Tutsam ellerinden ağlarsın. Benek benek büyür karanlığım. Nokta nokta korkutur seni. Tutsam ellerinden; ağlarsın
Toprak kokar avuçlarım , kan kokar. Ben hoyrat gecelerde boy atmış fidan, Boz bulanık sularda yıkanmış , arınmışım. Geceleri çok yakınım yıldızlara, Işığa çıkınca bir karışım.
Tutsam ellerinden ağlarsın. Doğduğum köyü bir bilsen. Gece gecemden büyük, Acısı acımdan derin. Tutsam ellerinden, üşür ellerin!
Doğa şiirleri,doğa ile ilgili şiirleri, doğa hakkında şiirler, tabiat şiirleri, en güzel doğa şiirleri,doğa konulu şiirler
Doğa Şiiri
Doğa, şarkısını söylemeye başladı Yeşillere büründü ormanlar Mavi elbisesini giydi sevgili deniz
Doğa, ilahisini dilllendirmeye başladı Çeşit çeşit türde hayvan Renkli renkli yerde bitki
Doğa, kavuşmak için açtı bağrını Sevdiğini barındırdı yüzyıllarca Sevmediğini ezdi geçti bir çırpıda
Doğa, verilen gucleri sahiplendi Kabul edeni yaşattı sorunsuzca Resti çekenin, bakmadı gözyaşına
Doğa, sevda yüklü analar gibiydi. Yeri geldi, merhametini gösterdi Yeri geldi, kırdı, yıktı, geçirdi.
Doğa, İlah’ın kurduğu eşsiz mekan Milyonlarca yıldır devam eden hazine Kim yaşadı, kim yaşıyor, kim yaşayacak?
Abdülhamit Aydın
Dağlar
Daglari sevelim Tepesinde gezelim Deresinde yüzelim En büyük hayalim
Daglari asalim Üzerinde kosalim Ormanina dalalim Bulutlari tutalim
Huzur verir insana Dag basina cikinca Temiz hava alinca Kalmak ister hayatinca
Okuyunca bunu her an Besir demir yazardan Güven buluyor o an Daga cikinca insan
Yıldızları Seyrettim
Tek başına göçebe, mehtaplı bir gecede, Efsunlu bir şekilde, bir ardıcın dibinde, Oturdum saatlerce, hayal sessizliğinde, Meçhul bir sevgiliyi bekleyen, aşık gibi
Ateş böcekleriyle, kurbağaların sesi, En güzel orkestradan, daha güzel ahenkli, Akan dere kadar gür, huzur sardı içimi, Bir başka gezegende, bir başka biri gibi
Anıların içinde, kendimce geziyordum, Aradığını bulmuş, şimdi nasıl mutluydum, Yer ve zaman seçmeden, özgürce uçuyordum, Boşlukta yuvarlanan, bir tüy gibi, ruh gibi
Bütün ışıklar söndü, vakit gece yarısı, Saçlarım diken diken, yüzüm ayva sarısı, Bin kapılı sarayın, kapanmış her kapısı, Süleyman’ın Mühürü açmaz, birini gibi
Yeryüzüne uzandım, kulağımı dayadım, Arzın kalp atışını, ilk bu gece dinledim Kendimi alamadım, heyacana bulandım, Yıldızları seyrettim, uykusuz derviş gibi
AĞAÇLAR AZALIYOR
Bütün ağaçlar yıkılıyor, Yerine evler yapılıyor Oksijenler azalıyor, Hastalıklar çoğalıyor
Ne oluyor bu ağaçlara? Ormanlar tükeniyor Kalemler olmuyor yazı yazılmıyor
Baharın İlk Sabahları
Tüyden hafif olurum böyle sabahlar Karşı damda bir güneş parçası, İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar; Bağıra çağıra düşerim yollara; Döner döner durur başım havalarda
Sanırım ki günler hep güzel gidecek; Her sabah böyle bahar; Ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum Derim ki: “Sıkıntılar duradursun!” Şairliğimle yetinir, Avunurum
Orhan Veli Kanık
DOĞAYA..
Doğaya bakarsam aşık olurum Doğayı seversem maşuk olurum Doğayı korursam ışık olurum Aşık maşuk ışık doğa değil mi
Doğaya kulak as biraz sevgi ver Aşkın çilesini çektiğimiz yer Nefes aldığımız verdiğimiz yer Bizim için nefes doğa değil mi
Doğaya zulmeden kendine eder Yaşam kaynağını dibinden budar Kendisi yok olup ortadan gider Her zaman kalıcı doğa değil mi
Doğa verir sana ekmek aşını Üstünde görürsün her bir işini Zulmeden belaya sokar başını Doğayla barışan güler değil mi
Doğa da kurala uyan kazanır Çok mutlu yaşayıp ömrü uzanır Herkes kendisini çok güçlü sanır Doğa hepimizden güçlü değil mi
Yeri göğü insan kirletmiş neden Ozon tabakası delinmiş birden Buna sebep olmuş uzaya giden Dünya da sıcaklık artar değil mi
Kuzey de sıcaktan buzul eridi Eskiden doğal bir düzen varidi Ozon tabakası delinmiş miydi Fazla ışın kanser yapar değil mi
Herkes ne yaparsa kendine yapar İnsanlar yolundan ne çabuk sapar Şu kara toprak da çok insan yatar Doğa çok güçlüdür doğru değil mi