukluğum bir avucumda ellerin koşmak isterim findik bahçelerinden sana hernerdeysen……. Mete Çakır
Benim Çocuklarım Anneanne Diyemediler
Ne büyük eksiklik anneciğim yokluğun. Benim kızım,oğlum Seni tanımadılar. Sarılıp da boynuna anneanne diyemediler.
Ellerini öpüp bayramlarda,harçlık alamadılar. Masallarını dinleyemediler, Kucağında,ayağında uyutamadın sen onları, Senin güzelim yeşil gözlerini görmediler.
Okula gönderip, Karşılayamadın dönüşlerinde, Ders çalışmadılar dizinin dibinde. Senle başbaşa olamadılar gönüllerince.
Anneanne demeyi bilemediler, Elbette dede de demediler babama, Mehmet Babam dedeleri idi ve, Bu duyguyu, bu kelimeyi biliyorlar.
Anneanne diye bildikleri ise, Yeşil demir bir çerçeve ile sarılmış çepeçevre, Bir mezar. Gidilen, eller açılarak dualar edilen, Bir toprak parçası, Bir mermer isim levhası. Bayramlar,özel günler ötesi, Her dertleşmek istenildiğinde gidilen, Bir ömür törpüsü.
Hep soruyorlar anneciğim seni, Hep anlatıyorum, Pelinsu biliyor,bu sohbetin sonunun gözyaşı ile biteceğini, Anlatırken beraber yaptıklarımızı, Sohbetlerimizi, Kısacık ömründe bana kattıklarını, Vefa, sadakat, çalışkanlık, dürüstlük, Sevgi doyasıya coşkulu,heyecanlı,mutlu, Sahiplenme,kıskanma,paylaşmama, Dinliyor koskoca iri gözlerle, Uykuya dalarken koynumda, Sana dualar okuyor annem.
Bak yine anneler günü, Anneanne günü geldi çocuklarımın. Pazar günü ellerimizde çiçeklerle sana geleceğiz. Akıllarında kalan hep bu günler olacak sana dair. Fotoğraflar,ve bu toprak parçası. Anneanne demeyi öğrenemeyecekler belki Bu eksik hiç kapanmayacak, Ama anneciğim seni asla unutmayacaklar. Hep getireceğim sana onları. Seslerini duyacaksın sarılamasanda, Göreceksin yüzlerini. Küçücük elleriyle dualar okuyacak, Gözlerinde yaşlarla Anneanneciğim anneler günün kutlu olsun diyecekler. Günün kutlu olsun bir tanem. Allahısmarladık.
Aynur Meydan Anneanne Evi
Resmim çerçevede Evin baş köşesinde… Sevilmek, şımartılmak Zirvelerde… Bahçe kapısından girerken daha Akşamsefaları, Pencerenin önündeki saksılarda Sardunyalar, karanfiller, güller… Ama asıl ben gelince Açar bu evde güller… Mutluluk ben demek… Her şey benim içindir zaten: Ne istesem önüme serilir, Sütlaç ister canım, Hemen sakızlısı pişirilir… Portakal, mandalina, elma Dilim dilim, Zorla ağzıma verilir… Tuttuğum yarım oruçlar için Para da ödenir… Hiç aç kalmadığım, Hiç üşümediğim, Hiç azarlanmadığım ev… Anneanne evi… Çocukluğumun en güzel evi, Hep özlemle beklendiğim ev, Anılarımın burcu burcu koktuğu, Özlemlerimin yüzüme güldüğü ev…
Evin içinde bir oda, odada İstanbul Odanın içinde bir ayna, aynada İstanbul
Adam sigarasını yaktı, bir İstanbul dumanı Kadın çantasını açtı, çantada İstanbul
Çocuk bir olta atmıştı denize, gördüm Çekmeğe başladı, oltada İstanbul
Bu ne biçim su, bu nasıl şehir Şişede İstanbul, masada İstanbul
BENİM ADIM İSTANBUL
istanbul benim şehrim aynaya yansıyan yüzüm istanbul benim şehrim durmadan kanayan yaram
istanbul aglayan kadınım aldatan erkek istanbul aglayan kadınım aglayarak ürkek
SULTAN ŞEHİR
İstanbul gözlerimde nem, İstanbul o peygambere kadem, Bilir misin dostum İstanbul olur benim, benim şehzadem, Ya İstanbul beni alır, ya da ben İstanbul’u alırım be diyen, İstanbul gözlerimde nem, İstanbul o peygambere kadem.
Söylesene, İstanbul değil miydi, böyle asırlarca özlenen, Söylesene, İstanbul değil miydi böyle asırlarca beklenen, İstanbul Galata Kulesi’dir, Hezarfen Ahmet Çelebi diyen, CENNETTEN BİR KÖŞE İSTANBUL
Yerde sararmış bir yaprak görürsen eğer, İstanbul seyretmeye değer, Gel ara beni, Gel İstanbul, İstanbul canım İstanbul, İstanbul Mevla dan almış güzelliğini, Sana borçluyum güzelliğimi, Ah! Canım İstanbul, Gel ara beni, Bul,İstanbul, Tepelerin var,tane tane, Geceleri pişer sokaklarında kestane, Canım İstanbul, Şarkılarda dolanır dillere, Bebek ve Aşiyan, Ne mutludur senin ile iç içe yaşayan,
İSTANBUL, İSTANBUL
İstanbul, hayallerim İstanbul, emellerim İstanbul, sevdiklerim İstanbul, İstanbul
İstanbul, emek İstanbul, ekmek İstanbul, sevmek İstanbul, İstanbul GÖRDÜN MÜ İSTANBUL
Sen böyle acı gördün mü İstanbul Sen böyle yalnızlık gördün mü Öfke kusan,damar damar kan akan Böyle ölüm gördün mü İstanbul
Geceleri bana mahrum ettin İstanbul Geceleri beni mahkum ettin İstanbul Sen böyle zulüm gördün mü İstanbul Sen böyle aşk gördün mü İstanbul Neler istiyorum İstanbul biliyormusun
HEP İSTANBUL
Nereye bakarsam karşımda hep o Dağlarda İstanbul,yolda İstanbul; İlmek,ilmek nakış,nakış işlenmiş Kovanda istanbul,balda istanbul
Ellerimi açsam dualarımda Gözümü kapasam rüyalarımda, Her sabah her akşam hülyalarımda, Tavırda İstanbul,halda İstanbul
Var mı beni içinizde tanıyan? Yaşanmadan çözülmeyen sır benim. Kalmasa da şöhretimi duymayan, Kimliğimi tarif etmek zor benim…
Bülbül benim lisanımla ötüştü. Bir gül için can evinden tutuştu. Yüreğine Toroslar’dan çığ düştü. Yangınımı söndürmedi kar benim…
Niceler sultandı, kraldı, şahtı. Benimle değişti talihi bahtı, Yerle bir eylerim taç ile tahtı, Akıl almaz hünerlerim var benim…
Kamil iken cahil ettim alimi, Vahşi iken yahşi ettim zalimi, Yavuz iken zebun ettim Selim’i, Her oyunu bozan gizli zor benim…
Yeryüzünde ben ürettim veremi. Lokman Hekim bulamadı çaremi. Aslı için kül eyledim Kerem’i. İbrahim’in atıldığı kor benim…
Sebep bazı Leyla, bazı Şirin’di. Hatrım için yüce dağlar delindi. Bilek gücüm Ferhat ile bilindi. Kuvvet benim, kudret benim, fer benim…
İlahimle Mevlana’yı döndürdüm. Yunus’umla öfkeleri dindirdim. Günahımla çok ocaklar söndürdüm. Mevla’danım, hayır benim, şer benim…
Kimsesizim hısımım da yok, hasmım da Görünmezim cismim de yok, resmim de Dil üzmezim, tek hece var ismimde Barınağım gönül denen yer benim Benim adım AŞK
Annemi ben çok severim, Melek annem, güzel annem, Üzülmesin sakın derim Melek annem, güzel annem.
İyi doğru sözler onda, Şefkat dolu gözler onda, Sevgi, ışık var yolunda, Melek annem, güzel annem.
Anne yüzü ne asil yüz, Anne gözü ne derin göz, Anne özü, pırlanta öz, Melek annem, güzel annem.
ANNEM
Annelerin en güzeli, Sensin, benim güzel annem. Ilık esen bahar yeli, Sensin, benim güzel annem.
Güneş yüzlü, altın kalpli, Ağır başlı, tatlı dilli, Meleklerin eşi sanki Sensin, benim güzel annem.
Açan çiçek, çağlayan su, Gülümseyen engin duygu, Evimizin mutluluğu Sensin, benim güzel annem.
Anneciğim Ne sevimli bir annesin! Ne tatlıdır senin sesin! Benim canım mısın nesin Sen olmazsan yapamam ben!..
Senden yakın kim var bana? Kalbim, canım bağlı sana!.. Üzüntüm yok ondan yana Seviyorsun beni de sen.
Gülsem güler yüzün Ağlamamdan alır hüzün… Senin gecen ve gündüzün Işık alır sanki benden!
ANNEM
Bağım olsa, bahçem olsa İpek kumaş bohçam olsa, Sabah olsa, akşam olsa Annem gitmese yanımdan
Her zaman baksam yüzüne, Uyurum yatsam dizine. Rastlamadım kem sözüne Sesi çıkmaz kulağımdan.
Bir sözünü iki etmem. Canımı verir incitmem Annemsiz cennete gitmem Onu severim canımdan
İbrahim Şimşek
ANNE SEVGİSİ
Sıcağın sinmiş bana, Seni severim ana.
Sensin bana can veren, Sensin bana kan veren.
Küçükken yudum yudum, Sütlerinle uyudum.
Kulağıma ninniler, Neler söyledin, neler.
Beni büyüttün ana, Beni yürüttün ana.
M.Necati ÖNGAY
Anam
Sen yoksun,martılar uçmuyor anam Tek bir kul kapımı açmıyor anam Yıllanmış şaraba döndü gözyaşım Kimseler bir yudum içmiyor anam
Talihim olsaydı doğmazdım anam Çorak gönüllerde solmazdım anam Gözlerin zamansız kapanmasaydı Böyle tek başıma kalmazdım anam
Kabrinde bırakıp gidemiyorum Hoşça kal,elveda diyemiyorum Bu nasıl ayrılık bilemiyorum Ne olur yanına al canım anam
Tuncer Önal
Anneler Günü
Anneciğim bugün sen dur, Ben bakayım sana n’olur.. Ne istersen pişireyim, Evi silip devşireyim.
Ben doldurdum aklarını, Ödeyemem haklarını. Bugün senin günün anne, Bak kendini yordun gene.
Canım kadar sevdiğim kim Benim canım anneciğim. Canım kadar sevdiğim kim? Benim canım anneciğim.
ANACIĞIM Dünyada apayrı yeri olan bir sevgi Anne sevgisi. Artık ben de bir anayım. Anam seni dünden daha çok seviyorum! Çocukluğumda dua ederdim Allah’a Anam ölmesin diye. Tanrım kabul etti dualarımı, Göstermedi bana senin acını. Bu yıl da geldi ‘Anneler Günü’ Ne alsam sana yetmez, Senin hakkın ödenmez! Sana duygularımdan bir demet. Anneler günün kutlu olsun. Ellerinden öptüm, canım anacığım!
Nuray Zaralı
Anneler Günü
Anneciğim bugün sen dur, Ben bakayım sana n’olur Ne istersen pişireyim, Evi silip devşireyim
Ben doldurdum aklarını, Ödeyemem haklarını Bugün senin günün anne, Bak kendini yordun gene
Canım kadar sevdiğim kim Benim canım anneciğim Canım kadar sevdiğim kim? Benim canım anneciğim
2 Kıtalık Türkiye Şiirleri, İki Kıtalık Türkiye Şiirleri, Türkiye Şiirleri iki kıtalık
CAN TÜRKİYEM
Can Türkiyem güneş rengin açanda Bahar koksun her bir yana saçanda Sevenlerin gönül derdin açanda Çok sevinem İstanbul’u görende Toprağını öpüp yüzüm sürende
Can Türkiyem temiz Türkçe dilim var Çok güvenir hiç darılmam dalım var Sensiz bana ayrılık var ölüm var Canım kurban bayrağa can verene Çokça selam Türkiye’mi sevene
Sadun Köprülü
Türkiyem
Baharın gelsin Türkiyem, Kışların ağlattı ömrümü, Hüzünsüz değil bir günüm, Arıyorum geçen her günümü. Dertsiz olsun her yanın, Sensin benim biricik Ülkem,
Gerekirse sana feda canım, Yolun aydınlık olsun Türkiyem. Sende doğduk sende ölürüz, Bazen ne acı günler görürüz, İine de seninle her gücümüz. Ufkun kararmasın Türkiyem.
En Anlamlı Ayrılık Şiirleri Anlamlı Ayrılık Şiirleri
Dünyayı Gezdim Dolaştım
Dünyayı gezdim dolaştım Ayrılık gibi dert olmaz Tatlı canımdan usandım Ayrılık gibi dert olmaz
Kaçan döndüm yâre baktım Çözümden kanlı yaş döktüm Gezdim her belayı çektim Ayrılık gibi dert olmaz
Hilal kaşı keman değil Zülfü ahir zaman değil Be yarenler yalan değil Ayrılık gibi dert olmaz
Kullar başına gelmesin Kimse göz yaşın silmesin Hak, düşmanıma vermesin Ayrılık gibi dert olmaz
Bana inanmayan varsın Aşık’ın yüreğin yarsın Neler çektiğini görsün Ayrılık gibi dert olmaz
Aşık Paşa
Ayrılık
Özlemi derinlemesine yaşamaktır ayrılık Hüzünlerin kesiştiği uzak noktadır ayrılık
Hatırlanacak güzelliklerin belirsizliğinde Geride ne bıraktığını bilememektir ayrılık
Sevda üstüne türküler hayal etmek Söyleyecek söz bulamamaktır ayrılık
Bülbülün güle yanışını hissiz seyretmek Nedenini bilmeden iç çekmektir ayrılık
Aynı hayat boyutunda yatay seyretmek ama Hava boşluğunda gibi vurgun yemektir ayrılık
Kış gecesi ıssız sokakta üşürken Yüreğinde çöl ateşini hissetmektir ayrılık
Bir gayeye yönelip doğru yolda yürürken Nereye gittiğini bilememektir ayrılık
Sevda ateşinden kurtulmaya bir bahane Boğulmak için aşk denizine dalmaktır ayrılık
Eline kalem alıp şairlere özenmek Gülmeye ya ağlamaya karar verememektir ayrılık
Mehmet Akif Çeçen
Ayrılık
Gitmek, ayrılık demekmiş Ayrılık, hazan Hazan, yaprak dökümü Yaprak dökümü, tükenmek Tükenmek, yok olmakmış Hiç olmak bir anlamda
Aşkı ayrılık beslermiş Ayrılık uzadıkça Aşk hiç bitmek bilmezmiş
Elveda Sevgilim
Sana gitme beni bırakma, demiştim ya, Artık gitmeni istiyorum, Biliyorum beni hiç sevmediğin.
Bu yüzden gitmeni istiyorum, Seni her ne kadar çok seversem seveyim. Sen benim olmayacaksın, Beni sevmeyeceksin.
Ben senden asla ümidimi kesmeyeceğim, Seni hep beklicem ve seveceğim. Sana sarılmayı, ilerde birgün karşılaşmayı dileyeceğim, Elveda sevgilim.
Ayrıldık Değil mi
Efkar bastı gönlüme yine Tat vermiyor bu hayat niye Canıma işlemiş sevgin gönlüme Söküp atamıyorum neden
Biliyorum olmayacak hayal benim kisi Seviyorum desem ne kıymeti var ki Unutamıyorum diye dert yansam önemlimi Kendim ettim kendim buldum delilik benimkisi
Hasret çekmekle olmuyor güzelim Seni rüyalarda görmek yetmiyor ki Zaten mutluluk benim için bir hayaldi Ayrıldık işde eller sevinsin değilmi?
Elveda
Elveda demenle yıkıldım o an Hayal mi gerçek mi anlayamadım Gözümün önündeydi o yüzün bir an Ağlamak istedim de ağlayamadım
Şimdi beni istiyorsan neden geleyim Kalbimi kırmana bir daha nasıl izin vereyim Bakma öyle gözlerime sen beni kaybettin Bir daha asla seni sevmeyeceğim
Ne sevimli bir annesin! Ne tatlıdır senin sesin! Benim canım mısın nesin Sen olmazsan yapamam ben!
Senden yakın kim var bana? Kalbim, canım bağlı sana!.. Üzüntüm yok ondan yana Seviyorsun beni de sen.
Gülsem güler yüzün Ağlamamdan alır hüzün… Senin gecen ve gündüzün Işık alır sanki benden!
Rakım ÇALAPALA Annem Tek Varlığım
Ey şefkati bol varlığım, Sayende olmaz darlığım, Türkiye’m ve uygarlığım, Anam benim, şefkat selim.
Ninnilerle hep uyutan, Sevgisi kalbimde yatan, Bana çok meziyet katan, Anam benim tek varlığım.
Hakkı ÇEBİ Annem
Sen olmasaydın annem; Ne doğar, ne yaşardım Senin şefkatinle ben Büyümeyi başardım.
Üzerime titrersin, Korursun kanadınla Canıma can katarsın Sen annelik adınla.
Sana neler borçludur, Düşün bir evlat anne! Kan veren, can verensin, Ya benim verdiğim ne?
Sana candan sevgimi, Saygımı sunacağım, Bu gün tüm anneleri Minnetle anacağım.
Vefa ÇAĞAN Anne
Ağaç olsan Dal olurum anne Yaprak olurum Sana gelirim
Deniz olsan Sel olurum anne Irmak olurum Sana gelirim
Bahçe olsan Gül olurum anne Toprak olurum Sana gelirim
Güneş olsan Yol olurum anne Bayrak olurum Sana gelirim
Anamı Arıyorum Senden ayrı senden uzak Yersiz göksüz gibiyim Hem analı hem babalı Hem öksüz gibiyim
Uzanmış aramıza Uçsuz bucaksız gurbet Bir ucunda sıla var Öbür ucunda ekmek
Bütün analar ağıt şimdi Bütün ağıtlar ana Ya beni de al gurbet Ya anamı ver bana
Hem kova hem kuyuyum Yorgun bir halk suyuyum Sen bana nenni söyle Ben dizinde uyuyum
Ali YÜCE ANNEM
Annelerin en güzeli, Sensin, benim güzel annem. Ilık esen bahar yeli, Sensin, benim güzel annem.
Güneş yüzlü, altın kalpli, Ağır başlı, tatlı dilli, Meleklerin eşi sanki Sensin, benim güzel annem.
Açan çiçek, çağlayan su, Gülümseyen engin duygu, Evimizin mutluluğu Sensin, benim güzel annem.
H. Latif SARIYÜCE
Anacığım
Dünyada apayrı yeri olan bir sevgi Anne sevgisi. Artık ben de bir anayım. Anam seni dünden daha çok seviyorum! Çocukluğumda dua ederdim Allah’a Anam ölmesin diye. Tanrım kabul etti dualarımı, Göstermedi bana senin acını. Bu yıl da geldi ‘Anneler Günü’ Ne alsam sana yetmez, Senin hakkın ödenmez! Sana duygularımdan bir demet. Anneler günün kutlu olsun. Ellerinden öptüm,canım anacığım!
Nuray (Kahveci)ZARALI Anne Sevgisi
Sıcağın sinmiş bana, Seni severim ana.
Sensin bana can veren, Sensin bana kan veren.
Küçükken yudum yudum, Sütlerinle uyudum.
Kulağıma ninniler, Neler söyledin, neler.
Beni büyüttün ana, Beni yürüttün ana.
M.Necati ÖNGAY ANNELER GÜNÜ
Anneme ve bütün annelere
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Kaç geceler bana ninni söylerdi Hasta olunca oydu başucumda bekleyen Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Uzun kış geceleri masal masaldı Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı Akşam biraz geciksem yollara düşerdi Sokağa çıkarken Yavrucuğum üşütme derdi. Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Bilirim yine kalbinde yerim anacığım Selam sana Anneler Günü İstanbul’dan Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan Vefalı ellerinden öperim anacığım.