2 Eylül 1982 İstanbul doğumlu olan Bergüzar Gökçe Korel’in Babası ünlü oyuncu Tanju Korel annesi ise Hülya Darcan’dır. Çocukluğunu Ulus’ta geçiren Korel, ilk öğrenimini Nilüfer Hatun İlköğretim Okulu, orta öğrenimini Yıldız Koleji’nde yaptı. Kolej’den mezun olmasının ardından Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümünü tamamladı. Üniversiteden önce profesyonel kulüplerde voleybol oynadı. Okul hayatı boyunca birçok oyun ve kısa filmde yer oynadı. Aynı zamanda Devlet Tiyatrosu Kuva-yi Milliye oyununda yardımcı oyuncu olarak yer aldı. Bir süre Nicole Kidman ve Tom Hanks’in oyuncu koçluğunu yapan Susan Baston ile çalıştı ve Özay Fecht’in workshop çalışmalarına katıldı. İlk dizi rolünü 1998 yapımı olan “Kırık Hayatlar”da aldı. Ardından 2005 yapımı Kurtlar Vadisi:Irak filminde Leyla karakteriyle izleyicilerin karşısına çıktı. Kurtlar Vadisi filmi için rol teklifi geldiğinde hasta olan babası Tanju Korel’in doktorları hastayı kaybetmek üzere olduklarını söylüyorlardı. Bu koşuşturmanın içinde önce rolü geri çevirdi. Ancak annesinin “Baban bu görüşmeye gitmeni isterdi” sözüyle ikna oldu ve teklifi kabul etti.Bu rolun bir zorluğu da Leyla karekterinin arapça konuşuyor ve filmin canlı çekilecek olmasıydı. Bergüzar Korel bu dili hiç bilmemesine rağmen çok kısa bir süre de rolune hazırlandı ve çok başarılı oldu film gişe rekorları kırdı..
“Kurtlar Vadisi Irak”ta yakaladığı başarının ardından gene aynı yıl çekilen “Zeytin Dalı” dizisinde İklim karakterini canlandırdı.Bu arada reklam filmlerinde rol aldı. Asıl büyük çıkışını ise Kanal D’nin “2006’nın en fazla reyting alan dizisi” ünvanını alan “Binbir Gece”deki Şehrazat Evliyaoğlu rolüyle yaptı. Bu rol de kendisine oyuncu koçluğu ünlü sanatçı Ayla Algan yaptı.Bu dizi de ki başarılı performansı ile 2006 Altın Kelebek En Başarılı Kadın Oyuncu ödülünü aldı.
Bergüzar Korel, tiyatro ve sinema oyuncusu Halit Ergenç ile evlidir. Çift, Ali isminde bir erkek çocuğa sahiptir.
Ben Affleck Oyuncu, senarist ve yönetmen tam adı Benjamin Géza Affleck dir.
Ben Affleck 15 Ağustos 1972 tarihinde doğdu.1998 yılında “Good Will Hunting” filmi ile Matt Damon ile birlikte “En İyi Özgün Senaryo Akademi Ödülü”nü ve “En İyi Senaryo Akademi Ödülü”nü kazandı. 2006 yapımı “Hollywoodland” filmi ile Venedik Film Festivali’nde “En İyi Aktör” ödülünü aldı ve Altın Küre’ye “En İyi Yardımcı Aktör” dalında aday gösterildi.2007 yapımı “Gone Baby Gone” filminin yönetmenidir.
2005 yılından bu yana Jennifer Garner ile evlidir. Çiftin Violet Anne Affleck ve Seraphina Rose Elizabeth Affleck adında iki kızıları vardır.
Ben Affleck Filmleri
Affleck, “Devlet Oyunları”, “Erkekler Ne Söyler Kadınlar Ne İster”, “Kızımı Kurtarın”, “Tehlikeli Aslar” “Şehrin Adamları”, “Babasının Kızı”, “Hesaplaşma”, “Korkusuz”, “Zor Aşk” ve daha birçok filmde rol adlı.
Cihan Ünal İlkokulu Tosya ve Kırıkkale’de okudu. Ortaokulu Ankara Cebeci Ortaokulu ve Liseyi Kurtuluş Lisesinde bitirdikten sonra 1960-1964 Ortaokul ve Lise Döneminde, Ankara Radyosu Çocuk Kulübünde, Ankara Radyosu Eğitim Programlarında, Ankara Radyosu Radyo Tiyatrosu programlarında ve Ankara Radyosu Arkası Yarın programlarında çalıştı.
Yine aynı yıllarda çocuk tiyatrosu ve özel tiyatrolarda amatör olarak oyunculuk yaptı. 1962 yılında Ankara Halkevi’nde tiyatro kurslarına katıldı. Ardından aynı kurumda oyunculuk yaptı. Nüzhet Şenbay, Nurettin Sevin, Suat Taşer, Haldun Marlalı ve Mahir Canova’dan eğitim aldı. Ayrıca Suat Taşer’in yönettiği Öteye Doğru adlı oyunda başrolde oynadı. 1963-1964 yılları arasında Ankara Devlet Tiyatrosu oyunlarında küçük rollerde görev aldı. 1964 yılında Ankara Devlet Konservatuvarına girdi.
1969’da Konsevatuvarın Tiyatro Bölümü yüksek kısmından mezun oldu ve aynı yıl Ankara Devlet Tiyatrosu’nda oyuncu olarak göreve başladı. İlk defa 1971 yılında “Damdaki Kemancı” filminde oynadı. İkinci defa oynadığı sinema filmi ilk Türk korku klasiklerinden olan “Şeytan” oldu. 1971-1973 yılları arasında Ankara Devlet Konservatuarı oyunculuk bölümünde Cüneyt Gökçer’in asistanlığını yaptı. 1973 – 1982 yıllarında yine aynı okulda öğretim görevlisi olarak diksiyon, mimik, rol ve sahne derslerine girdi.
1982 yılında British Council bursu ve Ankara Devlet Tiyatroları bilgi- görgü hakkı ile Londra’ya gitti. Burada * Dil Eğitimi yanında Royal National Theatre ve Royal Shakespeare Company’de çeşitli provalara katılarak eğitimini devam ettirdi. Yine Londra’da iki ay RADA (Royal Academy of Dramatic Art) da eğitmenlerle birlikte çalışarak misafir hocalık yaptı. 1983 yılına kadar Ankara Devlet Tiyatrosu’nda çalıştı. 1987 – 2000 yılları arasında Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümünde rol, diksiyon, mimik ve sahne derslerine girerek, öğretim görevliliği hizmetine devam etti.
Cihan Ünal Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısı Hepşen Akar’ın kardeşi olan Cihan Ünal, ilk evliliğini manken Sabiha Tarhan ile yaptı. Bu evlilikten Irmak adında bir kızı oldu. İkinci evliliğini ise Mine filminin setinde tanışıp aşık olduğu Türkan Şoray ile yaptı. Bu evlilikten Yağmur adında bir kızı daha oldu. Halen Tiyatro İstanbul bünyesinde oyunculuk çalışmaları ve Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Anasanat Dalı Başkanlığı ile Öğretim Görevliliğini devam ettirmektedir. Sanatçı, İngiltere’deki Centre for Performance Research (Giving Voice) ve TODER (Tiyatro Oyuncuları Derneği) üyesidir. Ayrıca, Başkent İletişim Bilimleri Akademisi’nde, Diksiyon, Spikerlik ve Sunuculuk, Seslendirme ve Oyunculuk eğitimleri vermektedir.
Çetin Tekindor, Türk tiyatro, sinema, dizi oyuncusu ve seslendirme sanatçısı.
1970 yılında Ankara Devlet Konservatuarı’ndan mezun oldu. Tiyatro sahnelerine IV. Murat oyunu ile giriş yaptı. Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda “Sahne ve Diksiyon” dersleri veren Tekindor, daha sonra aynı görevini 1998 yılına dek Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde sürdürdü. Onun daha büyük kitlelerce tanınması, TRT televizyonunda 1976-1977 yıllarında yayınlanan ‘Mc Millan ve Karısı’ dizisindeki, Rock Hudson’ın oynadığı Emniyet Müdürü Stewart McMillan karakterini seslendirmesiyle oldu. Daha sonra Yücel Çakmaklı`nın yönettiği 1983 yapımı Küçük Ağa dizisiyle çok tanınan bir sima oldu.
Beyazperde ile ilk tanışması ise Başar Sabuncu’nun yönettiği ve Müjde Ar ile başrollerini paylaştığı Kaçamak (1987) filmi ile oldu. Bir taraftan tiyatro oyunlarında rol alıp, TRT’de yayınlanan yabancı film ve dizi filmleri için seslendirme yaparken, diğer taraftan Dönemeç (1988), Önce Canan (1988) gibi dizilerde ve Son Türbedar (1996), Kerem (1999) gibi TV filmlerinde rol aldı. Ardından oldukça büyük izlenme oranlarına ulaşma başarısı yakalayan Yılan Hikayesi (1999) dizisinde Sinan adında Kral lakaplı önemli bir rol üstlendi.
Bunu Tutku Çemberi (2000), Üzgünüm Leyla (2002) ve Çaylak (2003) dizileri takip etti. Aynı yıl, kariyerinin ikinci sinema filmi Karşılaşma ‘da oynadığı rol ile 2003 Ankara Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı. Yine 2003 yılında rol aldığı Bir İstanbul Masalı dizisi, televizyon ekranlarında oldukça önemli başarılar elde etti. 2004 yılında, Ahmet Ümit’in aynı adlı polisiye romanından uyarlanan Şeytan Ayrıntıda Gizlidir adlı dizide rol aldı. Aynı yıl iki sinema filminde birden rol aldı.
Bunlardan ilki 5 farklı Türk yönetmeninin 5 farklı öyküye imza attığı Anlat İstanbul, diğeri ise Türkiye’de çok büyük bir gişe başarısı elde eden, Çağan Irmak’ın yönettiği Babam ve Oğlum ‘du. İzmirli köy ağası Hüseyin Efendi’yi canlandırdığı bu film, Tekindor’a 27. SİYAD Türk Sineması Ödülleri’nde ve 13. ÇASOD Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülleri kazandırdı. Çetin Tekindor, sinema ve dizi oyunculuğuna halen devam etmektedir.
Dindar nesil yetiştirmek Dindar Gençlik yetiştirmek Dindar bir Toplum
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Dindar nesil yetiştirmek istiyoruz” açıklamasına yönelik
Resul Tosun yazısı: Komünizm ideolojisinin hakim olduğu birkaç ülkeyi ve dini vicdanlara hapseden aşırı laikçi düşünceyi dışarıda tutarsak, dindarlığın bütün dünyada makbul ve teşvik edilen bir olgu olduğunu görürüz.
Çağdaş demokratik, laik/seküler ülkelerde de dinin dışlanmadığını aksine özgürlük alanının son derece geniş olduğunu dolayısıyla da etkin olduğunu müşahede ederiz.
Öyle ki inançsız olanlar bile toplumdan dışlanmamak için kiliseye kayıt yaptırıp aidat ödeme ihtiyacı hissederler.
Devlet dine ne eğitim ne de ibadet alanlarında müdahale etmez. Aksine özgürlük alanını genişletir ve dini müesseselere kolaylık sağlar.
Siyasetçiler de din ve dini müesseselere düşmanlık yapmak yerine onlara saygılı davranmaya özen gösterirler. Muhafazakarlar ve sağcıların yanı sıra artık sosyal demokratlar da dine saygılı olmaya başlamışlar hatta dindar görünme ihtiyacı bile hissetmişlerdir.
Yanlış hatırlamıyorsam on sene kadar önceydi ABD’de yönetim devlet memurlarını dindar olmaya teşvik eden bir broşür bastırıp dağıtmıştı.
Dolayısıyla Başbakan’ın dindar nesil söylemi normal demokratik bir ülkede yadırganmaz aksine takdir edilir. Asıl yadırganacak taraf dindar nesil yetiştirilmesine gösterilen tepkidir.
Türkiye’ye gelince, kabul etmek gerekir ki toplumumuz inançlıdır. Kimileri dinin gereklerini yerine getirmiyor olsa da, yaşanmasına karşı çıkmayan aksine gıpta eden bu itibarla da dindarlığı benimseyen dolayısıyla da özünde dindar olan bir toplumdur.
Toplumun dindarlığı devlete rağmen bir dindarlıktır. Çünkü devlet cumhuriyetten bu yana toplumu dinden mümkün mertebe uzak tutmaya hatta irtica yaftasıyla dine karşı çıkmaya yönelik bir politika izlemiştir. Engel olmaya çalışmıştır.
Toplum buna rağmen dinine sahip çıkmış ve dindarlığı benimsemiştir.
Toplumun dindarlaşmasının arkasındaki asıl güç sivil toplum örgütleridir. Dini cemaatler ve topluma sundukları hizmetlerdir. Aslına bakarsanız dini cemaatlerin kurumları halen kanunen yasaktır. Ama bu yasağa rağmen toplum onlara sahip çıkmakta ve hizmetlerini takdir etmekte, devamı için de her türlü desteği vermektedir.
İşte ben bu bağlamda Başbakan’ın dindar nesil yetiştirme söylemini devletin bizzat nesil yetiştirmeye soyunması olarak değil, özgürlük alanını genişletmesi olarak yorumluyorum.
Demokrasiden yola çıkarak söyleyeceksek, demokratik devlet vatandaşlarına hangi dine inanacaklarını, nasıl inanacaklarını, nasıl ibadet edeceklerini hangi mezhebe iltifat edeceklerini empoze de etmemelidir yasak ve engel de koymamalıdır.
Devlet özgürlük alanlarını genişletmeli, inanç ve inancını yaşamanın önündeki engelleri kaldırmalıdır.
Yeter başka bir şey yapması gerekmez.
Bunca baskılara ve yasaklara rağmen İslam bugün toplumumuzun en belirleyici faktörü haline gelmişse, bu ucundan kenarından verilen özgürlükler sayesindedir.
İslam hak dindir ve önündeki yasaklar kaldırıldığı zaman neşvünema bulur.
Demokrasiden beklenen de bir dini empoze etmesi değil bütün dinler için özgürlük alanını açması ve genişletmesidir.
Özgürlük alanı genişlediğinde Türkiye toplumunun daha da dindarlaşacağından benim zerre kadar kuşkum yok. Eksik olan devletin din eğitimi vermesi değil eksik olan özgürlüktür. Din eğitimi alanında sağlanacak özgürlüğün getireceği rekabet ortamında din eğitiminin de kalitesi yükselecektir buna inanıyorum.
Devlet sadece dindarların önündeki engelleri kaldırsın yeter.
Mesela kamudaki kılık kıyafet sınırlamalarını dindarları kucaklayacak şekilde genişletsin, ve mesela başörtülü hanımlar kamuda rahatlıkla çalışabilsin.
Devlet bunu yapsın yeter.
Benim dindar nesil yetiştirmekten anladığım, devletin dini eğitim vermesi değil fertlere dinlerini öğrenme ve yaşama özgürlüğü sağlaması, özgürlük alanını çağdaş ülkelerde olduğu gibi genişletmesidir. Gerisi sivil toplum örgütlerinin işidir.
insanın ekonomideki yeri hakkında kısa yazı insanın ekonomideki önemi hakkında yazı
EKONOMİ VE İNSAN
İnsan ve ekonomi artık birlikte düşüneceğimiz iki kavram.Sistemin yürümesi için kredi sisteminin rantabl çalışması gerek ancak bankalar kriz endişesi içinde kredi taleplerinde nazlı davranıyor , geri çeviriyor oysa bankaların yaşam kaynağıda kredi faizi.Sadece kamu çalışanlarına verilecek ihtiyaç kredisiyle yürümez sistem. Zarar eden şirketlere devletin el koyması doğru değildir derken tüm devlet işletmelerinin kar ediyoruz deseler bilanço gösterseler de reel de sürekli zarar ettiğini unutmayalım. Çünkü devlet işletmesi batsa da asla zarar etmez patron devlettir para basma yetkisi devlettedir zararı para basarak karşılar , size enflasyon olarak döner. Enflasyon yasal emek hırsızlığıdır. Türkiye de yıllardır enflasyonist politika denen uygulama buydu. Devletin işlettiği tüm kurumlar zarar ediyordu yani geliri giderinden azdı. Bunu reel olarak söylüyorum tekelci zihniyetle elde edilen gölge karların adı kar değildir zorunlu gasptır. Bir liraya üreteceğin malı beş liraya üretir on liraya satarsın verimsizlikten kar edemezsin bir sürü aracı tefeci yolunu bulur stok karaborsa vesaire ile haksız sektör yaratırsın. Bunları yaşadık. Devlet zarar eden şirketleri satın alsın deniyor peki nasıl yapacaktır devlet. Bir kendi bütçesinden şirketin zararını kapatmak için batan şirketi satın alacak yani içeriden borçlanacaktır kimden halktan. İki: dışardan borç alacaktır yani IMF den borç talep edece-k şartlarına razı olacaktır eskiden olduğu gibi, Üç : para basacaktır basılan para enflasyon getirecektir eskisi gibi …Biz bunları yaşadık . Her fatura sadece ve sadece bütçeyi verdikleriyle dolduran emekçi üretici kesime yani halka çıkar .Zenginlere yada kira ve rant yiyenlere çıkmaz. Devlet şimdilik sermayenin yani egemen sınıfın yani burjuvanın egemenlik ve politik mücadele alanıdır yöneten onlardır ve onlar yapacaklarını yaparlar buna engel olacak herhangi bir güç henüz yoktur belki beş senede bir sahnedekiler değiştirilebilir o kadar. Demokrasi bu arenada sadece bir oyundur. Cumhuriyet denilen halk yönetimi ise henüz bir kandırmacadır. Özelleştirmek demek kar denilen gelirlerin özelleştirmesidir ki devlet vergi yoluyla bir kısmını alır ve sosyal hizmetleri genelleştirir , ne kadar yaparsa o kadar, devletleştirmek kötü işletmecilikten kaynaklanan zararların devletleştirilmesidir ki buda zararın üreten kesimin halkın sırtından çıkması demektir ki buda sosyalleşmeyi engeller. Yani ak kara yada kara ak diye kolayca gösterilir ekonomide. İnsan ve ekonomi iç içedir. Kısaca kapitalist sistemde devlet işletmeciliği felakettir . Keynesçi yaklaşımlar geçici bir köprüdür. Devlet ne kadar egemen sınıfların elinde olsa da ücretli kölelik sistemini değiştirmek için mutlaka çoğunluk lehine çaba gösterecektir bunun içinde yeterli baskı unsurları oluşturmak kitlenin görevidir ve devletin egemen sınıflar yerine halkın istekleri doğrultusuna yönlenmesi de herhalde sosyal demokrasi dediğimiz geçiş süreçlerindeki işbirlikçi rejimlerin görevidir. Elimize verenlerin elimizden tutanlardan az olacağı bir dünya için.
Atatürk devrimleriyle ilgili şiir Atatürk devrimi şiiri
Atatürk devrimleri Niye ağlıyoruz ki on Kasımlarda giden Et kemikten yapılı sadece fani beden Atatürkçülük fikri yıllardır devam eden Atatürk devrimleri yıkılmaz bir kaledir
Anlattı nutuk ile kendi evrimlerini Kurduğu Cumhuriyet ve de devrimlerini Teslim ettiği gençlik bütün birimlerini Devrimlere kullanır, her birisi haledir
Bize bahsettiğiniz iç ve dış tüm düşmanlar Yok, etmek için sizi fırsat kollar şişmanlar Gaflet uykusundalar yarın belki pişmanlar Her zaman yedikleri haram bir nevaledir
Dün Kemalist karşıtı söylemlerde bulundu Bu gün Kemalistlerin yanlarında olundu Bu tür takiyyelere hep kayıtsız kalındı Bunların tüm amacı haksız bir ihaledir
Her zamanda vardılar düşmanları ülkenin Çok sağlam temellerde Cumhuriyetin senin Yıllar önce bizlere gösterdiğin ilkenin Peşinde koşar gençlik onlar birer laledir
Zaman zaman dursa da, muasır medeniyet Tek hedefimiz oldu, bizdeki kutsal niyet Bütün ilkelerine gençlik oldu emniyet Büyük devlet olmaya her olay merhaledir
Bu gün senin adından rant kavgası yapanlar Senin adını anıp yanlış yola sapanlar Vatan millet diyerek mala mülke tapanlar Yok olmaya mahkumdur hepsi boş meşgaledir
Coşari senle Atam, hep izinde olacak Bu yürek ölene dek hep seninle dolacak Layık olduğun değer elbet seni bulacak Atatürk devrimleri gençliğe meşaledir
turizm ilgili şiir şiirler,turizmle ilgili şiirler,turizm hakkında şiirler,turizm konulu şiir,turizm şiirleri
Turizim şiiri
Bir amme hizmetidir Turist toplama işi Yurdunu zengin eder Bunu bilen her kişi Tarihi yapılarla Her beldemiz doludur Tanı tanıt sen onu Bu bir vatan borcudur Güler yüzlü olanın Çevresi geniş olur Çok turist gelen yerin Bakırı altın olur Reklamsız alış veriş Olmuyor bu dünyada Tanıtmalı yurdumun Neler var Toprağında Gülyağı gül bahçesi Yurdumun bir köşesi Gelene huzur verir Cıvıldıyan kuşsesi Dağ deniz yayla ve göl Ayrı ayrı güzeldir Otel motel kampinkler Dinlenecek yerlerdir
Ertuğrul Eroğlu
Turizm şiirleri
Güller çiçek açtı Nağmeler sevgi saçtı Oyunlar neşe kattı Alkışlar tempo tuttu.
Kahve yemenden geldi Türküsü neşe verdi Gençlik şıkır şıkır oynadı Yönetmenim ustaca yönetti
Haftamız şen olsun Paramız bol olsun Dostluklar da baki olsun Teşekkürlerde emeği geçenlere olsun
Turizm Haftası şiir
İnsanoğlu çalışmalı, Çalışmaya alışmalı. Yılda bir kerede olsa, Bir yerleri dolaşmalı.
Dolaşana turist denir, Değerini herkes bilir. Toplanan büyük gelirden, Devlet halka hizmet verir.
Tüm ülkeler turist bekler, Kasasına para ekler. Kutlayalım bu haftayı, Vatanımız olsun lider.
Baycan Kacaroğlu
Turizm Sektörü şiiri
Önce organizasyon şemasını belirle, Sonra insanları nitelendir. Yoksa eğer alternatifin, Çekirdekten yetiştir.
Değer ver tüm çalışanına, Arada bir ödüllendir. Ayağa kalk ve alkışla, Başarını güçlendir.
akarsuya bırakılan mektup hasan hüseyin korkmazgil akarsuya bırakılan mektup sözleri Hasan Hüseyin Korkmazgil Akarsuya Bırakılan Mektup şiiri
Akarsuya Bırakılan Mektup
incecikti gül dalıydı dokunsam kırılacaktı dokunmadım kurudu gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç ağaçlar bükmesinler n’olursun boyunlarını neden akşam oluyorum tren kalkınca kırlangıçlar birdenbire çekip gidince mendiller sallanınca neden tıkanıyorum öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki az önceki çiçekler nasıl da diken diken gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
o sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik, bitti o elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz günler devlet alacağı, yıllar bir kadehcik buzlu rakı oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı nerde şimdi nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
Bir rüyaydın bir gece ansızın gördüğüm Bir rüya sözlerim gibi kördüğüm Bir rüyaydın hiç yaşanmamış Bir rüya adı henüz konmamış
Bir rüyaydın görülmeye değer Bir rüya yalanmış meğer Bir rüyaydın zamansız uyandığım Bir rüya büyüsüne bulandığım Bir rüya,ki sorma
Akşamın alaca karanlığında, Acı bir rüya, bir rüya,ki sorma, Yıldız tutmuşsun sımsıkı avcuna, Ben kayıyorum meçhul uçuruma,
Gök kuşağı taç güzelim başına, Ay düşmüş sım sıcacık kucağına, Ben buz kesmişim tepeden tırnağa, Acı bir rüya, bir rüya,ki sorma.
Bir bulut beni kollar,katran kara, Yıldırımlar çakar ardı ardına, Adın kazdığım dilek ağacına, Acı bir rüya, bir rüya,ki sorma.
Boşalan aşkımızın sokağında, Bey zebaniler durmaz kol geziyor, Cezalı çocuklar kulak çekiyor Bin bir mahlukat yolumu kesiyor. Acı bir rüya,bir rüya ki sorma.
Bir vahşet görüyorum, göz kapalı Bir tılsım çözüyorum,sen yaralı Zençirlere vuruldum beden tutsak, Sabah nerde seher, gecikmiş şafak, Acı bir rüya,bir rüya ki sorma.
Aslında bir gerçeği görüyorum, Hep kıl payı ölümden dönüyorum, Dehşeti ilmek ilmek diziyorum. Acı bir rüya,bir rüya ki sorma.
Uyurgezer rüya gördü Çıktı yol üstünde durdu Tamah etti hayal kurdu Sosyal Devlet rüya imiş
Mazotçu’da kuyu dipsiz Meydan doldu ipli ipsiz Ulusalcı tip’li tipsiz Sosyal Devlet rüya imiş Rüyalarıma Girmeyin Korkarım
rüya-1
Korkar yüreği yufka insan Silahın ağzına sürdüğüm şiirden
rüya-2
Çok üşümüştüm Seni düşündüm Yüreğimi güneşin çarptı
rüya-3
Bir öpücük kondurmuştum baharda Yanakların gelincik tarlası
Tugbam sitesinde en güzel Yavuz Sultan Selim Ünlü Sözleri sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Yavuz Sultan Selim Ünlü Sözleri Yavuz Sultan Selim’in Sözleri
Yavuz Sultan Selim Sözleri
Her dertli, mihnete tahammül için biraz gönlünde kuvvet buluyorsa bu kuvvet Mustafa(s.a.v.)’dan gelir. Onun için her dertli O’na minnettardır.
Gönlünü ve canını O’nun aşkına veren kimse ne kahramandır! Düşüncesi daima Mustafa(s.a.v.) olan kimse ne huzur ve rahat içindedir.
Güneş Mustafa(s.a.v.)’nın yüzünün aynasının bir aksidir. Her iki âlem,Mustafa(s.a.v.)’nın bir kılına bağlanmıştır.
Ey gönül! Başkasından yardım ve dostluk umarak yaşama,düşmandan da korkma! Devlet ve saltanat ancak ALLAH(c.c.)’ın verdiğidir.
Kılıcımız parladıkça düşmanın gözü ondan ayrılıp bizi göremez. Ama Allah esirgesin, bir gün paslanır da yaltırıklanmazsa düşman bizi görmek değil, bir de tepeden bakar.
Sanma Şahım / Herkesi Sen / Sadıkhane / Yar Olur Herkesi Sen / Dost mu Sandın / Belki ol / Ağyar Olur Sadıkhane / Belki ol / alemde / Serdar Olur Yar Olur / Ağyar Olur / Serdar Olur/ Dildar Olur
O’nun aşkı ile gönlü mahzun olan her sîne ne bahtiyardır! Mustafa(s.a.v.)’nın yoluna kurban edilen can,ne aziz bir candır!
Ümmetlerin cevahir madenlerinden çıkardıkları bütün lâ’l ve inciler Mustafa(s.a.v.)’nın (gazada kırılan) tek inci dişinin diyetidir
Ben Allah’ın (c.c.) emirlerini yerine getirmek, zulüm görenlere yardım etmek için zırh giydim, kılıç kuşandım.
O Peygamberlerin Padişahıdır. Diğer peygamberler O’nun ordusudur. Yaradılıştan maksat O’dur. Bu kevn-ü mekân O’nun yüzü suyu hürmetine yaratılmış bir tufeyldir.
Cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ise ölüme götürür.
Devletleri yıkan tüm hataların altında nice gururun gafleti yatar.
Biz bunca meşakkate alkış uğruna katlanmadık, halis niyetimiz rızayı ilahidir.
Ey canım,eğer sana Selimi gibi yüz tane devlet ve saltanat dâhi verilse cihana bağlanıp dosttan uzak olma.
Ümit sabahı Mustafa(s.a.v.)’nın güzel yüzüdür. Gayıp sırları O’nun ârif olan gönlünden doğar.
Ümit eliyle Mustafa(s.a.v.)’nın eteğine yapışan herkes güneş gibi ayağını feleğin üstüne basar.
Tugbam sitesinde en güzel Ata Mesajları sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Ata Mesajları Ata Mesajları güzel sözler ata mesajları
Ata Mesajları Ekonomik kalkınma, Türkiye’nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.
Tam bağımsızlık, ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür.
Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir.
Tarih bir milletin kanını, varlığını hiçbir zaman inkar edemez
Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunamaz.
Millete efendilik yoktur. Hizmet vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur.
Basın milletin müşterek sesidir. Başlıbaşına bir kuvvet, bir okul, bir öncüdür.
Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir.
Türk Milleti yeni bir iman ve kesin bir milli azim ile yeni bir devlet kurmuştur bu devletin dayandığı esaslar “Tam Bağımsızlık” ve “Kayıtsız Şartsız Milli Egemenlik”ten ibarettir. Yeni Türkiye devletinin yapısının ruhu Milli Egemenliktir. Milletin Kayıtsız Şartsız Egemenliğidir…
Bütün ümidim gençliktedir.
Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. Cumhuriyet’i biz kurduk, O’nu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz.
Ne mutlu Türküm diyene !
Öğretmenler! Cumhuriyet sizden düşünceleri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.
Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak!
bu ulusa ve ülkeye hizmet görevi bitmeyecektir.”
Biz büyük bir inkılap yaptık. Memleketi bir çağdan alıp yeni bir çağa götürdük.
Devrimin amacını kavramış olanlar sürekli olarak onu koruma gücüne sahip olacaklardır.
Muallimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır.
Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve sizin ordularınızın zaferi için yalnız zemin hazırladı… Gerçek zaferi siz kazanacak ve devam edeceksiniz ve mutlaka başarılı olacaksınız.
Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneği kazanmamıştır.
Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz… Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.
Herkes ulusal görevini ve sorumluluğunu bilmeli, memleket meseleleri üzerinde o düşünceyle, düşünüp çalışmayı görev edinmelidir.
Tarihi yaşadığımız gibi yazdık, fakat geleceği cumhuriyete inananlara, onu koruyanlara ve yaşatacaklara emanet etmek lazımdır.
Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden, içerdeki cephenin suskunluğudur.
Benim Türk milletine, Türk cemiyetine, Türklüğün istikbaline ait ödevlerim bitmemiştir, siz onları tamamlayacaksınız. Siz de, sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz.
Tugbam sitesinde en güzel Politika İle İlgili Sözler sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Politika İle İlgili Sözler Politika İle İlgili Sözler Politika İle İlgili güzel Sözler Politika İle İlgili cümleler
Politika İle İlgili Sözler
Bir politikacının amacı sürekli iktidar olmaktır. Bu çaba ona çoğu zaman sorun çözme görevini unutturur. Jean Monnet
Hata yapmak insanlara vergidir, bunu başkalarının üstüne atmak politikadır. Bill Vaugheur
Pencereyi kaparsanız iyi hava gelir, başkası açarsa cereyan olur. L.J.Goodyear
Politika gerçekleri yadsıyıp, yalan söyleme değil, gerçeklerin istediğiniz yanını göstermesidir. Churchill
Politika güç iştir, ona kendiliğinden atılan kimse ondan şikayet etmemelidir. Gunter Grass
Politika kansız savaş, savaş ise kanlı politikadır. Mao
Sürekli olarak kendini yönetebilmek insanın sahip olabileceği en değerli yeteneklerden birisidir. Bertrand Russell
Her siyasi parti, kendi yalanını yutarken ölür. JOHN ARBUTHNOT
Bir siyasetçi gelecek seçimi, bir devlet adamı gelecek kuşağı düşünür. JAMES F.CLARKE
Devlet adamı koyunu kırpar; siyasetçi koyunun derisini yüzer. AUSTİN O’MALLEY
Çağdaş siyasi toplum, ”insanları umutsuzluğa düşürme makinesi” dir. ALBERT CAMUS
askim seni seviyorum! Ama parayi daha cok lakin paranin ne onemi var , muhim olan miktari 🙂
ask bir muz kabugudur , dikkat etmezsen ayagin degil , hayatin kayar…
Allah ini öptüğüm tavuk, yumurtan niye yamuk ….
Ay işigi pencereden süzülüyordu yavaşça yanina yaklaştim bacaklarini ayiriyo arasina girdim elim memelerine degdi çok müthiş bir şeydi yavaşça sikiyordum memelerini süt akiyordu bu benim ilk inek sagişim oldu..
Dün okuldan arkadaşlarla karşilaştik.hep beraber topluca eğlendik, güldük.daha sonra toplu bir resim çektirelim dedik..ama sen yoktun.biz de topsuz çektirdik :))
hatirlarmisin küçükken beraber gezer trenle yolculuk yapardik sen pencereden kafani cikarirdin bende g..tumu bizi görenler ikiz sanirdi…
Adamin biri yumurta kirmiş yumurta ona küsmüş!!
Bulutlari pembeye boyasak yağmur pembe yağarmi??
Can boğazdan gelir canan çay bahçesinden..
Baba der ki:”oğlum müjde sana iş buldum.” çocuk heyecanlanir:”ne işi baba?” baba cevaplar:”aşağidaki büfede yedigün vereceksin
; amerikan üroloji üst kurulunun yaptiği bir araştirma sonucu sex hayatinda başarisiz olan insanlar mesajlari okurken telefonlari sağ ellerinde tutuyorlar.
Bütün gece uğraştim bir türlü delinmedi, o kadar zorladim bana misin demedi, sabret sevgilim şimdi olacak oooohhhhh, delindi, kulaklarina takabilirsin küpeni
elleriyle beyaz vücuduma ellediler, dudaklariyla emdiler, ateşleriyle yaktilar, bilmem ne istediler benim gibi sigaradan
allah yürü ya kulum dedi, ben de arabami sattim.
ölüm korkusu sürekli değil, mezarda biten geçici bir duygudur…