Posts Tagged ‘Enerji’

TÜRKAK Kanunu değişiyor

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Maddelerinin görüşülmesine yarın devam edilecek.

AK Parti Malatya Milletvekili Mücahit Fındıklı’nın başkanlığında toplanan Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda, Türk Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nı ele aldı.

CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık, tasarının komisyona getiriliş sürecinin usule aykırı olduğunu, incelemek için yeterli sürenin komisyon üyelerine tanınmadığını gerekçe göstererek toplantıyı terk etti.

Tasarının tümü üzerinde görüşmelere başladığında da AK Parti’li üyeler tarafından, sunum yapan Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Yücel ve bürokratlara, aciliyeti olan böyle bir düzenleme için bugüne kadar milletvekillerinin neden bilgilendirilmediği ve tasarının hazırlanmasının niye bu kadar geciktirildiğine ilişkin eleştiri yöneltildi.

Komisyon üyesi AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, ”Ankara bürokrasisi yasama organını hafife alıyor. Ankara bürokrasisinin bir kısmında parlamentoya karşı kendilerini tepede görme gibi bir alışkanlık var. Bu tasarının böyle gelmesinde de bunu görüyoruz. Bu, parlamentoya karşı kinayeli duruşun eseridir” dedi.

Külünk, bürokratların bazı sıkıntıları şifahi yaşarken, kendilerinin bedel ödeyerek bir yerlere geldiğini ifade ederek, ”Burası hayatın merkezidir, siyaset bütün meselelerin çözüm yeridir” şeklinde konuştu.

Komisyonda, tasarının geneli üzerinde görüşmeler tamamlandı, maddelerinin görüşülmesine yarın devam edilecek.

İnsanın Evrendeki Yeri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İnsanın Evrendeki Yeri nedir
İnsanın Evrendeki Yeri ve önemi

Bilinci itibariyle insanın, Evrendeki yeri ne? İnsan bilinciyle, evreni meydana getiren bilincin bağlantı noktası var mı, varsa ne şekilde?
Fizik bedenin yer ve zaman olarak evrende bir sınırı düşünülebilir. Oysa, bilinç için ne mekansal, ne de zamansal bir sınır tanıyamıyoruz. Yani, bilinç, fizik evrenle kayıtlı bir yapı değil! Bu demek ki, bilince göre evren, yani bilincin kendi evreni, gözün evreniyle, gözle algıladığımız maddelerden oluşmuş yapıyla sınırlı değil. O halde önce, evrenin gerçek yapısı hakkında düşünmemiz gerekiyor. Nedir, evren, gerçekte?

Hemen hatırlayalım. Aslında bizim, evren diye isimlendirdiğimiz nesnelerden ibaret olan şu içinde olduğumuz yapı, sadece 5 duyumuzun duyarlılık kapasitesine göre algılayabildiğimiz bir kesittir. Tüm bu nesneler ve tüm bu dünyamız, duyularımızın sınırları içerisinde kalan kesitsel yapıdır. Duyularımızın duyarlılık sınırları dışında kalan yapıdan ise habersiziz. Örneğin gözün algılayabildiği, gözün duyarlılık sınırları içerisinde kalan dalgaboyları, gerçekte varolan sayısız dalgaboyları içerisinde çok çok küçük bir kesittir. Öyle ki, gözün tespit edebildiği ve şu anda görmekte olduğumuz nesneler, aslında, evrende varolan sayısız dalgaboyları, sayısız imajlar içerisinde, çölde bir kum tanesi misali kadardır.

Oysa, 5 duyu verilerinden yola çıkmak suretiyle, bilimsel veriler ışığında evrenin gerçek yapısını düşüncemizle keşfetmeye başladığımızda, görüyoruz ki evren, gerçekte içinde boşluğu olmayan tümel bir enerji kütlesi. Orijinal yapıda öylesine bir bütünsellik var ki, gözünüze göre, sizinle, şu anda elinizdeki bu sayfalar (veya ekran) arasında bir boşluk var gibi görünse de, gerçekte böyle bir boşluk yok! Çünkü bu sayfalar da, ekran da, sizin bedeniniz de, aradaki hava da, sırf atomlardan oluşmaktadır ve atomsal düzeyde birbirleri arasında bir sınır, bir ayrılık yoktur…
Eğer daha da ileri giderek evrenin atomaltı yapısını düşünmeye çalışırsak, karşılaşacağımız sonuç, bölünüp, parçalanması sözkonusu olmayan, salt bir enerji kütlesi olacaktır…
Beş duyu evrenimizde algıladığımız kesitsel imajlardan yola çıkarak gördük ki, evrenin orijinal yapısı bütünsel bir enerji kütlesidir. O halde düşünelim: Varolan herşey, bu evrensel enerjiden oluştuğuna göre, içinde yaşadığımız kesitte de gözlenen düzen, bu evrensel enerji boyutunda yürürlükte olan bir düzendir. Yani, bu evrensel enerji de, aynı zamanda, varolan düzeni yürüten evrensel bilinç orjinlidir…
Evrenimizde varolan herşey, her an, her zerresinde Evrensel Bilincin hükümlerinin yürürlükte olduğu, enerjiden oluşmuştur…
İnsan bilincine gelince… Evren tümel bir enerji yapı olduğuna göre ve evrende hükmü yürümekte olan Tek bir bilinç varolduğuna göre, hiçbir insanın, hatta hiçbir nesnenin orijinal bilinci, bu evrensel bilinçten ayrı değildir. Dolayısıyla insandaki bilinç, orjini itibariyle Evrensel Bilinçle aynı özden meydana gelmiştir ve dahi O’dur.
Kendini tanımak gayesiyle varolmuş insana açılan ufuk burasıdır: Bilincini madde evrenin bağımlılıklarından soyut bir şekilde tanıyabilmek ve böylece kendini, zaman ve mekanla kayıtlı olmayan evrensel bilinç boyutunun değerleriyle bilmek. Çünkü, evreni meydana getiren O’na giden yegane yol, insanın kendi özünden geçmektedir…
Demek ki insan, evrendeki sayısız yıldızlardan biri çevresinde dönen bir kütlenin üzerinde yaşayan, bedenden ibaret madde yapılı bir varlık değil; gerçekte, Evreni meydana getiren BİLİNÇ ve GÜÇ’ün varlığıyla oluşmuş, tüm evrensel sırları kendinde bulabilecek kapasitede varolmuş bir bilinç yapıdır. Evren, bir galaksi veya bir insan bilinci aynı orijinlidir.
Madde boyutundaki yaşamın terkedilmesiyle, kaçınılmaz bir biçimde insan, kendisini bu orijinal bilinç boyutunun değerleriyle bulacaktır. Ancak bu boyutu ne şekilde değerlendirebileceği, dünya yaşamındayken kendini tanıyabilmesi ve hazırlayabilmesi ölçüsünde olabilecektir.
Bilinç, eğer kendi evreninin değerlerini ortaya koyabilirse, sınırsızlıkta her an yeni bir özelliğini gözlemleyerek kendi sonsuzluğunu yaşayabilecektir. İnsan için en büyük felaket ise, beş duyu verileriyle bloke olmuş bir bilinçle, kendisini aynada gördüğü bir bedenden ibaret sanarak dünya yaşamının sona ermesidir…
Sonsuzluğu yaşamak üzere varken, toplumsal şartlanmalar ve bedensel bağımlılıklardan kurtulamamış bir bilinçle, yaşamın sonluluğa mahkum olması ne acıdır. Eğer ifade etmek istediğimiz değer, zaman ve mekana bağlı olarak değişim göstermiyorsa, onun EVRENSEL oluşundan sözedebiliriz. Aksi halde, şartlanma ve bağımlılıklar blokajından kurtulamamış, bilinç boyutunun sınırsız değerleriyle yaşamaktan uzak bir haldeyken, bireysel, geçici dünya değerleri için “sonsuz,” veya “evrensel” gibi tanımlamaları kullanmakla, sadece kuru bir lakırdı etmiş oluruz…

alıntı

Facebook Çete Savaşları Hileleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

facebook çete savaşları
facebook çete savaşları hileleri
facebook çete savaşları nasıl oynanır

Facebook Çete Savaşları hakkında teknik bilgiler ve taktikler

* Görev : Oyunda görev sekmesine tıklayarak korsan yazılım satma,ev soyma banka soyma vb. gibi daha bir çok görev gerçekleştirip saldırı puanı ve seviye atlayabilirsiniz görevleri gerçekleştirebilmeniz için enerji puanlarına ihtiyacınız var.
* Bölge : Oyunda kazandığınız paralar ile bölge alarak saatlik kira gelirlerinizi yükseltebilir ve kazandığınız paralar ile güvenliğiniz için donanım ve silah alabilirsiniz.
* Kavga : Bu uygulamada saldıracağınız rakiplerini seçiyorsunuz. Saldırı yapmadan önce dikkat edeceğiniz hususlar rakibinizin silahlarının sizden üstün olmaması ve rakibinizin çetesinin sizden büyük olmamasıdır. Aksi halde kesin yeniliyorsunuz. Her kazanılan saldırı +3 seviye puanı ve para demek…
* Çetem : Çetemi tıkladığınızda çete üyelerinizi ve mal varlığınızı görebilirsiniz.
* Banka : Kazandığınız paralarınızı hemen banka yatırın aksi halde rakipleriniz size saldırarak paralarını alıcaktır. Parayı bankaya her yatırmanızda yüzde 10 kesinti yapıyor ama olsun paranızın hepten gitmesinden iyidir.
* Seviye : Oyunda bulunduğunuz seviyeyi gösterir. Seviyeyiniz yükseltmek için sürekli düşmanlarınıza saldırmalı ve görev gerçekleştirmek zorundasınız.
* Hp = Hasar Puanı : Rakiplerinize saldırdığınızda veya rakipleriniz size saldırdığında hasar puanı kaybedersiniz. Hasar puanı otomatik olarak artmaktadır.
* En = Enerji : Görevleri gerçekleştirelbilmeniz için enerjiye ihtiyacınız vardır. Enerji seviyenizi yükseltmeniz için her seviye atladığınızda karekter sekmesine tıklayıp karekterinizi geliştirden enerji yükselti seçiniz…

Enerji Tasarrufu Haftası Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Enerji tasarrufuyla ilgili şiirler, Enerji tasarrufu şiiri, Enerji tasarrufu şiirleri

Tasarruf Ne Güzeldir
Haydi koş, bir, iki, üç…
Gereksiz yanan ampuller,
İsraf etmeyin enerjiyi diyor.
Onu yeniden sağlamak güç…

Bak, musluk ağlıyor,
Tamir et beni diyor.
Ah, çöp kutusundaki bayat ekmekler
Fırında kalsaydım, diyor.

Kış geldi yine, pencereler
Elden geçmeli bir bir.
Gereksiz ısı kaybı nedir?
Anlattı öğretmenimiz teker teker.

Çabuk tükeniyor petrol zenginliğimiz.
Petrol demek, döviz demek.
Tüm ulusa karşı ödevimiz
Enerji tasarrufu için seslenmek.

Öner KEMAL

Enerjide Tasarruf
Boşa yanan kömürün,
Ocak ile fırının,
Dumanını yel alır,
Parasını el alır.

Benzin,mazot,gaz yağı,
Şimdi tasarruf zamanı.
Savurganca harcama,
Ellere muhtaç olma.

Çok üretip az harca.
Rastgele lamba açma,
Suyu boşa akıtma,
Geleceğini unutma.

Buse Mercan

Enerji ve Tasarruf
Enerji ne, tasarruf ne bilelim:
Temelidir uygarlığın, insanın.
Güçlükleri üstümüzden silelim,
Enerjiyi tutumluca kullanın.

Enerjiyi elde etmek inan zor,
Hep insanlık enerjiye bakıyor.
Boşa harcanınca içim sızlıyor,
Enerjiyi tutumluca kullanın.

Süleyman ATSIZ

Enerji Tasarrufu
Kullanırsak Enerjiyi Yeterince
Elektriksiz Kalmayız Her Gece
Tasarrufu Kutsal Bilerek
Hepimiz Erişmeliyiz Bu Bilince

Karaelması Çıkarmak İçin Yeryüzüne
Çoğunun Yükseliyor Ruhları Gökyüzüne
Ölçülü Yakmaz,Kullanmazsak Kömürü
Nasıl Bakarız Madencinin Yüzüne,

Milyarlarca Dolar Veriyoruz Petrole
Dayanılmaz Bu Korkunç Bedele,
Eğer Bitmezse Bu Savurganlık
Sonra Muhtaç Oluruz Yaban Ele…

Erol Gökçe

Sağlıklı Nasıl Beslenilir

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Sağlıklı Nasıl Beslenilir
Nasıl Sağlıklı Beslenilir

Yeterli ve Dengeli Beslenme

Vücudun büyümesi, dokuların yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan besin öğelerinin her birinin yeterli miktarlarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması “yeterli ve dengeli beslenme” dir. Besin öğeleri vücudun gereksinmeleri düzeyinde alınamazsa, yeterli enerji oluşmadığı ve vücut dokuları yapılamadığından “yetersiz beslenme” durumu oluşur.

Birey yeterince yemesine karşın, uygun seçim yapamadığı ya da yanlış pişirme yöntemi uyguladığı zaman bu besin öğelerinin bazılarını alamayabilir. Bu durumda, o besin öğesinin vücut çalışmasındaki işlevi yerine getirilemediğinden yine sağlık bozukluğu oluşur. Bu durum da “dengesiz beslenmedir”.

Günlük Alınması Gereken Besinler:

Yeterli ve dengeli beslenmek için değişik yaş, cinsiyet ve özel durumlardaki bireylerin enerji ve besin öğeleri gereksinmeleri farklıdır.

Besinlerimiz, içerdikleri besin öğelerinin türleri ve miktarları yönünden farklıdır. Bazı besinler proteinden, bazıları karbonhidrattan zengindir. Bu nedenle, besinlerimizi, besleyici değerleri yönünden 4 grup altında toplayabiliriz. Bu grup içinde yer alan besinler, birbirinin yerini tutar. Günlük beslenmemizde her gruptan besin bulunur ve bunların miktarları gereksinmemize uygun olursa, yeterli ve dengeli besleniriz:

Grup 1:

Süt ve sütten yapılan yiyecekler: Bu grup kalsiyum için en iyi kaynaktır. Süt, yoğurt, peynir, çökelek, süt ile yapılan tatlılar bu gruba girer. Bu gruptaki yiyeceklerin herhangi birinden veya bir kaçından günde 2 porsiyon yenilmelidir. En az bir büyük su bardağı süt veya yoğurt, iki kibrit kutusu büyüklükte peynir, bir küçük kase muhallebi veya sütlaç bir porsiyon kabul edilir. Bu gruptaki yiyecekler özellikle büyümekte olan çocuklar, gebe ve emzikli kadınlar ile yaşlılar için önemlidir. Yetişkin ve normal durumda olan kişilere günde iki porsiyon, çocuklar, gebe-emzikli kadınlar ve yaşlılar 3-4 porsiyon almalıdır.

Grup 2:

Et, tavuk, balık, yumurta, kuru nohut, fasulye, mercimek, ve bu besinlerden yapılan ürünler: Bu gruptaki besinler protein, B vitaminleri ve demirden zengindir. Enerji de verirler. Herhangi birinden ya da bir kaçından her gün 2 porsiyon yenilmelidir. Bu grup besinler, öğle ve akşam birinci yemeği oluşturur. Öğünlerden birinde kurubaklagil, birinde etli sebze yemeği yeterlidir. Etin yerine balık veya tavuk da yenilebilir. Gençler, gebe-emzikli kadınlar bu gruptan 3 porsiyon almalıdır.

Grup 3:

Taze sebze ve meyveler: C vitamini, birçok vitamin ve mineral gereksinmemizi bu gruptan karşılarız. Karnabahar, kereviz, patlıcan, enginar, pancar, kabak, domates, salatalık, biber, yeşil yapraklı sebze ve otlar, havuç, her türlü meyveler bu gruba girer. Bu gruptaki yiyeceklerin herhangi birinden veya bir kaçının karışımından her gün 5-7 porsiyon yenilmelidir.

Grup 4:

Tahıllar ve tahıllardan yapılan yiyecekler: Bu grup temel enerji kaynağımızı oluşturur. Ekmek, makarna, şehriye, pirinç, bulgur, kuskus, börekler, un ve irmikten yapılan tatlılar bu gruptandır. Ekmek, her öğün yediğimiz yiyecektir.Yetişkin bir kişi için öğünlerde bile 1-2 orta dilim ekmek yeterlidir. Hareketi fazla olan kişiler bunun iki üç katını yiyeceği gibi, daha çok oturarak iş yapan kişilerin bir porsiyondan fazla yemelerine gerek yoktur. Hareketli kişiler yaptıkları işin derecesine göre 2-3 porsiyon yiyebilirler. Bu gruptan günde 4-6 porsiyon yenilmelidir.

Bu gruplarda belirtilmeyen, fakat yiyeceklerimize lezzet vermek için kullandığımız yağlar, şeker, salça ve baharat vardır. Şeker ve şekerli tatlılar vücuda sadece enerji sağladığından bunların fazla tüketilmesi şişmanlığa neden olur. Beden hareketi çok olan işçiler ve sporcular her yemekte tatlı yiyebilirler.Günlük yediğimiz yağların aşağı yukarı yarısı, yiyeceklerimizin bileşiminden gelir. Özellikle etle pişirilen yemeklere ilaveten yağ koymaya gerek yoktur. Katı ve sıvı yağlardan dengeli bir şekilde yenmelidir. Günlük bir kişinin alacağı yağ miktarı 20-30 g. (2-3 silme yemek kaşığı) kadardır. Bu yağın 1/3 ü bitkisel sıvı yağlar, 1/3ü zeytin yağı, 1/3 ü katı yağ olmalıdır.

kaynak:saglik.gov.tr

Ozon Yağı Zayıflatırmı

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ozon Yağı Nelere İyi Gelir,

Ozon Yağı Faydaları,

Avrupa’da yaygın olarak kullanılmasına rağmen Türkiye’de fazla bilinmeyen ozon terapisinin, hücrelerin enerji üretimini yüzde 40 artırarak vücuttaki selülitlerin azalmasını sağladığı bildirildi. Bursa’daki bir estetik merkezinde görevli medikal estetik uzmanı Dr. Sevda Tan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ozonun iki atomlu, oksijenin çok yüksek enerji taşıyan bir şekli olduğunu ve dünyanın birçok ülkesinde standart medikal tedavilerin eşliğinde, destekleyici tedavi olarak kullanıldığı belirtti.

Bağışıklık sisteminin ve vücudun güçlendirilmesine, vücut direncinin artmasına katkı sağlayan ozon terapisinin estetik uygulamalarda da kullanıldığını ifade eden Tan, bu alandaki kullanımın pek bilinmediğini kaydetti. Tan, ozon terapinin, özellikle bacaklardaki kılcal damarlarda kan dolaşımının azalması ve dolayısıyla gerekli oksijenlenmenin sağlanamaması nedeniyle oluşan selülitlerin giderilmesinde oldukça faydalı bir tedavi olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
”Avrupa’da yaygın olarak kullanılmasına rağmen Türkiye’de pek fazla bilinmeyen ozon terapisi, hücrelerin enerji üretimini yüzde 40 artırarak vücuttaki selülitlerin azalmasını sağlıyor, ayrıca vücudun metabolizmasını hızlandırır, yağı ve karbonhidratı yakar. Bu yüzden ozon terapi selülit için çok ideal bir tedavi şeklidir. Biz de ozonu zayıflamada ve selülitlerin tedavisinde kullanıyoruz. ” Selülitlerinden kurtulmak ve zayıflamak isteyenlerin tedaviye düzenli olarak 10 seans devam etmeleri gerektiğini anlatan Tan, ozon terapinin mutlaka uzman kişilerce yapılması gerektiğini bildirdi.

Tan, ozon terapinin, kandaki oksijen oranını yükseltmesi nedeniyle anti-aging (yaşlanmanın etkilerini azaltma) özelliğinin bulunduğunu, hücreleri atık maddelerin zararlı etkilerinden koruyarak yeniden canlanmalarını sağladığını vurguladı. ”Ozon terapisi, anti-aging, zayıflama, akne, saç dökülmesi gibi estetik uygulamalarda da kullanılıyor” diyen Tan, ozon terapiyi bakteri öldürücü etkisi nedeniyle akne tedavisinde kullandıklarına işaret ederek şunları kaydetti:

”Aknenin sebebi bir bakteridir. Ozonun da bakteri öldürücü etkisi bulunuyor. Dezenfekte edici özelliği nedeniyle ameliyatlarda ve ameliyat sonrasında kullanılabiliyor. Yaraları iyileştirici etkisi de bulunuyor. Saç dökülmesinin engellenmesinde de son derece etkili, çünkü kan dolaşımını artırıyor. Dökülmenin en önemli nedenlerinden biri de kan dolaşımının azalmasıdır. Ayrıca cilt bakımlarında, lekelerin giderilmesinde de ozon terapisi uyguluyoruz.”

Hangi Hareket Kaç Kalori Enerji Harcıyor ?

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Hangi Hareketle Kaç Kalori Harcanır

Kalori Hangi Hareketlerle Harcanır

Adımlama makinesi kullanmak – 30 dak – 210 kalori
Aerobik (düşük tempoda) – 30 dak – 180 kalori
Aerobik (suda) – 30 dak – 150 kalori
Aerobik (yüksek tempoda) – 30 dak – 240 kalori
Ağaç dikmek – 30 dak – 150 kalori
Ağırlık çalışmak – 30 dak – 135 kalori
Alış veriş yapmak – 30 dak – 120 kalori
Araba kullanmak – 15 dak – 37.5 kalori
At biniciliği – 30 dak – 150 kalori
Ayakta yapılan işler – 30 dak – 105 kalori
Badminton oynamak – 30 dak – 150 kalori
Bahçe işleri – 30 dak – 150 kalori
Basketbol oynamak – 30 dak – 261 kalori
Bilardo oynamak – 30 dak – 90 kalori
Bilgisayar kullanmak – 30 dak – 45 kalori
Binicilik – 1 saat – 360 kalori
Bisiklete binmek – 30 dak – 315 kalori
Boks yapmak – 1 saat – 600 kalori
Bowling oynamak – 20 dak – 117 kalori
Bulaşık yıkamak – 15 dak – 6 kalori
Buz pateni – 30 dak – 240 kalori
Çim biçmek – 30 dak – 180 kalori
Çimenleri tırmıklamak – 30 dak – 150 kalori
Dağcılık (çıkış) – 30 dak – 390 kalori
Dağcılık (iniş) – 30 dak – 240 kalori
Dalış yapmak – 30 dak – 240 kalori
Dans etmek (disko) – 30 dak – 180 kalori
Dans etmek (seri bale tvist) – 30 dak – 210 kalori
Dans etmek (slow vals) – 30 dak – 90 kalori
Duş almak – 15 dak – 37.5 kalori
Eskrim – 30 dak – 210 kalori
Eşya taşımak – 15 dak – 120 kalori
Ev boyamak – 30 dak – 150 kalori
Fencing – 30 dak – 210 kalori
Frisbee – 30 dak – 90 kalori
Futbol oynamak – 45 dak – 360 kalori
Golf oynamak – 1 saat – 318 kalori
Hentbol – 30 dak – 420 kalori
Hokey (çim & buz) – 30 dak – 270 kalori
İp atlamak – 15 dak – 26 kalori
Jimnastik yapmak (düşük tempoda) – 30 dak – 150 kalori
Jimnastik yapmak (yüksek tempoda) – 30 dak – 270 kalori
Judo karate kickboks – 30 dak – 330 kalori
Jumping – 30 dak – 330 kalori
Kayak yapmak (iniş) – 30 dak – 210 kalori
Kayak yapmak (kros) – 30 dak – 270 kalori
Kazı yapmak – 30 dak – 180 kalori
Koşu yapmak (105 km/saat) – 30 dak – 390 kalori
Koşu yapmak (12 km/saat) – 30 dak – 420 kalori
Koşu yapmak (14 km/saat) – 30 dak – 510 kalori
Koşu yapmak (16 km/saat) – 30 dak – 570 kalori
Koşu yapmak (8 km/saat) – 30 dak – 270 kalori
Koşu yapmak (85 km/saat) – 30 dak – 300 kalori
Koşu yapmak (95 km/saat) – 30 dak – 330 kalori
Koşu yapmak (kros) – 30 dak – 300 kalori
Koşu yapmak (maraton) – 30 dak – 270 kalori
Kürek çekmek (kuvvetli) – 30 dak – 300 kalori
Kürek çekmek (yavaş) – 30 dak – 240 kalori
Merdiven çıkmak – 15 dak – 18 kalori
Mutfak işleri – 30 dak – 75 kalori
Odun kırmak – 30 dak – 210 kalori
Odun taşıyıp yığmak – 30 dak – 180 kalori
Okçuluk (avlanma dışı) – 30 dak – 120 kalori
Oto tamiri – 30 dak – 90 kalori
Oturarak okumak – 1 saat – 60 kalori
Paten yapmak – 15 dak – 18 kalori
Pedal çevirmek (ılımlı) – 30 dak – 240 kalori
Pedal çevirmek (kuvvetli) – 30 dak – 360 kalori
Piyano çalmak – 30 dak – 14 kalori
Rollerblade Paten – 30 dak – 240 kalori
Skateboard – 30 dak – 180 kalori
Step yapmak (düşük tempoda) – 20 dak – 160 kalori
Step yapmak (yüksek tempoda) – 20 dak – 220 kalori
Su kayağı – 20 dak – 140 kalori
Su voleybolu – 30 dak – 90 kalori
Televizyon seyretmek – 15 dak – 21 kalori
Temizlik yapmak – 15 dak – 52.5 kalori
Tenis oynamak – 30 dak – 117 kalori
Uyumak – 15 dak – 21 kalori
Voleybol oynamak – 1 saat – 186 kalori
Yabani otları yolmak – 30 dak – 150 kalori
Yemek yapmak – 1 saat – 180 kalori
Yürüyüş yapmak – 20 dak – 72 kalori
Yüzmek (ayaklar yere dik kuvvetli) – 30 dak – 330 kalori
Yüzmek (crawl) – 30 dak – 390 kalori
Yüzmek (genel) – 30 dak – 210 kalori
Yüzmek (kelebek) – 30 dak – 390 kalori
Yüzmek (kurbağalama) – 30 dak – 330 kalori
Yüzmek (kuvvetli) – 30 dak – 330 kalori
Yüzmek (sırtüstü) – 30 dak – 270 kalori