İncindiğim yerlerden acı bir gerçeklikle sarmalıyor düşkünlüğümü can yangınları. Bir gece daha karanlığa dönüyor isyankar yüzsüzlüğünü. Bir kalem daha tükeniyor ırmak kızıllığından kayıp. Cesetlerini yaralarına basıyor bir er meydanı.. Kayıt/sızı oynuyor bütün gölgeler..
Bir yürek mezata çıkarıyor en günahkar sızılarını. Bedellerinin ödenmişlerini beş para etmez bir alfabeye takas ediyor. Üç harfte susmayı öğreniyor kelâm. Ve sen bir sessizliğe “YAR” oluyorsun…
Yar! Bırakma bu nefesi kan kokan suskunluğu bana. Bir yokuşluk mecali kaldı ümitlerimin. Bölündükçe fazlalaşıyor sana adanmış asal sevdamın kahırları. Her virgülde parçalanıyorum.. Ben parçalandıkça gri bir gürültü akıyor şakaklarımdan.
Ölüm kusan gazab vadilerinden geçiyorum. Son bir umutla, belki açarsın diye, cansız düşüyorum canına.. Sığınmak istediğim tek yer zamandan ve mekandan münezzeh gözlerinken, önüne düşmüş gözbebeklerin kefenini dikiyor satırları senli dualarımın.. Halbuki ne çok istemiştim kaldırabilmeyi, aramızdaki o şarap kızılı karası perdeyi..
Kaç kimsesizlik tükendi bu katli vacip firarsızlığın kararsızlığında? Her yalpalayışta yine sana değil miydi diz çökmelerim? Beni her uğurlamanda kanıma hoş geldin diyen giyotin dişleri değil miydi gecenin? Ne kadar daha uzak tutacaksın ellerine yapışmış balçık sıvalı serüvenini kalbimin? Avuçlarından kaymalarımın cürmünü daha ne kadar taşıyacaksın boynunda? Sana aralanan kapılarımdan is doluyor sana meftun çehresizliğime, görmüyor musun?
Yar! yansın gece!.. Sana kavuşmayan yollar turab olsun!. Madem yoksun, bütün katliamlar suçtur parmak izime.
Yar! Bu sevdayı kan bozardı ancak, şimdi gözbebeklerime kadar kandayım. bir Tahir yetecek gök/yüzünden düşmeye. Bütün şehir helak olacak. Sen ki yoksun, bu laneti mahşerin atlıları paklar ancak. kirpiklerim ki senin küllerinle kapanacak, söktüm bil gözkapaklarımı bu şehrin sokaklarından. Sana değen kızıl benim kanımsa, damarlarını sökerim altından pınarlar akan tûba dallarının. Gök gürlemiş, yer çatlamış ne yazar..
Yar! He de kıyametini fitilleyeyim gecenin. Varım de yok olsun senden gayrı ne varsa.. Ama eğer yoksan. Vakit terk-i diyar. Fikr-i firar..
Kara bir bulut çökmüştü,ülkemize Kara kapkara bir bulut; Yıldırımlar koptu,şimşekler çaktı, Vatanımız parça parça yaptı.
Olamazdı,böyle şey Bu kara bulutlar dağılmalıydı. Evet dağılmalıydı,bu bulutlar; Bu vatan kurtulmalıydı.
Ülkemize bir güneş doğdu uzaklardan Taa,uzaklardan,Selanik’ten, Sap sarıydı,saşları güneş gibi; Mas mavi gözleri vardı,Gökyüzü gibi
Kara bulutlar korktu,güneşten; Dağıldı,dağıldı paramparça oldu. Gözleriyle bir baktı,gök mas mavi oldu, Vatan kurtuldu,meclis kuruldu.
Tarih 23 nisan1920,vatan hür oldu…. Atatürk’ten,bütün çocuklara; Bu mutlu gün armağan oldu. Hakketti bu vatan,Helal oldu!
23 Nisan 1920 Ulusal Egemenlik Bayramı
Bak yine akıyor zaman;zamanım “Yirmi Üç Nisan” Bir zamanlar çocuklarımız idi,büyük her insanım Çocuklarımız kutsal;iyi yetiştir,annesi ile babası Çocuklara Atatürk hediyesi;Dünyada yoktur eşi
“Yirmi Üç Nisan”la gün koşar;Türk bayrağı coşar Küllerinden doğmuş asil millet,mekanı Çanakkale Nice imparatorluk kurmuş,tarihe vurmuş damga Çocuklara Atatürk hediyesi;Dünyada yoktur eşi
Sağlık,eğitim ve adalet ile yetiştir,olsun Atatürk Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ışık geleceğe Asker,aydını ile hukuk vermeli;Atatürkçü eğitim Çocuklara Atatürk hediyesi;Dünyada yoktur eşi
Zaman çok karanlık diye,bir başka parlıyor mumu Laik Atatürkçü yetiştir;asil çocuktur umudumuz İçli dışlı düşmanlarım azmış;Atatürk tarih yazmış Çocuklara Atatürk hediyesi;Dünyada yoktur eşi
“Ne Mutlu Türküm Diyene!” demeliyiz,haykırarak Zamanın ruhu,kara karanlıktan çok acılar çekiyor Kamuda Laik, Milliyetçi Türk,ibadeti ise Müslüman Çocuklara Atatürk hediyesi;Atatürk’ün yoktur eşi
23 Nisan bayramı
23 Nisan bayramı.
Milletin malı.
En güzel bayram 23 nisan bayramı
En eğlenceli bayram 23 Nisan bayramı
Millet asla ondan vazgeçmiycek
Ulusal Egemenlik bitmiycek
Hem çocuk,hem de ulusal egemenlik bayramı.
23 Nisan bayramı.
23 NİSAN 1920
Sanki her tarafta bir düğün Çünkü, en şerefli en mutlu gün. Bugün yirmi üç nisan, Hep neşeyle doluyor insan.
İşte bugün bir meclis kuruldu, Sonra hemen padişah kovuldu. Bugün yirmi üç nisan, Hep neşeyle doluyor insan.
Bugün, ATATÜRK’ten bir armağan, Yoksa tutsak olurduk sen inan. Bugün yirmi üç nisan, Hep neşeyle doluyor insan.
23 Nisan 1920 ve Dünya Çocukları
Mustafa Kemal gibisi bir daha gelmez Gelmiş geçmiş en büyük liderdir Atatürk Çocuklara,çocuk demeden önem vermiş Yarınların yöneticisi görmüş kalpten
Ulusal Egemenlik,sağlam Türk ellerde Özgürlük olmadan,bayram bile kutlanmaz Özgürlükten daha büyük bayram bile olamaz Sağlık,eğitim ve adalettir her çocuk
Çocuk bugün değildir,yarındır bizlere Yarını görmeyen ulusların sonu yok Laik Atatürkçü taze kuvvettir çocuk Gençlikten yoksun toplum,mutlaka yıkılır
Her çocuk,yarının gençliğidir bizlere Yaşlı dede ve neneleri koruyacak Yönetici olacak,kanun çıkaracak Asker olacak,vatana bayrak olacak
Bir anne ile babanın istikbalidir Vatanı,vatan yapan bayraktır her çocuk En büyük emaneti çocuklara verdik Yarınlarımız sağlam ellerde Atam! ..
23 Nisan
Bugün ayrı bir gün Ayrı bir hüzün Bambaşka bir duygu ile Yürüyelim el ele
Ay yıldızlı bayraklar Atamdan kalan Bize bırakılan 23 Nisan
Herkesin ağzında aynı türkü aynı marş Herkesde bir başka umut var Toplanır beraberce küçük çocuklar Neden toplanmasınlar? bugün 23 Nisan
Ayşegül Akın
Dünya Çocuk Bayramı
Kiminin saçı siyah, Kiminin saçı sarı… Ankara’da buluştu, Dünyanın çocukları.
Her Yirmi Üç Nisan’da Tekrarlanır bu olay. Buluşma nedenini, Açıklamak çok kolay.
Bu kocaman dünyada Ülke sayısı çoktur. Oysa ki hiç birinin Çocuk Bayramı yoktur.
Dünyanın çocukları Yurdumuza koşuyor, Her Yirmi Üç Nisan’da Cıvıldaşıp coşuyor.
Türkiye konuklarla, Kalpler sevgiyle dolsun. Dünya Çocuk Bayramı Herkese mutlu olsun!
Altan Özyürek
Egemenlik Ulusundur
Egemenlik ulusun olduğu günden beri, Hergün daha çok artan bir zevkle yaşıyoruz. Biz seyredenlerin kamşıyor gözleri, Asırları yılların içinde aşıyoruz…
Artık maziye gömdük mesafeyi, zamanı; Her geçen gün andırır bir 23 Nisanı. Kalplerde inkılâbın bilinçli heyecanı, Mukaddes hedeflere hızla yaklaşıyoruz.
Yolumuzda ışıktır demokratik meş’ale, Biz milletçe bağlıyız ulusal ülkülere. Heybetli bir çığ gibi bütün ulus el ele. Yeni bir medeniyet için uğraşıyoruz.
Bugün yirmi milyon Türk bir tek kalp, bir tek vücut; Hepsinde aynı hamle, aynı güvenli umut. Yuvalar şenlik dolu, gönüller ferah, mesut… En kutlu bir hayatın zevkini taşıyoruz.
Halil Refet TANIŞIK
DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ
rengimiz farklı olsun, ayrı olsun dilimiz. ne de olsa dünyamız, ortak gezegenimiz.
aynı kıtadan gelip, hep el ele verelim. büyüklere barışı, gelinde biz gösterelim.
silahlar gece olsun, çiçekler ise gündüz. kimleri çoktan sildik, hep bir olsun gücümz.
aç kalmasın çocuklar, şu üç günlük dünyada. bir dilim ekmeğini, gel bölüş lokma lokma.
sevgi ve dayanişma, ortak ilkemiz olsun. sağlıklı ve özgürce, gönüller sevgi dolsun.
Beytullah Hatoğlu
23 Nisan Çocuk Bayramı
Gelecek senin olsun küçüğüm. Koş, gül, oyna. Horoz şeker ye, kucaklaş arkadaşınla. Doya doya. Unutmadan dünün kahrını, zulmünü. Al bir adım öte götür, Yaşadığın bugünü. karış karış, adım adım elle tırnakla. Bugünü yarına, yarını yıllara. Dağıt mutluluğu çocukça. Tüm dünyaya. Sevmeyi öğret, koca ahmaklara. silaha inat. bu bir savaştır. Böyle savaş yüce sanat.
Gelecek senin küçüğüm. O gün şarkınız her dilden çalınsın. İçinde acı, kin, kan ve zulüm olmasın. Ayrılık üstüne şarkılar söyle. İnsanlar birleşsin diye. Olduğun yerde yaşat sevgiyi sor yetmişiki dilden. Niye şavaşır ahmaklar niye?