Posts Tagged ‘Duanın’

Dua Ederken Ellerin Ters Çevrilmesi

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Dua Ederken Ellerin Ters Çevrilmesi Nedemektir,

Dua Ederken Ellerin Ters Çevrilmesinin Anlamı,

Dua esnasında eller (duanın seması sayılan) yukarıya açık olarak (ayrı) şekilde tutulur. İki elin avuç içi terazinin iki gözü gibi muvazeneli şekilde göğüs hizasında, semadan gelecek Rahmet-i İlâhiyye’ye açık bekler.

Ancak, bazı zamanlarda bu iki elin yanyana birleşip, bitişik şekilde tutulması da sünnete aykırı değildir. Resûl-i Ekrem Hazretleri her iki halde de dua yapmıştır. Lâkin çogu defa ellerini ayrı şekilde tuttuğu anlaşilmaktadır.

Nitekim Şafiî mezhebinde duanın korku mânâsına gelen cümlelerinde ellerin içinin yere çevrilip aşağıya tutulduğu gibi. Hanefi’de ise avuç içinin aşağıya çevrilmesi sadece yağmur duasında meşru kılınmış, diğerlerine şâmil olmamıştır.

Şafilerin dua ederken musibetten sakınmak için ellerini aşağıya çevirmeleri bazı hadislere dayanmaktadır ki sünnettir. Bu hadislerden birisi şöyledir:

Peygamber Efendimiz Aleyhissalatü vesselam, Allah’tan bir şeyin olmasını istediği zaman ellerinin içini yukarıya çevirirdi. Ancak bir şeyden sakınacağı zaman ise ellerinin içini aşağıya çevirirdi.”

Dua Ederken Nelere Dikkat Etmeliyiz

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Dua Ederken Dikkat edilmesi gerekenler

Nasıl Dua Edilmelidir

Duâ, hayrı çeker, belâ ve zararı defeder. Duâ, insanı belâdan korur, inmiş ve inecek musîbetlere karşı bir kalkandır.
Belâların etkisini azaltır, Allah’ın kaderini hafifletir.

Dua ederken dikkat etmemiz gerekenler:

1- Şerefli Vakitleri Gözetmek; Senenin Arefe gününü, aylardan Ramazan ayını, haftanın Cuma gününü ve saatlerin de seher vaktini gözetmek.
Nitekim Allah Teala ´Sabahın erken vakitlerinde de istiğfar ederlerdi´ buyurmaktadır. (Zariyat, 18)
2- Şerefli Halleri Fırsat Bilmek; Ebu Hureyre (ra) şöyle der: “Gök kapıları Allah yolunda, Allah´ın düşmanlarıyla çarpışanların safları
düşman saflarına yaklaştığı zaman açılır ve yine o kapılar, yağmur yağdığı zaman, farz namazlar için kamet edildiği zaman açılırlar.
Bu bakımdan bu vakitlerde dua etmeyi bir ganimet bilin. Kulun, rabbine en yakın olduğu hal secde ettiği haldir.
Bu nedenle secdenizde çok dua ediniz!”(Müslim) “Oruçlu bir kimsenin duası geri çevrilmez.” (Tirmizi)
3- Kıbleye Yönelerek Dua Etmek; Selman-ı Farisi Resulullah’ın (cc) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: Muhakkak Rabbimiz hicap edici ve Kerim dir.
Kulları ellerini dergah-ı izzetine kaldırdıkları zaman o elleri boş çevirmekten hayâ eder. (Tirmizi)
4- Sessizce Ve İhlasla Dua Etmek; Rabbinize yalvararak ve gizlice dua edin. Muhakkak ki Allah, bağırıp çağırarak haddi aşanları sevmez. (Araf, 55)
Kur´an-ı Kerim’de mealen buyruluyor ki: İhlaslı olarak dua edin! (Mümin, 65)
5- Duayı Kafiyeli Okumaya Çalışmak; Hz. Peygamber (sav) duayı kafiyeli söylemek suretiyle ifrata kaçmayı şu hadisiyle yasaklamıştır:
Duada seci (kafiyeli okumaktan) yapmaktan kaçının. Ey Allahım! Ben senden cenneti isterim ve cennete yaklaştırıcı söz ve amelleri isterim.
Cehennemden sana sığınırım. Ona yaklaştırıcı söz ve amellerden de sana sığınırım, demeniz kafidir.
6- Yalvarış, Korku, İstek ve Sığınma; Onlar, hayırlara koşarlar. Umarak ve korkarak bize dua ederler. (Enbiya, 90)
Hz Peygamber şöyle buyurmuştur: Allah Teala bir kulunu sevdiği zaman, onun yalvarış ve yakarışlarını duymak için onu belalara müptela kılar. (Deylemi)
7- Duanın Kabul Olunacağına Kesinlikle İnanmak; Kabul edileceğine yüzde yüz inanarak Allah Teala’ya dua ediniz ve biliniz ki, muhakkak Allah Teala,
gafil bir kalpten gelen duayı kabul etmez. (Tirmizi)
Dua edenin ya günahı affolur veya hemen hayırlı karşılığını görür yahut ahirette mükâfatını bulunur. (Deylemi)
8- Duada Israrla Yapmak; İbn Mesut (ra) Hz. Peygamber’in, dua ettiği zaman duasını üç defa tekrarladığını, Allah´tan istediği zaman istediğini
üç defa tekrarladığını söylemektedir. (Müslim) Herhangi biriniz acele etmedikçe duası Allah tarafından kabul olunur.
Acele etmek şu demektir: Ben dua ettim, duam kabul edilmedi. Bu nedenle ey Allah´ın kulu! Dua ettiğin zaman Allah´tan çokça iste.
Çünkü sen Kerim ve cömert bir zattan istiyorsun. (Müslim ve Buhari)
9- Allah´ın Zikriyle Duaya Başlamak; Hz Peygamber´den şöyle rivayet edilmektedir: Siz Allah Teala´dan bir ihtiyacınızı istediğiniz zaman,
önce salavat getirmekle başlayınız. Çünkü Allah Teala’nın şanına yakışmaz ki, kendisinden iki türlü ihtiyaç istendiğinde birisini (salavat-ı şerifeyi)
kabul edip diğerini reddetsin!
10- Duanın Kabulü Edep İledir; Duanın kabul olunmasının temeli edeptir ki o da, tevbe etmek, bütün varlığıyla Allah Teala´nın ibadetine yönelmektir.
Malik Bin Dinar (ra) şöyle demiştir: İsrailoğullarında büyük bir kıtlık meydana geldi. Birkaç defa yağmur duasına çıkmalarına rağmen, yağmurun yüzünü
göremediler. Bunun üzerine Allah Teala, peygamberlerine şöyle vahiy gönderdi: Onlara söyle ki, sizler necis bedenlerinizle benim huzuruma geliyorsunuz.
Kana boyanmış ellerinizi benim dergâhıma uzatıyorsunuz. Mideleriniz haramla dolu olduğu halde geliyorsunuz.
Şimdi ise benim gazabım sizin üzerinize daha da artar. Bu durumda bana gelmeniz sizi gittikçe benden uzaklaştırır;
(bu söylediklerimden tevbe eder gelirseniz, o zaman size rahmet ederim. Aksi takdirde rahmetin yüzünü göremezsiniz. (İhya-i Ulum id-Din)

Alıntı

Duanın Önemi Nedir

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Duanın Önemi ,

Duanın Önemi ve Fazileti,

Duâ, Vesile-i Rahmettir İnsanı maddi ve mânevi sıkıntılardan kurtarır Yunus’ (AS)’u balığın karnından en sıkışık ve sıkıntılı olduğu bir durumdan kurtarmaya vesile olan duâsını ruhumuzun sıkıldığı, içinden çıkamadığımız sıkıntılara düştüğümüz anlarda biz de tekrar edelim ve Allah’ın kudret ve rahmetini celb edelim: “Lâ ilâhe illa ente sübhaneke inni küntü minez’zalimin…”

Bilindiği gibi Hz Eyyub (as) sabır ve metaneti ile dillere destan olmuştu Bir rivayete göre o meşhur hastalığını on sekiz sene çekmişti Hiçbir zaman isyan etmeyen Hz Eyyub (AS)’e hanımı bir gün şöyle sorar:

“ Bu hastalığın bitmesi, çektiğin dertlerin gitmesi için Cenab-ı Hakk’a duâ etsen olmaz mı? der

Çekmiş olduğum darlık ve sıkıntılı zaman ise daha bu süreye ulaşmamıştır“ Benim bolluk ve refah içinde yaşadığım müddet 80 yıldır Bu durumda ben Allah’tan utanırım Ona (cc) bu halin üzerimden gitmesi için nasıl duâ ederim ki?

Bütün Peygamber ve nebilerin tek silahı olan duâ, günümüz insanı için de aynı görevi görmektedir Ve kıyamete kadar da görecektir Peygamber Efendimiz (SAV) buyurmaktadır ki: “Duâ Mü’min’in silahıdır”Yine sevgili Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurmaktadır: “İki duâ reddolunmaz, yahut nadir olarak reddolunur: (Biri) Ezan okunurken yapılan duâ, diğeri de savaş şiddetlendiği zaman harp esnasında süngü süngüye yapılan duâdır”

Duâ’nın amaçlarını ve hedeflerini şöyle sıralamak da mümkün:

Duâ, mü’min’in silahıdır
Duâ, ibadetin aslı ve özüdür
Duâ, ömrün bereketini artırır
Duâ, dinin temel ilkelerindendir
Duâ, Allah katında duâdan makbul bir şey yoktur
Duâ, kısaca istemektir İstemesini de bilmektir

Duâ ve zikirlerin ana kaynağına bakıldığı zaman, sevgili Peygamberimiz vardır Ana kaynak Hadis-i Şerifler olup günümüze kadar gelebilmiş ve kıyamete kadar da gidecektir Bir söz vardır: “Yer gök duâ üzerine durmaktadır” evet, bunu gören göz, duyan kulak, anlayan kalp, zikreden dil daha iyi görmektedir

Hem size kim diyor ki yan gelip yattın? Asıl insan Yaradanına muhtaçtırAkıl derki; geriye iyi bakmak gerekir Hani dünya malı için koşan, şan şöhret sahibi kişiler nerede? Herkesin gideceği yer belli değil mi? Madem belli! O halde neden bu dünyalık için telaş? “Muhannete muhtaç mı olalım?” diye bir deyim akla hakim olabilir Kimsenin muhannete muhtaç olması söz konusu değil Gayrisi palavradır “Yattığımız yerde rızk ayağa gelmiyor ki?”denilebilir; elbette gelmeyecek İnsana düşen şudur ki; çalışacak, tevekkül edecek, hamd edecek, şükredecek, yarın azığım yetmez telaşına düşmeyecek “ çünkü yarına çıkmaya kimsenin senedi yoktur” haram yemeyecek, başkasının rızkına-namusuna göz dikmeyecek, hayat çizgisini yaratanın istediği doğrultuda çizerse, hiçbir zaman dünya korkusu olmaz İnsan kendisini yaratana teslim olup, O’na sığındığı zaman korkmasına gerek yoktur Ki, bu dünyaya imtihan için geldik, eğlenmeye, mal-mülk yığmaya değil!

Varlıkta bir imtihan şekli, yokluk da bir imtihan şeklidir Sağlık da bir imtihan şekli, hastalıkta Bunu böyle bilip, buna göre yaşamak zorundadır insan

İnsanoğlu biraz nankörleşerek “ bunun sebebi de daha fazla kazanmak hırsıdır” kainatın, yaşadığı ortamın düzenini bozabilir Bu da yine kendisine ve başka canlılara zarar verecektir Muhtaç olan sadece ve sadece insandırKâinatı yaratan Allah’û Zü’l-Celal hiçbir şeye muhtaç değildir İnsan harici iki mahlukatın birbirine zarar vermesine insanın hayıflanması bile gerekmez, asıl onda hikmet araması gerekir Çünkü akıl sadece insana verilmiştir Diğer canlıların yaptıkları sadece insana ibret vermesi içindir Madem ki yüce Allah’a inanıyoruz, haşa, kuşku duymak neden? Başka canlılar arasındaki yok oluşa sadece ibret ve hikmet aşkı için bakmalıyız Kainatta bir zerre dahi, Rabbim’den habersiz hareket imkanı bulamazken, cüzi akıl ve olanak ile insan buna engel olma imkanı asla bulamaz ve verilmemiştir de Başka canlıların helakı ise, kendi sonunu hazırlayacaktır
İnsan, hayatta bir imtihan için vardır İşte bu nedenle başına gelen bir musibet karşısında hiddetlenmeyip, en büyük silahı olan duaya sarılarak, kendisinin ve kâinatın sahibi olan Allah’a duâ etmek, yalvarmak olmalıdır Bir başka canlıdan medet ummak yerine, kendisini yaratandan istemek zorundadır Bu da halis ibadet ve halisane duâ ile olur Gayrisi nafiledir

İnsanlar görür diye ameli bırakmak riyadır ve insanlar görsün diye amel etmek ise şirktirDuâ, yapacağınız zaman, abdestli olmaya dikkat etmeli, birileri görsün diye değil, sadece durumunuzu Allah’a havale etmelisiniz Öyle ise bunlardan uzak durarak, yalnız siz ve Allah olmalı duâ esnasında Duâ ederken bir aracı koymaya da gerek yoktur Eğer bir aracı konulmak istenmişse, Allah’ın sevgililer mertebesindeki kullar hürmetine demek, duâyı daha da güzelleştirir Bunu söylemekte bir beis yoktur Duâ içten ve samimi olmalıdır Riya ve şirk asla bulaşmamalıdır Duanız sizin verdiğiniz, zikriniz kabul oluncaya kadar devam edin Ta ki, kanınızın her damlası bunu kabul etmiş olsun Siz dille söylemezken, vücut diliniz zikretsin Yolda yürürken , bir iş yaparken hatta uyurken bile vücut diliniz devam edebilsin Bu o kadar zor bir şey değil İnanarak, samimi bir şekilde yapılan duâ, siz isteseniz de istemeseniz de vücudunuzdaki tüylerin ayaklanmasına vesile olacaktır!
İşte duanın doruk noktası da burasıdır Bu noktaya erişebildiğiniz zaman, ağzınızdan hep hayırlı söz çıkar, çevrenizde hayranlık uyandırırsınız ..