Kalp pilleri (pacemaker), kalbin ritmini oluşturan ve düzenleyen elektronik cihazlardır. İlk çıkış amacı kalbin yavaş atması sonucu gelişen rahatsızlıkları tedavi amacını taşırken son yıllarda ritim bozukluklarında (antitakikardik pacemaker’ler ve takılabilir kardiyoverter-defibrilatör piller -ICD-) ve kalp yetmezliğinde de kullanılmaya başlanmıştır (biventriküler pacemaker’ler).
Kalıcı kalp pilini gerektiren durumları inceleyelim:
Sinüs düğümü hastalığı:
Hasta sinüs sendromu olarak da adlandırılır. Bu durum, kalbin normal uyarı oluşturan hücreleri (sinoatrial düğüm veya sinüs düğümü) görevini yeteri kadar iyi yapamadığı zaman ortaya çıkar. Kalp hızında çoğunlukla yavaşlama bulunur. Çeşitli aritmiler ve bu arada hızlı ritimler de (takikardi) olabilir. Hastalarda efor ile yeteri kadar kalp hızı yükselmez. Kalıcı kalp pili uygulamasının önde gelen nedenidir.
Hasta sinüs sendromunda EKG. Bu sendromda zaman zaman yukarıda görüldüğü gibi kalp ritminde duraklamalar veya bazen de kalp hızında yavaşlamalar görülür. Bu dönemlerde hastalarda bayılma, bayılacakmış gibi olma, halsizlik, yorgunluk gibi şikayetler olur. Bu şikayetlerin olduğu hastalarda kalıcı pil takılarak yavaşlamış kalp hızı normale döndürülür.
Eğer kalp hızı dakikada 40’ın altına düşmüş ve belirti ve şikayetler açık bir şekilde bradikardiye bağlanıyorsa kalp pili hemen daima önerilir. Eğer kalp hızı dakikada 40’ın üzerindeyse ve zaman zaman bradikardiye işaret eden şikayet ve belirtiler varsa da kalp pili önerilebilir. Anormal olarak yavaş kalp ritimleri olsa bile şikayeti olmayan hastalar genellikle kalp pili adayı değildirler
Kalp blokları:
Kalp pili uygulamalarının ikinci en sık nedenidir. Kalp blokları, kalpte iletim sisteminin her kademesinde olabilirse de en çok probleme, atrioventriküler düğüme ait olan atrioventriküler (AV) bloklar neden olur. AV bloklar, birinci, ikinci ve üçüncü derece olmak üzere 3 tiptir. En ağır şekli 3. derece olandır. Buna AV tam blok da denir. Bu blok şeklinde sinüs düğümünden çıkan uyarılar AV düğümden aşağı geçemez, ve böylece ventriküllerin kasılması için uyarı aşağı inemez. Eğer AV düğümün ilerisinden başka bir noktadan yeni uyarı çıkışı olmaz ise bu durum hayatla bağdaşmaz. Böyle bir durumda çoğunlukla vücudun hayatta kalma mekanizmaları devreye girer ve bloğun ilerisinde bir odak, uyarı çıkarma görevini üstlenir. Ancak çıkan bu uyarılar, sinüs düğümünden çıkanlara göre az sayıdadır ve insanın yaşamını normal olarak devam ettirmesi için yeterli değildir. Bu durumda kalp pili takılarak uygun kalp hızı sağlanır.
Sık görülen AV blok nedenleri içinde; kalp krizi, iletim sisteminin dejeneratif hastalığı, ilaçlar, ameliyat veya ablasyon komplikasyonları sayılabilir.
Karotis sinüs aşırı duyarlılığı (hipersensitivitesi):
Boyunda beyine giden atardamarın (karotis arter) 2’ye ayrıldığı yere karotis sinüs denir. Bu bölge, vücutta kan basıncının ayarlandığı yerlerden biridir. Kan basıncı yükseldiği zaman burada bulunan basınca duyarlı hücreler (baroreseptörler), beyindeki basınç merkezi ile haberleşerek atardamarların etrafındaki düz kasları gevşetir ve böylece atardamarlar biraz genişleyerek yükselmiş olan kan basıncını düşürmeye çalışır. Ancak bazen bu hücrelerde aşırı duyarlılık gelişir. Bu durumda boyun bölgesine olan temas veya hafif basınçlarda (dar yakalı gömlek giymek, boyun hareketleri, tıraş olurken bu bölgeye temas vb) bu hücreler yanlış olarak kan basıncı yükseldi zanneder ve kan basıncı ve bazen de ek olarak kalp hızı düşürülür.