Bana her bakışın aşk bulaştırdı üzerime, Senin için umutlar büyüttüm çocuksu düşlerimde, Sana gelirken yüreğimde umut vardı. Şimdi bir demet hüzün bıraktın bende…
İlk yıkılışım değil bu, İlk hayal kırıklığı, İlk kaybediş değil. Mavi bir göğü olmadı hayallerimin, Sen yüreğimi çaldın hırsız gözlerinle. Bana kaldı hayat denilen intihar, Bir demet hüzün bıraktın yüreğimde…
Oysa ben avuç avuç sevgi topladım yürüdüğün yollardan. Görmedin sana titreyen dalı, Yollarına serdiğim gençliğimin üzerine basıp geçtin…
Sen mahrem düşlerimi çaldın benim. Dar günlere saklanmış umutlarımı,
El gün için biriktirilmiş tebessümlerimi, Biliyorsun,
Herkesin saklanmış bir yarası vardır hayatta.. Sen bütün yaralarımı sattın çarşı-pazar, Zaten yaralıydı yüreğimde, bir de sen… Bir demet hüzün bıraktın bende…
Söyle neden?
Neden beni katladın üçe dörde? Yüze beşyüze neden böldün beni? Bir han gibi kilit vurdun yüreğime, Neden bir demet hüzün bıraktın bende…?
Belki de ucuz kahramanlar gerek sana, Ben yüreğimi bir kartvizit gibi yakamda taşımam ki… Cebimde bozuk para değildir ki aşk… Bir yanım çocuk masumluğudur bu yüzden, Bir yanım baba merhameti…
Ben seni gerekçesiz ve neticesiz sevdim. Ve nasıl sevmişsem seni, Böyle dolu dizgin, Ulu orta, Öylece hüzne belenmişim işte! Bir demet hüzün oldun bende…
Sen çocuksu düşlerimin katili, Başı sonu belli bir cinayetin meçhul maktülü. Üşüttün beni ateşlerde, Yağmurlarda yaktın. Hüzün oldun…
Bundan sonra ihlal ediyorum yürek yasalarını ve ilan ediyorum. Gülüm. Sen bir demet hüzünsün yüreğimde büyüttüğüm…
Bak senin için şiir doldu gözlerim, Şairce ağlayacağım. madem ki; söndürdün lambaları, O zaman yakma!
Nereye gittiği önemli değil bölünmüş zamanın içinde.
Artık sevgilim değil, herkes onunla konuşabilir.
Artık anımsamıyor, gerçekte kim sevmişti onu ve kim aydınlatıyor uzaktan, düşmesin diye.”
René Char
Yalnız benim, değil ki:İnsanların sevgisi, hep bencilcedir.Ve her sevgi, karşılık beklentisi yaratır, ister istemez. ‘anne sevgisi’ dâhil..Belki de, asıl o!..
***
“hep kendini düşünüyorsun!..” demesi, gözümün önünde:Üzerinde siyah yağmurluğu -incecik olanı-; yüzü asık, hafif ağlamaklı sanki:Öfkeden mi, belli değil.. saçları, normalin aksine dağınık; bu görüntüsü, gerilimi arttırıyor.Sâkinliğimi koruyorum.Kulağımda çınlıyor bağırışı..
***
İki isimli kadınlarda, bu hep vardır:Kullanmayı tercih ettiği isim, daha ‘modern’dir; diğeri ise, büyükannesinin falandır: ‘eski’ bir isimdir hâliyle; kadın, onu kullanmak istemez.Ama, kişiliğine etkisi de kesin olmuştur: Genelde ‘olgundur’, iki isimli kadınlar:Hırçınlıkları ‘yoğun’ ama örtülüdür..
***
Bir keresinde, benzer bir şekilde tartışmıştık.Birbirimize çok kızmıştık.Ben de, onun kadar sinirliydim ama sâkin durabiliyordum.O, ne yapacağını bilemiyor gibiydi.
Bir kadın, sinirinden yumruğunu sıkıyorsa, seyretmeye değerdir:Bacağını da, şiddetle yere vurmalı ardından. Erkeğin ‘zaferi’ ise, bu kadardır ancak.
Ben gidince de, arkamdan ağlar şimdi, diyordum içimden; hem git der, hem de gidince ağlar:Hâlbuki, ağlayan kadınlara inanmayalı, çok oldu.Bunu, zaten biliyor olmalı..
***
Eve döndüğümde, uyuyamadım. o gün, içkiye tövbe ettim.Yatakta dönüp, durdum; kalan ömrümden ödünç aldığım uykuyu daha verimli kullanmalıydım:Ertesi gün, erken kalkacaktım.
***
Gözlerine baktım: tam, ağzımı açacakken, susmaya karar verdim; konuşursam, mağlup olurdum: karşımda bir kadın vardı.Susmayı sürdürdüm, kendimi galip sanıyordum.Neredeyse gülecektim; zaferimi kutlamak istiyordum:Tuzağına düşmemiş, saçma feryatlarına cevap verme gereği bile duymamıştım.Kendimden emindim.Kendimden eminken, karşımdakini daha çok seviyorum: rekabet yok oluyor:Mutlak galip benim. yanıldığımı fark ettim:Karşımda bir kadın olduğunu unutmuşum; kendi kendime söylendim:Saçma teorilerini erkeklere sakla!..
***
Gidiyordu.Sokak lambası, tam tepemizdeydi: gölgesini, ayaklarımın dibine düşürmüştü; kendi gölgemin olmadığını düşünüyordum.Başımı eğmiş, dinliyordum:Yüzüne bakamadım.Gidişini, gölgesinden izledim.
Konuşamadım: söyleyecek sözüm yoktu; gidişini kabullenmek istiyordum. kabullenmiş gibi yapıyordum: Yapmak zorundaydım.
***
Bilmediğim bir sokaktayım: yürüyorum; eve gitmem gerekiyor: yanına koşmam, artık anlamsız: yabancıyız: Birkaç saat geçti sadece; ama, ben onun hiçbir şeyi değilim şimdi.
Kendime kızdım. artık yoktu: onu kaybetmiştim. yağmur aradım, yağmadı.
***
Her zaman yürüdüğüm, kalabalık yol.
Eve ulaşmak istiyorum.
Bugün ne ben, eski benim; ne de bu yol, o bildiğim yol..
Seni seviyorum, Inanmiyormusun, Sevgi sözde degil, Sevgi özdedir, Bak gözlerime, Bak ta gör senin için yanan atesi.
Günler geçmek bilmiyor, Bu kalbim yalniz seni seviyor, Zamana düsman olmus, Bir kenarda otuyorum, Seni bekliyorum, Geleceksin, Beni göreceksin, Ve gülümseyerek, Bana beni sevdigini söyleyeceksin.
Duygularim doldu, Doldu da tasiyor. Seni seviyorum diyorum ama, Aslinda ben degil, Gönlüm seni seviyor.
Seni seviyorum, seni seviyorum, Gel artik seni hala bekliyorum, Özleminle cehennemi yasiyorum, Hergün birazha sensiz yaslaniyorum, Ben kendi kendime sasiyorum, Biliyorum sana çok karisiyorum, Ama mutluluga kavusamiyorum.
Yağmur Yağıyordu, Ve Sen yine içime düştün, Ahh Sevgili, Yağmurlar neden hatırlatıyordu Seni? Gerçi her şey hatırlatıyordu ya, Yağmurların ne suçu var?
Yağmur yağıyor ve Ben Seni özledim.. Ruhum geçmişte mi kaldı ne? Çırpınıyor, Silinmiyor işte tek hamlede. Ruhum sanki kaldı Sende, Yapamıyor bu gönül, Büyük Savaşlar versede, Atamıyor bu gönül. Çığlık çığlığa bağırsamda Kimse duymuyor…
Yine yağmur yağıyor, Yüreğime de .. Ardından yine gözlerim ağlıyor, Sonra yüreğim ağlıyor.. Ve ruhum da.. Sana yalnızca gözlerim değil, Bedenim de ağlıyor, Sözlerim de..
Ben sevmiyorum yağmuru, Yağmur yağınca ağlıyorum, Bir tek Seninle seviyorum yağmuru , Bir tek Seninle olan yağmur güzel. Ağlamıyorum o zaman.
Bu yalnızlık, suskunluğuma eşit olduğunda ağlıyorum Bir yalnızlığı, bir de Sensizliği yaşıyorum bu kadar sesliliğe rağmen.. Varlığındayken, Yokluğunu kabullenemiyorum, Ağlıyorum hem de avaz avaz..
Hayallerim bir özlemden mi ibaret? Hep çığlıklarım mı Ağlayacak Sensizliğime? Hep yok mu olucaksın Varlığımın sınırlarında? Benim sınırlarım, Senin yolların.. Sanki bir yolsun Sen, dışına çıkılması zor, Çıksam düşeceğim çünkü… Çıksam ağlayacağım çünkü.. Yalnızlığıma, Sensizliğime..
Sonra yine yağmur yağıcak… Ben yine mi ağlayacağım? Belki de artık satırlarıma “Sen” değil de, “Özlem” dökülecek” Belki Ben her yağmur yağdığında ağlayacağım. Şimdi de YAĞMUR YAĞIYOR Ve Ben AĞLIYORUM!…
Sevmek bu kadar basit mi ? insan bir kuşu severken , İncitmekten çekinir, Ona sevgisini hissettirir Onu besler,büyütür, Bir emek verir Ama senin için sevgi çok farklı Kadın olsun, güzel olsun, benım olsun
Değil mi ? Yazıklar olsun Senın gibi adam olmaz olsun
Seni gördüğüm güne Senı sevdigim güne Evet dedigim güne LANET OLSUN
Sana senden gelir bir işte ‘dâd’ lâzımsa Zaferden ümidin kes gayriden imdad lâzımsa.
Yüksel ki yerin bu yer değildir; Dünyaya gelmek hüner değildir.
Bize gayret yaraşır, merhamet Allah’ındır. Hükmü ati ne fakirin, ne de şeyhin şahındır
Namık Kemal
YOKTUR
Gül ruhluların misali yoktur. Hurşidin o rengi âli yoktur. Ağyar ile ülfet etmek ister Ben ölmeden ihtimali yoktur. Cevretme değil fedayı aşka, Öldürse dahi vebali yoktur. Allah’adır istinadım ancak Nevi beşerin kemali yoktur.
Namık Kemal
VATAN ŞARKISI
Âmâlimiz efkârımız ikbâl-i vatandır Serhadimize kal’a bizim hâk-i bendedir Osmanlılarız ziynetimiz kanlı kefendir Gavgâda şehdetle bütün kâm alırız biz Osmanlılarız can verir nâm alırız biz
Kan ile kılıçtır görünen bayrağımızda Can korkusu geçmez ovamızda dağımızda Her gûşede bir şir yatar toprağımızda Gavgâda şehdetle bütün kâm alırız biz Osmanlılarız can verir nâm alırız biz
Top patlasın ateşleri etrafa saçılsın Cennet kapusu can veren ihvâna açılsın Dünyada ne bulduk ki ölümden de kaçılsın Gavgâda şehdetle bütün kâm alırız biz Osmanlılarız can verir nâm alırız biz Namık Kemal
KIT’ALAR
I
Eylemem ölsem de kızbi ihtiyar, Doğruyu söyler gezer bir şairim. Bir güzel mazmun bulunca, Eşrafa, Kendimi hicveylemezsem kafirim!
II
Kabrimi kimse ziyaret etmesin Allah için, Gelmesin reddeylerim billahi öz kardeşimi. Gözlerim ebna-yi ademden o rütbe yıldı kim, İstemem ben fatiha, tek çalmasınlar taşımı
III
Vakt-i, istibdatta söz söylemek memnu idi; Ağlatırtırdı ağzını açsan hükümet ananı! Devr-i hürriyetdeyiz şimdi, değişti kaide. Söyletirler evvela, sonra s..ler ananı!
IV
Çekdiğim çevr ü cefanın sebebinden sorma Deme kim: -Badıhave menkabe dellalı budur! Habs ile, nefy ile, işkence ile ömür geçer, İşte Türkiyye’de şair olanın hali budur!
V
Vükela kabrine heykel dikelim şöyle yazıp Ki: ‘Bunun hal_i hayatına yeri münhal idi Sanmayın yavm_i vefatında bilindi kadri Sağlığında yine bu böylece bir heykel idi’
VI Padişahım, bir dirahta döndü kim guya vatan, Daima birbaltadan bir şahıhali kalmıyor: Gam değil amma bu mülkün böyle elden gitmesi, Gitgide zulmetmeğe elde ahali kalıyor
^^^^arkadaslar daha önce paylaşılmamıstır ümidiyle yazıyorum^^
Ve gittin… Öncesini düşünmek istemedigim sonrası ise meçhul bir aşktı yaşadığımız… Ve aşk bitti… Giderken geride bıraktığın,içinden seni de almayı unttuğun bir kalp… Biraz hasarlı,ürkek,bi o kadar da beceriksiz… Seni unutmayı bile beceremedi bu kalp… Aşk bitti… Sensiz uyuyamadığım geceler,karanlıktan korktuğumda çevirdigim numara,sabah kalktıgımda huzur verici sesin yok,gözlerin yok… Dedim ya gittin… Sen gittin gideli bu ilk ve son mektubum sana… Artık seninleyken yazdığım şiir ve mektupları düzeltiyorum ve düzeltecegim… Seni seviyorumları ‘seni ne cok sevdim’ yaptım,meğer ne çok seni seviyorum yazmışım,seni öpüyorumları ‘seni özlüyorum ‘ yaptım… Yaptım da bir ‘seni unuttum’ yapamadım… Seni seviyorumları ‘seni ne cok sevdim’ yaptım,meğer ne çok seni seviyorum yazmışım,seni öpüyorumları ‘seni özlüyorum ‘ yaptım… Yaptım da bir ‘seni unuttum’ yapamadı Sadece bitti dedin… Fazlasına gerek yoktu zaten… Herkes anlamak istediğini anlardı degil mi…??? Ama inan hiçbir şey anlamıyorum… Sana lanetlermi yağdırmalıyım,yoksa yolun açık olsun mu demeliyim…??? Yok bu çok fazla,dilerim Allah’tan bensiz gittiğin hiç bir yol açık olmasın…!!! Sensiz aldığım nefes nefes değilken,bensiz aldığın nefes nefes olmasın… Yok bu da çok fazla… Ben kıyamam ki sana… Ben sadece geride bıraktıgın bu beceriksiz kalp için yalvarıyorum… GEL UNUTTUR BANA SENİ…
Seninle yaşadığım Senli günlerim nerde? Onu da mı götürdün? Sensizlik var kaderde.
Yoksun,bırakıp gittin Öksüz kaldım ben sensiz Sensizlik yıktı beni Çekip gittin nedensiz.
Kaderimiz bu değil Boyun eğme kadere Uğraşıp çabalayıp Bulalım buna çare.
Sensizliği atalım Bak yolunu gözlerim Yokluğun iyi değil Her gün seni özlerim.
Dön geri gel artık İnan yoruldum bittim Dayanacak gücüm yok Acıyı katık ettim.
Acılı günler
Karanlık çökerdi gözlerime ağlardım İnan seni bulmak için bütün ömrümü harcadım Yazık bana gençliğime doyamadım Bu sonbaharda sana yalvardım
Beni bana bırakırken açtın yara İlacım sensin ne olur inan bana Belki ahmağım tutturmuşum bir dava Ne olur beni affet bu sonbaharda
Dermanı yok dizlerimin gelemem Her şey sende inan ki göremem Kaderime küskün bir ömür bu İnan senden başkasını sevemem
Acı sözlerine de razıyım Ne olur konuş benimle Bir iki damla göz yaşı Her şey kaderimde Böyle bir ömür yaşamaktansa Çek vur beni öldür de kurtulayım sensizliğimden Titrersem namerdim,Yeter ki ya affet ya da öldür beni
Kendimi zincirlere vursam nafile Sensiz saydığım geçen bu kaçıncı kafile Bir güneş doğsa ufkum da sensizliğime çare Yüreğim dağılır olur pare pare
Dereler bile hiç durmayan akışta Beni hüzünlerimle hep baş başa bırakışında Girdiğim bu bitmez yarışta Ne olur beni affet bu son bakışta
Ağlayıp Durdum
“boğdum pençeleşerek günlerle gecelerle gönlümün isyanını ağır işkencelerle…”
Ben bu sevdadan ne çektim sorma Her akşam her sabah ağlayıp durdum Gönlü daldan dala dolaşan bir vefasıza Her gün her gece yalvarıp durdum
Silecek sandım gözyaşlarımı Bilecek sandım gönül yaramı Sonunda alıp umutlarımı Diyardan diyara dolanıp durdum
Ne o geldi bana ne ben unuttum Ne o sildi gözyaşımı ne ben kuruttum Onu istedikçe kalbim, göğsüme vurdum Her gün her gece ağlayıp durdum
İyi Geceler Sevgilim Şiirleri Yeni İyi Geceler Sevgilim Şiirleri
İyi Geceler Sevgilim
Sen uyu Bana bırakarak sessizliği Suretinin kahrına yaş döksün gözlerim Sen uyu Düşlerinle sarmaş Uykusuzluğun yürüyüşleriyle pullansın kirpiklerim Sen uyu Ben aşkı çekerim ben aşkı sererim Senden bir sofracık da kahır içerim Çatlayıncaya kadar kalbim Budur ey sevgili aşk dediğin İyi geceler sevgilim İyi geceler
İyi Geceler Sevgilim
Yanıyor seher yalnız buz kesmiş sokaklar nedense Tek sen söndürebilirsin, eğer yanan bu bedense
Her nefes zehir olur çekerim içime içime Gözlerim nehir olur dökerim içime içime
Ay vurur sarhoş, donuk damlara İsmini yazarım buğulu camlara
Bir ben gezerim şair şair kaldırımlarda Şiirler yazarım sana dair kaldırımlarda
uyanma sakın naralarımı duyup da bölme rüyalarını bana uyup da
sen meleklerin söylediği şarkıyı dinle bedenim olmasa da kalbim seninle
iyi geceler sevgilim…
İyi Geceler Sevgilim
Sana söylemek istediğim çok şey var,kimseye söyleyemem
Sadece sana..
Sana tüm kalbimi açabilirim,
Seni kalbimin en derin odasına saklar,
Dışardaki tüm kavgalardan sakınırım..
Seni oranın sahibi yapar,
Bütün hücrelerini sana adarım
Seni senden çok severim..
Her gece sana dalmadan önce,
Bütün damlalarını avcumda toplar,
Öpüp sana uçururum..
Gözlerimi kapatıp sanki yanımdaymışsın gibi sarılırım,
Sen kalbime dokunursun sonra…
O zaman ben uçurumun en sonuna gelirim,
Tam düşecekken sen yakalarsın..
Başımı göğsüne koyarsın,
Güzel gözlerinin içinden bembeyaz şarkılar dökülür saçlarıma..
Her hıçkırışımda beni daha çok kalbine sararsın,
Bense daha çok isterim,daha çok ağlarım..
Ama gülerim aslında,,
Beni o kadar çok sev ki bitanem,
İçimdekinin hangimizin kalbi olduğunu anlayamiym derim..
bunları söylerken kirpiklerin düşer,
üstüme ışıktan kum taneleri saçılır..
bütün gecemi onlara bularım..,
Bulutun üstünde uyusan,
O bile incinmez kıpırtılarından..
Bütün uykularım senin olsun,
Yeter ki bi kerecik yanımda uyandığını göriym’
İyi geceler sevgilim
İyi Geceler Sevgilim
Soğuk bir gece, buz ellerim. Sana yazmak için başımı öne eğdiğimde farkettiğim ayağımdan usulca düşen çorabım. Üzerime yalnızlığı sindirdiğin yedinci gün, Bu yedinci günün yedi gecesinde sana karaladığım bu yedinci kağıt. Aramızda bir şehir sevgili. Biliyor musun amacına ulaşamadın, izin vermedim. Seni bir kere daha sevindirmedim. Beni uzaklaştırmak istediğin duygularla sevişiyor aklım. Bugün odamın duvarlarını incelerken, sol duvarımdaki çatlağı fark ettim. Belki bir gün yıkılır da duvarlar burada kalırım ne dersin? Gerçekten mutlu musun? Aklım seninle beraber terk etti beni, Elimde değil ve bunlar normalde değil, Biliyor musun sokağa çıktığımda aklıma gelmiyorsun, Bu boş odamın sessizliği, iticiliği, karanlığı seninle eş, İki gündür çıkmıyorum evimden her şeyi boşladım, Bunu neden yapıyorum bilmiyorum, Elim telefona gidiyor arada bakıyorum da halimi soran bir sen yoksun. Her şeyim tam da, bir akıldan birde senden yoksunum, Her gece kulağımda o şarkı, Beyin uçlarım sana hakim olmuş durumda, Sızıyorum rüyalara… Sabah kalktığımda ise sokakta “yağmur” sesleri, İçim ne kadar haykırsa da gel diye: Hazmedemiyorum benden gittiğin gece ona dönmeni, Gece üç buçuk uyumadın biliyorum, Çok düşüncelisin sevgilim inan böylesi en iyisi, Belli olmuyor mu? İyiyim gerçekten, gelmene de gerek yok! Diyemiyorum ki sana “dön geri” Hangimiz suçluyduk? Yada hanginiz suçlusunuz? Korkusuna yenilen sen mi? Issız gecelerde seni zevklerine kurban eden sevgilin mi? Neyse uyumak istiyorum artık, Gözlerimin altı mor, zaten pek bir şeyde yemiyorum. Her gece bir bardak sen tok tutuyor benliği, Uykularımı bağışladım sana tek çare kalem kırmak, Bak sana ilk yalanımı söylüyorum; iyiyim ben. Neyse iyi geceler sevgilim.
Her mayıs akşamında‚ ürperişim. Bil ki o… Vefasız gidişin. Seni sevmemin tek nedeni yalancı suretinin‚ Altında ki o… masum gülüşündür.
Para etmez gönlümde ne sen nede sahte bir sevgili‚ Sevgini çöpte bulsam değerini kaybetmezdi. Sahte aşkını parlatsan çeyrek sevgi etmezdi. Bir bir yaksam da umut mumlarını‚ Verdiğin sevgi sevgi olmazdı.
Giden gitti ben yolumu aldım‚ unutma giden geri dönmez. Bir daha sana geri. Sana seni seven değil lazım olan‚ Cebi servet dolu bir serseri.
Mevsimlik sevda buda bitti‚sevgi adı altında umutlar. Hepsi çöpe gitti zamansa eridi. Mum gibi tükenip bitti mevsimlik sevda bu‚ Diğerleri gibi yok olup gitti.
Kapak Aşk Şiirleri , Aşıklar İçin Kapak Aşk Şiirleri , Sevgililere Kapak Aşk Şiirleri
Kapak Aşk Şiirleri Sevgililere Kapak Aşk Şiirleri
KoLaY DeĞiLdİr SeNi SevİyoRUm DemeK… aSLa DüşünMEden SöyleMeMeK GeREk… Senİ SevİyOruM DeDiySe YüRek… öLenE DeK SözÜnDe DuRMAsı GeReK…
Benim en güzel süsüm; YILDIZ gözüm, HİLAL kaşım, TÜRK bakışım.. Bundan gayrisine ne özenmiş, ne bezenmiş nede inanmışım.
Güzellik sözde ise sözün en güzeli sende Güzellik yüzde ise yüzün en güzeli sende Ama bana göre güzellik KALPTE Kimseye söyleme ama KALBİN de en Güzeli sende…
CeSaretin Varmı GeCeye Kafa Tutmaya, KaranLıĞa Meydan Okumaya. eĞeR VarSa ßenimde Söz’üm Var Gecene, KaranLıĞına Işık oLmaya.. CeSaretin Varmı DikenLi yoLLarı aŞıp Yanımda oLmaya, eĞeR VarSa ßenim de Söz’üm Var O DikenLeri kaLßime ßatırmaya.. CeSaretin Varmı Gökyüzündeki yıLdızLarın ArkaSına ßakmaya… eĞeR VarSa ßenim…de Söz’üm Var ßaktıĞın Her yıLdızın ArkaSına ” Seni Çok SeviyORuM ”…
Ey deli gönül aşk mı istiyorsun.. Yaradan sana Yâr değil mi? Hep soğuk mu geçti ömrün.. Kışın sonu bahar değil mi? Dünya sana neden hoş geldi ki.. Kabir kapısı dar değil mi? Sevgilinin senden istdiğini ne çabuk unuttun böyle.. Ak bir alın bir de Ar değil mi
İstanbul sana susamalı Benim sana susadığım kadar Bu hasret İstanbul’a da koymalı bana koyduğu kadar
Şu Gönlüme Hiç Söz Geçmiyor şiir yol ile ilgili şiirleri hasretle ilgili şiirler özlemli Aşk şiirleri
Ama Yinede Gözlerim
şu gönlüme hiç söz geçmiyor sevme diyorum deli gibi seviyor aklım yollarda gelmeyeceğini biliyor ama yinede gözlerim yollarda yolunu bekliyor
yüreğim buğulu camlarda bir ümit arıyor bilsen ki içimdeki ateş nasılda yanıyor yıllar geçsede sönmeyecek yüreğim biliyor ama yinede gözlerim yollarda yolunu bekliyor
kalp kalbe karşı değil çünkü sensiz atıyor bu atışlar çok derin içimi acıtıyor her acıtışında beni bitiriyor ama yinede gözlerim yollarda yolunu bekliyor
gidişin bitişim oldu yüzüm gülmüyor yapayalnızım resimlerin beni avutuyor konuşamaz oldum şu dilim hep susuyor ama yinede gözlerim yollarda yolunu bekliyor
Can Yücel Sevgi Şiirleri, Aşk Şiirleri Can Yücel, Can Yücel’in Sevgi Şiirleri
Can Yücel den Sevgi Şiirleri
Sevgi Duvarı
Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi Dilimizde akşamdan kalma bir küfür Salonlar piyasalar sanat sevicileri Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni Yakanda bir amonyak çiçeği Yalnızlığım benim sidikli kontesim Ne kadar rezil olursak o kadar iyi
Kumkapı meyhanelerine dadandık Önümüzde Altınbaş, Altın Zincir, fasulye pilakisi Ardımızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi Öyle sıcaktı ki çöpcülerin elleri Çöpcülerin elleriyle okşardım seni Yalnızlığım benim süpürge saçlım Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi
Baktım gökte bir kırmızı bir uçak Bol çelik bol yıldız bol insan Bir gece Sevgi Duvarını aştık Dustuğum yer öyle açık seçik ki Başucumda bi sen varsın bi de evren Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi Yalnızlığım benim çoğul türkülerim Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi
Can Yücel
SEN SENİ
sen seni seveni görmeyecek kadar körsen seni seven seni sevdiğini söyleyecek kadar gururludur Can Yücel
ANLADIM
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını kendimi bulduğumda anladım. Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış Kendi yolumu çizdiğimde anladım.. Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat okuyarak dinleyerek değil.. Bildiklerini bana neden anlatmadığını anladım. Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım.. Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden Neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı güldürebilmek ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım.. Bir insanı herhangi biri kırabilir ama bir tek en çok sevdiği acıtabilirmiş Çok acıttığında anladım.. Fakat hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım.. Yalan söylememek değil gerçeği gizlememekmiş marifet Yüreğini avucuma koyduğunda anladım.. ”Sana ihtiyacım var gel ! ” diyebilmekmiş güçlü olmak Sana ”git” dediğimde anladım.. Biri sana ”git” dediğinde ”kalmak istiyorum” diyebilmekmiş sevmek Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım.. Özür dilemek değil ”affet beni” diye haykırmak istemekmiş pişman olmak Gerçekten pişman olduğumda anladım.. Ve gurur kaybedenlerin acizlerin maskesiymiş Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.. Ölürcesine isteyen beklemez sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım.. Sevgi emekmiş Emek ise vazgeçmeyecek kadar ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş… CAN YUCEL
KÖRÜKÖRÜNE YAŞAMAK
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. “O olmazsa yaşayamam” demeyeceksin. Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın. Ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin o’nu sevdiğinden. Çok sevmezsen, çok acımazsın. Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem. Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini.. Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin değillermiş gibi davranacaksın. Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın. Çok eşyan olmayacak mesela evinde. Paldır küldür yürüyebileceksin. İlle de bir şeyleri sahipleneceksen, Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin. Gökyüzünü sahipleneceksin, Güneşi, ayı, yıldızları.. Mesela Kuzey Yıldızı, senin yıldızın olacak. “O benim” diyeceksin. Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin.. Mesela gökkuşağı senin olacak. İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın. Mesela turuncuya, ya da pembeye. Ya da cennete ait olacaksın. Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi hem de hep senin kalacakmış gibi hayat. İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak… Can Yücel
SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN
Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin Yaşadıklarını Kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün Gülebildiğin kadar mutlusun üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir Gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin işte budur hayat! işte budur yaşamak Bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin Kadar Sevilirsin Can YüCEL
BOŞVER BE YAŞI BAŞI
Gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver! Şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan, sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver! Koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını, gelene geçene yol verme girsin diye içeri ama gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna. Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda, ama aklını kaybedecek bir aşk varsa avuçlarında, bırak aksın yollarına. Yağ geç, yık geç, kimse inanmazsa inanmasın. Sen inan yüreğine, hem ona geçmezse kime geçer sözün? Büyü, büyü.. Bak ellerin, ayakların kocaman, aklın da maaşallah yerinde, e ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye. Akıllı ol, yüreğin gelir peşinden, boşver yaşı başı, aşk var mı aşk, sen ondan haber ver!
Takılmışsın yüzündeki, gözündeki çizgilere. O çizgilerin yüreğine neler kazıdığını düşün, atmak mı istiyorsun kendini bir dereye soğuk bir kış günü, öl gitsin.. Parayı pulu savurup, bir balıkçı köyünde balık tutmak mıdır isteğin, savrul gitsin.. Boş ver be yaşı başı, kim tutar seni kim, kendi yüreğinden başka kim? Aklını al da öyle git, ister bir duvara, ister bir odaya, ister kıra bayıra vur da git. Dert etme ellerini, onlar da gelir seninle bırakmadıkça birine. O biri de gelir gerçekten istediğin oysa, seveceksen ve öleceksen uğruna.. Yaşa be, yaşa da öyle git, gireceksen toprağa..
Yaş 70′e gelse bile, hayat daha bitmemiş, sen mi biteceksin? Çekeceksen bile bayrağı, yaşadım ulan dibine kadar diyemiycek misin? Can Yücel
Nazım Hikmet Sevgi Şiiri Nazım Hikmet in sevgi ile ilgili şiirleri
NE GÜZEL ŞEY HATIRLAMAK SENİ
Ne güzel şey hatırlamak seni: ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken…
Ne güzel şey hatırlamak seni: bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının… İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti… Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya yaprağının, güneşli bir rahatlık ve etin daveti: kıpkızıl çizgilerle bölünmüş sıcak koyu bir karanlık…
Ne güzel şey hatırlamak seni, yazamak sana dair, hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmek: filanca gün, falanca yerde söylediğin söz, kendisi değil edasındaki dünya…
Ne güzel şey hatırlamak seni. Sana tahtadan birşeyler oymalıyım yine: bir çekmece bir yüzük, ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım. Ve hemen fırlayarak yerimden penceremde demirlere yapışarak hürriyetin sütbeyaz maviliğine sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım…
Ne güzel şey hatırlamak seni: ölüm ve zafer haberleri içinde, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken…
Nazım Hikmet Ran
SEN BENİM SARHOŞLUĞUMSUN
Sen benim sarhoşluğumsun ne ayıldım ne ayılabilirim ne ayılmak isterim başım ağır dizlerim parçalanmış üstüm başım çamur içinde yanıp sönen ışığına düşe kalka giderim.
Nazım Hikmet Ran
YİNE SANA DAİR
Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini, Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin, Sende uzaklığı, Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine Ve kan ter içinde, aç ve öfkeli, Ve bir avcı iştahıyla etini dişlemek senin.
Sende, ben, imkansızlığı seviyorum, Fakat asla ümitsizliği değil…
Şiir Sevgililer Günü 14 Şubat Sevgililer Günü Şiirleri Sevgililer Günü Şiir ve Sözleri
O kadar güzelsin ki yüzüne bakamıyorum. Titriyor ellerim, ellerini tutamıyorum. Dolanıp sarmak geliyor içimden, saramıyorum. Öylesine bağlanmışım ki, sensiz duramıyorum.
Uykudan uyanınca insanı uyandığına pişman eden, Geri dönmek isteyip de dönemeyince çaresizlikten delirten, Hayatta bir defa görülebilen harika bir rüyasın! Seni çok seviyorum. Sevgiler günümüz kutlu olsun aşkım!
Sevgililer Günü 14 Şubat Şiiri
Bu gün bütün işleri bir tarafa bırak, Önce sevdiğine bir sms ya da mail at, Sonra gül alıp koş sevdiğinin yanına, Çünki, bugün sevgililer günü 14 Şubat…
Ayrılmasın sevenler yettikçe hayat, Ona bir yüzük al, fark etmez kaç karat, Onu ne kadar sevdiğini bir daha anlat, Çünki, bugün sevgililer günü 14 Şubat… Ahhh şu sevilenler, sevenlerin değerini bir anlasa… Niyazi Şentürk
Sevgililer Günü İçin Şiir
Sevgi, el ele tutuşmaktır, Sevgi, göz göze bakışmaktır. Sevgi, bir kelebek, Sevgi, bazen de bir çiçek. Sevgi, hırlaşmak değil paylaşmak, Sevgi, kavga değil aşkla yaklaşmak. Sevgi, yürekte duyulan kıpırtı, Sevgi, gözde görülen pırıltı. Sevgi, yuva sıcağı, Sevgi, ana kucaşı. Sevgi, esirgemek, kollamak, Sevgi, bir yetim saçı okşamak. Sevgi, goncadır, gül olup açılan, Sevgi, şekerdir, dillerden saçılan. Sevgi, çevredir, yeşildir daldır, Sevgi, sohbettir, muhabbettir baldır. Sevgi, gönlü hoş tutan hece, Sevgi, aydınlık, pırıl pırıl gece. Sevgi, var ile yok arası, Sevgi, iki kaşın arası. Sevgi, nimet, aş ekmek, Sevgi, bir türkü, bir gayde çekmek. Sevgi, var olmak, var olanı bilmek, Sevgi, haddini bilmek, kendine gelmek. Sevgi, kul olmak, kulluk etmek, Sevgi, Yaradan’a şükretmek. Sevgililer Günü, bizim için hergün.
Sevgililer Günü Şiiri
Sen sevdiğimsin her anımda aklımda olansın En değerli varlığımsın en başta aşkımsın Varlığımın sebebisin :: Gülüşlerin bana yeter gülüm İkazsızca seviyorum diye biliyorum işte;;; Leyla’yı andırdın bana mecnun misaliyim,, Ey deli yüreğimin dermanı, devası Resimlerin ağlatıyor aşkını ben de
Güller sıralandı aralarında ki tek güzel sen idin Üstüne aşkım yazılı Ne güzelsin sen Üzülme sevdiğimsin sevgilim sevgililer günün kutlu ve benimle olsun…
Sevgililer Günü İle İlgili Şiirler
Gözlerin nehir, Kirpiklerin köprü olsa, Ben üzerinden geçerken ipler kopsa, ve düştüğüm yer dudakların olsa, Sevgililer Gününde bir öpücük borçlusun bana…
14 Şubat Sevgililer Günü Şiiri
Bugün 14 Şubat bazıları için bir büyük heyecan, Bazıları için hüsran. Kimi için sevdiklerine sevgisini paylaşmak için çok, Anlamlı bir gün. Kimi için keşkelerle ya da hayallerle hüzünlü, Anlamsız bir gün. Birde tabiki yeni ayrılanlar ya da bir sene önceki, 14 Şubat’ı arıyanlar ya da sevdiklerine kavuşamayanlar, Belki kalplerinden bir kırmızı gül, Belki sadece gözlerinin içine bakıp: Seni Seviyorum demek isteyenler… Acaba Sen hangisindensin?
Sevgililer Günü Şiirleri
Gönülden sevene günler bitermi, Kutlu olsun Sevgililer gününüz Sevip sevilene, bir gün yetermi, Kutlu olsun sevgililer gününüz.
En güzel hediye seviyorum demek, Sevgi yollarında harcanan emek. Gönülden gönüle sevgiyi vermek Kutlu olsun sevgililer gününüz.
Sevgisizde insan yaşamaz idi, Mecnun Leylasına koşamaz idi. Ferhatda dağları aşamaz idi, Kutlu osun sevgililer gününüz.
Sevene sevgili candan yar ise, Her sevene bir sevgili var ise. Seven, sevilende bahtiyar ise Kutlu olsun sevgililer gününüz.
Özdemir de sevdi, sevecek daha, Sevgiyle coşarak kalkalım şaha. Dünyada sevgiye biçilmez paha, Kutlu olsun sevgililer gününüz.
İncindiğim yerlerden acı bir gerçeklikle sarmalıyor düşkünlüğümü can yangınları. Bir gece daha karanlığa dönüyor isyankar yüzsüzlüğünü. Bir kalem daha tükeniyor ırmak kızıllığından kayıp. Cesetlerini yaralarına basıyor bir er meydanı.. Kayıt/sızı oynuyor bütün gölgeler..
Bir yürek mezata çıkarıyor en günahkar sızılarını. Bedellerinin ödenmişlerini beş para etmez bir alfabeye takas ediyor. Üç harfte susmayı öğreniyor kelâm. Ve sen bir sessizliğe “YAR” oluyorsun…
Yar! Bırakma bu nefesi kan kokan suskunluğu bana. Bir yokuşluk mecali kaldı ümitlerimin. Bölündükçe fazlalaşıyor sana adanmış asal sevdamın kahırları. Her virgülde parçalanıyorum.. Ben parçalandıkça gri bir gürültü akıyor şakaklarımdan.
Ölüm kusan gazab vadilerinden geçiyorum. Son bir umutla, belki açarsın diye, cansız düşüyorum canına.. Sığınmak istediğim tek yer zamandan ve mekandan münezzeh gözlerinken, önüne düşmüş gözbebeklerin kefenini dikiyor satırları senli dualarımın.. Halbuki ne çok istemiştim kaldırabilmeyi, aramızdaki o şarap kızılı karası perdeyi..
Kaç kimsesizlik tükendi bu katli vacip firarsızlığın kararsızlığında? Her yalpalayışta yine sana değil miydi diz çökmelerim? Beni her uğurlamanda kanıma hoş geldin diyen giyotin dişleri değil miydi gecenin? Ne kadar daha uzak tutacaksın ellerine yapışmış balçık sıvalı serüvenini kalbimin? Avuçlarından kaymalarımın cürmünü daha ne kadar taşıyacaksın boynunda? Sana aralanan kapılarımdan is doluyor sana meftun çehresizliğime, görmüyor musun?
Yar! yansın gece!.. Sana kavuşmayan yollar turab olsun!. Madem yoksun, bütün katliamlar suçtur parmak izime.
Yar! Bu sevdayı kan bozardı ancak, şimdi gözbebeklerime kadar kandayım. bir Tahir yetecek gök/yüzünden düşmeye. Bütün şehir helak olacak. Sen ki yoksun, bu laneti mahşerin atlıları paklar ancak. kirpiklerim ki senin küllerinle kapanacak, söktüm bil gözkapaklarımı bu şehrin sokaklarından. Sana değen kızıl benim kanımsa, damarlarını sökerim altından pınarlar akan tûba dallarının. Gök gürlemiş, yer çatlamış ne yazar..
Yar! He de kıyametini fitilleyeyim gecenin. Varım de yok olsun senden gayrı ne varsa.. Ama eğer yoksan. Vakit terk-i diyar. Fikr-i firar..
gitme desem; kalır mısın? benden gitme. şehrin tüm ışıklarını yakıp söndürme içimde. gerekli olduğun için değil; sevdiğim için kal. özleyeceğim için değil; özlediğim için kal.
okuma bunu… aşkdan söz ediyor bu şiir. sözcüklerin en tehlikelisinden. yalnızlıktan söz ediyor. okuma bunları… kimsesizlikten söz ediyor bu şiir. karanlıktan. ansızın çıkacak gibi durma içimde şaşırtma beni.
okuma bunu… sensizlikden söz ediyor bu şiir… okuma bunu… senden söz ediyor bu şiir… içimdeki karanlıktan ansızın geçip giden senden söz ediyor bu şiir… korkularımdan söz ediyor. okuma beni. sen beni okudukça. gelmeyen mektuplardan söz ediyor… içimdeki senle karşılaşınca neden şaşkınım… sana söylemeden kaç söz sildim yaşamımdan bilmiyorum bir sevdaya kaç şiir sığar.. okuma bunları bunlar benden söz ediyor… eksikliğimden hep bir yanımın kırık oluşundan söz ediyor… sen beni gördükçe ben karşındaki; ben gözlerine bakarkenki çaresizliğimden utanıyorum. arada gözlerini kapa. kapa ki bir anda olsa silineyim yaşamımdan… biten şarkılardan söz ediyorum sana geçmeyen yazlardan susma. devrik cümlelerin yalnızlığı gibi bırakma beni. sen benim, dilimin ucunda. söyleyemediğim sözcüğümsün. en sevdiğim sözcüğü tekrarlamaksın içimde.. tüm sözlerimi rehine bıraktım görebilmek için seni.. içimin kalabalığısın içime göçmen kuşlar gibi konuyorsun bir yanın tetikte.. kendimi zamana rehinliyorum aklımdan geçip gitme.. utanıpda insanlardan GİZLİ AĞLAMALARIMSIN..
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı Önce hafiften bir rüzgar esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık. Ağlar çekiliyor dalyanlarda; Bir kadının suya değiyor ayakları; İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı; Başımda eski alemlerin sarhoşluğu Loş kayıkhanelerıyle bir yalı; Dinmiş lodosların uğultusu içinde İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir yosma geciyor kaldırımdan; Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar. Bir şey düşüyor elinden yere; Bir gül olmalı; İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir kuş çırpınıyor eteklerinde; Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum; Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum; Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından Kalbinin vuruşundan anlıyorum; İstanbul’u dinliyorum.