Bağımsız Milletvekili Leyla Zana dün Başbakan Erdoğan’la yaptığı görüşmesini TBMM’de yaptığı bir basın toplantısında kamuoyuyla paylaştı. Uzun yıllar siyasi yasaklı olan Kürt siyasetçi Leyla Zana’nın 21 sene sonra ilk defa bir basın toplantısı düzenlemesi dikkatlerden kaçmadı. Zana da toplantının başında bu durumdan bahsetti: “İlk defa bu basın odasına toplanıyorum. 21 yıl sonra bir ilki başlatıyoruz. Bu ilkin genel bir barışa vesile olması dileğiyle konuşmama başlıyorum.”
Başbakanlıktan yapılan bilgilendirmeye göre, Başbakan Erdoğan ile Zana’nın görüşmesi, yarın saat 15.00’da Başbakanlık Resmi Konutu’nda gerçekleştirilecek.
Edinilen bilgiye göre, Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığı’nın hakkında gözaltı talimatı verilmesi üzerine, Anter’in suikastinde tetikçi olduğu iddiasıyla Şırnak’ın Kumçatı beldesindeki evinde sabah saat 05.00 sıralarında gözaltına alının Yıldırım, Şırnak Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. Buradaki yasal işlemlerin ardından, Şırnak Devlet Hastanesi’ne götürülerek sağlık raporu alınan Yıldırım, Diyarbakır’a gönderildi.
Anter ve yazar Orhan Miroğlu ile birlikte, 20 Eylül 1992’de Diyarbakır’da kaldığı otelden bir arazi anlaşmazlığı için yanına gelen kişilerle otelden çıkmış, Seyrantepe semtinde taksiden indikten sonra vurulmuştu. Anter, olay yerinde yaşamını yitirirken, Miroğlu ise yaralı olarak kurtulmuştu.
Eylül 1992’den beri kimlik değiştirmeye bile gerek duymaksızın Şırnak’ta yaşayan Musa Anter suikastı tetikçisi Hamit Yıldırım ilk kez Sabah Özel İstihbarat Bölümü tarafından görüntülendi. Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği de son ortaya çıkan belge ve bilgiler ışığında Musa Anter cinayeti dosyasını tozlu raflardan indirdi. Üstelik zaman aşımına yalnızca üç ay gibi bir zaman kala…
STOCKHOLM’DEN ŞIRNAK’A…
Sabah’ın haberi yayımlandığı an itibariyle savcılık da Yıldırım’ı gözaltına alacak. Bu gözaltı sayesinde, 20 yıl olan zaman aşımı süresi de 30 yıla çıkmış olacak. Dolayısıyla davanın zaman aşımından düşmesi riski ortadan kalktı. Bugüne kadar tek bir kare fotoğrafı çekilemeyen Yıldırım’ı görüntülemek için Güneydoğu’nun zor şartlarında üç ayrı ekiple çalışan ekibimiz, İstanbul’dan Stockholm’e, Ankara’dan Diyarbakır’a, Mersin’den Şırnak’a uzanan 6 aylık yorucu ve son derece titiz bir çalışma yürüttü. Ve sonuçta karanlık cinayeti aydınlatacak bilgilere ulaştı. Savcılık ve Emniyet yetkililerinin ‘ölü dosya’ olarak nitelendirdiği 1992/2598 numaralı Anter dosyası de böylece yeniden açıldı.
PKK İTİRAFÇISI, ADINI VERMİŞTİ’
Ape Musa’ olarak da bilinen ünlü Kürt yazar Musa Anter 1992’de öldürülmüştü. Son gelişmelerle Hamit Yıldırım’ın, Musa Anter cinayetinde tetiği çeken kişi olduğu netleşti. Yıldırım’ın adını ilk kez, İsveç’in başkenti Stockholm’de yaşayan JİTEM ve PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan telaffuz etmişti. Abdülkadir Aygan, yıllar sonra 1991’deki haliyle fotoğrafını gördüğü Şırnaklı Hamit’i kesin olarak teşhis etti. Cinayetin işlendiği gece Anter’le birlikte olan ve Şırnaklı Hamit’in silahından çıkan beş mermiyle ağır yaralanıp, büyük bir şans eseri sağ kurtulan Kürt yazar Orhan Miroğlu da Hamit Yıldırım’ın 20 yıl öncekini fotoğrafını teşhis etti.
MİROĞLU: ÇOK BENZİYOR
Bir gece yarısı Sabah gazetesine gelerek tetikçinin eski ve yeni fotoğraflarını inceleyen yazar Miroğlu, eski fotoğraftaki kişinin tetikçiye çok benzediğini söyledi ve şöyle konuştu: “PKK itirafçısı Aygan onu tanıyordu. Ben yarım saat gördüm. Ama o gecenin kötü hatırası olarak zihnimde kalan suret, bu gördüğüm fotoğrafa çok yakın. Musa Anter’i ve beni vuran adam büyük bir ihtimalle budur.”
SAVCILIK HAREKETE GEÇTİ
Musa Anter dosyasını yeniden açan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, yeni bulgu ve belgeler ışığında harekete geçti. Soruşturmayı Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun yönetiyor. Coşkun, bölgedeki tüm faili meçhullerle ilgili soruşturmaları yürüten isim… Savcı Coşkun, kritik operasyonu Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ahmet Karaca ile koordineli biçimde yürütüyor. Adana Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’ne atanan Karaca, Adana’ya gitmeden önce Diyarbakır’daki son görevini izin dahi kullanmaksızın yürüttü. Operasyona, Diyarbakır İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri imza attı. Öte yandan olayın olduğu tarihte yazar Musa Anter, Orhan Miroğlu ve Hamit Yıldırım’ın bindiği taksiyi kullanan şoför Mehmet Sinanoğlu ile Anter’in kaldığı otelin görevlisi Osman Ünsal Ateşal’ın da ifadeleri alınacak. Her iki kişiye teşhis için Hamit Yıldırım’ın o dönemden ve günümüzden fotoğrafları gösterilecek.
MUSA ANTER KİMDİR?
APE Musa’ lakaplı Kürt yazar Musa Anter, 1920’de Mardin’e bağlı Nusaybin ilçesinin Eskimağara köyünde doğdu. Ortaokul ve liseyi Adana’da okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1944’te Abdurrahim Rahmi Zapsu’nun kızı Ayşe Hale ile evlendi. Cüneyt Zapsu’nun halası olan Ayşe Hanım ile evliliğinden Anter, Rahşan ve Dicle adlı üç çocuğu oldu. Yayımladığı “Qimil” (Kımıl) adlı Kürtçe şiirden dolayı 1959’da idamla yargılandı. 1963’te ve 12 Eylül darbesinden sonra Kürtçülük propagandası yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. Yaşamı boyunca toplam 11.5 yıl hapis yattı.
KURŞUN YAĞDIRDI
Musa Anter, bir konferans için gittiği Diyarbakır’da 20 Eylül 1992 tarihinde öldürüldü. O gün Orhan Miroğlu, Musa Anter’i evine yemeğe götürecekti. Bu amaçla Dağkapı semtindeki bir otelde buluştular. Anter, Çınar ilçesinden bir arazi meselesi için gelecekler olduğunu söyleyerek “Sen eve git, sonra gelip beni otelden alırsın” dedi. Ancak Miroğlu, Anter’i yalnız bırakmak istemedi. O arada kendini, arazi meselesinde arabulucu olarak tanıtan Hamit Yıldırım da otele geldi. Birlikte taksiye bindiler. Ancak Musa Anter yolda şüphelenince taksiden indiler. Taksici gittikten sonra da Hamit Yıldırım, silahına sarıldı. Yazar Anter öldü, Orhan Miroğlu ise ağır yaralandı. Olay yerinde 13 kovan bulundu. Cinayeti, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın planladığı da ortaya çıktı.
FİLM GİBİ OPERASYON
Batuyan aşiretine mensup olan Hamit Yıldırım; Şırnak’ın Kumçatı beldesinde Aşağı Mahalle, Değirmen Caddesi, No: 65 adresinde oturuyordu. Hamit Yıldırım’ın, haber yayımlandığı saatlerde, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Musa Anter cinayetinin tetikçisi olduğu iddiasıyla gözaltına alınması bekleniyor.
TEKNİK TAKİBE DE ALINDI
Polis, zanlının ilişki ağını ve bağlantılarının sırrını çözmek için telefonlarını da teknik takibe aldı. Katil zanlısı Hamit Yıldırım’ın iki ayrı adreste kaldığı tespit edildi. Bu adreslerle Elazığ ve Diyarbakır’daki iki ayrı yere operasyon düzenlenmesi de gündemde. Hatta operasyon için Şırnak ve Elazığ Emniyet Müdürlükleri’nden ekiplere yazı yazıldığı öğrenildi. Bölge, jandarma bölgesi olduğu için jandarma kuvvetleri de operasyona katılacak. Soruşturmanın, Hamit Yıldırım’ın ifadelerine göre genişletilmesi de gündeme gelebilecek.
Eylül 1992’den beri kimlik değiştirmeye bile gerek duymaksızın Şırnak’ta yaşayan Musa Anter suikastı tetikçisi Hamit Yıldırım ilk kez Sabah Özel İstihbarat Bölümü tarafından görüntülendi. Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği de son ortaya çıkan belge ve bilgiler ışığında Musa Anter cinayeti dosyasını tozlu raflardan indirdi. Üstelik zaman aşımına yalnızca üç ay gibi bir zaman kala…
STOCKHOLM’DEN ŞIRNAK’A…
Sabah’ın haberi yayımlandığı an itibariyle savcılık da Yıldırım’ı gözaltına alacak. Bu gözaltı sayesinde, 20 yıl olan zaman aşımı süresi de 30 yıla çıkmış olacak. Dolayısıyla davanın zaman aşımından düşmesi riski ortadan kalktı. Bugüne kadar tek bir kare fotoğrafı çekilemeyen Yıldırım’ı görüntülemek için Güneydoğu’nun zor şartlarında üç ayrı ekiple çalışan ekibimiz, İstanbul’dan Stockholm’e, Ankara’dan Diyarbakır’a, Mersin’den Şırnak’a uzanan 6 aylık yorucu ve son derece titiz bir çalışma yürüttü. Ve sonuçta karanlık cinayeti aydınlatacak bilgilere ulaştı. Savcılık ve Emniyet yetkililerinin ‘ölü dosya’ olarak nitelendirdiği 1992/2598 numaralı Anter dosyası de böylece yeniden açıldı.
PKK İTİRAFÇISI, ADINI VERMİŞTİ’
Ape Musa’ olarak da bilinen ünlü Kürt yazar Musa Anter 1992’de öldürülmüştü. Son gelişmelerle Hamit Yıldırım’ın, Musa Anter cinayetinde tetiği çeken kişi olduğu netleşti. Yıldırım’ın adını ilk kez, İsveç’in başkenti Stockholm’de yaşayan JİTEM ve PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan telaffuz etmişti. Abdülkadir Aygan, yıllar sonra 1991’deki haliyle fotoğrafını gördüğü Şırnaklı Hamit’i kesin olarak teşhis etti. Cinayetin işlendiği gece Anter’le birlikte olan ve Şırnaklı Hamit’in silahından çıkan beş mermiyle ağır yaralanıp, büyük bir şans eseri sağ kurtulan Kürt yazar Orhan Miroğlu da Hamit Yıldırım’ın 20 yıl öncekini fotoğrafını teşhis etti.
MİROĞLU: ÇOK BENZİYOR
Bir gece yarısı Sabah gazetesine gelerek tetikçinin eski ve yeni fotoğraflarını inceleyen yazar Miroğlu, eski fotoğraftaki kişinin tetikçiye çok benzediğini söyledi ve şöyle konuştu: “PKK itirafçısı Aygan onu tanıyordu. Ben yarım saat gördüm. Ama o gecenin kötü hatırası olarak zihnimde kalan suret, bu gördüğüm fotoğrafa çok yakın. Musa Anter’i ve beni vuran adam büyük bir ihtimalle budur.”
SAVCILIK HAREKETE GEÇTİ
Musa Anter dosyasını yeniden açan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, yeni bulgu ve belgeler ışığında harekete geçti. Soruşturmayı Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun yönetiyor. Coşkun, bölgedeki tüm faili meçhullerle ilgili soruşturmaları yürüten isim… Savcı Coşkun, kritik operasyonu Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ahmet Karaca ile koordineli biçimde yürütüyor. Adana Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’ne atanan Karaca, Adana’ya gitmeden önce Diyarbakır’daki son görevini izin dahi kullanmaksızın yürüttü. Operasyona, Diyarbakır İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri imza attı. Öte yandan olayın olduğu tarihte yazar Musa Anter, Orhan Miroğlu ve Hamit Yıldırım’ın bindiği taksiyi kullanan şoför Mehmet Sinanoğlu ile Anter’in kaldığı otelin görevlisi Osman Ünsal Ateşal’ın da ifadeleri alınacak. Her iki kişiye teşhis için Hamit Yıldırım’ın o dönemden ve günümüzden fotoğrafları gösterilecek.
MUSA ANTER KİMDİR?
APE Musa’ lakaplı Kürt yazar Musa Anter, 1920’de Mardin’e bağlı Nusaybin ilçesinin Eskimağara köyünde doğdu. Ortaokul ve liseyi Adana’da okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1944’te Abdurrahim Rahmi Zapsu’nun kızı Ayşe Hale ile evlendi. Cüneyt Zapsu’nun halası olan Ayşe Hanım ile evliliğinden Anter, Rahşan ve Dicle adlı üç çocuğu oldu. Yayımladığı “Qimil” (Kımıl) adlı Kürtçe şiirden dolayı 1959’da idamla yargılandı. 1963’te ve 12 Eylül darbesinden sonra Kürtçülük propagandası yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. Yaşamı boyunca toplam 11.5 yıl hapis yattı.
KURŞUN YAĞDIRDI
Musa Anter, bir konferans için gittiği Diyarbakır’da 20 Eylül 1992 tarihinde öldürüldü. O gün Orhan Miroğlu, Musa Anter’i evine yemeğe götürecekti. Bu amaçla Dağkapı semtindeki bir otelde buluştular. Anter, Çınar ilçesinden bir arazi meselesi için gelecekler olduğunu söyleyerek “Sen eve git, sonra gelip beni otelden alırsın” dedi. Ancak Miroğlu, Anter’i yalnız bırakmak istemedi. O arada kendini, arazi meselesinde arabulucu olarak tanıtan Hamit Yıldırım da otele geldi. Birlikte taksiye bindiler. Ancak Musa Anter yolda şüphelenince taksiden indiler. Taksici gittikten sonra da Hamit Yıldırım, silahına sarıldı. Yazar Anter öldü, Orhan Miroğlu ise ağır yaralandı. Olay yerinde 13 kovan bulundu. Cinayeti, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın planladığı da ortaya çıktı.
FİLM GİBİ OPERASYON
Batuyan aşiretine mensup olan Hamit Yıldırım; Şırnak’ın Kumçatı beldesinde Aşağı Mahalle, Değirmen Caddesi, No: 65 adresinde oturuyordu. Hamit Yıldırım’ın, haber yayımlandığı saatlerde, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Musa Anter cinayetinin tetikçisi olduğu iddiasıyla gözaltına alınması bekleniyor.
TEKNİK TAKİBE DE ALINDI
Polis, zanlının ilişki ağını ve bağlantılarının sırrını çözmek için telefonlarını da teknik takibe aldı. Katil zanlısı Hamit Yıldırım’ın iki ayrı adreste kaldığı tespit edildi. Bu adreslerle Elazığ ve Diyarbakır’daki iki ayrı yere operasyon düzenlenmesi de gündemde. Hatta operasyon için Şırnak ve Elazığ Emniyet Müdürlükleri’nden ekiplere yazı yazıldığı öğrenildi. Bölge, jandarma bölgesi olduğu için jandarma kuvvetleri de operasyona katılacak. Soruşturmanın, Hamit Yıldırım’ın ifadelerine göre genişletilmesi de gündeme gelebilecek.
Şehit Binbaşı Kurt’un ailesinin yaşadığı Çan ilçesine bağlı Terzialan beldesinde yapılan anıt mezarın açılışını, Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna, Şehit Binbaşı Kurt’un ağabeyi Yarbay Baki Kurt ile birlikte yaptı.
Yarbay Baki Kurt, açılışta yaptığı konuşmaya, ”Ercanım, canım kardeşim, sevgili silah arkadaşım” diye başladı.
”Ailemizin en küçüğü, Fatma’nın biricik eşi, Koray ve Gökçe kızın biricik babalarıydı” diyen Yarbay Kurt, kardeşinin, zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan Türk ordusunun asil bir ferdi olarak, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü uğruna şehitlik mertebesine ulaştığını ifade etti.
Kardeşinin, göstermiş olduğu yiğitlik ve cesaretle Türk Milleti’nin varlığının, birlik ve beraberliğinin ve vatan sevgisinin ölümsüz sembolü olarak hatırasının sonsuza kadar yaşayacağını kaydeden Kurt, ”İnanıyorum ki bu cennet vatanının üzerinde yaşayan her bir ferdin kalplerindeki kin, nefret ve intikam duygularının yerine, sevgi kültürünü yerleştirmedikçe, bizler aziz şehitlerimize olan borçlarımızı tam ödeyemeyeceğiz. Ruhun şad, mekanın cennet olsun canım kardeşim silah arkadaşım” diye konuştu.
Törene, Bursa Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ümit Yılmaz, Çanakkale İl Jandarma Alay Komutanı Sait Koca, Çanakkale Emniyet Müdürü Ali Ekber Bektaş, Çan İlçe Jandarma Bölük Komutanı Necip Sercan Canbaz, Çan Kaymakamı Hasan Gözen, Yenice Kaymakamı Cem Afşin Akbay, Çan Belediye Başkanı Abdurrahman Kuzu, Terzialan Belediye Başkanı Bahattin Sağın, kurum amirleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Bu arada Vali Tuna, törenin ardından şehidin evini ziyaret etti. Tuna’nın, aileye ”Benden bir isteğiniz var mı” diye sorması üzerine şehidin annesi Zehra Kurt, hacca gitmek istediğini bildirdi. Zehra Kurt, ”Hem kendim, hem de şehit olan oğlum için hacca gitmek istiyorum. Ekonomik şartlarım uygun olmadığı için gidemedim” dedi.
Bunun üzerine Vali Tuna, ”Bu sene için hac kuraları çekildi, bu yüzden seni umreye göndereceğim. Bunun da sözünü veriyorum” diye konuştu.
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 4 Haziran’da meydana gelen mayın patlamasında, Lice Jandarma İlçe Komutanı Kurmay Binbaşı Ercan Kurt, şehit olmuştu.
Şehit Binbaşı Kurt’un ailesinin yaşadığı Çan ilçesine bağlı Terzialan beldesinde yapılan anıt mezarın açılışını, Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna, Şehit Binbaşı Kurt’un ağabeyi Yarbay Baki Kurt ile birlikte yaptı.
Yarbay Baki Kurt, açılışta yaptığı konuşmaya, ”Ercanım, canım kardeşim, sevgili silah arkadaşım” diye başladı.
”Ailemizin en küçüğü, Fatma’nın biricik eşi, Koray ve Gökçe kızın biricik babalarıydı” diyen Yarbay Kurt, kardeşinin, zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan Türk ordusunun asil bir ferdi olarak, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü uğruna şehitlik mertebesine ulaştığını ifade etti.
Kardeşinin, göstermiş olduğu yiğitlik ve cesaretle Türk Milleti’nin varlığının, birlik ve beraberliğinin ve vatan sevgisinin ölümsüz sembolü olarak hatırasının sonsuza kadar yaşayacağını kaydeden Kurt, ”İnanıyorum ki bu cennet vatanının üzerinde yaşayan her bir ferdin kalplerindeki kin, nefret ve intikam duygularının yerine, sevgi kültürünü yerleştirmedikçe, bizler aziz şehitlerimize olan borçlarımızı tam ödeyemeyeceğiz. Ruhun şad, mekanın cennet olsun canım kardeşim silah arkadaşım” diye konuştu.
Törene, Bursa Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ümit Yılmaz, Çanakkale İl Jandarma Alay Komutanı Sait Koca, Çanakkale Emniyet Müdürü Ali Ekber Bektaş, Çan İlçe Jandarma Bölük Komutanı Necip Sercan Canbaz, Çan Kaymakamı Hasan Gözen, Yenice Kaymakamı Cem Afşin Akbay, Çan Belediye Başkanı Abdurrahman Kuzu, Terzialan Belediye Başkanı Bahattin Sağın, kurum amirleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Bu arada Vali Tuna, törenin ardından şehidin evini ziyaret etti. Tuna’nın, aileye ”Benden bir isteğiniz var mı” diye sorması üzerine şehidin annesi Zehra Kurt, hacca gitmek istediğini bildirdi. Zehra Kurt, ”Hem kendim, hem de şehit olan oğlum için hacca gitmek istiyorum. Ekonomik şartlarım uygun olmadığı için gidemedim” dedi.
Bunun üzerine Vali Tuna, ”Bu sene için hac kuraları çekildi, bu yüzden seni umreye göndereceğim. Bunun da sözünü veriyorum” diye konuştu.
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 4 Haziran’da meydana gelen mayın patlamasında, Lice Jandarma İlçe Komutanı Kurmay Binbaşı Ercan Kurt, şehit olmuştu.
Ayla Akat Ata ,1976′da Diyarbakır’da doğdu. Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Serbest avukat olarak çalıştı. İHD Diyarbakır Şubesi ve Genel Merkez yöneticiliği görevi yaptı. TOHAV ve Göç-Der üyesi. Diyarbakır Kadın Platformu kurucuları arasında yer aldı. PKK’nin hapisteki lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları arasında yer aldı. 2003′te Mardin’de aralarında rütbeli subayların da bulunduğu 405 askere açılan tecavüz davasında müşteki avukatlarındandı.
Diyarbakır’da düzenledikleri oturma eylemi sonrası gözaltına alınarak tutuklanan 24 barış annesinin 31 Mart 2006′da Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmasında avukat olarak yerini aldı. 22 Temmuz 2007′de bağımsız aday olarak girdiği seçimlerde Batman milletvekili oldu. DTP grubuna katıldı. DTP’nin Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılmasının ardından BDP’ye geçti. Şubat 2010′da Bengi Yıldız ile birlikte BDP grup başkanvekilliği görevine seçildi.