Allahu teâlâ, Cuma sûresi sonundaki âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki, Ey îmân etmekle şereflenen kullarım! Cuma günü, öğle ezânı okunduğu vakit hutbe dinlemek ve Cuma namazı kılmak için camiye koşunuz! Alışverişi bırakınız! Cuma namazı ve hutbe, size başka işlerinizden daha faydalıdır Cuma namazını kıldıktan sonra, camiden çıkar, dünya işlerinizi yapmak için dağılabilirsiniz Allahü teâlâdan rızık bekleyerek çalışırsınız Allahü teâlâyı çok hâtırlayınız ki, kurtulabilesiniz!
Namazdan sonra, isteyen işine gider çalışır, isteyen câmide kalıp namaz kılmak ile, Kur’ân-ı kerîm ve duâ ile meşgul olur Cuma namazı vakti girince, alış-veriş günahtır
Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” hadîs-i şerîflerinde buyurdu ki:
Bir müslüman, Cuma günü gusül abdesti alıp, Cuma namazına giderse, bir haftalık günahları affolur ve her adımı için sevâb verilir..
Cuma namazı kılmayanların kalblerini Allahü teâlâ mühürler Gâfil olurlar
Günlerin en kıymetlisi Cumadır Cuma günü, bayram günlerinden ve Aşûre gününden daha kıymetlidir Cuma, dünyada ve Cennette mü’minlerin bayramıdır
Bir kimse, mâni yok iken, üç Cuma namazı kılmazsa, Allahü teâlâ, kalbini mühürler Ya’nî iyilik yapmaz olur
Cuma namazından sonra bir an vardır ki, mü’minin o anda ettiği duâ red olmaz
Cuma namazından sonra, yedi defa İhlâs ve Mu’avvizeteyn yani Felak ve Nas surelerini okuyanı Allahü teâlâ, bir hafta kazâdan, belâdan ve kötü işlerden korur
Cuma günü Müslümanlara verildi ..Bu gün de, Müslümanlara hayır, bereket ve iyilik vardır..
Cuma günü yapılan ibâdetlere, başka günde yapılanların, en az iki katı sevâb verilir Cuma günü işlenen günahlar da iki kat yazılır
Cuma günü, ruhlar toplanır ve birbirleriyle tanışırlar Kabirler ziyaret edilir Bu günde kabir azâbı durdurulur Bazı âlimlere göre, mü’minin azâbı artık başlamaz Kâfirin azâbı, Cuma ve Ramazanda yapılmamak üzere, kıyâmete kadar sürer Bu gün ve gecesinde ölen mü’minler, kabir azâbı çekmez Cehennem, Cuma günü çok sıcak olmaz Âdem aleyhisselâm, Cuma günü yaratıldı Cuma günü Cennetten çıkarıldı Cennettekiler, Allahü teâlâyı Cuma günleri göreceklerdir..
Duyduk duymadık demeyin! Haber saldık her yere, eşe dosta herkese, Kes artık sünnetçi amca bizi fazla bekletme, Tüm dostları bekleriz Sünnet Düğünümüze.
Sünnet Düğünü münasebetiyle okunacak mevlidte, siz samimi dostların dualarını almak bizi bahtiyar edecektir. Sizleri ../../…. günü Saat: ../..’da ………..’na bekliyoruz.
Büyüdüm Erkek Oluyorum, Bu Mutlu Günüme Tüm Sevenlerimi Bekliyorum.
Erkekliğe ilk adımı atacağı bu özel günde siz değerli dostlarımızı da aramızda görmekten onur duyarız.
Sünnet Oluyorum Mâşâallah, Büyük Adam Oluyorum İnşâallah. Bu mutlu günümüzde siz değerli dostlarımızı aramızda görmekten kıvanç duyacağız.
Gözlerim arayacak eşi dostu, Anlarsınız ya sünnetçi amca delecek postu, Sevineceğim sizlerden duyarsam bir ses, Teslimim sünnetçi amca, İstediğin kadar kes.
İyi günde ve kötü günde bizi hiçbir zaman yalnız bırakmayan siz değerli dostlarımızı oğlumuzun Sünnet Merasimine bekliyoruz.
Ey Muammed’in ümmeti, Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) Sünneti, Müslümanların güzel adeti, Sıram geldi sünnet oluyorum. Beni sevenleri sünnetime bekliyorum.
Sünnet sünnet dediler, Başımın etini yediler, Sünnet olmazsan eğer, Sana kız yok dediler. İşte sünnet oluyorum, Hepinizi Düğünüme Bekliyorum.
Ailemin tek oğluyum, Babamın sağ koluyum, Büyüdüm adam oluyorum, Laf aramızda kalsın, Birazcık korkuyorum. Sünnet Düğünüme hepinizi bekliyorum.
Bugün benim mahkemem var, Suçum erkek olmak, Cezam sünnet olmak, Sünnetçi hakim oldu, Kirvemse savcı, Kuruldu mahkeme, Alındı karar. ……’de …….. günü infazım var. Annem Babam Tüm sevdiklerim çağrıldı bu infaza. Şahidim oldu Tüm Kızlar bu olaya.
Tanımıyorsanız beni, görmek isterseniz beni, En neşeli günümde, mutlu edersiniz beni. ../…./… günü sünnetçi, Kesecek pipimi, bilmiyorum akibetimi. Ağlarsam ayıplamayın beni, Yapılacak Sünnet Düğünüme bekliyorum hepinizi.
Bugün benim mahkemem var, Suçum erkek olmak, Cezam sünnet olmak, Sünnetçi hakim oldu kirvemse savcı, Kuruldu mahkeme, alındı karar. ../../…. günü infazım var. Annem Babam Tüm sevdiklerim çağrıldı bu infaza. Şahidim olsun tüm kızlar bu olaya.
Bahar değil yaz imiş, Günlerim çok az imiş. Müslümanlığın ilk şartı, Sünnet olmak farz imiş. Ben de kararımı verdim, Sünnet olmak ilk derdim. Bütün dostlar buyursun. Sünnetçiye söz verdim.
Öyle bir köprü ki geçmem gerek, Türk oğlu Türk’üm değilim ürkek. Gelin görün olacağım sünnet, Herkes bilsin nasıl olurmuş erkek.
Sevgili oğullarımızın Sünnet Merasimlerinde siz sevgili dostlarımızı aramızda görmek bizleri memnun edecektir.
Sünnet Düğünü’nde siz değerli dostlarımızla birlikte bu mutlu anımızı paylaşmak istiyoruz.
Annemle babam karar vermiş, Çocukluk çağım sona ermiş, Allah’ın emri ne yapmalı, En iyi satırın altına yatmalı, Teslim ol dedi bir ses, Yardıma gelsin herkes, Teslimiz sünnetçi amca pes, Ne olur acıtmadan kes, Bu törene dost ve akrabalar, Katılsın herkes…
Kirvem uzaklarda gelemez, Siz olmazsanız sünnetçi amca kesemez, Gelin birlikte olalım, Sünnetsiz kalmayayım, Bekleyenim var, Onsuz solmayayım…
Show TV’nin yeni yemek yarışma programı “Şeflerin Düellosu” çok yakında başlıyor.
Mutfak bilgisine ve tabii ki yemek yapma yeteneğine güvenen herkesin katılabileceği bir yarışma “ŞEFLERİN DÜELLOSU”. Stüdyo ortamında, kendi seçtikleri yemekleri yapacak olan yarışmacıların tek bir hedefi var: Türkiye’nin en ünlü 3 yemek gurmesine, yaptıkları yemekleri beğendirmek!
HAYATINIZIN YEMEĞİNİ YAPMAYA HAZIR MISINIZ? Her gün, “Bu yemeği benden daha iyi yapan yok!” diyebilecek iki yarışmacının yarışacağı programda yarışmacılar, yapmayı istedikleri “Tek çeşit” yemeği hazırladıktan sonra, yemeklerini sunacakları masayı da hazırlayarak, jürinin tatması için stüdyodaki yerlerini alırlar…
Jüri; stüdyoda, karşılıklı olarak -kendilerine verilen süre içerisinde- istedikleri tek bir çeşit yemeği yapan 2 yarışmacının yemeğini de tadar.. Yemek lezzeti+sunum+temizlik üzerinden puanlamasını yapan jüri üyeleri, iki yarışmacı arasında birinciyi belirler… İkinci günde yine aynı şekilde yarışmacıların yaptığı yemekleri tadan jüri, yine iki kişi arasında gün birincisini belirler.
Ve iki günün birincisi bir sonraki gün final için yarışır! Tüm şartların her gün için eşit olduğu yarışmanın son gününde, jüriden en yüksek puanı alan yarışmacı 25.000 liralık büyük ödülün sahibi olur!
Bu ürünü marketten Buildings Bölümünden 10.000 Coins (paraya) satın alabiliriz.
Bu ahırı çiftliğe yerleştirdikten sonra 20 tane ineği taşıyarak bu ahırın üstüne bırakın. Bildiğiniz gibi inekler 1 günde oluyor ve tek tek sağmak zorundasınız bu ahır sayesinde inekler yer kaplamıyor ve 20 ineği aynı anda sağmış oluyorsunuz.
Facebook Cafe World Facebook Cafe World Zaman Hilesi
– Facebooktan cafeworld oyununu açın – Cheat Engine ile hangi browser’ı kullanıyorsanız onu seçin – Customize > Functional > Stoves bölümüne geçin – Kaç stoves varsa onu aratıyoruz mesela 6 of 6 ise cheat engine den 6 olarak aratıyoruz ( first scan diyerek tabii ki!) – Sonra fırınlardan birini inventory e geri alıyoruz, eğer inventoryde ise dükkana koyuyoruz ve 5 of 6 yazısına dikkat ediyoruz. – Cheat Engine e geri dönüp 5 diye aratıyoruz. Next scan diyerek btw – Bu işlemi yan taraftaki sonuçlar azalana kadar yapıyoruz. 1-2 tane adres sonucu kalana kadar. – Daha sonra çıkan sonuçları alta ekleyerek editliyoruz – Sonuçları 1 yaparak donduruyoruz (freeze ediyoruz)
Artık paranızın yettiği kadar fırın alabilir, 1 ayda yapacağınız işlemi 2 3 günde yapabilirsiniz.
Dengeli Beslenme ile ilgili şiir Dengeli Beslenme İle İlgili Şiirler
Öğretmenim anlattı Hergün farklı yemeyi Tatlı, tuzlu demeden Her gıdadan yemeyi Ispanak demir yaparmış Havuçla beslenirmiş gözlerim Eğer süt içmezsem Kısa kalırmış kemiklerim Boyum uzasın diye süt içmeliyim Annem ne verirse hemen Hapur hupur yemeliyim Büyüyünce bende Çocuklarıma bu şiiri söyleyeceğim Dengeli beslenin Çabuk büyüyün diyeceğim
*****
Dengeli Beslenme Malûm ya Nasrettin Hoca, Her düğünde , dernekte, Kaçırmazdı hiçbir fırsatı, Basardı çorbaya kaşığı, Pilavın da verirdi hakkını…
Yine böyle bir günde, Öğrencileri ile düğünde, Sofralar serildi önlerinde, Hoca , baş köşeye kuruldu
-Hocam , der öğrencilerden biri, Korumak için sağlığı, bedeni İnsan ne zaman yemek yemeli ?
Öğlen uyksu uyuyarak hem yaratıcı zekanızı geliştirin hem de kalp krizi riskinizi azaltın.
Gün ortasında 20-120 dakika kestirmek hem zekayı açıyor, hem de kalp krizi, felç ve diyabet riskini düşürüyor. Ama en ideal şekerleme süresi 45 dakika…
ABD’nin saygın gazetelerinden Boston Globe, öğle uykusunun yararlarını masaya yatırdı. Araştırmalara göre gün ortasında kısa bir uyku çekmek hem zekayı, hem de sağlığı olumlu etkiliyor. Şekerleme kişiyi yaratıcı, üretken ve mutlu kılıyor.
Bir saat kestirmek bile uyanık ve tetikte kalma süresini 10 saat uzatabiliyor. Harvard Üniversitesi araştırmasına göre günde 45 dakika kestirmek, öğrenmeyi ve hafızayı geliştiriyor. Öğle uykusu, stresi azaltıyor, kalp krizi, felç, diyabet ve obezite riskini düşürüyor. Şekerleme yapacağını bilmek bile tansiyonu düşürmeye yetiyor. Memelilerin çoğu, günde birkaç kez uyuyor. İnsanlar ise bir tek gece uykusu ile yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Ancak biyolojik saatimiz, her gün sabaha karşı 02:00 ile 04:00 ve öğleden sonra 13:00 ile 15:00 arasında uyuklamamıza neden oluyor.
Ne kadar kestirmeli?
* 20 dakika: Daha dinç uyanmak için uyumadan önce bir fincan kahve için. 20 dakikalık uyku duyuları güçlendiriyor.
* 45 dakika: En ideal öğle uykusu süresi. Bu uyku, yaratıcı düşünceyi geliştiriyor. Uyandıktan sonra çalışmanız gerekiyorsa 45 dakikadan fazla kestirmeyin.
* 90 dakika: Eğer gece uyuyamadıysanız, gün ortasında 90 dakika kestirmek, uykuyu telafi ediyor.
* 120 dakika: En derin uyku. Aklı boşaltıyor, hafızayı düzenliyor.
Women’s Health dergisindeki bir habere göre; Penn State’te yapılan bir araştırmanın katılımcılarına, 4 hafta günde 43 gram, sonraki 4 hafta ise günde 85 gram Şam fıstığı yedirildi. Yapılan testlere göre; ilk 4 haftanın sonunda katılımcıların kötü kolesterolleri yüzde 9, sonraki 4 haftada ise yüzde 12 oranında düştü. Bu iki tip beslenme de, kalp hastalığı riskini artıran interlökin-1 oranını yüzde 15 azaltıyor.
Sebebi; Şam fıstığının doymuş yağ açısından fakir, doymamış yağ açısından zengin olması. Çalışmayı yürüten ekip, her gün bir avuç Şam fıstığı tüketilmesini öneriyor.
Women’s Health dergisindeki bir habere göre; Penn State’te yapılan bir araştırmanın katılımcılarına, 4 hafta günde 43 gram, sonraki 4 hafta ise günde 85 gram Şam fıstığı yedirildi. Yapılan testlere göre; ilk 4 haftanın sonunda katılımcıların kötü kolesterolleri yüzde 9, sonraki 4 haftada ise yüzde 12 oranında düştü. Bu iki tip beslenme de, kalp hastalığı riskini artıran interlökin-1 oranını yüzde 15 azaltıyor. Sebebi; Şam fıstığının doymuş yağ açısından fakir, doymamış yağ açısından zengin olması. Çalışmayı yürüten ekip, her gün bir avuç Şam fıstığı tüketilmesini öneriyor.
Sağlıklı Kilo Vermenin Yolları Sağlıklı Kilo Vermenin Yolları Nelerdir
Kilo vermenin en doğru yolu, yeme ve içme alışkanlıklarını değiştirip, fiziki aktiviteyi arttırmakla oluyor.
İHA muhabirinin, İnternetteki (becel) sitesinden derlediği bilgilere göre, herkesin yapısı farklı olduğundan, ideal kilo diye tek bir değer yok, fakat boya göre ideal kilo aralığını tayin etmek mümkün. Kilonun bu Sağlıklı değer aralığında olup olmadığını anlamak için, Vücut Kitle Endeksi’ni (BMI) hesaplamak gerekiyor. BMI değerini bulmak için kilonun, metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesi gerekiyor. Örneğin, boyu 165 cm. ağırlığı 55 kg olan kişinin Beden Kütle İndeksi: 55 / (1.65)2 = 20.2 olur.
Günümüzde doktorlar, sağlıklı kiloda olup olmadığınızı anlamak için bel ölçüsüne de bakıyorlar. Erkeklerde 102 cm, kadınlarda ise 88 cm’den fazla çıkan bireylere, kilo vermeleri öneriliyor. Bel çevresi ölçünüz erkeklerde 94-102 cm, kadınlarda 80-88 cm aralığında ise kiloyu muhafaza etmek sağlık açısından önem taşıyor.
Uzmanlar, kilo vermekisteyenlere şu tavsiyelerde bulunuyor:
“Öğün atlamamaya çalışın. Günde 3 mütevazı öğün yemek yiyin ve aralarda acıkırsanız taze meyve gibi sağlıklı atıştırmalar yapın.
Bol meyve ve sebze tüketin. Günde toplam en az 5 porsiyon tüketin. Bir porsiyon, 2-3 kaşık sebze, bir adet meyve (mesela bir muz) veya 2-3 adet küçük boy meyve (örneğin erik), 1 küçük kase meyve salatası, veya bir bardak taze sıkılmış meyve suyuna denktir. Bunlar size fazla kalori yükü yapmadan tok tutacak besinlerdir.
Her öğünde nişastalı besinler yiyin. Lif açısından zengin olan tam Buğday ekmeği, kabuğu soyulmamış patatesi ve tam buğday Pirinç ve makarnaları tercih edin.
Daha az hayvansal (doymuş) yağ tüketin. İnce kesilmiş et dilimlerini tercih edin. Etten görebildiğiniz yağları ve tavuğun derisini ayırın. Daha az hazır bisküvi, pastane ürünü ve kek tüketin.
Doymamış yağ oranı yüksek yağları kullanmaya özen gösterin. Yemek pişirirken, katı yağlar yerine, ayçiçek yağı, mısırözü veya zeytinyağı gibi bitkisel yağları tercih edin. Bu yağları ayrıca salatalarınıza sos olarak da kullanabilirsiniz.
Yağsız veya yarım yağlı süt, az yağlı yoğurt, ve az yağlı peynir gibi, düşük yağ içeren günlük ürünleri tercih edin.
Düzenli olarak balık yiyin. Haftada en az bir kez yağlı balık (örneğin somon, sardalya, ton – konserve şeklinde de olabilir) tüketmeye özen gösterin.
Bol bol Sıvı, özellikle de Su için. Ucuzdur, su kalorisizdir ve midenize doluluk hissi verir. Günlük hedefiniz 6-8 bardak olsun.
Hayatınızın her anını hareketlendirmeye çalışın. Mesela, arabayla gitmek yerine, yürüyerek ulaşabileceğiniz her yere yürüyün. Asansör yerine merdivenleri kullanın. Otobüsten erken inin ve güneşin altında yürüyün. Eğer fırsat bulursanız, yüzme, dans, Badminton, veya tenis gibi yeni bir aktivite deneyin”.
Sağlıklı Nasıl Beslenilir Nasıl Sağlıklı Beslenilir
Yeterli ve Dengeli Beslenme
Vücudun büyümesi, dokuların yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan besin öğelerinin her birinin yeterli miktarlarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması “yeterli ve dengeli beslenme” dir. Besin öğeleri vücudun gereksinmeleri düzeyinde alınamazsa, yeterli enerji oluşmadığı ve vücut dokuları yapılamadığından “yetersiz beslenme” durumu oluşur.
Birey yeterince yemesine karşın, uygun seçim yapamadığı ya da yanlış pişirme yöntemi uyguladığı zaman bu besin öğelerinin bazılarını alamayabilir. Bu durumda, o besin öğesinin vücut çalışmasındaki işlevi yerine getirilemediğinden yine sağlık bozukluğu oluşur. Bu durum da “dengesiz beslenmedir”.
Günlük Alınması Gereken Besinler:
Yeterli ve dengeli beslenmek için değişik yaş, cinsiyet ve özel durumlardaki bireylerin enerji ve besin öğeleri gereksinmeleri farklıdır.
Besinlerimiz, içerdikleri besin öğelerinin türleri ve miktarları yönünden farklıdır. Bazı besinler proteinden, bazıları karbonhidrattan zengindir. Bu nedenle, besinlerimizi, besleyici değerleri yönünden 4 grup altında toplayabiliriz. Bu grup içinde yer alan besinler, birbirinin yerini tutar. Günlük beslenmemizde her gruptan besin bulunur ve bunların miktarları gereksinmemize uygun olursa, yeterli ve dengeli besleniriz:
Grup 1:
Süt ve sütten yapılan yiyecekler: Bu grup kalsiyum için en iyi kaynaktır. Süt, yoğurt, peynir, çökelek, süt ile yapılan tatlılar bu gruba girer. Bu gruptaki yiyeceklerin herhangi birinden veya bir kaçından günde 2 porsiyon yenilmelidir. En az bir büyük su bardağı süt veya yoğurt, iki kibrit kutusu büyüklükte peynir, bir küçük kase muhallebi veya sütlaç bir porsiyon kabul edilir. Bu gruptaki yiyecekler özellikle büyümekte olan çocuklar, gebe ve emzikli kadınlar ile yaşlılar için önemlidir. Yetişkin ve normal durumda olan kişilere günde iki porsiyon, çocuklar, gebe-emzikli kadınlar ve yaşlılar 3-4 porsiyon almalıdır.
Grup 2:
Et, tavuk, balık, yumurta, kuru nohut, fasulye, mercimek, ve bu besinlerden yapılan ürünler: Bu gruptaki besinler protein, B vitaminleri ve demirden zengindir. Enerji de verirler. Herhangi birinden ya da bir kaçından her gün 2 porsiyon yenilmelidir. Bu grup besinler, öğle ve akşam birinci yemeği oluşturur. Öğünlerden birinde kurubaklagil, birinde etli sebze yemeği yeterlidir. Etin yerine balık veya tavuk da yenilebilir. Gençler, gebe-emzikli kadınlar bu gruptan 3 porsiyon almalıdır.
Grup 3:
Taze sebze ve meyveler: C vitamini, birçok vitamin ve mineral gereksinmemizi bu gruptan karşılarız. Karnabahar, kereviz, patlıcan, enginar, pancar, kabak, domates, salatalık, biber, yeşil yapraklı sebze ve otlar, havuç, her türlü meyveler bu gruba girer. Bu gruptaki yiyeceklerin herhangi birinden veya bir kaçının karışımından her gün 5-7 porsiyon yenilmelidir.
Grup 4:
Tahıllar ve tahıllardan yapılan yiyecekler: Bu grup temel enerji kaynağımızı oluşturur. Ekmek, makarna, şehriye, pirinç, bulgur, kuskus, börekler, un ve irmikten yapılan tatlılar bu gruptandır. Ekmek, her öğün yediğimiz yiyecektir.Yetişkin bir kişi için öğünlerde bile 1-2 orta dilim ekmek yeterlidir. Hareketi fazla olan kişiler bunun iki üç katını yiyeceği gibi, daha çok oturarak iş yapan kişilerin bir porsiyondan fazla yemelerine gerek yoktur. Hareketli kişiler yaptıkları işin derecesine göre 2-3 porsiyon yiyebilirler. Bu gruptan günde 4-6 porsiyon yenilmelidir.
Bu gruplarda belirtilmeyen, fakat yiyeceklerimize lezzet vermek için kullandığımız yağlar, şeker, salça ve baharat vardır. Şeker ve şekerli tatlılar vücuda sadece enerji sağladığından bunların fazla tüketilmesi şişmanlığa neden olur. Beden hareketi çok olan işçiler ve sporcular her yemekte tatlı yiyebilirler.Günlük yediğimiz yağların aşağı yukarı yarısı, yiyeceklerimizin bileşiminden gelir. Özellikle etle pişirilen yemeklere ilaveten yağ koymaya gerek yoktur. Katı ve sıvı yağlardan dengeli bir şekilde yenmelidir. Günlük bir kişinin alacağı yağ miktarı 20-30 g. (2-3 silme yemek kaşığı) kadardır. Bu yağın 1/3 ü bitkisel sıvı yağlar, 1/3ü zeytin yağı, 1/3 ü katı yağ olmalıdır.
Akne;Yüzünüzü yıkadıktan sonra sonra günde iki kere ozonlanmış jeli uygulayın. Ozonlanmış jel yüzünüzdeki dolaşımı arttırır ve gün içerisinde karşılaştığınız zararlı toksinlerden arınmak için yardım eder.
Sporcu Ayakları;Temiz ve kuru ayağınıza günde 2,3 kere uygulayın.Ayak mantarlarını ayağınızdan uzak tutar. Çürükler; Ozonlu jeli çürüğe uygulayın. Ağrıyı azaltır, hücre dokularını iyileştirir, iyileşme sürecini hızlandırır.
Kesikler, yaralar;Ozonlu jel her türlü cilt yarası ve sıyrık için birebirdir. Çünkü mükemmel bir antiseptiktir. Çok hafiftir kesinlikle acı yapmaz, günde iki kez uygulayabilirsiniz..
Kepek ve kafa derisi problemleri;Saçınızı yıkayın. Daha sonra ozonlu jeli saç derisine uygulayın.Derinin içerisine doğru masaj yapın. Eğer mümkünse saçlarınızı hafif sıcak bir havluyla sarıp 1 saat bekletin.
Egzema;Günde 2 kez derinizdeki etkilenmiş bölgelere uygulayın. Lipodermic banyo için 1 çay kaşığı ozonlu jeli suya katın.
Pişik;Pişik olan yerlere uygulayın. Acıyı ve yanmayı durdurmaya, iyileştirme yardımcı olur. İyileşene kadar günde 2 yada 3 kez uygulayın. Bebeğinizin banyosuna birkaç damla ozonlu jel katmayı unutmayın.
Baş ağrısı;Ağrıyan bölgenize 1-2 damla ozonlanmış jel ile masaj yapın.
Hemoroidler;Tahriş, kaşıntı ve ağrıyı azaltmak için anal bölgeye ozonlanmış jeli uygulayın. İyileşene dek günde 2-3 kez tekrarlayın.
Sinek ısırıkları ve arı sokmaları; Ozonlanmış jeli etkilenmiş bölgeye ovarak uygulayın. Kaşıntıyı çabucak yok eder. Bir antiseptik gibi davranır. Acıyı azaltmaya ve iyileştirmeye yardım eder. Kas Ağrıları; Spazm, kramp ve ağrıları iyileştirmek için etkilenmiş bölgeye yavaşça masaj yapın. Ozonlanmış jel özellikle sırt ağrıları ve boyun ağrıları için birebirdir.
Tırnak mantarı;Tırnağı mümkün olduğu kadar kesin. Sonra ozonlu jelle ovun. Mantar oksijen olan yerde yaşayamaz,Günde iki kez uygulayın.
Ter ;Ozonlu jel , hafif, çok etkili bir deodorant olarak kullanılabilir. Hassas koltukaltı dokularını tahriş etmez.
Güneş yanıkları;Ozonlanmış yağ güneş yanıklarından hemen kurtulmanızı sağlar.Kabarmaları engeller.
Çatlak Dudaklar;Ozonlu jeli dudaklara uygulayın.Çabuk ve kesin sonuç.
Burun Ameliyatı Nasıl Yapılır: Yapılacak işlem bir estetik ameliyat olduğu için ameliyat öncesi hastanın değişik açılardan fotoğrafları çekilir. Bu fotoğraflar üzerinde, geliştirilen bazı bilgisayar programlarıyla hastanın ameliyat sonrası hali de gösterilebilir. Ancak bunları sadece bir fikir versin diye kullanmak gerekir. Hiçbir zaman hastayı senin burnun böyle olacak şeklinde beklentiye sokmamak gerekir. Hastanında yapılacak işlemin bir ameliyat olduğunun farkında olması gerekir. Ameliyat lokal ya da genel anestezi altında yapılabilir. Ancak daha çok genel anestezi tercih edilmektedir. Ameliyatta yapılacak işlem burundaki şekil bozukluğuna göre değişir. Burun kanatlarını oluşturan kıkırdaklar, eşit şekilde ve burun kanatlarında çökmeye yol açmayacak şekilde çıkarılır. Diğer kıkırdaklarda da mevcut şekil bozukluğu değerlendirilerek düzeltmeler yapılır. Burun kemiği değişik yerlerden kırılarak şekil bozukluğuna yol açan kısmı çıkarılıp diğer kısımlarına uygun şekil verilir. Küçük çıkıntılar törpülenir. Çıkarılan kıkırdaklar veya bazen kemikler, cerrahın ameliyat sırasındaki kararları doğrultusunda çeşitli yerlere tekrar konarak destek sağlanır. Bazen burun içindeki bölmeyi oluşturan kıkırdak ta destek amacıyla kullanılır. Burnun kendi kıkırdak veya kemiklerinin yeterli veya uygun olmadığı durumlarda vücudun başka bölgelerinden faydalanılabilir. Bu amaçla kulak kıkırdakları, kaburga kıkırdakları veya leğen kemiği kullanılabilir. Amaliyatın sonunda burun içine tampon konur, burun dışına da alçı yapılır. Komplikasyon olmaması halinde hasta aynı gün ya da ertesi gün taburcu edilir. Burun estetiği yapılırken burun içindeki deviasyon, et büyümesi gibi durumlarda düzeltilebilir.
Burun Ameliyatının Risk ve Komplikasyonları Nelerdir : Yapılan işlem estetik amaçlı da olsa önemli bir ameliyattır. Bu nedenle her ameliyatta olduğu gibi komplikasyonları olabilir. Üzerinde durulacak en önemli konulardan biri ameliyat sonrasında hastanın tatminidir. Ameliyat ne kadar başarılı geçerse geçsin, hastanın psikolojisi ve beklentileri önemlidir. Bu nedenle ameliyat öncesi hastanın beklentileri iyice öğrenilmeli, ameliyat hakkında ayrıntılı bilgi verilmelidir. Hastanın hayalindeki burnu oluşturmanın hiçte kolay olmadığı belirtilmelidir. Ameliyattan sonra ortaya çıkabilecek problemler olarak, düzeltilen kemik ve kıkırdaklarda yerinden kayma, burun şeklinin istenildiği gibi verilememiş olması, kanama sayılabilir.
Burun Ameliyatından Sonra Nelere Dikkat Edilmeldir: Hastanın ameliyattan sonra dikkat edeceği en önemli konu burnuna ve yüzüne bir darbe almamasıdır. Ameliyat sonrası hasta istediği gibi beslenebilir. Vücudunu yıkayabilir, saçlarını yıkarken de başını geriye atarak alçıya zarar vermemeye çalışmalıdır. Burun içine konan tamponlar 2. ya da 3. günde, alçı da genellikle 1 hafta sonra çıkarılır. Bazen ikinci bir alçı yapmak gerekebilir. Ameliyat sonrası burun sırtında, göz altlarında ve yüzde morarma ve ödem oluşur. Morluklar genellikle 10-15 günde azalır, ödem ise 2-3 haftada önemli kısmı yok olurken tamamen kaybolması 6 ay- 1sene sürebilir.
Ozon Yağının Faydaları nedir egzema, kesikler, yanıklar ve güneş yanıkları, mantar enfeksiyonları, bacak ülserleri, yatak yaraları, hemoroidler, arı sokmaları, böcek ısırıkları, akne gibi cilt kaynaklı rahatsızlıklarda kullanılabilir. Ayrıca soğuk aldıysanız göğsünüze masaj da yapabilirsiniz.
Akne; Yüzünüzü yıkadıktan sonra sonra günde iki kere ozonlanmış jeli uygulayın. Ozonlanmış jel yüzünüzdeki dolaşımı arttırır ve gün içerisinde karşılaştığınız zararlı toksinlerden arınmak için yardım eder.
Sporcu Ayakları; Temiz ve kuru ayağınıza günde 2,3 kere uygulayın.Ayak mantarlarını ayağınızdan uzak tutar. Çürükler; Ozonlu jeli çürüğe uygulayın. Ağrıyı azaltır, hücre dokularını iyileştirir, iyileşme sürecini hızlandırır.
Kesikler, yaralar; Ozonlu jel her türlü cilt yarası ve sıyrık için birebirdir. Çünkü mükemmel bir antiseptiktir. Çok hafiftir kesinlikle acı yapmaz, günde iki kez uygulayabilirsiniz..
Kepek ve kafa derisi problemleri; Saçınızı yıkayın. Daha sonra ozonlu jeli saç derisine uygulayın.Derinin içerisine doğru masaj yapın. Eğer mümkünse saçlarınızı hafif sıcak bir havluyla sarıp 1 saat bekletin.
Egzema; Günde 2 kez derinizdeki etkilenmiş bölgelere uygulayın. Lipodermic banyo için 1 çay kaşığı ozonlu jeli suya katın.
Pişik; Pişik olan yerlere uygulayın. Acıyı ve yanmayı durdurmaya, iyileştirme yardımcı olur. İyileşene kadar günde 2 yada 3 kez uygulayın. Bebeğinizin banyosuna birkaç damla ozonlu jel katmayı unutmayın.
Baş ağrısı; Ağrıyan bölgenize 1-2 damla ozonlanmış jel ile masaj yapın.
Hemoroidler; Tahriş, kaşıntı ve ağrıyı azaltmak için anal bölgeye ozonlanmış jeli uygulayın. İyileşene dek günde 2-3 kez tekrarlayın.
Sinek ısırıkları ve arı sokmaları; Ozonlanmış jeli etkilenmiş bölgeye ovarak uygulayın. Kaşıntıyı çabucak yok eder. Bir antiseptik gibi davranır. Acıyı azaltmaya ve iyileştirmeye yardım eder. Kas Ağrıları; Spazm, kramp ve ağrıları iyileştirmek için etkilenmiş bölgeye yavaşça masaj yapın. Ozonlanmış jel özellikle sırt ağrıları ve boyun ağrıları için birebirdir.
Tırnak mantarı; Tırnağı mümkün olduğu kadar kesin. Sonra ozonlu jelle ovun. Mantar oksijen olan yerde yaşayamaz,Günde iki kez uygulayın.
Ter ; Ozonlu jel , hafif, çok etkili bir deodorant olarak kullanılabilir. Hassas koltukaltı dokularını tahriş etmez.
Güneş yanıkları; Ozonlanmış yağ güneş yanıklarından hemen kurtulmanızı sağlar.Kabarmaları engeller.
Çatlak Dudaklar; Ozonlu jeli dudaklara uygulayın.Çabuk ve kesin sonuç.
Ozon Yağı nasıl Kullanılır Ozonlanmış yağı;pamukla yardımyalada sürebilirsiniz yada biraz elinize damlatarak uygulayabilirsiniz.. Ozonlanmış yağ masaj yoluyla uygulanabilir ve olumlu etkileri kısa sürede gözlenebilir.
Eğer diyabetli bir hastaysanız kısa süreli hedefler belirleyip bunlara ulaşarak uzun dönemde çok sağlıklı ve hatta diyabetli olmayan bir bireyden farksız uzunluk ve kalitede bir yaşam sürebilirsiniz. Kısa süreli hedefler genellikle kan şekerini ölçme üzerinde yoğunlaştırılmıştır ve buna evden kan şekerini ölçme adı verilir. Tüm diyabetli hastalar ister Tip 1 ister Tip 2 ister gebelik diyabeti olsun kan şekerlerini ölçerek uygulanan tedavinin uygunluğu ve yeterliliği konusunda bilgi sahibi olmalıdırlar. İnsülin ve oral antidiyatik haplar kan şekerini oldukça etkin biçimde düşüren ilaçlardır. Evde kan şekeri ölçümü bu ilaçların sizin için doğru ilaçlar olup olmadığı ve dozlarının yeterli olup olmadığı konusunda çok değerli bilgiler verir. Kan şekeri ölçümü yemeklerden sonra kan şekerinin nasıl değişim gösterdiğini ve ayrıca egzersiz sırasında ve sonrasındaki oynamaları bize söyler. İlaç kullanan diyabetik hastalar ayrıca düşük kan şekeri açısından da risk altındadırlar. Evden kan şekeri ölçümü hipoglisemiler konusunda bizi uyarır bu nedenle hayat kurtarıcı bile olabilir. Herhangi bir ilaç kullanmayan sadece diyet ve egzersizle tedavi edilen hastalar (bunlar bazı Tip 2 diyabetik hastalar ve bazı gebelik diyabeti hastalarıdır) kan şekeri düşüklüğü açısından risk altında olmasalar da evden kan şekeri ölçümü yine de gereklidir. Çünkü ilaç tedavisine geçme gerekliliği en erken ve doğru biçimde evden kan şekeri ölçümü ile anlaşılabilir. Ayrıca şekerleri iyi giden bir diyabetlinin evden ölçüm yaparak iyi sonuçları görmesi de onun diyet ve egzersiz tedavisine uyumunu artıran çok önemli bir motivasyondur. Ayrıca evde şeker ölçümü diyabetli bir gebenin sağlıklı çocuk doğurmasını sağlayan en önemli ve vazgeçilmez bir metoddur.
Ne sıklıkla evde kan şekeri ölçümü yapılmalıdır? Bu sorunun yanıtı size ve sizi izleyen sağlık ekibinin kararına bağlıdır. Tip 1 diyabetik hastalarda kan şekeri düzeyleri gün içinde önemli oynamalar gösterme eğilimindedir. Bu nedenle Tip 1 diyabetik hastalar günde 4 kez ölçüm yapıp insülin dozu ve yemek planlarını bir önceki ölçüm sonuçlarına göre yapmalıdırlar. Eğer normale çok yakın kan şekeri düzeylerini hedefliyorsanız günde 4 ve hatta 5 kez ölçüm yapmalısınız. Ölçüm saatleri her yemekten önce yatma saati ve en azından bazı günler gece yarısı (sabaha karşı 3.00) olmalıdır. Çalışmalar günlük kan şekeri ölçüm sayısı arttıkça kan şekeri kontrolünün iyileştiğini ve günlük ölçüm sayısı 4’ün altına indiğinde de kötüleştiğini göstermiştir.
Tip 2 diyabetik hastalarda gün içindeki kan şekeri oynamaları daha azdır bu nedenle Tip 2 diyabetiklerin Tip 1 diyabetikler kadar sık kan şekeri ölçümü yapmaları genellikle gerekmez. Ayrıca hap kullanan Tip 2 diyabetiklerin de insülin kullanan Tip 2 diyabetikler kadar sık kan şekerlerini ölçmeleri gerekli değildir. Bu hastalarda sık ölçüm yeni bir tedaviye geçildiğinde, doz ayarlaması yapıldığında ve yaşam biçiminde önemli bir değişiklik olduğunda yapılmalıdır. Bu durumlarda günde en az iki kez ölçüm yapmak gereklidir. (Kahvaltıdan önce ve akşam yemeğinden önce veya yatma zamanı). Bunların kaydedilmesi sizin ve sizi izleyen sağlık ekibinin sizinle ilgili doğru kararlar vermesine yardımcı olacaktır. Kan şekerleri istenen düzeye geldiğinde günde bir veya bazen iki ölçüm yeterli olacaktır. Eğer hap veya insülin kullanmayan bir Tip 2 diyabetli iseniz ve kan şekeriniz kontrol altındaysa günde bir kez veya haftada 3-4 kez ölçüm yapabilirsiniz. Ayrıca örneğin her zamankinden daha ağır bir yemek veya ekstra-egzersiz gibi durumlarda da ölçüm yapılmalıdır.
Bunun dışında ölçüm sıklığı elbette parmağınızı ne sıklıkta delmek istediğiniz, iş yaşamınızda zamanınızın ne ölçüde elverdiği ve maddi durumunuz gibi tıbbi olmayan faktörlere de bağlıdır. Elbette ki her ölçümün size zaman ve para olarak bir maliyeti vardır. Bazen kendinizi iyi hissetmeyebilir ve bunun nedeni hakkında size fikir verebilir. Örneğin 5 km’lik bir koşudan sonra terli olabilir ve titreme hissedebilirsiniz. Bu basitçe yorgunluktan olabileceği gibi kan şekeri düşmesinden de kaynaklanabilir. Eğer kan şekeri ölçümü yapmazsanız şekeriniz yüksek olduğu halde karbonhidrat alabilir ve şekerinizin daha da yükselmesine sebep olabilirsiniz. Pek çok diyabetli hasta kan şekerleri düşük veya yüksekken bunu farkettiğini ve bu yüzden herhangi bir şey hissetmedikleri zaman ölçüm yapmanın gereksiz olduğu iddia ederler. Bunu asla yapmayın ve kan şekeri konusunda hislerinize kesinlikle güvenmeyin, mutlaka ölçüm yapın.
Sirke sağlığımızın en iyi dostu, en değerli yardımcısıdır. Onu her derde deva yapan sayısız faydaları Vardır.İşte Size bunlardan bazıları;
Anemi Sirke, anemiye karşı birebir olan demir, B12 vitamini ve folik asidi, vücudun kolayca emebileceği bir formda barındırır. Günde bir defa ılık ballı suyun içinde bir tatlı kaşığı elma sirkesi koyup içmeniz yeterlidir.
Astım ve solunum hastalıkları Tüm vakalarda bal (doğal, işlenmemiş ve ısıtılmamış olmalı) ve elma sirkesi karışımı iyi sonuç vermektedir. Buğday balı daha etkili olabilmektedir. Bir kaşık sirke bir kaşık balla karıştırılıp ılık suya eklenir. Günde 3-4 defa içilir.
Ateş Bir ölçü sirkeyi beş ölçü suyla karıştırın. Bu karışımız kompres yapmak ve sarmalamak için kullanın. Bu sirkeli su, yüksek ateşle yanan kimseyi rahatlatacağı gibi, vücuttaki toksinlerin deri yoluyla atılmasını sağlayacaktır.
Ayak sağlığı Ayaklarınızı sirke banyosuyla rahatlatın! Banyo küvetinizin içini bileklerinize kadar soğuk suyla doldurun. İçine bir bardak elma sirkesi ile biraz işlenmemiş deniz tuzu ekleyin. Birkaç dakika boyunca ayaklarınızı suyun içinde hareket ettirin. Bu uygulamayı bir leğende de yapabilirsiniz.
Bacaklardaki varisler Bacaklarınızı elma sirkesi emdirilmiş bir bezle sararak yukarı kaldırıp dinlendirin. Bu süreçte büyük bir tas içinde bir yemek kaşığı elma sirkesi karıştırılmış ılık suyu için. Yorgunluğu da alması için bu suyun içine bir yemek kaşığı bal ekleyin. Rahatlamayı hemen hissedeceğiniz gibi gözle görülür iyileşme de birkaç hafta içinde gelecektir. Bunu günde bir veya iki defa, yarım saatlik sürelerle uygulayın.
Ayrıca yemeklerden önce düzenli olarak sulandırılmış elma sirkesi için. Orta büyüklükte bir kese kağıdının dibini sirke ile ıslatıp, aşçı şapkası gibi kafanıza geçirip yarım saat ile bir saat arasında bekletin. Ya da 50 gr dövülmüş biberiye ve ½ litre elma sirkesini karıştırıp 3 hafta boyunca dinlendirerek biberiye sirkesi oluşturun. Bunu bir tas kaynayan suya bir çorba kaşığı damlatarak koklayın.
Yapılan klinik çalışmalarda bu zamana kadar ozon yağının boy uzattığına dair herhangi bir bulgu elde edilmemiştir. Ancak oldukça faydalı olan ozon yağının etkili olduğu rahatsızlıklar ve etkileri şöyledir:
OZONLANMIŞ YAĞIN ETKİLİ OLDUĞU RAHATSIZLIKLAR
Ozonlanmış yağ Avrupada yüzyılardır deri rahatsızlıklarını yatıştırmak ve tedavi etmek için kullanılmaktadır. Sır, ozonun çok saf zeytin yağıyla birleştirilmesindedir. Çünkü ozonlanmış yağın değişimleri çok hızlıdır ve etkisini birkaç günde gösterir.
Ozon, lezyonlardaki oksijen stoğunu arttırır. Yara tedavisini ilerletip hızlandırır. Bacteria, fungi , fotozoa gibi virüsleri yok eder. Bu mikroplar genellikle anaerobiktir. Oksijene aç ortamda gelişirler. Ozonla ( oksijenin çok aktif hali ) temas ettiklerinde hücre duvarları yok olur. Ozon bunu sağlıklı hücrelere ve dokulara zarar vermeden başarır.
Ozonlanmış yağ; egzema, kesikler, yanıklar ve güneş yanıkları, mantar enfeksiyonları, bacak ülserleri, yatak yaraları, hemoroidler, arı sokmaları, böcek ısırıkları, akne gibi cilt kaynaklı rahatsızlıklarda kullanılabilir. Ayrıca soğuk aldıysanız göğsünüze masaj da yapabilirsiniz.
Akne; Yüzünüzü yıkadıktan sonra sonra günde iki kere ozonlanmış jeli uygulayın. Ozonlanmış jel yüzünüzdeki dolaşımı arttırır ve gün içerisinde karşılaştığınız zararlı toksinlerden arınmak için yardım eder.
Sporcu Ayakları; Temiz ve kuru ayağınıza günde 2,3 kere uygulayın.Ayak mantarlarını ayağınızdan uzak tutar. Çürükler; Ozonlu jeli çürüğe uygulayın. Ağrıyı azaltır, hücre dokularını iyileştirir, iyileşme sürecini hızlandırır.
Kesikler, yaralar; Ozonlu jel her türlü cilt yarası ve sıyrık için birebirdir. Çünkü mükemmel bir antiseptiktir. Çok hafiftir kesinlikle acı yapmaz, günde iki kez uygulayabilirsiniz..
Kepek ve kafa derisi problemleri; Saçınızı yıkayın. Daha sonra ozonlu jeli saç derisine uygulayın.Derinin içerisine doğru masaj yapın. Eğer mümkünse saçlarınızı hafif sıcak bir havluyla sarıp 1 saat bekletin.
İyileşmeyen yaralar, (Diabetik Ayak Yaraları): Özellikle şeker hastalarında sebepsiz oluşan ve zor iyileşen yaraların iyileşme süreçlerini hızlandırmakta.
Kanser: Kanser hastalarının kemoterapiden gördükleri zararları azaltmakta hücre iyileşmesini, hücre yenilenmesini hızlandırmakta.
Kas, eklem ve Romatizmal hastalıklar: Büyük eklem romatizması, Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF), eklem romatizması, kas yırtılması, kas gerilmesi gibi ağrılı hastalıklara sebep olan iltihapların iyileştirilmesinde.
Virüs kaynaklı hastalıklar: Virüslerin organizmalara verdiği zararlı etkilerin azaltılmasında ve giderilmesinde.
Böbrek fonksiyonlarının düzenlenmesi: İdrar zorluğu, mesane iltihabi, sistit gibi idrar yolu ve böbrek enfeksiyonlarının iyileşme süreçlerinin hızlanmasında ve koruma amaçlı kullanımında. Cilt hastalıkları: Güneş yanıkları, cilt lekeleri, sivilce izleri, kırışıklıklar, cilt sarkmaları, sedef hastalığı, ürtiker, melenin yapı bozukluğu, ciltte renk farklılıkları ve cildin yenilenmesine ihtiyaç duyan her tip cilt hastalığında.
Göz hastalıkları: Görme bozuklukları, arpacık, göz iltihabi, kuru göz gibi tüm göz hastalıklarında.
Bağırsak hastalıkları: Tuvalete çıkma bozukluğu, bağırsak kanseri, kolit, tenya, kıl kurdu, solucan gibi parazitler ve tüm bağırsak fonksiyonlarının tedavisine destek olarak.
Nörolojik hastalıklar: Sinirsel hastalıklar, buna bağlı gelişen vücut fonksiyon aksaklıkları, kas yapısını bozan sinir hastalıklarında, kasların ve sinir sisteminin güçlenmesinde.
Yaşlılık: Yaşlanmaya bağlı hücre yenilenmesinin azalması durumunda, ciltte oluşan yaraların daha geç iyileştiği durumlarında, yaşlanmanın etkilerini azaltmakta.
Selülit: Oksijen seviyesinin artmasına bağlı olarak hücre metabolizmasının hızlanması ve hücrelerinin azalmasını sağlamakta, selülit görünümünü azaltmak ve yok etmekte. Kronik yorgunluk: Hücre yaşının ilerlemesi ve buna bağlı olarak gelişen kronik yorgunluk durumunda.
Stresle mücadele: Stresin neden olduğu kan damarlarının daralması durumunda, damarları gevşetmek ve neticede stresin yarattığı gerginlik etkisini azaltmakta.
Detoks: Zararlı alerjen ve toksinlerin vücuttan atılmasını sağlamakta.
Zeka geriliği: Beyin hücrelerinin yenilenmesini hızlandırmakta ve zeka fonksiyonlarını düzenlemekte.
Diş hastalıkları: Çürüklere neden olan bakterilerin öldürülmesinde, diş eti iltihabı gibi durumlarda iltihabı yok etmekte.
Cinsel rahatsızlıklar: Cinsel fonksiyonların düzenlenmesinde, cinsel organda oluşabilecek yaraların tedavisinde.
Sevgili bayanlar Biz Bayanların en çok kullandığı kozmetik ürü olan ruj, her gün kullanım nedeni ile dişleri çürütüyor. Rujun içinde bulunan parafin maddesi, sık kullanım sonucunda dudakta biriken bu maddeler, dişlerin çürümesine neden olurken diş minelerine de zarar veriyor.
Parafin adı verilen madde dişlere yapışıyor ve yiyecek kalıntıları, parafin sayesinde dişe yapışıyor. Dişe yapışan yemek kalıntıları ile birlikte diş üzerinde bir çok bakteri oluşuyor ve diş çürümesine neden oluyor.
Sürekli olarak ruj kullanan kişilerin dişlerine yapışan parafin, dişler üzerinde gözle görülemeyecek kadar küçük çatlaklar oluşturuyor ve bu çatlaklar dişlerin içerden çürümesine neden oluyor. Uzmanlar çürüklerden kurtulabilmek için gün içerisinde, günde iki kere dişlerin fırçalanması gerektiğini belirtiyor. Alıntıdır