Posts Tagged ‘Fatih’

Carolin neden sınır dışı edilebilir?

Cuma, Haziran 22nd, 2012

carolin sınır dışımı edildi

Wilma Elles(Carolin)Sınır Dışı mı edilecek?
Öyle Bir Geçer Zaman ki’nin Carolin’i Wilma Elles sınır dışı edilebilir.Pasaport işlemleri için İstanbul Emniyeti’ne giden Elles’ten, Türkiye’de oturma izni olduğunu gösteren belge istendi. Ancak Elles, “ikamet tezkeresi” adı verilen belgeyi bulamadı.

Belgenin her zaman çantasında olduğunu belirten oyuncu, “Çalınmış ya da kaybetmiş olabilirim” dedi.

Elles, bunun üzerine Fatih Şehit Tevfik Erciyes Karakolu’na giderek belgenin kaybolduğuna dair başvuruda bulundu. Elles başvurusunda, Türkiye’de bir dizide oynadığını ve oturma izni aldığını da bildirdi.

Fatih Sultan Mehmet’in Yazdığı Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Fatih Sultan Mehmetin şiirleri
Fatih Sultan Mehmet (Avni) şiirleri

Gazel / Benüm

Dolsa ‘âlem ta’n degül dûd-ı siyâhumdan benüm
Mihr görmen zerrece gün yüzli mâhumdan benüm

Nice pinhân eyleyem ol dilbere âşıklugum
Pür durur dîvân şehrün âh ü vâhumdan benüm

Devlet-i ‘aşkıyla payem bir makama irdi kim
Şânumı anlar görenler izz ü câhumdan benüm

Hâk-i pây-i yâr tâcum kûy-ı dilber mesnedüm
Reşk ider Cemşîd ü Cem taht ü külâhumdan benüm

Hayl-i ‘aşkı şâh-râh-ı gamda kılsam germ-rev
Çeşm-i encüm kuhl ider gerd-i sipâhumdan benüm

‘Avniyâ bir hâle irdüm derd-i hicr-i yâr ile
‘İbret alur niceler hâl-i tebâhumdan benüm

Gazel / Elden Gider

Sâkiyâ mey sun ki bir gün lâlezâr elden gider
İrüşür fasl-ı hazan bâg ü bahâr elden gider

Her nice zühd ü salâha mail olur hâtırum
Gördügümce ol nigân ihtiyar elden gider

Şöyle hâk oldum ki âh itmeğe havf eyler gönül
Lâ-cerem bâd-ı sabâ ile gubâr elden gider

Gırra olma dilberâ hüsn ü cemâle kıl vefa
Baki kalmaz kimseye nakş ü nigâr elden gider

Yâr içün agyâr ile merdâne ceng itsem gerek
İt gibi murdar rakîb ölmezse yâr elden gider

Gazel / Garaz

Âhiret kesbeylemektir dâr-ı dünyâdan garaz
Yoksa ey zâhid nedir bildin mi ukbâdan

Yârsız cennet dahî olsa bana zindân olur
İyi bil dîdârdır firdevs-i a’lâdan garaz

Mâl ü mülkü terkedip gitsen gerektir âkıbet
Pes nedir dünyâ için ey hâce dünyâdan garaz

Her ne kim görsen taalluk bağlama kılma karâr
İbret almaktır dilâ seyr ü temâşâdan garaz

Bu gönül eğlencesidir Avniyâ çün âkıbet
Ma’rifet satmak değildir şi’r ü inşâdan garaz

İbrahim Erkal’ın başbakana yazdığı şiir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İbrahim Erkalın Recep Tayyip Erdoğana yazdğı şiir
İbrahim Erkalın Başbakan Erdoğana yazdığı şiir

“Doğu batı her toplumda
Aynı gözle hoş bakanım
Sefa geldin Erzurum’a Selvi boylu Başbakanım
Dadaş ruhlu Erdoğan’ım
Şefkat ile çoçuklara
Şeref ile ocaklara
Şehirlere bucaklara
Her birine hoş Bakanım
Yunus ruhlu Başbakanım
İslam’a ufuk açanım
Kalleş oyunlar bozanım
Davos’ta tarih yazanım
Recep Tayip Erdoğan’ım
Fatih ruhlu Başbakanım
Geleceğe güman oldun
Kalplere tercüman oldun
Yaralara derman oldun
Tüm gönüllere akanım
Şair ruhlu Başbakanım”

Ayasofya Müzesi Hakkında Bilgi

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ayasofya Müzesi Hakkında
Ayasofya Müzesi tarihi
Ayasofya Müzesi Hakkında Bilgi verir misiniz?

Ayasofya Müzesi İstanbul’da Bizans devrinden kalan en ünlü kilisedir. 1453’te Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u almasıyla camiye çevrilmiş, 1935’te müze oluncaya kadar bu amaçla kullanılmıştır. Büyük Kostantinos’un İstanbul’u imparatorluk merkezi haline getrip kenti yeni baştan ele alması sırasında bugünkü Ayasofya’nın yerinde bir kilise yaptırılmış, M.S.326 yıllarına rastlayan bu ilk yapıdan sonra M.S. 360’ta imparatorun oğlu Konstantinos küçük geldiği veya bir depremde yıkıldığı için yapıyı yeni baştan daha büyük olarak ele aldırmıştır. Büyük kilise (Megale Ekklesia) adıyle anılan ve bazilikal bir plan gösterdiği sanılan yapı V. yüzyıldan sonra daha çok Hagia Sophia adıyle tanınmış ve bu ad sonuna kadar yaşamıştır.

404 tarihinde bir ayaklanma sırasında yanan kilisenin yerine Theodosios II. devrinde 415’te yapılan yenisinin bazı kısımları bugünde görülmektedir. Bu yapının batı yüzünü süslediği anlaşılan sütunlu galeri ile narteks duvarlarını bir kısmı 1935 yılında yapılan kazılarla bugünkü Ayasofya’nın batı avlusunda ortaya çıkmıştır.

532 yılında çıkan yangından Ayasofya kurtulamamış, ayaklanmadan sonra Justinianos’un çağında ikinci bir örneği olmayacak büyüklükte ve özellikte bir yapı istemesi üzerine, devrin iki önemli mimarından Aydınlı Anthemios ile Miletoslu İsidoros sorumluluğu yüklenmişler, yangınların etkileyemeyeceği her türlü malzemenin en zengin şekilde kullanılacağı bir kilisenin yapımına girişmişler 537 tarihinde tamamlanan yapı, büyük bir açılış töreninden sonra imparatorun “Ey Süleyman seni geçtim” demesine sebep olacak kadar etkileyici olmuştu.

Zaman içerisinde birçok yangın ve deprem atlatan Ayasofya, 29 Mayıs 1453’te İstanbul’un Türkler tarafından alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye çevrilmiş ilk Cuma namazı burada kılınmıştı. Camiye çevrilmesi sırasında yapının ana çizgileri korunmuş, figürlü mozaiklere bile dokunulmamıştır. Bunlar ancak Kanuni devrinde badanayla örtülmüştür. Güneydoğudaki büyük dayanak duvarların Fatih devrinde yapıldığı, ayrıca tuğla minarenin eklendiği kabul edilir. Sultan İkinci Bayezid devrindeyse kuzeybatıdaki ince minare, Sultan İkinci Selim devrinde de Mimar Sinan tarafından batıdaki iki kalın minare eklenmiş ve yer yer dayanaklarla kuvvetlendirilmiştir. Mimar Sinan’ın yaptığı dayanaklar ve onarımlar yapının bugüne kadar ulaşabilmesini sağlamıştır.

Bu yapının çevresinde Bizans devrinden kalan ek yapılar vaftizhane ve hazine dairesidir. Bu ek yapılardan vaftizhane Osmanlı devrinde Sultan Mustafa ve İbrahim’in türbesi olmuş, Sultan İkinci Selim türbesi Mimar Sinan, Sultan Üçüncü Murad türbesi de Davut Ağa tarafından yapılmıştır. Ayrıca Sultan Üçüncü Mehmed’in kendi türbesi, bir okul binası, Sultan Birinci Mahmud döenminden özellikler taşıyan bir şadırvan ve imaret yapının çevresinde yer alır.

Ayasofya, birçok özelliğiyle uzun yıllar birçok mimarı etkilemiş, çeşitli devirlerde gördüğü ek ve onarımlarla bugünkü şeklini almış bir yapıdır. Mimari ve süsleme zenginliğinin yanı sıra her devirde eklenen efsaneleriyle de büyük bir geçmişi içinde saklamaktadır

Ayasofya Müzesi Hakkında Özet Bilgi

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ayasofya Müzesi hakkında kısa bilgi
Ayasofya Müzesi hakkında bilgi
Ayasofya Müzesi ile ilgili bilgiler

Ayasofya sanat ve mimarlık tarihi bakımından dünyanın en önde gelen anıtlardan biri olup, dünyanın 8. harikası olarak gösterilmektedir.
Bu yapı daha 6.yy’da Doğu Romalı Philon tarafından da, dünyanın 8.incisi harikası olarak nitelendirilmiştir.

Bugünkü Ayasofya aynı yerde fakat öncekilerinden farklı bir mimari anlayışla yapılmış olan üçüncü yapıdır. Bu yapı, İmparator Justinianos tarafından (527-565) dönemin iki önemli Mimarı olan Tralles’li (Aydın) Anthemios ile Miletos’lu (Balat) İsidoros’a yaptırılmıştır. Yapım çalışmaları sırasında iki baş mimar ile birlikte 100 mimar ve her mimarın emrinde 100 işçi çalıştığı kaynaklarda geçmektedir. Yapımına 23 Şubat 532’de başlanmış, 5 yıl 10 ay gibi kısa bir sürede tamamlanarak büyük bir törenle, 27 Aralık 537′ de ibadete açılmıştır.

916 yıl kilise olan yapı, 1453 Yılında Fatih Sultan Mehmed tarafından İstanbul’un fethiyle camiye çevrilerek, 482 yıl cami olarak kullanılmıştır. Atatürk’ün emri ve Bakanlar Kurulu’nun Kararı ile ise 1935 yılında Ayasofya müze olarak kapılarını ziyarete açmıştır.

Ayasofya Müzesi Pazartesi günleri hariç her gün ziyarete açıktır. Kış tarifesine göre, müzeye son giriş 16.00 olmak üzere 09.00-17.00 saatleri arasında; yaz tarifesine göre ise, müzeye son giriş 18.00 olmak üzere 09.00-19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilmektedir. Müze Kartları müze gişesinden temin edilebilmektedir.
(ayasofyamuzesi.gov.tr)

Ayasofya Müzesi Kaç Yılında Yapıldı

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ayasofya Müzesi Kaç Yılında Yaptırılmıştır,
Ayasofya Müzesi Kaç Yılında Yapıldı

Bugünkü Ayasofya Müzesi Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından M.S. 532 – 537 yılları arasında İstanbul’un tarihi yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bir patrik katedrali olup, 1453 yılında İstanbul’un Türkler tarafından alınmasıyla Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür.
Günümüzde müze olarak hizmet vermektedir.

Ayasofya Müzesi Kim Tarafından Yapılmıştır

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ayasofya Müzesini kim yaptırdı
Ayasofya Ne Zaman Kimin Tarafından Yapıldı?

Ayasofya Müzesi Kim Tarafından Yapılmıştır

Ayasofya (Sainte Sophie) Camii, İstanbul’da Topkapı Sarayı yanındadır. Miladın 325. senesinde, Büyük Konstantin tarafından ahşap olarak yapıldı. Aryüs mezhebinde olup, 408’de vefat eden Arkadyus zamanında yandı. Bunun oğlu Teodosyus yeniden yaptırdı. Jüstinyanus zamanındaki ihtilalde yine yandı. Bunun tarafından şimdiki bina yaptırıldı. Jüstinyanus, 565’te ölmüştür. Bunun zamanında, zelzelede kubbesi yıkılmış, şimdiki kubbe 548’de yapılmıştır. Doğudan batıya 81, kuzeyden güneye 73, yüksekliği 57 metredir. Makedonyalı Valis (Balis-I) ve Roman ve Andronik zamanlarında tamir edilmiştir.

29 Mayıs 1453′te (Hicri 857′de) İstanbul fethedilince, Fatih Sultan Mehmet Han Ayasofya’nın camiye çevrilmesini emretmiş ve fethi takiben ilk Cuma namazı burada Akşemseddin hazretleri tarafından kıldırılmıştır. Fatih Sultan Mehmed Han, Ayasofya’yı hayratının ilk eseri olarak, kıyamete kadar cami kalmasını yazılı vasiyet ve vakfetti. Caminin yanına da bir medrese yaptırdı. Müslüman Türkler, Ayasofya’ya daima ilgi duymuşlar, yaptıkları ustaca tamiratlarla bugüne kadar gelmesini sağlamışlardır.

Fatih Sultan Mehmet Özlü Sözler

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Fatih Sultan Mehmet Özlü Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Fatih Sultan Mehmet Özlü Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Fatih Sultan Mehmet Özlü Sözler
Fatih Sultan Mehmet Sözleri
Fatih Sultan Mehmetin Özlü Sözleri

Eğer Padişah Ben İsem, Size Emrediyorum. Gelip Ordunun Başına Geçin. Eğer Padişah Siz İseniz, Gelip Devletinizi Düşmanlara Karşı Savunun.

İmparatorunuza Söyleyin. Şimdi ki Osmanlı Padişahı Öncekilere Benzemez. Benim Gücümün Ulaştığı Yerlere, Sizin İmparatorunuzun Hayalleri Bile Ulaşamaz.

Ya Ben Bizans’ı Alırım Ya da Bizans Beni.

Fatih Olmasaydım Ulubatlı Hasan Olmak İsterdim

Yapmak İstediğimi Sakalımın Bir Teli Bile Bilseydi, Sakalımın O Telini Hemen Koparır ve Yakardım

Bu Dünya Ölümlüdür. Her Fani Gibi Bende Ölümü Tadacağım.

Dünya Devleti Ebedi Değildir. Fani Cihanda Hiç Kimse de Ölümsüz Değildir. İnsanların Dünyada Nefesleri Sayılıdır ve Ölümsüzlük Kapısı Kapalıdır.

Hayatım Boyunca ALLAH’ın Emirlerinden Dışarı Çıkmadım. ALLAH’ın Rızasını Kazanmak İçin Uğraştım. Tek Gayem Bu İdi.

Ölüm, sevgiliyi sevgiliye kavuşduran bir köprüdür

Mezardakilerin Pişman Olduğu Şeyler İçin Dünyadakiler Birbirlerini Yiyiyor.

Allahü teâlânın dinini, Allahü teâlânın kullarının ayaklarına kadar götürmek, ne büyük zevktir.

İnsan seveceği kimseyi iyi seçmeli, ona göre sevmeli

Kim olduğun değil, kiminle olduğun önemlidir.

Salihlerin ismi anılan yere rahmet-i ilahi yağar.

İnsan rabbini tanıdığı kadar insandır.

Şeyhim Akşemseddin Hazretleri İle Beraber Yaptığım Zikrin Lezzetine Dünyaları Bile Değişmem. Eğer Şeyhim İzin Verseydi Zikir Yolunu Tercih Eder, Saltanatı Terk Ederdim

Fatih Sultan Mehmet Liderlik Sözleri

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Fatih Sultan Mehmet Liderlik Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Fatih Sultan Mehmet Liderlik Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Fatih Sultan Mehmet Liderlik Sözleri
Fatih Sultan Mehmet Sözleri
Fatih Sultan Mehmet özlü sözleri

Sırrıma sakalımın bir tek telinin vakıf olduğunu bilsem, sakalımı kökünden keserim.
Benim kudretimin ulaştığı yere onların hayalleri bile ulaşamaz.
Biz toprakları değil gönülleri feth etmeye gidiyoruz.
Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz.
Bir gece ansızın gelir krallığınızı imparatorluğuma katarım.
Ey Konstantiniye! Ya sen beni alırsın, ya ben seni alırım.
İmkanın sınırını görmek için imkansızı denemek lazım.
Allah bu milleti elli yıldan fazla rahata koymasın, alıştırmasın.
Düşmandan yüz çevirmek korkaklıktır. Benim ikbalim yücedir. Talihsizlik ise düşmanın nasibidir.
Düşmanı tanımak, tehlikeyi bertaraf etmek demektir.
İstanbul’u niçin fethettiklerini sorduklarında önce o benim gönlümü fethettiği için
Hekimler niçin bana kıydınız. Son Sözleri.
Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim!
Baykuştan pervâmız yok, biz şahinler sürüsüyüz.
Eğer kanım ile yükselecekse Hz.Muhammed’in dini; durmayın kılıçlarla doğrayın beni.
Evet, padişah benim. Ancak siz yine de çiçekleri ona veriniz. Çünkü kendisi benim hocamdır.
Şeyhim Akşemseddin Hazretleri İle Beraber Yaptığım Zikrin Lezzetine Dünyaları Bile Değişmem. Eğer Şeyhim İzin Verseydi Zikir Yolunu Tercih Eder, Saltanatı Terk Ederdim.
Eğer padişah siz iseniz, devletimizin bu zor gününde ordumuzun başında olmamanız törelerimize uymaz. Yok, eğer padişah ben isem, işte size emrediyorum, geliniz ve derhal ordularımın başına geçiniz.
Allah beni bu şehrin halkının müttefiki olarak bu zamana kadar sakladı. Biz bu şehrin düşmanlarına galip geldik ve onların vatanlarını aldık. Burayı Makedonyalılar Taselyalılar ve Moralılar almışlardı. Biz bunların bizlere karşı kötü davranışlarının intikamını yıllar geçmesine rağmen torunlarından aldık.