Posts Tagged ‘çiçek’

Farmville Garden Share

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Farmville Garden Share Nedir
Farmville Garden Share Nasıl Kullanılır

Farmville oyununa çiçek masası diye yeni bir özellik geldi. Bu masa nedir nasıl kullanılır?
Bu Çiçek Masasını Marketten Buildings ten 30 bin coins veya 30 paraya satınalabilirsiniz.

Bu masayı ilk satın aldığınızda içinde 5 adet gül 5 adette lavanta bulunmakta bu çiçek masasının üstünde maus sol tuşuna tıklayıp Look İndise seçeneğini seçip açılan pencerede Buy(Alıp çiftliğinizde süsleme amaçlı kullanabilirsiniz) Share (Satıp para kazanabilirsiniz)

Daha sonrasında çiftliğinizde çiçek ekimi yaptığınız her seferde çiçekleri toplarken bazıları bu masanın deposuna gidecektir. Aynı şekilde alarak ister süslemede kullanabilirsiniz ister satabilirsiniz.

Alıntı

Seni Seviyorum

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Seni seviyorum,

çünkü her sabah kalktigimda bir günü daha seninle geçirecek olmanin mutlulugunu yasatiyorsun bana. Ben güne seninle basliyorum ve her gün hayati yeniden kesfediyorum.

Seni seviyorum,
çünkü gökkusaginin her tonunu gölgede birakan en parlak renksin sen. Hersey senin rengini tasiyor ve benim için ancak o zaman anlamli oluyor.

Seni seviyorum,
çünkü soguk günlerde içimi isitan meltemsin. Sicak günlerde ise ferahlik veren kuzey rüzgari. Iliklerime isleyerek esiyorsun.

Seni seviyorum,
çünkü herseyde sen varsin. Nasil olmayacaksin ki? Sanki sen dogdugumdan beri içimdeydin. Yüregimin en derin kösesindeydin. Sanki ortaya çikmak için beni bekliyordun. Ve ben orada oldugunu fark edince hakettigin yere çikardim seni.

Seni seviyorum,
çünkü hep benimlesin. Seni görmem için yüzüme bakmam gerekmiyor. Gözümü kapatsam ordasin. Gördügüm her yüz aslinda sensin.

Seni seviyorum,
çünkü gözlerinin içindeki binlerce yildiz, gecenin karanligini delip geçiyor. Sen bana bakarken ben kendimi yildizlara bakiyor gibi hissediyorum. O yildizlarin parlakliginda kaybediyorum kendimi. Gözlerim kamasiyor ama sikayetçi degilim aydinligindan. Günes dogmasa, yildizlar kaybolmasa diyorum, ama biliyorum ki günesim de sen olacaksin gecenin sonunda. Bu kez daha parlak, daha aydinlik çikacaksin karsima.

Seni seviyorum,
çünkü saçlarin ellerimin arasinda kayip giderken , dünyadaki cenneti bulmus gibi hissediyorum kendimi. Cennetin sahibi sensin ve biliyorum ki sadece izin verdiklerin girebilir o cennete. Ben o cennette kalmaya kararliyim.

Seni seviyorum,
çünkü her gülümseyisin içime yeniden yasama sevinci dolduruyor. Her gülümseyisin, karamsarligi yikiyor, umutsuzlugu parçaliyor. Bir çiçek bahçesine çeviriyor çorak dünyayi.

Çiçek dedim ya, bir çiçek adi verseydim sana papatya olurdun. Açisiyla dünyaya, insanlara baharin geldigini müjdeleyen papatya. Iddiasiz ama güzel. Güzel ama kibirsiz.

Seni seviyorum,
çünkü seni sevmeyi, sana dokunmayi, seni dinlemeyi, sana bakmayi, seni koklamayi, seninle paylasmayi seviyorum.
Seninle birlikte insana dair ne varsa onlari da seviyorum.
Seni sevdigimi anlatmaya çalisirken ne kadar çaresiz oldugumu da görüyorum. Her sözcükten sonra durup tekrar tekrar düsünüyorum, seni yeterince anlatabildim mi diye.

Biliyorum ki yetmeyecek, bu kadar sözcükten sonra bile sana sevgimi anlatamamis olacagim.
Sözcüklerin bittigi yerde gözlerime bak.
Onlar bu sevgiyi çok daha iyi anlatacaktir sana…

^^böyle sewdim işde^^

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören.
Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde
olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın,
orada kalmalıydın. Çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar
kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne
ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.

Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya… Ben dört mevsim baharı yaşadım
seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin
renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin
pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir
ateş gibi. Ve maviydin… En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize
tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.

Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da… Kendime bile dar
gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın,
en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki
sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve
ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey
olduğunu anladım seninle…

Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk
yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden
tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil
sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim.
Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana
ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen
girebilirdin.

Sevdim ve hayrandım da… Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı,
gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu,
olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da.
Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o
doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman.
Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni
yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.

Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim.
Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın.
Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.

Sevdim işte ötesi yok…

1 Kıtalık Aşk Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Aşk Şiirleri 1 Kıtalık



1 Kıtalık Aşk Şiir Örnekleri


Özlem Bitti

Sona erdi fırtınalı günlerim
Özlem rüzgarları çiçek açtı, gel
Doğdu özgürlüğün ısındı içim
Özlem taburları çiçek açtı, gel

Seni Seviyorum

Sana baktığımda nedense içim ısınıyor
Güneşin bile ısıtamadığı bu kalbi,beni ısıtıyosun
Bilmiyorum şuan nerdesin
Belki gezip,tozuyosun ama şunu unutmaki
Yakında benim güneşim olacaksın

***

Demek ben suçluyum bir tek sen haklı
Ben zalim bir düşman sense zavallı
En güzeli alıp beni asmalı
Beni affetmedin affetmiyceksin

***

Zorlama kendini veda etmeye
Zorlama gözünden yaşlar dökmeye
Mecbur değilsin birşey demeye
Hiç bir şey demeden gidebilirsin..

****

Seninde gözlerin ıslanır bir gün
Hele bir ümidin kırılsın da gör
Ne yaşama arzun ne aşkın kalır
Kurduğun hayaller yıkılsın da gör

****

Dumansız bir yangın başlar
Amansız bir deprem kopar
Yıkılır kalırsın bir dağ olsan da
Hele bir sevdiğin terketsin de gör
Bu koca dünyayı yakasın gelir
Eski resimleri yırtasın gelir
Bütün aynaları kırasın gelir
Sırtına bir hançer vurulsun da gör

***

Adımın önünde adın yazılı
Resmimin yanında resmin basılı
Sabrım sabıkalı, sevdam azılı
Hasretin kanıma girdi girecek

****

Hangi mahkum çekmiş böyle işkence
Asmalı mı dersin bu kalbi sence
Ne gündüzüm gündüz ne gecem gece
Sensizlik kanıma girdi girecek

****

Aldığım her nefes sana yazılı
Korkarım ki sensiz ömrüm sayılı
Yüreğim tutuklu gönlüm cezalı
Hasretin kanıma girdi girecek.

***

Sevmeyi bilemedin
Sevilmeye hakkın yok
Gün sayıp beklemedin
Özlenmeye hakkın yok!
Sevdamla coşmadın ki
Dağ deniz aşmadın ki
Umutla koşmadın ki
Kavuşmaya hakkın yok!

****

Aşk nedir bilmedin ki
Sevildin sevmedin ki
Mutluluk vermedin ki
Mutluluğa hakkın yok

***

Aşk nedir bilmezdim
Aşk boş iş deeer geçerdim
Ben sevmeyi öğrenemedim
Bana sevmeyi öğrettin

İçimde Bir Çiçek Tomurcuk Açıyor

Cuma, Haziran 22nd, 2012
Sen güneş gibi gönlüme,

En yüce duygularla girdin ufuktan,

Nadide bir çiçek gibi,

İçime kokunla sarhoşluk verdin.

Seni düşünüyorum bir tanem,

Ellerin ellerimde göz göze,

Veremem seni kimselere, aşığım delice,

İçimde bir çiçek tomurcuk açıyor,

Yaşıyorum sevginle ölüm yokluğunda,

O! Masum bakışın tatlı tebessümün,

Rüyalarımı süslüyor sensiz gecelerimde,

Ufuklarımı süslüyorsun,gündüzlerimde,

Memleket gibisin her an kalbimde.

By:Oğuz Demirci

”Sen içimdeki sevda tomurcukları oldun,

umut oldun, yarınım oldun.”

özlem bitti

Cuma, Haziran 22nd, 2012


özlem bitti
Sona erdi fırtınalı günlerim
Özlem rüzgarları çiçek açtı, gel
Doğdu özgürlüğün ısındı içim
Özlem taburları çiçek açtı, gel

Özgür ocağında gururum kaynar
Serildi yerlere demir kapılar
Ayrılık sancısı bitti güzel yar
Özlem sabırları çiçek açtı, gel

Kendi öz yurdunda esir olmuştun
Esaret altında kalpten solmuştun
Yine de doğruyu Hakta bulmuştun
Özlem zikirleri çiçek açtı, gel

Soydaşın Türkiye’m sevdalı sana
Öz kardeşim gel de kavuş Atana
Türk’ün havasını doldur kanına
Özlem nefesleri çiçek açtı, gel

Çok şükür güneşi gördü gözlerim
Birlik şarkısını söyler sözlerim
Ak toprağa secde eder yüzlerim
Özlem zincirleri çiçek açtı, gel

Gönderen: enes şimşek

ADINI KOYAMADIĞIM SEVDAM

seviyorum seni senden habersiz
hayalimde tutuyorum ellerini
hayalimde geliyorum göz göze
hep bende seni diyeceğin günü bekliyorum
ve o gün gelecek biliyorum
hep uzaktan seyrediyorum seni
en çokta gözlerini
her yere bakıpta
beni göremeyen gözlerini…
oysa sevgimi anlatmak isterdim sana
ne kadar büyük olduğunu
ne kadar özel olduğunu
hani havayı içine çekersin
nefes alırsın yaşamak için
hani kana kana içersin ya suyu
işte öyle birşey…
yaşamak vardı seninle bu hayatı
aynı duyguları hissetmek vardı
akşamdan kalma sohbetleri uzatıp
sabahlamak vardı günlerce
ama yoksun ki…
bekleyeceğim seni
ömrüm yettiği kadar
son nefesimi verene kadar
hatta daha ötesinde bile bekleyeceğim
elbet birgün geleceksin
adını koyamadığım sevdam…

Gönderen: dilara çetin

Ben Senden Önce Ölmek İsterim

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
Iyisi mi,beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni gorebilesin
Fedakarliğimi anlıyorsun
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşiyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar…
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacagız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasndan nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
Bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
Içimden bir şey :
belki diyor.

18.02.1945

Nazım Hikmet Ran

sevgililer günü şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

sevgililer günü şiir,
Sevgililer gününe özel Şiirler,
14 Şubat sevgililer günü şiir,

BENİ UNUTMA

Bir gun gelirde unuturmus insan
En sevdigi hatiralari bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurdugu zaman
Beni unutma
Cunku ben her gece o saatlerde
Seni yasar ve seni dusunurum
Hayal icinde perisan yururum
Sen de karanligin sustugu yerde
Beni unutma
O saatlerde serpilir gulusun
Bir avuc su gibi icime, ey yar
Senin de basinda o cilgin ruzgar
Deli deli esiverirse bir gun
Beni unutma
Ben ayagimda carik, elimde asa
Senin icin su yollara dusmusum
Senelerce sonra sana donusum
Bir mahser gunune de raslasa
Beni unutma
Hala duruyorsa yesil elbisen
Onbir gun benim icin giy
Saksidaki penbe karanfilde cig
Ve bahcende yorgun bir kus gorursen
Beni unutma
Buyuk acilara tutustugum gun
Cok uzaklarda da olsan yine gel
Bu olurcesine sevdigine gel
Ne olur Tanriya kavustugum gun
Beni unutma.

Ümit Yaşar Oğuzcan

ROMANS

Kök olsam
gövdem ol isterim seni
Bir göl olsam gümüşten
Yüce bir çam ol koru beni
Usul uçan kartal olsam
Sen, özlemli şarkım ol derim
Bir yolcuyum yeryüzünde
Hep gexerim izinde.

(Nicoloe Dragos)

İSTİYORUM GİDEYİM SEVDİĞİMLE

İstiyorum gideğim sevdiğimle.
İstiyorum boş vereyim sonu ne olacak.
İstiyorum düşünmeyeyim iyi mi kötü mü.
İstiyorum bilmeyeyim beni seviyor mu?
İstiyorum gideyim sevdiğimle.

(Bertold Brecht)

ADSIZ BİR ÇİÇEK

Rengini dunyaya ilk defa sunan
Adsiz bir cicek gibi parliyorsa gozlerim
Sevgilim
Bana ‘sen bir sairsin’ dedigin zaman.

Yalniz sana yaziyorum bu siiri
Istersen bir siir gibi okuma
Cunku her yil yeniden yazacagim onu
Sogukllar baslayince havalanip
Millerce yol katettikten sonra
Guneyi tadan bir kusun sevinciyle.

Ve yazmis olacagim bir de
Her donemde her cagda
Sevdanin kendine ozgu diliyle

Edip Cansever

Seviyorum Seni

Seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
Ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
İstanbul’da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi
Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi

Nazım Hikmet Ran

SEVİ

Çiçek değil bu sevi
Nasıl sunayım

Gözümün bakışından
Suların akışından
Kumrunun sekişinden

Anlamalısın

(Mehmed Kemal)

MESAJ

Ölebilirim genç yaşımda,
En güzel şiirlerimi götürebilirim.
Şimdi kavakyelleri esiyorken başımda,
Sevgilim,
Seni bir akşam üstü düşündürebilirim.

(Özdemir Asaf)

YALIN

Her seven
Sevilenin boy aynasıdır
Sevmek
Sevilenin o aynaya bakmasıdır.

Seni Düşünmek

Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum

Nazım Hikmet Ran

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerin kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum

(Orhan Veli Kanık)

Ben Senden Önce Ölmek İsterim

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Seçtiğim şiirlerden diğeri.. Bakalım beğencek misiniz? Kulak tıkayabilirsiniz..

Ben Senden Önce Ölmek İsterim

Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin…
Fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar…
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor.

Nazım Hikmet

Şiir ıhlamurlar çiçek açtığı zaman

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Şiir Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman

Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman
Bahattin Koç
Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman

Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırır beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Bahattin KARAKOÇ

İzmir ilgili şiir şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İzmir Şiirleri
İzmir Konulu Şiirler
İzmir İle İlgili Şiirler


İzmir Üzerine

İlk kurşun anıtın inan şahane
Güzelliğine kimse bulamaz bahane
Bayraklı, Eşrefpaşa, Basmahane
Egenin incisi sensin ey İzmir

Taş surlu kadife kalen ayakta
Şehit kanı vardır bu bayrakta
Efemin naşıda bu toprakta
Egenin incisi sensin ey İzmir

Atam ki yunanı denize sende döktü
Söyle Türkün bileğini kim büktü
Söyle dağlarına duman mı çöktü
Egenin incisi sensin ey İzmir

Meryem ana koynunda yatıyor
Efes ki güzelliğine güzellik katıyor
Sende akşam güneşi farklı batıyor
Egenin incisi sensin ey İzmir

Denizin ki pırıl pırıl parlıyor
Kaptanların konağına gemileri bağlıyor
Sularında balıkların çağlıyor
Egenin incisi sensin ey İzmir

Fuarın ki dünyada yok bir eşi
Bu şehrin bir başkadır güneşi
Burada gör insanı, dostu, kardeşi
Egenin incisi sensin ey İzmir

İzmir ki turistlere duraktır
Kışları ılıman, yazları ne de kuraktır
Verimlidir toprakları, ne de çoraktır
Egenin incisi sensin ey İzmir

Seni görmeyen bu vatanı gezmemiştir
İzmirlim senden başkası şu yunanı ezmemiştir
Hangi ressam seni çizmemiştir
Egenin incisi sensin ey İzmir

İzmirim ki şehitlerin yurdudur
Karşıyaka, kordonboyu aşıkların yoludur
Bu serdar da Allahın bir kuludur
Egenin incisi sensin ey İzmir

İZMİRLİ KIZ

Çiçek gibi kokuyorsun
Ateş gibi yakıyorsun
Nede güzel bakıyorsun
Ceylan gözlü İzmirli kız.

Sevda sende aşklar sende
Mecnun gibi oldum bende
Biran olsun görmeyende
Deliriyom İzmirli kız.

Yetti gayri bu kadar naz
Aylar geçti bak geldi yaz
Dilimde söz elimde saz
Aşık oldum İzmirli kız.

Kordununda fuarında
Heykelinde meydanında
Şu izmirin dört yanında
Eleleyiz İzmirli kız.

ilköğretim haftası hakkında şiir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İlköğretim haftası hakkında kısa şiir
ilköğretim haftası hakkında şiirler
ilköğretim haftasıyla ilgili şiirler

İLK TÖREN

Bu yıl yine törenle,
Açılı okulumuz,
Büyük, küçük sevindik,
Neşelendi gönlümüz…

Ona bütün bir tatil,
Nasıl özlem duymuştuk,
Yazın ayrıldık ama,
Bugün yine kavuştuk…

Tahsin BİLENGİLİN

İlköğretim Haftası

Kaldırımlar gülüyor!
Sınıflar kahkahada!
Okullar çiçek çiçek
Umutla kaynamada!

İşte açıldı yine
Bilginin kapıları
Ülkemin en verimli
En güzel yapıları.

Gitti kara bulutlar
Semalarda güneş var!
Yurdumun her yanında
Cehaletle savaş var.

Annelerle babalar
Gururla bakıyorlar.
Atatürk çocukları
Okula akıyorlar!

Emaneti devralan
Birer nefer her biri
Silip süpürecekler
Ülkemden cehaleti!

Kalmayacak tüm yurtta
Okumayan, yazmayan.
Cehalet zincirini
Sökeceğiz bu yurttan!

Başöğretmen Atatürk
Bu yolda önderimiz.
Gönlümüz inanç dolu
Bilimdir rehberimiz.

İlköğretim bilginin
En sağlam temel taşı.
Atamızdan armağan
Tuttu bu çağdaş aşı!

Okuyup öğrenelim
Çalışalım birlikte
Güzel Cumhuriyeti
Yükseltelim el ele.

Ali Koç Elegeçmez

İlköğretim Haftası

Yedi ve on beş yaş arası,
İlköğretim tüm çocukların yuvası,
Bu sıralar,tahtalar Ata’mızın hatırası,
Kutlu ve mutlu olsun İlköğretim Haftası.

Okuma-yazmabilecek ki tüm insanlar,
Bir gün ‘cehalet’ duvarını aşacaklar.
Bir insan kendini düşünmüyorsa,
Unutulmamalıdır genç yarınlar…

Türkiye’miz dünyada lider olacak,
Şimşek gibi Türk çocukları göklerde çakacak,
Başarılı Türk nesline yeni güneşler,
Tarihe adını altın harflerle kazıyacak.

Uğuralp Dilek

Efe’nin Öldüğünde okuduğu şiir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

kavak yelleri 153.bölümde efenin okuduğu şiir, efenin öldüğünde okuduğu şiir

Kavak Yellerinde Efe’nin öldüğü sahnede okuduğu bir şiir vardı. Şiir Nazım Hikmet Ran’a ait.

Ben Senden Önce Ölmek İsterim

Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin…
Fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar…
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor.

Ölüm Şiirleri Ünlü Şairler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ünlü Şairlerin Ölüm Şiirleri
ünlülerin ölüm şiirleri
şairlerden ölüm şiirleri

Ölümün sırrı

Ölümün sırrını sordum bir gence
Güldü de bu ani suale önce
Ölüm dedi, ölüm bir hiçtir bence
Gençliğimi yalnız aşk ile ördüm

Rast geldim ak saçlı bir ihtiyara
Lanetler ederdi bir eski yare
Sorunca ölümü dedi bir çare
Çünkü rüya gibi bir hayat sürdüm

Bu sırrı sormağa karar verdim ben
Hayatı hicranla dolu ölüden
Baktı boş gözlerle ayet okurken
Dedi ben hayatı ölümde gördüm

Nazım Hikmet

BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM…

Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin…
Fedakârlığımı anlıyorsun:
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar…
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak:
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
İçimden bir şey:
belki diyor.
18 ŞUBAT 1945
PİRAYE NAZIM HİKMET.

Ölüm ve Oğlum
Ne yaman çiğköfteymiş ki bu ölüm
Şalgam suları iniyor şakaklarımdan
ben hala susuyorum
Gözlerimle taşlarcasına bir kör kuyuyu…
Nerde kaldı bire saka kuşu
Su gibi bildiğin o su kasidesi?
Ve dudaklarımı sevsinler
bir barut bulutuyla sanki
ortadan biçilmiş bir güneş
Aynı çığlığı mı ezberleyecek dersin
akşamcılar akşama tövbe edinceye dek

Düzayaktı Attar A’met Efendiden Kartal Baba Tekkesine
Bu seferki yolum ise
ardımdan gelen kolun
ölüsıra yürüyen
kilden, kirloz bir bayrak
epiy de yokuş üstelik
ve giderayak
Sırtına vurmuş yada
buruşuk bir şipka biberini
Meyvahoşa koşturuyor
mork çizmeleriyle bir kırkayak
Nasıl koşturduysa tulumbacılar eskiden
yeşil karga tulumbalarını yangına
Yandım diye böğürmüşüm
Böğrüm yiyince böğrümden
o çiğköfteyi
YANDIM

Öylebi kuşaktık ki biz oğlum
yine de sen ölüyorsun
boynuna sarılınca ben
Ve o domuz var ya İncildeki
cümle günahı yüklenip
uçuruma atlayan domuz
Biz öyle bilem olamıyoruz…
Meşksiz aşklarla senlerin
başına tacettiğimiz
o güzelim elmayı
Utanmadan o ulusal
akbabamıza sunuyoruz
kellerinizle birlikte
Bu gidişle korkarım
bi tek ses kalacak bizden
tıkırtısı farenin
Kendi tahta kuyruğunu kemiren

Cama vurulmuş güneş kırıldı
Nar daneleri döküldü suya
Yandım diye böğürüyorum
Ama bu kırkayak oynunda
Öyle yakın ki ölümle oğlum
Uyak oluvermişler adeta
Ben ne demeye hala
Sözümona bir inci gibi
Acının yanardağ bardağında
Kendi kendime eriyim?
Oysa bu dünya denen ağacın
Türkiye denen çatağında
Öyle bir oğul var ki oğul
Ölüme değil, ölüme
Yaşanmaya bi ölüm bal

Cama vurulmuş güneş kırıldı
Nar daneleri döküldü suya
Gayrı adam oldu diye babam
Oğlum beni sevse ya

CAN YÜCEL

Baharla Ölüm Konuşmaları – Can YÜCEL

I

Memelerim koparıyor

Yüzyıl süren bir yalnızlık

dile gelmişçesine

Nasıl nasıl bir sevinç yarabbi!

Ve ağrıya

ağrıya tabi,

ağraya

ağraya ağbi

Nakkaş Tepe de ancak

bezmimize böyle gelmiştir

Gelincikleri ve Nazım Hikmet’leriyle

Yerbilimsel bir hapisten sonra

II

İçimdeki karanlığı patlatacağım

Zifiri bir Su akacak

kamışımdan toprağa

Bir kedi yavrulayacak

köpek dişli bir kedi

Ve böğürtlenler köpürecek ağzından

Yedikçe

kendi

kendini

mayhoş

Ya da Posta Nazırı dedemden kalma

Mors’un en morundan bir karga

Konacak karşıki direğin doruğuna

Düşmanlarım öyle doldurmuşlar ki onu

Ne kadar taşlasan boş

oynamıyor yerinden

Ben kargadan korkmam ama

bunun gözleri baykuş

Ve tüyleri güngörmedik deniz dipleri kadar ıslak

can dündar

Ölünün Odası
Bir oda, yerde bir mum, perdeler indirilmiş;
Yerde çıplak bir gömlek; korkusundan dirilmiş.
Sütbeyaz duvarlarda çivilerin gölgesi
Artık ne bir çıtırtı ne de bir ayak sesi…
Yatıyor yatağında dimdik, upuzun, ölü;
Üstü, boynuna kadar bir çarşafla örtülü.
Bezin üstünde ayak parmaklarının izi;
Mum alevinden sarı, baygın ve donuk benzi.
Son nefesle göğsü boş, eli uzanmış yana;
Gözleri renkli bir cam; mıhlı ahşap tavana.
Sarkık dudaklarının ucunda bir çizgi var;
Küçük bir çizgi, küçük, titreyen bir an kadar.
Sarkık dudaklarında asılı titrek bir an;
Belli ki, birdenbire gitmiş çırpınamadan.
Bu benim kendi ölüm, bu benim kendi ölüm;
Bana geldiği zaman, böyle gelecek ölüm

Necip Fazıl Kısakürek

Dünyanın Bütün Çiçekleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Dünyanın Bütün Çiçekleri Şiiri
Dünyanın bütün çiçeklerini getirin bana
dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya şiiri
ceyhun atuf kansu dünyanın bütün çiçekleri

Bana çiçek getirin, dünyanın bütün çiçeklerini buraya getirin.” — Köy öğretmeni Şefik Sınıg’in son sözleri.

DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Bütün çiçeklerini getirin buraya,
Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya,
Son bir ders vereceğim onlara,
Son şarkımı söyleyeceğim,
Getirin, getirin…ve sonra öleceğim.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Kir ve dağ çiçeklerini istiyorum,
Kaderleri bana benzeyen,
Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları
Geniş ovalarda kaybolur kokuları…
Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri
Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin görün beni,
Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini
Bacımın suladığı fesleğenleri,
Koy çiçeklerinin hepsini, hepsini,
Avluların pembe entarili hatmisini,
Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın,
Aman Isparta güllerini de unutmayın
Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum.
Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,
Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,
Ne güller fışkırır çilelerimden,
Kandır, hayattır, emektir benim güllerim,
Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Baharda Polatlı kırlarında açan,
Güz geldi mi Kop dağına göçen,
Yörükler yaylasında Toroslarda eğleşen,
Muş ovasından, Ağrı eteğinden,
Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden
Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni,
Eğin türkülerinin içine gömün beni.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
En güzellerini saymadım çiçeklerin,
Çocukları, öğrencileri istiyorum.
Yalnız ve çileli hayatimin çiçeklerini,
Köy okullarında açan, gizli ve sessiz,
O bakımsız, ama kokusu essiz çiçek.
Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek,
Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben mezarsız yaşamayı diliyorum,
Ölmemek istiyorum, yasamak istiyorum,
Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,
Tarumar olmasın istiyorum, perişan olmasın,
Beni bilse bilse çiçekler bilir, dostlarım,
Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim,
Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Okulun duvarı çöktü altında kaldım,
Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,
Yaz kış bir şey söyleyen toprakta,
Çile çektim, yalnız kaldım, ama yasadım,
Yurdumun çiçeklenmesi için daima yaşadım,
Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.
Simdi sustum, örtün beni, yatırın buraya,

Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.

2 Kıtalık İlkbahar Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

2 Kıtalık İlkbahar Şiirleri

İlkbahar Şiirleri 2 Kıtalık

İlkbahar

Bir senede dört mevsim var
Birbirini kovalar
İlkbahar, yaz, sonbahar, kış
Çiçekli, karlı bir akış
İlkbaharda canlanır yer
Kırlar hep yeşiller giyer
Döner geline her ağaç

Süslü bir etektir yamaç
Dere akar çağıl çağıl
Kuzularla dolar ağıl
Şimdi bakarsın gök nurlu
Şimdi bakarsın yağmurlu
Güneş bir doğar bir kaçar
Hava bir kapar bir açar

YUSUF ZİYA ORTAÇ

BAHAR GELİYOR

Damlardaki kar, saçaklardaki buz
Kanı kaynayan suya dar geliyor
Haberin var mı Oluklardan
Akan su sesinde bahar geliyor

Duy güneyden estiğini rüzgarın
Göreceksin neler olacak yarın
Yuvada çırpınan yavru kuşların
Uçmak hevesinde bahar geliyor

Cahit SITKI TARANCI

Bilsen

Sen yanımdayken
Baharı soluğunda buldu dallar
Açtı çiçek çiçek
Günlere
Dallar
Açtı bahar bahar
Seni

Gittin
Hüznü yokluğunda doldu dallar
Döktü çiçek çiçek
Yollara
Dallar
Döktü bahar bahar
Seni

İlhami İnceöz

Kardelen

Erken doğum yaptı bahar
Karçiçeği doğdu
Karların altından
Artık bahar yakın derken
Erken doğum yaptı bahar

Kış bahara gebe
Bahar çiçeklere
Oysa kış bahardan önce
Kardeleni doğurdu

Hikmet Elp

Çiçek ilgili şiir şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Çiçek ilgili şiirler,çiçeklerle ilgili şiirler,çiçek şiirleri, kır çiçeği şiiri, güzel çiçek şiirleri,çiçek ile ilgili şiir,çiçek konulu şiirler,çiçekler hakkında şiirler,çiçek hakkında şiir

Kır Çiçekleri

Merhabalar olsun, merhabalar
Bahar geldi, yine ballıbabalar
Daktilo ve karbon kağıdı kullanmadan
Harcamayıp gereksiz çabalar
Bütün bu taraflarda, birden…
Baharı başlattılar.
Gerçi tesbihleri dinleyen,
Erenlerden eser yoksa da…
Bütün çocuklar için,
Ve akşam diz ağrılarıyla inlerken,
Evinin yolunda onları görüp
“Evladım ne güzel açmış”
Diyebilen nineler için,
Baharı başlattılar üşenmeden

Hüsrev HATEMİ

GELİNCİK

Rengi bayrağıma eş
Tarlalarda bir ateş
Ekinlerle hep kardeş
Çayırlarda biricik
Al ipekli gelincik
Rüzgarlara gelemez
Yaprağına değilmez
Gelinciği kim sevmez
Sapları da incecik
Kara gözlü gelincik

Anneler Günü İle İlgili Maniler

Salı, Haziran 19th, 2012

Anneler Günü İle İlgili Maniler

Tugbam sitesinde en güzel Anneler Günü İle İlgili Maniler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Anneler Günü İle İlgili Maniler
Anneler Günü İle İlgili Maniler

Anneler Günü Manileri

Annenin evlada yanar yüreği,
Annedir her zaman evin direği,
Anneler evlada yapar böreği,
Anneler Anneler canım anneler,
Anneler kutsaldır hanım anneler

Maniciyim, mani
Benim annem bir inci.
Ben annemi çok severim,
Her anne çocuğuna bir inci.

Odalar da dizi dizi,
Ben çok severim annemi.
Anneler günü gelince,
Koşar öperim elini.

Sen inci mercan mısın?
Çiçek gibi kokar mısın?
Dertlerime ilaç mısın?
Söyle melek misin, annem misin?

Annedir dünyada sevginin ağı,
Anneyle kurulur aile bağı,
Anne evlat için deliyor dağı,

alıntı

Özel Sözler

Salı, Haziran 19th, 2012

Özel Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Özel Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Özel Sözler
En Özel Sözler,

En Özel Mesajlar,

Yalanlar bitmez dudaklar susmaıynca sevgi olmaz gözler ışıl ışıl bakmaıynca Güller içinde geçse de ömrüm, senin üstüne gül koklamam Gülüm, seni koklamaksa ölüm sen buna değersin Gülüm.

Aşk Bir Tiyatro Dediler Herkeze Bir roL verdiler En Zoru Bana Düştü Seni Unutmamı iStediLer.

Düşlerini düşleyerek yaşamak, senden nefret ediyorum derken seni sevmek, var olmayan ömrümün tamamını sana adamak, sonra göğsüne yaslanıp seni düşlemek ve sevmek kalbinin sonunu bilmeden içine bakarak…

YA GİRMELİ HANÇER SONUNA KADAR YA DA KININDAN HİÇ ÇIKMAMALI YARI GÖNÜL VERMEMELİ SEVGİLİ SONUNDA SEVMEYECEKSE HELE YARI DUDAK HİÇ DOYASIYA ÖPMEYECEKSE!.

Paylaşmanın asaletini hiç bir zaman bencilliğin çirkinliğine tercih etme,ve öyle bi arkadaş seçki sen onun için ölümü düşündüğünde o senin için çoktan ölmüş olsun…..

HAYAT YAŞANDIĞI KADAR VARDIR. GERİSİ YA HAFIZALARDAKİ HATIRA YA HAYALLERDEKİ ÜMİTTİR.

Ne varsa aradığım bilki sende bulmuşum..Senden öncesi yoktu,seninle var olmuşum..Sende bütün umutlar,sende bütün duygular..Beni sende arama,ben artık senin olmuşum.

SEN SENİ SEVENİ GÖRMEYECEK KADAR KÖRSEN ODA SANA SEVGİSİNİ SÖYLEMEYECEK KADAR GURURLUDUR.

HÜSRANI İSE BİRTEK YERDE KABUL EDİYORUM. YAŞAMAK VARKEN YAŞAYAMAMIŞ OLMAKTA..

Alaca karanlığı sevmem ben, ya gündüz olmalı ya gece. Kurşun ya alnından vurmalı yada namluda kalmalı. Yar dediğin ya senin gibi olmalı yada hiç olmamalı.

NEZAMAN TUTSAM ELLERİNİ GÖZLERİMİN ÖNÜNDEN MEVSİMLER GEÇER, NEZAMAN GÖZLERİN GÖZLERİME DEĞSE SAMANYOLUNDAN BİR YILDIZ DÜŞER.

Bugün bir çiçekcinin önünden geçerken bir çiçek ben çok güzelim beni al diyordu. Onu aldım ama güzel olduğu için değil seni gördüğünde utansın diye.

BEN SENİ DELİ GİBİ SEVDİM, SEN BENİ DELİYİM DİYE SEVMEDİN

BUGÜN YENİ BİR MEYHANE KEŞFETTİM MEZARLIĞIN KARŞISINDA BİRGÜN BENİ ARARDA BULAMAZSAN YA MEYHANEDEYİM YADA TAM KARŞISINDA.

Ne içimde seni unutmak gibi bir his var..nede aşkımı körükleyen bir rüzgar..ne seni görmeyecek kadar güçlüyüm..nede görmeye dayanacak kalbim var

BİR APTALIN SİZİ ÖPMESİNE İZİN VERİN AMA BİR ÖPÜCÜĞÜN SİZİ APTAL ETMESİNE ASLA

DENİZİ İÇERKEN MAVİLER TAKILDI BOĞAZIMA, KARAYA VURAN BALIK GİBİ ÇIRPINIYORUM. BU DERİN UÇURUMUN ÖNÜNDE HANGİ YAZGI TUTUKLADI BENİ.

Ne olurdu bir yaprağın daha olsa, bak sevmiyor işte hain papatya.

Soğuk kalpten sıcak söz çıkmaz.

Fransızca Güzel Mesajlar

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Fransızca Güzel Mesajlar

Tugbam sitesinde en güzel Fransızca Güzel Mesajlar sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Fransızca Güzel Mesajlar
Fransızca Güzel Mesajlar kısa
Fransızca Güzel Mesajlar facebook

Je t’aime non seulement pour ce que tu es
mais pour ce que je suis quand nous sommes ensemble.
(Seni seviyorum sadece senin sen olduğun için değil,
benim seninleyken ne olduğum için)

Aimer et être aimé, c’est sentir le soleil des deux cotés.
(Sevmek ve sevilmek güneşi iki taraftanda hissetmektir)

L’amour réunit les coeurs qui s’aiment.
(o aşkki aşık kalpleri birleştiren)

Ce qui ressemble à l’amour est toujours de l’amour.
(aşka benzeyen herşey aşktır)

J’entends ta voix dans tous les bruits du monde.
(Dünyadaki bütün seslerde senin sesini duyuyorum)

Les sentiments et la tendresse
sont les deux organes principaux de l’amour.
(hisler ve şefkat duygusu aşkta en önemli iki duygu)

Une poésie, c’est un sourire un jour de pluie,
L’amour, un poème qui se récite chaque jour.
(Şiirsellik bir gülümsemedir yüzde,
Aşk, bir şiir hergün nakletmekte.)

L’amour ce n’est pas qu’un sentiment…
c’est une renaissance.
(Aşk sadece bir duygu değildir
Rönasansdır.)

De toi à moi, de moi à toi,
il suffit d’un regard, d’un sourire complice
pour découvrir le monde merveilleux de l’amour.
(senden bana benden sana
bir bakış bir gülümseme ortaktır
dünyanın muhteşem aşkının farkına varmamızın)

L’amour,
et surtout c’est vivre…
(Aşk herşeyden önce yaşanılasıdır…)

Aimer,
C’est un soleil dans la vie,
une étoile qui nous guide la nuit,
une mélodie sans bruit…
(Aşk,
Güneştir hayatta,
yıldızdır gece bizlere yol gösteren,
bir melodidir gürültüsüz…)

L’amour,
c’est comme une fleur
qui réunie parfum et couleur;
c’est ce qui fait brûlé dans nos coeurs
passion et douceur…
(Aşk çiçek gibidir
kokuların ve renklerin buluştuğu
kalplerimizi yakan
tutku ve kibarlık…)