AK Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, Fethullah Gülen hakkında konuştu. İSTANBUL millet vekili Hakan şükür AK Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, Fethullah Gülen’in hizmetlerinin takdirle karşılanması gerektiğini belirterek, “Hizmetleri takdirle karşılanması gereken bir insanın yaşadıkları, ona bakış açımı daha da saygın ve sevgi dolu bir hale getiriyor” dedi.
Şükür, “Değerlerim ve inancım noktasında kendisini değerli buluyorum, bunu söylemekten de hiçbir zaman sakınmadım” dedi.
“Dünün futbolcusu, bugünün siyasetçisi” Şükür, Fethullah Gülen’e yakınlığına yönelik yapılan yorumlara açıklık getirdi.
Şükür’e yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:
Soru: Spor camiasından gelerek siyasete atıldınız. Bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyim?
Cevap: İlkemiz, yaptığımız her işte hizmet etmek, topluma örnek insan olabilmek. Bu anlamda doğru bir model olabilmişim ki AK Parti’nin, Sayın Başbakanımızın teklifi ve teveccühüyle Meclis bünyesinde bulunmaya başladım. İnşallah olumlu hizmetler yapmaya çalışacağım. Sporcu Hamza Yerlikaya’dan sonra buralara gelmek gurur verici.
Soru: Milletvekili olmadan önce düşündüğünüz siyaset ile milletvekili olduktan sonra siyaset arasında fark var mı?
Cevap: Aslında beklentilerimin karşılığını da alıyorum, hiç beklemediğim şeyler de oluyor. Türkiye’nin güçlendiği ama bu güçlülüğünün aşağı çekilmek için çok farklı çabaların da olduğu bir dönemdeyiz. Ülkedeki büyük değişimi görebiliyorum. Geçmişle bugün arasında bir kıyaslama yaparsak, zaten partimizin aldığı oy oranı ile de doğru orantılı yükselen bir grafik var. Sayın Başbakanımızla bir hukukumuz var. AK Parti Milletvekili gibi değil de daha çok duyarlı, toplumda bir çok farklı görüşe yer veren ve hepsini kapsayacak şekilde milletvekilliği yapmak istiyorum.
Soru: Milletvekili seçilince çevrenizden, spor camiasından “öncelikle şunu gündeme getirmelisin” denilen bir konu oldu mu?
Cevap: Ben bütün sorunlarını biliyorum. Futbol Federasyonu ve kulüplerimiz özerk. Bu bünye içerisinde bazı şeylere çözüm bulmak hakikaten çok zor. Şikayet etmek, sorunu çözmek demek değil.
“Öyle bir tercih yapmak doğru olmaz”
Soru: Futbol mu siyaset mi dersek hangisini tercih edersiniz?
Cevap: Öyle bir tercih yapmak doğru olmaz. Futbolu doya doya, büyük keyifler alarak ve başarılar elde ederek yaşadım. Takım başarısı olarak da bireysel başarı olarak da çok şeyler yaşadım. Burayı da bir takım olarak görürsek, başarılı bir takımdayım, AK Parti bünyesinde olmaktan mutluyum. Bu başarıyı daha da yukarılara çıkarmak için buradayım, elimden geleni yapacağım. Futbol ile burası arasında inanılmaz derecede paralellik gösteren şeyler var. Siyaseti de iyi anlayabileceğimi düşünüyorum.
Soru: Meclisin Futbol takımında da oynuyorsunuz. Takım arkadaşlarınıza taktik veriyor musunuz?
Cevap: Taktik değil de futbolun gerekli sistemlerini zaman zaman anlatmaya çalışıyorum. Ama hepsi futbolu bilen tecrübeli arkadaşlar.
“Başbakan çok iyi bir futbolcu”
Soru: Sayın Başbakan da gençlik yıllarında futbol oynamış. Başbakanın futbolculuğunu nasıl buluyorsunuz, onunla maç yapmak ister misiniz?
Cevap: Çok iyi bir futbolcu. Devlet Başkanlarıyla yaptığı maçta da o yeteneklerini gösterdi. Saha görüşü, yani Türkiye’yi, dünyayı bir saha olarak görürseniz, futbolun ona bugünkü başarısında çok şey kattığını düşünüyorum. Oradan yola çıkarak kendimin de verimli olacağını düşünüyorum. İstanbul Belediye başkanlığı döneminde Sayın Başbakanla çok maç yaptım. Sosyal etkinliklerde beni yanında görmek istiyordu.
“Genel Başkanıma büyük bir hayranlık duyuyorum”
Soru: Örnek aldığınız, saygı duyduğunuz bir kanaat önderi var mı?
Cevap: Genel Başkanıma hem insani hem siyasi olarak büyük bir hayranlık duyuyorum. Çok değerli bir büyüğüm, çok duygusal ama lider özellikleri taşıyan, bazı şeyleri yarasına tuz basıp içine atan birisi.
Soru: Nikah şahidiniz de olan Fethullah Gülen ile olan yakınlığınız hep tartışıldı. Buna ilişkin bir şey söylemek ister misiniz?
Cevap: Hizmetleri takdirle karşılanması gereken bir insanın yaşadıkları, ona bakış açımı daha da saygın ve sevgi dolu bir hale getiriyor. Çünkü, dünya üzerinde Türkçeyi, Türkiye’yi iyi bir şekilde temsil ediyor. Hele böylesine dönemlerde, en ihtiyaç duyduğumuz anlarda böyle bir avantajımız var. Cumhuriyet tarihi boyunca çok önemli değerler vardı ama istenilen gibi değildi. Ülkemizin her platformda, yanlış anlatılma çabası içerisinde olduğu süreçlerde bununla ilgili çabalarını hep takdirle karşılamışımdır. Değerlerim ve inancım noktasında kendisini değerli buluyorum, bunu söylemekten de hiç bir zaman sakınmadım.
Konya’da bir dersanenin Yönetim Kurulu Başkanı Naci Atalay, bugün yapılan Seviye Belirleme Sınavı’nda (SBS) A kitapçığında yer alan Fen Bilimleri Bölümü’ndeki 9’uncu kimya sorusunun hatalı olduğunu iddia etti.
Sistem Dershanesi Yönetim Kurulu Başkanı Naci Atalay, SBS’de yer alan soruların Milli Eğitimin müfredatında yer alan konulardan oluştuğunu hatırlatırken, soruların bir çoğunda anlaşılmasının kolaylaştırılması için şekiller çizildiğini söyledi.
İŞTE O SORU Atalay, Fen Bilimleri Bölümü’ndeki A kitapçığının 9’uncu sorusunda “Kırılgandır. Yüzeyi Mattır. Oda sıcaklığında katıdır. Elektron almaya yatkındır’ özellikleri verilen element, aşağıdaki hangi periyodik tabloda koyu renkle belirtilen bölgede yer alır ?” denildiğini belirterek şöyle dedi:
“Soru ve cevapları incelediğimizde hem B seçeneğinin, hem C seçeneğinin taralı bölgesinde bulunan bazı elementlerin yukarıdaki özellikleri taşıdığını gördük. B seçeneğindeki taralı bölgede 8A grubu (soygazlar) ve 7A grubunun ilk iki üyesi oda koşullarında gazdır. Bu nedenle B seçeneğindeki çoğu elementin temsil edildiği taralı bölge yukarıda verilen özellikleri taşımamaktadır. Doğru şık olduğu açıklanan B seçeneği hatalıdır. En yakın cevap ‘C’ gözüküyor. 8A (soygazlar) oda koşullarında katı değildir, yüzeyi mat olmaz, elektron almaya veya vermeye yatkın değildir.”
Öğrenci ve soruları inceleyen öğretmenlerin B ve C seçeneği arasında hangisinin doğru cevap olduğu konusunda çıkmaza düştüklerini ifade eden Atalay,”Umuyorum bu soru tekrar gözden geçirilir. Çünkü Türkiye çapında böyle düşünen çok sayıda öğrenci olduğunu düşünüyorum. Biz de onun için bu sorunun yeniden gözden geçirilmesinde yarar var diyoruz” diye konuştu.
Gülmek güldürmekti niyetim Aldın gözlerimde ki ışığı Baktım gülüşler yok Ne yaptım ben sana Hayat ver cevabını Hayat bana borcun var Ver hesabını Sevdim ben Çok sevdim duyuyor musun Geri istiyorum aşkımı Senden bir tek onu istedim Aldın yüreğimdeki Aşkımı sevdamı Yalnız bıraktın bu bedende canımı Ne yaptım ben sana Hayat ver cevabını Hayat bana borcun var Ver hesabını Bir beklentim vardı Oda sevdamdı mutlu olacaktık Düşünceler hayalde kaldı Uçurdun onu avucumdan Gökyüzüne benim canımdı Şimdi özlem ve hasret beni sardı Ne yaptım ben sana Hayat ver cevabını Hayat bana borcun var Ver hesabını Şimdi ümidim var benim Sevdiğimi yaşamak Nerde olursa olsun Onun yanında olmak Bir kere olsa yeter Onunla nefes almak Son gün desen razıyım Gözlerimi kollarında kapamak Hayat bekliyorum hadi Ver bana cevabını Hayat; Ya cevap ver Ya da sevdiğimi ver Artık Yeter…
Hiç bir zaman olması gerektiği gibi değil; dedi insanlar. Müziğin sesi, sözcüklerin yazılışı. Hiç bir zaman olması gerektiği gibi değil, dedi, bütün bize öğretilenler, peşinden koştuğumuz aşklar, öldüğümüz bütün ölümler, yaşadığımız bütün hayatlar,
Hiç bir zaman olması gerektiği gibi değiller, yakın bile değiller. Birbiri arkasında yaşadığımız bu hayatlar, tarih olarak yığılmış, türlerin israfı, ışığın ve yolun tıkanması, olması gerektiği gibi değil, hiç değil, dedi.
Bilmiyor muyum? diye cevap verdim. Uzaklaştım aynadan. Sabahtı, öğlendi, akşamdı.
Hiçbir şey değişmiyordu. Her şey yerli yerindeydi. Bir şey patladı, birşey kırıldı, bir şey kaldı…
Tugbam sitesinde en güzel Akıl Dolu Sözler sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Akıl Dolu Sözler Ünlü Düşünürlerden Sözler Tarihe Geçen Akıl dolu Sözler
Napolyon savaşta İspanya’yı yenmiş.İspanya kralı siz ancak para ve mal için savaşırsınız biz ise namusumuz ve şerefimiz için savaşırız demiş…
Bunun üzerine Napolyon; -Evet insanın neyi eksikse onun için savaşır…
————–
Churchill avam kamarasında konuşurken muhalif partiden bir kadın milletvekili Churchill’ e kızgın kızgın şöyle seslenir: – “Eğer karınız olsaydım kahvenizin içine zehir karıştırırdım.” Churchill oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır: – “Hanımefendi eğer karım siz olsaydınız o kahveyi seve seve içerdim.”
————–
Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. Bir gün eşi Sokrates’e verip veriştirmiş ağzına geleni söylemiş. Bakmış kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aşağı boşaltmış.Sokratesgayet sakin: – “Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum” demiş.
—————
Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık birbirlerini iğnelermiş. Bernard Shaw bir oyununun ilk gecesine Churchill’ i davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş: – “Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa.” Churchill hemen cevap göndermiş: – “Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim tabii oyununuz ikinci gece de oynarsa.”
—————
Bir gün Eflatun talebelerinden birini kumar oynarken yakalamış ve şiddetle azarlamış. Talebesi: – “İyi ama ben çok az bir paraya oynuyordum” diye itiraz edecek olunca Eflatun cevap vermiş: – “Ben seni kaybettiğin para için değil kaybettiğin zaman için azarlıyorum.”
—————-
Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin hor gördüğü filozofa: – “Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem” der. Diyojen kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir: – “Ben çekilirim.”
—————
Meşhur bir filozofa: – “Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz?” diye sorulduğunda: – “Ona ulaşmak için eğilmek lazımda ondan” demiş.
—————-
Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile’ ye hasımlarından biri: – “Efendim” demiş “Kulaklarınız bir insan için biraz büyük değil mi?” Galile: – “Doğru” demiş “Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mi?”
—————-
Bir toplantıda bir genç Mehmet Akif’ i küçük düşürmek ister: “Affedersiniz siz veteriner misiniz?” Mehmet Akif hiç istifini bozmadan şöyle yanıtlamış: – “Evet bir yeriniz mi ağrıyordu?”
—————-
Yavuz Sultan Selim birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca Yavuz ona: – “Sen sır saklamayı bilir misin?” diye sormuş Vezir: – “Evet hünkarım bilirim” dediğinde Yavuz cevabi yapıştırmış: – “İyi ben de bilirim.”
—————
Abbasi Halifesi Me’mun İmam-ı Azam’ı Kûfe’ye kadı yapmak istiyordu. İmamı çağırdı ve bu niyetini açıkladı. İmam-ı Azam yönetimin yanlışlıklarına alet olmamak için bu teklifi kabul etmedi. -Ben kadılık yapamam dedi. Halife de herkes de kabul ederdi ki ondan iyi kadılık yapacak bulunamazdı. Bu nedenle Halife sert çıktı: -Yalan söylüyorsun sen kadılık yaparsın! İmam-ı Azam akıllıca bir cevap verdi: -Eğer ben yalan söylüyorsam yalan söylediğim için kadılık yapamam çünkü yalancıdan kadı olmaz. Eğer “yapamam” dediğim zaman doğru söylüyorsam sözümün gereği olarak kadılık yapamam. O halde her iki halde de kadılık yapamam.
Erkekler park yeri gibidir. İyilerin hepsi kapılmıştır…
Sol kulağını kapatırsan sağ duyulu olursun…
Hiç bir ön yargım yok. Bütün insanlardan nefret ediyorum, o kadar…
Dün gece seni o kadar aradım ki, soğuk vücuduma dokunmanı o kadar istedim ki , yatağa sensiz ve çıplak girmek zorunda kaldım! Nerdeydin canim pijamalarım..
Karanlıktı,gözleri parlıyordu eğildim bacaklarını ayırdım,memelerini avuçladım.çok zevk alıyordum…çünkü hayatımda ilk kez inek sağıyordum.
Su anda her 100kisiden 35i uyuyor,10u yemek yiyiyor,25i çalışıyor,15i sex yapıyor,10u araba sürüyor,4ü ders çalışıyor,1tane salakta elinde telefon sms okuyor!
Ey dağları taşları her şeyi yaratan Rabbim her şeye ayrı bir güzellik insanlara mantık,akıl ve zeka verirken bu mesaja bakan bu kulunu niye unuttun
Bu mesaj özel bi frekansla gonderılmiştir.zekilerde hafıza kaybı aptallarda kısa süreli körluk ibnelerdede bi anlık gülümseme yapar…
Sana bir şey söyleyeyim mi? Bir daha beni rahatsız etme. Benim pisliklerle işim olmaz. Allah kahretsin seni. Hayatımı mahvettin alçak SİGARA…
Hey garson bana kalbim kadar yanık bir döner, düşüncelerim kadar karışık bir salata ve acılarım kadar koyu bir kahve getir.
Bu güzellik, bu zekâ, bu akıl, hele şu anlam dolu gözlerin büyüsü, Allah bütün güzellikleri bir yerde toplamış. Neyse kendimden çok bahsettim eee senden naber?
Sevgilim seni tv kumandasından, futbol topundan, pazar gazetesinden çok daha fazla sevdiğimi söylemiş miydim? :p
Bir elma diskoya neden gitmiş? cevap: kurtlarını dökmek için.
Gençligim acı veriyordu , ameliyatla aldırdım….
Kız arkadaşımı o kadar seviyorum ki eskimesin diye başkalarının kız arkadaşlarını kullanıyorum..