Posts Tagged ‘doğaya’

Hayat İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Çok Güzel Hayat İle İlgili Şiirler Kısa,

Hayat Üzerine Şiirler,

YalanDünya

Boşa üzülmüş ,boşa gülmüşüm
Hepsi hayalmiş,rüya görmüşüm
Boş yere sana değer vermişim
Yalan dünya;boşa aldattın beni

Aldandım sözüne,düştüm peşine
Malına ,mülküne,güzelliğine…
Uysaydım keşke hakkın sözüne
Yalan dünya; boşa aldattın beni

Ne ana kaldı,ne baba; nerede evlat?
Her şeyi aldın , ettin mi rahat?
Görmedim gerçeği bende kabahat
Yalan dünya; boşa aldattın beni

Verdiğin bu muydu, bu nasıl yatak?
Doldurdun gözümü taş ile toprak
İster ağla , ister gül halime bir bak
Yalan dünya; boşa aldattın beni

Bir Hayatın Anatomisi

Hayat dediğin oyun üç,bilemedin beş perde
Kural yoktur tınısı hep aynıdır her telde
Açılışı dünyaya gelmekle yaparsın
Sonra zamanı saati kendin göre kurarsın
Dünyaya gelerek başlattığın diriliş
Onbeşsene sonra olurmu sana bir serpiliş
Farkında değilsindir yaşıyorsundur en güzel günleri
Karşına çıkan ilk kızı sanarsınki bir huri
Heyelana kapılmış kaya misali geçer zaman
Birden yapaylnız kalırsın nedenini anlamadan
İşte ilk perde tam burda kapanır
Sınav denilen illetle ikinci perde aralanır
Hazırsan geçersin sınavı ilk seferde
Eğerki değilsen sayarsın olduğun yerde
Aşılmayacak engel yoktur atlatırın bunuda
Artık kendine güvenirsin sözlerin kalmaz havada
Sahneye bi çıkarsın karşında kocaman kitle
Kendince düşünürsün işte budur kapalı gişe
Tadını alamadan elvedda derin mutlu günlere
Çıkarsınsabah yeliyle uzun bir sefere
Şafak saymakla geçermi dörtyüzaltmış gün
Onbeş aydan daha yoksun kalır kısacık ömrün
Onbeş aydan sonra hiç bozmadan kafiyeyi
Kapatırsın uzun bir aradan sonra perdeyi
Herkes gibi kurmak istersin mutlu mesur bir yuva
Bu arada bir perde daha katılır kuyruğa
Artık benimde olsun dersin bir kaç çocuk
Derken anlarsınki kolay değilmiş yoksulluk
Dertler belini büksede bunlarıda atlatırsın
Hepsini bir bir katlayıp cebinde saklarsın
Bundan sonra kalmamıştır ben diye birisi
Sende anlarsın yalanmış aileden gerisi
Yıllar birbirii kovalarken dört nala
Yavrunda düşüverir uzun bir yola
Çok geçmeden alırsın kucağına bir iki torun
Onlar için herşeyi yaparsın dinlemezin hiçbir kanun
Artık birşey düşünmezsin dalmadan önce uykuya
Yüreğinde yer yoktur en ufak korkuya

Altmış beş senelik hapisten sonra hayat
Açıklar kararını artık;’hakkın beraat’
Yakan yapışır alaşağı eder ölüm ummadığın yerde
Tam burada anlarsın açılmıştır artık son perde
Önünden geçek üzeredir ayrılık treni
Bir telaş başlar duymadan son sireni
Şehadet getirerek çıkarsın dönüşü olmayan yola
Yoktur artık hiçbir durakta bir nefeslik mola
Ağır ağır uzaklaşırken kıpırdayamadan yerinden
El bile sallayamazsın buğulu pencerenden
Cenazende okunan senin içindir bu son beste
Kimse bulamaz artık seni herzamanki adreste.!

Sonsuza Kadar

Güz gülleri gibi ömür olmasa
Engelleri aşsak sonsuza kadar
Gök ekinler biçilerek solmasa
Baharlar yaşasak sonsuza kadar

Yürek yangınları acıtır teni
Ateş hâleleri henüz çok yeni
Derin acılara atmayın beni
Huzura kavuşsak sonsuza kadar

Gönül güzelliği olmalı her an
Yürek sesleriyle geçmeli zaman
Hoyrat bakışları istemem aman
Kemale ulaşsak sonsuza kadar

Gülistan içinde güller açmalı
Nefisten, şeytandan hemen kaçmalı
Hakikati bulup her dem uçmalı
Hikmeti konuşsak sonsuza kadar

Sureti cemali seyretmek güzel
Âşıklarla olmak arife özel
Bülbül gülü için şakıyor gazel
Cananla buluşsak sonsuza kadar.

Ömür Dediğin

Debelenip dursun akıl ‘niçin’de,
Bir varmış bir yokmuş ömür dediğin.
Gönül sanki zindan, zindan içinde,
Bağrımdaki okmuş ömür dediğin.

Gel seyre dal bir ırmağın başında,
Çölün ortasında, dağın başında,
Bir gurbet ki gözlerinin yaşında,
Ne yaman firakmış ömür dediğin.

Adım adım menziline yürüyen,
Gece-gündüz damla, damla eriyen,
Bahtımın yeline düşüp titreyen,
Bir sarı yaprakmış ömür dediğin.

‘La rahate’..bitmez dertler, çileler..
Şeytanda tuzaklar, ‘ben’de hileler,
Yüzümde gül olup açsın haleler,
Ahiri toprakmış ömür dediğin…

Hayat Devam Ediyor

Hayat yaşamaksa bir lokma nasılsa gelir.
Bir bak doğaya.
Kelebek bile doyuyorsa eğer.
Ezdim diye sevinme üzül bence.
Ezildiğinde bile yemdir birilerine.
Bilen bilir bilmeyen inler dercesine.
Hayat devam ediyor.

Ne çağlayanlar dayanamadı kurudu.
Bir bak doğaya.
Karıncalar bile doyuyorsa eğer.
Basıp ezdiğine üzülme sevin bence.
Ölüsünü bile diğerleri ambara taşır.
Yaşam biri için biterken.
Öteki için yeniden başlamaktadır.
Hayat devam ediyor.

Hani Harun’dan kalan mallar.
Karşındakinde büyük mal var.
Bitirmen mümkün değil.
Yüklen ezdim diye sevin..
Ye yiyebildiğin kadar.
Öyle bir yürek ki bitiremezsin.
Kendini geleceğine bırakmış zaten.
Hayat devam ediyor.

Neler çaldın dünyada görebildin mi?
Çantana bakma bulamazsın.
Aldıklarını sende bırakacaksın.
Bırakmasan bile alacaklar elinden.
Ağlama o zaman.
Bir bak doğaya hepsi geçiciydi de.
İşte o zaman iş işten geçmiştir.
Hayat devam ediyor.

Bütün kalbimle her şeyi vereceğim.
Dönülmez yolda bende yalnız gideceğim.
Hissetmekse acıyı sende bileceksin.
Doğduğumda yalnızdım ya.
Ben o yalnızlığıma geri döndüm.
Yürü artık sen git gidebiliyorsan.
O anılarla maddiyatınla mutlu ol yeter.
Geriye bir söz kalır.
Hayat devam ediyor.

Hayat Yolu

Zaman çizgisinde kaybolan yollar,
Yürümen içindir durmadan yürü.
Sağından solundan uzanan eller,
Üstüne kirini sürmeden yürü.

Dört yana dizilmiş kahpeler mertler,
Karşında sıralı çileler dertler.
Arkandan kuyuyu kazar namertler,
Sırrını düşmana vermeden yürü.

Hayal mi gerçek mi düşün bir kere.
Nefsine hükmeden düşer mi yere?
Yüreğin mahkûmsa bitmez kedere,
Mutluluk düşleri kurmadan yürü.

Sevdanı nadasa bırak yaşasın,
Hasreti bitirmez arttırır yasın.
Deryada fırtına ortasındasın,
Dümeni meçhule kırmadan yürü.

Haritan çizildi doğmadan önce,
Düzenin kuruldu inceden ince.
Çıkmayan sokağa gafil girince,
Kadere hesabı sormadan yürü.

Durağı bulunmaz ömür yolunun,
Zannetme hayatı bitti ölünün.
Üstüne eğilen rahmet dalının,
Köküne baltayla vurmadan yürü.

Sevdanın çamurlu bataklığında,
Ürkek bir ceylanın ataklığında,
Masum meleklerin yüz aklığında,
Ruhuna kirleri sarmadan yürü.

Hakkın huzurunda çıktın sefere.
Geçici mekânın adı yerküre.
Er geç döneceksin geldiğin yere,
Günah kuyusuna girmeden yürü.

Kimseye olmadan ne borç ne diyet,
Onurlu yaşamak ömre meziyet.
Yunus’un yolundan gitmekse niyet,
Kötülük sırrına ermeden yürü.

Doğa ilgili şiir şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Doğa şiirleri,doğa ile ilgili şiirleri, doğa hakkında şiirler, tabiat şiirleri, en güzel doğa şiirleri,doğa konulu şiirler

Doğa Şiiri

Doğa, şarkısını söylemeye başladı
Yeşillere büründü ormanlar
Mavi elbisesini giydi sevgili deniz

Doğa, ilahisini dilllendirmeye başladı
Çeşit çeşit türde hayvan
Renkli renkli yerde bitki

Doğa, kavuşmak için açtı bağrını
Sevdiğini barındırdı yüzyıllarca
Sevmediğini ezdi geçti bir çırpıda

Doğa, verilen gucleri sahiplendi
Kabul edeni yaşattı sorunsuzca
Resti çekenin, bakmadı gözyaşına

Doğa, sevda yüklü analar gibiydi.
Yeri geldi, merhametini gösterdi
Yeri geldi, kırdı, yıktı, geçirdi.

Doğa, İlah’ın kurduğu eşsiz mekan
Milyonlarca yıldır devam eden hazine
Kim yaşadı, kim yaşıyor, kim yaşayacak?

Abdülhamit Aydın

Dağlar

Daglari sevelim
Tepesinde gezelim
Deresinde yüzelim
En büyük hayalim

Daglari asalim
Üzerinde kosalim
Ormanina dalalim
Bulutlari tutalim

Huzur verir insana
Dag basina cikinca
Temiz hava alinca
Kalmak ister hayatinca

Okuyunca bunu her an
Besir demir yazardan
Güven buluyor o an
Daga cikinca insan

Yıldızları Seyrettim

Tek başına göçebe, mehtaplı bir gecede,
Efsunlu bir şekilde, bir ardıcın dibinde,
Oturdum saatlerce, hayal sessizliğinde,
Meçhul bir sevgiliyi bekleyen, aşık gibi

Ateş böcekleriyle, kurbağaların sesi,
En güzel orkestradan, daha güzel ahenkli,
Akan dere kadar gür, huzur sardı içimi,
Bir başka gezegende, bir başka biri gibi

Anıların içinde, kendimce geziyordum,
Aradığını bulmuş, şimdi nasıl mutluydum,
Yer ve zaman seçmeden, özgürce uçuyordum,
Boşlukta yuvarlanan, bir tüy gibi, ruh gibi

Bütün ışıklar söndü, vakit gece yarısı,
Saçlarım diken diken, yüzüm ayva sarısı,
Bin kapılı sarayın, kapanmış her kapısı,
Süleyman’ın Mühürü açmaz, birini gibi

Yeryüzüne uzandım, kulağımı dayadım,
Arzın kalp atışını, ilk bu gece dinledim
Kendimi alamadım, heyacana bulandım,
Yıldızları seyrettim, uykusuz derviş gibi

AĞAÇLAR AZALIYOR

Bütün ağaçlar yıkılıyor,
Yerine evler yapılıyor
Oksijenler azalıyor,
Hastalıklar çoğalıyor

Ne oluyor bu ağaçlara?
Ormanlar tükeniyor
Kalemler olmuyor
yazı yazılmıyor

Baharın İlk Sabahları

Tüyden hafif olurum böyle sabahlar
Karşı damda bir güneş parçası,
İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
Bağıra çağıra düşerim yollara;
Döner döner durur başım havalarda

Sanırım ki günler hep güzel gidecek;
Her sabah böyle bahar;
Ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum
Derim ki: “Sıkıntılar duradursun!”
Şairliğimle yetinir,
Avunurum

Orhan Veli Kanık

DOĞAYA..

Doğaya bakarsam aşık olurum
Doğayı seversem maşuk olurum
Doğayı korursam ışık olurum
Aşık maşuk ışık doğa değil mi

Doğaya kulak as biraz sevgi ver
Aşkın çilesini çektiğimiz yer
Nefes aldığımız verdiğimiz yer
Bizim için nefes doğa değil mi

Doğaya zulmeden kendine eder
Yaşam kaynağını dibinden budar
Kendisi yok olup ortadan gider
Her zaman kalıcı doğa değil mi

Doğa verir sana ekmek aşını
Üstünde görürsün her bir işini
Zulmeden belaya sokar başını
Doğayla barışan güler değil mi

Doğa da kurala uyan kazanır
Çok mutlu yaşayıp ömrü uzanır
Herkes kendisini çok güçlü sanır
Doğa hepimizden güçlü değil mi

Yeri göğü insan kirletmiş neden
Ozon tabakası delinmiş birden
Buna sebep olmuş uzaya giden
Dünya da sıcaklık artar değil mi

Kuzey de sıcaktan buzul eridi
Eskiden doğal bir düzen varidi
Ozon tabakası delinmiş miydi
Fazla ışın kanser yapar değil mi

Herkes ne yaparsa kendine yapar
İnsanlar yolundan ne çabuk sapar
Şu kara toprak da çok insan yatar
Doğa çok güçlüdür doğru değil mi

Erol Duran