Ape Musa’ olarak da bilinen ünlü Kürt yazar Musa Anter 1992’de öldürülmüştü. Son gelişmelerle Hamit Yıldırım’ın, Musa Anter cinayetinde tetiği çeken kişi olduğu netleşti. Yıldırım’ın adını ilk kez, İsveç’in başkenti Stockholm’de yaşayan JİTEM ve PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan telaffuz etmişti. Abdülkadir Aygan, yıllar sonra 1991’deki haliyle fotoğrafını gördüğü Şırnaklı Hamit’i kesin olarak teşhis etti. Cinayetin işlendiği gece Anter’le birlikte olan ve Şırnaklı Hamit’in silahından çıkan beş mermiyle ağır yaralanıp, büyük bir şans eseri sağ kurtulan Kürt yazar Orhan Miroğlu da Hamit Yıldırım’ın 20 yıl öncekini fotoğrafını teşhis etti.
MİROĞLU: ÇOK BENZİYOR
Bir gece yarısı Sabah gazetesine gelerek tetikçinin eski ve yeni fotoğraflarını inceleyen yazar Miroğlu, eski fotoğraftaki kişinin tetikçiye çok benzediğini söyledi ve şöyle konuştu: “PKK itirafçısı Aygan onu tanıyordu. Ben yarım saat gördüm. Ama o gecenin kötü hatırası olarak zihnimde kalan suret, bu gördüğüm fotoğrafa çok yakın. Musa Anter’i ve beni vuran adam büyük bir ihtimalle budur.”
SAVCILIK HAREKETE GEÇTİ
Musa Anter dosyasını yeniden açan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, yeni bulgu ve belgeler ışığında harekete geçti. Soruşturmayı Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun yönetiyor. Coşkun, bölgedeki tüm faili meçhullerle ilgili soruşturmaları yürüten isim… Savcı Coşkun, kritik operasyonu Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ahmet Karaca ile koordineli biçimde yürütüyor. Adana Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’ne atanan Karaca, Adana’ya gitmeden önce Diyarbakır’daki son görevini izin dahi kullanmaksızın yürüttü. Operasyona, Diyarbakır İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri imza attı. Öte yandan olayın olduğu tarihte yazar Musa Anter, Orhan Miroğlu ve Hamit Yıldırım’ın bindiği taksiyi kullanan şoför Mehmet Sinanoğlu ile Anter’in kaldığı otelin görevlisi Osman Ünsal Ateşal’ın da ifadeleri alınacak. Her iki kişiye teşhis için Hamit Yıldırım’ın o dönemden ve günümüzden fotoğrafları gösterilecek.
MUSA ANTER KİMDİR?
APE Musa’ lakaplı Kürt yazar Musa Anter, 1920’de Mardin’e bağlı Nusaybin ilçesinin Eskimağara köyünde doğdu. Ortaokul ve liseyi Adana’da okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1944’te Abdurrahim Rahmi Zapsu’nun kızı Ayşe Hale ile evlendi. Cüneyt Zapsu’nun halası olan Ayşe Hanım ile evliliğinden Anter, Rahşan ve Dicle adlı üç çocuğu oldu. Yayımladığı “Qimil” (Kımıl) adlı Kürtçe şiirden dolayı 1959’da idamla yargılandı. 1963’te ve 12 Eylül darbesinden sonra Kürtçülük propagandası yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. Yaşamı boyunca toplam 11.5 yıl hapis yattı.
KURŞUN YAĞDIRDI
Musa Anter, bir konferans için gittiği Diyarbakır’da 20 Eylül 1992 tarihinde öldürüldü. O gün Orhan Miroğlu, Musa Anter’i evine yemeğe götürecekti. Bu amaçla Dağkapı semtindeki bir otelde buluştular. Anter, Çınar ilçesinden bir arazi meselesi için gelecekler olduğunu söyleyerek “Sen eve git, sonra gelip beni otelden alırsın” dedi. Ancak Miroğlu, Anter’i yalnız bırakmak istemedi. O arada kendini, arazi meselesinde arabulucu olarak tanıtan Hamit Yıldırım da otele geldi. Birlikte taksiye bindiler. Ancak Musa Anter yolda şüphelenince taksiden indiler. Taksici gittikten sonra da Hamit Yıldırım, silahına sarıldı. Yazar Anter öldü, Orhan Miroğlu ise ağır yaralandı. Olay yerinde 13 kovan bulundu. Cinayeti, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın planladığı da ortaya çıktı.
FİLM GİBİ OPERASYON
Batuyan aşiretine mensup olan Hamit Yıldırım; Şırnak’ın Kumçatı beldesinde Aşağı Mahalle, Değirmen Caddesi, No: 65 adresinde oturuyordu. Hamit Yıldırım’ın, haber yayımlandığı saatlerde, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Musa Anter cinayetinin tetikçisi olduğu iddiasıyla gözaltına alınması bekleniyor.
TEKNİK TAKİBE DE ALINDI
Polis, zanlının ilişki ağını ve bağlantılarının sırrını çözmek için telefonlarını da teknik takibe aldı. Katil zanlısı Hamit Yıldırım’ın iki ayrı adreste kaldığı tespit edildi. Bu adreslerle Elazığ ve Diyarbakır’daki iki ayrı yere operasyon düzenlenmesi de gündemde. Hatta operasyon için Şırnak ve Elazığ Emniyet Müdürlükleri’nden ekiplere yazı yazıldığı öğrenildi. Bölge, jandarma bölgesi olduğu için jandarma kuvvetleri de operasyona katılacak. Soruşturmanın, Hamit Yıldırım’ın ifadelerine göre genişletilmesi de gündeme gelebilecek.
Eylül 1992’den beri kimlik değiştirmeye bile gerek duymaksızın Şırnak’ta yaşayan Musa Anter suikastı tetikçisi Hamit Yıldırım ilk kez Sabah Özel İstihbarat Bölümü tarafından görüntülendi. Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği de son ortaya çıkan belge ve bilgiler ışığında Musa Anter cinayeti dosyasını tozlu raflardan indirdi. Üstelik zaman aşımına yalnızca üç ay gibi bir zaman kala…
STOCKHOLM’DEN ŞIRNAK’A…
Sabah’ın haberi yayımlandığı an itibariyle savcılık da Yıldırım’ı gözaltına alacak. Bu gözaltı sayesinde, 20 yıl olan zaman aşımı süresi de 30 yıla çıkmış olacak. Dolayısıyla davanın zaman aşımından düşmesi riski ortadan kalktı. Bugüne kadar tek bir kare fotoğrafı çekilemeyen Yıldırım’ı görüntülemek için Güneydoğu’nun zor şartlarında üç ayrı ekiple çalışan ekibimiz, İstanbul’dan Stockholm’e, Ankara’dan Diyarbakır’a, Mersin’den Şırnak’a uzanan 6 aylık yorucu ve son derece titiz bir çalışma yürüttü. Ve sonuçta karanlık cinayeti aydınlatacak bilgilere ulaştı. Savcılık ve Emniyet yetkililerinin ‘ölü dosya’ olarak nitelendirdiği 1992/2598 numaralı Anter dosyası de böylece yeniden açıldı.
PKK İTİRAFÇISI, ADINI VERMİŞTİ’
Ape Musa’ olarak da bilinen ünlü Kürt yazar Musa Anter 1992’de öldürülmüştü. Son gelişmelerle Hamit Yıldırım’ın, Musa Anter cinayetinde tetiği çeken kişi olduğu netleşti. Yıldırım’ın adını ilk kez, İsveç’in başkenti Stockholm’de yaşayan JİTEM ve PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan telaffuz etmişti. Abdülkadir Aygan, yıllar sonra 1991’deki haliyle fotoğrafını gördüğü Şırnaklı Hamit’i kesin olarak teşhis etti. Cinayetin işlendiği gece Anter’le birlikte olan ve Şırnaklı Hamit’in silahından çıkan beş mermiyle ağır yaralanıp, büyük bir şans eseri sağ kurtulan Kürt yazar Orhan Miroğlu da Hamit Yıldırım’ın 20 yıl öncekini fotoğrafını teşhis etti.
MİROĞLU: ÇOK BENZİYOR
Bir gece yarısı Sabah gazetesine gelerek tetikçinin eski ve yeni fotoğraflarını inceleyen yazar Miroğlu, eski fotoğraftaki kişinin tetikçiye çok benzediğini söyledi ve şöyle konuştu: “PKK itirafçısı Aygan onu tanıyordu. Ben yarım saat gördüm. Ama o gecenin kötü hatırası olarak zihnimde kalan suret, bu gördüğüm fotoğrafa çok yakın. Musa Anter’i ve beni vuran adam büyük bir ihtimalle budur.”
SAVCILIK HAREKETE GEÇTİ
Musa Anter dosyasını yeniden açan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, yeni bulgu ve belgeler ışığında harekete geçti. Soruşturmayı Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun yönetiyor. Coşkun, bölgedeki tüm faili meçhullerle ilgili soruşturmaları yürüten isim… Savcı Coşkun, kritik operasyonu Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ahmet Karaca ile koordineli biçimde yürütüyor. Adana Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’ne atanan Karaca, Adana’ya gitmeden önce Diyarbakır’daki son görevini izin dahi kullanmaksızın yürüttü. Operasyona, Diyarbakır İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri imza attı. Öte yandan olayın olduğu tarihte yazar Musa Anter, Orhan Miroğlu ve Hamit Yıldırım’ın bindiği taksiyi kullanan şoför Mehmet Sinanoğlu ile Anter’in kaldığı otelin görevlisi Osman Ünsal Ateşal’ın da ifadeleri alınacak. Her iki kişiye teşhis için Hamit Yıldırım’ın o dönemden ve günümüzden fotoğrafları gösterilecek.
MUSA ANTER KİMDİR?
APE Musa’ lakaplı Kürt yazar Musa Anter, 1920’de Mardin’e bağlı Nusaybin ilçesinin Eskimağara köyünde doğdu. Ortaokul ve liseyi Adana’da okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1944’te Abdurrahim Rahmi Zapsu’nun kızı Ayşe Hale ile evlendi. Cüneyt Zapsu’nun halası olan Ayşe Hanım ile evliliğinden Anter, Rahşan ve Dicle adlı üç çocuğu oldu. Yayımladığı “Qimil” (Kımıl) adlı Kürtçe şiirden dolayı 1959’da idamla yargılandı. 1963’te ve 12 Eylül darbesinden sonra Kürtçülük propagandası yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. Yaşamı boyunca toplam 11.5 yıl hapis yattı.
KURŞUN YAĞDIRDI
Musa Anter, bir konferans için gittiği Diyarbakır’da 20 Eylül 1992 tarihinde öldürüldü. O gün Orhan Miroğlu, Musa Anter’i evine yemeğe götürecekti. Bu amaçla Dağkapı semtindeki bir otelde buluştular. Anter, Çınar ilçesinden bir arazi meselesi için gelecekler olduğunu söyleyerek “Sen eve git, sonra gelip beni otelden alırsın” dedi. Ancak Miroğlu, Anter’i yalnız bırakmak istemedi. O arada kendini, arazi meselesinde arabulucu olarak tanıtan Hamit Yıldırım da otele geldi. Birlikte taksiye bindiler. Ancak Musa Anter yolda şüphelenince taksiden indiler. Taksici gittikten sonra da Hamit Yıldırım, silahına sarıldı. Yazar Anter öldü, Orhan Miroğlu ise ağır yaralandı. Olay yerinde 13 kovan bulundu. Cinayeti, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın planladığı da ortaya çıktı.
FİLM GİBİ OPERASYON
Batuyan aşiretine mensup olan Hamit Yıldırım; Şırnak’ın Kumçatı beldesinde Aşağı Mahalle, Değirmen Caddesi, No: 65 adresinde oturuyordu. Hamit Yıldırım’ın, haber yayımlandığı saatlerde, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Musa Anter cinayetinin tetikçisi olduğu iddiasıyla gözaltına alınması bekleniyor.
TEKNİK TAKİBE DE ALINDI
Polis, zanlının ilişki ağını ve bağlantılarının sırrını çözmek için telefonlarını da teknik takibe aldı. Katil zanlısı Hamit Yıldırım’ın iki ayrı adreste kaldığı tespit edildi. Bu adreslerle Elazığ ve Diyarbakır’daki iki ayrı yere operasyon düzenlenmesi de gündemde. Hatta operasyon için Şırnak ve Elazığ Emniyet Müdürlükleri’nden ekiplere yazı yazıldığı öğrenildi. Bölge, jandarma bölgesi olduğu için jandarma kuvvetleri de operasyona katılacak. Soruşturmanın, Hamit Yıldırım’ın ifadelerine göre genişletilmesi de gündeme gelebilecek.
Atatürk devrimleriyle ilgili şiir Atatürk devrimi şiiri
Atatürk devrimleri Niye ağlıyoruz ki on Kasımlarda giden Et kemikten yapılı sadece fani beden Atatürkçülük fikri yıllardır devam eden Atatürk devrimleri yıkılmaz bir kaledir
Anlattı nutuk ile kendi evrimlerini Kurduğu Cumhuriyet ve de devrimlerini Teslim ettiği gençlik bütün birimlerini Devrimlere kullanır, her birisi haledir
Bize bahsettiğiniz iç ve dış tüm düşmanlar Yok, etmek için sizi fırsat kollar şişmanlar Gaflet uykusundalar yarın belki pişmanlar Her zaman yedikleri haram bir nevaledir
Dün Kemalist karşıtı söylemlerde bulundu Bu gün Kemalistlerin yanlarında olundu Bu tür takiyyelere hep kayıtsız kalındı Bunların tüm amacı haksız bir ihaledir
Her zamanda vardılar düşmanları ülkenin Çok sağlam temellerde Cumhuriyetin senin Yıllar önce bizlere gösterdiğin ilkenin Peşinde koşar gençlik onlar birer laledir
Zaman zaman dursa da, muasır medeniyet Tek hedefimiz oldu, bizdeki kutsal niyet Bütün ilkelerine gençlik oldu emniyet Büyük devlet olmaya her olay merhaledir
Bu gün senin adından rant kavgası yapanlar Senin adını anıp yanlış yola sapanlar Vatan millet diyerek mala mülke tapanlar Yok olmaya mahkumdur hepsi boş meşgaledir
Coşari senle Atam, hep izinde olacak Bu yürek ölene dek hep seninle dolacak Layık olduğun değer elbet seni bulacak Atatürk devrimleri gençliğe meşaledir
Hayatın garantisi, Yaşamın siğortası, Hayatla ölüm arasındaki, ‘ÇIT’sesini duy. Geri kalan hayatın, köprüsünü kur. Emniyet kemerini tak, aracını sür.
Ramazan Çiçekli Emniyet Kemeri
Şehir içi ve şehir dışı yollarda. Kalsın sağ kol içerde,sol kol dışarıda. Faydasını görürsün,herhangi bir kazada. Yoksa bulursun kendini,ön camdan dışarıda.
Kaza sonunda ölüm ihtimali,yüzde altmış azalır. Böyle güzel bir koruyucudan,niçin kaçılır. Yoksa etrafa,al kanların nasıl saçılır. Emniyet kemeri,elbette daim takılır. 01-03-2001-Perşembe Ankara
Osman Karahasanoğlu
Emniyet Kemerini Tak
Emniyet kemerini tak, Mutlu ol sende. Neşe ile İlerle. Yanlış yapma sakın, Emniyet kemerini tak. Trafiğe dikkat et, Kurallara uy sende. Emniyet çok önemli bu devirde, Mutlu olmak istersen, Emniyet kemerini tak. Rahat ol sende, İlerle neşe ile.
Polis Teşkilatının Kuruluşun 167. Yılı Etkinlikleri
Polis Teşkilatının Kuruluşun 167. Yılı Kutlamaları
Türk Polis Teşkilatının 167. kuruluş yıl dönümü etkinlikleri Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi’nde açılan ‘polis sergisi’ ile başladı. Etkinliklerin bu yıl bir hafta süreceğini söyleyen İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, sergiyi gezerek polis malzemelerini inceledi.
Türk Polis Teşkilatı’nın kuruluşunun 167. yıl dönümü dolayısıyla Şeyh Şaban-ı Veli Camisi’nde şehit polisler için mevlit okutuldu. Akşam namazının ardından düzenlenen mevlit programına, İl Emniyet Müdürü Sami Uslu, emniyet mensupları ve Polis Meslek Yüksekokulu öğrencileri katıldı.
Mevlitin ardından şehitler için dua edildi.
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin de, Türk Polis Teşkilatının 167. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla şehit yakınları ve gazilere yemek verdi.
Polis tarihi Türk tarihi ile başlamıştır. Tarih boyunca çeşitli devlet kurmuş olan Türkler kamu düzeni ve güvenliğini ulusal savunma ile birlikte yürütmüşlerdir.1845 tarihi, Türk Emniyet Teşkilatı açısından önemli bir noktadır. Çünkü bu tarihe kadar zabıta olarak nitelenen teşkilat; 10 Nisan 1845 den itibaren polis adı altında hayata geçmiş ve Emniyet Teşkilatının kuruluş günü olarak kabul edilmiştir. Yeniçerinin ortadan kaldırılmasından sonra, başkentte ve eyaletlerde zabıta hizmetleri eskisiyle kıyaslanmayacak derecede gelişmesine rağmen; bu hizmetler karışık ve ayrı ayrı kurumlara bağlı olarak yürütülmekteydi. Teşkilat ve yürütme alanındaki bu karışıklığı ortadan kaldırmak amacıyla ilk defa 10 Nisan 1845’te İstanbul’da ilk polis teşkilatı kurulmuş, görevleri de yine aynı tarihte yayımlanan Polis Nizamnamesinde belirtilmiş ve bu durum yabancı elçiliklere de bir yazı ile bildirilmiştir.