Mustafa Asım Köksal, 1913 yılında Kayseri`nin Develi ilçesinde doğdu. Mustafa Asım Köksal İlköğrenimini Develi Numune Mektebinde gördü. Develi Müftüsü İzzet Efendi`den medrese usulüne göre eğitimi aldı. Mustafa Asım Köksal Ankara`da bulunduğu sıralarda Kerkük alimlerinden Muhammet Efendinin öğrencisi oldu. İskilipli İbrahim Etem`den tasavvuf terbiyesi aldı. 1933 senesinde Diyanet İşleri Başkanlığında memuriyete başladı ve 31 yıl boyunca üst kurullarda çeşitli vazifelerde bulundu. 1964 senesinde İslam Tarihi adlı eserini yazabilmek için emekli oldu.
Asım Köksal 1983 yılında 18 ciltlik İslam Tarihi adlı eseriyle, Pakistan Siret Ödülünü kazanmıştır. 1995 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından yılın kültür adamı seçilmiştir. Asım Köksal 1998 tarihinde vefat etmiştir.
Asım Köksal Eserleri
İslam Tarihi-Hz Muhammed Aleyhisselam ve İslamiyet 18 cilt, Hz.Hüseyin ve Kerbela Faciası, Peygamberler Tarihi, Gençlere Din Kılavuzu, Tevbe, Reddiye, Peygamberler (manzum), Peygamberimiz manzum bir siret, Sohbetler, Armağan, Ezanlar, Bir Amerikalının 23 Sorusuna Cevap, Türkçe Ezan Meselesi, Şeyh Bedrettin basılmamıştır, Şeyh Ahmet Kuddisi hayatı, mesleği, üstün kişiliği ve eserleri, İslam İlmihali.
Zekat Din-i mübîn künyesidir verilen maldan zekat Tâhir eder mâyesini her bir ahvâlden zekat Beş vakit namaz müminin mi’racıdır eyce bil Vermez isen alıkoyar seni bu yoldan zekat
Savm ile tevhid-i Yezdan rehber olur cennete Hacca varmak kula farzdır fâik ise devlete İkiyüz âyet inüpdür hakkına bak hüccete Enbiyâyı kurtarandır tûl-i emelden zekat
Ver zekâtı ‘abdî haktır müstehakın ara bul Emrine eyle riâyet olmayasın âsî kul Dinle sen Cemâl Hoca’yı tâatın olur kabul Destgîrin, nara siper, verdiğin elden zekat
Kağızmanlı Cemal Hoca
Zekat Olmasa
ZEKÂT OLMASA Belki yakınırdım belki bıkardım Hayatım bir aşka zekât olmasa… Her olaya daha farklı bakardım Hayatım bir aşka zekât olmasa…
Izdıraptan alev alır yanardım İstifamı amirime sunardım Belki eksi otuzlarda donardım Hayatım bir aşka zekât olmasa…
Kâbusa dönerdi hayâlim düşüm Ağlamama karışırdı gülüşüm Angarya gelirdi bana tüm işim Hayatım bir aşka zekât olmasa…
Aklım mağlûp olur gönlüm sinerdi İçimdeki fırtınalar dinerdi Ömrümün bayrağı yere inerdi Hayatım bir aşka zekât olmasa…
ŞAKALAR’ı dünya hırsı sarardı Muhabbeti mum yakarak arardı O zaman bir ömür neye yarardı Hayatı bir aşka zekât olmasa…
Turan Şakalar
İman ve Zekat dünya kazanç yurdudur cehennem ya da cennet dünyalığa meyletmek insanlarda bir yarış zengin olmadım diye sakın geçirme cinnet Allah taksım etmiştir dünyayı karış karış
Allah zenginlik verip denemekte kulunu imandaki sebatı onu ikrama zorlar zekat ibadetinin bulmalıdır yolunu şeytana kulak asma o hep küfürde zırlar
zekat farizasında önce yakından başla imkanın ne kadarsa zekatın ona göre verdiğin kimseleri incitme gözle kaşla imanında müslüman tırmanır öre öre
bir kimseki zekatı unutmuştur çok yazık musibetler ard arda malını talan eder zengindir lakin ona dünyası olmuş kazık adı müslümansa da ahreti olmuş heder
karun bir örnek bize zekat vermedi battı bir mucize olarak kur’an-da dermeyandır demesinler Allah’ı iki kuruşa sattı çokta olsa zekat ver inanmazı utandır
13 Ekim Ankara’nın Başkent Oluşu 13 Ekim Ankara’nın Başkent Oluşu etkinlikleri Ankara’nın başkent oluşu 13 Ekim
Her yıl 13 Ekim günü Ankara’nın başkent oluşu, düzenlenen büyük törenlerle kutlanır. Ankara Kalesi’nde başlayan bu törene özel giysileri içinde seymenler, öğrenciler, çeşitli dernek temsilcileri katılırlar. Törende yapılan konuşmalarda Ankara’nın başkent oluşunun anlam ve önemi belirtilir.
Ankara’nın başkent olması Mustafa Kemal, Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandıktan sonra, Padişah VI. Mehmet tarafından 30 Nisan 1919’da 9. Ordu Müfettişliğine atandı.[46] 19 Mayıs 1919’da Refet Bey (Bele), Kâzım Bey (Dirik), ‘Ayıcı’ Mehmet Arif Bey ve Hüsrev Bey (Gerede) ile birlikte Samsun’a çıktı. Anadolu’da Havza ve Amasya Genelgesi’ni yayınlayan ve Sivas ile Erzurum Kongresi’ni düzenleyen Mustafa Kemal, İstanbul Hükümeti ile Amasya Protokolü’nü imzaladı. Bu protokol üzerine Meclis-i Mebusan açılmıştır. Mustafa Kemal, meclis çalışmalarını daha yakından izleyebilmek için 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelmiştir. Ankara’ya gelmesinin nedenleri arasında buranın demiryolu ağına sahip olması, İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmemiş olması, merkezi bir konumda bulunması ve Batı Cephesi’ne yakınlık gibi nedenler de etkili olmuştur. Meclis, 28 Ocak 1920’de oybirliği ile Misakımillî’yi kabul etmiştir. Bunun üzerine İstanbul işgal edilmiş ve meclis kapatılmıştır. Mustafa Kemal, 19 Mart 1920’de illere ve kolordu komutanlıklarına bir genelge göndermiş ve Ankara’da olağanüstü bir meclisin açılacağını duyurmuştur. Seçimlerin ardından 23 Nisan 1920’de TBMM açılmış ve hükümet kurulmuştur. Türk Kurtuluş Savaşı bu meclisten yönetilmiş, savaşın kazanılmasının ardından Lozan Antlaşması imzalanmış ve I. TBMM seçim kararı almış ve yerini II. TBMM’ye bırakmıştır. İnkılap Meclisi olarak da anılan bu meclis 13 Ekim 1923’te Ankara’yı başkent ilan etmiştir