Amerikalı mucit ve işadamı fotoğrafçılıkta kullanılmakta olan kuru levhaları düzeltti ve makaraya sarılmış filmlerle, bunlarla kullanılacak kameraları geliştirdi. Eastman, sahibi bulunduğu Kodak şirketini, 20. yüzyılın başında uluslararası pazarda başta gelen firmalardan biri haline getirdi.
Eastman Waterville/New York’ta dünyaya gözlerini açtı. Babası Waterville’den 160 km. uzaklıktaki Rochester’de bir ticaret okulunun müdürü olduğu için, George da bu okula gitti ve Rochester’de büyüdü. Babası, George sekiz yaşındayken ölünce, dul kalan annesi kendilerine kalan mirası, evini oda oda kiraya vererek artırmaya çalıştı. Okulu 14 yaşında bırakan Eastman, bundan böyle bir sigorta şirketinde çalıştı. Her Cent’i ince ince hesaplamaya alışık olan Eastman, bütün gelir ve giderleri not ederdi ve giderek ailesinin parasal sorumluluğunu yüklenmeye başladı.
Eastman yirmi yaşına gelince Rochester’da bir tasarruf sandığında muhasebeci olarak çalışma hayatına atıldı. Bir süre sonra fotoğraf koleksiyonu yapmaya başladı. Ayrıca bir stereoskop satın aldı. Bizzat fotoğraf yapabilmek için ilk donanımını Eastman 1877’de satın aldı. Foto tekniğiyle ilgili olarak yabancı dillerde yazılmış olan makaleleri okuyabilmek için Fransızca ve Almanca öğrendi. Tanıdığı bir fotoğrafçı Eastman’a ince detaylar konusunda bilgi verdi. Özellikle peyzaj fotoğraflarında gerekli olan ve asit içeren kimyasal maddelerle işlem görmesi gereken ıslak fotoğraf levhalarının nakli son derece zahmetliydi. Alternatifler arayışında olan Eastman, ilk kez 1880’de kuru levhaların varlığından haberdar oldu. İngiliz fotoğrafçı R.L.Maddox kimyasal madde tabakasını jelatinle kaplamıştı. Bunun avantajı, levhaların önceden hazırlanmış olarak satın alınabilmesinde ve evde develope edilebilmesinde yatıyordu. Bu yenilikten çok etkilenen Eastman mutfağının bir köşesini küçük bir laboratuvara dönüştürdü ve geliştirilmiş bir reçete hazırladı. 1881’den sonra büyük çapta kuru levhalar üretmeye başladı. Ayrıca geliştirdiği bu kaplama maddesini levhalara otomatik olarak süren bir makina icat etti.
Kaydedilen bu ilerlemeye karşın foto levhaları döneminin sonu yakındı. Eastman fotoğraf malzemesinin her fotoğraftan sonra tamamen karanlıkta değiştirilmesini gerektirmeyen bir yöntem üzerinde çalışıyordu ve 1884’te iş ortağı William H.Walker ile birlikte bir makaraya sarılı filmi icat etti. Kağıttan bir rulonun üzerine kimyasal maddelerden oluşan, ışığa karşı duyarlı tabakayı sürdü ve bu filmle kullanılacak Kodak kamerası adını verdiği bir kamerayı 25 dolara piyasaya sürdü.
Eastman tarafından tasarlanan bir makara tutucusu sayesinde makara filmler başka kameralara da takılabiliyordu. Fotoğraf çekerken meydana gelen negatifleri resimlere dönüştürebilmek için Eastman 1888’de dünyada ilk defa developman servisini kurdu ve bu sayede makaralı filmlerle fotoğraf çekmeyi amatörler için de cazip bir hale getirdi. Bunun için Eastman tarafından icat edilen kameranın 100 fotoğraflık filmle birlikte servise gönderilmesi gerekiyordu. Müşteriye hazır resimlerle kameraları yeni bir filmle birlikte iade ediliyordu. Negatifleri resme dönüştürmek için Eastman’ın karanlık odaya ihtiyacı yoktu. Foto kağıdı kontakt (tutucu) çerçeveleri içerisinde güneş ışınları aracılığıyla ekspoze ediliyordu (ışıklanıyordu).
Eastman 90’lı yılların başında kâğıt filmlerini selüloit ile değiştirdi. Bu yenilik sayesinde negatifi develope etmeden önce, artık jelatin tabakasının çıkarılması gerekmiyordu. Bunu izleyen zamanda Eastman’ın buluşları son derece iyi satıldı. 1895’te ilk cep kamerasını (Pocket Kodak) satışa sundu.
Yeni yüzyılın başında, başta Avrupa olmak üzere, giderek dış piyasalara yöneldi.1901 yılında 46 yaşına gelmiş olan Eastman, ürünlerini daha iyi pazarlayabilmek için New Jersey’de kurduğu Eastman Kodak Corporation’da kamera ve fotoğrafçılık malzemesinin büyük çapta üretilmesine önayak oldu ve çeşitli İngiliz ve Amerikan tedarikçi firmalarını birleştirdi. Eastman’ın inisiyatifi sayesinde fotoğrafçılık 20. yüzyılın başında kitlesel bir eğlence haline geldi.”You press the button, we do the rest’ (Düğmeye Basın, Gerisini Bize Bırakın) şirketinin promosyon sloganı haline geldi.
İzleyen yıllarda şirketi giderek daha geliştirilmiş kameralar piyasaya sürdü ve 1907’den sonra Fransız Lumiere kardeşler tarafından geliştirilmiş olan renkli fotoğraflarla deneylere girişti. İlk iki renkli Kodak filmi (Kodachrome) 1915’te işletmenin kimyageri John Capstaff tarafından geliştirildi. Eastman’ın şirketi bundan sekiz yıl sonra hareketli resimler (CineKodak) için ilk kamerayı pazara sürdü. Bundan böyle Amerikalı film şirketleriyle işbirliği yapan Eastman şirketi, 20’li yılların sonunda ilk renkli filmlerini satışa sundu. 77 yaşında Rochester’de kendi canına kıyan Eastman, “My work is done. Why wait?” (İşimi tamamladım, niçin bekleyeyim?) sözleriyle dünyaya veda etti.