1. “Kim bana bir defa salât getirirse, Allah da ona on salât getirir ve on günahını affeder; on derece yükseltir.”
2. “Yeryüzünde Allah’ın seyyah melekleri vardır. Onlar ümmetimin selâmını (anında) bana ulaştırırlar.”
3.“Kim bana tek bir defa salât u selâm getirirse, Allah da ona on defa salât eder.”
4. “Kıyamet günü bana insanların en yakını, bana en çok salâvat edendir.”
“Gerçek cimri, yanında anıldığım hâlde bana salâvat etmeyendir.”
5. Bir gün Resûlullah sevinçli olarak geldi. Kendisine: “Sizi sevinçli görüyoruz!” denilince, şöyle buyurmuşlardır: “Bana melek geldi ve şu müjdeyi verdi: “Ey Muhammed! Rabb’in diyor ki: “Sana salât eden herkese benim on rahmette bulunmam, selâm eden herkese de benim on selâm etmem sana (ikram olarak) yetmez mi?”
6. “Allah benim için iki melek görevlendirmiştir. Ben bir Müslüman’ın yanında anıldım da bana salâvat getirdi mi, mutlaka o iki melek ona: “Allah seni bağışlasın” derler. Allah Teâlâ ve diğer melekleri de o iki meleğe cevap olarak: “Âmin” derler. Bir Müslüman’ın yanında adım zikrolunduğunda da bana salâvat getirmedi mi, mutlaka o iki melek: “Allah seni bağışlamasın.” der. Yüce Allah ve öteki melekler de o iki meleğe cevaben: “Âmin” derler.” buyurmuşlardır.
Efendimizin (s.a.v.) üzerine Salâvat getirmenin fazileti
Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor:
“Üzerime Salâvat-ı Şerife getiren kimseleri melekler rahmetle anar, meleklerin rahmetle andıkları kimseyi Allah (c.c.) affeder. Allah’ın affetti i kimse için bütün varlıklar rahmet okurlar.”
“Üzerime bir defacık Salâvat-ı Şerife getiren kimse için Allah Teala görevli meleklere: Bu kulumun üç gün içerisinde meydana gelen günahlarını yazmayınız emrini verir.”
“Üzerime bin defa Salâvat getiren kimseye Allah (c.c.) narı ile azab etmez.”
“Cibril bana: Ya Muhammed (s.a.v.) Sana senden önce hiçbir kimseye getirmedi im bir müjde ile geldim. Allah Teala senin için söyle buyurdu: Ümmetin den kim ayakta iken üç defa Salâvat getirirse, oturmadan önce Allah (c.c.) onu bağışlar. Otururken üç defa getirirse kalkmadan Allah’ın affına mazhar olur, buyurunca efendimiz (s.a.v.) bu müjdeler üzerine şükür secdesine kapandı.”
“Cuma günü üzerime yüz defa Salâvat getirenin seksen yıllık hatalarını Allah (c.c.) affeder.”
“Üzerime Cuma günü veya gecesi yüz defa Salâvat okuyan kimsenin yüz türlü haceti kabul edilir.”
“Bin defa üzerime Salâvat getiren ölmeden önce cennetle müjdelenir.”
“Cebrail (a.s.) bana gelerek: Ey Allah’ın Resulü, senin üzerine Salâvat getiren kimse için yetmiş bin melek istiğfar getirir, buyurdu.”
“Üzerime getirilen Salâvat sırat üzerinde bir nurdur.”
“İnsanların bana en yakını üzerime en çok Salâvat getirenidir.”
“Allah’ın yeryüzünde gezen melekleri vardır. Ümmetimin üzerime getirdikleri Salatü selamları bana ulaştırırlar. Getirdikleri Salatü selam bana ulaşır ulaşmaz ben de onlar için isti far ederim.”
“Üzerime Salâvat getirenlere kıyamet günü şefaatçi olurum. Salâvat getirmeyenden ise uzağım.”
Salâvatın Önemi
Efendimiz (s.a.v.) buyurdu:
— Bana en yakin olanlar, üzerime en çok salâvat getirenler olacaktır.
— Üzerime salâvat getirirseniz Allah da (c.c) sizin üzerinize salâvat getirir.
— Bana salâvat getirin. Nerede olursanız olun salâvatınız bana ulaşır.
— Allah Teala (C.C) buyurdu: “Bir defa salâvat getirene Ben ve meleklerim on defa salâvat getiririz.”
— Cuma günü ve geceleri üzerime (100) defa salâvat getirenin Allah Teala (c.c) otuzu dünyaya, yetmişi ahirete ait olmak üzere yüz hacetini kabul eder.
— Dua ile sema arasında bir engel vardır. Üzerime salâvat getirilince engel açılır, dua yerine ulaşır.
— Sırat üzerinde kalmış, hurma yaprağı gibi tirtir titreyen bir adam gördüm. O anda üzerime getirdiği salâvat-i serife gelip o durumdan onu kurtardı.
— Dün gece acayip bir şey gördüm. Adamın biri Sırat üzerinde düşüp kalkıyordu. O anda üzerime getirdiği salâvat geldi. Elinden tuttuğu gibi Sırat’tan geçirdi.
— Meclislerinizi salâvat ile süsleyiniz.
— Kıyamet günü büyük ecir almak isteyen, üzerime salâvat getirsin.
— Cuma günü üzerime (80) kere salâvat getirenin seksen senelik günahı affolunur.
— Üzerime salâvat getirilmeden yapılan hiçbir dua kabul olunmaz.
_ Karşılasan iki mu ‘min salavat getirerek musafaha ederlerse, geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır.
— Üzerime (100) defa salâvat getirene, Allah (c.c.) bin defa rahmet nazari ile bakar. İştiyakla daha fazla getiren için kıyamet gününde şefaat ve şahitlik ederim.
— Üzerime bir günde (1000) defa salâvat getiren kimseye cennetteki makamı gösterilmedikçe ölmez.
— Cuma günü üzerime (100) defa salâvat-i şerife getiren kimse kıyamette öyle bir nur ile gelecek ki, eğer o nur bütün mahşer ehline taksim edilse hepsine yeterdi.
— Ömrünü bos yere heba eden kişinin kaybettiği zamanı telafi etmesi için salâvat-i şerife ile meşgul olmalıdır. Eğer bütün Ömrünü ibadetle geçirmiş olsan sonra bir defa salâvat-i şerife getirsen, getirdiğin salâvat bütün ibadetlerinden daha ağır gelirdi. Çünkü sen kendi gücün nispetinde salâvat getirmektesin. Allah Teala da (C.C) Rububiyyeti hesabıyla senin bir salâvatına karşılık sana on salâvat getirmektedir. Yani Allah Teala(C.C) sana on defa rahmet nazarıyla bakmaktadır. Allah Teala’nin (C.C) kuluna nazar-i rahmeti; insin, cinnin ibadetinden daha hayırlıdır. Çünkü Allah(C.C) bir kuluna rahmeti ile nazar edince o kul azaba duçar olmaz.
— Allah Teala(C.C), perşembe günü ikindi vakti, melekleri salâvat-i şerife getirenlerin ismini yazmak için yeryüzüne gönderir. Cuma günü ve gecesi salâvat getirmeyi ihmal etmemelidir.”
Sultan Dizisi Yılmaz Hakkında Bilgi Orhan Şimşek Kimdir Kısaca
Sultan dizisinde Yılmaz karakteriyle Sultan’ıın kardeşi rolünde oynayan Orhan Şimşek daha öncede Genco dizisinde Ahmet karakteriyle izleyiciyle buluşmuştu.
Orhan Şimşek 1985 İstanbul doğumlu. Orhan Şimşek, tiyatroya 2000-2002 yıllarında Kadıköy Halk Eğitim Deneme Sahnesinde adım attı. Burada eğitim gördüğü süre içersinde birçok oyunda rol aldı. 2004-2005 yıllarında Müjdat Gezen sanat merkezinde eğitim gördü. Kandemir Konduğun yazdığı “İnsanlığın Lüzümu Yok” adlı oyunda oynadı. 2005 yılında Haliç üniversitesi Konservatuar Tiyatro Bölümüne girdi, şu an 3.sınıf öğrencisi. Okulla birlikte 2006 yılında Tobav Atölye Çalışmalarına katıldı burada; Murat Karasu, Sumru Yavrucuk, Uğur Polat, Emre Kınay, Hasan Şahintürkten eğtim aldı. Ayrıca 2005 yılından beri ikinci eğitim kapım dediği Haluk Bilginerin Tiyatrosu Oyun Atölyesinde çalışmaktadır.
milli mücadele döneminde çıkan gazeteler, milli mücadele dönemindeki gazeteler Milli Mücadele Dönemi Gazete ve Dergileri şunlardır;
Milli Mücadele döneminde Anadolu’da Milli Mücadeleyi destekleyen ve desteklemeyen gazete ve dergiler çıkmıştır. Bu gazete ve dergilerin adları, kimler tarafından kuruldukları ve kuruldukları şehirler ayrıntıları şöyle;
İRADE-İ MİLLİYE
GAYEY-İ MİLLİYE
MÜCAHEDE-İ MİLLİYE
HAKİMİYET-İ MİLLİYE
BABALIK GAZETESİ
ÖĞÜD GAZETESİ
VARLIK GAZETESİ
İSTİKBAL GAZETESİ
SELAMET GAZETESİ ( Milli Mücadele lehine)
GÜZEL TRABZON
IŞIK GAZETESİ
KARADENİZ GAZETESİ
YENİ GİRESUN GAZETESİ
GÜNEŞ GAZETESİ
ORDU BUCAK GAZETESİ
AHALİ (Samsunda çıkan Milli Mücadele dönemi gazetelerinden)
AKSİSEDA GAZETESİ
HİLAL GAZETESİ
DERTLİ GAZETESİ
TÜRKOĞLU GAZETESİ
KÜRSİİ MİLLET GAZETESİ
GAMLI GAZETESİ
KÜÇÜK MECMUA GAZETESİ
Türk Ulusal Kurtuluş savaşı basın tarihimizin 1 numaralı gazetesi İRADE-İ MİLLİYE gazetesi 14 Eylül 1919 da Mustafa Kemal’in direktifleriyle açılıp, Mustafa Kemal’in 18 Aralık 1919 tarihinde Anakaraya gelişine kadar tüm yazılarının Atatürk’ün direktifleriyle yazıldığı 1922 yılında matbaasının yanması ve İstiklal mahkemesince kapanan gazetedir.
İradeyi Milliye istiklal mahkemesince kapatıldığı sıralarda 2 Mart 1921’de GAYEY-İ MİLLİYE adı ile Maksud Azmi tarafından bir gazete daha çıkarıldı.
23 Mart 1922’de Hilmi Abidin ve Hayri Lutfi taraflarından MÜCAHEDE-İ MİLLİYE adıyla bir gazete çıkarıldı.
Yazı işleri müdürlüğüne Recep Zühtü’nün getirildiği ilk sayısının 10 Ocak 1920 de 68* 100 edadlarında haftada iki defa olmak üzere fiyatı 3 kuruştan satılan HAKİMİYET-İ MİLLİYE diğer bir gazetedir.
BABALIK GAZETESİ; 11 yıldır, haftada iki defa çıkan 5 Nisan 1921 de günlük y ayına başlayan ve Mustafa Kemal’i Samsundan Erzurum’dan Sivas dan bu yana, Ankara’ya kadar çizdiği çizgiyi izleye gelmiş, ulusal meclisin açılışını halka müjdelemiş, fırkacılık ihtiraslarının, küçük menfaatlerin daima üstünde kalmasını bilmiş, ileri fikirlerin baş savunucusu olarak ortaya açıkmış bir gazetedir. Başyazar ve Mesul Müdür, Samizade Süreyya dır. İstanbul’dan kaçıp gelmiş, ateşli çok aydın bir genç olan Süreyya, bayrama rastlayan düşman taarruzunu da hesaba katarak, bayram şekerlerine harcanacak paranın orduya verilmesi için kampanya açtı. Başarılı da olmuştur..
Türk ulusal Kurtuluş savaşı boyunca Babalık gazetesi bir çok ateşli gençlerde yer almıştır. SERVER (İskit) bunlardan biridir.
ÖĞÜD GAZETESİ; Abdülgani efendinin sahibi bulunduğu matbaa ve Öğüd gazetesi önce Afyonkarahisar’da kurulmuştur. 290’ıncı sayıya kadar NASİHAT adı ile çıktıktan sonra bu adı almıştır.
VARLIK GAZETESİ; doğunun tek gazetesi Albayrak’ın kapanmasıyla bütün doğu gazetesiz kalmıştı. Bunu gören Karabekir Paşa Sarıkamıştan ki askeri mabada derhal bir gazete kurmuş, Varlık adını verdiği bu gazete ile doğuya ses verilmiştir. Sair Feyzullah idaresinde çıkartılan bu gazetenin ömrü kısa olmuştur.
İSTİKBAL GAZETESİ; CHP’nin ateşli politikacısı ve milletvekili Faik Ahmet Barutçu’nun 10 Aralık 1918 de kurduğu bir gazetedir.
1916 yılında Rus işgaline düşen Trabzon 1918 yılının son aylarında kutulunca, şehir yeniden uyanmıştı. Birinci dünya Savaşının patlamasıyla, hukuk son sınıftan askere alınan Faik Ahmet ( Barutçu) Trabzon’a baba ocağına dönmüş, Türk Kurtuluş hareketini destekleyecek bir gazetenin çıkarılması için arkadaşlarıyla anlaşmıştı. 10 Aralık 1918 de çıkan İstikbal haftada iki defa küçük boyda fakat savunduğu fikirler bakımından çok güçlü idi.o sırada Trabzon bir de Pontus’çuların merkezi haline sokulmak isteniyor, şehirde birkaç Rumca gazete de çıkarıyordu. Erzurum kongresine dikilen gözler içinde en umutlusu İstikbalcilerin gözleriydi. 1920 de kendi kurduğu matbaada çıkan İstikbal 27 Ocak 1921 den itibaren günlük olmuş ve Türk zaferlerinin müjdelerini vermiştir. Gazete Türk Kurtuluş savaşı sonuna kadar yaşamıştır..
resimli facebook aşk yazıları,facebook için en güzel aşk yazıları,en güzel facebook aşk yazıları,facebook aşk sözleri,facebook aşk mesajları
Sen Gelipte Pismanim Desen Bana Ceza Ver Raziyim Cezama Desen Sana Tek Bir Ceza Verirdim Seninde Benim Gibi Sevmeni Isterdim Seni Gordugum Ilk Ani Hatirliyorum Ve Hic Durmadan Agliyorum
Kimler Icin Dokmedimki Gozyasi,senin Icin Dokuyorsam Ne Cikaromur Temelinden Her Bir Tasi,senin Icin Sokuyorsam Ne Cikar
Dunyanin En Agir Iscisi Benim, Nedenmi? Cunku 24 Saat Seni Dusunuyorum Gecenin Izinde Iz Surdum Seni Aradim Ay Sahidim,karanliklar Ise Isigimdisabahi Yapacak Gunese Ant Olsunki Seni Bulacagim Ve Benim Olacaksin,bir Seher Vakti
Bir Mezarci Olsaydim Seni Topraga Degil Kalbime Gomerdim Sevgilim
Seni Sevdigimi Soyluyorum Ama Bu Yalan,cunku;sana Olan Duygularim O Kadar Ustun Ve Yuceki Askim Onlara Isim Bulamadim
Eger Bir Ucurumun Kenarinda Dusmek Uzere Olsam, Asagida Bir Dal Olsa Ve O Dalin Sen Oldugunu Bilsem,olmekten Degil Bitanem Seni Kirmaktan Korkarim
Daglardaki Ruzgarin Esintisi Nasil Insaniin Icinde Bir Heyecan Yaratiyor Ise Iste Bende Seninleyken O Heyecani Yasiyorum Bitanem
Sen Deprem Gibi Girdin Gonlume Fay Hatti Cizdin Yuregime Enkazlar Biraktin Uzerimde Kalbimde Artcilar Devam Etmekte Ozlenmektesin Gulum 84 Siddetinde
Git Tabi Gitkirpiklerime Bir Kara Diken De Sen Eklehenuz Sokaklarina Bile Alisamadigim Bu Kente Ver Beni Ve Bakisinin Talan Ettigi Yerlerimi Al Oyle Git
Bende Hasret, Hasrette Sen Bildim Sende, Bensiz Ben Var Deprem Yikmaz, Yakmaz Ates Ask Olayim, Askin Kadar
Yurek Vermez Yurekliye Darildim Kustum Yuregimi Sana Getirdim Bir Guvercin Kanadinin Ucuna Denizlerde Tuz Koymadim Yarama Bastim Yuregimi Sana Getirdim Sesimin Ibresi Az Konus Dedi
Belki Yuzum Gulecek Donecegim Saskina Belki Mahkum Olacak Omur Boyu Askina Bu Karari Verirken Sakin Bana Deme Toy Sensiz Ben Yasayamam Elini Kalbime Koy
Dalgalarca Dalgalandim Ruzgarca Estim Yuregimi Sana Getirdim Sen Can Istemissin Candan Da Ote Dostum Yuregimi Sana Getirdim
Bazan Kar Nasil Hazin Yagar Bilirsin Kursuni Bir Gokyuzunden Aglamakli Iste Oyleyim, Kapkarayim Bu Gun Gel En Huzunlu Sesinle, En Dokunakli
Seni Icimden Atiyorum Hergun Biraz Biraz, Ayriliga Da Alisilir Unutmainsaniz Neler Gorecegiz Daha, Senin Sevgin Nedir Ki Koca Dunyada
Carsida Kaybolan Cocugun Elinde Soguyan Anne Sicakligi Hiziyla Ayrildin Benden, Oysa Ben Cay Bardaginda Birakilan Dudak Payi Kadar Bile Ayri Kalamam Senden
Gözlerine uygun renk bulamadım Hangisi olsa içim yanıyor Tenine uygun çiçek bulamadım Hepsi kokusunu senden alıyor
Dün kopan bir yapraktı,düşen bir kuru daldı Bugünden güzel değil bulacağın yarında Aç ellerini bir bak yanan avuçlarında Dün gitmiş yarın yok bize bir bugün kaldı
Demek o beni sevmiyor demek o beni anlamıyor bana içkimi verin bana kadehimi verin bir daha ölmek istiyorum
Sussun bütün şarkılar, Son bulsun hepsi, Seni hatırlatan ne varsa, Ne kaldıysa geriye, Neyle yetinmişsem bu güne, Yaşamımla birlikte son bulsun, Yeter ki
Günü gece olsun diye yaşıyorum, Çünkü gece hayallerime geliyorsun, Seni beklemiyorum çünkü sen hep benimlesin, Hayallerimde ve kalbimdesin
Sessizliğime saklanıp Dolaşırken kuytularımda Hayat yalınayak bir öpücük, Baharsa düşmekte saçlarından.
Bir pınarsın içilen ama hiç kanılmayan Seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan özlenen sen, özleyen sen, özleten sen Varken doyulmayansın, yokken dayanılmayan
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki Bu ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum
O gecenin sabahında Sen daha gözlerini açmadan, Süren rüyalarının bir yerinden Sokuluvereceğim irem bahçelerine.
Biliyorsun ki Dünden kalan ve de yarına ait Her şeyi yaktım gözlerinde…
Ne olurdu saadetlerin en büyüğü İşte ellerimde al, diyebilseydim Anlardın ve hiç gitmezdin, değil mi Bir gün olduğun gibi kal diyebilseydim.
Ne zaman seni düşünsem yaşamak güzel Bir bahar bahçesi olur güz bahçeleri En karanlıklarda bile uzanır bir el Kendiliğinden açar sabaha perdeleri
Sevdiğine söylenen her söz yürekten gelir Yüreği sevgi dolu, sevgisi süreklidir Kalmazki gönlünde hiçbir şeyin korkusu Aşk yine aşk sevenin ömrüne hayat verir
Şimdi senle sarılıp sımsıkı Poz vereceğiz güneşe ve Ölümsüz kılmak için zamanı Tâb olacağız gökyüzüne.
bir güneş yanaşıyor ufuklarıma açıyor kapılarını iniyor yolcuları tek tek ışıl ışıl bir tek sen olmuyorsun içlerinde benim beklediğim sen.. işte o an ben henüz hareket etmiş olan gecenin arkasına asılıp seni özlemeye gidiyorum….
bir bulut yanaşıyor gözlerime açıyor kapılarını iniyor yolcuları tek tek damla damla bir tek sen olmuyorsun içlerinde benim beklediğim sen.. işte o an ben hüzün gemilerine binip senı özlemeye gidiyorum….
bir rüzgar yanaşıyor yüreğime açıyor kapılarını iniyor yolcuları tek tek efil efil bir tek sen olmuyorsun içlerinde benim beklediğim sen.. işte o an ben içimdeki fırtınaya tutunup seni özlemeye gidiyorum….
bir gece yanaşıyor düşlerime açıyor kapılarını iniyor yolcuları tek tek renk renk bir tek sen olmuyorsun içlerinde benim beklediğim sen.. işte o an ben kabusların içine karışıp seni özlemeye gidiyorum….
geldiğinde yoksam eğer inmiyorsam ellerine yanaşan dokunuşlardan bil ki seni özlemeye gitmişim….
Duyabildigin tüm sesle Haykırabildigim kadarıyla Cevaplayabildigim her soru.
Gecenin lakırtısı hala kulaklarımda. Zaman ise sensizliğin sınırsızlıgında. Ve bensizligin ilk demleri kaplanıyor ..
Ankara da karsı pencerede yagıyordu kar. Görebildigim tek buydu Bugulu bir kırmızıydı gök.
Sana yazdıgım harfleri Birlestirip cizgi yapsam Ne kadar uzak olsan Sana gelirdi biliyorum ..
Karmakarısık sanmalar içinde her geleni O zannederdim.
Tabi gidenleride ..
Beni görmeye gel!
Gittigim geldi aklima. Karşı bir yoldan Bir trene binipte. Arkamda aglayan iki göz ..
Aglardım.. Süzülürdü yanaklarımdan. Buz çiçek olurdu .. Aglardım. Toprak yeşerir. Gonca çıkartr. Aglardım. Deniz maviş gök laciverte dönerdi. Gözlerim yanardı maviye bakamazdim. Her şey senden yana Ben yalnızdım. Kapatırdım sayfaları kilit vururdum. Deniz kara gök siyah olurdu.
Deprem haftasına özel şiirler Deprem Haftası şiiri Depremle ilgili şiirler
DEPREM
Gürültü kopar uzaktan, Sular fışkırır topraktan. İnsanlar yolu bulamaz, Oluşan bir karanlıktan…
Bu bir depremin sesidir. Bir canavar nefesidir… Karanlık kaplar her yeri. Bilmem kentin neresidir?
Anne ağlar, yavrum diye, Çocuk ağlar, annem diye. İnsanların hepsi şaşkın… Bakamazsın bu sahneye.
Elimizden bir şey gelmez, Bu felâket hiç sevilmez. Bu sarsıntı yer küreden… Daha önceden bilinmez.
Sağlam temel sağlam evler, Sözüm size mimar beyler. Sağlam yapın her binayı! Yıkılmasın kentler, köyler!
Halkım hiç acı çekmesin, Artık gözyaşı dökmesin! Sağlam yapın her binayı, Deprem bize kükremesin!
Çok üzgünüm acılardan, Kurtulalım sancılardan… Çığlıklara dönüp bakın, Ders alalım buncalardan.
İbrahim ŞİMŞEK
KONUT DEYİNCE
Konutumuz sağlam olsun, Depremde hiç yıkılmasın. Gece-gündüz neşe dolsun, Kem gözlerle bakılmasın.
Konutumuz geniş olsun. Eşyalara yer bulunsun. Merdivenler dar gelirse, Asansörden çıkış olsun.
Konutumuz temiz olsun, Pencereler geniş olsun. Her adaya güneş girsin, Perdesinde korniş olsun.
Her durağa yakın olsun, Mobilyamız takım olsun. Gürültüden çok uzakta. Konutumuz sakin olsun.
Aylık gelir dolgun olsun, Kira, biraz uygun olsun. Çarşılara gitmek zordur, Manava da yıkın olsun.
Her köşede oyuncaklar, Bahçesinde salıncaklar, Mahallemizde çocuklar, Benimle arkadaş olsun.
Bahçesinde çiçek açsın, Ağacında kuşlar ötsün, Komşularla hep birlikte, Günlerimiz güzel geçsin.
İbrahim ŞİMŞEK
Yaşanan Zelzeleler
17 Ağustosta deprem felâketini Ailecek Gölcük’te gördük biz de yaşadık. Şimdi de vurdu yine Pakistan Milletini 9 Ekim İkibin beşte sanki biz vardık.
Allah merhamet etsin,yaşayan başka anlar Unutulmuyor asla geçse nice zamanlar, Felâketi görüp te içinde yaşayanlar O günlerine döner, o günlerini yaşar…
Bazı öyle olaylar anlatmakla yaşanmaz, Tarife imkân olmaz onu yaşayan bilir, İşte tüm felâketler yaşanır,anlatılmaz Acılarla doludur,yıkan bir aşk gibidir…
Depremle Selle Bizi Taşan Toprağan Katma
Pakistan harap olmuş gönül artık gülmüyor Gönül mızrabı kırılmış artık oda artık çalmıyor Bu kadar felaketten sonra Müslümanlar ders almıyor. Depreme uygun teknolojik binalarda yapmıyor. Depren senin dünya senin engellenmiyor Müslümanları gafletten uyandır sen koru yarabbi Yarabbi Müslümanlar gaflet içinde doğal afetinle yakma Sahibimiz sensin doğal afetlerle bizi hesaba çekme. Sen gafurur rahimsin bizi perişan edip yıkma Depremle selle bizi taşan toprağan katma Allah’ım
Deprem
Deprem olur dört bir yanda Enkaz altında kalır tüm insanlar Pek üzücü bir olayda olsa Razı olmalı tüm canlılar Yasla eşyaları duvara Düşmesin başımıza Enkazda kalınca Korur sivil savunma Deprem anında Çömelecek yerin olsun Başını yaralama Acını arttırma Yararalanınca sarar yaranı Zor durumda kalınca Bundan biri enkazdır Deprem olunca Nerede olacağı bilinmez Yolda veya okulda Rastlar her zamanda Sen hazırlıklı ol Zorlukolmasın başımıza Deprem anında Calın yada malın gider Enkaz altında Deprem çantasını hazır tut El fenerini unutma Hele yemek önemlisi İlk yardım çantasıda var Enkaz ne demek derlerse Acı gelir aklıma Canın koybola bilir Enkaz altında.
Uykusuzluk Şiiri, uykusuzlukla ilgili şiirler, Uykusuzluk Şiirleri
Özdemir Asaf Uykusuzluk şiiri
uykusuzluk ve pencerede bir kedi gece boyu hiç konuşmadan durdu yağmurlar yağdı, dindi pencerede hep kedi ne geceye girdi, ne uyudu baktı, baktı, baktı belli değildi doğmadığı, doğduğu
sanki ona bir zaman hadi şimdi, yola çıkıp bir duygudan pencerenin dışında duran bir geceden indi, odaya girdi dedi hadi şimdi sende in uykudan
sevdi mi, sevmedi mi, belli etmedi sürdürüp suskunluğunu yeni huysuzluğu besledi aaaa kedi bu uykunun içindeydi
ankara yolundaydı bir gece bir gün marmaris yolundaydı kedi bütün uyku kapılarının önündeydi mırmırları, tırmalamalarıyla bir kadının düşlerindeydi ve bütün hırçınlığıyla anılarının önündeydi.
Özdemir Asaf
Uykusuzluk Şiir
bir uykusuzluk var içimde sonra huzursuzluk çok uzaktayım sanki yıldızlar kadar yakın, sen kadar uzak uyku akıyor gözlerimden ben değil hislerim uyuyor.
İsmail Yaprak
HER GECE Mİ BU UYKUSUZLUK?
Her gece mi bu uykusuzluk! Hele saatin tıkırtısı! Ya karasinek düşünceler! Çıldıracağım bu gidişle; Yatak değil sanki cehennem.
Deliksiz bir uykuysa vaadin, Günün dolmuş veya dolmamış, Gençliğime filan bakmadan, Derhal gelebilirsin ölüm; Kapı açıktır, lamba sönük.
CAHİT SITKI TARANCI
Uykusuzluk
Bir yudum su bazen istediğim Gecelerin dipsiz kuyusunda boğulurken Her saat başı kan ter içinde uyanırken kabuslardan Görmek istediğim sadece sendin Duymak istediğim sadece bir seni seviyordum Uyumaya korkuyorum artık gecelerde Nedenini tam kestiremesem de Bir teori var aslında bende Senin varlığın hep hayatımdayken Yetiyor üç beş saat göz kapama Bu kadar az saatin sorunu benle Uyandığımda yaşadğığım herşeyin Çok güzel bir rüya olması korkusundan Söyler misin sevgilim beynimde fink atarken düşünceler Nasıl uyuyabilirim rahatça senin elin olmadan elimde Zamanda zor geçiyor sensiz her an Senle olan saatlerse saniyeden farksız Sen sevgilim Söyle… Var mısın benle hayatın dipsizliğine adım atmaya…
Bir senede dört mevsim var Birbirini kovalar İlkbahar, yaz, sonbahar, kış Çiçekli, karlı bir akış İlkbaharda canlanır yer Kırlar hep yeşiller giyer Döner geline her ağaç
Süslü bir etektir yamaç Dere akar çağıl çağıl Kuzularla dolar ağıl Şimdi bakarsın gök nurlu Şimdi bakarsın yağmurlu Güneş bir doğar bir kaçar Hava bir kapar bir açar
YUSUF ZİYA ORTAÇ
BAHAR GELİYOR
Damlardaki kar, saçaklardaki buz Kanı kaynayan suya dar geliyor Haberin var mı Oluklardan Akan su sesinde bahar geliyor
En Anlamlı Ayrılık Şiirleri Anlamlı Ayrılık Şiirleri
Dünyayı Gezdim Dolaştım
Dünyayı gezdim dolaştım Ayrılık gibi dert olmaz Tatlı canımdan usandım Ayrılık gibi dert olmaz
Kaçan döndüm yâre baktım Çözümden kanlı yaş döktüm Gezdim her belayı çektim Ayrılık gibi dert olmaz
Hilal kaşı keman değil Zülfü ahir zaman değil Be yarenler yalan değil Ayrılık gibi dert olmaz
Kullar başına gelmesin Kimse göz yaşın silmesin Hak, düşmanıma vermesin Ayrılık gibi dert olmaz
Bana inanmayan varsın Aşık’ın yüreğin yarsın Neler çektiğini görsün Ayrılık gibi dert olmaz
Aşık Paşa
Ayrılık
Özlemi derinlemesine yaşamaktır ayrılık Hüzünlerin kesiştiği uzak noktadır ayrılık
Hatırlanacak güzelliklerin belirsizliğinde Geride ne bıraktığını bilememektir ayrılık
Sevda üstüne türküler hayal etmek Söyleyecek söz bulamamaktır ayrılık
Bülbülün güle yanışını hissiz seyretmek Nedenini bilmeden iç çekmektir ayrılık
Aynı hayat boyutunda yatay seyretmek ama Hava boşluğunda gibi vurgun yemektir ayrılık
Kış gecesi ıssız sokakta üşürken Yüreğinde çöl ateşini hissetmektir ayrılık
Bir gayeye yönelip doğru yolda yürürken Nereye gittiğini bilememektir ayrılık
Sevda ateşinden kurtulmaya bir bahane Boğulmak için aşk denizine dalmaktır ayrılık
Eline kalem alıp şairlere özenmek Gülmeye ya ağlamaya karar verememektir ayrılık
Mehmet Akif Çeçen
Ayrılık
Gitmek, ayrılık demekmiş Ayrılık, hazan Hazan, yaprak dökümü Yaprak dökümü, tükenmek Tükenmek, yok olmakmış Hiç olmak bir anlamda
Aşkı ayrılık beslermiş Ayrılık uzadıkça Aşk hiç bitmek bilmezmiş
Elveda Sevgilim
Sana gitme beni bırakma, demiştim ya, Artık gitmeni istiyorum, Biliyorum beni hiç sevmediğin.
Bu yüzden gitmeni istiyorum, Seni her ne kadar çok seversem seveyim. Sen benim olmayacaksın, Beni sevmeyeceksin.
Ben senden asla ümidimi kesmeyeceğim, Seni hep beklicem ve seveceğim. Sana sarılmayı, ilerde birgün karşılaşmayı dileyeceğim, Elveda sevgilim.
Ayrıldık Değil mi
Efkar bastı gönlüme yine Tat vermiyor bu hayat niye Canıma işlemiş sevgin gönlüme Söküp atamıyorum neden
Biliyorum olmayacak hayal benim kisi Seviyorum desem ne kıymeti var ki Unutamıyorum diye dert yansam önemlimi Kendim ettim kendim buldum delilik benimkisi
Hasret çekmekle olmuyor güzelim Seni rüyalarda görmek yetmiyor ki Zaten mutluluk benim için bir hayaldi Ayrıldık işde eller sevinsin değilmi?
Elveda
Elveda demenle yıkıldım o an Hayal mi gerçek mi anlayamadım Gözümün önündeydi o yüzün bir an Ağlamak istedim de ağlayamadım
Şimdi beni istiyorsan neden geleyim Kalbimi kırmana bir daha nasıl izin vereyim Bakma öyle gözlerime sen beni kaybettin Bir daha asla seni sevmeyeceğim
İşte forumdasımızın 3.yıl kutlamalarından harika görüntüler. Dj iniz ben WisH saat 20:00 da başlayan yayınımla eğlence ve hareketleri parçalarımla siz sevgili dostlarıma elimden geldiğince güzel bir yayın yapmaya çalıştım.
Bundan tam 10 yıl önce 3 Temmuz 2000 tarihinde; ülkemiz Türk insanına gülmeyi öğreten;duruşuyla,karakterleriyle,yıllar önce çekilmiş filmleriyle bile hala bizi güldürmeyi başaran;İnek Şabanımızı,Davaromuzu,Salakomuzu,Kibar Feyzomuzu,Kapıcılar Kralımızı,Çöpçüler Kralımızı,GÜLEN ADAMIMIZI…..
14 Şubatta Ne Hediye Edilir sevgililer gününde Ne Alınır
14 Şubat Sevgililer Gününde Erkeklere Kadınlara Alınabilecek Hediye seçenekleri;
Erkeklere hediye beğendirmek genel olarak kolay görünür.Alınabilecek hediyeler arasında şık bir saat,kullandığı parfümü biliyorsanız parfüm, şık bir bluz kazak,mesleğine göre çok şık bir kutuda kalem de olabilir.Takım elbiseyi severek giyen bir erkeğin asla hayır diyemeyeceği kol düğmelerini unutmayalım.Şık bir kol düğmesi de zarif bir hediyedir. Klasikleşmeye başlamışsa da, kupanın dışına fotograf koydurup, sıcak su koyunca ikinizin fotografı çıkması da bir öneridir.Eğer becerebiliyorsanız sevgilinize kendi ellerinizle sevdiği renklerden bir atkı örebilirsiniz.
Bayanlara hediye seçeneği çok gibi görünür.Fakat erkekler için zor bir süreçtir hediye alması.Çünkü kafasında acaba beğenir mi sorusu fink atar.Şöyle sıralayacak olursak;
Bayanların en büyük tutkusu takıdır,genel olarak.Şık bir kolye,küpe kendinize güveniyorsanız tek taş harika bir hediyedir.
Beraber gezmeye gittiğinizde gözüne takılan vitrinde beğendiği bir takıyı hediye olarak gören kadın kadar mutlusu olamaz heralde:) Tabii bu da erkeğin sevdiğine ne kadar değer verdiğini,sevgilisine ne kadar özen gösterdiğini gösterir.
Çikolata seven kadınlar için kalpli güzel bir kutu çikolata da güzel bir hediyedir.
Çalışan bir bayansa işyerine gönderilen çiçek de çok hoş bir hediyedir.
Son günlerde ihtiyaç duyduğu bir eksikten bahsediyorsa onu alıp hem ihtiyacını karşılamış hem de sevgilinize hediye vermiş olursunuz.
Ne tür giyindiğine dikkat ediyorsanız kıyafet de güzel olur.Eşarp seçeneğini de unutmamak lazım.
Sevgilinizi iyi analiz ettiyseniz karakterine uygun bir hediye mutlaka bulursunuz.
** Evin kapısını kapat, Kaynanayı kaldır at, Kaynanasız gelinler, Aman bacım ne rahat. ** Kazanda hedik kaynana, Dişleri gedik kaynana, Oğlun çerez getirdi, Sensiz yedik kaynana. ** Sini sini şekerim, Üstüne bal dökerim, Kaynanamın kahrını, Oğlu için çekerim. ** Köprü altında durdum, Manine mani vurdum, Senin gibi maniciyi, Gaz kümesine kordum. ** Çarşıda et kaynana Başında bit kaynana Biz oğlunla yan yana Dışarı git kaynana ** Kız gelin dırdır etme, Fazla ileri gitme, Vakitsiz horoz gibi, Gece yarısı ötme. ** Sokakta geziyorsun, Oğlumu üzüyorsun, Sende ne güzellik var, …… benziyorsun, ** Çiçek gibi her yanım, Sen hizmetci ben hanım, Evden kovarım seni, Eğer isterse canım. ** Başı saçaklı gelin, İpten kuşaklı gelin, Dün geldin adam oldun, Leylek bacaklı gelin. ** Yüzüm beyaz ay gibi, Kaşlarım da yay gibi, Oğlun bana ev aldı, Koskoca saray gibi. ** Oğluma çatacağım, Seni boşatacağım, Sırtına tekme vurup, Sokağa atacağım.
——————
Sağlık afiyet sıhhat Gaynanayı galdır at Gaynanasız gelinler Aman anam ne rahat
Gız gelin dırdır etme Fazla ileri gitme Vakitsiz horuz gibi Gece yarısı ötme
Çarşıda et kaynana Başında bit kaynana Oğlun bekler mutfakta Dışarı git gaynana
Sokakta geziyosun Oğlumu üzüyosun Güzel desem değilsin Maymuna benziyosun
Çiçek gibi her yanım Sen hizmetçi ben hanım Evden kovardım seni Şayet isterse canım
Başı saçaklı gelin İpten kuşaklı gelin Dün geldin adam oldun Leylek bacaklı gelin
Sinilerde şekerim Üstüne bal dökerim Biber gibi sözünü Oğlun için çekerim
———————
Havuzun ortasında Kına kardım tasında Oğlum bana dönecek Şu ayın haftasında
Tugbam sitesinde en güzel Kanser ile ilgili sloganlar sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Kanser ile ilgili sloganlar Kanser sloganları Kanser ile ilgili sözler Kanserle ilgili sözler, Kanser ile ilgili sloganlar,kanser haftası sözleri
Kanser İle İgili Sloganlar
•Kanserden değil, geç kalmaktan kork.
• Erken teşhis hayat kurtarır.
• Kansersiz Yaşam Elinizde
• Kanserden Korunabilirsiniz
• Kansersiz Yaşama Doğru
• Kanserde Erken Teşhis Hayat Kurtarabilir
• Meme Kanserinden Korunabilirsiniz
• Kendi Kendine Meme Muayenesi Hayatınızı Kurtarabilir
• Kendinize Bir “Şans Verin, Kendi Kendine Meme Muayenesi Yapın
• 20 Yaş Üstü Bayanlar Her Ay Kendi Kendine Meme Muayenesi Yapıyor musunuz?
• Bayanlar Sağlığınız Parmaklarınızın Ucunda, Kendi Kendine Meme Muayenesi Yapınız
Tugbam sitesinde en güzel Yardımlaşma ile ilgili ATASÖZLERİ sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Yardımlaşma ile ilgili ATASÖZLERİ Yardımlaşma Atasözleri, Yardımlaşma ile ilgili sözler
İnsanlar birbirine yardımdan el geçtikleri gün insanlık yok olur Karşılıklı dayanışma olmazsa toplumlar olmaz Walter SCOTT
Bir mum, diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez MEVLANA
Bir başkasının yaşamasına yardım etmeyen, yaşadığını iddia edemez Merry BROWN
Yardım edeceğin kişiye bir şey demeden yardım et
Minnet sahibinin ihtiyacını görmek, dostluk kapısının anahtarıdır Abdullah el BASRİ
Dostuna da düşmanına da yardım et, çünkü o zaman dostunla daha yakın dost, düşmanınla da daha dost olursun CLEBBUL
Düşenin elinden tut ki sende düştüğün zaman tutacak bir el bulasın AF BAŞGİL
Çoban, kurdun işine razı olursa, köpek yabancıya havlamaz Ebu ÜMAME
Düşmanına bir şey vermek, dostundan bir şey almaktan daha iyidir Gustav Van MOSER
Herkesin yardımlaştığı yerde işler yarım kalmaz ANONİM
Yalnız yiyen, felaket gününde de yalnızdır Rig VEDA
İmece günü bulut görmeyene ne mutlu Türk Atasözü
Ağaç düşerde yakınına yaslanır Gagavuz Atasözleri
Kendi evini yapamıyorsan, bir yapana taş taşı Hint Atasözü
Aldığımız şeylerle geçici bir süre var olur, ama verdiğimiz şeylerle ebediyen yaşarız DM LAVSON
Kardeşinin salını karşıya geçirmeye yardım et, göreceksin ki, sen de karşıdasın Hint Atasözü
Kurbağadan yardım istenmektense boğulmak daha iyidir SOPHOCLES
Sağlam göz ağlasa, kör gözden yaş çıkar Uygur Atasözü
Yalnız olan rahat görmez, yardımlaşan, yorulma bilmez Tatar Atasözü
Allah yardım ederse kuluna her iş girer yoluna Türk Atasözü
Kendine yardım etmeyene, Tanrı’da yardım etmez SOPHOCLES
İyilik ve takva için yardımlaşınız Maide–3-
El kapılarında dilenci değilsin, bunun şükrane olarak kapıdan dilenciyi kovma SADİ
Almayı iyi görüyorsan vermeyi kötü görme Uygur Atasözü
Ekmeğini yalnız yiyen yükünü dişiyle kaldırır Türk Atasözü
İnsan, dostlarının acılarına, onlarla bir olup ağlayıp sızlamakla değil, yardım ve bakımile katılmalıdır EPİKUROS
Sevmek fiilinden sonra dünyanın en güzel fiili yardım etmektir V SUTTİNER
Kiminki, kalbinde vardır himmeti, Onun da güzellik olur nimeti Nizami GENCE
Hayat zaten yeterince kısa ve ıssız değil mi ki? Yolları birlikte kat edenler birbirine yardım etmesin mi? CHİLON
Mandaya dayanacak ağaç olursa kurtlara sala okur Türk Atasözü
Bırakma beni insanlar kötü bırakma beni korkuyorum..
Vaz Geçtim Gözlerinden Sanma Adını Ezberliyorum hala Aşkın En Ağırıydın Bana Kalmadı Yüreğim Kayboldum her an..
Yalnız Gitme Giderken Benide Götür, ben Gelmezsem Hic Durma Bu Aşkı Bitir, Yapma Beni Bırakma Eller Ne Der Sonra Diller Ne der Sonra!
Ağlamazdım Kirpiğimde Yaş Olsaydın Sıkılmazdım Gözümde çöp Olsaydın Gocunmazdım Ah Yaramdaki kan Olsaydın Sana Ben harammıydım ki helaline gittin…
Bir gün Gelirde Unuturmuş insan En Sevdigi Hatıraları bile, Bari Sen Her Gece Yorgun Sesiyle Saat 12’yi Vurduğu Zaman beni beni Unutma..
Aklımı yerden Göğe Kadar Aşka Sordum Kimseye Kafam Bozulmuyor Onun Kadar, Çok Umutsuzum Bazen Bazende umutluyum Seviyorum Olmuyor Sevmezsem öLürüm..
Bu Sefvdanın Dalında Hep Yanmayamı yeminim Erken gelen Hazanda hep Solmayamı yeminim, Bulutlar Dayansın diye Adını Dağlara verdim Toprağa Anlatsın Diye Sesini Sulara Verdim!
Söze gerek yok Gözlerime Bak oku gerçeği Sen içinin Sesini Dinle Kalbine Sor Beni..
Ben Canımı verdim Bir Vefasıza O beni Unuttu Dönmedi hala, Bu Evde Saatler geçmiyor Sanki o şimdi uzakta Duymuyor beni Yardım Et Allahım Yol Göster Allahım..
Dert Yine Dert Bıktım Senden Git Hadi Git Koptuk Zaten Her Sebebin bendim Madem Neden Sustun Neden?
Sığınacak Başka Kimim var gecemde Gündüzümde Sen Senin için Atan Yüreğimin Yangınını Bi BiLsen..
Delilik Biliyorum Senle Olmak Delilik Takılıp Kaldım Karşı koymam imkansız, Yaşanan Yollarım Senden çok Daha Fazla Hüzünlerim Alır gider Sevinçlerimi..
Olmadığın her yer gurbet gelmedigin evim zindan yatağım taştan Soğuk Dayanamaz Buna insan Tükenecek neyim kaldı uykularım çoktan bitti yetmiyor aklım çözmeye bumu sevda dedikleri?
Artık gitme demiyeceğim zaten iyice hazırsın bu sefer herşeyi yanında götür anılarımızı umutlarımızı sevgimide al belki lazım Olur!
içimde bi kıpırtı var hayrola hop oturuyor hop kalkıyor gonul okuyor canıma ne desem boş sıgmıyorki ele avuca diyorki leyla kavuştu mecnununa..
belki birgun beni unutturacak biri cikacak karsina, belki ozlemeyeceksin beni, gozyasida dokmeyeceksin belki , ama bil ki bu gece yuregimdesin, her zamanki gibi.
kalk gel hangi uzak yerdeysen,erimeden karlar.gel gor daldaki beyazini sogunu havanin..duy sesini yaganin,havadaki sessizligin sensizligini..karlar erimeden gel…
ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret, ve sevgiline hasret oldugun kadar ona yakinsin. unutma, yagmurun yagdigi kadar islaksin, gunesin seni isittigi kadar sicak…
yüreğim umulmayan yaralarla baş edemezken bir tatlı aşk gülüşü özledi gözlerim ve sen hangi alemde hangi düşlerde isen gel çünkü gülüşünü ‘ÇOoOk Özledim’
hasretin öldürdü beni! Şimdi geceler çaresiz, geceler sensiz, bir öpüşten daha sıcak şimdi yağmur damlası, gelip konar dudaklarıma sessiz. söylemişmiydim hasretin öldürdü beni hiç sebepsiz
Gecenin karanlığındasın, güneşin ışığında, Suyun damlasında, selin coşkusunda Kimi yanımdasın kimi rüyamda Ama hep aklımdasın sakın unutma…
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün çevrene karışırcasına.. Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır.Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana…
Yokluğunda varlığını özlemem gerekirken; varlığında yokluğuna hasret bıraktın!
Şimdi daha iyi anlıyorum ki, Nefes almak değilmiş, yaşamak. Ateşlerde yanmak gibi bir şey, Seni severken,sensiz olmak
Şimdi biz neyiz biliyor musun? Akıp giden zamana göz kırpan, birbirine uzanamayan yorgun yıldızlar
Işıkları Kaldırıp Attım Bir Kenara !!! Anlıyor musun?Gökyüzü Güneş Olsa ,Sensiz Karanlıktayım
Gurbet
hasretin kurşun gibi düşer zamana kelimeler hoyrat ikindilerde çağırır seni gözlerim sıcak bir nefes gibi tutulur sevda nöbetlerine tutulur hasretine
seni sevmek adına ayrılığa isyan dağlara sabır ektim ve katran ve zift gibi toprağın tenine ilaç yağmura hüzün sardım
adını isyan koydum aşkın çiçeklerden önce ayrılığı çektim içime
gurbetindeyim ey yar sılam çok uzak iklimimde hazan var yeşilim kurak kuşatılmış her bir yanım her yanım tuzak
hira’dan bir rüzgar esse şimdi içime hey yar beni alıp bu diyardan sana götürse
medine’n olsun şimdi beton şehirler bir hicret kabul eyle var da bir yol gel göz göz olmuş yaralarımız bir derman bekler
sana salat, sana selam söylüyor diller hey yar hasretinin çöl yolunda yine garipler