Posts Tagged ‘gülen’

Sinir Sözler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Sinir Sözler
Sık sık ameliyat olun, içiniz açılır.

Oğlumun adını mafya koydum, artık bir mafya babasıyım.

Yazilidan sıfır aldım ama önemli olan katılmaktı.

Sık sık ameliyat olun, içiniz açılır.

Ölüm korkusu sürekli değil mezarda biten geçici bir duygudur.

Yazilidan sıfır aldım ama önemli olan katılmaktı.

Siddete karşı savaş açın! Şiddet yanlılarını kurşunlayın.

Ölüm korkusu sürekli değil mezarda biten geçici bir duygudur.

Son gülen sen olacaksın, çünkü geç anlıyorsun.

Siddete karşı savaş açın! Şiddet yanlılarını kurşunlayın.

Gençliğim acı veriyordu ameliyatla aldırdım.

Son gülen sen olacaksın, çünkü geç anlıyorsun.

Bende şeytan tüyü yok. Epilasyonla aldırdım.

Gençliğim acı veriyordu ameliyatla aldırdım

Bir soru sorabilir miyim bayan, ne kadar güzelsiniz?

Bende şeytan tüyü yok. Epilasyonla aldırdım.

Araba benim, benim uzerime araba, ama ben onun uzerindeydim o gün.

ilahi Azrail, sen adami öldürürsün.

Bende şeytan tüyü yok. Epilasyonla aldırdım.

Selam. Ben Aydan Şener. Ben de dünyadan Neil Armstrong.

Bir soru sorabilir miyim bayan, ne kadar güzelsiniz?

Beşbinkere söyledim; abartmayı bırak.

Araba benim, benim uzerime araba, ama ben onun uzerindeydim o gün.

Bu tüp bebek hatali; hep gaz kaçiriyor

2012’de Fethullah Gülen dönecek mi?

Cuma, Haziran 22nd, 2012

2012’de Fethullah Gülen dönecek mi?
Fethullah Gülen 2012’de dönecek mi?
Zaman yazarı Faruk Mercan, CNN Türkteki Medya Mahallesi programında Fethullah Gülenin dönüş tarihi ile ilgili konuştu…

Fethullah Gülen 2012’de dönecek mi? Bu soru güne damgasını vurdu.

Programın öncesinde twitterdan “Ayşenur Aslan’in “Medya Mahallesi” programına konuk olacağım.Zorlu bir karşılaşma olacağını biliyorum.Ayşenur Aslan’ın programı “endişe ve kaygı verici” oldukça sert soruların mekanidir. Tonlamasi yüksek bir mahalledir. İnşallah faydalı olur.” yazan Mercan program boyunca yaşanan tartışmalarda sakin bir şekilde tavır aldı.

Mahallenin Ablası Ayşenur Arslan’ın “Faruk Mercan ile görüşlerimizin çok azı kesişir ama ben anlaşmaktan ziyade konuşmaya çalışıyorum.” sözleri de beklenenden daha az gerilimli bir program yapılmasını sağladı.

Ta ki Gülen ile ilgili o son soru gelen kadar. Gazeteci yazar Faruk Mercan’ın Gülen 2012’de Türkiye’ye dönecek mi? sorusuna Mercan’ın verdiği yanıtı Ayşenur Arslan beğenmedi. “Belki ayıp ediyorum ama” diyerek soruyu daha önce sorduğunda farklı yanıt verdiğini hatırlattı konuğuna… İşte o tartışmanın en heyecanlı anları:

GÜLEN 2012’DE TÜRKİYE’YE DÖNECEK Mİ?

Ayşenur Arslan: Fethullah Gülen’i çok yakından bilirsunuz. Gülen 2012’de Türkiye’ye döner mi?

Faruk Mercan: Ben de çok yakından bilmiyorum. Sizin gibi izliyorum. Kurban vesilesiyle yaptığı açıklamalarda dönmek isteğini dile getirdiğini biliyorum. Dönebilir de dönmeyebilir de.

BELKİ AYIP EDİYORUM AMA…

Ayşenur Arslan: Çok ayıp ediyorum belki ama… Ben bunu size sorduğumda siz kuvvetle muhtemel dediniz.

Faruk Mercan: Ne zaman dedim bunu?

Ayşenur Arslan: Yayına hazırlanırken dediniz.

Faruk Mercan : Yayına hazırlanırken söylenenler, yayında söylenmiş kabul ediliyor mu?

Ayşenur Arslan: İşte ayıp ediyorum dedim ya… Genellikle buna dikkat, özen gösreririm. Ama belki yanlış bir cümle çıkmıştır diye sordum

HER HALÜKARDA DÖNECEK

Faruk Mercan: 2012 olmaz, 2013 olacak her halükarda dönecek.

Ayşenur Arslan: Biz bizeyiz, sizin kadar izliyorum demeyin lütfen.

Faruk Mercan : Biz bizeyiz ama sizin mahallenizdeyiz. (Gazeteciler.com)

Hakan Şükür, Fethullah Gülen hakkında konuştu.

Cuma, Haziran 22nd, 2012

AK Parti İstanbul Milletvekili
Hakan Şükür, Fethullah Gülen hakkında konuştu.
İSTANBUL millet vekili Hakan şükür
AK Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, Fethullah Gülen’in hizmetlerinin takdirle karşılanması gerektiğini belirterek, “Hizmetleri takdirle karşılanması gereken bir insanın yaşadıkları, ona bakış açımı daha da saygın ve sevgi dolu bir hale getiriyor” dedi.

Şükür, “Değerlerim ve inancım noktasında kendisini değerli buluyorum, bunu söylemekten de hiçbir zaman sakınmadım” dedi.

“Dünün futbolcusu, bugünün siyasetçisi” Şükür, Fethullah Gülen’e yakınlığına yönelik yapılan yorumlara açıklık getirdi.

Şükür’e yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:

Soru: Spor camiasından gelerek siyasete atıldınız. Bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyim?

Cevap: İlkemiz, yaptığımız her işte hizmet etmek, topluma örnek insan olabilmek. Bu anlamda doğru bir model olabilmişim ki AK Parti’nin, Sayın Başbakanımızın teklifi ve teveccühüyle Meclis bünyesinde bulunmaya başladım. İnşallah olumlu hizmetler yapmaya çalışacağım. Sporcu Hamza Yerlikaya’dan sonra buralara gelmek gurur verici.

Soru: Milletvekili olmadan önce düşündüğünüz siyaset ile milletvekili olduktan sonra siyaset arasında fark var mı?

Cevap: Aslında beklentilerimin karşılığını da alıyorum, hiç beklemediğim şeyler de oluyor. Türkiye’nin güçlendiği ama bu güçlülüğünün aşağı çekilmek için çok farklı çabaların da olduğu bir dönemdeyiz. Ülkedeki büyük değişimi görebiliyorum. Geçmişle bugün arasında bir kıyaslama yaparsak, zaten partimizin aldığı oy oranı ile de doğru orantılı yükselen bir grafik var. Sayın Başbakanımızla bir hukukumuz var. AK Parti Milletvekili gibi değil de daha çok duyarlı, toplumda bir çok farklı görüşe yer veren ve hepsini kapsayacak şekilde milletvekilliği yapmak istiyorum.

Soru: Milletvekili seçilince çevrenizden, spor camiasından “öncelikle şunu gündeme getirmelisin” denilen bir konu oldu mu?

Cevap: Ben bütün sorunlarını biliyorum. Futbol Federasyonu ve kulüplerimiz özerk. Bu bünye içerisinde bazı şeylere çözüm bulmak hakikaten çok zor. Şikayet etmek, sorunu çözmek demek değil.

“Öyle bir tercih yapmak doğru olmaz”

Soru: Futbol mu siyaset mi dersek hangisini tercih edersiniz?

Cevap: Öyle bir tercih yapmak doğru olmaz. Futbolu doya doya, büyük keyifler alarak ve başarılar elde ederek yaşadım. Takım başarısı olarak da bireysel başarı olarak da çok şeyler yaşadım. Burayı da bir takım olarak görürsek, başarılı bir takımdayım, AK Parti bünyesinde olmaktan mutluyum. Bu başarıyı daha da yukarılara çıkarmak için buradayım, elimden geleni yapacağım. Futbol ile burası arasında inanılmaz derecede paralellik gösteren şeyler var. Siyaseti de iyi anlayabileceğimi düşünüyorum.

Soru: Meclisin Futbol takımında da oynuyorsunuz. Takım arkadaşlarınıza taktik veriyor musunuz?

Cevap: Taktik değil de futbolun gerekli sistemlerini zaman zaman anlatmaya çalışıyorum. Ama hepsi futbolu bilen tecrübeli arkadaşlar.

“Başbakan çok iyi bir futbolcu”

Soru: Sayın Başbakan da gençlik yıllarında futbol oynamış. Başbakanın futbolculuğunu nasıl buluyorsunuz, onunla maç yapmak ister misiniz?

Cevap: Çok iyi bir futbolcu. Devlet Başkanlarıyla yaptığı maçta da o yeteneklerini gösterdi. Saha görüşü, yani Türkiye’yi, dünyayı bir saha olarak görürseniz, futbolun ona bugünkü başarısında çok şey kattığını düşünüyorum. Oradan yola çıkarak kendimin de verimli olacağını düşünüyorum. İstanbul Belediye başkanlığı döneminde Sayın Başbakanla çok maç yaptım. Sosyal etkinliklerde beni yanında görmek istiyordu.

“Genel Başkanıma büyük bir hayranlık duyuyorum”

Soru: Örnek aldığınız, saygı duyduğunuz bir kanaat önderi var mı?

Cevap: Genel Başkanıma hem insani hem siyasi olarak büyük bir hayranlık duyuyorum. Çok değerli bir büyüğüm, çok duygusal ama lider özellikleri taşıyan, bazı şeyleri yarasına tuz basıp içine atan birisi.

Soru: Nikah şahidiniz de olan Fethullah Gülen ile olan yakınlığınız hep tartışıldı. Buna ilişkin bir şey söylemek ister misiniz?

Cevap: Hizmetleri takdirle karşılanması gereken bir insanın yaşadıkları, ona bakış açımı daha da saygın ve sevgi dolu bir hale getiriyor. Çünkü, dünya üzerinde Türkçeyi, Türkiye’yi iyi bir şekilde temsil ediyor. Hele böylesine dönemlerde, en ihtiyaç duyduğumuz anlarda böyle bir avantajımız var. Cumhuriyet tarihi boyunca çok önemli değerler vardı ama istenilen gibi değildi. Ülkemizin her platformda, yanlış anlatılma çabası içerisinde olduğu süreçlerde bununla ilgili çabalarını hep takdirle karşılamışımdır. Değerlerim ve inancım noktasında kendisini değerli buluyorum, bunu söylemekten de hiç bir zaman sakınmadım.

Fethullah Gülen ve Hocaefendi okumaları

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ahmet Kurucan

Fethullah Gülen ve Hocaefendi okumaları -1
Ahmet Kurucan kaleme aldı.

Yanlış okumadınız; Fethullah Gülen ve Hocaefendi. Genelde bizim örfümüzde herhangi bir şahsa “Hoca; Hocaefendi” nitelemesi iki sebeple verilir; birincisi ve öncelikle dini sahadaki bilgisi ve selahiyeti nedeniyle.

İkincisi de yine ilim ve irfanından dolayı bir saygı ifadesi olarak. Gerçi son bir asırdır gerek temsilcilerinin kifayetsizliğinden, gerekse dine karşı tavır alan kişi ve grupların ideolojik tutumlarıyla amansızca ve sistematik olarak sürdürdüğü düşmanlıktan dolayı neredeyse kavramın içi boşaltılıp itibarı düşük bir hale getirildi. “İtibarsızlaştırma” son asırda dine ve dindara karşı yapılan sistematik bir psikolojik savaş taktiği idi adeta ama bu ameliye bahs-i aher.

Sadede gelirsek; “Hoca” veya “Hocaefendi” gerçekte kelimenin tam anlamıyla alimlere verilen bir sıfattır. Fethullah Gülen, bu vasıfları hakkıyla haiz olduğu için “Hoca” ve “Hocaefendi” onun da sıfatı olmuştur. Fethullah Gülen, zamanla bu vasıfla öylesine bütünleşmiştir ki, “sıfat” ona “isim” olmuş ve bugün Anadolu insanının zihninde “Hocaefendi” dendiği zaman akla gelen Fethullah Gülen olmuştur. Elbette başka hocaefendiler de var.

Halbuki Fethullah Gülen sadece “Hoca”, sadece “Hocaefendi” değildir. Onun entelektüel bir kimliği de var. Çağdaş Batı ve Doğu edebiyatına, siyasi düşünce tarihine, fikir ve felsefe dünyasına yakın âşinalığı var. Dünden bugüne ilim, irfan ve felsefe dünyasını iyi takip eder. Alternatif düşünce üretir, eleştiriler yapar. Kişi, kurum ve olaylar arasında derin analizler, mukayeseler, sür’atle intikaller ve geçişler yapar. Uzun geçmişi düne, dünü bugüne, bugünü de yarınlara ve uzak geleceğe bağlayabilen, ideal ve hatta bir medeniyet projesi üretebilecek seyyal ve kuşatıcı bir zihin dünyası ve kişiliği var. Bu yönüyle entelektüel ve geniş aydın bir kimliği de var.

Diğer taraftan o, yalnızca fikir ve idealleri ile baş başa yaşayan bir entelektüel değildir. Toplumsal pratikte dönüştürücü bir liderlik ve rehberlik profili de var. Özellikle eğitim ve öğretim alanında, küresel düzeyde faaliyet gösteren yüzlerce kurumun öncüsü, yol göstericisi ve rehber hocası olmuştur. Yine toplumsal pratikte dönüştürücü bir aktör olarak çatışan dünyaları barıştırma adına gösterdiği çabalardan hareketle barış gönüllüsü özelliği de vardır. Elbette tüm bunların yanında bir de dünya geneline yayılmış gönüllüler hareketine fikri açıdan mimarlık ve liderlik yapan başka bir özelliği de vardır. Bütün bunlara dayanarak diyebiliriz ki Fethullah Gülen’in “hocaefendi” profili, gelenek ve örfte kullandığımız klasik “hocaefendi” profilini aşmış, daha cami bir profildir. Bu cami şahsı anlamaya çalışırken, çokları bütünden parçaya değil de parçadan bütüne gitmeyi tercih eder ve onun için bu farklı yönlerinden hareketle Gazzali, Mevlânâ ve Nizamu’l-mülk benzetmeleri yapar; kimileri İbni Haldun’u ilave eder; kimileri Seyyid Kutup, Hasanü’l Benna profilinden bakar ama son tahlilde gelinen yer onun cami kimliğidir; işte “Hocaefendi” bunu ifade eder.

Bu kadar uzun girişin sebebi…

Sıfatın isim, ismin müsemma olması bir yana, onun kitaplarını okuma adına bir usul teklif edeceğimiz bu yazıda camiyyetine göre değil, münferid özelliklere göre bir tasnifte bulunacağız. Onun için yazının başlığında bu ayrıma işaretle “Fethullah Gülen Hocaefendi okumaları” yerine, “Fethullah Gülen ve Hocaefendi okumaları” demeyi tercih ettim. Burada ilk yalın haliyle onun bütüncül kimliğine, ikinci haliyle de yani “Hocaefendi” nitelemesi ile de din adamı, alim kimliğine vurgu yapmış olacağız. Ağız alışkanlığı gereği hocaefendi nitelemesini her ismi geçtiğinde kullandığımız için burada alim kimliğini kastettiğim yerlerde geçen “Hocaefendi” vasfını tırnak içinde yazacağım ki yaptığım ayırım okuyucu zihninde netlik kazansın.

Peki böyle bir tasnife gerek var mı? Bence var. Çünkü daha sistematik bir okuma için bunun şart olduğunu düşünüyorum. Buna binaen de aşağıda Hocaefendi’nin kitaplarını kategorize ederken onun din adamlığı ve alim yönünü ön plana çıkartan kitaplarını “Hocaefendi” kitapları, sair alanlardaki kitaplarını da aydın, sivil toplum lideri vb. diye nitelendireceğim. Ama elbette bu tasnif biraz daha derin ve sistematik bir okuma için gerekli. Yoksa daha hazmı kolay okuma biçimleri için illa da bir tasnife gitmeye lüzum görülmeyebilir. Zira Hocaefendi’yi her seviyeden insan okuyor. Onu okuma ve tanıma adına farklı düzeylerde yapılacak okumalar için böyle bir tasnifin şart olduğunu bir kez daha tekrarlıyorum.

Yanlış değerlendirmelere kapı açmaz mı bu? Bence açmaz ve açmamalı. Açmaması için meramımı anlatma adına giriş kısmını bu kadar uzun tuttum.

Öncelikle zorlandığımı ifade etmeliyim. İşin zorluğu şurada; onun “Hocaefendi” özelliğini nazara veren yönü çok daha derin bir çalışmayı hak ediyor. Bilindiği gibi bizde “alim” kimliği, tefsir, fıkıh, kelam, hadis, tasavvuf vb. İslami ilimlerin hemen hepsinde vukufiyeti ifade ediyor. Hocaefendi, doğrudan tüm bu alanlarda eser yazmadıysa da bu arka planla konuşan bir alim. Sohbet, makale ve kitapları, bu zengin arka planla dinlenip okunarak ancak hakkıyla anlaşılabilir. Bazı alanlarla doğrudan ilgili müstakil kitapları var. Bunları değerlendirmek ve tasnif etmek nispeten daha kolay. Ama çeşitli sohbet vesileleri ile dile getirdiği ve birçok yazısında öylesine değerlendirmeleri var ki bunların her birinin ayrı ayrı ele alınması gerekir. Nitekim merhum İbrahim Canan hadis, Suat Yıldırım Kur’an, İsmail Albayrak tefsir, Faruk Beşer fıkıh diyerek bu tür eser ve konuşmalarından yola çıkarak müstakil birer eser kaleme aldılar. Selman Ünlü’nün “Fethullah Gülen’in Eserlerinde Dua” kitabının ve akademik konferanslarda tebliğ konusu olan birçok makalelerin de bu çerçevede zikredilmesi lazım. Kaldı ki bunların yeterli olduğunu söylemek de oldukça zor. İhtimal söz konusu kitapların müelliflerine sorsak bu soruyu; onlar da yazdıklarını yeterli görmeyecek, “kapsayıcı olmadı” diyecek, “sadece bir veçheden muttali olduğumuz kadarıyla bazı yönlerini nazara verdik” türü izahlarda bulunacaklardır. Bir de bunlara yukarıda ifade ettiğimiz gibi Hocaefendi’nin “Fethullah Gülen” olarak kaleme aldığı kitapları ilave edecek olursak, işin zorluğu kendiliğinden ortaya çıkıyor. Mevzum Hocaefendi’yi anlatmak değil; ama F. Gülen ve “Hocaefendi” okumaları için bir usul önereceğimiz yazıda baştan bunların bilinmesi lazımdı bana göre. Yukarıda söyledim; sözü uzatmamın sebebi bu.

Madem sözü uzattım; bir hususa daha işaret ettikten sonra yazıya gireyim; Hocaefendi’nin sözlü müdevvenatı. Henüz matbaa mürekkebiyle dahi buluşmamış; kâğıda-kaleme dökülmemiş vaaz ve sohbetlerini kastediyorum. Bunlar o kadar büyük bir yekün teşkil ediyor ki; gerçekten kelimenin tam anlamıyla “müdevvenat” olarak nitelendirmeye değer. Çünkü Hocaefendi’nin özellikle İzmir hayatından bu yana -ki başlangıcı 1967’dir- neredeyse hiçbir sözü yere düşmemiştir. Kahve sohbetlerinden 1980 ihtilaline kadar sürdürdüğü resmi vaizlik sürecinde yaptığı vaazları; dar ve geniş, hususi ve umumi çevrede gerçekleşen sorulu cevaplı sohbetleri de “Fethullah Gülen ve Hocaefendi” okumaları bağlamında müstakil olarak ele alınması gereken, tasnif ve keşfedilmeyi, umuma mal edilmeyi bekleyen ayrı bir hazinedir. Belki aynı zaviyeden “Fethullah Gülen ve Hocaefendi dinlemeleri” başlıklı ayrı bir usul teklifinin yapılacağı kaleme almak gerek.

Şimdi gelelim zor bir iş dediğimiz işin en zor kısmına…

a.kurucan@zaman.com.tr

20 Ocak 2012, Cuma

zaman gazetesi AA

Facebook İşaretlerinin Anlamları

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Facebook İşaretlerinin Anlamları,

: ) Gülen smiley
: ( Üzgün Smiley
: P Dil çıkaran smiley
: D Gülen smiley
: O Şaşkın Smiley
; ) Göz kırpan smiley
8 ) Açık renk gözlüklü smiley
8| Gözlüklü Smiley
>: ( Ağlayan Smiley
:\ Alaycı Smiley
: �( Gözüyaşlı Smiley
3: ) Şeytan
O: ) Melek Smiley
:-* Göz kırpan kırmızı dudaklı smiley
<3 Kalp
^_^ Tebessüm eden Smiley
O.o Dayak Yemiş Smiley
:v Packman Smiley
: |] Robot Smiley
: putnam: Bebek şeklinde Smiley
<(�) Penguen
(^^^) Balina
:42: Kırmızı 42 İafedesi

Burda gösteremiyorum ama resimdeki gibi yapın

Yar Olamadin ; Cemal SAFİ

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Vurduğun her yerden gül biter sanma!
Sen beni ilk defa yaralamadın
Ben sana kul köle olurdum amma
Sen bana bir günlük yar olamadın

Bu kadar yüklenmek var mı susana
Yerimde olup da çıldırmasana
Ben gönül köşkümü açtım da sana
Sen sokak kapını aralamadın

Hançerle mavzerle yıkılmazdım da
Süründüm aklımı senle bozdum da
Ben sana yüzlerce roman yazdım da
Sen bana bir satır karalamadın

Onbinde bir kula kısmet olsam da
Kadrimi bilmedin nimet olsam da
Ben senin bağına rahmet olsam da
Sen benim dağıma kar olamadın

Kalplere şifalar sunan meyvaydım
Her keyfe kedere derde devaydım
Ben senin bahtına gülen ayvaydım
Sen bana ağlayan nar olamadın

Yıllara maloldu gözümden düşmen
Ey şimdi aynayla kavgalı düşman
Her zaman mahçupsan her zaman pişman
Sen kendi kendine yar olamadın

Türkiye Haritası Hakkında Şiir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Türkiye Haritası Şiir,
Türkiye Haritası ile ilgili Şiir
Türkiye Haritası Şiiri


A’dan Z’ye Türkiyemiz

Ankara göz nuru başkent
Adana pamuk bereket
Bursa ceylan pınar çiftlik
Çanakkale zafer şöhret

Gülen bir yüz, derin bir iz
İnsanımız ve ülkemiz
Sanki yeryüzünde cennet
A’dan Z’ye Türkiyemiz.

Diyarbakır bakır sandık
Erzurum’da dünü andık
Finike portakal dolu
Giresun kiraz ve fındık

Gülen bir yüz, derin bir iz
İnsanımız ve ülkemiz
Sanki yeryüzünde cennet
A’dan Z’ye Türkiyemiz.

Haymana Harran güvenim
Iğdır benim, Ilgaz benim
İstanbul kalp, İzmir gönül
Konya, Kayseri meskenim

Gülen bir yüz, derin bir iz
İnsanımız ve ülkemiz
Sanki yeryüzünde cennet
A’dan Z’ye Türkiyemiz.

Ladik’te göl, Muş’ta bülbül
Malazgirt’te açtı ilk gül
Osmaneli, Orhaneli
Burda kondu ilk dedemgil

Gülen bir yüz, derin bir iz
İnsanımız ve ülkemiz
Sanki yeryüzünde cennet
A’dan Z’ye Türkiyemiz.

Ödemiş zeybekler başı
Burma burma pınarbaşı
Misler gibi çay kokuyor
Rize’nin toprağı taşı

Gülen bir yüz, derin bir iz

İnsanımız ve ülkemiz

Sanki yeryüzünde cennet

A’dan Z’ye Türkiyemiz.

Samsun, Sivas Ata izi
Siirt’te buldular gazı
Şile’nin rengarenk bezi
Trabzonlu verir sözü

Gülen bir yüz, derin bir iz
İnsanımız ve ülkemiz
Sanki yeryüzünde cennet
A’dan Z’ye Türkiyemiz.

Ürgüp, Urfa tarih destan
Türlü Yozgat tavanda şan
Karaelmas ve cevherdir
Zonguldak altında yatan

Gülen bir yüz, derin bir iz
İnsanımız ve ülkemiz
Sanki yeryüzünde cennet
A’dan Z’ye Türkiyemiz.

İleri Marşı Sözleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012
ileri Marşı’nın sözleri
İleri Marşı

İleri Marşı

Yürü, bu yol şeref zafer yolu
Karşında bekliyor seni tanyeri
Yürü, atıl devir karanlığı
Durma yürü, haydi ileri.

Varsın gel desin sana
Yeşil gölgeli çamlar
Ninni fısıldayan dereler
Şen nameler, gülen bir bahar.

Hayır, sakın yolunda kalma sen.
Dağları yıkan gücünle sars yerleri
Atam diyor, öğün çalış güven
Durma yürü, haydi ileri.

Tevfik Fikret Papatya Şiiri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Tevfik Fikret Papatya
Papatya şiiri Tevfik Fikret

Papatya

Bahar olsun da seyredin
Nasıl süsler bayırları
Zümrüt gibi çayırları
Yüzü gülen o incecik
Gelin yüzlü papatyalar
Altın gözlü papatyalar

Yaprakları kıvır kıvır
O da ayrı bir güzellik
Hem güzel hem de nazlıdır
Gelin yüzlü papatyalar
Altın gözlü papatyalar …

Atatürk Şiirleri Nazım Hikmet

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Nazım Hikmet Atatürk Şiirleri
Nazım Hikmet Atatürk İle İlegili Şiirleri

KUVAYI MILLIYE’DEN
Düşündü birdenbire kayalardaki adam
kaynakları ve yolları düşman elinde kalan bütün nehirleri
Kim bilir onlar ne kadar büyük
ne kadar uzundular?
Birçoğunun adini bilmiyordu
yalnız, Yunan’dan önce ve Seferberlikten evvel
geçerdi Gediz’in sularını başı dönerek.

Dağlarda tek
tek
ateşler yanıyordu
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında
birdenbire beş adim sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar: “Üç” dediler,
Sarisin bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun basına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı.

Nazim Hikmet

BÜYÜK TAARRUZ

Dağlarda tek tek
ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birden bire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar `üç’ dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun kenarına kadar,
eğildi durdu.
Bıraksalar
ince uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon Ovasına atlayacaktı…

Nazım Hikmet

KURTULUŞ SAVAŞI DESTANINDAN

Düşündü birden bire kayalarda ki adam
Kaynakları ve yolları düşman elinde kalan bütün nehirleri
Kim bilir ne kadar büyük,
Ne kadar uzundular?
Bir çocuğun adını bilmiyordu,
Yalnız, Yunandan evvel ve seferberlikten evvel
Geçerdi Gediz’in sularını başı dönerek
Dağlarda tek
Tek
Ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
Çayak kalpaklı adam
Nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
Güzel, rahat günlere inanıyordu
Ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
Birden bire beş adım sağımda onu gördü.
Pazarlar onun arkasındaydılar
O, saati sordu.
Paşalar:” Üç”dediler. Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü çakmak başına kadar
Eğildi, durdu.
Bıraksalar
İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak
Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı.

NAZIM HİKMET

Sinir Sözler

Çarşamba, Haziran 20th, 2012

Sinir Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Sinir Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Sinir Sözler
Sinir Sözler
Sık sık ameliyat olun, içiniz açılır.

Oğlumun adını mafya koydum, artık bir mafya babasıyım.

Yazilidan sıfır aldım ama önemli olan katılmaktı.

Sık sık ameliyat olun, içiniz açılır.

Ölüm korkusu sürekli değil mezarda biten geçici bir duygudur.

Yazilidan sıfır aldım ama önemli olan katılmaktı.

Siddete karşı savaş açın! Şiddet yanlılarını kurşunlayın.

Ölüm korkusu sürekli değil mezarda biten geçici bir duygudur.

Son gülen sen olacaksın, çünkü geç anlıyorsun.

Siddete karşı savaş açın! Şiddet yanlılarını kurşunlayın.

Gençliğim acı veriyordu ameliyatla aldırdım.

Son gülen sen olacaksın, çünkü geç anlıyorsun.

Bende şeytan tüyü yok. Epilasyonla aldırdım.

Gençliğim acı veriyordu ameliyatla aldırdım

Bir soru sorabilir miyim bayan, ne kadar güzelsiniz?

Bende şeytan tüyü yok. Epilasyonla aldırdım.

Araba benim, benim uzerime araba, ama ben onun uzerindeydim o gün.

ilahi Azrail, sen adami öldürürsün.

Bende şeytan tüyü yok. Epilasyonla aldırdım.

Selam. Ben Aydan Şener. Ben de dünyadan Neil Armstrong.

Bir soru sorabilir miyim bayan, ne kadar güzelsiniz?

Beşbinkere söyledim; abartmayı bırak.

Araba benim, benim uzerime araba, ama ben onun uzerindeydim o gün.

Bu tüp bebek hatali; hep gaz kaçiriyor

Ünlü Düşünürlerden Özlü Sözler

Pazar, Haziran 17th, 2012

Ünlü Düşünürlerden Özlü Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Ünlü Düşünürlerden Özlü Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Ünlü Düşünürlerden Özlü Sözler
♥ Yaşamımda edindiğim en büyük bilgi şudur; Kendi kendine yardım etmeyi bilmeyene , hiç kimse yardım etmez. Pestalozzi

♥ Herşeye karşın herkes sevdiğini öldürür. Kimi bunu sert bakışıyla yapar, kimi de yüze gülen bir sözcükle, korkak kişi bunu bir öpücükle, cesur adam bir kılıçla Oscar Wilde

♥ Kötümser yanlız tüneli görür, iyimser tünelin sonundaki ışığı görür, gerçekçi tünelle birlikte ışığı ve de gelecek treni görür. J.Harris

♥ Bir insanın akıllı olmasına birşey dediğimiz yok. Yeter ki; aklını başkalarına kabul ettirmeye çalışmasın. Eflatun

♥ Bana okuduğum kitapların en güzelinin hangisi olduğunu sorarsanız, Söyleyeyim: ANNEM’dir. Abraham LINCOLN

♥ İki şeye hakkım olduğuna karar verdim: Özgürlük ve ölüm. Birine sahip olamazsam ötekini isterim çünkü hiç kimse beni canlı tutsak edemez. Harriet Tubman

♥ Doğuştan sahip olduklarınızla yaşamayı öğrenmek bir süreç, bir katılım, yani yaşamınızın yoğrulmasıdır. Diane Wakoski

♥ Herşey aynı nefesten alır: Hayvanlar, insanlar, ağaçlar… Hayvanlar olmazsa insanlar ne yapar? Tüm hayvanlar gitse insanların ruhu büyük bir yalnızlığa boğulur; insanlar yalnızlıktan ölür. Kızılderili Reisi Seattle

♥ Yaşamda en önemli şey kazançlarımızı kullanmak değildir. Bunu herkes yapar. Asıl önemli olan kayıplarımızdan kazanç sağlamamızdır. Bu zeka gerektirir;akıllı insanlarla aptal insanlar arasındaki fark budur. William Bolith

♥ Dünyanın her yerinden herkesin yenileceği bir yer vardır. Kimilerini yenilgi yıkar , kimileriyse zaferle küçülür, bayağılaşırlar. Büyüklük, hem yenilgiyi, hem de zaferi kabullenebilen kişilerde yaşar. John Steinbeck

♥ Herşeye karşın herkes sevdiğini öldürür. Kimi bunu sert bakışıyla yapar, kimi de yüze gülen bir sözcükle, korkak kişi bunu bir öpücükle, cesur adam bir kılıçla Oscar Wilde

♥ Sevilmek umuduyla sevmek insanidir.Fakat sevmek için sevmek, meleklere özgüdür. Alphonse de Lamartin

♥ Aşktan korkmak, yaşamdan korkmak demektir ve yaşamdan korkanlar şimdiden üç kez ölmüşlerdir. Bertnard Russel