‘Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar’ın (GDO) ithaline olanak veren yönetmeliğe tepki yağıyor. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, 26 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin yasal düzenleme öncesindeki ilk adım olduğunu, ithalatı denetim altına almayı amaçladıklarını savundu. Ancak ziraat ve gıda örgütleri tam 800 çeşit gıda ürününde bulunan GDO’nun suç dosyasını açıkladı. Yönetmelikte yer alan GDO’lu ürünlerin piyasaya girmeden denetlenmeyeceği, girdikten sonra sağlığı tehdit eden bir unsuru olursa toplanabileceği büyük tepki topladı. İkinci büyük tepki de GDO’suz ürünlerin bunu etiketlerinde belirtemeyecekleri, yani vatandaşın doğal ürünün hangi olacağını anlayamayacağı.
TARTIŞMALI 5. MADDE Yönetmeliğin en tartışmalı bölümünü, 5 madde oluşturdu. Yönetmelikte, sadece GDO’lu bebek mamaları kesin bir şekilde yasaklanırken, diğerleri için esneklik sağlandı. Piyasaya sokulan GDO’lu bir ürünün, ancak insan veya hayvan sağlığı açısından olumsuzluğu tespit edildiğinde gerekli önlemlerin alınması hükme bağlandı. Buna göre, gıda ve yem işletmecisi, GDO’lu bir ürünün zararı tespit edildiğinde gerekli sağlık ve çevre önlemlerini alarak, hemen bakanlığı bilgilendirecek, söz konusu gıda veya yemi de piyasadan çekecek. Bu da ürünün piyasaya girmeden değil, girdikten sonra denetlenmesini öngördüğü için tartışma yarattı. Türk insanının kobay olarak kullanıldığını belirten meslek örgütleri, bakanlığı topa tuttu.
MISIR, SOYA VE PAMUK ALDIK Yönetmelikte, GDO’suz gıda üreten firmaların, bunları sattıkları ürünlerin etiketinde belirtilmesi de yasaklandı. GDO lehine olan bu düzenleme de büyük tartışma yarattı. Yönetmelikte, ‘GDO’suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO’suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz’ denildi. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, GDO’lar kapsamında düşündürücü bir rapor hazırladı. Raporda, 1998 yılından bu yana, hiçbir sınırlamaya tabi olmadan milyarlarca dolarlık GDO’lu ürün Türkiye’ye girdiği vurgulandı. İthalatın büyük kısmının ABD ve Arjantin’den yapıldığı belirtilen raporda, Türkiye’nin mısır, pamuk ve soyalı GDO’lu ürün aldığı belirtildi.
800 ÇEŞİT GIDADA VAR Türkiye’nin 2008 yılı itibarıyla 382 milyon dolara ulaşan mısır ithalatının yüzde 62.2’sini ABD’den yaptığına dikkat çekilen raporda, soya ithalatının da ABD, Arjantin ve Brezilya’dan gerçekleştiği vurgulandı. Raporda, GDO’lu mısır, pamuk ve soya ürünlerinin Türkiye’de işlendiği ve 800 çeşitten fazla gıda olarak tüketici sofrasına ulaştığı, bunun da hiçbir etiketleme yapılmadan satışa sunulduğu vurgulandı.
ANTİBİYOTİĞE DİRENCİ VE ALERJİYİ ARTIRIYOR – Bağımsız araştırmalara göre, GDO’lu tohumlar, antibiyotiklere karşı direnç, ağır alerji, uzun süreli hayvan deneylerinde organ hasarı, organlarda küçülme, kan biyokimyasında bozulma, kısırlık, ölü doğum oranında ciddi artış, gelecek nesillerde boy ve tartı eksikliği gibi olumsuzluklara yol açtığı ortaya çıkarıyor. – Bitki hücresine yerleştirilen her gen bir protein üretmektedir. Bu proteinler bugüne kadar insanın besin zincirinde yer almayan, her biri alerji yapabilecek potansiyele sahip kimyasal maddelerdir. Nitekim soya fasulyesine karşı alerjisi olmadığı halde ‘raundupR’ isimli herbiside dirençli soya fasulyesine alerjik olan insanlar vardır. Bu tür alerjilerle ilerde çok daha fazla karşılaşılacaktır. – Bu yabancı genlerin sindirim sisteminde tümüyle metabolize edildiği iddia edilirdi. Gerek hayvan deneylerinde gerekse de insan çalışmalarında bu yabancı genlerin bazı fragmanlarının veya tümünün bozulmadan kalın bağırsağa kadar ulaşabildiği hatta kalın bağırsaktaki bakterilerin içine girip bakterilerin genetik yapısını değiştirdiği ve genin üretmekle yükümlü olduğu proteinin (toksin ya da herbisit direnci) üretildiği saptanmıştır.
FARELER ARTIK ÜREYEMİYOR – Her ne kadar GDO’ların insanlar üzerindeki etkileri henüz bilinmese de hayvanlar üzerindeki etkileri belirlendi. İskoçya Rowett Enstitüsü’nden Dr Arpad Pusztai’nin GDO patates ile beslediği farelerin tümünün iç organlarında küçülme, sindirim sistemlerinde bozukluk, bağışıklık sistemlerinde çökme, kan yapılarında bozulma ve mide çeperlerinde kalınlaşma görülmüştür. – Avusturya Tarım ve Sağlık Bakanlığı’nın finansmanı ile Viyana Üniversitesinin geçen yıl yaptığı bir çalışmada ise GDO gıdalarla beslenen farelerin üç, dört nesil sonra büyük ölçüde üreme yeteneklerini kaybettikleri belirlenmiştir.
TÜRKİYE’NİN PAMUĞU DAHA VERİMLİ – GDO, tarımda verimi artırmıyor. Türkiye’nin pamuk verimi, Arjantin’den yüzde 65, ABD’den yüzde 30, Monsanto’nun adeta pamuk üssü haline gelen Hindistan’dan ise yüzde 60 daha fazladır. GDO’suz tohumla üretim yapan ülkemizin verimi diğer tüm ülkelerin üzerindedir. Dolayısıyla GDO’nun verimi artırdığı ve dünya açlığına çare olacağı söylemleri kesinlikle doğru değildir. – GDO ürünlerin yüzde 88′ini Kuzey ve Güney Amerika’daki yalnızca 600 bin çiftçi büyük çaplı endüstriyel çiftliklerde yetiştirmektedir. (Ebru TOKTAR ÇEKİÇ / Akşam)
dünya gıda günü ile ilgili şiirler,dünya gıda günüyle ilgili şiir,dünya gıda günü şiirleri
Bizim Pazar
Kış gelince pazara Bir renk gelir can gelir Havuç yiyen çocuğun Yanağına kan gelir
Küfeler tıka basa, Dolu beyaz pırasa, Önünde kırık masa, Bay sebzeci yan gelir.
İşte turfanda kabak, Yeşil yeşil ıspanak, Olursa sakız kabak, O pazara şan gelir.
Karnıbahar lahana Elma can katar cana Bulgur kuskus tarhana Başka şey yavan gelir
Mandalinanın sulusu Muşmula içim su Sarımsağın kurusu Arkadan soğan gelir
Sepet sepet portakal peynirler kangar kangar Görünce sapsarı bal Aklıma kovan gelir
Mümtaz Zeki Taşkın
Besinler
Artık “dişiniz çıktı” der, Süt vermez cici annemiz. Alır kucağına sever, Toprak, ikinci annemiz.
Besler bizi bin bir öğün Yemişler, sebzeler her gün, Beni yanına götürün, Toprak ikinci annemiz.
Hepsinde bir türkü, bir ses, Buğday, dut, kiraz, patates. ¦Hadi bana bir kavun kes, Toprak ikinci annemiz.
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
EKMEK
Çiftçi sürer tarlayı, Sonra eker buğdayı, Boy verir azar azar Saplar gittikçe uzar.
Başaklar olgunlaşır, İçleri dolgunlaşır. Yazın artınca başak Sararır her bir başak. Biçerler ekinleri Şenlenir harman yeri Olup bitince harman, Ayrılır Buğday saptan.
Bitmedi işler gene Oradan değirmene Buğdayı götürürler Değirmen taşı döer Ezer Un yapar bunu Su,maya kor yoğurur Yapar bir güzel hamur, Sonra fırına atar, Pişirir bize satar.
Güzel kokulu ekmek, Olmaz seni sevmemek Sensin her yemeğe baş, Her yemeğe arkadaş!
HASAN ALİ YÜCEL
SÜT
Sütte sımsıcak varız Aktır, ak eder bizi. Daha iyi duyarız İçince kendimizi.
Bir ev sevinci verir Sanki annece bir su. Bize ondan gelmiştir Bu yaşama duygusu.
Fazıl Hüznü Dağlarca
Vücudumuz
Mini mini bir çocuktum, Bilmiyordum vücut nedir. Fakat şimdi öğrendim ki Bu en Güzel makinedir.
Uzun yıllar çalıştırmak, Hatalıkla yıpratmamak, İsterim bu makineyi Bakacağım ona iyi…
Yeme içme uyku filân Zamanın yapacağım. Sağlığıma, temizliğe Yaşadıkça tapacağım.
Dünya Gıda günü şiirleri, Dünya Gıda günüyle ilgili şiir, Dünya Gıda günü konulu şiirler
EKMEK
Çiftçi sürer tarlayı, Sonra eker buğdayı, Boy verir azar azar Saplar gittikçe uzar.
Başaklar olgunlaşır, İçleri dolgunlaşır. Yazın artınca başak Sararır her bir başak. Biçerler ekinleri Şenlenir harman yeri Olup bitince harman, Ayrılır Buğday saptan.
Bitmedi işler gene Oradan değirmene Buğdayı götürürler Değirmen taşı döer Ezer Un yapar bunu Su,maya kor yoğurur Yapar bir güzel hamur, Sonra fırına atar, Pişirir bize satar.
Güzel kokulu ekmek, Olmaz seni sevmemek Sensin her yemeğe baş, Her yemeğe arkadaş!
HASAN ALİ YÜCEL
SÜT
Sütte sımsıcak varız Aktır, ak eder bizi. Daha iyi duyarız İçince kendimizi.
Bir ev sevinci verir Sanki annece bir su. Bize ondan gelmiştir Bu yaşama duygusu.
Fazıl Hüznü Dağlarca
Vücudumuz
Mini mini bir çocuktum, Bilmiyordum vücut nedir. Fakat şimdi öğrendim ki Bu en Güzel makinedir.
Uzun yıllar çalıştırmak, Hatalıkla yıpratmamak, İsterim bu makineyi Bakacağım ona iyi…
Yeme içme uyku filân Zamanın yapacağım. Sağlığıma, temizliğe Yaşadıkça tapacağım.