Avedis Hacınlıyan, Bilim adamı. Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü öğretim üyesi. Çeşitli bilim ve teknoloji dergilerinde makaleleri yayımlandı. “15 Temmuz 1983 tarihinde Paris’in Orly Havaalanı’nda ASALA örgütü tarafından THY’ye karşı yapılan bombalı saldırının sanıklarının 19 Şubat 1985 tarihinde başlayan ve tarihe ‘Orly duruşması’ diye geçen duruşmalarda da, Ermeni asıllı Türk vatandaşı olan Doç.Dr. Avedis Haçınlıyan ‘Moral tanık olarak Türkiye lehine tanıklık yaptı ve Türkiye Ermeni cemaatinin içinde bulunduğu hayat şartlarındaki rahatlığı anlattı.
kaynak: Ermeni Portreleri Hüdavendigar Onur Burak Yayınları İstanbul 2000
1972 yılında Rize’de doğdu.Memur bir baba ile ev hanımı bir annenin 11 çocuğundan yedinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Genç yaşında anne ve babasını kaybettikten sonra bir dönem futbola merak saran sanatçı, Rize Belediye Spor, Salaha Spor gibi amatör futbol klüplerinde 6 yıl futbol oynadı.
Ancak, içindeki müzik sevgisinin önüne geçemeyerek 1991 yılında İstanbul’a gelen Davut, İstanbul’da çeşiti ticari faliyetlerde bulunduktan sonra (fırın, market, sürücü kursu vb…) ailesinin büyük desteğiyle 1998 yılında ilk albümü “Sarılsam da olmayi” ile müzik dünyasına merhaba dedi. Ancak Güloğlu, ilk alübümüyle beklediği başarıyı elde edemedi.Ancak Güloğlu yılmadı.
Değerli sanatçı Arif Sağ’ın açtığı kurslara devam ederek müzik birikimini geliştirdi. Özel kurslarla çalışmalarına devam etti. Bu müzikal eğitimi kendi bilgi ve yetenekleri ile birleştirdi. Karadeniz ritimlerini günümüz müzik anlayışıyla yoğurarak albümünde kendi müziğini buldu.
Bir çok eser besteleyen sanatçı bu albümünde kendi eserlerini seslendirirken diğer besteci ve söz yazarlarının eserlerini de yorumladı. ” NURCANIM ” albümünde dört eserin söz ve müziği, bir eserin müziği, bir eserin sözü kendisine aittir.
İlk albümü için ” ben beni yansıtamadım ” diyen sanatçı memnuniyetsizliğini dile getirirken, sanatın eğitim ve çalışmalara gebe olduğunu kendisine bir kez daha kanıtlamış oldu. Bu doğrultuda uzun süren çalışma ve araştırmalar neticesinde ” NURCANIM ” albümünü yaptı.
2001 yılının ocak ayında çıkan bu albümün ilk klibini , ” NURCANIM ” ikincisini ise ” BENİM BÜYÜK ALLAHIM ” adli parçalarına çekti. Son zamanlarda en çok satan albüm listelerinde uzun bir süre baş sırayı çeken bu albüm çekilen her yeni klip ile de satış grafiğini yükseltiyor ..
2,5 yıl aradan sonra bomba gibi bir albümle geri döndü. “Katula, Katula” ismini verdiği albümünü 2003 senesinde çıkaran Davut Güloğlu albümde söz yazarlığını da ortaya çıkardı. On iki şarkıdan oluşan albümün aranjörü Suat Aydoğan. Davut Güloğlu’nun , bir şarkıda söz ve müzik, üç şarkı da ise söz yazarlığı yaptığı albüm 1,5 senelik bir çalışmanın ürünü…Albümün stüdyo çalışmaları ise tam 1500 saat sürmüş. İlk albümdeki uğurun bozulmamasını isteyen sanatçı bu albümde de a’dan z’ye aynı ekiple çalıştı.
Zeynel Abidin’in çektiği fotoğraflarla yazın her rengini albüme taşıyan Davut Güloğlu ekranlara çıktığı ilk andan itibaren halkın büyük ilgi ve sevgisiyle karşılaştı. Her geçen gün sevenleri ve dinleyicileri artan sanatçı bu büyük ilgiyi verdiği her yeni konserde çok daha yoğun hissediyor.
Sanatçının en büyük hedefi ise kendini özünü ve kişiligini hiç bozmadan sanatında her geçen gün daha başarılı olmak ve bir gün Karadeniz müziğini Avrupa’ya taşıyıp sevdirmek.
Dünyanın en büyük iki sosyal ağı yarışıyor; Facebook mu yoksa MySpace mi daha büyük?
Facebook büyük rekabette önde gidiyor..
Özellikle Web 2.0 ile birlikte büyük ilgi görmeye başlayan sosyal ağ siteleri bugün altın dönemlerini yaşıyorlar. Dünya çapında milyonlarca kullanıcıya hizmet veriyor, bu kullanıcıların neredeyse internetteki en önemli adresleri haline geliyorlar. Dünya çapında irili ufaklı sayısız sosyal ağ sitesi olsa da, bunlardan özellikle iki tanesi uluslar arası çapta en büyükleri olarak kabul ediliyor.Bunlar; Facebook ve MySpace.
MySpace 2005 yılında Rubert Murdoch tarafından 580 milyon dolara satın alındıktan sonra büyük bir çıkışa geçmiş ve 2006 yılında başta ABD olmak üzere pek çok ülkede en büyük sosyal ağ sitesi olma unvanını elde etmişti. Fakat aradan geçen yıllar Facebook’a biraz daha iyi davranmış gibi görünüyor. comScore’un son yaptığı araştırmaya göre MySpaceŞubat ayında 124 milyon kişi tarafından ziyaret edildi. Her ne kadar son derece önemli bir rakam gibi görünse de, aynı dönemde Facebook’un 276 milyon tekil ziyaretçiye ev sahipliği yapması nedeniyle ancak ikiciliği elde edebildi.
Sen benim aşkım olduğun günden beri Ben hayatımı sana endekslemişim Sen vazgeçilmez tutkum olduğun günden beri Yaşam gâyesini sana bağlamışım Kaptırdım kendimi fenâ bir şekilde İçimdeki coşkuların, duyguların esiri olmuşum Seni düşünmek mi diyorsun? Güldürme!.. Acaba aklımdan çıkarıyor muyum? Dalıyorum öyle derinlere Şaşkınlık denilen kelimeyle arkadaş olmuşum Sükûnet, yaa işte o sükûnet Varlığınla erişebilecegim bir hal olsa gerek… Kalbe önlenemez çarpıntı veren, hasret ve özlem Bir de yüzümdeki acı tebessüm Mırıldanıyorum sessizce İki dudağımdan dökülen iki kelime Seni seviyorum… Çoğu zaman haykırmak istiyorum bunu Lâkin olmuyor… Duyuramıyorum kimselere Gülüm, nâzenin yârim… Çün ki sen yoksun yanımda Ama olsun En azından içimde kopan fırtınalara Fâsıla bulmayan şiddetli kasırgalara Kucak açıp, yüklenen kâğıdım var önümde Bir de sırdaşım, özümün tercümânı kalemim Âh bir bilsen; Sensiz geçen dakikalarda, saatlerde, günlerde Neler yazıyoruz kalemimle… Ne hayaller kuruyoruz kavuşmak uğruna Tabi sen bunların hepsinden habersizsin Yalnız şu var ki; Bence kalemimi dâhi kıskanır dereceye getiriyor bu duygu yükü Bazen de üzüyor kanaatimce Ve her şeye rağmen, o şaşmaz gerçek çıkıyor ortaya Gönlümün sultânı, biliyor musun? Ben var ya ben, Seni çok seviyorum be gülüm…
____SeninAdınAşk___ Aşkının ateşi yaksın yok etsin herbir zerremi Hayelin heran her dakika dursun yanıbaşımda Yalnızca suskunluğun anlatsın Aşkın adını ve sadece gözlerin söylesin en güzel şarkıları Çok özlediğimde bile Ellerinin kokusu kalsın bende tükenmek bitmek nedir bilmesin İlkkez yaşıyor gibi yaşayalım her günü ve Nedeni olmasın hiçbirşeyin sadece adın aşk olsun senin
Sensiz Ne Yapacağımı Bilemedim Sensiz ne yapacağımı bilemedim.. Senin için inlemedim…Hergun. Kurşun gibi deldi kalbimi.. sanki aşkın.. Ne yapıcam dedim..Fikir veren, olmadı..
Sevdim..Ama kimse anlamadı.. Söyledim ama, deli dediler…Hor gördüler.. Ağlamam..Gururum var , benimde.. Sevdim ben sevdim…Anlayan yok!
Yüreğim sızlar, sen diye.. Seviyorum diyip gelmedin diye.. Sevdim ben sevdim… Her geçen gün öldüm..
Seni seviyorum…… Seni sevdim, yanlız biliyorsun bunu Ellerim boş, bitsin artık oyunun.. Nedendir bilmem, kalbim çıkacakmış gibi çarpar İllede ölmem gerek anladım bu gece
Seni Seviyorum Sevdim kardaş sevdm..Tek günahım bu.. Ekledim bir yıldız..daha gökyüzüne Var, olan bir kalbim vardı oda gitti İllede ölmem gerek anladım bu gece Yalnızda,yaşarım ben yalnızda Onun bunun lafına inandım yapayalnız bıraktın beni Rüzgar,sevgimi alıp götürdü artık Umutlarımı bırakıp gittim ben..Sensizliği kabullendim Melek, gibi yüzün
Tesadüf ya, yıllardan sonra seni tekrardan gördüm Geçen gün, geçen zaman seni ne çok değiştirmiş Elin elini tutmuş bir de erkek çocuk gördüm Demek ki son aşkın şirin bir meyvesini vermiş
Otuz metre ileriden aheslice yürüdünüz Bir an dayanamayıp, koşup gelmek istedim Lakin, siz ne benim karım, ne de çocuğumdunuz Ve herşeyden habersiz yürüdünüz sakin sakin
Çocuğun da sana benziyor, senin kadar güzel Saçları siyah, yanağı al…Burnu sen değilsin Görmedim ama, belki de babasına çekmiş Bırak şimdi babasını ..Sen, hala çok güzelsin
Hani bizim de böyle çocuğumuz olacaktı Hani kaşları saçları sana, burnu da bana Hani gözü sana, eli bana benzeyecekti Hani, elinden tutup gezdirecektik parkları
Böyle olmadı bir tanem, böyle olmamalıydı Yine geldiğim gibi, geri gitmek zorundayım Sen ellerin olmuşsun, benim umudum kalmadı Gitmeliyim bir tanem, burada kalmamalıyım
Sen unut beni, unut aramızda geçenleri Beni nasıl da seviyordun, öyle sev onları Kocanı sev, çocuğunu sev, koy kenara beni Ben unutmalıyım, unutmalıyım buraları
Yalnız! ..Belki bir gün, ölüm haberimi duyarsan Mezarıma beklerim, unutma seni beklerim Gül gibi yanaklarını toprağıma koyarsan Mezarda bile onu gözyaşlarımla beslerim
Bu adam neyin oluyordu diye sorarlarsa Sevdalımdı de, ben aşağıda seni dinlerim O’nu bu kadar da çok mu seviyordun derlerse Sevdamla öldürecek kadar demeni beklerim
Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim. Bugün sardunyalarım da açmadı Belki de küskün renklere Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım Sensiz soluyorum anlayacağın Mavi mavi ölüyorum
Duyuyor musun, orada mısın, Var mısın, yok musun? Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Yanarak, yıkılarak Aklıma her geldiğinde ağlayarak….:f47:
güzel söz
Varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın. Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmuş cümlelerimin sonunda. Belki birkaç satır arasında unutulacaksın bir müddet sonra. İçimden olmayacak, boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana sitemlerim. Hani hep kızardın ya “Konuş konuş konuş” derdin, haykırabilir miyim şimdi korkaklığını. Bıraktığın bu mavi düşleriyle avunan yalnızlığı, artık sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabilir miyim dersin, susar mıyım, gülüp geçer miyim yoksa …? Aslında alıştırmalıyım kendimi hiç dönmeyecekmişsin, dönülmeyecek bir yerdeymişsin gibi farzetmeli, unutmalı. Seni hiç tanımamış gibi yaşamımı sürdürmeliyim. Var olduğum her yer aşk(ın) şehri olmalı artık, yeniden sevmenin, sevilebilmenin yeri her yer, zamanı yaşanan ve gelecek tüm zamanlar olmalı benim için. Evet, sayfalardan koparıp bir bir savurmalıyım seni yaşanmış tüm zamanlara, uzaklaşan her adımımla hapsetmeliyim bu anılar sokağına. Kopan takvim yaprakları sensiz geçen günleri saymamalı, bende yokluğunun güncesini tutmayı artık bırakmalıyım. Her yeni güne seni getirmedi diye isyan etmemeliyim. Kabullenebilmeli, hazmedebilmeli, aldırmamalı hatta sana hak verebilmeliyim. Bu satırlarla büyümeye başlamalıyım, sırf seni ve çocuklaşan bir aşkı kolayca unutabilmek için. Zira yoksun. Sanki benim hiç senim olmamış, sanki bizi hiç yaşamamışız, sanki aşk denen o hoyrat şarkıyı mırıldanmış ve sonra yarım bırakmışız gibi. Artık yeni bir şarkı söylemenin vakti, Yaşanmışlığına, yitikliğime hiç aldırmadan, Sanki benim hiç senim olmamış gibi…:f47:
Kimseye söyleme gidişini, ben söylemedim. Elimde senin siparişin olmayan torbalarla geliyorum eve.. Ağlaya ağlaya öpüyorum yattığın yastığı yorganı Sanki beni az önce yolcu etmişsin gibi çıkıyorum sokaklara.. Üst komşuya hava atarak, bi fiyaka bi görsen.. Ne garip bu insanlar! Bütün mahalle, hatta alttaki bakkal bile seni geçen kasım öldü sanıyor… Ne garip bu insanlar! Hala her sabah bana selam veriliyor.. Sanki yaşıyormuşum gibi.. Ceyhun YILMAZ
Sitem etme öyle, Geçen yıllara, Kalbinde acılar, Gözlerinde nem. Boş yere yıkıldı, Bizim aşkımız, Kim kimi terk etti, Söyle bir tanem. Hani ben ölsemde, Aşkım yaşardı, Hani gözlerinden , Sevgim taşardı. Hani kalbin yalnız, Bana koşardı, Kim kimi unuttu, Söyle bir tanem.
Çocuğun gördüğü düştür barış. Ananın gördüğü düştür barış. Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış.
Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba elinde yemiş dolu bir sepet; ve serinlesin diye su, pencere önüne konmuş toprak bir testi gibi ter damlalarıyla alnında… barış budur işte.
Evrenin yüzündeki yara izleri kapandığı zaman, ağaçlar dikildiğinde top mermilerinin açtığı çukurlara, yangının eritip tükettiği yüreklerde ilk tomurcukları belirdiği zaman umudun, ölüler rahatça uyuyabildiklerinde, kaygı duymaksızın artık, boşa akmadığını bilerek kanlarının, barış budur işte.
Barış sıcak yemeklerden tüten kokudur akşamda yüreği korkuyla ürpertmediğinde sokaktaki ani fren sesi ve çalınan kapı, arkadaşlar demek olduğunda sadece. Barış, açılan bir pencerden, ne zaman olursa olsun gökyüzünün dolmasıdır içeriye.
Bir tas sıcak süttür barış ve uyanan bir çocuğun gözlerinin önüne tutulan kitaptır. Başaklar uzanıp, ‘ışık! ışık! ‘ diye fısıldarken birbirlerine! Işık taşarken ufkun yalağından. Barış budur işte. Kitaplık yapıldığı zaman hapishaneler geceleyin kapı kapı dolaştığı zaman bir türkü ve dolunay, taptaze yüzünü gösterdiği zaman bir bulutun arkasından cumartesi akşamı berberden pırıl pırıl çıkan bir işçi gibi; barış budur işte.
Geçen her gün yitirilmiş bir gün değil de bir kök olduğu zaman gecede sevincin yapraklarını canlandırmaya. Geçen her gün kazanılmış bir gün olduğu zaman dürüst bir insanın deliksiz uykusunun ardısıra. Ve sonunda hissettiğimiz zaman yeniden zamanın tüm köşe bucağındaki acıları kovmak için ışıktan çizmelerini çektiğini güneşin. Barış budur işte.
Barış ışın demetleridir yaz tarlalarında, iyilik alfabesidir o, dizelerinde şafağın. Herkesin ‘kardeşim’ demesidir birbirine, ‘yarın yeni bir dünya kuracağız’ demesidir; ve kurmamızdır bu dünyayı türkülerle. Barış budur işte.
Ölüm çok az yer tuttuğu gün yüreklerde, mutluluğu gösterdiğinde güven dolu parmağı yolların, şair ve proleter eşitlikle çekebildiği gün içlerine büyük karanfilini alacakaranlığın… barış budur işte.
Barış sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların sıcacık bir ekmektir o, masası üstünde dünyanın. Barış, bir annenin gülümseyişinden başka bir şey değildir.
Ve toprakta derin izler açan sabanların tek bir sözcüktür yazdıkları: Barış. Ve bir tren ilerler geleceğe doğru kayarak benim dizelerimin rayları üzerinden buğdayla ve güllerle yüklü bir tren. Bu tren barıştır işte.
Kardeşler, barış içinde ancak derin derin soluk alır evren. Tüm evren, taşıyarak tüm düşlerini. Kardeşler, uzatın ellerinizi.
Kaç eşin boynu bükük, annenin bağrı yanık Kaç evde huzur yok, kapı, pencere kapanık. Kaç masum suçsuz yere yıllardan beri sanık Vicdanını dinlede gerçeği söyle Tanık.
Duvarlar defter olup tahliye hesaplanır Her saniye bağrıma hançer gibi saplanır. Bütün ümitlerimiz ifadende toplanır Vicdanını dinlede gerçeği söyle TANIK.
Ölümü getirmiyor dualarla, dilekler. Yalana mağlup oldu bükülmeyen bilekler Eşim, dostum beni kötü biri bilecekler Vicdanını dinlede gerçeği söyle TANIK.
Her gecen gün toplumdan bir parça kopuyorum Neden suç işlemedim diye kahroluyorum. Biran benim yerime kendini koy-diyorum Vicdanını dinlede gerçeği söyle TANIK.
doğum günü unutulanlar, doğum günü unutulanlara şiir
Geceler Sessiz sedasız karanlık geçen Geceden geceye sürükleyen Yalnızlık!!! Yine bir gecede yazıyorum sana! Yine isyan ediyorum sensizliğe ve sana..! Unutmazsın sanmıştım beni! Böyle karanlık bir senenin sonunda Ummadığım anda sen aydınlatsaydın bari! Unutmasaydın! Beni ve benle geçen günlerimizi… Unutmasaydın be bitanem Doğum günümü unutmasaydın Bari sen hatırlasaydın benliğimi, Yosun tutmuş düşlerimi, Kaybolmuş inançlarımı,umutlarımı HATIRLASAYDIN!!!…. Unut canım unut Bugun doğum günüm Ve yeniden doğuyorum sensiz ve sensiz geçecek olan br hayata MERHABA Sana ELVEDA..
yeni yıl ile ilgili şiirler yeni yıl ile ilgili şiirler 2012
Bugün Yılbaşı Gerek yokmuş endişeye korkuya Bizde uyduk noel denen yortuya Korkma kardeş burası Türkiye Hadi gülüp eğlenin bugün yılbaşı
Ertuğrul gazinin mağdur miğferi Utanmalı her türkün neferi Bunun gizli adı haçlı seferi Hadi gülüp eğlenin bugün yılbaşı
Böyle değil asaletin düzeni Hile ile kardeşliği bozanı Unuttunmu yoksa sevr i lozanı Hadi gülüp eğlenin bugün yılbaşı
Doğru giden şu düzeni bozdular Tarihimizi bile yanlış yazdılar Dost görünüp kuyumuzu kazdılar Hadi gülüp eğlenin bugün yılbaşı
Zehir eylediler koklanan gülü Yanlış bellettiler hep doğru yolu Olmuşuz alkolün paranın kulu Hadi gülüp eğlenin bugün yılbaşı
Sahiplenmek istiyorlar ovayı çölü Kabarıyor artık gönlümün,gölü Soykırım tutturmuş ermeni dölü Hadi gülüp eğlenin bugün yılbaşı
Alkolik zannetti bizi hasetler Eğlence diyor buna necasetler Bu gece yollarda sarhoş cesetler Hadi gülüp eğlenin bugün yılbaşı
Oyun oynuyorlar bak birileri Kundaklıyorlar otomobilleri İş başında şimdi it sürüleri Hadi gülüp eğlenin bugün yılbaşı
Bize kin kustular yıllardan beri Dağda beslediler hain it leri Hesap soracak size türk şehitleri Hadi gülüp eğlenin bugün yılbaşı
Aşık Mustafa yım cahil bi yazar Bu işler vallahi adamı bozar Canım TÜRKİYEme değmesin nazar Hadi gülüp eğlenin bugün yılbaşı
Yeni yıl Bir yaş daha büyüdük Girdik yeni yıllara On iki ay yürüdük Vardık yeni yıllara
Koca bir yıl devrildi Takvim başa çevrildi Hoş geldi, safa geldi. Erdik yeni yıla…
Yarınların yıldızı. Bu yurdun oğlu, kızı Çalışma hızımızı Verdik yeni yıllara.
Yeni yıl kutlu olsun, İnsanlar mutlu olsun, Günler umutlu olsun, Dedik yeni yıllara.
Yeni yıl zehir olmasın Nedendir niçindir sevinir insan Sanki biten o gün ömür değildir Coşar yılbaşıyla her kesim insan Sanarsın geçen yıl zayi değildir
Alındı biletler beklendi zamanı Evlerde ki çamların ışıl ışıl dalı Hayaller yapılmış bırakıp dünü Aman ha yılbaşı zehir olmasın
Dost akraba birdir o gece evde Çare kabul edilir biletler derde Kazanan kazandı amorti nerde Sormayın yılbaşı zehir olmasın
Gece saat sıfır bir ışıklar söndü Ekranlar karardı bir cama döndü Sayıldı geri üç iki bir sıfır sondu Bırakın bu yılbaşı zehir olmasın
Gariban bu millet TV’ye takıldı Çoğu için hayaller seneye kaldı Hayali gerçek bilen inanın yandı Dikkat edin yılbaşı zehir olmasın
Yılbaşı bahane idi coştuk delice Kırıldı beli şeytanın işte bu gece Girdik iki bin ona buruk milletçe Sakin olun yılbaşı zehir olmasın
Yeni yıl Öyle çok şey değil Yeni yıldan beklediğim Katta, yatta, arabada Para pulda da gözüm yok. Şans oyunları: Piyango Toto loto çıkmasın, istemem At yarışı zaten oynamam Bir avuç duadadır ümidim
Çok şey değil yeni yıl Çok değil senden beklediğim Bir yudum sevgi Bir tutam sıcaklık getir yârdan.
Yeni yıl, yeni bin yıl Nasılsa sende geçip gideceksin Ömrümden bir parçada sen koparacaksın Ne isteyeyim ki Giden yılı aratma yeter.
Yeni yıl Bir, iki, beş, on derken Üç yüz altmış beş oldu. Göz açıp kapamadan Koskoca bir yıl oldu.
Her gün bir yaprak düştü Takvimden yavaş yavaş. Yıl bitti, şimdi biz de Aldık birer yeni yaş.
Yeni yıl kutlu olsun Dedim de dün babama, Sağol, sevgili yavrum Dedi; unutma ama,
Çalışmak zorundasın Bu yıl geçen yıldan çok Artık kocaman oldun, Boş vakit geçirmek yok.
Tugbam sitesinde en güzel Oscar Wilde Vecizeleri sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Oscar Wilde Vecizeleri Oscar Wilde Vecizeler
Oscar Wilde Vecizeleri,Sözleri
Demokrasi; halkın, halk tarafından ve halk için coplanmasıdır. Tehlikeli olmayan bir fikre fikir demeye değmez.
Centilmen, insanların duygularını asla yanlışlıkla incitmeyen kişidir. Bir dostun üzüntüsünü herkes paylaşabilir. Ama bir dostun başarılarına içtenlikle sevinmek bir ruh hasleti gerektirir.
Ne zaman insanlar benimle aynı fikirde olsa hatalıymışım gibi hissediyorum. Bigami, gereğinden bir fazla kadınla evli olmaktır. Monogami de öyle.
Hiçbir şey romantizmi espri anlayışı olan bir kadın kadar mahvedemez, ya da espri anlayışı olmayan bir erkek kadar.
Savaş kötü kabul edildikçe hep ilgi çekici olacaktır. Avami olarak görüldüğü zaman gözden düşecektir.
Kadınlar bizim kusurlarımızı sever. Eğer yeterince kusurumuz varsa kalan herşeyi affedebilirler. Zekamızı bile… Amerika, uygarlık aşamasını atlayıp barbarlıktan doğrudan gerileme aşamasına geçen tek ülkedir.
Kendini düşünmeyen adam hiç düşünmüyor demektir. Kadın ve erkek arasında arkadaşlık olamaz. Tutku, kin, hayranlık ve aşk olabilir ama arkadaşlık asla.
Gençken paranın hayatta en önemli şey olduğunu zannederdim. Şimdi yaşlıyken, öyle olduğunu biliyorum. Erkekler kadının ilk aşkı olmayı ister, kadınlar ise erkeğin son aşkı.
Kadınlar anlamak için değil sevilmek için vardır. Erkekler kendilerini yorgun hissettikleri için evlenirler, kadınlar ise meraktan. İkisi de hayal kırıklığına uğrar.
Tugbam sitesinde en güzel İyi Geceler Esprileri sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa İyi Geceler Esprileri İyi Geceler Esprileri Esprili İyi Geceler Mesajları
İyi geceler yesin seni kediler.
Hey sen! Evet evet sen! Bu mesaji bekleyen… Artik uyuyabilirsin iyi geceler.
Sebebi Ziyaretimiz Belli. Bu Saatte Kız İsteyeceğimiz Yok… “İYİ GECELER” Diyip Gideceğiz. Kusurumuza Bakmayın Tatlı Alamadık. Ee Malum Kriz… Siz Tatlıyı Rüyanızda Görürsünüz.
Uyuyorum. Yarın sayısal loto için aksakallı dedeyle randevum var.
Bir uyku yolunun sonuna geldik…yayın ve yapımda emeyi gecen tüm yastık yorgan carşaf ve rüyamda oynayan artistlere teşekür eder saygılarımla.
Dur bir dakika önce bana bir öpücük, sonra seni seviyorum, tamam şimdi uyuyabilirsin.
Tugbam sitesinde en güzel güzel sözler gündelik yaşam sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa güzel sözler gündelik yaşam güzel sözler yaşam güzel sözler yaşam ve hayatla ilgili
Güzel sözler Yaşam ve Hayat ile ilgili güzel sözler güzel sözler gündelik yaşam
İyiliği gizli yapanlar, tanrıya inananlardır. (Balzac)
Küçük şeylere gereğinden çok önem verenler, elinden büyük iş gelmeyenlerdir. (Eflatun)
Bir çok insan mutluluğu burnunun üstünde unuttuğu gözlük gibi etrafta arar.
İnsanların yaptığı sahte paralardan çok paraların yaptığı sahte insanlar vardır.
İnsanlar sahip olduklarını küçümser, sahip olmadıklarını önemser.
Oyun bittiğinde şah da piyon da aynı kutuya girer.
Dal rüzgarı affetmiştir ama, kırılmıştır bir kere.