mútluluklâr dílêrím yêní âskındâ sên bêní dú$únmedên ya$amana bak sênín dêrtlerín varya benim yanımda ben onlarla ya$arIm sen keyfine bak !
Sen Uzaktaysan ßen Yanındayım Sen AteSteysen ßen Kordayım ßirGün ßu Dünyadan Göçersen ßilki Senden Önce Ordayım Sonsuz aSkım..!
Tam KarsiYa GéÇéRKéN BirakTiğin ”O” éL BéNim ..
KraL OLsan Tacın Gider SuLtan OLsan Tahtin Gider… KraL DeğiLim Tacim Gitsin SuLtan DeğiLim Tahtim GitSin Ben Kendi HaLinde ßir Ağacim Fakat DaLimi Kiranin Ağacini Kökünden Sökerim.
SaKın üzmesin seni KarşıLıksız SevqiLer, baqrına taŞ basarsın aCıLar birqün diner. Giden qitsin aLdırma yanqınLarda söner.. SaKın dönüp bakma ardına KraL’Lar önde qider..
BIR CICEGIN ACMAK ICIN SEBEPLER BULDUGU GIBI, YASAMA DAIR SEBEPLER BULMAK ICIN YASIYORUM. EGER BIR GUN GELIRDE YASAMAK ICIN BIR SEBEP BULAMAZSAM OLMEK ICIN BIR SEBEP BULMUSUM DEMEKTIR.
Fırtına Ne Kadar Sert Eserse Essin Kayadan Alıp Götüreceği Sadece Tozudur !
KENDIMIZE UZAK BIR RUZGARIZ BIZ, UZERINE KUS KONMAYAN AGACLAR GIBI DURDUGUMUZ YERDE OLUR GIDERIZ. BIR BASKA ALEMDE KENDIMIZ OLMADAN ESERIZ.
GüL SuNaN Bir eLde Daİma Bir miktar GüL KoKuSu KaLır.
SéNi BoyLé SévDiğiMi BiLSéLér aSaLAr BéNi aMa GuZéLLiğin 10 PaRa éTMéZ ! BéNDéKi Bu a$k oLmassa . .
YALNIZLIGIN BOYLESI HAYAL ETMEK BILE MUMKUN DEGIL, AMA GERCEK, HAYALIN OTESINDE. BIR SU DAMLASI YALNIZ BIR OKYANUSUN ICINDE, OYSA BINLERCE DAMLAYLA IC ICE!
Béş PaRa éDérmi VarLiğin. . YokLuğun BéNi aCitSİn aLéM af éTsin Séni BéN AfFétMéM NéRDé unuttuySan BéNi Orda KALL..
Kısa Ölüm Şiirleri, Ölüm ile ilgili Şiirler Kısa, Ölüm Hakkında Kısa Şiirler
Sanatkârın Ölümü Şiiri
Gitti gelmez bahar yeli; Şarkılar yarıda kaldı. Bütün bahçeler kilitli; Anahtar Tanrıda kaldı.
Geldi çattı en son ölmek. Ne bir yemiş, ne bir çiçek; Yanıyor güneşte petek; Bütün bal arıda kaldı.
Cahit Sıtkı Tarancı
Korktuğum Şey
Gün çekildi pencerelerden; Aynalar baştan başa tenha. Ses gelmez oldu bahçelerden; Gök kubbesi döndü siyaha.
Sular kesildi çeşmelerden; Nerden dolacak bu taş nerden, Nergislerin açtığı yerden Ey kuş uçurtmayan ejderha?
Ne yardan geçilir, ne serden; Korkuyorum bu gecelerden. Bel bağladığım tepelerden Gün doğmayabilir bir daha.
Cahit Sıtkı Tarancı
Fâni Dünya
İlk günden alıştığımız emektar aydınlık, Anne yüzünde, dost yüzünde, evlat yüzünde; Her sabah başlayan şeye doymadık, Düşümüz gerçeğimiz ne varsa yeryüzünde. Gökyüzü belledik şu ürperen maviliği, Başımız darda kalınca el açtığımız yer; Gökyüzüdür avutan akıllıyı deliyi, Gökyüzünde bulutlar uçurtmalar ümitler.
Her mevsimiyle insanı ayrı ayrı saran, Bunca güzelliği nasıl koyup gideceğiz; Yaman çalacak o çalmayası saat yaman, Geçmiş ola bir kez yumuldu mu gözlerimiz.
Cahit Sıtkı Tarancı
Gün Eksilmesin Penceremden
Ne doğan güne hükmüm geçer, Ne halden anlayan bulunur; Ah aklımdan ölümüm geçer; Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrısına der ki: – Pervam yok verdiğin elemden; Her mihnet kabulüm, yeter ki Gün eksilmesin penceremden!
Cahit Sıtkı Tarancı
Ölü
Hangi mahallede imam yok, Ben orada ölecegim. Kimse görmesin ne kadar güzel, Ayaklarim, saçlarim ve her seyim.
Ölüler namina, azade ve temiz, Meçhul denizlerde balik; Müslüman degil miyim, hasa, Fakat istemiyorum, kalabalik.
Beyaz kefenler giydirmesinler, Sizlamasin karanligim havada. Omuzlardan omuzlara geçerken sallanmayayim, Ki bütün azalarim hülyada.
Hiçbir dua yerine getiremez, Benim kainatlardan uzakligimi. Yikamasinlar vücudumu, yikamasinlar, Çilginca seviyorum sicakligimi…
Gözlerin gönül ülkesine akan iki ırmak Bir gözün dicle,bir gözün fırat Çorak gönüllere akıyor Yüreklerde düğümlenerek O en ulvi nidasıyla ya rab! .. Akıyor kurumuş denizlere şattülarap Gözlerin yeşilin her tonunda ırmak Asırlar süren bir sevdanın bitmeyen sesi Kesilmeyen bir akışın tarihi sorgusu Her zerrede canlanan doğum sancısı Ve gözlerin mezopotamya Vadilerin en soylusu. Gözlerin ölü yaşamlara can veren Mümbit toprakların ülkesi Donuk bakışlarda yeşeren fidanlık Dört mevsimi tek mevsimde yaşayan Bir aşkın öyküsü… Gözlerin yüreklere akıyor İki nehri birleştiren tek nehir gibi Suyu çekilmiş gönüllere su verir gibi Güneşi içen gözlerin… Gözlerim gözlerine akıyor İki kutsal ırmak arasında Yeşilde yüzer gibi… Gözlerin gönül ülkesine akan iki ırmak Bir gözün dicle,bir gözün fırat Ve gözlerin mezopotamya Akıyor gönül denizlerine Ya rab! .. Akıyor çağıl çağıl şattülarap.
DİVANEYDİM Divaneydim, viraneydim senden evvel. Taşım deprem, başım yangın, yaşımsa sel. Ey ömre bedel, seni sevmek ne güzel! Şimdi dünyamı yeniden kurmaya gel…
Sen bir gül, ağlamaya utanır bulut Sen yeter ki sev; güneş, dağıtır umut Bugün aşkı sıcak tut, gerçeği unut İmkansızı tek kurşunla vurmaya gel…
Bitti hazânlar, şimdi baharda gönül Dilimizde lale, elimizde sümbül Sev ki kıskansın Mecnun, çatlasın bülbül Aşk ateşinle gülü kavurmaya gel…
Tutul dünya, tutulmuşum ben ya; aşk hür! Sevgi özgür, nefreti uzaklara sür. Vuslatı sula, ayrılığa vur mühür. Senden kalan gülleri savurmaya gel
Yağmur Yağıyordu, Ve Sen yine içime düştün, Ahh Sevgili, Yağmurlar neden hatırlatıyordu Seni? Gerçi her şey hatırlatıyordu ya, Yağmurların ne suçu var?
Yağmur yağıyor ve Ben Seni özledim.. Ruhum geçmişte mi kaldı ne? Çırpınıyor, Silinmiyor işte tek hamlede. Ruhum sanki kaldı Sende, Yapamıyor bu gönül, Büyük Savaşlar versede, Atamıyor bu gönül. Çığlık çığlığa bağırsamda Kimse duymuyor…
Yine yağmur yağıyor, Yüreğime de .. Ardından yine gözlerim ağlıyor, Sonra yüreğim ağlıyor.. Ve ruhum da.. Sana yalnızca gözlerim değil, Bedenim de ağlıyor, Sözlerim de..
Ben sevmiyorum yağmuru, Yağmur yağınca ağlıyorum, Bir tek Seninle seviyorum yağmuru , Bir tek Seninle olan yağmur güzel. Ağlamıyorum o zaman.
Bu yalnızlık, suskunluğuma eşit olduğunda ağlıyorum Bir yalnızlığı, bir de Sensizliği yaşıyorum bu kadar sesliliğe rağmen.. Varlığındayken, Yokluğunu kabullenemiyorum, Ağlıyorum hem de avaz avaz..
Hayallerim bir özlemden mi ibaret? Hep çığlıklarım mı Ağlayacak Sensizliğime? Hep yok mu olucaksın Varlığımın sınırlarında? Benim sınırlarım, Senin yolların.. Sanki bir yolsun Sen, dışına çıkılması zor, Çıksam düşeceğim çünkü… Çıksam ağlayacağım çünkü.. Yalnızlığıma, Sensizliğime..
Sonra yine yağmur yağıcak… Ben yine mi ağlayacağım? Belki de artık satırlarıma “Sen” değil de, “Özlem” dökülecek” Belki Ben her yağmur yağdığında ağlayacağım. Şimdi de YAĞMUR YAĞIYOR Ve Ben AĞLIYORUM!…
Bahar rüzgarları eserdi, o bukleli saçlarında, Ben sana hasret kaldım, bak bu mayıs akşamında, Gözümden öpme derdim, bir tanem ayrılık olmasın diye, Sen gidince bak ben döndüm, aşık Veysel, Orhan Veli ye.
Bak daha dondurman bitmemiş, yarım kalmış son cümlen, Yine yalnız kaldım kalmadı, beni tek bir teselli eden, Bakırköy sahilinde dinlerdikya çığlık çığlığa, Martı seslerini, yine seni sordular bu gün. O… Vefasız unuttumu bizleri, unuttumu seni.
Oysa şimdilerde özlemeyi öğrendim, Sen unuttuğundan beri, Saatleri ayrılığa kur, özlem sirenleri hep çalsın, Kalkınca gönül limanından son gemi, Ardından sallamayı unutma, o… beyaz mendilini,
Biliyorsun dönmez hiç bir zaman, giden bir daha geri, Sende geç kalma kaçırma son tren i, Bak şimdilerde uzayan raylardasın bense, Uçsuz bucakksız deryada, unutma bunu sen seçtin, Gerek yok artık ne figana ne feryada.
Kapak Aşk Şiirleri , Aşıklar İçin Kapak Aşk Şiirleri , Sevgililere Kapak Aşk Şiirleri
Kapak Aşk Şiirleri Sevgililere Kapak Aşk Şiirleri
KoLaY DeĞiLdİr SeNi SevİyoRUm DemeK… aSLa DüşünMEden SöyleMeMeK GeREk… Senİ SevİyOruM DeDiySe YüRek… öLenE DeK SözÜnDe DuRMAsı GeReK…
Benim en güzel süsüm; YILDIZ gözüm, HİLAL kaşım, TÜRK bakışım.. Bundan gayrisine ne özenmiş, ne bezenmiş nede inanmışım.
Güzellik sözde ise sözün en güzeli sende Güzellik yüzde ise yüzün en güzeli sende Ama bana göre güzellik KALPTE Kimseye söyleme ama KALBİN de en Güzeli sende…
CeSaretin Varmı GeCeye Kafa Tutmaya, KaranLıĞa Meydan Okumaya. eĞeR VarSa ßenimde Söz’üm Var Gecene, KaranLıĞına Işık oLmaya.. CeSaretin Varmı DikenLi yoLLarı aŞıp Yanımda oLmaya, eĞeR VarSa ßenim de Söz’üm Var O DikenLeri kaLßime ßatırmaya.. CeSaretin Varmı Gökyüzündeki yıLdızLarın ArkaSına ßakmaya… eĞeR VarSa ßenim…de Söz’üm Var ßaktıĞın Her yıLdızın ArkaSına ” Seni Çok SeviyORuM ”…
Ey deli gönül aşk mı istiyorsun.. Yaradan sana Yâr değil mi? Hep soğuk mu geçti ömrün.. Kışın sonu bahar değil mi? Dünya sana neden hoş geldi ki.. Kabir kapısı dar değil mi? Sevgilinin senden istdiğini ne çabuk unuttun böyle.. Ak bir alın bir de Ar değil mi
İstanbul sana susamalı Benim sana susadığım kadar Bu hasret İstanbul’a da koymalı bana koyduğu kadar
Gökyüzünde bir bulut olayım Yağmur olup yeryüzüne yağayım. Gönül bahçende bir gül olayım Sen görmeden ben açayım. Kırlarda lale, sümbül olayım Etrafına kokularım saçağım. Özgürce uçan bir kuş olayım Gelip pencerene konayım. Sana aşk şarkıları okuyayım Bırak da hiç susmayayım. Kalbimin kapısını sana açayım Gönül bahçemden sevgi saçayım. Ben bu aşkta hep olayım Gönül bahçene ulaşayım. Senden uzaklarda olmayayım Kalbinin baş köşesinde olayım. BENİM CANIMSIN
Sen benim tutkularımsın Sen benim sevdalarımsın Kuruyan toprağımda nemsin Susuzluğumda suyumsun Gönül bahçemde çiçeğim Sen benim canımsın. Sen benim umutlarımsın Aşk odağımda aşkımsın Kalbimin atışlarısın Damarlarımda can suyum Sen yaşam kaynağımsın Sen benim canımsın. Geceleri hayallerimsin Gündüzleri özlemimsin Gönül karanlığımda ışığım Sen benim hayatımsın Sen benim canımsın
SEVGİLİYE
Ah o aşk deden duygu Hepimizin yüreğini içten içe yakmıyo mu? Evet yakıyo hemde öle bir yakıyo ki Katlanıyosun o yangına katlanmak zorundasın onu istiyosn
Ben aşık olduğum zaman yanmıyo bu yüreğim her zman Çünki benim yüreğim sevdiğim için yanıyor bir başkasına yanmıyor Ama bu yüreğim ne zman yanar blior musun? Ben seviosam ve onun sevgisni görmüyorsam
İşte o zman yüreğim yanmaz acı çeker ve bu acı giderek büyür Kimse ama kimse dindiremez bu yürekteki acıyı Bunu anca bir tek şey dindire blir Ölüm…Evet ölüm
Ben o kadar çok sevmişken Onun uğruna canımı bile ortaya koymuşken Onun sevmediğini anlarsam aklıma tekşey gelir Ben bunca zaman kimi sevdim?
Kimin için attı bu kalp… Sorarım kendi kendime kimin için yandı bu yürek Son mektubumu bıraktım sana sevgilim Sen bunu okuduğunda ben hayatta olmicam
Seninle başladığım bu hayata Seninle tanıştığım ilk yerde veda ediyorum Ama şunuda bilmeni isterimki Ben seni sevdim ve sevmeyede devam edeceğim.
Sevgi Nedir
Gecenin bir saatinde uykuya inat Ağlayan bebesini emzirmektir sevgi. Bülbülün güle figan edişi, Gülün umursamaz tavrıdır sevgi. Sevgi merhamet demek. Sevgi çile çekmek..
İhtiyacı olana yalvartmadan vermek, Masum bir tebessümdür sevgi. İçi dolu sımsıcak bir bakış, Yumuşak bir dokunuştur sevgi. Sevgi dokunuş demek. Sevgi almadan vermek.
Bir kuşun özgürlüğe kanat çırpışı, Kardelenin inanılmaz çıkışıdır sevgi. Avın avcıya yalvaran bakışı, Tuzaktan salıverilişidir sevgi. Sevgi bedel ödemek. Sevgi acı çekmek.
Derviş Yunus’un kırk yıl of demeden, Tekkeye odun taşıyışıdır sevgi. Yusuf’un kör kuyudaki sabrı, Mısır’a sultan oluşudur sevgi. Sevgi sabırla beklemek, Sevgi istemeyi bilmek.
Hallac-ı Mansur’un Ene’l Hak deyişi, Mevlana’nın Mecusi’ye çağrısıdır sevgi. Çölde kalmışa bir testi su, İdam mahkumunun son arzusudur sevgi. Sevgi ateşten gömlek, Sevgi sehpaya gitmek.
Ferhat’ın aşılmaz denen demir dağı, İnanarak sabırla delişidir sevgi. Mecnun’un Leyla’da kainatı görüşü, Çöle kendini vuruşudur sevgi. Sevgi sırrı keşfetmek, Sevgi emek sarfetmek.
Tomurcuğun patlayıp toprağı zorlayışı, Rüzgarın bulutu taşımasıdır sevgi. Derenin yatağını kendi buluşu, Kıvrım kıvrım akışıdır sevgi. Sevgi çekip gitmek, Sevgi özgürlük demek.
Çaresiz kaldığı anlarda tıbbın, Hastanın Rab’bine yönelişidir sevgi. Çalınmadık kapı bırakmamak, Yelkensizde denize açılmaktır sevgi. Sevgi umut demek, Sevgi beklemeyi bilmek.
Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? Pervâne olan kendini gizler mi alevden? Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu…
Gün senden ışık alsa bir renge bürünse; Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse; Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan Yalnız o yeşil gözlerinin nûru görünse…
Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla, Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!.. Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince, Çehren bana uğrunda ölüm hâzzı verince, Gönlümdeki azgın devi rüzgârlara attım; Gözlerle günâh işlemenin zevkini tattım. Gözler ki birer parçasıdır sende İlâh’ın, Gözler ki senin en katı zulmün ve silâhın, Vur şanlı silâhınla gönül mülkü düzelsin; Sen öldürüyorken de, vururken de güzelsin!
Bir başka füsûn fışkırıyor sanki yüzünden, Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden… Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı, Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı. Dinmez! Gönlün, tapmanın, aşkın sesidir bu! Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı, Görmek seni ukbâdan eğer mümkün olaydı.
Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler, Tek bendeki volkanları söndürse denizler… Halâ yaşıyor gizlenerek rûhuma “Kaabil”; İmkânı bulunsaydı, bütün ömre mukabil Sırretmeye elden seni bir perde olurdum. Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.
Mehtaplı yüzün Tanrı’yı kıskandırıyordur. En hisli şiirden de örülmez bu güzellik. Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur, Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik!
Deprem haftasına özel şiirler Deprem Haftası şiiri Depremle ilgili şiirler
DEPREM
Gürültü kopar uzaktan, Sular fışkırır topraktan. İnsanlar yolu bulamaz, Oluşan bir karanlıktan…
Bu bir depremin sesidir. Bir canavar nefesidir… Karanlık kaplar her yeri. Bilmem kentin neresidir?
Anne ağlar, yavrum diye, Çocuk ağlar, annem diye. İnsanların hepsi şaşkın… Bakamazsın bu sahneye.
Elimizden bir şey gelmez, Bu felâket hiç sevilmez. Bu sarsıntı yer küreden… Daha önceden bilinmez.
Sağlam temel sağlam evler, Sözüm size mimar beyler. Sağlam yapın her binayı! Yıkılmasın kentler, köyler!
Halkım hiç acı çekmesin, Artık gözyaşı dökmesin! Sağlam yapın her binayı, Deprem bize kükremesin!
Çok üzgünüm acılardan, Kurtulalım sancılardan… Çığlıklara dönüp bakın, Ders alalım buncalardan.
İbrahim ŞİMŞEK
KONUT DEYİNCE
Konutumuz sağlam olsun, Depremde hiç yıkılmasın. Gece-gündüz neşe dolsun, Kem gözlerle bakılmasın.
Konutumuz geniş olsun. Eşyalara yer bulunsun. Merdivenler dar gelirse, Asansörden çıkış olsun.
Konutumuz temiz olsun, Pencereler geniş olsun. Her adaya güneş girsin, Perdesinde korniş olsun.
Her durağa yakın olsun, Mobilyamız takım olsun. Gürültüden çok uzakta. Konutumuz sakin olsun.
Aylık gelir dolgun olsun, Kira, biraz uygun olsun. Çarşılara gitmek zordur, Manava da yıkın olsun.
Her köşede oyuncaklar, Bahçesinde salıncaklar, Mahallemizde çocuklar, Benimle arkadaş olsun.
Bahçesinde çiçek açsın, Ağacında kuşlar ötsün, Komşularla hep birlikte, Günlerimiz güzel geçsin.
İbrahim ŞİMŞEK
Yaşanan Zelzeleler
17 Ağustosta deprem felâketini Ailecek Gölcük’te gördük biz de yaşadık. Şimdi de vurdu yine Pakistan Milletini 9 Ekim İkibin beşte sanki biz vardık.
Allah merhamet etsin,yaşayan başka anlar Unutulmuyor asla geçse nice zamanlar, Felâketi görüp te içinde yaşayanlar O günlerine döner, o günlerini yaşar…
Bazı öyle olaylar anlatmakla yaşanmaz, Tarife imkân olmaz onu yaşayan bilir, İşte tüm felâketler yaşanır,anlatılmaz Acılarla doludur,yıkan bir aşk gibidir…
Depremle Selle Bizi Taşan Toprağan Katma
Pakistan harap olmuş gönül artık gülmüyor Gönül mızrabı kırılmış artık oda artık çalmıyor Bu kadar felaketten sonra Müslümanlar ders almıyor. Depreme uygun teknolojik binalarda yapmıyor. Depren senin dünya senin engellenmiyor Müslümanları gafletten uyandır sen koru yarabbi Yarabbi Müslümanlar gaflet içinde doğal afetinle yakma Sahibimiz sensin doğal afetlerle bizi hesaba çekme. Sen gafurur rahimsin bizi perişan edip yıkma Depremle selle bizi taşan toprağan katma Allah’ım
Deprem
Deprem olur dört bir yanda Enkaz altında kalır tüm insanlar Pek üzücü bir olayda olsa Razı olmalı tüm canlılar Yasla eşyaları duvara Düşmesin başımıza Enkazda kalınca Korur sivil savunma Deprem anında Çömelecek yerin olsun Başını yaralama Acını arttırma Yararalanınca sarar yaranı Zor durumda kalınca Bundan biri enkazdır Deprem olunca Nerede olacağı bilinmez Yolda veya okulda Rastlar her zamanda Sen hazırlıklı ol Zorlukolmasın başımıza Deprem anında Calın yada malın gider Enkaz altında Deprem çantasını hazır tut El fenerini unutma Hele yemek önemlisi İlk yardım çantasıda var Enkaz ne demek derlerse Acı gelir aklıma Canın koybola bilir Enkaz altında.
Sabah kalkıp da sana, “Günaydın!” diyorum ya, Ben o günü güzelim, Seninle yaşıyorum. Neden sevdiğimi, Anlatamam ki sana, Böylesi bir sevgiye, Kendimde şaşıyorum
Hava özlem koksa da, Şehirlerce uzakta, Güne senle başlarım, Aynı güneş altında..
istanbul dilimin ucunda bir de adın seni kokluyorum bu sabah da günaydın sevgilim günaydın
Ne sen bulursun, ne ben, Bizim gibi aşığı. Gününü aydınlatsın, Sevdamızın ışığı!..
Suya yazı yazılmaz. Kaderse bu kaçılmaz. Gönül karanlıktaysa, Böyle gün aydın olmaz!..
Yusuf olmaksa muradın ya da Züleyha; Korkmayacaksın ölümden. Ölümün ayrılık değil kavuşmak olduğunu bileceksin.Dünyaya kafa tutacaksın tek başına. Yandaş yoldaş aramayacaksın. Bir Allah’ına bir kendine güveneceksin sadece. Yol arkadaşın terk etse bile seni yarı yolda aşkına sahip çıkacaksın sonuna kadar. Tek başıma taşıyamam demeyeceksin. Ölünceye kadar taşıyacaksın şerefle.Karşılık beklemeyeceksin. Sevmek olacak tek amacın. Sevilmemişsin ne fark eder.
Ayıplanmaktan korkmayacaksın. Sevgini gurur madalyası olarak taşıyacaksın göğsünde kim ne derse desin…Sevgin için zindana atılmayı da attırmayı da göze alacaksın. Karanlıklar sırdaşın böcekler yoldaşın olacak.Bileceksin sonunda ayrılık olduğunu. İsyan etmeyeceksin vuslat beklemeyeceksin. Zaman ve mekan sizi ayıramayacak. Nerede olursan ol her daim sevdiğinin yanında olacaksın. Üzüntüsüne üzülecek sevincine sevineceksin.
Sanma ki beraber olmak için yan yana olmak lazım. Gönüller beraberse mesafenin ne önemi var!..
Gönül gözüyle görecek duyacaksın. Gönül diliyle konuşacaksın. Bilmez misin gönlü kainat bile kuşatamaz dar gelir. Gönül dilinden anlamam konuşamam dayanamam bu çileye karşılıksız hiçbir şey veremem diyorsan; talip olmayacaksın Yusufluğa. Yusuf olmak için Yusuf gibi yürek gerek gönül gerek iman gerek. Züleyha değilsen eğer peşine düşmeyeceksin Yusufların. Kendi ayarında birini seveceksin ki mutlu olasın. Her babayiğidin harcı değildir Yusufluk ve her kadının harcı değildir Yusuf yüreklileri taşıyabilmek layık olabilmek Züleyha olabilmek!…
Bilmeyen ne bilsin seni, Gamlanma deli gönül.. Gönülden anlamayana, Bağlanma deli gönül.. İçi tatlı özlü yemiş, Kırıldıkça ballanır Sendeki seni koyup, Avlanma deli gönül..
Bu görünen ben değilim, Ben ben dediğim nedir? Dilimle söz söyleyen, Sözü söyletenmidir? Baştan ayağa gömleksem, İçimdeki ben midir? Sureti ben sanıp da, Avlanma deli gönül..
Sinenin içindekini, Aldanıp gönül sanma Varacağın o menzili, Tesbih, seccade sanma.. Attığın üç beş adımla, Yollar tükendi sanma Yolların başındayken, Sallanma deli gönül..
Padişaha vasıl olan, Elbet olur padişah Sırların sırrı onda; La ilahe illAllah.. Görmeyerek yol yürüyen, Bela bulur ahü vah Sarayda vahdet vardır, Canlanma deli gönül…