Tugbam sitesinde en güzel Evlilik Sözleri sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Evlilik Sözleri En Güzel Evlilik Sözleri,
Evlilik Sözleri Kısa;
Bir yuvamız olsun artık. Bize dair, bizi anlatan, bizle dolu. Evimiz derken içimizin hoplayacağı, her şeyi uzaklaştırırken bizi yakınlaştıracak duvarları, pencereleri, odaları, bizle dolu kokusuyla evimiz olsun. İçinde sen olsun, ben olsun, sevgi olsun.
Saatler gibi, tıkır tıkır işlerken, ben beş olsam sen yirmibeş geçiyor ol, ben üç olsam sen çeyrek geçiyor ol, altı olsam, buçuk, iki olsam on geçe, dört olsam yirmi geçe, oniki olsam sende tam üstümde benle oniki ol , ne bir dakika ileri ne bir dakika geri hep eşit hep birlik ol istiyorum. Zamanı beraber tutalım gel hadi.
Hep senle dolu, benim aşkımla deli, ümitlerimle, hayallerimle bezeli, hem hisli hem içli hem çok güçlü dünyamı senli kılar mısın? Elimi sımsıkı tutar mısın sevgilim?
Bir elmanın iki yarısı gibisiniz. Yaşam boyu bunu korumanız ve birbirinizi hep tamamlamanız dileğiyle… Mutluluklar!
Hayat kadehse eğer, aşk da kadehi dolduran şaraptır. Kadehinizin hiç şarapsız kalmaması dileklerimizle, hayat boyu mutluluklar dileriz.
Ebedi sevgi yolunda attığınız bu ilk adımda belki yanınızda değilim ama bilin ki tüm kalbim sizinle. Hayat boyu mutlu olmanızı diliyorum.
Her gününüz birbirinizi daha çok severek ve birbirinize daha çok bağlanarak geçsin. Hayat boyu mutlu ve huzurlu yaşayın! Yuvanızdan sevgi eksik olmasın…
Beyaz güvercinler yolluyorum size buralardan, hayatınıza sevgi, mutluluk ve huzur versin diye. Ömür boyu mutluluklar dilerim.
Yaşantınızın her günü bugünkü gibi sevgi dolu, mutlu ve heyecan dolu geçsin. Birbirinize hep bağlı kalın! Mutluluklar…
Sevginizi ölümsüzleştirmeye doğru attığınız bu adımda sevginizin hep ilk anki gibi taze kalması ve mutlu olmanız dileğimle…
Bir aşk gülümsemeyle başlar, öpücükle devam eder ve bir nikahla ölümsüzleşir. Sevginizi ölümsüzleştirmeye doğru attığınız bu adımda, aşkınızın hep ilk günkü gibi taze kalmasını ve mutlu olmanızı diliyorum. Elleriniz birbirinden hiç ayrılmasın!
Unutmayın ki paylaştıkça çoğalan tek şey sevgidir, evlilik gibi bir noktayla ebedileştirdiğiniz sevginizin hep çoğalmasını dilerim. Mutlu bir yaşam dileğiyle…
Gönlümde tatli bir bela gibisin, sen bendeki benin tek sahibisin… desem ki bebegim, artik benimsin…Sevgilim, benimle evlenir misin ?
Tugbam sitesinde en güzel İçinde Allah Sözcüğü Geçen Atasözleri sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa İçinde Allah Sözcüğü Geçen Atasözleri ALLAH adı geçen atasözü ve deyimler, Allah İle İlgili Deyimler, Allahla İlgili Atasözleri, İçinde Allah Sözcüğü Geçen Atasözleri Ve Anlamları, İçinde Allah Sözcüğü Geçen Atasözü Ve Deyimler, İçinde Allah Sözcüğü Geçen Deyimler,
Allah doğrunun yardımcısıdır
Yüce Allah, insanlara neyin eğri, neyin doğru olduğunu kitapları ve peygamberleri vasıtasıyla göstermiştir. Onun yap dediğini yapan, yapma dediğini yapmayan doğru yoldadır. Onun istediklerini yerine getiren, haram kıldığı şeylerden kaçınan, onu bunu aldatmayan, yalan söylemeyen, doğruluktan sapmayan kişiye Allah yardım eder; o kişi her işte başarı sağlar, kötülük görmez, zarara da uğramaz. O hâlde doğruluktan şaşmamalıdır.
Allah gümüş kapıyı kaparsa altın kapıyı açar
İşleri kötü giden kişi Allah’tan umut kesmemelidir. Rahmeti bol olan Yüce Allah, kimseyi rızksız koymaz. Allah’ın bir sebeple bizi içine düştüğümüz kötü durumdan çıkarıp, daha iyi ve güzel bir duruma kavuşturacağına inancımız tam olmalıdır.
Allah kulunu kısmeti ile yaratır
Her insan dünyaya rızkı ile gelir. Allah, onu mutlaka bir geçim yoluna ulaştırır; bu yol zor ya da kolay olabilir. Yeter ki insanlar birbirinin rızkına el uzatmasınlar.
Allah sabırlı kulunu sever
Acı, yoksulluk, haksızlık ve hastalık gibi üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan, olacak veya gelecek bir şeyi telâşa kapılmadan bekleme erdemidir sabır. Bu, insanın sahip olabileceği en değerli huylardandır. Böyle kimseler dayanıklı olur, güçlüklere göğüs gerer, kötülükleri kolay savar, sıkıntıları çabuk atlatır. Cenab-ı Hak da böyle kullarını sever. Öyleyse bu sevgiye lâyık olmak için sabırlı olmaya gayret etmeli insan.
Allah uçamayan kuşa alçacık dal verir
Kiminin gücü az, kiminin yeteneği sınırlıdır. Allah, bu insanlara da durumlarına göre imkânlar verir; kolaylıklar gösterir; onların da bir hayat düzeni kurmalarına, geçim yolu bulup barınmalarına yardım eder.
Almadan vermek, Allaha mahsus
Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, ama ihtiyaç sahiplerinin muhtaç olduğu tek varlık, şanı yüce olan Allah`tır. Karşılık beklemeden yardım yapmak sadece ve sadece Allah`a mahsustur. Bu sebeple insanlar yardımlaşırken bir karşılığı gözetirler. Bir şey verirken almaya gereklilik duyarlar. Öyleyse siz başkasına yardımcı olunuz ki, başkası da size yardımcı olsun.
Allahın bildiği kuldan saklanmaz
Bütün insanlar, yaptıkları her şeyden yaratıcıları olan Allah`a karşı sorumludurlar. Allah, kullarının ne yaptıklarını, ne düşündüklerini ve kalplerinden geçenleri bilir. İnsan, eğer bir suç işlemişse, bu suçundan dolayı önce Allah`tan korkmalı ve utanmalıdır. Çünkü, hiçbir şeyin kendisine gizli olmadığı Allah, onun suç işlediğini biliyordur. Bunu gizlemek, o suçu ortadan kaldırmaz. Öyle ise onu kuldan niçin saklamalıdır? Allahtan umut kesilmez
Allah, kendisine inananları güç durumda bırakmaz. En umutsuz anlarında bile bir sebep yaratıp onları sevindirir, işlerini yoluna kor, durumlarını düzeltir. Bu bakımdan Müslümanlar en kötü ve umutsuz durumlarında bile karamsarlığa düşüp yalnızlık korkusuna kapılmazlar. Yüce Allah`ın onlara lütufta bulunacağına, onları koruyacağına gönülden inanırlar.
Allah sağ eli sol ele muhtaç etmesin
Birine muhtaç olup ondan bir şey istemek, istediğinin yerine gelmediğini görmek insana çok ağır gelir. Bu yüzden bir de hakarete uğramak, hele en yakınından böyle bir tavır görmek insanı kahreder. Bu sebeple Allah`a, bizi en yakınımıza dahi muhtaç etmesin diye dua etmeyi bir görev bilir insan.
Düşmez, kalkmaz bir Allah
Hayatta hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Hemen her şey değişip hâlden hâle girer. Sağlıklı bir insan hastalanabilir, zengin de yoksul düşebilir. Küçük imkânlar içinde olanlar büyük imkânlara kavuştukları gibi, büyük imkânlar içinde olanlar da ellerindekini yitirebilirler. Olumlu ve olumsuz tüm değişmelerin dışında kalan sadece Yüce Allah`tır. Bu bakımdan insan kendini büyük görmemeli, elindeki imkânların sürekli varolacağını düşünüp de kibirlenmemelidir. Allah bir kapıyı kapatırsa ötekini açar
İşi büsbütün bozulan, bir çıkmaza düşen insan karamsarlığa kapılıp Yüce Allah`tan umut kesmemelidir. Çünkü Allah rahmetini esirgemez, O`nun rahmeti boldur. Allah hiç umulmadık bir anda bir sebep yaratır ve çare gösterir, bize iyi imkânlar sunar. Yeter ki O`na inanıp güvenelim, O`ndan umut kesmeyelim.
Allah dağına göre kar verir
Yüce Allah, her kuluna kaldırabileceği ölçüde yük, sıkıntı verir. Bu kimine az, kimine çoktur. Herkesin dayanabileceği kadardır. Doğrunun yardımcısı Allahtır
Hak ve adaletten kopmayan, işlerinde doğruluktan ayrılmayan kişiye Yüce Allah her zaman yardım eder. Garip kuşun yuvasını Allah yapar
Kimsesiz, zavallı, yoksul ve güçsüz kişiye yüce Allah yardım eder. Hiç ummadıkları bir yerden kendilerine yardım eli uzanır ve darda kalmazlar. Yüce Allah onları korur, gözetir ve mal sahibi yapar. Atasını tanımayan Allahını tanımaz
Ana-babaya değer vermek, onlara saygı-sevgi göstermek, onlara dar günlerinde yardımcı olmak, onlara öf bile dememek Yüce Allah`ın buyruklarındandır. Bu buyruklara itaat etmeyen, ana-babaya gerekli ilgiyi göstermeyen, onlara karşı gelen bir kimse Allah`a da karşı geliyor demektir. Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allaha ısmarla
Akıl insan içindir. İnsan önce aklını kullanarak işlerinin iyi yürümesi için tedbir almalı, sonra da tevekkül etmeli, yani o konuda yüce Allah`a güvenmelidir. Altı olur, yedi olur, hep Allahın dediği olur
İnsanoğlu ne tür hesaplar ve plânlar yaparsa yapsın, ne tür ihtimalleri göz önüne alırsa alsın, sonuçta Allah ne dilemişse o olur. Bunun için takdir, tedbiri bozar demişlerdir. İyilik et, denize at, balık bilmezse Hâlik bilir
Yaptığın iyiliklerden karşılık bekleme; yaptığın iyilik boşa çıksa da kıymeti bilinmese de sen iyilik yapmaya devam et. Bunu Yüce Allah görür. Bu davranışından ötürü seni bu dünyada olmasa bile öbür dünyada mutlaka ödüllendirir. Hemde kat kat fazlasıyla. Kul azmayınca Hak yazmaz
Kişinin başına gelen felâketler hep onun azgınlığı, sapkınlığı yüzündendir. Çünkü Yüce Allah hiçbir kuluna zulüm yapmaz. Doğru yolda giden toplumlar selâmete ermişler, sapanlar ise felâketlerle karşı karşıya kalmışlardır. Kork Allahtan korkmayandan
Allah korkusu, öte dünyaya inanan insanları pek çok kötülükten uzak tutar. Çünkü yaptığı kötülüklerin cezasız kalmayacağını bilir ve kolay kolay kötülük yapamaz. Ama insan yüreğinden Allah korkusunu söküp attı mı, şeytanla baş başa kaldı demektir. Artık onun düşünemeyeceği kötülük yoktur, her türlü fenalığı eline fırsat geçti mi kolaylıkla yapar. Bu bakımdan böylelerinden çekinmek, uzak durmak, kendini korumak gereklidir. Kısmetinde ne varsa kaşığına o çıkar
Kişi ne kadar çalışırsa çalışsın, çabalarsa çabalasın alın yazısındaki şeye ulaşır. Yüce Allah, ona ne nasip etmişse ancak ona kavuşur; bu az da olur, çok da.
Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez
Sıkıntıda olan, dara düşen ve kendisine inanan insanları Yüce Allah darda koymaz. Onlara en sıkışık anlarında yardım eder, yeter ki o kullar kötü yola sapmadan sabrederek yollarına devam etsinler.
İbadet de gizli, kabahat de
Yüce Allah`ın buyruklarını yerine getirmek her insana borçtur ve gösterişten uzaktır. Gerçek iman sahipleri ibadetlerini başkaları görsün diye yapmazlar. Eğer böyle yaparlarsa ibadetleri, ibadet olmaktan çıkar. Benzer şekilde kabahat de başkalarına gösterilecek bir şey değil, tam tersi utanılacak bir şeydir. Bu bakımdan onu da açıktan açığa yapmak insana yakışmaz, gizlenmeli ve örtülmelidir. Çıkmadık candan umut kesilmez.
1. İnsanların ölüm ve dirimi Yüce Allah`ın takdirine bağlıdır. Bu bakımdan eceli gelmeyen kimsenin, ölümcül hâlde de olsan canı çıkmadığı sürece iyileşeceğinden umut kesilmez.
2. İşlerimiz içinde durum böyledir. Kötü giden, felâkete uğrayan işlerin yok olma kertesine gelmiş de olsa düzelmeyeceğini kim söyleyebilir? Yüce Allah`tan hiçbir durumda umut kesilmez. Vermeyince Mabud, neylesin Mahmud
Her şey Yüce Allah`ın takdiri iledir. Kimine zenginlik, kimine darlık, kimine de ilim verir. Eğer Yüce Allah, bir kimseye geniş bir imkân, belirli bir yetenek ve zenginlik nasip etmemişse, kulun yapacağı hiçbir şey yoktur. Ne kadar çırpınırsa çırpınsın boşunadır, eline nasibinden fazlası geçmez.
Tugbam sitesinde en güzel İyi Geceler Arkadaşım Mesajları sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa İyi Geceler Arkadaşım Mesajları iyi Geceler Arkadaşım Sözleri – Arkadaşa İyi Geceler Mesajları – İyi Geceler Arkadaşım İyi Geceler Arkadaşlar – İyi Geceler Arkadaş Mesajları – İyi Geceler Dost Mesajları
İyi geceler kanka, sakın bana kanma.
Allahım sana en güzel uykuları ve benli rüyaları bahşetsin arkadaşım.
En güzel gecelerin en güzel rüyalarını gör Arkadaşım tatlı uykular
Büyüklere çok sıkıcı gelir geceler sana son sözüm iyi geceler.
Tatlı uykular canım arkadaşım, gözlerini açtığında güneş doğduğunda yüreğin sevgiyle dolsun.
Bir dilek tuttum ve yatıyorum.Şahidim yıldızlar olsun ki bu gökkubbe altında yanımda ya sen olacaksın yada hep yalnız olacağım.Dileğimin ne olduğuna gelince ? Onu yanımda olduğunda öğreneceksin.Yada hiç bir zaman bilmeyeceksin.İyi geceler canım arkadaşım
Kalbinin ışığı Gecenin karanlığını bastırsın Rüyaların mutluluk yağmurlarında geçsin Gecen mutlu Kalbin huzur dolu olsun İyi geceler arkadaşım
Yüreğin doğan güneşi değil batan güneşi seçsin, çünkü doğan güneş elbet batacaktır ama batan gunes yeni umutlarla doğacaktır yarınki gunes senın için bıtanem ıyı geceler.
En güzel gecelerin en güzel rüyalarını gör bitenem tatlı uykular.
Tugbam sitesinde en güzel Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri sizler için hazırlandı . Buyurun Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri
Edeb-Erkân Tasavvuf yolunun yolcusu, her an, uyurken, uyanıkken, kendisine kendisinden daha yakın olan Rabbinin huzurunda bulunduğunu hatırlayacak, bütün hareketlerini, sözlerini edebe uygun olarak yapacak, söyleyecektir. Direkler anlamına gelen “Erkân” sözü de yol törelerini bildirmektedir; bu bakımdan her hususta, tarikat erkânına da riayet etmesi gerektir. Bu çeşit harekette bulunmayanlar hakkında “Edeb-erkân bilmez” sözü kullanılır. * * * Edeb erenlere Bu deyim, biraz ayıp bir şey söyleneceği, toplulukta bahsedilmeme¬si gereken utanılacak bir söz edileceği zaman, “Hâşâ huzurdan, hâşâ huzurunuzdan, sözüm meclisten dışarı” deyimleri yerine kullanılır. * * * Edeb Yâ Hû Edebi edebsizden öğren * * * Tasavvufun en mühim unsurlarından biri, belki de birincisi “Edeb”tir. Tasavvufta edeb, her şeye ve her hususa teşmil edilmiştir.
Ehl-i irfan arasında aradım, kıldım taleb, Her hüner makbul imiş, illâ edeb, illâ edeb
sözü, sûfîlerin hareketlerinde en mühim şiardır. Canlıya, cansıza -ki zaten onlarca her şeyin canı vardır- insana, hayvana karşı sûfî, daima edebi koruyacaktır. Mesela kapı hızlı örtülemez; mümkün olduğu kadar sessiz örtülecektir. “Kapıyı kapat, kapattım” denemez; Allah kimsenin kapısını kapamasın, kapatmasın; “Kapıyı ört”, yahut “sırla” denecektir. Lambayı, mumu, elektriği söndümek sözü, edebe aykırıdır; kimsenin ışığı sönmesin; “Lambayı, elektriği dinlendirmek”, “Sırlamak” sözleri kullanılacaktır. Elektriği yakmak gibi bir sözde de anlam bakımından iltibas vardır; bu sözler yerine “uyarmak, uyandırmak” sözü söylenir. Hızlı konuşmak, birisi konuşurken sözünü kesmek, yahut bir başkasıyla konuşmaya kalkışmak, gizli konuşmak, kulağa bir şey söylemek, işaret etmek, bütün bunlar, edep haricidir. Gezerken yere, ayak sesi duyurmadan basılacaktır; çünkü yerin de canı vardır ve bizi başının üstünde taşımaktadır. Kapıdan içeriye girilirken, hele dışarıya çıkılırken arka dönülemez. Bunun için de ayakkabılar, dışarıya değil, içeriye doğru çevrilir; dışarıya çevirmek, git, bir daha gelme demektir. Odadan çıkılırken de arka çevrilemez, uyuyan kişinin uyandırılması gerekirse, hafifçe yastığına, parmaklarla vurularak ve hafif sesle “Agâh ol erenler” denir, bu suretle uyandırılır. Yatan, yastığını öpüp yorganıyla da görüşerek, yani üste gelen ucunu öperek sağ yanına yatar; kalkarken de böyle kalkar. Bir şey alınır, verilirken mutlaka onunla görüşülü, yani hafifçe bir yanından öpülü, yahut öpülü gibi dudağa götüülü. Yemek yenirken ağız şapırdatılmaz; çay, kahve içilirken ses çıkarılmaz. Fincan, kadeh, tabağa konurken görüşülerek ve ses çıkarmadan konur; alınırken de görüşülerek alınmıştır zaten. Gülünürken kahkaha, edebe aykırıdır. Bir yere gidilip makam sahibiyle görüşüldükten sonra yerine diz çöküp oturana makam sahibi “Aşk olsun” deyince gelen kişi, yere şükü secdesi eder ve “Eyvallah” der. Kalkarken de öyle kalkar. Hasılı tasavvuf ehli, her halini daima gören, bilen sahibinin, Rabbinin murakabası altındadır; bu yüzden de her hususta edebe riayet etmesi şarttır. iktizâ ederse sûfî, müşit, yahut tarikatte ulu tanınan birisi tarafından “Edeb Yâ Hû” diye uyandırılır. Hemen her dergâhta da ta’lıyk, yahut Celi sülüsle yazılmış bir “Edeb Yâ Hû” levhası bulunur.
Gaybî Sun’ullah, bir şiirini,
Edebdir tac-ı Rabbânî, komazlar her başa ânı, Olagör Gaybî ruhanî, edeb gözle, edeb gözle
beytiyle bitirir . “Edebi edebsizden öğren” atasözü de edebe riayet etmeyenlerin sözlerinden, hareketlerinden ibret alınmasını öğütleyen bir atasözüdü.