2013 Dini Bayramların Tarihleri
Dini Bayram Tarihleri 2013
2013 yılında;
Ramazan Bayramı 8-9-10 Ağustos 2013 tarihlerine denk geliyor.
Kurban Bayramı ise 15-16-17-18 Ekim 2013 tarihlerindedir.
2013 Dini Günlerin tarihleri ise aşağıdaki listededir
Doğum günü sözleri dayıya
Dayıya doğum günü kutlama mesajları
Dayılar için doğum günü sözleri
Dayıcığım doğum günün kutlu olsun… Sevdiklerinle birlikte nice mutlu yıllara ulaşmanı temenni ederim.
Anne yarısı biricik dayım doğum günün kutlu olsun.
Bol gülücüklü yılların olsun dayıcım iyi ki tanımışız seni .
Farkında mısın biraz daha yaşlandın, ama olsun sen tanıdığım en tatlı dayısın. İyiki doğdun
Dedim, diyorum ve sonsuza dek diyeceğim: İyi ki doğmuşsun dayıcığım, iyi ki varsın!
Yeni yaşını kutluyorum, eski yaşını şutluyorum, bugün doğum günün madem doğum gününü kutluyorum dayıcığım
Bu mesajı neden çekiyorum, unuttum, inan hiç hatırlamıyorum. Dur bakayım.. dur dur aklıma geldi:) Doğumgünün kutlu olsun dayıların en tatlısı
Günlerden cumartesi, şimdi geliyor yağmurun sesi, bir elimde telefon kutlamak istiyorum ben seni. İyi ki doğdun dayı
Pastanın etrafında sevdiklerin, kalbinin etrafında sevgilerin, senin etrafında yeğenlerin doğum günün kutlu olsun.
umutlar, hayaller bugüne saklandı. Üflediğin mumlarla gün yüzüne çıktı sağlıklı mutlu bir yıl geçirmen dileğiyle iyi ki doğdun dayıcığım
Türkiyede Yaşanan Doğal Afetlerle İlgili Gazete Haberleri
Afetlerle ilgili Gazete Haberleri
Türkiyedeki Afetlerle ilgili Gazete Haberleri
Türkiye’de Sel, Depremin Ardından 2. Doğal Afet
– Türkiye’yi Tehdit Eden Doğal Afetler Arasında Sel, Depremlerin Ardından 2. Sırada Geliyor.
– Türkiye’yi tehdit eden doğal afetler arasında sel, depremlerin ardından 2. sırada geliyor. AA muhabirinin, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nden aldığı bilgiye göre, Türkiye’de su baskınları, ”doğal afetler içerisinde en sık karşılaşılan ve ekonomik kayıpları hayli yüksek olan olaylar arasında” yer alıyor. Depremlerden sonra en çok can ve mal kayıpları, su baskınları, bunlardan hemen sonra gelişen çamur akmaları nedeniyle meydana geliyor.
Yerel iklim değişiklikleri ve çevresel bozulmalarla yakından ilgili olan su baskınlarının büyüklüğü ve sıklığı bölgeden bölgeye değişiklik gösteriyor. Kurak bölgelerdeki yetersiz bitki örtüsü ve dik meyiller, ani su baskınlarının hızını artırıyor. Erozyon ve çarpık kentleşme de en önemli faktörler arasında yer alıyor.
Özellikle şehir planlaması aşamasında arazinin yanlış kullanımı, yetersiz yağmur suyu drenaj sistemleri, son yıllarda İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Gaziantep, Hatay, Mersin gibi büyük illerde yaşanan ve önceden tahmin edilemeyen, ani su baskınları riskinin sürekli artmasına yol açıyor.
Kırsal alanlardan, kentlere göçün halen yoğun olarak devam etmesi ve kentleşme hızlarının sürekli artması nedeniyle şehirsel alanlardaki su baskınlarının, tekrarlanma süreleri doğru tahmin edilemiyor.
Su baskınlarına ilişkin Devlet Su İşleri’nin hazırladığı istatistiklere göre, 1955-2002 yılları arasında 1308 sel meydana geldi. Bu olaylarda 1.235 kişi hayatını kaybetti, 61 bin konut yıkıldı veya kullanılamaz hale geldi.
1955-1969 yılları arasında, ortalama yıllık su baskını sayısı 80 oldu. Ancak ”taşkın önleme ve kontrol programı” çerçevesinde bu rakam, 1970-2000 yılları arasında 24’e düşürüldü.
1955-2002 yıllarına ilişkin sel tehlike ve ekonomik kayıp haritasına göre, İzmir, Bartın, Hatay, Gaziantep ve Trabzon’da, 100 milyon Dolar üzerinde kayıp meydana geldi.
Son günlerde selin vurduğu illerin başında gelen Diyarbakır ve Şırnak’ın aralarında bulunduğu 17 ilde ise bu dönemde sellerden kaynaklı 1-4 milyon Dolar arasında ekonomik kayıp oldu.
Şanlıurfa, Mardin, Elazığ ve Batman’ın yeraldığı 24 ilde 5-9 milyon Dolar, Mersin ve İstanbul’un içinde bulunduğu 27 ilde de 10-100 milyon Dolar arasında ekonomik kayıp hesaplandı.
Uluslararası Afet Veri Tabanı EM-DAT verilerine göre, 1903 ile 2006’nın Haziran ayı arasında Türkiye’de 32 büyük sel felaketi meydana geldi. Bu olaylarda 1.272 kişi yaşamını yitirdi, 99 bin kişi evsiz kaldı.
(Anadolu Ajansı)
alıntı
Cüneyt Türel öldümü
Cüneyt Türel ölüm sebebi
Usta oyuncu Cüneyt Türel bir süredir tedavi gördüğü hastanede vefat etti.Cüneyt Türelin ölüm nedeni hastalığının ne olduğu henüz belli değil..
Türel, bu yıl 10 Mayıs ile 5 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek olan 18.Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali için Elim Elinde adlı bir gösteri hazırlıyordu. Sanatçı, festivalde Başar Sabuncu ile birlikte Onur Ödülü’nü de alacaktı.
Cüneyt Türelin Oynadığı bazı sinema filmleri ve diziler şöyle;
1979 Paranın Kiri
1979 Savunma
1990 Duygu Çemberi
1995 Aşk Üzerine Söylenmemiş Her şey
1997 Kuşatma Altında Aşk
1998 Kaç Para Kaç
2000 Herkes Kendi Evinde
2001 Son
2002 Abdülhamit Düşerken
2002 Gülbeyaz
2002 Her Şey Aşk İçin
2003 Estağfurullah Yokuşu
2004 Arap Saçı
2005 Eylül
2005 Kayıt Dışı
2006 Çinliler Geliyor
2006 Sıla
2006 Tutkunum Sana
2007 Doktorlar
2009 Parmaklıklar Ardında
2010 Deli Saraylı
2010 Doktorlar
Madonna İstanbula Geliyor 7 Haziran 2012
7 Haziran’da İstanbul’a gelecek olan Madonna’nın 90 TIR’la geleceği öğrenildi.
Madonna’yı Türkiye’ye getirecek olan GNL’nin kurucusu Alp Çağrı Günal, Toplam 3 uçak dolusu kargo, 45 TIR gelecek. Ama dönüşün hepsi TIR’la olacağı için toplam TIR sayısını 90 gibi düşünün. Zaten Madonna, Rolling Stones, U2 konserleri dünyanın en büyük prodüksiyonlarıdır. Tüm malzemelerini kendileri getiriyorlar, riske atamazlar. Bizden alanı alıyorlar. Vinç, forklift, taşıyıcı, işgücü, kamyonlar, lokal araçlar istiyorlar, o kadar dedi.
Facebook kullananlara kırmızı alarm!
Facebook şifrenizi değiştirmeniz konusunda bir e-posta alırsanız dikkat edin: Virüs çıkabilir!
Hacker’ların gözü Facebook’un 300 milyonu aşan kullanıcısına çevrildi…
Son günlerde pek çok internet kullanıcısı Facebook’tan gelen ve site üzerinde kullandıkları şifreyi değiştirmeleri ile ilgili e-posta almaya başladılar. Fakat Facebook’tan geliyor gibi görünen bu e-posta aslında virüs içeriyor!
Bredolab Truva Atı adı verilen bu virüs, hacker’ların gönderdikleri sahte e-postanın eklentisinde bir .ZIP veya .EXE dosyası olarak geliyor. Facebook_Password_2rd17.zip veya Facebook_Password_2rd17.exe gibi bir isme sahip olan virüs dosyasının son bölümündeki “2rd17” kısmı, rastgele oluşturuluyor ve her alıcı da değişiklik gösterebiliyor.
Eğer kullanıcı dosyayı indirecek olursa, Bredolap kullanıcı bilgisayarında bir log dosyası ve isqsys32.exe adlı bir uygulama yerleştiriyor ve hem virüs hemen çalışmaya başlıyor. Saniyeler içerisinde kullanıcının bilgisayarını bir bot’a dönüştüren virüs, aynı sahte e-postayı yeni bulaştığı bilgisayar üzerinden göndermeye başlıyor.
Facebook yetkilileri, virüsün site üzerinden değil e-posta ile dağıtıldığı için bu konuda yapabilecek bir şeyleri olmadığını ama her Facebook kullanıcısının mutlaka Facebook’un güvenlik sayfasını ziyaret etmesi gerektiğini söylüyorlar.
chip.com.tr
Happy Aquariumda inci kazanmak
Happy Aquariumda inci kazanma hilesi
Henüz inci kazanmak için hile bulunamadı sanırım. Her lvl atladığımızda otomatik olarak 1 inci geliyor.
Facebook şifre kırma ve önlemleri
Şifreler kırılamaz mı tabiki kırılabilir. Ama kırmak yanlış bir terim olur ancak şifre çalınabilir.
Nasıl şifre çalınır?
– Xss açıkları olabilir. Vakti zamanında hotmailde vardı. Linke tıklayarak gittiğinizde karşı tarafa cookie gidiyordu kopyala / yapıştır falan kırılıyordu..
– Bilgisayara keylogger koymakta bir nevi şifre çalmadır ki hatta keylogger yiyen kişinin bütün şifrleri sizin e-mail adresinize geliyor ve hemen çalabiliyordunuz..
İşte tüm bu sebeplerden ötürü antivirus programı bilgisayarınızda olsun ve önünüze gelen her linke tıklamayın..
Ve önemli bilgilerinizi bulundurduğunuz yerlerin şifrelerini belirli periyotlarda değiştiriniz.
Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok.
Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum,
seninle konuşuyorum… Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım,
sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum… Cümlelerimi kısalttım,
kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda…
Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de, engel olamadım gurursuz
ama umutlu hasretine… Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum,
imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor… Bir çocuk gibi
isteklerimi bastıramıyorum… Çalmayan telefonuma elim gidiyor,
sana halen bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum… Bende olan seni,
hiç kırmadım, değiştirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin
nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum…
İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum!
Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı…
Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım
anılarım dışında… Isınabilmek için onlara sarılıyorum…
Anlamsız ve cevapsız sorular hıhzırca sırıtıyor, ben görmemeye
çalışıyorum… Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı…
Belki de görmeyi istemek gerekiyordu… Gözlerini aç desem kapatacaksın
ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım
falıma… Gözlerimi gelişlere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş
itiraf etti sonunda… Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam değil…
Gelseydin, kendimi unutup sana koşacaktım, susturacaktım içimdeki isyanı,
kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini,
sevinçten ağlayacaktım bu defa, mutluyken hemen sarhoş olmuşum gibi,
dokunacaktım, sarılacaktım. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de
hiç niyetin yoktu aslında… Kendimi kandırdığımı anladığımda ağlıyordum…
Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken, şimdi
ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş
gibi geliyor… Sevdiğim ne çok şarkı varmış, bunu senin gidişin gösterdi bana…
Her şarkıda sen varsın, her yerde, her gördüğüm insanda, denizde,
gecede, uykumda… Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi…
Bu bir marifetse eğer, neden benim yanımda degilsin ki?
Gözyaşlarım asilliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana…
Gittin! Belki de hiç gelmemiştin ben, geldiğini sandım… Ayak uyduramadım
yorgunluğuna… Dudaklarına düşlerindeki öpüşü konduramadım…
Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir kadın;
dokunuşlarında kendini bulan… Ama! En çok da imkânsızın oldum…
Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum… İnanamadığın, Yenemediğin,
üzerinden atlayamadığın korkuların oldum… Ağladığın, bağırdığın ya da
sustuğun isyanın oldum, sessizce boşalan gözyaşların, birikmişliğin oldum…
Yüreğindeki kadın ben olmak isterken yüreğine sığınan ve tozlanacak olan
bir anı oldum… Haketmediklerin, artık yeter dediklerin ve herşeyin olmak isterken
belki de hiçbir şeyin oldum… Söylesene ben gerçekten senin neyin oldum?
Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım, sana geldim…
Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim?
Şimdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda sadece bir mevsim yaşanan
ama bir ömür gibi gelen aşk… Kalbime henüz söyleyemedim gittiğini,
öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum… Seni halen
benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum…
Gittin! Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların
sonunda olması acıtıyor içimi… Suskunluğun en büyük silahındı,
suskunluğunla vurdun beni asıl acı olan, canımı acıtan unutulmak…
Söylesene unutulmak kime yakışıyor?
Unutan sen olsan da sana bile yakışmıyor …
Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak
sende daha güzel duruyor… Görüyorsun işte, aşk’a ve sana ihanet etmiyorum
benim kırgınlığım aşk’a… Sen üstüne alındın…
Pelin Onay
İçimde Bi burukluk var bu aralar..
Yoklugunun buruklugu belki.. Geçer Diyorum hep geçer…
Kim Ölmüş ki Aşktan ben öleyim diye avutuyorum kendimi.
Gerçekten ölmem dimi diye affallıyorum sonra.
Ölüm korkusu sarıyor herbir yanımı
İçim dahada burkuluyo,yaralarım gene kanıyo
Düşünüyorumda Ölüm kadar acı degil ya yoklugun..
Yitirişlerim bitti artık..
Yitirecek birseyim olmadıgından degil,Bedenimin yorgunlugundan..
Seni yitirmemin sebebide bu degilmiydi aslında.
Kalbimin yenikligi,Duygularımın Acizliği degilmiydi..
Bazen gözlerimi kapatıyorum annem geliyo aklıma
“Yapma kızım ! Ağlama..” diyor.
Peki anne diyecek oluyorum hıçkırıklarım durduyo beni.
Elim telefona gidiyor annemin sesini duymak istiyorum omzunda ağlamak istiyorum..
Sonra asıl sözleri geliyor aklıma
“Askı bu kadar iğrençlestirdiniz “diyor bana
O an ne gülümsemesi kalıyor hayalimde nede varlıgı
Yerin dibine giresim Geliyor..
Midem bulanıyo.. Kalbim sancıyo
Dahada vuruyorum içkiye kendimi..
İçmek… İçmek.. İçmek istiyorum..
Ben yapmadım anne,aska zararım dokunmadı sadece sevdim
Nasıl anlatacagımı bilemedikçe içiyorum içiyorum içiyorum..
Hiçbirşey uyuşturmuyo beynimi
Artık midem beni bile kaldırmıyo
İçimdeki burukluk bir kez daha sancıyo..
Bizim yaptıklarımız hem seni, hem beni…
… Hemde askı kirletmiş simdi anlıyorum…
</3 </3 </3
Sevgi şiirleri
Aşk şiirleri
Yoksa kendin misin?…
Beni sığdırabiliyor musun içine?
Hangi yana baksam tünel;
Sonsuz uçurumlar gibi dipsiz ve kuyu
Hani içinin aynasıdır ya sevdiğin,
Benim aynamda karanlık aksetmekte…
Öyleyse anlarım ki ben de yokum sen de.
Beni nerede yaşatıyorsun söyle?
Cennetin miyim senin,
Amber kokulu bahçelerinde gezindiğin?
Yoksa kaybolduğun kör kuyun mu,
Dehliz yalnızlıklarını yitirdiğin?
Artık anlamsız geliyor tüm sorular
Yanıtlarını bir gün verecek olsan bile
Ben de bir şeyler buram buram,
Ben de çok şey ılık ılık,
Ben de sen acıtarak, kanayarak
Eksiliyor…
Ben seni bunca zamana ağırlayamazken ruhumda
Aitsizliğim çaresiz çoğalıyor…
Ve görüyorum aynada yüzü silinmiş suretimi
Sen bende herşeysin belki ama
Ben sende yitiyorum için için…
Beni nerelerde arıyorsun öyle?
Yüreğine sor bir de
Mutlaka cevabı gelecektir sessizliğinin
En güzel zaman konulu şiirler
Zaman ile ilgili şiirler
En güzel zaman şiirleri, zaman şiirleri
Güne doğmamış düşlerle başlıyorum,senli zamanları umut ederek.
Sayıkladığım her kelimede senli harfler olan cümleler kurarak,
Geçen her zamana seni sığdırmak zor değil aslında,
Ama sensizliğe hasretini sığdırmak ağır geliyor.
Kaç aşk boyu geliyor ki zaman avuçlarımda ?
Kaç rüyaya seni sığdırıyorum uzayan gecelere inat.
Sensizliğime saklanıp sokulurken kuytuluklarıma,
Hayat çok ıssız geliyor yokluğunda.
Bahar düşüyor gözlerime,
Üşüyorum sensiz, sessiz gözyaşlarım ürpertiyor beni.
Kuytu köşelere sığınan sonbahar yaprakları düşüyor önüme.
Bir yanımda yenilenen umutlar,diğer yanımda hüzünler üşüşüyor.
Hayat yalınayak kalıyor bazen sensiz yollarda.
Yokluğunun hüküm sürdüğü gecelerin sabahında,
Sen daha gözlerini açmadan güne,
süren rüyalarının bir yerinden,aniden
Süzülüvereceğim rüyalarına…
Yokluğundan arta kalan ,yarına ait olan herşeyi
Yakacağım gözlerinde.
Senli zamana sımsıkı sarılacağım özlemle.
Senli düşler kurarken sensiz zamanlarda,
Gözlerine yakıştıramıyorum hiç bir rengi,
Hangi renk olsa ela gözlerin kadar yakmayacak beni.
Hangi sevda olsa,sancılara sokmayacak beni senin sevdan kadar.
İçim yanıyor bana her bakışında.
Alıp başını her gidişinde bir tek gözlerin kalıyor düşlerimde.
Sensiz zamana inat,senli düşler kuruyorum bitmeyen yokluğunda…
AYŞE ÇETİNER
23 nisan çocuk bayramı şiirleri, 23 nisan şiiri,23 nisan şiirleri
Selam olsun Ataturk,e atama
Heyecanlaniyor cosuyor insan
Selam olsun Ataturk,e atama
Bu bayramki egemenlik bayrami
Dunya cocuklari Ataturk,un hayrani
Alkisliyor millet cihanda sulh diyeni
Selam olsun Ataturk,e atama
Dunya cocuklari ulkemize geliyor
Herkes kendi kulturunu sergiliyor
Her irktan cocuklar ne guzel gorunuyor
Selam olsun Ataturke atama
Kadina secme secilme hakkini verdi
Bas ogretmen olup ilim ogretti
Kilik kiyafeti giyindirdi duzeltti
Selam olsun Ataturk,e atama
Insanca yasama laiklik dedi
Cahile yobaza firsat vermedi
Inanci siyasete alet etmedi
Selam olsun Ataturke atama
Diktigi fidanlar meyvesini veriyor
Butun dunya Turkiye,yi ornek goruyor
Boyle onder yuz yilda bir geliyor
Selam olsun Ataturk,e atama
Kurdugu cumhuriyet sapasaglam ayakta
Nice carliklar hasta dustu yatakta
Kralliklar diktatorler yikildilar batakta
Selam olsun Ataturk,e atama
23 NİSAN
Biz dünyaya gelmeden
Her yeri düşman almış.
Atatürk düşmanları,
Yurdumuzdan çıkarmış
23 Nisan günü
Meclis kuruldu diye,
Büyük bayram verilmiş
Çocuklara hediye.
Gülelim eğlenelim
Kutlayalım bayramı
Verelim hep el ele
Yükseltelim vatanı.
Melahat UĞURKAN
19 mayıs şiirleri
Atatürk’ü anma gençlik ve spor bayramı ile ilgili şiirler
Anlamlı 19 mayıs şiirler
19 mayısla ilgili şiirler
O GELİYOR
Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını
Yeryüzüne can veren,
Cana heyecan veren
Al yüzlü Oğan güneş.
Takanın burnu nasıl Karadeniz’i yırtar ?
Siz de bir an öyle yırtınız uykunuzu.
Uyanın Samsunlular!
Kurutacak gözlerde umutsuzluk yaşını
Al yüzlü Oğan güneş.
Bugün Çaltıburnu’ndan gülerek doğan güneş.
Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Uyanın Samsunlular.
Uyumak ölüme eş.
Diriltir ruhunuzu,
Ufukta bir gemi var.
Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor ?
Fakat yolu mu az, yoksa yükü mü ağır ?
Bu gemi umut yüklü, insan yüklü, hız yüklü !
İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır.
Kurulacak yarını düşünen baş geliyor.
Bir baş ki, gökler bir küme yıldız yüklü.
Bu gemi onun için böyle yavaş geliyor.
Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Ufukta duran gitgide yaklaşıyor.
Sanki harlı bir ateş
Yakıyor ruhumuzu.
Beklemek üzüntüsü her gönülde taşıyor.
Üzülmemek elde mi ?
Hız yüklü, iman yüklü, umut yüklü bu gemi.
O umut yayıldıkça ruhlara sıcak sıcak,
O hız, doldukça bütün damarlara kan gibi,
Gizli inleyen her yürek canlanacak.
Ateşler püskürecek uyuyan volkan gibi.
Gittikçe büyükleşen
Gölgene dikilmekten karardı gözlerimiz.
Koş, atıl gemi, sana engel olmasın deniz.
Ak saçlı dalgaları birer birer kes de gel !
Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de gel !
Celal Sahir EROZAN
19 MAYIS GENÇLİK MARŞI
Bir şerefli milletin şanlı çocuklarıyız.
Kalplerimiz, nabzımız, vatan diyerek atar.
Ayrılmadan yürürüz, aynı yolda erkek, kız.
Ruhumuzda ateş var, göğsümüzde iman var…
Vücudumuz yay gibi, bacaklarımız çevik,
Kalplerde cumhuriyet, başımızdadır bayrak,
Bir emanet taşırız, Ata’mıza söz verdik.
Kuvvetimizi, gücümüzü, kanımızdadır kaynak…
Bilgi ile sporu, yürütürüz atbaşı,
Çalışkanlık, çeviklik atalardan mirastır.
Türk olmanın amacı kazanmaktır savaşı…
Bize ülkü yaraşır, bize hamle yaraşır.
19 Mayıs bizim en kutsal bayramımız.
Tarihlerde var mıdır, böyle bir günün eşi ?
Bu pınardan içiyor, alıyoruz kuvvet, hız,
Bu ocaktan yakıyor bütün gençlik ateşi…
İ. Hakkı TALAS
ŞU SONSUZ KOŞU
Samsun’a ayak basmış Kahraman bugün,
Çayır, çimen yeşermiş zafer yolunda
Davul zurna sesinde şahlanır düğün,
Gönlüm coşup öter bir bahar dalında.
Ata’nın rüyasına gelincikler sun,
Emek bahçelerinin güzel gülünü…
Biz sonsuz bir sabahtayız… O uyusun,
Sevincimiz coşturur O’nun gönlünü.
Nasıl çıkmış bir sabah Samsun’dan yola,
Dağlardan dağlara o zafer türküsü,
Şahlanıp bayrak çekmiş her eski kola,
Taze bir bahar açmış yurdun gözünü.
Al bayrağın Ankara Kalesi’nde hür,
Dalgalanmakta altın bir çağa doğru,
Yeni kahramanlar kol kol, boy boy yürür,
Şu karlı dağlardaki bayrağa doğru.
On dokuz Mayıs’ın hür başına çelenk,
Kiraz mevsimi, gençlik ay’ı, gül ay’ı,
Bir bahar bahçesinde gönüller renk renk,
Şu sonsuz koşuya bak, sarmış yaylayı.
Ceyhun Atuf KANSU
19 MAYIS
19 Mayıs günü,
Yaşıyor kalbimizde,
Atatürk güneş gibi,
Her zaman içimizde.
Tembellik yasak bize,
Parolamız ileri,
Dünyaya örnek olsun,
Çalışkan Türk gençleri.
Ülkü verir, hız verir.
Bize 19 Mayıs.
Yurdumuzu kurtaran,
Ata’yı unutmayız.
Tembellik yasak bize,
Parolamız ileri,
Dünyaya örnek olsun,
Çalışkan TÜRK GENÇLERİ
F. ELMALI
19 MAYIS
Gençlik şölenimiz var,
Yurdumun dört bucağında.
Meşaleler yanıyor,bandırma vapurunda.
Güneş doğuyor,o güzelim Samsun’un ocağında…
Denizler artık dar geliyor,
Zalim düşmanların yaptıkları,ar geliyor.
Bakın; bakın enginlere,
Mustafa Kemal’imiz geliyor…
Yeşeriyor artık umutlarımız,
Şenleniyor artık otağımız evimiz.
Bakın; bakın,enginlere…
Mustafa Kemal’imiz geliyor
Sait Faik Abasıyanık eserleri
Sait Faik Abasıyanık şiirleri
Kılıç Balığının Öyküsü
bu bir kılıç balığının öyküsüdür
yazılmasa da olurdu
ama bizi yeni sulara götürecek akıntı durdu
uskumrunun arkasından gidiyordu
sürünün içinde bende vardım
sırtımda bir zıpkın yarası
mutlu olmasına mutluydum
nedense gitmiyordu kulağımdan; bir türlü
ağ var! sesleri
deniz kızı girmiş düşüme ben iflah olmam
dalyanları birbirine katmak orkinosların harcı
dolanınca ağa çok geçmeden küserim
bir çocuk bile çeker sandala beni bu kadar ağır olmasam
beni böyle koşturan yaşama sevinci
kanal boyunca bir oyana bir bu yana
siz yok musunuz siz; derya kuzuları
kestim kılıcımla karanlığımı dibin
yakamoz içinde bıraktım suları
Ah! aysız gecelerde olur ne olursa
sırtımda bir zıpkın yarası
atın beni mor kuşaklı bir takaya götürün
iğ gözlerimde; kılıcımda hüzün
satın beni satın beni
rakı için!
SÖZ AÇINCA
Fırtınaları ayağınıza
Meltemleri saçınıza yollayacağım.
Yakamozlar tırmanacak göğsünüze
Martılara söyleyeceğim gelsinler.
Sivriada’nın boz tavşanları
Kulağınıza fısıldayacak.
Sandalsız balıkçılar da gelecek.
Ay ışığını
Martının sırtından alıp
Akşam üstlerini
Kordela balığından
Karabataklardan karanlığı
Ben alıp getirsem…
Nisan yağmurları yağmış Levent’e
Onlar tanıklık etsinler olmazsa.
Nisan yağmurları tane tane.
Benden yana konuşacaklar bakın
Cümle balıkçılar
Karidesler, pavuryalar, böcekler
İstakozlar.
Akdeniz adalarına haber yolladım
Sardunya Adası benden yana çıkacak
Yırtık yelkenler benden yana.
Benden yana bu yas dökülmüş sandallar
Medarı Maişet, Şemşiri Hücum, Maksut Kaptan
Ceylanı Bahri, Denizkızı, Bereket motorları benden yana.
Ama ben yine de tavşanları
Sivriada’nın boz renkli tavşanlarını
Kimselere değişmem.
Onları göndereceğim kulağınıza
Fısıldamaya
Meremet yapan Ermeni kadınları var ya Kumkapı’da.
Arslan gibi kadınlar
Memelerinden sert balıkçılar süt emmiş
Ak düşmüş saçlarına erkek yürekleri açılmış.
Meremet yapan kadınlar
Onlara da açtım bu sevdadan.
Hepsi
Marmara
O canım su
Sivriada
O yalnızlık, kimsesizlik, balıkçının hürriyet heykeli.
Dülger balığı
O canavar görünüşlü
O uysal balık.
O sandallar, o tavşanlar, o motorlar
Hepsi hepsi gelecekler.
Deniz diplerinden yakamozlar
Dikenleri batan süngerler
Hepsi hepsi gelecek.
Benim için konuşmaya, dinlersen
Onlara da açtım bu sevdadan.
YEİS
Akşam üstleri geliyor
Tam insanlar işten çıkarken.
Salkım salkım tramvaylardan
Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor
Namussuz, akşam üstleri geliyor.
Neremden yakalıyor, bilmiyorum
Ben tam sevmeye hazırlanırken
On altı yaşındaki sevgilimi.
Elini elimle tutmak
Yirmi dört saatte bir
Sıcak bir laf dinlemek isterken
Rezil… Tam o saatlerde geliyor
Eğlenceli ve Komik Şiirler
Eğlence Şiirleri
BUYRUN
Babamı dinliyorum gözlerim kapalı
Önce bir yumruk hissediyorum hafiften
Ardından tekmeler geliyor kafama
Uçuyorum havalarda
Uzaklarda, çok uzaklarda
Annemin hiç durmayan çığlıkları
Babamı dinliyorum gözlerim kapalı
Bu dönem sınıfı geçeceğim derken
Geliyor sürü sürü kırıklar
Ahlar çekiyorum odamda
Gözümün önüne geliyor müdürün bakışları
Babamı dinliyorum gözlerim kapalı
Seri eller dolaşıyor suratımda
Cıvıl cıvıl kardeşlerim odada
Hepsi almış takdiri teşekkürü
Sırıtıyorum acı acı
Babamı dinliyorum gözlerim kapalı
————————————–
BENİM GÜZEL VİŞNELİM
Sevdim seni birkere
Kırdın beni bin kere
Bendeki kalp değil şişe
Doldur sevgini içine…
Okumazsan şiirimi
Kırarım ben o şişeyi
Seni nekadar sevdiğimi
Bilemezsinki vişneli…
Sende meyve suyu yaparım
Tüm millete satarım
Saçılan o sevgiyi
Denizlere bırakırım…
—————————————-
KİMYADA AŞK
Çarpıyor kalbim hızla
Belki de kükürt gazla
Seviyorum seni ben
Sülfürik asitten fazla
Sana olan aşkımda
Reaksiyon var benim
Gerekirse uğrunda
Elektron veririm
Sende istersen eğer
İyonik bağ kurarız
Olumsuz aşkımızı
Atomlarla noktalarız
—————————————–
CEMİLEM
Saçları mısır püskülü gibi
Gözleri sucuklu yumurta gibi
Ağladımı anasını kaybetmiş sıpa gibi
Böğürürsün Cemilem
Hatırlarmısın kuru pilav günlerini
Tuvalete girdin mi başlardı bir senfoni
Vücudun tam bir koni
Mozart gibisin Cemilem
Ayağın çöp bidonu gibi
Ağzın Amerikan tuvaleti
Göbeğin Çin seddi
Birleşmiş milletler gibisin Cemilem
Arabası yepyeni
Bindimi iner tekerleri
Geç artık birinci vitesi
5 kişiliksin Cemilem
Unuttun mu sumak soğan yiyişimi
Unuttun mu toynaklarını silişimi
Unuttun mu burnuna soktuğum elimi
Balık hafızalısın Cemilem
Geri zekalısın Cemilem
Anlamlı 19 Mayıs Şiiri
19 Mayıs Şiirleri
O Geliyor
Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını
Yeryüzüne can veren,
Cana heyecan veren
Al yüzlü Oğan güneş.
Takanın burnu nasıl Karadeniz’i yırtar?
Siz de bir an öyle yırtınız uykunuzu.
Uyanın Samsunlular!
Kurutacak gözlerde umutsuzluk yaşını
Al yüzlü Oğan güneş.
Bugün Çaltıburnu’ndan gülerek doğan güneş.
Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Uyanın Samsunlular.
Uyumak ölüme eş.
Diriltir ruhunuzu,
Ufukta bir gemi var.
Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor?
Fakat yolu mu az, yoksa yükü mü ağır?
Bu gemi umut yüklü, insan yüklü, hız yüklü!
İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır.
Kurulacak yarını düşünen baş geliyor.
Bir baş ki, gökler bir küme yıldız yüklü.
Bu gemi onun için böyle yavaş geliyor.
Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Ufukta duran gitgide yaklaşıyor.
Sanki harlı bir ateş
Yakıyor ruhumuzu.
Beklemek üzüntüsü her gönülde taşıyor.
Üzülmemek elde mi?
Hız yüklü, iman yüklü, umut yüklü bu gemi.
O umut yayıldıkça ruhlara sıcak sıcak,
O hız, doldukça bütün damarlara kan gibi,
Gizli inleyen her yürek canlanacak.
Ateşler püskürecek uyuyan volkan gibi.
Gittikçe büyükleşen
Gölgene dikilmekten karardı gözlerimiz.
Koş, atıl gemi, sana engel olmasın deniz.
Ak saçlı dalgaları birer birer kes de gel!
Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de gel!
Celal Sahir EROZAN
19 Mayıs
Yıl 1919 Mayıs’ın ondokuzu
İşgal altında ülkem dağıtılmış ordusu.
Anadolu perişan şimdi gözler yollarda,
Bandırma vapuruyla Atam azgın sularda.
Karadeniz hırçın kız Karadeniz dalgalı
Bir yürek çırpınıyor vatanına sevdalı.
O yürekle değişti milletimin kaderi.
Kölelik olamazdı yaşamanın bedeli.
Bir güneş doğuyor bak Samsun ufuklarından!
Bir ışık yükseliyor o kapkara sulardan.
Öyle muhteşem bir nur ki ulaşıyor semaya,
Yeniden hayat verdi o nur Anadolu’ya.
Samsun’da atan yürek Erzurum’dan duyulur.
Bebelerin sütüyle Türk ordusu kurulur.
Havza, Erzurum, Sivas kurtuluşu müjdeler.
Vahdettin, Damat Ferit hani şimdi nerdeler?
Milletin iradesi Ankara’da buluştu.
Bu ne güzel bir haber bu ne muhteşem muştu.
Artık zafer yakındır yakındır güzel günler.
Sakarya, Kocatepe top sesleriyle inler.
İzmir’in kurtuluşu düşmanın sonu oldu.
Yurduma göz koyanlar kanlarında boğuldu.
Şimdi anıyor millet ecdadını şükranla.
Gerekirse tarihi yazarız yine kanla!
Sinan ORHAN
19 MAYIS GENÇLİK MARŞI
Bir şerefli milletin şanlı çocuklarıyız.
Kalplerimiz, nabzımız, vatan diyerek atar.
Ayrılmadan yürürüz, aynı yolda erkek, kız.
Ruhumuzda ateş var, göğsümüzde iman var…
Vücudumuz yay gibi, bacaklarımız çevik,
Kalplerde cumhuriyet, başımızdadır bayrak,
Bir emanet taşırız, Ata’mıza söz verdik.
Kuvvetimizi, gücümüzü, kanımızdadır kaynak…
Bilgi ile sporu, yürütürüz atbaşı,
Çalışkanlık, çeviklik atalardan mirastır.
Türk olmanın amacı kazanmaktır savaşı…
Bize ülkü yaraşır, bize hamle yaraşır.
19 Mayıs bizim en kutsal bayramımız.
Tarihlerde var mıdır, böyle bir günün eşi ?
Bu pınardan içiyor, alıyoruz kuvvet, hız,
Bu ocaktan yakıyor bütün gençlik ateşi…
İ. Hakkı TALAS
19 Mayıs
Bugün 19 Mayıs
Gençlik bayramı var
Bugün samsun ufkundan
Yeni bir güneş doğar
Karanlığa gömülmüş
Vatana nur oldu o
Yas bağlayan ruhlara
Yüreklere doldu o
O bir yaman volkandı
Baş buğdu kahramandı
Bu günü kuran odur
Yurdu kurtaran odur
Bugün 19 Mayıs
Gençlik bayramı var
Bugün samsun ufkundan
Yeni bir güneş doğar
19 Mayıs
Gözü parladı Mustafa Kemal’in
İlk hedefi ulaşmaktı Samsun’a
Bir 19 mayıs sabahı erkenden
Ayaka bastı Samsun’a
Takvim 19 Mayıs’ı gösterecek
Sonzuza dek sürecek
İçimizd yanan ateş
Hiçbir zaman sönmeyecek
Geldi Samsun’a Mustafa Kemal’im
Halk ondan haber bekliyor
Şahlanır anadolum
Tek vücut olur millet
O eşsiz bir kahraman
Türk gençliğine komutan
Neslimize ışık tutan
Çağlar boyu sensin atam
Hiç kuşkusuz umutlu gelecek
Halk onu arkasında hep
Merak etme Mustafa Kemal’im
Yarınlar bizimdir elbet
Cumhuriyeti ilan ettin
Türk gençliğine sundun
Gözün kalmasın arkada
Canımız feda cumhuriyet yolun
19 mayıs
Yol aldın hırçın Karadeniz’de
Umuda ve geleceğe doğru
İnandı sana Türk milleti
Ve uyandı derin uykusundan
İşte bak! geliyor ardından
Başlattığın bir savaştı
Esaretten özgürlüğe,
Karanlıktan aydınlığa ve…
Bir sözün yetti,
inançla doldu yürekler
adımlar uygun adım
yürüyüş başladı Samsun’dan
19 mayıslar kutlanıyor, kutlanacak
Atam, bu yürüyüş hiç durmayacak
Samsun
Bir daha bir daha;
Çarpsın dalgalar kayalar!..
Beyaz köpükler gülsün yüzüme
Merhaba Samsun yine geldim sana.
Hoş gör sevdamı,
Yosun gözlü, sarı benizli kız!
Ayrılığa katlanamam,
Yaşayamam sensiz!..
Sokakların denize yan,
Denize karşı.
Beyaz evlerinle daha güzel, daha temiz
Park, sokak, çarşı.
Nice şehirler gördüm,
Nice heykeller seyrettim
Sende ki Anıtın şahlanışını görmedim
Hiçbir şehirde.
Samsun Samsun!
Sen kurtuluşun ilk adımısın.
Samsun sen başlı başına,
19 Mayıs’sın!..
İbrahim Minnetoğlu
19 Mayıs’ın Sesi
Ağlıyordu saçı ak dedem,
Ağlıyordu ocak başında ninem,
Ağlıyordu elinin kınası solmamış gelin,
Ağlıyordu bir koca ülke sahipsiz.
Dal uçlarında tomurcuklar olgun,
Çakıl taşlarına değin mutlu deniz,
Dağ doruklarında bulutları eskidi Erzurum’un.
Eskimeyen gündür 19 Mayıs 1919.
Düşüncesi mavilikler örneği geniş,
Köyler, kentler acısına uzanır;
Dağ doruklarına varır bakışları.
Yıllar önce ay mayıs, gün 19.
Yeni doğan güneşle aydınlanmış
Samsun’da bir deniz.
Kıyısında tek yürek bir millet, haykırır kıt’alara;
Anadolu toprağında biz varız!..
Hasan Atabaş
Şu Sonsuz Koşu
Samsun’a ayak basmış Kahraman bugün,
Çayır, çimen yeşermiş zafer yolunda
Davul zurna sesinde şahlanır düğün,
Gönlüm coşup öter bir bahar dalında.
Ata’nın rüyasına gelincikler sun,
Emek bahçelerinin güzel gülünü…
Biz sonsuz bir sabahtayız… O uyusun,
Sevincimiz coşturur O’nun gönlünü.
Nasıl çıkmış bir sabah Samsun’dan yola,
Dağlardan dağlara o zafer türküsü,
Şahlanıp bayrak çekmiş her eski kola,
Taze bir bahar açmış yurdun gözünü.
Al bayrağın Ankara Kalesi’nde hür,
Dalgalanmakta altın bir çağa doğru,
Yeni kahramanlar kol kol, boy boy yürür,
Şu karlı dağlardaki bayrağa doğru.
On dokuz Mayıs’ın hür başına çelenk,
Kiraz mevsimi, gençlik ay’ı, gül ay’ı,
Bir bahar bahçesinde gönüller renk renk,
Şu sonsuz koşuya bak, sarmış yaylayı.
Ceyhun Atuf KANSU
Bayram
Bağımsız, hür Türkiye,
Senin eserin Atam,
19 Mayıs’lar her sene
Coşku dolu bir bayram.
Öyle mutlu sevinçli,
Huzurluyuz ki Atam,
19 Mayıs’lar her sene
Sevgi dolu bir bayram.
Yürüyoruz izinde,
Başarılıyız Atam,
19 Mayıs’lar her sene
Sevinç dolu bir bayram.
Birkan Soylu
19 Mayıs
Samsun’da o gün doğdu
Türk’ün eşsiz güneşi,
Arasalar bulunmaz
Dünyada onun eşi.
Bütün yurt inliyordu,
Vatan gidiyor diye.
O sanki Türk yurduna
Gökten geldi hediye.
Samsun, Sivas demedi
Bütün yurdu dolaştı,
Türk’ün bu öz evlâdı
Vatanla kucaklaştı.
Bin dokuz yüz on dokuz
Türk’ün temel taşıdır.
Ardından gelen savaş
İstiklâl Savaşı’dır.
Temiz Türk gençliğine
Armağan olsun diye
Bu büyük ve şanlı gün
Bırakıldı hediye.
Ramazan Gökalp ARKIN
19 Mayıs Şiirleri
19 Mayıs Bayramı
Atatürk verdi bizlere
En güzel armağanı,
Millete kutlu olsun
19 Mayıs bayramı.
Dikelim en tepeye
Ay yıldızlı bayrağı,
Millete kutlu olsun
19 Mayıs bayramı.
Haydi herkes törene
Dolduralım alanı,
Millete kutlu olsun
19 Mayıs bayramı.
Birkan SOYLU
Bir Kurtuluş Destanı
Osmanlıydı bir zaman tarihler yazan,
Dört bir yana kök salmış, kükreyen aslan.
Asırlarca yaşadı, nesil geçti aradan,
Zayıfladı kuvvetçe, dediler “hasta adam”.
Asiler çıktı, Osmanlıya başkaldıranlar,
Fitneyle parçaladı hain düşmanlar.
Küçüldü topraklar savaşlarda bir yandan,
Atmak istediler Türk’ü Anadolu’dan.
Bir inançla gürledi, yüce Türk milleti,
Önder seçti kendine Mustafa Kemal’i.
Millet birlik oldu, koştu düşman üstüne,
Nice canlar verildi, Maraş, Urfa, Antep’te.
Cephelerde Mehmetçiğin Allah sedası,
Temizlendi düşmandan güney, doğu, batısı.
Ay ve yıldız dalgalandı akan kanlar üstüne,
Ve ölümsüz marşımız doğdu Mehmet Âkif’le.
Büyük harpler yaşadı bu vatan, bu topraklar,
Yine de bir nebze susmadı gök kubbede ezanlar.
Büyük Ata önder oldu, açtı Millet Meclisi,
Daha sonra kuruldu Milletin İradesi.
Binlerce şehidiyle aldı, Türk milleti vatanı,
Tarihe şerefiyle yazıldı, bu “Kurtuluş Destanı”.
Bu “Kurtuluş Destanı”dır kuşak boyu sürecek,
İlelebet, yok etmeye kimsenin gücü yetmeyecek
Erdoğan GÜNEŞ