Kalp Kapakçığı Kanaması Kalp Kapakçığı Daralması Kalp Kapakçığı rahatsızlıkları
Kalbine stent takılan insanlarda sonradan stentlerin daralması yada başka sorunlardan ortaya kalp kapakçığının kanaması gibi bir rahatsızlık çıkabilir.Bu gibi durumlarda kontrol anjiyosu önerilir.Yapılması gereken stenti takan doktor ile görüşülmeli ne yapılacağına karar verilmelidir.
TV Reklamlı Ürünüdür.. Ürün 50 cc olup Ürün fiyatı : 30 tldir. İstanbul içinde ürün kapıya teslim İrtibat için tel : 0216 405 28 28
Ozon yağı, cilt bakımı konusunda devrim niteliğinde. Saf oksijen molekülleri ozonlanmış zeytin yağı içinde jel olarak bekletiliyor ve kolayca deriye masaj yapılarak alınabiliyor.
Bebek gibi bir tene sahip olabilmek ozon yağıyla mümkün. Sağlıklı, ışıl ışıl parlayan, güçlü bir cilde sahip olabilmek için ozon yağı en uygun çözüm.
Aktif oksijen ( Ozon O3 ) bilinen en etkili mikrop öldürücü ve koku gidericidir. Güneşin ultraviyole ışını ve yıldırım anında ortay çıkan elektrik arkları ile oluşan ozon, dünyanın etrafında koruyucu kalkan olarak mevcuttur ve canlıları güneşin radyasyon etkisine karşı korur.
Yıldırımlar sonucu oluşan ozon, havayı temizler. Özellikle yükseltilerde ve deniz kenarlarında, taze hava kokusu diye içimize çektiğimiz, havada bu hissi yaratan, yıldırımlar sırasında meydana gelmiş olan ozondur.
Günümüzde, ozonun bir çok yararından faydalanmak amacı ile ozon üretim teknolojileri geliştirilmiştir ve ozon terapi Almanya, Fransa, Kanada, Rusya ve Japonya gibi birçok ülkede kabul görmüştür. Bu ülkelerde sadece ozonterapi yapan binlerce klinik vardır.
OZON YAĞI’nın Kullanıldığı yerler
Özellikle şeker hastalarında sebepsiz oluşan yaraların iyileşme süreçlerini hızlandırmakta Büyük eklem romatizması, eklem romatizması, kas yırtılması, kas gerilmesi gibi ağrılı hastalıklara sebep olan iltihapların iyileştirilmesinde Güneş yanıkları, cilt lekeleri, sivilce izleri, kırışıklıklar, cilt sarkmaları, sedef hastalığı, ürtiker, melenin yapı bozukluğu, ciltte renk farklılıkları ve cildin yenilenmesine ihtiyaç duyan her tip cilt hastalığı Yaşlanmaya bağlı hücre yenilenmesinin azalması durumunda, ciltte oluşan yaraların daha geç iyileştiği durumlarda, yaşlanmanın etkilerini azaltmakta Oksijen seviyesinin artmasına bağlı olarak hücre metabolizmasının hızlanması selülit görünümünü azaltmakta ve yok etmekte Zararlı alerjen ve toksinlerin vücuttan atılmasını sağlamakta Çürüklere neden olan bakterilerin öldürülmesinde, diş eti iltihabı gibi durumlarda iltihabı yok etmekte Cinsel fonksiyonların düzenlenmesinde, Cinsel organda oluşabilecek yaraların tedavisinde kullanılır Ozon yağının kullanıldığı bölgelerde bakteri yaşayamaz
Ozon Yağı Maskesinin Yararları Ve Zararları Nelerdir,
Ozon Yağı
Dünyada pek çok Ozon Tedavi merkezlerinde kullanılmakta olan Ozon yağı, pek çok hastalığın tedavisinde yardımcı unsur olarak kullanılmaktadır. Hastalıkların yanı sıra estetik ve kozmetik sektöründe de pek çok ürünün hammaddesi olarak Ozon yağından faydalanılır.
Ozon, doğadaki en kuvvetli ve doğal dezenfektandır, Mikrop kırıcıdır. Suda ve havada mikrop, bakteri ve kötü koku bırakmaz. Ozon kararsız yapısı ve kısa süre sonra tekrar Oksijene dönüştüğü için Doğaldır. Ozon en etkili antioksidandır; Kuvvetli bir mikrop, bakteri öldürücüdür; Çevre dostudur, atık bırakmaz; doğaldır, koku ve renk giderilmesinde kullanılır. Hiçbir katkı maddesi yoktur. Ozon yağının arı ve sinek sokmalarında ağrı, kaşıntı ve acı lezyonlarını hemen geçirme etkisi vardır. Ozon yağını sürekli olarak kullanmayı gerektirecek bir durum yoksa bile sadece bu tür acil durumlarda kullanılmak üzere buzdolabında 10 yıl bekleme ömrü olduğu için evimizde bulunması gereken bir üründür.
Ozon Yağının Kullanım Alanları
* Özellikle şeker hastalarında sebepsiz oluşan yaraların iyileşme süreçlerini hızlandırmakta * Büyük eklem romatizması, eklem romatizması, kas yırtılması, kas gerilmesi gibi ağrılı hastalıklara sebep olan iltihapların iyileştirilmesinde * Güneş yanıkları, cilt lekeleri, sivilce izleri, kırışıklıklar, cilt sarkmaları, sedef hastalığı, ürtiker, melenin yapı bozukluğu, ciltte renk farklılıkları ve cildin yenilenmesine ihtiyaç duyan her tip cilt hastalığı * Yaşlanmaya bağlı hücre yenilenmesinin azalması durumunda, ciltte oluşan yaraların daha geç iyileştiği durumlarda, yaşlanmanın etkilerini azaltmakta * Oksijen seviyesinin artmasına bağlı olarak hücre metabolizmasının hızlanması selülit görünümünü azaltmakta ve yok etmekte * Zararlı alerjen ve toksinlerin vücuttan atılmasını sağlamakta * Çürüklere neden olan bakterilerin öldürülmesinde, diş eti iltihabı gibi durumlarda iltihabı yok etmekte * Cinsel fonksiyonların düzenlenmesinde, cinsel organda oluşabilecek yaraların tedavisinde
Ozon Yağı Nasıl Kullanılır
Yağı vücudumuzda kullandığımız durumlarda; mümkünse gece yatmadan evvel kullanımı uygundur. Ozon Yağı, Hem Damardan verilerek, Hem cilt için dıştan Kullanılarak ve hem de bazı eklem rahatsızlıklarında, eklen içine enjekte edilerek, kullanılabiliyor. Sizin İçin En İyi Kullanım Şeklini, Hekiminizin belirlemesi gerekiyor.
Ozon Yağının Faydaları:
* Cildin Yenilenmesi ve Genç Görünüm. * Deri ve Hücre Canlandırılması. * Kuru Ciltler. * Yanıklar ve Güneş Yanıkları. * Kırışıklıkların Giderilmesi. * Mayasıl ve Egzama. * Arı, sivrisinek ve böcek sokmalarında. * Sivilcelerde. * Masaj ve Spa Salonlarında ve Kas ağrılarında masaj yaparak. * Bayanlarda Selülit ve Varis tedavisinde. * Sedef ve Vitiligo gibi cilt lezyonlarında. * Cilt ve tırnak (Onikomikosiz) Mantarların tedavisinde. * Grip-Nezle durumlarında burun yoluyla. * Ağız Pamukçuklarında, Aft-Uçuk tedavisinde. * Hemoroid tedavisinde kullanımı mevcuttur.
Ozon Yağının Zararları:
Ozon Yağının bilinen herhengi bir zararı ve yan etkisi yoktur.
Burun Ameliyatı Nasıl Yapılır: Yapılacak işlem bir estetik ameliyat olduğu için ameliyat öncesi hastanın değişik açılardan fotoğrafları çekilir. Bu fotoğraflar üzerinde, geliştirilen bazı bilgisayar programlarıyla hastanın ameliyat sonrası hali de gösterilebilir. Ancak bunları sadece bir fikir versin diye kullanmak gerekir. Hiçbir zaman hastayı senin burnun böyle olacak şeklinde beklentiye sokmamak gerekir. Hastanında yapılacak işlemin bir ameliyat olduğunun farkında olması gerekir. Ameliyat lokal ya da genel anestezi altında yapılabilir. Ancak daha çok genel anestezi tercih edilmektedir. Ameliyatta yapılacak işlem burundaki şekil bozukluğuna göre değişir. Burun kanatlarını oluşturan kıkırdaklar, eşit şekilde ve burun kanatlarında çökmeye yol açmayacak şekilde çıkarılır. Diğer kıkırdaklarda da mevcut şekil bozukluğu değerlendirilerek düzeltmeler yapılır. Burun kemiği değişik yerlerden kırılarak şekil bozukluğuna yol açan kısmı çıkarılıp diğer kısımlarına uygun şekil verilir. Küçük çıkıntılar törpülenir. Çıkarılan kıkırdaklar veya bazen kemikler, cerrahın ameliyat sırasındaki kararları doğrultusunda çeşitli yerlere tekrar konarak destek sağlanır. Bazen burun içindeki bölmeyi oluşturan kıkırdak ta destek amacıyla kullanılır. Burnun kendi kıkırdak veya kemiklerinin yeterli veya uygun olmadığı durumlarda vücudun başka bölgelerinden faydalanılabilir. Bu amaçla kulak kıkırdakları, kaburga kıkırdakları veya leğen kemiği kullanılabilir. Amaliyatın sonunda burun içine tampon konur, burun dışına da alçı yapılır. Komplikasyon olmaması halinde hasta aynı gün ya da ertesi gün taburcu edilir. Burun estetiği yapılırken burun içindeki deviasyon, et büyümesi gibi durumlarda düzeltilebilir.
Burun Ameliyatının Risk ve Komplikasyonları Nelerdir : Yapılan işlem estetik amaçlı da olsa önemli bir ameliyattır. Bu nedenle her ameliyatta olduğu gibi komplikasyonları olabilir. Üzerinde durulacak en önemli konulardan biri ameliyat sonrasında hastanın tatminidir. Ameliyat ne kadar başarılı geçerse geçsin, hastanın psikolojisi ve beklentileri önemlidir. Bu nedenle ameliyat öncesi hastanın beklentileri iyice öğrenilmeli, ameliyat hakkında ayrıntılı bilgi verilmelidir. Hastanın hayalindeki burnu oluşturmanın hiçte kolay olmadığı belirtilmelidir. Ameliyattan sonra ortaya çıkabilecek problemler olarak, düzeltilen kemik ve kıkırdaklarda yerinden kayma, burun şeklinin istenildiği gibi verilememiş olması, kanama sayılabilir.
Burun Ameliyatından Sonra Nelere Dikkat Edilmeldir: Hastanın ameliyattan sonra dikkat edeceği en önemli konu burnuna ve yüzüne bir darbe almamasıdır. Ameliyat sonrası hasta istediği gibi beslenebilir. Vücudunu yıkayabilir, saçlarını yıkarken de başını geriye atarak alçıya zarar vermemeye çalışmalıdır. Burun içine konan tamponlar 2. ya da 3. günde, alçı da genellikle 1 hafta sonra çıkarılır. Bazen ikinci bir alçı yapmak gerekebilir. Ameliyat sonrası burun sırtında, göz altlarında ve yüzde morarma ve ödem oluşur. Morluklar genellikle 10-15 günde azalır, ödem ise 2-3 haftada önemli kısmı yok olurken tamamen kaybolması 6 ay- 1sene sürebilir.
Akciğerlerimiz kaburgalarımızın içinde birer torba gibi dururlar. Nefes aldığımızda bu torbalar içerlerine alabildikleri kadar hava alarak şişerler. Göğsümüzü karnımızdan ayıran ve akciğerlerimizin altına bitişik büyük bir kas olan diyafram, büzüşerek ciğerlerimizin genişlemesini sağlar, nefes almamıza yardımcı olur.
Süratli yemek yenildiğinde, yutkunma neticesinde yemek ile birlikte bir miktar da hava alınır. Hıçkırık, yiyeceğin yüzeyine yapışarak sindirim sistemine giren bu havayı atmak için sistemin gösterdiği bir tepkidir. Diyafram süratle büzüşerek, çok ani ve hızlı nefes almamızı sağlar. Bu arada boğazımızın üst tarafında, ses tellerimizin bulunduğu kısımda bir kapanma olur ve buradan geçen hava bir an bloke edilir. Bu da ‘hıck’ şeklinde bir sesin çıkmasına neden olur.
Midedeki bir olayla diyaframın ilişkisi, bu iki organdaki sinirlerin birbirine çok yakın hatta iç içe geçmiş olmalarındandır. Bu nedenle en çok yemekten sonra hıçkırırız. Sindirim işlemi bittikten sonra hıçkırık olmaz. Hıçkırığı önlemek için çok çeşitli öneriler vardır.
Baş aşağı durmak, yavaş yavaş su içmek, kolları yukarıda tutmak, nefesi tutmak, ileride bir noktaya bakarak derin nefes almak, buzlu su içmek, nefesi tutarak üç kere yutkunmak, nane yutmak, parmağı kulağa bastırarak su içmek ve korkutmak gibi.
Bunlardan korkutarak insanı şok etmek, dolayısıyla sinir sistemini etkilemek, derin nefes alarak diyaframın mideyi itmesini sağlamak ve de kandaki düşük karbondioksit seviyesinin hıçkırığın oluşumunu hızlandırdığı bilindiğinden nefesi tutmak en mantıklı önlemlerdir.
Aslında ise bu önlemlerin hiçbirine gerek yoktur. Hıçkırıklar yaklaşık 5 saniyede bir olur ve genellikle bir dakikadan fazla sürmezler. Siz önlemlerle uğraşırken, o zaten kendi kendine kesilir. Hıçkırığı kesmek için kabul edilen genel görüş hiçbir önlemin hıçkırığı kesmediğidir. Ancak aylarca süren istisnai durumlarda, muhakkak tıbbi müdahale gerekir, hatta bu durumlarda sinirler üzerinde operasyon yapılması bile gündeme gelebilir.
Çok miktarda biber yemek gibi kimyasal yanmaların, enfeksiyonların ve ülser gibi hastalıkların da hıçkırığı meydana getirebilecekleri ileri sürülüyor. Hıçkırık süresince bir şey yememekte ve içmemekte fayda vardır, çünkü bu sırada tekrar fazla hava alınabilir.
Hıçkırığı önlemek için en iyisi yemeği yavaş yiyin, çok miktarda yemeyin, yemek yerken karbonatlı içki içmeyin, yemeğe konsantre olun, çok konuşmayın ve gülmeyin. Yemeğe saygınız ne kadar artarsa, hıçkırık o kadar azalır.