Ah o aşk deden duygu Hepimizin yüreğini içten içe yakmıyo mu? Evet yakıyo hemde öle bir yakıyo ki Katlanıyosun o yangına katlanmak zorundasın onu istiyosn
Ben aşık olduğum zaman yanmıyo bu yüreğim her zman Çünki benim yüreğim sevdiğim için yanıyor bir başkasına yanmıyor Ama bu yüreğim ne zman yanar blior musun? Ben seviosam ve onun sevgisni görmüyorsam
İşte o zman yüreğim yanmaz acı çeker ve bu acı giderek büyür Kimse ama kimse dindiremez bu yürekteki acıyı Bunu anca bir tek şey dindire blir Ölüm…Evet ölüm
Ben o kadar çok sevmişken Onun uğruna canımı bile ortaya koymuşken Onun sevmediğini anlarsam aklıma tekşey gelir Ben bunca zaman kimi sevdim?
Kimin için attı bu kalp… Sorarım kendi kendime kimin için yandı bu yürek Son mektubumu bıraktım sana sevgilim Sen bunu okuduğunda ben hayatta olmicam
Seninle başladığım bu hayata Seninle tanıştığım ilk yerde veda ediyorum Ama şunuda bilmeni isterimki Ben seni sevdim ve sevmeyede devam edeceğim.
Sevgi Nedir
Gecenin bir saatinde uykuya inat Ağlayan bebesini emzirmektir sevgi. Bülbülün güle figan edişi, Gülün umursamaz tavrıdır sevgi. Sevgi merhamet demek. Sevgi çile çekmek..
İhtiyacı olana yalvartmadan vermek, Masum bir tebessümdür sevgi. İçi dolu sımsıcak bir bakış, Yumuşak bir dokunuştur sevgi. Sevgi dokunuş demek. Sevgi almadan vermek.
Bir kuşun özgürlüğe kanat çırpışı, Kardelenin inanılmaz çıkışıdır sevgi. Avın avcıya yalvaran bakışı, Tuzaktan salıverilişidir sevgi. Sevgi bedel ödemek. Sevgi acı çekmek.
Derviş Yunus’un kırk yıl of demeden, Tekkeye odun taşıyışıdır sevgi. Yusuf’un kör kuyudaki sabrı, Mısır’a sultan oluşudur sevgi. Sevgi sabırla beklemek, Sevgi istemeyi bilmek.
Hallac-ı Mansur’un Ene’l Hak deyişi, Mevlana’nın Mecusi’ye çağrısıdır sevgi. Çölde kalmışa bir testi su, İdam mahkumunun son arzusudur sevgi. Sevgi ateşten gömlek, Sevgi sehpaya gitmek.
Ferhat’ın aşılmaz denen demir dağı, İnanarak sabırla delişidir sevgi. Mecnun’un Leyla’da kainatı görüşü, Çöle kendini vuruşudur sevgi. Sevgi sırrı keşfetmek, Sevgi emek sarfetmek.
Tomurcuğun patlayıp toprağı zorlayışı, Rüzgarın bulutu taşımasıdır sevgi. Derenin yatağını kendi buluşu, Kıvrım kıvrım akışıdır sevgi. Sevgi çekip gitmek, Sevgi özgürlük demek.
Çaresiz kaldığı anlarda tıbbın, Hastanın Rab’bine yönelişidir sevgi. Çalınmadık kapı bırakmamak, Yelkensizde denize açılmaktır sevgi. Sevgi umut demek, Sevgi beklemeyi bilmek.
Bebeğimsin
Sen bana küsebilir misin bebeğim Hasta olursun göremediğin anlarda Eririm gözlerinde yanar yüreğim Bakışlarını kaçırsan da yakalanırsın gizli bakışlarında
Nasıl ertelersin göz yaşlarını gözümden Kanaryalar kanatırken yaramı bestelerinde Sen ki cansın canansın biricik özümden Baharısın ömrümün içine düşen esintilerinde
Haydi koş kollarıma boşluğumdaki can Yasla başını omuzum özleminle yanar Damladın yüreğime minik bir odayken oldun han Kalk kırdığın bu kalbi gülümseyerek onar
Haydi bebeğim biricik sevdam
BEN SENLE VARIM
Ben seni senden çok uzakta sevdim ben bir yıldızdım evrende sense varlıgımdan habersiz dönen dünya yanındaydım bilki her anında sevincinde de hüznünde de gamında da ama sen bilemezdin bunları asla ve asla içimde kopardıda tufanlar ardı ardına şimşekler çakardı da sen yine aldırmadan dönerdin yanımda bense yalnız seni izlerdim evrenin başıboşluğunda işte benim hayatımın masalı burda geçmişimde sen hayalimde sen ve bilki her anımda yine sen SENSİZLİK ÖLÜM BANA ÜLÜM ACIR SENLEYKEN DESİNLERKİ ECELİNDİR GELEN GELEN SEN OLDA GÜLEREK ÖLEYİM BEN GÜL YÜZÜNE BAKAMAZSAM SON KEZ SARILAMAZSAM ÇIKAR MI Kİ BU CAN BU BEDENDEN bilki bu kalp senin ölesiye sevildin ÇÜNKÜ BİTANEM
Ne yapmak gerek peki? Sağlam bir arka mı bulmalıyım? Onu mu beklemeliyim? Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi Önünde eğilerek efendimiz sanmak mı? Bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı? İstemem! Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret? Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım? Bir bakanın yüzünü güldürmek için bi…raz şaklabanlık edip, Taklalar mı atmalıyım? İstemem! Eksik olsun! Her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli? Sabah akşam dolasip pabuç mu eskitmeli? Onun bunun önünde hep boyun mu eğmeli? İstemem! Eksik olsun böyle bir şöhret! Eksik olsun! Ciğeri beş para etmezlere mi “yetenekli” demeli? Eleştiriden mi çekinmeli? “Adım Mercuré dergisinde geçse” diye mi sayıklamalı? İstemem! İstemem! Eksik olsun! Korkmak, tükenmek, bitmek… Şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek. Dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek? İstemem! Eksik olsun! İstemem! Eksik olsun! Ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek… Tek başına… Özgür olmak… Dünyaya kendi gözlerinle bakmak… Sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak… Bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak… Ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek, İsteyince Ay’a bile gidebilmek. Başarıyı alnının teriyle elde edebilmek.
Demek istediğim asalak bir sarmaşık olma sakın. Varsın boyun olmasın bir söğütünki kadar. Yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var?
– Dök içindeki öfkeyi dostum. Ama saklama benden seni sevmediğini. – Sus…
Bazen bütün haksızlıklara, yok etmelere, yok saymalara susmaktır ve ne olduğunu, ne yaşadığını sadece senin bildiğin ama asla onun bilmediği cehennemlerde yanarken, kan kusarken, seni terk ederken de tebessüm edebilmektir aşk.
Ellerin üşürken tutmasını beklemek, avuçlarının hapsinde kalmayı düşlemek, avuçlarına can çeken parmaklarının isterikliğini durdurabilmek ve her şeye rağmen, teninin yakıcılığını, teninde umut etmek ama son anda da gittiğine dayanabilmektir aşk.
Bazen uzun yolların sonunda kavuştum diye beklerken terk edilmektir aşk.
Ateşler içinde yatarken, bir bakışına kalmışken, bir nefesine can vermeye hazırken, bırakıp gidilmektir ve yine de tutkuyla beklemektir, her şeye rağmen döneceğinden ümidi kesmemektir aşk.
Bazen mutluluğu için, kalbinin seçimine razı gelmektir ve giderken başka bir kolda yeni hayatına, yinede mutluluklar dilemektir aşk. Onun mutluluğu senin ölümün dahi olsa, yaşam olmaktır ve yaşama dair ne varsa onun için düşünmeden yapabilmektir sonrada çekilip köşene sonsuza kadar dua etmektir, sana gelmeyeceğini bile bile yinede büyük bir tutkuyla sevmektir aşk.
Sevmenin de bazen kazanmak olmadığını anlamaktır aşk.
Tamda son anda kaybetmektir, oldu dediğin an “o” aşk karesinden silinmektir ve kavuşmaya susayan, titreyen bedenine, çatlamaya hazır yüreğine “dur!” Demektir aşk. Bazen durmasını bilmekten, bazen susmaktan ama her şeye rağmen bazen karşılıksız delicesine sevmekten geçer aşk.
Bütün olmak zaman ister, belki de bir ömrü feda bekler.
Aşk en az senin kadar tam, en az senin kadar eksiktir ve olgunluk asırlarla bedellendirilmiştir. Senin ömrün yetmese de, birilerininki yetecektir diye beklemek büyük hatadır. Hiçbir devirde aşkla yaşamak, aşkla sonsuz olmak ve aşkla noktalamak mümkün olmamıştır. Hiçbir aşk bir şey olamamıştır, hiçbir şeyi olamayanlarla dolu nice mevsimleri çürütmüştür aşk. Belki de böyle olmalıdır, belki de kavuşamamaktır aşk. Buluşmaların mahşere kaldığı sevmeler hep sonsuzlukla mükâfatlandırılmıştır aşkın “o” volkan bağrında…
Şimdi al eline kalemi ve yaz;
“Ey! Sonsuzluğun tükenmez ıstırap kraliçesi, (ıstırap kralı) biliyorum ki, sen gelmeyeceksin, biliyorum ki, sen hiç sevmeyeceksin aşıkları ve sen böyle mutlusun, biliyorum, çünkü kavuşmalar sende hep mahşere ertelenmiş.
Şimdi gidiyorum volkan bağrından bağıra bağıra, elbet bir gün gelirim, sukutu bulmak, acımasız ateşini söndürmek adına…”
“Sevmenin de bazen yaşamak değil, yanmak olduğunu bilmektir aşk.”