Facebook’ta herhangi bir kişinin Beni görmesini istemiyorum Facebookta Birisini Engellemek istiyorum Facebook Durumunu Çevrimdışı Yapma
Facebook’ta çevrimdışı görünmek için, aşağıdaki sohbete tıklayın ve Seçenekler den Çevrimdışı Ol‘a tıklayın. Çevrimdışı Olamıyorum
Eğer çevrımdışı ol tuşuna bastığınızda herhangi bir şey olmuyor ve hala çevrim içi iseniz, facebook serverlarında geçici bir sıkıntıdan dolayı olamıyorsunuz demektir, sizinle ilgili bir sıkıntı değil genel bir sıkıntıdır yani.
Çevrimdışı olanları görme;
Facebookta çevrim dışı olanları görmek gibi bir seçenek yoktur. Çevrimdışı Girme;
Eğer son girişinizde sohbette çevrimdışı iseniz, tekrar girişinizde çevrimdışı girersiniz. Fakat son girşinizde çevrimiçi bırakmışsanız, facebook’a girerken çevrimdışı şeklinde girmeniz mümkün değildir, girdikten hemen sonra çevrimdışını seçerek çevrimdışı olabilirsiniz,
Facebookta bir Kişiyi Engelleme
Sağ üstteki “Ayarlar” a oradan “Gizlilik Ayarları” ına tıklayınız. Karşınıza gelen sayfada Sol alta inin Orada “Birilerini Engelle” yazan yerin altında “Kişi” yazan yerin altındaki kutucuğa engellemek istediğiniz kişinin Ad Soyad ını giriniz ve “Engelle” ye basın. Gelen ekranda Engellemek istediğiniz kişinin sağ yanında “Kişiyi Engelle” gibi birşey olmalı tıklayın. Böylece o kişiyi Engellemiş olursunuz.
Facebookta Grup Nasıl Kurulur Facebookta Grup Silme Facebookta Ağ Değiştirme
Facebook’a giriş yaptıktan sonra “Uygulamalar” a basın. Oradan “Gruplar” a tıklayın. Gelen Menüde “Yeni Grup Kur” a tıklayın. Burada (required) yani (zorunlu) yazan bölümleri doldurmanız önemli; Grup Adı Ağ Açıklama Grup Türü Yukarıdaki bölümleri kuracağınız grubun türüne göre ayarlayın. Gösterilen alanları doldurduktan sonra “Grup Kur” a tıklayın. Karşımıza bir resim eklememiz gerektiğini söyleyen yer gelecek. Eğer ekleyecekseniz, Bilgisayarınızdan grubunuza uygun fotoyu seçip hemen alttaki kutucuğu işaretleyip “Fotoğrafı Yükle” ye basın. Resim eklendikten sonra “Kaydet ve Devam Et” ye tıklayın. Şimdi karşımızda bu olayı sizin Story ekranınızda yayınlayalım mı diye bir ekran gelecek burada “Yayınla” derseniz yayınlar, “Hayır, Teşekkürler” derseniz yayınlamaz. Seçiminizi yapıp ikisinden birine tıklayın. Böylece Grubunuz kuruldu. Son ekranda arkadaşlarınızdan hangilerine davetiye göndermek istediğinizi soruyor. Bu işlemi yapmadan sağ taraftaki “Geri dön (Grup Isminiz)” olan yere tıklayıp Grubunuza gidebilirsiniz.
Network (Ağ) Değiştirme: Kurduğunuz Grubun içindeyken sağ tarafta bulunan “Grubu Düzenle” ye tıklayın. Bu Alanda Ağ ayarınızı istediğiniz gibi değiştirip “Değişiklikleri Kaydet” e tıklayın.
Grup Silme: Bir Grubu silmek anladığıma göre Eğer Gruptaki tek üye sizseniz gerçekleşebiliyor. Bunun içinde sanki Gruptan ayrılıyormuş gibi “Gruptan Ayrıl” a tıklayıp yapılıyor.
aşk nickleri facebook,facebook aşk sözleri,facebook aşk hakkında heşey
ßẽή ǺگKι گẽήLẽ yǺگǺyǺмǺzگǺм vǺґگıή σLмǺگıή
ÇöLüN,SuYa ÖzLeMi,BeNiM SaNa OlaN AşKıMıN YaNıNdA HİÇ KALIR
Kırıyorsa sözlerim susarım bir daha konuşmam.rahatsız ediyorsa varlığımölürüm karşına çıkmam.rahatsız eden sevgim ise;ÜZGÜNÜM ONA KARIŞAMAM
Kalbim her dakika hızla çarpardı göğsümün içinde ateş var gibi
Aşıkım ek iş olarak da öğrencilik yapıyorum
(ya Yari Dalgali Olmali Deniz)–ya Tam Durulmali , Ya Da Kudurmali,,(yari ümit Vermemeli Sevgiliye)– Ya Adam Gibi Sevmeli , Yada çekip Gitmeli…
Eğer beni bu BİLGİSAYARDA, bu KOLTUKTA, bu şehirde b ulamazsan, Sevgilim bilki ben, gözlerinin daldığı yerdeyim.
Durumum çevrimiçi,Beynim meşgul,Ruhum hemen dönecek,,Aklım dışarıda, Elim telefonda, Kalbim sende
Kalp kırmak o kadar kolay ki bir hata yaparsın hemen kırılır peki ya o kırılan kalbi düzeltmek kırmak kadar kolay mıdır
Güneşin doğduğu da bir gerçek battığı da… Kalbimin attığı da bir gerçek, günün bittiği de… Ne çıkar tüm gerçekleri saysak tek tek. Seni seviyorum, işte o en büyük gerçek…
Seni bir öpsem iki kıskanır, iki öpsem üç alınır, dört öpsem beşin aklı kalır. Benimle tüm sayıları denemeye varmısın?
Ben seni unutmak için sevseydim, sana olan tutkunluğumu kalbime değil, Güneşin çıktığı zaman kaybolan buğulu camlara yazardım.
Bir yudum zehir olsan, biran bile düşünmeden seni içerdim, sırf seninle bir olmak ve seni içimde hissetmek için
Ben sana uzaktan bakmayı ben seni uzaktan sevmeyi ben sen bilmeden seni yaşamayı sevdim bitanem
Karanlık gecede önemli değildir yıldızları görmek. Gündüzleri yıldızları görmek marifet, aşık olmak önemli değil, bir ömür boyu sevebilmek marifet.
Bir gün sevgilim sordu aşk nedir diye biraz zaman istedim düşeneyim diye.ertesi gün gördüm onu bir başkası ile kulağına fısıldadım aşk ızdırapdır diye
Sen ne biçim aşıksın sevdiğine seviyorum bile diyemeyen sen ne biçim aşıksın sevdiğine değer vermeyen nasıl aşıksın be sen nasıl aşıksın
Seni seviyorum diyenin sevgisinden şüphe et, çünkü aşk sessiz, sevgi dilsizdir..
Senden o kadar nefret ediyorum ki ama o kadarda seviyorum artık unutacağım seni sen de unut beni biricik nefretim…
Bazi rüyalar digerlerinden çok uzun sürer. Bazilari da çok çok güzel. Benim en uzun ve en güzel rüyam su an bu mesaji okuyor.
Al hadi hançeri eline vur hadi sırtıma acıma canım nasıl olsa kahpelik son modaa !!!
Mesajı okuduktan sonra elini kalbine koy güleceksin. Sana ruhumu yolluyorum birazdan öpüleceksin.
Hiç başlamaması gereken bir aşktı bu zaten. Yasaklarla başlayıp yasaklarla biten. Artık sevmek yok, dönmek yok. Seni yeniden sevmesini bildiğim gibi unutmasınıda bilirim.
Dünyanı tersine döndüreceğim, senide canından bezdireceğim, yaktığın ateşi söndüreceğim ,hesabım bitmedi daha seninle.
Yarı dalgalı olmamalı deniz,Ya tam durulmalı,ya da tam kudurmalı.Yarı ümit vermemeli sevgiliye,Ya değer vererek sevmeli,ya da çekip gitmeli.
Balıkların aşkını bilirmisin dokunamazlar ama yüreklerinde hissederler sevgiyi bende sana dokunamıyorum ama yüreğimdesin BİTANESİ..
Kanayıp ne kadar tutabilirsin gül uğruna dikeni….
Ben sana “SEVMEYİ” öğretemedim,Sende bana “UNUTMAYI”öğretemedin….
resimli facebook aşk yazıları,facebook için en güzel aşk yazıları,en güzel facebook aşk yazıları,facebook aşk sözleri,facebook aşk mesajları
Sen Gelipte Pismanim Desen Bana Ceza Ver Raziyim Cezama Desen Sana Tek Bir Ceza Verirdim Seninde Benim Gibi Sevmeni Isterdim Seni Gordugum Ilk Ani Hatirliyorum Ve Hic Durmadan Agliyorum
Kimler Icin Dokmedimki Gozyasi,senin Icin Dokuyorsam Ne Cikaromur Temelinden Her Bir Tasi,senin Icin Sokuyorsam Ne Cikar
Dunyanin En Agir Iscisi Benim, Nedenmi? Cunku 24 Saat Seni Dusunuyorum Gecenin Izinde Iz Surdum Seni Aradim Ay Sahidim,karanliklar Ise Isigimdisabahi Yapacak Gunese Ant Olsunki Seni Bulacagim Ve Benim Olacaksin,bir Seher Vakti
Bir Mezarci Olsaydim Seni Topraga Degil Kalbime Gomerdim Sevgilim
Seni Sevdigimi Soyluyorum Ama Bu Yalan,cunku;sana Olan Duygularim O Kadar Ustun Ve Yuceki Askim Onlara Isim Bulamadim
Eger Bir Ucurumun Kenarinda Dusmek Uzere Olsam, Asagida Bir Dal Olsa Ve O Dalin Sen Oldugunu Bilsem,olmekten Degil Bitanem Seni Kirmaktan Korkarim
Daglardaki Ruzgarin Esintisi Nasil Insaniin Icinde Bir Heyecan Yaratiyor Ise Iste Bende Seninleyken O Heyecani Yasiyorum Bitanem
Sen Deprem Gibi Girdin Gonlume Fay Hatti Cizdin Yuregime Enkazlar Biraktin Uzerimde Kalbimde Artcilar Devam Etmekte Ozlenmektesin Gulum 84 Siddetinde
Git Tabi Gitkirpiklerime Bir Kara Diken De Sen Eklehenuz Sokaklarina Bile Alisamadigim Bu Kente Ver Beni Ve Bakisinin Talan Ettigi Yerlerimi Al Oyle Git
Bende Hasret, Hasrette Sen Bildim Sende, Bensiz Ben Var Deprem Yikmaz, Yakmaz Ates Ask Olayim, Askin Kadar
Yurek Vermez Yurekliye Darildim Kustum Yuregimi Sana Getirdim Bir Guvercin Kanadinin Ucuna Denizlerde Tuz Koymadim Yarama Bastim Yuregimi Sana Getirdim Sesimin Ibresi Az Konus Dedi
Belki Yuzum Gulecek Donecegim Saskina Belki Mahkum Olacak Omur Boyu Askina Bu Karari Verirken Sakin Bana Deme Toy Sensiz Ben Yasayamam Elini Kalbime Koy
Dalgalarca Dalgalandim Ruzgarca Estim Yuregimi Sana Getirdim Sen Can Istemissin Candan Da Ote Dostum Yuregimi Sana Getirdim
Bazan Kar Nasil Hazin Yagar Bilirsin Kursuni Bir Gokyuzunden Aglamakli Iste Oyleyim, Kapkarayim Bu Gun Gel En Huzunlu Sesinle, En Dokunakli
Seni Icimden Atiyorum Hergun Biraz Biraz, Ayriliga Da Alisilir Unutmainsaniz Neler Gorecegiz Daha, Senin Sevgin Nedir Ki Koca Dunyada
Carsida Kaybolan Cocugun Elinde Soguyan Anne Sicakligi Hiziyla Ayrildin Benden, Oysa Ben Cay Bardaginda Birakilan Dudak Payi Kadar Bile Ayri Kalamam Senden
Kıyamam Sana… Bir bakışın yere düşse..arş yere düşer üzüntünle beraber dünyana Bir damla gözünden dökülen yaşa,yağmurlar yarışır kendinden bir haber acılarına Dedim ya asma suratını hak vaadi gelir bulur seni ve sevgini Gözlerini çekme benden dayanamam hasretine yar,ben öleyim yerine…! Kıyamam sana. Bakamam gözlerine,dayanamaz bu yürek gözlerindeki acıları görmeye.çaresiz düşer yere bakışlarım Sanadır düşse bile dökülen göz yaşlarım, ne yağmur ne nehir yarışabilir göz yaşlarımla Değmesin üzüntü gözlerine,düşmesin yüreğine hasret,sen ölme ben öleyim yar…! Kıyamam sana Kıymeti yok gözümde,senden başka hiçbir şeyin,en değerli varlığım sensin,senin sevgin, İste yoluna fedadır başım,etmem bir an dahi tereddüt,akmaz bir damla yaşım.. Yeter ki sen hep sev beni,seni sevmeme izin ver,varsın gözüm kan ağlasın, Bu can sana kurban olsun,gönlüm sevgin ile dolsun,sen ölme.! ben öleyim yar…! Kıyamam sana… Gece olmuş,güneş doğmuş bir haberim ben dünyadan,benim bütün dünyam sensin, Ne ayın,ne güneşin hükmü yoktur gözümde,karanlık dünyama doğan ayımsın içimi ısıtan güneşim.. Sen yoksan virandır dünyam,yıkılır üzerime bir Çığ misali sensizlik,kesilir sensiz nefesim, Sen mutlu ol razıyım,bitsin nefesim,kara toprak olsun sonum,sen ölme.! Ben öleyim yar…! Kıyamam sana. Seni sevmek ecelse varsın kendi ellerimle kefenimi şimdi yine kendim dikeyim……. Senden ayrılmak ölümse varıp kibriti şimdi yine kendi ellerimle çakayım….. Selam olsun benim dilimle, sana ve o güzel kalbine ey .! rahmanın nuru….. Gel ne yapacaksan sen yap beni ele verme..sen ölme.! Ben öleyim yar…! Kıyamam sana Ben bende değilim artık,aklım,kalbim,ruhum sende baktığım duyduğum her şeyde sen varsın.. Elimi uzattığımda ellerini tutacak kadar yakın ama düşlediğim bir hayal kadar uzaksın.. Aşkın ateşten gömlek,sevdan işlemiş kanıma.var eden şahidim olsun,temiz çıkarsız aşkıma, Ayrılığı düşünmek ölüm,seninle ölüme kucak açmak vuslattır bana sen ölme.! Ben öleyim yar…! Kıyamam sana.. Gözünde şimdi çakmak gibi çakan,kalbine de güneş gibi yakan bir aşkı koyduk Kimse üşütemez artık senin bedenini ve gözlerini karanlığa mahkum edecekleri biz kovduk Yüksekler var artık senin sevdanda ve onlara sevdiren biri vardı seni, işte biz oyduk Şimdi yeni bir dünya kur kendine kuramazsan biz varız yerine sen ölme.! Ben öleyim yar…! Kıyamam sana. Her geceyi sabah olsun diye beklerken bin dertle ,bin hüznü eklersin mazlum olan kendine Dipsiz bir kuyuya atılmış gibi dermanın kalmamış başın hep yukarda, dizlerin yerde iken bile Ben seni unutmam öleceğim biliyorum ama seni o büyük özlemle bekleyeceğim o günde Kalk ayağa ey nur anası, ey nur parçası biz geldik yerine sen ölme.!Ben öleyim yar…! Kıyamam sana Yaralı bir serçe göğsümün sol yanına sığınan, kanadı kırık, ruhu paramparça Daha uçmayı öğrenemeden vurulmayı öğrenmiş, hem de yakın sandığı uzaklardan… Hayat hep böyle mi sürer yürekler arasında bunca yüreksiz, bunca vefasız ve sen böyle yalnız. Sürmezmiş işte, öyle bir yüreğe göç eder ki yüreğin, tek başına bir dağ başında, Düştüğün zindan köşelerinde, en içinden çıkılmaz sandığın dertlerde bile Ne yalnızlık ne keder vuramaz seni, yüreğinde o en yakınken Yüreğine düştüğüm yüreğimi yakan yangın yüreklim sen ölme..! Ben öleyim yar…! Kıyamam sana Hasretin mi derin, derin yüreğimi sızlatan, günlerimi asırlar diye önüme seren aşk fermanın Her dakika yüreğimi bir hançer gibi vuran ak,nerede vurulacak boynum hangi geçmez zamanın… Önümde uzanıp duran bu uçsuz bucaksız ve de dipsi okyanuslar gibi seni seninle aradığım Ve menzilinde senin olduğunu bildiğim bitmek bilmez bu yol, hangi bilinmez mekanım Zaman ve mekan tanımaz sevdasıyla yandığım, sen ölme..! Ben öleyim yar…! Kıyamam sana Çepeçevre sarılmış dört bir yanım hangi yana koşsam bir duvara çarpıyor canımı yakıyorum Kıyamam kimselere, ağlarım sessiz ve kimsesizce, kıyılırım kıyamadığın gül yüzlü kaktüslerce bitiyorum Elimi uzatıyorum tutulur ümidiyle, bir kelepçe bir pranga daha, hayırsız ellerce vuruluyorum Özgürlük ümidiyle koştuğum her kapıdan esaretle dönüyor tekrar, tekrar yaralanıyorum Ve sen düşünce gönlüme gülüm her şeye rağmen özgürlüğü yudumluyorum Özgürlüğü kendimi kalbine hapsetmekte bulduğum sevgili sen ölme..! Ben öleyim…! Kıyamam sana Düşmeye görsün gözlerinden damlalar, düşüp de yüreğime parçalar beni Zerrelere bölünür havaya karışırım, seni da o dem gözyaşlarınla yarışırım Sensizliği seninle, yokluğu seninle aşar ,sen gelecen diye coşar seninle koşarım Hayatı sen varsın diye yaşar, her çileyi sen varsın diye yudumlarım sen ölme ..! Ben öleyim yar…! Kıyamam sana An gelir simsiyah bir duman kaplar günümü, boğulurum karanlıklarda ve yorulurum Pencereyi sen gel diye açarım, nefesi sen diye alır, gözlerimi sana kaparım Fırtına kopmuş ..sel götürmüş evimi yurdumu seni bur da bekliyorum….. Ne demişler sel gider kum kalır,o gitsin gelirsen seni selin kumu gibi bekliyorum…… Özledim seni bana getiren rüzgarı arkasında fırtınada barındırsa sen ölme yar..! Ben öleyim…! Kıyamam sana Yüreğimdeki sessizliği gözlerin bozar deli yağmurlar gibi herkes beni yağmurlar ıslattı sanır Sen doğarsın ömrüme ömrüm baharı bulur, gözlerime bakanlar beni gül dalı sanır Bakarlar gözlerime öylesine boş bakışları insanların ama insanlar beni sana aşkımdan tanır Bilmezler içimdeki o ışıltı sen, gördükleri sen, yaprağına düşmüş çiğ tanesi ben Sığınırım kuytuna kokuna bürünürüm bensen sen ölme yar.! Ben öleyim…! Kıyamam sana Seni seviyorum demek hiç bu kadar anlamlı olmamıştı haykırıyordum için ,için Lisan hiç bu kadar çaresiz kalmamıştı bir yüreği yüreklere anlatmak da, bu düzen ne biçim Ve hiç bir yürek bu kadar kıskanmamıştır bir başka yüreği böyle bir aşkı taşımak için Ve hiç bir aşk hayatı böyle anlamlı kılmamıştır sen ve ben varken, anlamsız hayatlar için Varım ben bu hayatta sırf senin için ama ne olur sen ölme yar…!Ben öleyim …! Kıyamam sana
Sen nerdesin bende biliyormusun? Her sabah uyandığım günışığında Küçük dünyama sızan aydınlığın kendisindesin Geldiğin de, apaydınlık kaplanan gözlerimde Gittiğin vakit en koyu karanlıklara düşerim biliyormusun? Sen nerdesin bende biliyormusun? Gün boyu yaşadığım her dakikayı gösteren Sol yanımda taşıdığım saatimin akrebindesin Her gösterdiği anda seni özlerim Her saniye geçişinde,sensizliği çekerim Bu, ne zordur sana atan yüreğime biliyormusun? Sen nerdesin bende biliyormusun? Kalemimin ucundan damlayan şiir tadıyla Her boş kağıda yazılan en güzel kelimelerdesin Ne kalemim yazabilir, ne cümleler anlatabilir İfade zorluğu çektiğim en yoğun sevgimdesin Bendeki seni anlatmak ne kadar zor biliyormusun? Sen nerdesin bende biliyormusun? Her gece dalmak istediğim uykulara inat Beynimin her hücresini kaplayan düşüncemdesin Sen olmasan da gördüğüm, uyumaya çalıştığım en pembe düşlerimdesin Sensiz yaşadığım rüya aleminin her defasının Benim için bir kabus gibi olduğunu biliyormusun? Sen nerdesin bende biliyormusun? Yaktığım sigaramın son nefesine kadar Ağır ağır içime çektiğim düşüncemdesin Bunu böyle bilipte, aldığım nefesi boşluğa üfleme zorunluluğu Ne demek biliyormusun? Sen nerdesin bende biliyormusun? Gözlerimde, ellerimde, yaşadığım her saniyemde Bugünüm de, belki, belki yarınımda, hele akşamlarım da Yalnız odamı kaplayan duvarların yankısında… Sana hissettiklerimi, bir kağıtlara şiir gibi Bir de o duvarlara her gece haykırdığımı biliyormusun?
Ellerin vardı, sıcak ve masum. Ellerin, hayal gibi, düş gibi… O zaman talihime yardı ellerin. Beyaz bir gecede, iki kuş gibi, Omzuma nasıl da konardı ellerin?..
Hangi rüzgarlarda şimdi kimbilir? O değirmen altı, o zümrüt koru, İlk dörtlü yoncayı bulduğumuz yer, Ya o çapkın çapkın kestanecikler!… Hani bir yerleri çimdiklenir hafifçe, Kanardı ellerin! Mendilimi sarardım üstüne, Avcumda sahici bir hasta gibi İncecik incecik yanardı ellerin!
İnsan, soyununca hissediyor, Gittikçe katılaştığını yerin!.. Tanıdık bir film geçiyordu gozlerimden, Gel gör ki, en güzel yerinde, Ansızın kopardı ellerin!
Sonra, dört yabancı el, Dört yorgun omuz, Mezat kapısında bir kuşluk vakti, Çekince ipini mesafelerin; Ayak uçlarıma yığıldı sonsuz!.. Bir tünel gerindi sefil, kapkara! Bir yokluk hıçkıra hıçkıra güldü! Büyüdü göz çukurları kırık heykellerin! Böyle bilmediğim uzak yollara, Beni bırakmasa ne vardı ellerin!
Romanımız, ne kadar güzel başlamıştı, Ve işte böyle sonu!.. Şimdi, ışıklar sığ, Gölgeler derin… Mor sarmaşıklarla örtük balkonu, Kafur kokusundan, od ağacından, Dört arşın geceye sardı ellerin…
Yaşamadım saysam keşke unutsam Mazim filizlenip cana dönüyor Bumerang gibi fırlatıp da atsam Neylesem sonunda bana dönüyor
Beni terk etmiyor gam ile tasa Yüreğim uyumaz gözler uyusa Susayıp elimi uzatsam tasa Sanki içtiğim su kana dönüyor
İçimde olanı döksem devirsem Kapansa kapılar zindana girsem Kaçmak için senden başım çevirsem Neylesem ,yüreğim sana dönüyor
Ölsem de unutmam o son bakışı Senden uzakta geçirsem bu kışı Yüreğinden etsen de sınır dışı Yüreğim sonunda vatana dönüyor
ESKiSi-GiBi
Bir heves mi sevmek sevilmek Değer mi bir hevese seveni üzmek Yalan mı her şey yaşandıkça mı silinir Çok mu gelir sevene artık gülmek…
Eskisi gibi değilsin… Eskisi gibi değilsin… Bu yüzden korkuyorum, Bu yüzden ağlıyorum, Bu yüzden ölüyorum…
Aslında sevginin tadı tuzudur Acı isteksiz onun ruhudur Belki bitecek diye korkutur Aşkın tam açıklaması yoktur
Eskisi gibi değilsin… Eskisi gibi değilsin… Bu yüzden korkuyorum, Bu yüzden ağlıyorum, Bu yüzden ölüyorum…
sUs ve DiNLe
sus birsey söyleme……
geldin artik vakti zamani,kelimeler buldu yerini. dilimde hece hece kar taneleri gibi her biri tertemiz ve berrak… gönlüne yagacagi gün,iste bu gün…. zordur tabi her seyin baslangici…nasil ne dersin ilk önce… sadece dinle…ne olur..yorum bile yapma…sen sadece bil… neler gecer gönlümde….. firtinalar kopacak bu gece icimde…. volkanlar patlicak…deprem olacak …dilimde… sen sadece sus ….sus ve dinle…. saklamak ne kadar zor bilirmisin….. bilirmisin..ne zordur sebebsizce sevmenin…. cikarsizca….beklentizs sevmek..karsiliksiz …habersiz sevmek… varligi bile mutlu eder seni… mutlulugu huzur verir…. huzuru can katar ömrüne…. anlatabilirmiyimki sana…..anlarmisin acaba… sevdinmi sen hic böyle elinde olmadan… sevdasina sevinirken…kiskancligin icini kemirdimi hiccc…. gecelerce agladinmi….sonra kendini hic teselli ettinmi…. yoklu ile ölmektense…varli ile… varsin baskasinin olsun dedinmiii…. varasin mutlu olsun….sevdalarin en yücesi en güzeli…varasin onun olsun …. ben zaten böylede mutluyum iste… seni sevmek…karsiliksizda olsa…duygularin en güzeli ya…. belki sende sevseydin …bu kadar sevebilirmiydim….. sus ve dile…ne olur hic bir sey söyleme…. birak kendi kurdugum tozpembe dünyamda…. gece baslar bende mutluluk…. seninle oldugum ruyalarda… birak kalsin sevdan bende …karsiliksizda olsa..pahabicilmez degerde.. ilk gördügüm o anda..nakis gibi isledi bakislarin kalbim diyarinda… beklenen sevdam senmi geldin …sen geldin gelmesinede… neden bukadar gec geldin… sus …sus ve dinle…. ben hep seni bekledim…… sen geldin ama baskasini sevdin….ben gecmistede gelecektede ….varligindada yoklugundada hep seni sevdim …hep sevecegim…. senin dünyanda bana yer yok…..benim dünyamda senden baskasi yokkk… ben seni hep sevdim…..cikarsizca..karsiliksiz…beklentisiz.. .. ve seni sevmekle hep mutlu oldummm..sus birsey söyleme….birak kendi dünyamda birak ümitlerimle…birak bendeki senle …seni hep seveyimmm…. yoklugunla yok olmaksa..varliginla mutlu olayimmm.. sus birsey söyleme…
Bırak.. Gün olur ben bile unuturum, Neymiş seni sevmek, senden bahsetmek… Efkarım diner içimde bir gün. Bir kız ölür içimde, Onu bile unuturum çıkmadan kırkı.
Bırak.. Gün olur ben bile severim başkalarını Acım diner, yaşım diner, sancım diner… Gün olur ben de yaşlanırım, Başkalarının başında dizlerim titrer…
Bırak.. Gün olur ben bile uyanırım Senden sensizliğe cesaretle, güçle… Sendelemeyecek gibi asla, tutunurum yaşama. Git şimdi uzatma… Vedalar bize göre değilmiş. Yine anlaşalım beraber, Yarın yine görüşecek gibi ayrılalım. Başkaları dokunana kadar uyanmayalım. Öyle sitem etmesin gözlerimiz. Yudum, yudum iç sigaranı. Ellerini ellerimden hemen ayırma. Bitene kadar gün, Gidene kadar yanımdan… beni bırakma. Sonra… sonra… bırak…
Bırak.. Gün olur avlanır yine ceylan gibi yüreğim. Yalnız bir aslanın pençelerine. Ruhum söndü derken kıvılcımlanırım ben yine. Tam elimi ayağımı çekmeden senden, Son kez gülümseyerek bak gözlerime, Bir iki satır yazsın gözlerin beynime. Gidince eve, öldü diyeceğim resimlerimize. Dualar edeceğim huzur bulman için. Güzel sözler edeceğim sana. Baştan aşağı süzeceğim hatıralardaki bebeğimi. Bir mezar kazacağım anılarımın tam ortasına, Kefensiz koyacağım seni içine. Son giysine sarılıp ağlamak için, Çalacağım onu senden.
Bırak.. Gün olur başkaları için bile yazarım şiirler. İltifatlarım olur onlara da birkaç kelime. Gün olur doğarım yine. Hem… hem belki sahiden, Öpebilirim de birilerini. Dokunduğumda yangın hissederim yine bir tende.
Hadi git şimdi… Son yalancı tebessümünü koy dudağına, Kokunu son kez ver bana, Ellerimi bırak hadi. Aynı anda birbirimize dönelim arkamızı. Hadi son kez değilmiş gibi de Dünyada en sevdiğim o sözü, “Seviyorum seni” de, yalan olsa bile… yapabildiğin en güzel rolü yap şimdi hızlandır kalp atışlarını ben hızlandırmışım gibi… durduracağım kalbi hissetmek istiyorum. Tamam işte, şimdi vakti geldi, Yum gözlerini bana ve düne. Arkanı dön şimdi, Üç adım at büyük büyük, Sonra da arkana bakmadan koşmaya başla, Bensizliğe, yalnızlığa…
Bırak.. Gün olur, Ben olmam, Sen olmazsın. Bilmiyorum ne olur?!
çünkü her sabah kalktigimda bir günü daha seninle geçirecek olmanin mutlulugunu yasatiyorsun bana. Ben güne seninle basliyorum ve her gün hayati yeniden kesfediyorum.
Seni seviyorum, çünkü gökkusaginin her tonunu gölgede birakan en parlak renksin sen. Hersey senin rengini tasiyor ve benim için ancak o zaman anlamli oluyor.
Seni seviyorum, çünkü soguk günlerde içimi isitan meltemsin. Sicak günlerde ise ferahlik veren kuzey rüzgari. Iliklerime isleyerek esiyorsun.
Seni seviyorum, çünkü herseyde sen varsin. Nasil olmayacaksin ki? Sanki sen dogdugumdan beri içimdeydin. Yüregimin en derin kösesindeydin. Sanki ortaya çikmak için beni bekliyordun. Ve ben orada oldugunu fark edince hakettigin yere çikardim seni.
Seni seviyorum, çünkü hep benimlesin. Seni görmem için yüzüme bakmam gerekmiyor. Gözümü kapatsam ordasin. Gördügüm her yüz aslinda sensin.
Seni seviyorum, çünkü gözlerinin içindeki binlerce yildiz, gecenin karanligini delip geçiyor. Sen bana bakarken ben kendimi yildizlara bakiyor gibi hissediyorum. O yildizlarin parlakliginda kaybediyorum kendimi. Gözlerim kamasiyor ama sikayetçi degilim aydinligindan. Günes dogmasa, yildizlar kaybolmasa diyorum, ama biliyorum ki günesim de sen olacaksin gecenin sonunda. Bu kez daha parlak, daha aydinlik çikacaksin karsima.
Seni seviyorum, çünkü saçlarin ellerimin arasinda kayip giderken , dünyadaki cenneti bulmus gibi hissediyorum kendimi. Cennetin sahibi sensin ve biliyorum ki sadece izin verdiklerin girebilir o cennete. Ben o cennette kalmaya kararliyim.
Seni seviyorum, çünkü her gülümseyisin içime yeniden yasama sevinci dolduruyor. Her gülümseyisin, karamsarligi yikiyor, umutsuzlugu parçaliyor. Bir çiçek bahçesine çeviriyor çorak dünyayi.
Çiçek dedim ya, bir çiçek adi verseydim sana papatya olurdun. Açisiyla dünyaya, insanlara baharin geldigini müjdeleyen papatya. Iddiasiz ama güzel. Güzel ama kibirsiz.
Seni seviyorum, çünkü seni sevmeyi, sana dokunmayi, seni dinlemeyi, sana bakmayi, seni koklamayi, seninle paylasmayi seviyorum. Seninle birlikte insana dair ne varsa onlari da seviyorum. Seni sevdigimi anlatmaya çalisirken ne kadar çaresiz oldugumu da görüyorum. Her sözcükten sonra durup tekrar tekrar düsünüyorum, seni yeterince anlatabildim mi diye.
Biliyorum ki yetmeyecek, bu kadar sözcükten sonra bile sana sevgimi anlatamamis olacagim. Sözcüklerin bittigi yerde gözlerime bak. Onlar bu sevgiyi çok daha iyi anlatacaktir sana…
] Aşk Dersleri Seveceksen tam seveceksin arkadaş, sevgiyi yalnız yüreğinde değil iliklerinde kemiklerinde duyacaksın. ve, ona doğru gözlerin kapalı koşacaksın. Sen sevdiğin zaman kapılar, pencereler zangır zangır titreyecek, duvarlar çatır çatır çatlayacak, döşemeler çökecek tavanlar patlayacak. Sevdiğin zaman kulakların uğuldayacak, gözlerin kararacak. Kramplar girecek midene, yumruk yemiş gibi olacaksın yüzüne. dolaşacak ayakların birbirine. Sen sevdiğin zaman işte böyle seveceksin arkadaş sığmayacaksın artık yeryüzüne. yer beğeneceksin gökyüzünde kendine. Eserken kavak yelleri gülebilmelisin ağlanacak şeylere bile. Seveceksen erkek gibi seveceksin arkadaş, “seni seviyorum” dediğin zaman gökler gürleyecek şimşekler çakacak yıldırımlar düşecek yağmurlar sel olup önüne çıkan herşeyi sürükleyecek. Seveceksen böyle sev dostum, sen sevdiğin zaman dalgalar yükselmeli denizler kabarmalı fırtınalar boraya boralar tayfuna,siklona dönmeli. Çatılar uçmalı direkler devrilmeli yer gök birbirine girmeli senin sevdiğini herkes böyle bilmeli. Sevince işte böyle seveceksin arkadaş, devireceksin dağları yıkacaksın kayaları tersine akıtacaksın nehirleri ve kurutacaksın gölleri. Sevince, biraz da kadınına göre seveceksin arkadaş, kimi zaman zarif, duygulu kimi zaman bencil ve hoyrat kimi zaman bir külhan gibi seveceksin, ağzını açtığın zaman ana-avrat düz gideceksin sövdüğün zaman yedi sülalesini ip gibi dizeceksin. Sevdiğin zaman öyle bir seveceksin ki arkadaş, kendin bile korkacaksın sevginden dehşete düşeceksin ürkeceksin kendi sesinden. Uzun sözün kısası, seveceksen işte böyle seveceksin arkadaş. Bülent Akkurt
Şarkılardan çıkıp geldi bir esmer ansızın Koyu renk gözleri çıldırasıya hüzünlü Bir esmer geldi pencerelerden kapılardan Bir esmer geldi kokularla baygın Dökülmüş bir kadeh gibi Kopmuş bir gerdanlık gibi Bir esmer geldi darmadağın
Bir esmer geldi diyorum size Tüy tüy Işıl ışıl Kapkara saçları alnına düşmüş Öylesine öpülesi dudakları Öylesine alımlı Öylesine aşka çağıran Şarkılardan masallardan romanlardan Beste beste satır satır
Gözlerin gönül ülkesine akan iki ırmak Bir gözün dicle,bir gözün fırat Çorak gönüllere akıyor Yüreklerde düğümlenerek O en ulvi nidasıyla ya rab! .. Akıyor kurumuş denizlere şattülarap Gözlerin yeşilin her tonunda ırmak Asırlar süren bir sevdanın bitmeyen sesi Kesilmeyen bir akışın tarihi sorgusu Her zerrede canlanan doğum sancısı Ve gözlerin mezopotamya Vadilerin en soylusu. Gözlerin ölü yaşamlara can veren Mümbit toprakların ülkesi Donuk bakışlarda yeşeren fidanlık Dört mevsimi tek mevsimde yaşayan Bir aşkın öyküsü… Gözlerin yüreklere akıyor İki nehri birleştiren tek nehir gibi Suyu çekilmiş gönüllere su verir gibi Güneşi içen gözlerin… Gözlerim gözlerine akıyor İki kutsal ırmak arasında Yeşilde yüzer gibi… Gözlerin gönül ülkesine akan iki ırmak Bir gözün dicle,bir gözün fırat Ve gözlerin mezopotamya Akıyor gönül denizlerine Ya rab! .. Akıyor çağıl çağıl şattülarap.
Seni Seviyorum, Çünkü, Her sabah kalktığımda yaşamak için tek nedenim, sen varsın … Fakat seni sevmek için binlerce nedenim var … Bu siyah beyaz dünyada tek renk sensin, Bir ressamın fırçasından çıkmış gibi … Ama alalade bir renk değil, Gökkuşağının her tonunu gölgede bırakan bir renk …
Seni Seviyorum, Çünkü, Bu soğuk günde içimi ısıtan bir esinti gibisin … Hafiften esiyorsun, iliklerime işleyerek … Sonra da kaybolup gidiyorsun, daha nereden geldiğini Anlayamadan …
Seni Seviyorum ÇünküSeni Seviyorum, Çünkü, Seni Sevmekten başka bir şey gelmiyor içimden … O kadar doğal ki bu duygu ruhumun derinliklerinde, Sanki doğduğumdan beri var … Sadece ortaya çıkmak için seni bekliyordu …
Seni Seviyorum, Çünkü, Sensiz bir yaşamı artık düşünemiyorum … Sensiz bu kuru dünyada yaşamaktansa, ölümün soğuk nefesini öpmeyi bir daha hiç seni görmemektense hayata arkamı dönmeyi tercih ederim …
Seni Seviyorum, Çünkü, Ne zaman bir aşk şiiri duysam, mısralardan sen akıyorsun … Ne zaman eski bir şarkı gelse kulağıma, Gitar telleri arasından süzülen notalar, seni getiriyor bana … seni seviyorum.. Çünkü, Sen hep benimlesin … Gözümü kapatmam yeterli seni görmem için … Tatlı narin tenini …
Seni Seviyorum, Çünkü, Belki de ilk defa bir kadının kokusu beni çılgına çeviriyor içimden Odyseus’a türkü söyleyen deniz kızları da Onu aynı kokuyla baştan çıkarmaya mı çalıştılar acaba diyorum
Seni Seviyorum ÇünküSeni Seviyorum, Çünkü, Gözlerinin içinde binlerce yıldız, Gecenin karanlığını delip geçiyor … Bana bakarken kendimi yıldızlara tepeden bakıyor gibi hissediyorum …
Sen Seviyorum, Çünkü, Benliğim sana ait … Sen onu buruşturup çöpe de atabilirsi, Kalbine yakın bir yere de koyabilirsin … Tanrım !!! O kalbine yakın bir yerde olmak istiyorum …
Seni Seviyorum, Çünkü, Sen sensin … Ama sen beni ben olduğum için seviyor musun Onu kim bilir …
Seni Seviyorum, Çünkü, Seni Sevmeyi Seviyorum … Seni koklamayı seviyorum … Sana dokunmayı seviyorum …
Seni Seviyorum ÇünküSeni Seviyorum, Çünkü, Saçların ellerimin arasından kayıp giderken, Dünyada cenneti bulmuş gibiyim … Bir an elimde tutuyorum o cenneti … Bir an sonra belki de tamamen ellerimden kayıp gidecek …
Seni Seviyorum, Çünkü, Ben hiç bir kadın için şiir yazmadım, bu hep tuhaf gelmişti … Ama şimdi senin için şiir yazmamak tuhaf geliyor …
Seni Seviyorumn.. Çünkü, İçimde bir umut var … Bu şiiri belki başucuna koyarsın … Kim bilir belki yanına da ‘’Kırmızı’’ bir gül …
Seni Seviyorum, Çünkü, Tanrı çiçekleri yaratırken seni de onlarla beraber yaratmış … Papatyadan güzel, Zambaktan asil, Manolyadan tatlı, Gülden daha güzel kokulu …
Seni Seviyorum, Çünkü, Güzelliğine melekler imreniyorlar … Dünyada ise, Ölümlüler arasında galiba bir tek benim gibi bir iki şanslı Onu farkedebiliyor …
Seni Seviyorum ÇünküSeni Seviyorum, Çünkü, Ölene kadar, yok olana kadar seninle olsam, Bu herhalde bir ceza gibi gelir, Daha çok senle olamadığım için …
Seni Seviyorum, Çünkü, Senin tarafından Sevilme fikri bile bir insanı hayatı boyunca mutlu edebilecek kadar güzel ve asil … seni seviyorum… Çünkü Seni anlatmak için mısralar yetmiyor … Düşünüyorum bir kış gecesi bunu yazarken, Acaba kaç şair senin güzelliğini anlatmak için binlerce mısra yazdı …
Seni Seviyorum, Çünkü, Senin gülümsemen güneşin doğuşu gibi, İnsana her şeyi unutturuyor, Sadece seyredip tadına varma hissi uyandırıyor …
Seni Seviyorum, Çünkü, Bu kadar nedenden sonra bile SENİ ne kadar SEVDİĞİMİ anlatamadım !!!
Ufkumda bulutlar kümelerken kara bahtım, Ben her gönül ufkunda doğan sabahtım. Devran herkese taslarla zehir sundu da birden Ben herkese bir neşe yarattım o zehirden. Bir köprü kurup, zulmetin ardında, seherle, Bildim gülüp eğlenmeyi ömrümce kederle. Alnımdaki her çizgi beyaz bir gece saklar, Bir başka şafaktır saçımın gördüğü aklar. Farkım ne, emel kaynağı bir körpe çocuktan, Mademki henüz gelmedi son yolcum ufuktan? Ömrümce neden yılları zincir gibi çektim, Mademki bir aşk uğruna can vermeyecektim? Bir müjde taşır her gün uzaktan bana rüzgar; Elbet gelecek, gelmedi, bir beklediğim var!
Son beklediğim gelmeden, ölsem de yüzünde, Devran bulacak yar ile ağyarı hüzünde. İsmim gezecek pembe dudaklarda elemle, Gözler dolacak bir çocuk ölmüş gibi nemle, Bir günde doğup can veren altın kelebekler, Bizden daha genç bir şair öldü diyecekler!
Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok. Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum, seninle konuşuyorum… Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım, sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum… Cümlelerimi kısalttım, kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda…
Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de, engel olamadım gurursuz ama umutlu hasretine… Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum, imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor… Bir çocuk gibi isteklerimi bastıramıyorum… Çalmayan telefonuma elim gidiyor, sana halen bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum… Bende olan seni, hiç kırmadım, değiştirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum…
İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum! Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı… Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım anılarım dışında… Isınabilmek için onlara sarılıyorum… Anlamsız ve cevapsız sorular hıhzırca sırıtıyor, ben görmemeye çalışıyorum… Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı…
Belki de görmeyi istemek gerekiyordu… Gözlerini aç desem kapatacaksın ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım falıma… Gözlerimi gelişlere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş itiraf etti sonunda… Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam değil… Gelseydin, kendimi unutup sana koşacaktım, susturacaktım içimdeki isyanı, kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini, sevinçten ağlayacaktım bu defa, mutluyken hemen sarhoş olmuşum gibi, dokunacaktım, sarılacaktım. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de hiç niyetin yoktu aslında… Kendimi kandırdığımı anladığımda ağlıyordum…
Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken, şimdi ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş gibi geliyor… Sevdiğim ne çok şarkı varmış, bunu senin gidişin gösterdi bana… Her şarkıda sen varsın, her yerde, her gördüğüm insanda, denizde, gecede, uykumda… Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi… Bu bir marifetse eğer, neden benim yanımda degilsin ki? Gözyaşlarım asilliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana…
Gittin! Belki de hiç gelmemiştin ben, geldiğini sandım… Ayak uyduramadım yorgunluğuna… Dudaklarına düşlerindeki öpüşü konduramadım…
Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir kadın; dokunuşlarında kendini bulan… Ama! En çok da imkânsızın oldum…
Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum… İnanamadığın, Yenemediğin, üzerinden atlayamadığın korkuların oldum… Ağladığın, bağırdığın ya da sustuğun isyanın oldum, sessizce boşalan gözyaşların, birikmişliğin oldum… Yüreğindeki kadın ben olmak isterken yüreğine sığınan ve tozlanacak olan bir anı oldum… Haketmediklerin, artık yeter dediklerin ve herşeyin olmak isterken belki de hiçbir şeyin oldum… Söylesene ben gerçekten senin neyin oldum? Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım, sana geldim… Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim?
Şimdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda sadece bir mevsim yaşanan ama bir ömür gibi gelen aşk… Kalbime henüz söyleyemedim gittiğini, öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum… Seni halen benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum… Gittin! Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların sonunda olması acıtıyor içimi… Suskunluğun en büyük silahındı, suskunluğunla vurdun beni asıl acı olan, canımı acıtan unutulmak…
Söylesene unutulmak kime yakışıyor? Unutan sen olsan da sana bile yakışmıyor …
Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak sende daha güzel duruyor… Görüyorsun işte, aşk’a ve sana ihanet etmiyorum benim kırgınlığım aşk’a… Sen üstüne alındın…
Üç kez çalmıyor artık postacı kapıyı Bir toz duman da yok varoşlardan yükselen Son çiçekçi terk etti bu kenti Sen durmadan bir hıçkırığa tutunuyorsun Gözyaşınla suluyorsun içindeki kaktüsü İçi patlamış bu kentin Hançerlenmiş bağırsak gibi kokuyor
Duyuyorum, ağır ağır atıyor adımını Evet gelen o sevgilim, gelen, gitme zamanı
Ya denize koşuyor damlalar, ya dağlara Artık yağmur düşmüyor bu kente Çeviren yok umut sokağında kum saatini İnanmıyorum mevsimlerin tükendiğine de Hepsi dönüp dönüp geliyor geri Tükenen biziz oysa zamanın kollarında
Sarıyor bizi hüzne açılan kucağı Sarıyor bizi sevgilim, gitme zamanı
Konuşmanın yetmediği yerdeyiz şimdi Anlatımın çıkmaz sokağında yani Ha diyorum ki unutmadan, bir de kendine anlat Ya da dinle tutabilirsen, salkımsöğüdün dallarıyla Oynaşan rüzgârda, yapraklarda çırpınan sesimi Ve bir türkü sıkıştır dudak kıvrımlarına
Buklendeki gül gibi, hani o sarı… Sarardı gülün rengi, sevgilim, gitme zamanı
Gün gelir bu aşk rüzgârla dokunur tenine Ve sen unutulmaz olursun Aşkın acı bir gülümseme olur yüzümde Yüzümdeki gülümseme bir acı.. Bir şey var ki kalbimin kapısına dayandı
Tepeye dikilmiş gün salıyor selamını Gözü ufukta günün, sevgilim, gitme zamanı
Kar dediğin gün beyazı, kahır yağdı başıma Sevince veda dedim, kederle uyumsuzum Dökülsün döküldüğü kadar saçlarım Savrulsun ömrüm Dönüp toplarsam namussuzum
Eşiniyor huysuz doru, vuruyor ayaklarını Yol istiyor sevgilim, bu yol, gitme zamanı
Kalamıyorum, oturamıyorum bir yerde Kıvranıp duruyorum aşkın ekseninde ve acının Bitsin diyorum, bitsin sözün düştüğü yerde Zamanın kalbinden uzanan bu zincirin halkası Ve başlıyor bitiş dönülmezliğine Sevişmeyle dolduruyoruz günü Öpüşme oluyor adı zamanın Yıldızların ve güneşin yeniden doğması oluyor
Doyuyor, yoruluyoruz; çevriliyor kapının tokmağı Gitme zamanı sevgilim, gelen, gitme zamanı
Sen hayatımın en vazgeçilmez aşkı Sen uğrunda en çıldırdığım esmer Sen yolunda savaşlar verdiğim sevdam Sen uğrunda ölümlere gidip geldiğim Sen beklediğim Sen özlediğim Sen gizlediğim…
Güneş doğmayı unutabilir Sabah olmayı Yağmur yapmayı Ama ben seni asla…
Çiçekler açmayı unutabilir Kuşlar uçmayı Baharlar gelmeyi Ama ben seni asla…
Ne zaman bir şiir okunsa aklımdasın Ne zaman bir telefon çalsa karşımdasın Sen tanrımın en güzel armağanı Sen hayatımın en gerçek yalanı Sen bütün huylarımı ezbere bilen Sen gözyaşlarımı en iyi silen Sen dünyanın en güzel kadını
Sen yemeğimin tuzu Yüreğimin buzu Anasının en güzel kızı Sen kalbimde en tatlı sızı Sen bütün varlığımın en sevimli hırsızı Sen sevdikçe sevilesi Övdükçe övülesi Öptükçe öpülesi aşkım…
Sen beni yokluğuyla delirten varlığıyla yolumu yolundan çeviren Sevdasıyla beni bir dağ gibi deviren kadın Bundan böyle senden sorulsun günahlarım Sende bütün sorularım Sende bütün cevaplarım Adam olmuşsam senden Katil olursam senden Ben çoktan vazgeçtim kendimden Ama senden Asla kadınım ASLA! …
Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören. Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın, orada kalmalıydın. Çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.
Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya… Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi. Ve maviydin… En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.
Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da… Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle…
Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim. Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen girebilirdin.
Sevdim ve hayrandım da… Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.
Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.