Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, yeni teşvik sisteminin tanıtım toplantısı için geldikleri Şanlıurfa’da, AK Parti İl Teşkilatı’nı ziyaret etti.
Bakan Çağlayan, Şanlıurfa’da kendini ”ev sahibi” gibi hissettiğini ve geçmiş dönemlerde de kenti zaman zaman ziyaret ettiğini söyledi.
Yeni teşvik sistemiyle ilgili tanıtım toplantısının ikincisini Şanlıurfa’da yaptıklarını ifade eden Bakan Çağlayan, beraberinde kente sanayici ve yatırımcıların geldiğini aktardı.
Çağlayan, Türkiye’nin AK Parti iktidarıyla beraber hiç kimsenin ummadığı kadar büyük başarılar elde ettiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
”Türkiye bugün muhalefet partilerinin hayal bile edemediği işleri şükürler olsun gerçekleştirdi. Bakın bizim yaptıklarımıza, daha muhalefet partileri de anamuhalefetinin de muhalefetinin de diğerinin de hayali bile daha oraya yetişememiştir. 6 bin 500 kilometre cumhuriyet tarihinde yapılan çift yol, onun üzerinde 13 bin 500 kilometre 8,5-9 yılda ilave edilmiştir. 36 milyar dolar ihracat var, biz bunu 136 milyar dolara çıkarttık. Kişi başına 3 bin 500 dolar gelir vardı, dünya krizine rağmen 10 bin 444 dolara çıkarttık.”
-”Allah şifa versin”
Çağlayan, bugün Türkiye’nin Avrupa’nın 27 üyeli Avrupa Birliği’nin 23 ülkesinden çok daha iyi ekonomik şartlara ve standartlara sahip olduğunu vurguladı.
”Bize geçmişte (hasta) diyen Avrupa şu anda yoğun bakımda yatıyor, Allah şifa versin” diyen Çağlayan, Türkiye’nin krizden IMF desteği olmaksızın en başarılı çıkan ülke olduğunu vurguladı.
Eski bir iş adamı olduğunu, bunu her yerde dile getirdiğini anımsatan Bakan Çağlayan, şöyle devam etti:
”2001 yılında Ankara Sanayi Odası Başkanı olduğum dönemde CHP, MHP, DSP koalisyonunun başarısız ve beceriksiz yönetiminden dolayı Türkiye döneminin en büyük krizini yaşamıştır. Bugünkü gibi değildi o dönem. O dönem dünyada ortaya çıkan bir global krizden, bir dünya krizinden kaynaklanmıyordu ama neden, iç piyasada hükümet edenlerin beceriksizliğinden, basiretsizliğinden kaynaklanan bir krizdi.”
Bakan Çağlayan, Ankara Sanayi Odası Başkanı olduğu 2001 yılında, dönemin başbakanının IMF’den alınacak olan 1 milyar dolar kredi için kendilerini figüran rolünde ABD’ye götürdüklerini belirterek, o dönemde ABD polisinden hoş olmayan bir tutumla karşılaştıklarını anımsattı.
Şimdi Türkiye’nin küresel krizde IMF’den borç istemeyerek, onlara 5 milyar dolar borç verdiğini aktaran Çağlayan, şunları aktardı:
”Türkiye bugün bu noktaya geldi. Onurumuz ve Türkiye’nin marka değeri arttı. İşte o Türkiye 9 senede oradan buraya geldi. O günün Türkiye’sinde IMF’e 3,5 milyar dolar borcumuz vardı, bakın bugünün Türkiye’sinde bizim IMF’e kalan borcumuz sadece 1,7 milyar dolardır. Onlar borçlandı biz ödedik. Ve bu borç ödememize rağmen, ülkemizde binlerce kilometre yol, hastane, eğitim tesisi, sağlık merkezi, iletişim ve ulaşım alanın her türlü alt yapıyı yaptık şükürler olsun. Bunları yaparken de bakın bir taraftan da gelip, dünyanın en az borçlu, milli gelir oranı olarak bütçe açığı en az olan ülkelerden biri olduk şükürler olsun. Küresel krizi Başbakanımızın dediği gibi teğet geçerek atlatan tek ülke olduk.”
-”Diğer iller Şanlıurfa’ya özeniyor”-
Bakan Faruk Çelik ise seçim döneminde Ankara’nın Şanlıurfa’ya geleceğini söylediklerini hatırlatarak, ”Yalnız gelmeler değil icraata dönük gelmeler ağırlık kazanmaya başladı. Bizlere yakışan buydu, sözümüzde durmaktı” diye konuştu.
Şanlıurfa’nın yatırımda bölge illerinin çok önüne geçtiğini ve bölgedeki diğer illerin de Şanlıurfa’ya özendiğini belirten Çelik, şunları kaydetti:
”Bu önümüzdeki dönemi iyi değerlendirdiğimizde Şanlıurfa gerçekten bir marka şehir, bölgenin öncü şehri, hatta bölge ülkelerine dönük de huzur sükun sağlandıktan sonra çok önemli merkez haline gelmiş olacaktır. Kuzey Irak’a uçuşlarla ilgili güzel bir noktaya gelmiş bulunuyoruz. Sayın Bakanla da beraber çalışıyoruz, Kuzey Irak’a da uçma imkanı olacak, orayla da iletişim yoğunlaşacak.”
Seçim döneminde söz verdikleri ”4 yılda 400 projeyi tamamlamak” için çalışmaların devam ettiğini aktaran Bakan Çelik, projelerin bitimi için belirledikleri zaman sonunda Şanlıurfa’nın her alanda ”gidilmezse olmaz” denilen bir kent haline geleceğini ifade etti.