Tarihim, Şerefim, Şiirim, Her şeyim Yer yüzünde yer beğen nereye dikilmek istersen söyle, seni oraya dikeyim!
Komandolar vurulunca değil unutulunca olürler…..
Şafak her ne kadar zengin olursa olsun elbet bir gün iflas etmeye mahkumdur.
Asker ocağında ayrıyım yârdan gurbet türküsü söyler kalbim gözlerim seni arar, söz veriyorum bir gün döneceğim sevgilim..
kokun sinmiş üzerime gurbet ellerde hasretim sanadır, seni çok özledim bir bilsem içimi nasıl anlatılır, resmine bakarım nöbetlerimde türkülerim sadece sanadır yâr..
askerim seni öyle çok özledim ki sensiz bi uçurumun başında kanatsız kalan bir kuş gibiyim ne olur yap bitir ve sağ salim gel bu deli kızı bi başına bırakma seni seviyorum
Dağlar bizim meskenimiz, Biz komando gençliğiz düşmanlarımız korksun bizden, biz bu vatan için canımızı veririz
Biz denizci değiliz ki her limanda bir sevgilimiz olsun, biz komadoyuz dağlar sağolsun!..
Dağlar bizim meskenimiz, Biz komando gençliğiz düşmanlarımız korksun bizden, biz bu vatan için canımızı veririz
Biz denizci değiliz ki her limanda bir sevgilimiz olsun, biz komadoyuz dağlar sağolsun!..
Bi,z ölüme tuzak kurarız, biz ecelimiz geldiği gün seve seve bu canı vatana feda ederiz çünki biz Askeriz!
nasıl dayanır bu yüreğim yokluğuna?daha elini tutamadan nasıl gönderirim seni?ama askerim hep beklerim seni hep….seni seviyorum…
hasretin içimde kor misali yanar, sensiz gecelerin sogukluğunda hasretinle ısınırım sana kavuşacağım günü beklerim sevgilim…
Vatan için çıktık yola, hayırlısı ne ise olsun hayatımızda, vatan için canım feda biz vatan için doğduk vatan için ölürüz bu yolda…
acı çekmek ölmekten daha cesaretlidir, askerler vurulunca değil unutulunca ölürler unutma beni sevgilim senin için döneceğim,
Adını Şafağıma yazdım, geçen her gün senin için şiirler yazdım, bir gün biticek bu hasret ve bir gün gelecek şafak sevdiğim..
Ben askere vatan için geldim ama unutma ki güzelim senin için döneceğim…
ne kadar uzun olursa olsun Şafağım günün birinde senin adınla bitireceğim bu günleri..
Nöbet saatlerimde yazdığım şiirlerde buldum seni, soğuk silahımın namlusunda hissettim gurbetin gecelerini, ama her hayalin geldiğinde aklıma anladım ki bir gün kavuşacak ellerimiz bebeğim..
Önce vatan dedim askere gittim ve şimdi SEN diyorum senin için döneceğim sevgilim…
Cetin bir kis gecesiydi martti soguktu Her taraf bembeyaz gök zifiri karanlikti Icim üsüyordu cocuktum agliyordum Gizli gizli hickira hickira Sesim duyulmasin diye yorganin altina girmistim Cok korkuyordum agliyordum Son kez öpmüstü ablam beni kala kalmistim Sus dedi isaret parmagini dudaklarina degdirerek Hastanelerde gördügüm hemsire ablalarin fotograflarina benzemisti Sakin sesini cikarma Ahmetimi de öp benim yerime annemi de Sizi cok seviyorum Bende dedim icimden Bende seni cok seviyorum abla Bende seni bende seni cok seviyorum Ablam gitmisti Nereye diye soramadim Bi islik sesi duydum inceden Aklimda hep bu ses kaldi o geceden O islik felaketi oldu ablamin Ve yillar süren suskunlugu babamin Iyice icine kapandi babam Mahallede kimselerin yüzüne bakamaz oldu Hayata küstü aylarca yillarca Annem agladi o sustu Hep bir haber bekleyerek gecti günleri Sormuyordu ama bekliyordu Dedikleri dogruydu Ne olursa olsun et tirnaktan kopmuyordu Ablam bir daha dönmedi Kim bilir belki de dönemedi Söz verdim kendime ben hic kopmayacaktim onlardan Evlenmeyecektim Tek umutlari bendim Gözümün icine bakardi babam Bir tane kizim benim der basini öne egerdi Icim titrerdi Pek belli etmezdi ama babam en cok beni severdi Canimi istesinler kizimi istemesinler derdi babam O daha cok kücük kücücük diyerek geri cevirirdi kismetleri Hic büyümeyen kiziydim babamin Sonunda benim de istedigim birine olur dedi babam Hayirlisi olsun Beyaz gelinligimi giyecegim güne kadar hep sustu Agzini bicak acmiyordu Bir gece annemle konusurlarken duydum Acaba dogru mu yaptik hanim Uzaklara verdik kizi gurbet ellere verdik Taht yaptik da baht yapamadik su kizlara Yazik bize yazik diyordu Iyi olur insallah bey dedi annem iyi olur insallah Sikma canini ablasina benzemesin kaderi Nerden bilirdim gurbet ellere gelin gidecegimi Zordu gurbet dedikleri Simdiden yakti icimi Kim bilir nasil özlerim annemi babami kardeslerimi Evimi memleketimi Gözyaslari icerisinde yatagima girdim Yorgani basima cektim Cocuklugumu biraktigim bu evde son gecemdi Agliyordum Bu evde dogmustum Ve ilk defa bu evde aglamistim Duvarlara baktim Sokak lambasindan sizan isikta sararmis aile fotografimizi gördüm Hersey eskimeye mahkumdu demek Hemen yaninda ablamin astigi Orhan Gencebay posteri duruyordu Bir teselli ver yaziyordu üzerinde Ama hic bir teselli vermiyordu Inadina acitiyordu iste Icimde bir seyler kopuyordu Paramparca olmustum Hepimiz paramparca olmustuk Kitapligin üzerine cizdigim cöp adamlari gördüm sonra Nasilda azar isitmistim annemden Bu cocuklar hic bir seyin degerini bilmiyorlar diye bagirmisti Biliyorum anne simdi her seyin degerini biliyorum iste Senin de babamin da kardeslerimin de Hepinizin degerini cok iyi biliyorum Sizi cok seviyorum anne sizi cok seviyorum Sevinci ve hüznü ayni anda yasiyordum Yorulmustum tam dalmak üzereydim ki kapi gicirtisiyla uyanmistim Babami gördüm Uyur gibi gözlerimi kapattim Yatagimin yanina diz cöktü Üstümü örttü siki siki Ilk defa saclarimi oksadi Saclarimi oksadi babam Ne kadar da gec kalmisti Aglamamak icin zor tutuyordum kendimi Bi taraftan hic bitmesin istiyordum bu rüya Alnimdan öptü babam Gözyaslari yanaklarimda kaldi Daha fazla dayanamadim Baba dedim boynuna sarildim Istemezsen gitmem baba Istemezseniz gitmem Allaha emanet ol yavrum dedi Cok mutlu oldum Canim babam benim canim babam Ellerini öpüyordum Hem agliyor hem gidiyordum Canim babam canim canim…
Meriç Köprüsü ‘ nün altindan, gönül gözüyle egil, bak, Neler akip gider, göreceksin, o sularla birlikte. Ne kadar güçlü ugras, verirsen ver, akintiya inat, Nice eski sevdalar, kayip gider, kumlarla birlikte.
Nevzat Bilgiç
Memleket Şairi Nevzat Bilgiç’inTANITIM YAZISI
Sıla Benim, Gurbet Benim ‘ Memleketime Şiirler ‘ ve Onun Yazarı Nevzat Bilgiç Hakkında
Yazan: Araştırmacı, Gazeteci, Yazar Nazif Karaçam
Şair büyük insandır. Özellikle Memleket Şairi ise, daha büyüktür. Memleket Şairi olmak da kolay değildir. Bu tür şairlerde öncelikle Yurt ve Ulus sevgisi, geçmişin değerlerine bağlılık, Tarihe sevgi, Kahramanlara saygı başta gelir. Bizim edebiyatımızda böyle bir kaç şair vardır. Behçet Kemal Çağlar, Faruk Nafiz Çamlıbel, Mehmet Akif Ersoy ve tabii Yahya Kemal … Bu şairlerde Yurt güzellemesi, Tarih ve Ecdat sevgisi ,fazlasıyla dile gelmiştir. Ancak son yıllarda edebiyatımızda Memleketi terennüm eden şair pek görünmez olmuştur. Nevzat Bilgiç “ Az görüldüğünü söylediğim ” şairlerden biridir. “ SILA BENİM, GURBET BENİM, MEMLEKETİME ŞİİRLER “ onun üçüncü şiir kitabı olmaktadır. Daha önce “ KIRKLARELİ ’ NE ŞİİRLER ”, “ EDİRNE ’ YE ŞİİRLER ” adlı kitapları çıkmış olan şairin şimdi “ MEMLEKETİME ŞİİRLER ” kitapları ; Nevzat Bilgiç ’ in hayatında yer alan , öncelikli yerlere yazdığı şiirleri içermektedir.. Bundan sonra şairin “ SAKARYA ’ YA ŞİİRLER ” i de yazması gündemde olabilir. Bildiğim kadarı ile Nevzat Bilgiç ; saygısı, bağlılığı ve vefası olan insandır. Şüphesiz Nevzat Bilgiç bu yerleri ezbere şiir konusu yapmıyor. Çünkü yazdığı şiirlerde duygunun, coşkunun ötesinde bilgiler ve betimlemeler (tasvir) var. Görev gereği, Yurdu tanımak istek ve düşüncesiyle yöreleri gezip görmüş, fotoğraflamış ve sonrada oturup şiirleri yazmıştır. Yani Nevzat Bilgiç ; şiir yazmak için ilham Perisi ’ nin gelmesini beklememiş, duygulandıkça, düşündükçe şiir yazmıştır. Bu nedenle , genelde Nevzat Bilgiç ’ in şiirleri didaktiktir. Şiir onda öğrenmek, duygulanmak için bir araçtır. O, düşünen şair olmaktan çok duygu, coşku, inanç ve bilinç, tarih ve doğa şairidir. Tabii aynı zamanda bir Fotoğraf sanatçısı ’dır. Yurdunun güzelliğini fotoğraflamak, şiirleştirmek ; şair Nevzat Bilgiç ’ te adeta bir tutkudur. Nevzat Bilgiç ’ in şiirlerinde Tarih ile Tarih sevgisi, Ulus ve Atatürk sevgisi, geçmişin değerlerine bağlılık ve saygı, ondaki Tarih Bilinci ’ nin bir yansımasıdır. Kendisi Rumeli kökenli bir şairdir. Ataları Balkanlar ’dan gelmiştir.Bu nedenle Nevzat Bilgiç ’ te, biraz Yahya Kemal havası vardır. Vatan şairi Namık Kemal tavrı vardır. “ Ben gurbette değilim gurbet benim içimde ” deyişi vardır.
Yani kısaca şair ; çok yönlüdür. Karşılıksız Yurtsever ‘ dir, Gıllıgışsız Atatürk sevdalısıdır. Kısaca bir Türkiye ve Ulus milliyetçisi ‘ dir. Onda Türklük; onur ve gurur kaynağıdır. Irkçılığa dayanmayan bir insan sevgisi şairidir. Nevzat Bilgiç daha ziyade, genç kuşaklar için şiir yazan bir şairdir. Onları Ulusal değerlerde yetişmiş görmek idealidir. Şiirlerinde tarih ve coğrafya bilgisini öne çıkaran şair, coğrafyadan Vatan ‘ a bir yol olduğunu göstermeye çalışmaktadır. Kırklareli ‘ li olup, Edirne ’ de yaşamak, Edirne ’ den Yurdu düşünmek, Nevzat Bilgiç için bir MEMLEKET AÇILIMI ’ dır. Şairin bu yüce ülkü ve emelini selâmlamak bize vazifedir.
“ Bu topraklardan şair Nevzat Bilgiç Geçti ” demek bizim için tarihi bir tespit ve teyittir.
Ne sevimli bir annesin! Ne tatlıdır senin sesin! Benim canım mısın nesin Sen olmazsan yapamam ben!
Senden yakın kim var bana? Kalbim, canım bağlı sana!.. Üzüntüm yok ondan yana Seviyorsun beni de sen.
Gülsem güler yüzün Ağlamamdan alır hüzün… Senin gecen ve gündüzün Işık alır sanki benden!
Rakım ÇALAPALA Annem Tek Varlığım
Ey şefkati bol varlığım, Sayende olmaz darlığım, Türkiye’m ve uygarlığım, Anam benim, şefkat selim.
Ninnilerle hep uyutan, Sevgisi kalbimde yatan, Bana çok meziyet katan, Anam benim tek varlığım.
Hakkı ÇEBİ Annem
Sen olmasaydın annem; Ne doğar, ne yaşardım Senin şefkatinle ben Büyümeyi başardım.
Üzerime titrersin, Korursun kanadınla Canıma can katarsın Sen annelik adınla.
Sana neler borçludur, Düşün bir evlat anne! Kan veren, can verensin, Ya benim verdiğim ne?
Sana candan sevgimi, Saygımı sunacağım, Bu gün tüm anneleri Minnetle anacağım.
Vefa ÇAĞAN Anne
Ağaç olsan Dal olurum anne Yaprak olurum Sana gelirim
Deniz olsan Sel olurum anne Irmak olurum Sana gelirim
Bahçe olsan Gül olurum anne Toprak olurum Sana gelirim
Güneş olsan Yol olurum anne Bayrak olurum Sana gelirim
Anamı Arıyorum Senden ayrı senden uzak Yersiz göksüz gibiyim Hem analı hem babalı Hem öksüz gibiyim
Uzanmış aramıza Uçsuz bucaksız gurbet Bir ucunda sıla var Öbür ucunda ekmek
Bütün analar ağıt şimdi Bütün ağıtlar ana Ya beni de al gurbet Ya anamı ver bana
Hem kova hem kuyuyum Yorgun bir halk suyuyum Sen bana nenni söyle Ben dizinde uyuyum
Ali YÜCE ANNEM
Annelerin en güzeli, Sensin, benim güzel annem. Ilık esen bahar yeli, Sensin, benim güzel annem.
Güneş yüzlü, altın kalpli, Ağır başlı, tatlı dilli, Meleklerin eşi sanki Sensin, benim güzel annem.
Açan çiçek, çağlayan su, Gülümseyen engin duygu, Evimizin mutluluğu Sensin, benim güzel annem.
H. Latif SARIYÜCE
Anacığım
Dünyada apayrı yeri olan bir sevgi Anne sevgisi. Artık ben de bir anayım. Anam seni dünden daha çok seviyorum! Çocukluğumda dua ederdim Allah’a Anam ölmesin diye. Tanrım kabul etti dualarımı, Göstermedi bana senin acını. Bu yıl da geldi ‘Anneler Günü’ Ne alsam sana yetmez, Senin hakkın ödenmez! Sana duygularımdan bir demet. Anneler günün kutlu olsun. Ellerinden öptüm,canım anacığım!
Nuray (Kahveci)ZARALI Anne Sevgisi
Sıcağın sinmiş bana, Seni severim ana.
Sensin bana can veren, Sensin bana kan veren.
Küçükken yudum yudum, Sütlerinle uyudum.
Kulağıma ninniler, Neler söyledin, neler.
Beni büyüttün ana, Beni yürüttün ana.
M.Necati ÖNGAY ANNELER GÜNÜ
Anneme ve bütün annelere
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Kaç geceler bana ninni söylerdi Hasta olunca oydu başucumda bekleyen Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Uzun kış geceleri masal masaldı Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı Akşam biraz geciksem yollara düşerdi Sokağa çıkarken Yavrucuğum üşütme derdi. Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Bilirim yine kalbinde yerim anacığım Selam sana Anneler Günü İstanbul’dan Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan Vefalı ellerinden öperim anacığım.
belki birgun beni unutturacak biri cikacak karsina, belki ozlemeyeceksin beni, gozyasida dokmeyeceksin belki , ama bil ki bu gece yuregimdesin, her zamanki gibi.
kalk gel hangi uzak yerdeysen,erimeden karlar.gel gor daldaki beyazini sogunu havanin..duy sesini yaganin,havadaki sessizligin sensizligini..karlar erimeden gel…
ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret, ve sevgiline hasret oldugun kadar ona yakinsin. unutma, yagmurun yagdigi kadar islaksin, gunesin seni isittigi kadar sicak…
yüreğim umulmayan yaralarla baş edemezken bir tatlı aşk gülüşü özledi gözlerim ve sen hangi alemde hangi düşlerde isen gel çünkü gülüşünü ‘ÇOoOk Özledim’
hasretin öldürdü beni! Şimdi geceler çaresiz, geceler sensiz, bir öpüşten daha sıcak şimdi yağmur damlası, gelip konar dudaklarıma sessiz. söylemişmiydim hasretin öldürdü beni hiç sebepsiz
Gecenin karanlığındasın, güneşin ışığında, Suyun damlasında, selin coşkusunda Kimi yanımdasın kimi rüyamda Ama hep aklımdasın sakın unutma…
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün çevrene karışırcasına.. Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır.Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana…
Yokluğunda varlığını özlemem gerekirken; varlığında yokluğuna hasret bıraktın!
Şimdi daha iyi anlıyorum ki, Nefes almak değilmiş, yaşamak. Ateşlerde yanmak gibi bir şey, Seni severken,sensiz olmak
Şimdi biz neyiz biliyor musun? Akıp giden zamana göz kırpan, birbirine uzanamayan yorgun yıldızlar
Işıkları Kaldırıp Attım Bir Kenara !!! Anlıyor musun?Gökyüzü Güneş Olsa ,Sensiz Karanlıktayım
Gurbet
hasretin kurşun gibi düşer zamana kelimeler hoyrat ikindilerde çağırır seni gözlerim sıcak bir nefes gibi tutulur sevda nöbetlerine tutulur hasretine
seni sevmek adına ayrılığa isyan dağlara sabır ektim ve katran ve zift gibi toprağın tenine ilaç yağmura hüzün sardım
adını isyan koydum aşkın çiçeklerden önce ayrılığı çektim içime
gurbetindeyim ey yar sılam çok uzak iklimimde hazan var yeşilim kurak kuşatılmış her bir yanım her yanım tuzak
hira’dan bir rüzgar esse şimdi içime hey yar beni alıp bu diyardan sana götürse
medine’n olsun şimdi beton şehirler bir hicret kabul eyle var da bir yol gel göz göz olmuş yaralarımız bir derman bekler
sana salat, sana selam söylüyor diller hey yar hasretinin çöl yolunda yine garipler