Hemşireler Haftası Şiirleri Hemşireler Haftasıyla İlgili Şiir Hemşireler Haftasıyla ilgili Şiirler
Hemşire
Amansız ANT takipçileri Günboyu siz dokundunuz hastalara Sekiz çarpı bir, belki de yirmidört çarpı bir Esas siz sevdiniz onları Boşuna dememişler ‘sevmek dokunmaktır’ diye Bir yol bulmak istiyorum Mutluluğu enjekte edecek Bolus tarzında Hemşirelerimin Yoğun insan ilişkilerimin En sempatik insanlarının damarlarına Bir sorunu var hastanın; ateşi 39° C Bir sorunu var hastanın; epileptik nöbet geçirmekte Bin sorunu var hemşirenin İnsanlar sağlıklı olsun diye
Gaffar Karadoğan
Hemşire
‘Sus sus sus! … gürültü eteme sigara da içme buralarda Görmüyor musun hasta var her yanda. zarar vermeye hakkın yok O insanlara…’
Doğru söylüyor hemşire ablam Ne güzel bir insandır bilemezsiniz Acıdan kıvranırken bana iğne yapıp Acılarımı dindiren de odur.
O beyaz giysilerin içinde O güzelim kepinle Yüzündeki gülümseyiş Gözlerindeki ışıkla Sen ne güzel bir insansın Hemşire abla!
Öneriyorum bütün kızkardeşlere İyi ve güzel bir meslek sahibi olmak isterseniz beni dinleyin hemşire olun siz.
Fevzi Günenç
Hemşire Abla
Beyaz önlüklü hemşire abla ‘Sus! ‘ yapıyorsun herkese Ama hep sen konuşuyorsun
Ama nedense hemşire abla ‘Sus’ yaptığını görünce Susup kalıyorum öylece
Yalancı hemşire abla Hiç inandırıcı değilsin bence Susan da yiyor iğneyi Susmayan da koluna bir iyice…
Ahmet Yozgat
Hemşireler Gününe
anamla organik bağımı koparan ilk oydu hatta kıçıma vuranda çığlığıma ortak olurken bende onu ilk tanıdığımda anamın ak sütü gibi giyinmişti boydan
onlar taze yağan kar gibi çocukların ilk sevinciydi sıcacık gözlerimizdeki yaşa ortak olan onlardı bir aşı kampanyasında onlar beyaz bir güldü toplum bahçesinde sevgileri dikensiz yüzleri çiğ damlası
onlar beyaz karanfildi hastane koridorlarında mis gibi kokan onlar karanlık gecelerde gökyüzünde dolunaydı bazen bir kızılay çadırında bazende bir depremde yıkık bir evin içinde
bir sıcak eldi çığlıklara uzanan savaşlarda onları gördük kan damlamış beyaz formaları kan çanağı olmuş gözleriyle merhem oldular sızılı yaralara bazen çok sevdik onları yaşama sevincini paylaştıklarında bizimle bazen kin kustuk ölüm haberleri verdiklerinde yine de beyaz bir güvercin gibi kanat gerdiler bize
bazen bir ana kadar sıcak bir baba kadar sevecen bir arkadaş kadar sırdaş oldular bazen’de bir güneş gibi doğdular hastane odasının penceresinden hasta yüzlerimize gülen bir çift göz gibi
onları anlatmak yetmez kelimelerle onlar yüreğimizin en derin yerinde bir umut ışığı gibi duruyorlar öylece
Çetin Erdoğdu
Hemşireler Melektir
Oy hemşire hemşire, Kalçam döndü kevgire, Yavaş batır iğneyi, Kimsem yok ki çevire
Kalmasa da takatin, Öyle asma suratın, Tatlı sözün ilaçtır, Yüz aynası hayatın
Işık sensin, umut sen, Dindir acım, uyut sen, Yükü ağır meleksin, Kendi derdin unut sen
Hasta ile yakını, Cahilse yer hakkını, Sabırlı ol ey melek, Bilen bilir farkını
Kalp yetmezliği kalbin kanı pompalama yeteneğinin kaybolması yani dokulara yeterli kan ve oksijenin gitmemesi durumudur. Kendi basma özgül bir hastalık olmamakla birlikte, yaygın ve ciddi sorunlara yol açabileceği için önemlidir.Kalp yetmezliği kalbin yeterince çalışmaması anlamına gelir. Kalbin işlevsel yeteneklerinin azaldığı bazı kalp hastalıklarında kalp yeterli çalışabilmek için düzenleyici süreçler geliştirir. Bu durumda kalp yetmezliği engellenmiş olur. Örneğin taşikardi, yani kalbin dakikada atım sayısının hızlanması böyle bir süreçtir. Her kasılmada gerekli miktarda kanı vücuda pompalayamayan kalp, bu yetersizliği karşılamak için daha sık kasılır. Bir başka düzeltici süreç de kalp karıncıklarının genişlemesidir. Böylelikle karıncıklardaki kan miktarı artar. Bu durumda, güçsüz kalmış olan kalbin, normal miktardaki kanı bile atmakta zorluk çekerken, daha çok kanı vücuda pompalamakta yetersiz kalacağı düşünülebilir. Oysa kalp kası liflerinin gerilmesi daha büyük bir güçle kasılmalarına yol açar. Başka bir deyişle kalp boşluklarının genişlemesi sonucunda gerilen kalp kası lifleri yüksek bir güçle kasılır. Ayrıca kalp boşluklarının genişlemesine her zaman aşın büyüme (hipertrofi) eşlik eder. Olağan koşullara göre daha çok güç harcaması gereken kas lifleri büyüyüp kalınlaşırlar; böylece kasılabilme yetenekleri önemli ölçüde artar. Kalp boşluklarının genişlemesi, bir açıdan kalbin yeterli çalışmasını sağlasa da, birçok sakıncayı da birlikte getirir. ikincil önem taşıyan bir başka düzenleyici süreç ise, karaciğer ve dalak gibi organlarda depolanmış durumdaki kanın genel dolaşıma aktarılmasıdır. Dokulara az miktarda kan gelmesi durumunda, kılcal damar ağı bakımından zengin organlarda depolanmış kırmızı kan hücreleri genel dolaşıma aktarılır. Bu süreç de, sonuçta kalbin daha çok çalışmasına yol açar. HASTALIĞIN BELİRTİLERİ Tedavinin zamanında başlamasını sağlamak ve hastalığın ağırlaşmasını önlemek açısından başlangıç belirtilerim bilmek önemlidir. Hastalık ani ve şiddetli bir güç harcandıktan sonra ortaya çıkabilir. Önceleri belirtisiz seyreden hastalık, şiddetli güç harcanması sonucunda dengelerin altüst olmasıyla belirti vermeye başlar. Ama genel olarak yavaş ilerleyen hastalığın önceleri hafif olan belirtileri giderek şiddetlenir. Sağlık durumu iyi olan bir kişi güç harcamayı gerektiren işleri başarıyla tamamlayamaz. Hastalar soğuk havada bir merdiven çıkarken ya da yokuş yukarı yürürken zorlanmaya başlarlar. Solunum zorlaşır ve hasta ya adımlarım yavaşlatmak ya da durmak zorunda kalır. Bu durum önceleri hastayı biraz şaşırtsa da, pek önem vermez, olayı bir anlık yorgunluğa bağlayarak geçiştirir. Bundan sonra, uyarıcı bir başka belirti ortaya çıkar: Yorucu bir günün sonunda ayak bileklerinde şişme (ödem) ortaya çıkar. Şişler hamur kıvamındadır ve sabah saatlerinde kaybolur. Nefes darlığı ve şişme önceleri hafiftir; ileri dönemlerde ise çok şiddetli ve ağır bir tablonun gelişimine yol açarak kalp yetmezliğinin en önemli iki belirtisin! oluştururlar. Daha sonra tabloya eklenen morarma özellikle yüz, el ve ayakların kırmızı-mor bir renk almasına yol açar. Zamanında tedavi edilmezse belirtiler giderek şiddetlenir. Nefes darlığı artık basit hareketlerde de görülür; ayaklardaki şişlikler giderek artar ve bacaktan yukarı doğru yayılır, morarma da iyice belirginleşir. Kalp yetersizliğinin en ileri aşamasında nefes darlığı dinlenme sırasında da görülür; şişme, bacakların dışındaki bölgelere de, örneğin kama, erkeklerde cinsel organlara ve hatta göğse yayılır; morarma ileri derecede yoğunlaşır. Bu belirtilerle birlikte ikincil olarak, kalp astımı ya da akciğer ödemi (akciğerlerde sıvı birikimi) görülür. Ani gelişen bu durum boğulmaya benzer bir izlenim yaratan ciddi bir tablodur. Belirtilerin nasıl ortaya çıktığım anlayabilmek için, yetersizlik halindeki kalp ve dolaşım sisteminin hangi koşullar altında bulunduğunu açıklamak gerekir. Kalp, içerdiği kanın tümünü pompalayamaz. Her kasılmada gerekenden daha az miktarda kanı damarlara vererek daha az enerji harcar. Sonuçta kanın dolaşma hızı giderek azalır ve morarma gelişir. Hastalığın ağırlığına göre, kalbin pompalayamadığı az ya da çok miktarda kanın karıncık içinde kalması sonucunda karıncık içi basınç artar. Bu basınçtan ötürü, dokulardan gelen toplardamar kanının sağ karıncığa, akciğer toplardamarından gelen kanın da sol karıncığa boşalması engellenir. Sonuçta büyük dolaşımın toplardamar sisteminde basınç artışı ve ödemler ortaya çıkar. Küçük dolaşımdaki basınç artışı ise akciğer ödemine ve nefes darlığına neden olur.
-Nefes Darlığı Kalp yetmezliğinin hastalık tablosunu başlatan ilk belirti nefes darlığıdır. Hastanın kalp-dolaşım sistemindeki bozukluk açısından büyük önem taşır. Bazı olgularda ise oksijen azalması ve karbon dioksit artışının (çok ağır olgular dışında kan gazları değerleri normaldir) solunum merkezlerim uyarması da nefes darlığına yol açabilir. Ama nefes darlığının temel nedeni, akciğerde kan göllenmesi, yani akciğer damarlarında aşın kan birikmesidir. Benzer bir durum olan, büyük dolaşımın toplardamar sistemindeki basınç artışı da, daha önce belirtildiği gibi, kalbe gelen bütün kanın vücuda pompalanamamasının sonucudur. Aynı süreç kanın küçük dolaşımdan kalbe gelmesini de engeller. Solunum sistemindeki gaz alışverişi ve akciğer hareketleri de önemli ölçüde engellenir; solunum güçleşir. Kalp hastaları akciğerdeki sıvı birikimim azaltmak için daha uygun bir duruş seçer, yan oturur ya da oturur bir konum alırlar (ortopneik durum). Ağır kalp yetmezliğinde hastalar, geceleri yatakta yatmak yerine koltukta oturmayı tercih ederler.
-Akciğer Ödemi Akut sol karıncık yetmezliği nöbetidir. Kalp yetmezliği, hastalığın nedenine göre, karıncıklardan birinde ortaya çıkar. Kasılma yeteneğinin azalması öncelikle sol karıncığı ilgilendiriyorsa, kalbe toplardamarlar ile vücuttan önemli miktarda kan geldiğinden sağ karıncık bu kam akciğerlere yollamayı başarabilir, akciğer engelim aşan kan sol karıncığa ulaşabilir, ama sol karıncık bu kanın hepsini aorta pompalayamaz. Böylece sol karıncığın gerisinde yani akciğer ağacında kan göllenmeye başlar, yani akut akciğer ödemi (göllenmesi) gelişir. Bu koşullarda kalp astımı adı verilen bir nefes darlığı nöbeti ortaya çıkar. Bu nöbet hemen durmazsa, aşırı miktarda kan birikiminden ve oksijen eksikliğinden ötürü çok büyük bir yük altında bulunan akciğer damarlarından açığa çıkan sıvı hava keseciklerim (alveol) doldurur ve kan ile hava arasındaki normal alışverişi önemli ölçüde bozar; böylece kanın oksijen içeriği daha da azalır. Bu duruma akciğer ödemi denir. Solunum giderek zorlaşır ve hastanın boğulmaya karşı verdiği korku dolu bir mücadeleye dönüşür. Vücut yatar durumdayken toplardamarlardan kalbe dönen kan miktarı arttığından, nefes darlığı nöbetleri daha çok geceleri görülür. Aynı koşullarda vücudun alt bölümüne giden kan miktarı da azalır ve hasta bu durumu gidermek için oturur vaziyet alarak ayaklarını yatağın kenarından sarkıtır. Nöbet oldukça ağır seyretmekle birlikte, uygun ilaçlarla denetlenebilir niteliktedir. Altta yatan kalp yetmezliği ne kadar hafifse tablonun düzeltilmesi de o ölçüde kolaydır. Belirtiler olguların çoğunda kısa sürede düzelir ama hasta bitkin düşer.
HASTALIĞIN NEDENLERİ Daha önce belirtildiği gibi kalp yetmezliği, kalbi olumsuz etkileyen çeşitli hastalıklar sonucunda gelişmektedir. Bunların en önemlileri doğrudan kalbi ilgilendiren mitral kapak (sol kulakçık ile sol karıncık arasındaki kapak) yetmezliği ve darlığı ile aortun (daha doğrusu aortun yarımay kapağının) yetmezliği ve darlığıdır. Bu kapak bozukluklarının nedeni genellikle frengi ya da başka enfeksiyon hastalıkları, özellikle de akut romatizmal ateştir. Uygulanacak tedavinin amacı kalp yetmezliğim yenmektir. Günümüzde önlenmesi oldukça zor olan bir rahatsızlık da vücudun bütünü-nü etkileyen damar sertliğidir. Bu hastalık atardamar duvarlarının sertleşmesi-ne, damarların esnekliklerinin azalma-sına yol açar. Kalbin bu sert damarlara kanı pompalaması güçleşir. Ama damar sertliğinin en önemli etkisi kalp kasım besleyen atardamarların (kroner atardamarlar) etkilenmesiyle kalbin kan akımının ve kalbe gelen oksijen miktarının azalmasıdır. Kalp kası iltihapları ve tiroit bezinin aşın hormon salgılaması da (hipertiroidizm) belli oranlarda kalp yetmezliğine yol açan hastalıklardır. HASTALIĞIN TEDAVİSİ Kalp yetmezliği olgularında kullanılan oldukça etkili ilaçlar vardır. Bu ilaçlar birçok insanın yaşamım kurtarmıştır. Bunların en önemlisi dijitaldir. Kalp yetmezliği hastaları için beslenmenin büyük önemi vardır. Öncelikle alınan besin miktarı az olmalıdır. Hekimler ilk günlerde daha çok şekerli su, portakal suyu, açık çay, sebze sulan gibi sulu besinler önerir. Alınan besinler daha sonra aşamalı olarak artırılır ve günlük besinler birkaç öğüne bölünerek verilir. Sindirim işlevi, kalbin yükünü önemli ölçüde artırdığından besinlerin iyice çiğnenerek ve az miktarda alınma-sı gerekir. Öncelikle yağlar önemli ölçüde kısıtlanmalıdır ve hekim gerekli görürse ödemli olgularda tuz sınırlama-sı uygulanır. Beslenmede tuz sınırlama-sı uygulandığında idrarla atılan su miktarı artar, ödemler kaybolur ve kalbin yükü azalır. Kalp kası dokusunun oksijenlenmesini engelleyen sigara bütünüyle kesilmelidir; kahveye izin verilebilir. Hekimin önerilerin! düzenli olarak uygulayan ve ilaçlanm alan bir hasta başanyia tedavi edilebilir. Tedavi başa-nlı da olsa, kalpte hastalık olduğu unutulmamalıdır. Dolayısıyla kalp yetmezliğim ağırlaştıracak ağır bedensel güç harcamaktan kaçınmak gerekir. Gerekli önlemleri alan hasta uzun yıllar yaşayabilir.
Kalp Kapakçığı Kan Kaçırması Nedir? Kalp Kapakçığı Kan Kaçırması Tedavisi Sigara ve Kalp Sağlığı, Sigara Kalp Krizi
Mitral kapak, kalbin temiz kan tarafında üst ve alt odacık arasındaki kapakçıktır. Bu kapak, kalbe akciğerden temiz kan gelirken açılır ve kanın kalbe dolmasını sağlar. Kalp kasılıp kanı vücuda atarken de, kapanır ve kapanması ile kanın vücuda yönlenmesine yardımcı olur. Türkiye’de ilk defa Amerikan Hastanesi’nde uygulanan Mandallama yöntemi, özellikle nefes almakta zorlanan hastaların, nefesini düzeltip, hareketlerini rahatlatan ve uzun vadede kalbin bozulmasını önleyebilecek bir yaklaşım olarak kullanılmaya başlanmıştır. Son iki yılda Avrupa ülkelerinde sınırlı olarak uygulanan bu yöntemden 2010 yılı sonuna kadar Batı Avrupa ve A.B.D.’de yaklaşık 2 bin hasta faydalanmıştır.
Mitral Yetmezliğin Nedenleri Günümüzde kalp kapak hastalıklarına yol açan en yaygın sebepler, kapağın doğuştan farklılık veya eksiklikleri, kalp romatizması gibi sonradan oluşan hastalıklarla deforme olmasıdır. İlaveten yaşlanma ile birlikte her organ gibi kalp kapakları da yaşlanır ve fonksiyonları yavaşlar, dejenerasyona uğrarlar. Mitral yetmezliğin oluşumunda üç ana faktör sayabiliriz.
Mitral kapak, kanın doğru yönde akmasını sağlar. Kapakçık, açılır kapanır iki kanatlı bir kapı gibi düşünebilir. Bu kapak gereken sıkılıkta kapanamazsa, kan akciğere doğru geri kaçar. Buna, “mitral yetmezlik” denir ve en sık görülen kalp kapak hastalıkları arasında yer alır.
Mitral Yetmezliğin Tedavisi Mitral yetmezliğin tedavisi yakın zamana kadar sadece cerrahi iken, günümüzde bazen “kapak değişimi” bazen de “kapak onarımı” olarak tabir edilen işlemlerle kapağın değiştirilmeden kaçırmaz hale gelmesi sağlanır. Bu işlemler ehil ellerde başarı ile gerçekleştirilmektedirler.
Buna rağmen yapılan araştırmalar, mitral yetmezlik görülen hastaların ameliyat gerektirenlerinin yaklaşık olarak %50’sinin herhangi bir nedenle ameliyat olamadığını göstermektedir. Hastanın ameliyatının çok riskli olması bu noktada en önemli sebep olarak görülür. Zaman zaman hastanın büyük bir operasyondan korkmasının da bu ameliyatın olmamasında da rol oynadığı görülmektedir.
Sigara ve Kalp Sağlığı, Sigara Kalp Krizi Sigara içiyoruz, kadın da içiyor, erkek de içiyor”. Peki, sigara bırakılırsa bu risk azaltılabilir mi? Kesinlikle! Eğer kalp-damar hastasıysanız, riskiniz 2-3 yıl içinde içmeyen bir kişiyle aynı olur. Kalp-damar hastalığının oluşmasını veya tekrarını önlemede atılacak.ilk adımlardan biri, mutlaka sigara içilmesini önlemek olmalı.
Sigara içenler eminim ki bu soruyu sormak isterlerdi. Hiç sigara içmeyen bir kişi için “Kalp hastası olmayacak ” demek mümkün mü?
Diyemeyiz. Bu, risk faktörlerinin hepsi için geçerli, yüksek tansiyon için de benzer soruyu sormuştunuz. Olabilir! Söylediğim gibi toplam risk çok önemli, kalıtsal olarak çok yatkınlık varsa, çok nadir de olsa, hatta hiç risk faktörü olmadan da hasta olabilirsiniz. Sigara içmeyen bir kişi de, diğer risk faktörleri varsa, tansiyonu, kolesterolü yüksekse, iyi kolesterolü düşükse, çok göbekliyse veya şeker hastasıysa kalp hastası olabilir.
Kalp Ağrısı hakkında bilgi Kalp Ağrısı nedir Kalp Ağrısı nedenleri
Angina pedoris yani kalp ağrısı koroner arter hastalığının en önemli belirtisidir. Koroner arterlerdeki daraltıcı hastalık sonucu kalp kasındaki beslenme bozukluğunu gösterir. Kalp kasındaki beslenme bozukluğu sonucu ortaya çıkan bazı maddeler sinirleri uyararak ağrının hissedilmesine sebep olurlar. Kalp ağrısı genellikle tipik olarak % 80-90 vakada göğsün ortasında göğüs kemiğinin üzerinde veya solda kalp bölgesindedir. Ayrıca: – her iki omuzda, – her iki kolda (daha çok sol omuz ve sol kolda), – sırtta her iki kürekkemiği arasındaki kısımda veya sol kürekkemiği altında, – boyunda, – çenede ve dişlerde, – mide bölgesinde, – sağ göğüs ve kolda olabilir. Ağrı baskı tarzında sıkıştırıcı özelliktedir. Hasta göğsünde veya omuzlarında çok ağır bir yük hisseder. Beraberindeki korku hissi, endişe ve huzursuzluk vardır. Kunt ve sıkıştırma tarzında bir ağrıdır. Bıçak saplanır tarzda veya iğnelenme tarzında, anî, keskin, gelip geçici bir ağrı değildir. Eforla ve yorulmayla ortaya çıkar. Efor sırasında ortaya çıkan ağrı istirahatle geçer. Efora devam etmekle geçmez, aksine şiddeti artar. Efora devam edilemez. Eforun derecesi damardaki darlık derecesiyle orantılıdır. Bazı hastalar 2-3 kat merdiven çıkmakla ağrı hisseder. Diğer bazı hastalardaysa çok kısa yürümekle en ufak eforla bile ağrı meydana gelebilir. Hastalığın ilerlediği durumlarda, istirahatte sırasında da ağrı görülür. Egzersiz sırasında olabildiği gibi heyecanlanma, sinirlenmeyle kan basıncının yükselmesi ve yemek sonrası ortaya çıkabilir. Anî soğuk havayla temasta, rüzgâra karşı yüründüğünde meydana gelebilir. Koroner yetersizliğinden kaynaklanan ağrı damar genişletici Tirinitrine ve İsordil gibi ilaçlarla kısa sürede geçer. Ağrı genellikle 3-5 dakikadır. Ancak 15-20 dakikada sürebilir. 30 dakikayı aşan ağrılarda enfarktüs olabilir. Efor veya egzersiz sonucunda çıkmaz. Yani bir kimse gün boyu yaptığı fizik egzersizden sonra evde dinlenirken prtaya çıkan ağrı, kalp ağrısı değildir. Bu tip ağrılar, kas ağrılarıdır. Genellikle hanımlarda gün boyu yapılan temizliklerden sonra görülen, göğüs yerinde ve sırtta duyulan, günlerce süren ağrılar da «angina pectoris» değildir.
Kalp ağrısı (angina pectoris) nefes alıp vermekle geçmez veya artmaz. Derin nefes almakla artan veya derin nefes almayı engelleyen bir ağrı değildir. Ağrı, sağ ve sola yatmakla göğsün ve sol veya sağa, öne ve arkaya yapılan hareketlerinde ortaya çıkmaz. Bu hareketlerde artmaz. Göğsün ortasında ve sol tarafta sırtta duyalan ağrıların hepsi «angina pectoris» değildir. Bu ağrıların bir kısmında göğüs boşluğundaki ve göğüs duvarındaki organlar sorumlu olabilir (mesela: kalp ve akciğer zarı, iltihaplanarı kaburgalar, sırt kemiklerindeki kireçlenmeler). Bu ağrılar genellikle batıcı ve keskindir. Devamlıdırlar, nefes alıp vermekle artarlar. Mide ağrıları, yemekborusu spazmları da kalp ağrısıyla karışabilir. Bu ağrıların süresi daha uzundur. Yemek yemek veya süt içmekle, mide asidini gideren ilaçlarla geçerler. Boyun ve sırt eklemleriyle ilişkili ağrılar da saatlerce sürer, ancak ağrı giderici ilaçlarla geçerler. Hareketlerle artarlar. Koroner arter hastalıklarının diğer belirtileri. Koroner arter hastalığı genellikle eforla gelen tipik ağrılarla başlar. Bazen anî olarak enfarktüs meydana gelir. Çoğunlukla enfarktüsten önce birtakım belirtiler olabilir. Ancak hasta bunları önemsemez ve enfarktüs durumda hastaneye müracaat eder. İlk belirti çarpıntı olabilir. Hasta, eforla veya istirahatle gelen çarpıntı hissedebilir ve doktora müracaat edebilir. Bunların dışında eforla nefes darlığı, nadiren yorgunluk hissi de başlangıç belirtileri olabilir. Hastalığın ilerlediği devrelerde kalp yetmezliğini gösteren belirtiler vardır. Nefes darlığı belirginleşir. Hem eforda hem de istirahatte olabilir. Vücutta, karında ve bacaklarda şişmeler meydana gelebilir. Koroner arter hastalığı uzman hekimlerce hastanın şikâyetinin dinlenmesi, muayene ve uygulanan testler sonucunda teşhis edilebilir. Hastalığın tedavisi ise yine uzman hekimlerce verilecek ilaçlarla veya cerrahî olarak yapılır.
Hasta hakları nelerdir Tıbbi Gereklere Uygun Teşhis, Tedavi ve Bakım Hasta Haklarının Korunması Mahremiyete Saygı Gösterilmesi
Sağlık hizmeti almak için bir sağlık kuruluşuna başvuran herkesin bilmesi gereken hasta hakları hakkında detaylı bilgiler:
1. Hizmetten genel olarak faydalanma: Adalet ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde sağlıklı yaşamanın teşvik edilmesine yönelik faaliyetler ve koruyucu sağlık hizmetlerinden faydalanmaya,
2. Eşitlik içinde hizmete ulaşma: Irk, dil, din ve mezhep, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınmadan hizmet almaya,
3. Bilgilendirme: Her türlü hizmet ve imkanın neler olduğunu öğrenmeye,
4. Kuruluşu seçme ve değiştirme: Sağlık kuruluşunu seçme ve değiştirmeye ve seçtiği sağlık kuruluşunda verilen sağlık hizmetlerinden faydalanmaya,
5. Personeli tanıma, seçme ve değiştirme: Sağlık hizmeti verecek ve vermekte olan tabiplerin ve diğer personelin kimliklerini, görev ve ünvanlarını öğrenmeye, seçme ve değiştirmeye,
6. Bilgi İsteme: Sağlık durumu ile ilgili her türlü bilgiyi sözlü veya yazılı olarak istemeye,
7. Mahremiyet: Gizliliğe uygun olan bir ortamda her türlü saglık hizmetini almaya,
8. Rıza ve İzin: Tibbi müdahalelerde rızanın alınmasıına ve rıza çerçevesinde hizmetten faydalanmaya,
9. Reddetme ve durdurma: Tedaviyi reddetmeye ve durdurulmasini istemeye,
10. Güvenlik: Sağlık hizmetini güvenli bir ortamda almaya,
11. Saygınlık görme: Saygı, itina ve ihtimam gösterilerek, güleryüzlü, nazik, sefkatli sağlık hizmeti almaya,
12. Rahatlık: Her türlü hijyenik şartlar sağlanmış, gürültülü ve rahatıiz edici bütün etkenler giderilmiş bir ortamda sağlık hizmeti almaya,
13. Ziyaret: Kurum ve kuruluşlarca belirlenen usül ve esaslara uygun olarak ziyaretçi kabul etmeye,
14. Refakatçi bulundurma: Mevzuatın, sağlık kurum ve kuruluşlarının imkanları ölçüsünde ve tabibin uygun görmesi durumunda refakatçı bulundurmayı istemeye,
15. Müracaat, şikayet ve dava hakkı: Haklarının ihlali halinde, mevzuat çerçevesinde her türle başvuru, şikayet ve dava hakıinı kullanmaya,
16. Sürekli hizmet: Gerektiği sürece. sağlık hizmetlerinden yararlanmaya, HAKKI VARDIR.
Balon nedir, nasıl yapılır ? Balon yada PTCA anjionun benzeri olup tanı amaçlı değil, tedavi amaçlı yapılan bir girişimdir. Burada da aynı anjiodaki gibi hasta bayılmaz, işlem sırası aynıdır. Hastanın koroner damannın içine “guide” denilen özel tellerle girilerek, balon sönük olarak yerleştirilip darlık olan yerde şişirilerek tıkanıklık açılır. Sonra balon söndürülerek tekrar geri çekilir. İşlem vakadan vakaya, damarın yapısı ve darlığın türüne göre değişken sürelerde olur.. 15-20 dk sürebildiği gibi, daha da uzayabilir.
Kimlere yapılması gerekir ? Balonla açılması uygun olan damar yapısı müsait olan herkese uygulanabilir.
Hasta balon öncesi hastaneye gelmeden ne yapmalı ? * Bir gün önce banyo yapıp kasık bölgesini iyice temizlemelidir. * Gelirken daha önceki tıbbi tetkik sonuçlarını ve bu arada koroner anjiografi rapor ve CD filmini de beraberinde getirmesi gerekir. * Yanına pijama, terlik gibi kişisel eşyalarını da alması gerekiyor. Çünkü işlemden sonra 1 gece hastane kalması gerekebiliyor. * Gelmeden önce sabah hafif bir kahvaltı yapması, daha sonra bir şey yememesi ve içmemesi konusunda doktorları tarafından uyarılıyor. * Kullanmakta olduğu ilaçlar, aksi söylen mediği takdirde randevu günü de dahil olmak üzere aynen devam edebiliyor. İşlem öncesi plavix ya da ticlid adındaki ilaçları doktorun önerdiği şekilde kullanması gerekiyor. * İşlem sırasında hasta uyanık halde oluyor, fakat rahatlamak için hemşire tarafından bir sakinleştirici ilaç uygulaması yapılıyor. İşlemin uygulanacağı kasık bölgesi veya kol temizleniyor. Hasta daha sonra katater laboratuarına alınıyor, bu sırada hastanın yakınları da bekleme odasında bekliyor.
Balon işlemi sırasında ne tür uygulamalar yapılıyor ? Katater laboratuarına alındığında hasta üzerinde X ışını kamerası olan bir masaya yatırılıyor. Hastanın üzerinize steril bir örtü örtülüyor. Balon işlemi uygulanması sırasında doktor hastaya her basamağı anlatıp bilgilendiriyor. Kalpten alınan tüm görüntüler daha sonra incelenmek üzere bir CD’ye kaydediliyor. Dilerse hasta da bu CD kaydını evde izleyebiliyor. Kalp ritmi ve tansiyon, bu işlem sırasında sık olarak kontrol ediliyor. İşlemin bazı safhalarında doktor derin nefes almayı veya öksürmeyi yasaklıyor. Doktor işleme kasığın bir bölümünü uyuşturarak başlıyor. Eğer koldan uygulanacaksa dirsek içini uyuşturuyor. Uyuşturma işlemi sırasında kasıkta yanma veya arı sokmasına benzer bir his oluşabiliyor. Daha sonra uyuşturulan alanda bisturi ile küçük bir delik açılarak özel bir kılıf kasık atardamarına takılıyor. Rehber katater ve balon katateri daha sonra bu kılıftan içeri tıkalı damara kadar itiliyor. Rehber kataterin yerine oturabilmesi için X ışını ile görülebilen boya maddeleri kataterin içinden veriliyor ve katater tıkanma veya daralma olan damara oturtuluyor. Balon katateri daralma olan bölge içine yerleştirilerek şişiriliyor. Şişirme işle mi esnasında hasta göğüs ağrısı hissedebiliyor. Bu ağrı, bir şeylerin ters gittiği anlamına gelmiyor. Balon şişirildiğinde halihazırda daralmış olan bölge çok kısa süreliğine tamamen tıkanıyor ve kalp kasınız, size kan akımının kesildiğini bu ağrı yoluyla anlatıyor. Ağrı oluştuğunda hastanın doktoru ağrı konusunda uyarması gerekiyor. Balon indirilir indirilmez ağrının geçmesi gerekiyor. Balon şişip damarda daralma veya tıkanmaya neden olan plağı kırıyor ve damarın daralmış kısmı ortadan kaldırılmış oluyor. Daha sonra balon indirilip balon katateri ve rehber katater çekilerek çıkartılıyor. Hastanın kasığındaki kılıf 6 saat yerinde kalıyor. Balon uygulaması damardaki darlığı ortadan kaldırarak kalp kasma daha fazla kan gitmesini sağlıyor. Bu da daha az göğüs ağrısı anlamına geliyor.
Balon uygulama sonrasmda hasta neler yaşıyor ? * Balon Anjiyoplasti işleminden sonra hasta servise alınıyor. * Serviste hafif bir şeyler yiyip içebiliyor. * Servis doktoru hastayı görüp genel durumu ve kasığını kontrol ediyor. * İşlem sırasında kullanılan boya maddesi böbreklere zarar verebileceğinden hastanın bol bol sıvı alması isteniyor. * Hastanın kasığındaki kılıf 6 saat sabit duracağından, uzanması ve bacağını düz tutması isteniyor. * Kalp hızı, kan basıncı, kasıktaki kılıfın durumu ve o bacaktaki nabız, hemşireler tarafından düzenli olarak kontrol ediliyor. * 6 saat sonra bacaktaki kılıf doktor tarafından yerinden çıkartılıyor ve bir süre basınç uygulanıyor. * Bu işlemden sonra kasığın üzerine kum torbası konup 4 saat daha bacağı düz tutması isteniyor, * Kılıfın çıktığı yerde hasta fazla yoğun olmayan bir ağrı hissediyor. Bu ağrı basit bir ağrı kesici ilaçla dindirilebiliyojr. Kum torbası alındıktan sonra ayağa ilk defa kalkarken uzun süre aynı pozisyonda yatmaktan dolayı hastanın başı dönebiliyor. * Eğer hastanın göğsünde ağrı, işlemin yapıldığı bacakta soğukluk, şiddetli ağrı veya kanama varsa, hemen doktora haber vermesi gerekiyor.
Kaç saat sürer ? Her hangi bir komplikasyon gelişmediği müddetçe 30-60 dk sürer.
Stent nedir, kimlere yapılır, nasıl bir işlemdir ? Stent balon işleminin prosedür olarak tamamen aynısıdır. Ancak bu kez balonun üstü stent denilen bir kafes ile kaplanmıştır balon şişirilmesi ile bu kafes açılır ve sonra balon söndürülüp geri alındığında, stent açıldığı ve yerleştirildiği yerde kalır. Günümüzde balon işlemi sonucu gelişebilecek yeniden daralma riskini azaltmak üzere kullanılmakta olan stentler gerçekten de bu riski oldukça azaltmış olup, özellikle ilaç kaplı stentlerle, bu oran oldukça düşük oranlara indirgenmiştir.
Koroner anjiografi nedir, nasıl yapılır ? Anjiografi, kalbi besleyen koroner damarların opak madde verilerek filminin çekilmesi olarak tanımlanabilir. Hasta bayıltılmaz. Lokal anestezi ile kasıktan girişim yapılacak olan bölge uyuşturulur ve bacak arterine bir kanül konularak katater tabir ettiğimiz özel borularla kalp damarlarına ulaşılır ve bu damarların ağzına opak madde enjekte edilerek, damarları gösteren çeşitli pozisyonlarla filmler çekilir. İşlem sırasında hasta acı duymaz. İşlem sona erdikten sonra, bir engel durum yoksa örneğin özel bir kan sulandırıcı kullanılmamışsa hastanın kasığındaki kanül çekilerek kanama durana kadar kompres-yon yapılır.
Anjio ameliyat değildir Birçok hasta, Anjio olmaktan korkuyor ve bunu bir kalp ameliyatı sanıyor. Oysa anjioda hasta bayıltılmaz. Sadece kasığından küçük bir keşi yapılıyor.
Hasta 6 saat kadar tam kanama kontrolü sağlamak üzere sırt üstü yatarak istirahat eder ve bol su içerek verilen opak maddeyi idrarla atar. 6 saat sonra yürüyerek taburcu olabilir. 6 saat boyunca ayağa kalkmaması istenir.
Anjio teşhisin son aşaması mı ? Hayır. Ancak Anjio damarları görmede altın standartlardan biridir.
Anjio sırasında kalp krizi geçirilir mi ?İşlem sırasında damarda yırtılma, plakta yırtılma ve spazma bağlı olarak ritim bozuklukları ve kalp krizi, hatta ölüm riski olabilir. Ancak bunlar her işlemin riski olduğu gibi göze alınabilir oldukça nadir görülen (% 0.5 civarında) olaylardır. Sonuçta yarar-zarar oranında işlemin riski oldukça düşüktür.
Anjioda hangi sonuç çıkarsa ameliyat kararı alınır ? Üç damarı tıkalı hastalarda, ana damar hastalıklarında, kritik LAD (Sol ön inen dal) darlıklarının eşlik ettiği 1 veya 2 damar hastalıklarında (balon tedavisine uygun olmamak koşulu ile) ameliyat uygun görülür. Ayrıca ileri derecede damar genişlemesi olan hastalarda, ciddi kapak rahatsızlığı olan hastalarda da operasyon kararı alınır.
Anjioyu kimler yapar, ameliyat kararını kimler verir ? Anjiyoyu kardiyologlar yapar, operasyon kararı da yine kardiyolog ve cerrahi branşlarca birlikte alınır.
Kalp krizi anında neler oluyor ? Kalp ağrısı tipik tarifi ile göğüste yaygın olarak hissedilen bir ağrıdır. Hasta, sanki göğsünün üzerine yumrukla baskı yapılıyormuş gibi hisseder. Göğüs kafesinin ön kısmında duyulan bu aşırı basınç, göğüs kafesinin arkasında da hissedilebilir. Hastaların birçoğu “boğazımı sanki bir el sıkıyor gibi” ifadesini kullanır. Bu ağrı, çoğunlukla 20 dk’yı aşar. Ağrı sırta, çene ve sol kola da yayılabilir. Ancak karakteri batıcı, iğneleyici şekilde değildir, anlık ve vücudun başka yerlerini de gezen bir ağrı da değildir. Kalp krizi anında koroner damarlar yani kalbi besleyen damarlardaki yağ yüklü plaklar yırtılıp, üstleri pıhtı ile kapanıp darlık % 100 hale gelir. Bu tıkanıklık kan akımının ilerlemesine engel olur. Kan akımının gidişi engellenince de kan gitmeyen bölgeler beslenemez ve kalp dokusu hasar görmeye başlar. Bazen de tam % 100 tıkanma olmaz. Küçük damarların yaygın olarak önemli derecede daralması ile ilgili olan kalp krizleri vardır, bu durumda da kan akışı tam durmaz, ancak kalbin beslenmesini bozacak kadar kritik düzeylere iner ve yine adale hasarı ortaya çıkar
Kalp krizi geçiren bir kişiye nasıl yardım edilir ? Kalbe giden damarların tıkanması durumunda uygulanan tedaviler: ilaçlar, balon uygulaması, balon ve stend uygulaması sayılabilir. Balon işlemi 20 dk sürer.
Birisi yanımızda kalp krizi geçiriyorsa ona yardım etmek için neler yapmalıyız ? Kalp krizi ağrısı başlayan biri, şayet bilinen bir kalp rahatsızlığı sebebiyle ilaç kullanan biri ise hemen dil altı hapı olarak adlandırılan isordil 5 mg ilacının yanında olup olmadığı sorulur. İlaç varsa hemen bir dil altı verilir, ayrıca normal büyük aspirinin (500 mg’lık) yarısı hastaya çiğnetilir. Hastanın rahat bir konuma geçip istirahat etmesi, uzanması sağlanır. Etrafının boşaltılmasıyla temiz hava alması sağlandıktan sonra tansiyon ve nabız sayılabilir. Tansiyonun sistolik 100 mmHg ve üzerinde olması halinde ve ağrının halen devam etmesi durumunda 2′nci dil altı verilir. Tüm bunlar devam ederken acil ambulans çağrılıp en kısa zamanda bir hastanenin acil bölümüne nakli temin edilir. Şayet kalp durması ve solunum durması meydana gelmişse o zaman canlandırma için suni teneffüs ve kalp masajı ile ilk yardım gelene kadar yaşam desteği verilebilir.
Kalp hastalıklarının tedavi yöntemleri nelerdir ? Bunlar hastalığın türüne göre: Bypasss, balon anjioplasti, stent yerleştirilmesi, kapak tamiri, yapay kapak takılması, kalp defektlerinin onarımı, ritim bozuklukları için ablasyon tedavisi, kalıcı kalp pili yerleştirilmesi, kalp transplantasyonu, kök hücre implantasyonu gibi geniş tedavi spektrumu içerir.
Kalp hastalığını önleyen ya da tedavi etme sürecinde kullanılan ilaçlar var mı ? Kalp krizini tamamen önleyen bir ilaç yoktur, ancak kalp krizi veya kalp hastalığı risk faktörleri olan etkenleri kontrol eden ilaçlar vardır. Bunlarla kalp krizi riski azaltılır. Örneğin hipertansiyonu olan birinde kullanılan beta blokerler, ACE inhibitörleri, Alfa blokerler, kalsiyum kanal blokerleri, diüretikler gibi, yine aynı şekilde hiperlipidemisi olan kişilerde anti lipit tedavide kullanılan statinler, fibratlar, niasin, safra asidi reçineleri, kan sulandırmada kullanılan antiagreganlar en başta aspirin, clopidogrel, warfarin gibi ilaçlar sayılabilir. Kriz anında ise daha yoğun pıhtı eritici tedaviler kullanılabilir. Bunlar içinde fîbrinolitikler; t-PA, streptokinaz gibi ve damardan verilen kan sulandırıcılar olarak heparin, LMWH’ler, gerekli olan hallerde anti aritmikler sayılabilir. Ayrıca ilaç tedavisi sayılmamakla birlikte kalp krizinde direkt PTCA ve stent ile tıkalı damarı açmak yöntemi de sıkça kullanılmaktadır. Kolesterol ve tansiyon yüksekliğini kontrol altında tutan ilaçlar, kan inceltici ilaçlar, koruyucu ilaçlar olarak tanımlanabilir.
Hastanedeki ilk gün nasıl geçiyor ? Ameliyattan bir gün önce aç olarak gelen ve yatış işlemleri önceden yaptırmış hastalara kan, idrar tahlilleri, EKG, solunum fonksiyon testi ve röntgen filmi gibi tetkikler yapılır. Doktor hastayı yatağında muayene eder. Ameliyat öncesi anestezi değerlendirmesi de hastanın yatağında yapılır. Ameliyat ve yoğun bakım konusunda doktorlar hastayı bilgilendirir. Ameliyat öncesinde hasta tıraş edilir. Koroner ameliyatları için boyundan ayak ucuna kadar cinsel bölge ve kollar dahil tıraş edilirken, kapak ameliyatları için boyundan dizlere kadar tıraş edilmesi yeterlidir. Damar ameliyatları için göbekten ayak uçlarına kadar tıraş edilir. Tıraş sonrası duş yaptırılır ve hastanın vücuduna pudra veya losyon sürülür. Doktor tarafından başka şekilde belirtilmediyse ameliyattan önceki akşam saat 24′ten itibaren kesinlikle bir şey yenmemelidir. Ayrıca hastaya bağırsak temizliği için ilaç verilmesi veya lavman yapılması gerekebilir. Hastaya gece rahat uyuyabilmesi için sakinleştirici Haç verilir.
Kişi ne kadar ameliyatta kalır ? Ameliyat süresi hastanın durumuna, seçilen cerrahi yönteme ve eşlik eden diğer cerrahi müdahalelere (kalp kapak hastalığı, tıkalı/daralmış boyun damarına müdahale gibi) göre ortalama olarak 2- 4 saat arasında değişir.
Bypass ameliyatı yapılması riskli kişiler var mı ? Kimler ? Normal koşullarda bir bypass ameliyatında ölüm riski % 0.5-2 arasında değişir. Bazı hastalarda bu risk artar. Daha önce miyokardiyal enfarktüs (kalp krizi) geçirilmesi, daha önceden geçirilmiş kalp ameliyatı, kalbin kasılma ve gevşeme fonksiyonlarında bozukluk, çok ince çaplı ve birçok darlık içeren koroner arterler, böbrek, karaciğer, akciğer fonksiyon bozuklukları, ileri yaş, şeker hastalığı, pıhtılaşma bozuklukları gibi problemler ameliyat riskini az veya çok arttırırlar. Hastaları bu açıdan daha objektif olarak değerlendirmek amacıyla çeşitli “Risk Skorları” geliştirilmiştir. Bu skorlamalarda hastaya ait her önemli faktör bir tabloda işaretlenerek toplam ağırlıklı risk değerleri hesaplanmaktadır. Günümüzde birçok merkez, bu skorlarlamaları kullanmaktadır. Örneğin, şu anda en yaygın kullanılan skor-lama sistemi “Euroscore” dur.
Bypass’da kaç damar değiştirilebilir ?Bazen greft olarak kullanılan tek bir damar aynı koroner arterde birkaç darlığı birden veya farklı dalları bypass etmek için kullanılabilmektedir. Bu teknik kullanıldığı takdirde 5-7 damara kadar bypass yapılabilmektedir. Ancak, genel olarak bypass yapılan damar sayısı 2-4 arasında değişmektedir.
Hasta ne kadar hastanede yatar ? Yine kullanılan ameliyat yöntemine göre değişmek üzere hastalar ameliyattan sonra 5-7 gün içinde taburcu edilebilmektedirler (yoğun bakımda kalış süresi bir veya iki gündür).
Ağrısı, acısı olur mu ? Ameliyata bağlı olarak keşi yerlerinde ve sırtta geçici ağrılar olabilir. Bu ağrılar genellikle ağrı kesiciye yanıt verirler. Bunun dışında, bazı hastalarda göğüsten çıkartılan damar nedeniyle göğüs kemiğinin sol veya sağ kısmında ve damar çıkartılan bacakta diz altından itibaren uyuşma, karıncalanma olabilir.
Değişen damarlar vücudun nerelerinden alınıp kalbe gidiyor ? Bypass amacıyla kullanılacak damar vücudun değişik yerlerinden çıkartılabilir. En çok kullanılan göğüs içi arteri (internal mammariyal arter) damarlarıdır, ikinci sıklıkta bacaktan çıkartılan toplardamar (safen veni) kullanılır.
Bunların dışında koldan (radiyal arter), mideden (gastroepiploik arter), karın adalesinden (epigastrik arter) çıkartılan atardamarlar da kullanılabilir.
Seyrek olarak kullanılabilecek başka atardamarlar da vardır. Bu damarların çıkartılması, ilgili organların beslenmesini bozmaz. Hangi vaka ve damar için hangi greftin kullanılacağına cerrah karar verir.
Ameliyat sonrası yaşam Ameliyat sonrası yoğun bakımda kalma süresi ortalama 1-3 gün arasındadır. Hastanede kalma süresi ise hastalığın seyri ve iyileşme durumuna göre 4-10 gün arasında değişir
Ameliyat günü neler olur ?
Ameliyat saati geldiğinde hastanın eğer varsa gözlükleri, takma dişleri ve diğer protezleri, iç çamaşırları ve ziynet eşyaları çıkartılarak yakınlarına teslim edilir. Hasta özel bir gömlek giydirilerek sedyeye alınır ve ameliyathaneye götürülür. Hasta yakınları da kafeterya veya lobide bekleyerek ameliyatla ilgili bilgi alabilirler. Hastanın ameliyathanede geçirdiği sürenin tamamı ameliyat süresi olmayıp öncesi ve sonrasındaki hazırlık sürelerini de içermektedir.
Ameliyat sonrası yaşam nasıldır ? Hasta ameliyat sonrası yoğun bakım ünitesine alınır. Anestetik ilaçların etkisi altındaki hastalar uyansalar bile başlangıçta ellerini, ayaklarını oynatamayabilirler. Bu kısa sürede düzelir. Etraftaki birçok cihaz ve alarm sesleriyle hasta kendisini alışkın olmadığı bir ortamda hissedebilir. Bu aşamada hasta, hemşireler tarafından bilgilendirilir ve sakin olması yönünde telkinde bulunulur.
Ameliyat öncesinde ilaçları vermek için damar yollan ve kataterlcr yerleştirilecektir. Yine hasta uyandığında göğsünde tüpler olacaktır. Bunlar yoğun bakımdan çıkmadan Önce çıkarılır. Bu dönemde hastanın ağrı duymaması için ilaçlar verilir. Eğer ağrısı olursa hemşireye bildirmesi tavsiye edilir. Ameliyat öncesinde takılan sonda ile hastanın ayağa kalkmadan idrarını yapması sağlanacak ve böbrek fonksiyonları da takip altında olacaktır. Yoğun bakımda kalma süresi ortalama 1 – 3 gün arasındadır. Ancak herkesin hastalığı, iyileşme süresi ve tedaviye cevabı değişebilmektedir.
Sürekli faaliyet içinde olan, ışıkların yandığı ortamda hasta zaman kavramını kaybedebilir. Özellikle geceleri zihin bulanıklığı ve sıkıntı hissedebilir, buna hazırlıklı olmaları gerekir. Bu durum geçicidir, özellikle de hasta odaya çıktığında hızla düzelir. Odada dinlendikçe normal uyku alışkanlığına tekrar döner ve halsizlik de ortadan kaybolur.
Miyokard perfüzyon sintigrafileri (Talyum) nedir nasıl yapılır ? Miyokard perfüzyon sintigrafisi, bir nükleer tıp tetkiki olup risk altındaki damarların belirlenmesi yoluyla tetkik ve tedavileri doğru şekilde kararlaştırmamızı sağlar. Bu tetkikte amaç; koldan verilen talyum-201 veya Teknesyum maddelerinin kalbin koroner arterleri yoluyla kalp kasında dağılıp dağılmadığının belirlenmesidir. Bunu özel termal kameralarla da sıcak-soğuk alanlar şeklinde görüntüler. Çekim sırasında, egzersiz stres (yani kişiye “hareketler yaptırıldıktan sonra), farmakolojik stres (efor yapamayanlar için ise ilaçla başlatılan stres) ve istirahat döneminde alınan görüntülerle değerlendirme yapılır. Kalbin herhangi bir bölgesinde koroner damarlarda önemli daralmanın olduğunu ve buraya yapılacak yeniden kanlandırmanın (Balonla açma veya bypass ile yeni damar takma) faydalı olacağını belirlemeye yarar. Kalpte kan dağılımının tam olduğu alanlar ise normal olarak rapor edilir.
Talyum testine nasıl hazırlanılıyor ? * Testten 12 saat önce kafein içeren hiçbir şey yiyip içilmez (çay, kahve, kola, çikolata… vb.). * Testten en az 4 saat önceye kadar hiçbir şey yenmez. Fakat hastada şeker hastalığı varsa ve bunun için ilaç kullanıyorsa normal olarak yemeğe devam edebilir. * Testten 3 saat önceye kadar sigara içilmesi yasaktır. * Hasta istediğiniz zaman su içebilir. * Koşu bandında rahat yürüyebilmek için yanınızda rahat bir ayakkabı ve rahat kıyafetler getirmeniz gerekir.
Test sırasında neler olur ? * Test sırasında doktor hastadan koşu bandında yürümesini ister. Eğer hastanın yürümesine engel bir durum varsa, doktor yürümesini istemeden damar yolundan bir ilaç uygular. * Kalp ritminiz ve kan basıncınız gözlenir. * Radyoaktif madde damar yolundan enjekte edilir. * Yürüme bandındaki işlem bittikten sonra kalp görüntülerini almak için hastanın özel kameraları olan bir masaya uzanması istenir. * Masadayken hasta konuşmamalı ve hiç hareket etmemelidir. * Alman bu ilk görüntülerden 2-3 saat son ra ikinci görüntülerin alınması için gelmek üzere hasta laboratuarı terk edebilir, ikinci görüntülerin alınması işlemi, koşu bandında yürümeyi gerektirmez.
Enjekte edilen radyoaktif madde güvenli midir ? * Hastanın yediği yemekler, ikinci görüntüleri etkileyeceğinden laboratuar görevlisinin talimatına uyması gerekir. Bu maddelerin herhangi bir yan etkisine rastlanmamıştır. Alınan radyasyon dozu normal bir akciğer grafiği çektirmekten daha fazla değildir.
Hasta testin sonucunu ne zaman alır ? Testin sonuçları bir sonraki hafta verilir.
Ekokardiografi nedir ? Ekokardiografî ses dalgaları kullanılarak gerçekleştirilen bir görüntüleme testidir. Eko kalp kasınızın ve kalp kapaklarınızın nasıl çalıştığını gösterir. Aynı zamanda kalp genişliğinizin ne kadar olduğu konusunda da bilgi verir. Ekokardiografi işlemi sırasında kullanılan ve monitöre bağlı mikrofon benzeri bir gönderici kalbinize insan kulağının duyamayacağı yükseklikteki ses dalgalarını gönderir. Bu dalgalar ekranda kalbinizin bir görüntüsünü oluşturur. Bu görüntü kalbinizin ve kalp kapaklarınızın durumu ve işleyişi hakkında doktorunuza görsel bir bilgi verir.
Ekokardiografi çektiren kişi, acı hisseder mi? Ekokardiografi testi, tamamen güvenli ve acısız bir uygulamadır.
Ekodan önce neler yapılması gerekiyor ? Test yapılmadan önce hastanın hangi ilaçlara devam edip hangilerini bırakacağı ve bunların zamanları konusunda doktorla görüşülüp karar verilir.
* Ekonun çekileceği gün doktora herhangi bir şey yiyip yiyemeyeceğinizi danışmanız gerekiyor. Ekokardiografi yeri ve pozisyonu * Eko çekilirken üstünüzü çıkarmanız ve önlük giymeniz gerekeceğinden giysilerinizin iki parça olmasında ve üst giysinizin de önünün açılabilir olmasında fayda vardır.
Ekokardiografi işlemi ne kadar sürer ? Ekonun çekilmesi toplam 45 dk kadar bir zaman dilimini kapsar. Eğer doktor gerekli görürse, kontrol için de birkaç dk ayırmanız gerekebilir.
Eko çekilirken neler olur ? Kalp atışlarını monitörde görüntüleyebilmek için hastanın göğsüne “elektrot” adı verilen küçük pedler yerleştirilir. Bundan sonra ses dalgalarının iletimini ve gönderici mikrofonun hareketini kolaylaştırmak için hastanın göğsüne soğuk bir jel uygulanır. Eko çekimi esnasında zaman zaman hastadan nefesini tutup bırakması istenebilir. Çünkü akciğerlerdeki hava miktarı, kalbin görüntülenmesi esnasında etki yaratır.
Eko çekildikten sonra neler yapılıyor ? Hasta testten Önce doktorun kestiği ilaçlara tekrar başlayıp başlamaması gerektiğini yine doktoruna danışmalıdır. Testten sonra hasta hemen rutin yaşantısına döner. İşine bile gidebilir.
Test sonuçları ne zaman verilir ? Test sonuçları yazılacak raporla hemen veya başvurulan merkezin durumuna göre ertesi gün verilebilir. Doktor eko filmini inceledikten sonra bir sonraki randevuda bulguları hastaya tüm ayrıntısı ile anlatacaktır. Ekokardiografı sonuçlarına göre doktor hastadan başka testler de isteyebilir.
Tugbam sitesinde en güzel Şirin Sözler sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Şirin Sözler En Güzel Şirin Sözler
Kısa Şirin Sözler
Çok Şirinsin Aşıkım Seninle Güzel Sözler Yazdım, Sözlerimin Adına Adını Yazdım, Hepsine Seni Anlattım…
Beyaz Bir Güvercinin Kanat Çırpışındaki Özgürce Uçabilmenin Verdiği Azimle Sevdim Seni Aşkım.. Yollarda Bekleyerek Değil, Yollara Adını Yazarak Yürüyorum, Sonunda Benim Olucaksın Biliyorum..
Eşsiz Bir Sevgi Benimkisi, Romanlara Sığmayacak Kadar Ağır, Hikaye Olamayacak Kadar Gerçek, Masallarda Anlatılacak Kadar Özendirici, Efsane Olacak Kadar Dinlettirici Aşkım.. Kalbini Göster Bana Büyüle Beni Bir Bakışınla Senden Yeşil Işık Bekliyorum, Hayatımı Seninle Birleştirmek İstiyorum.
Kötü Günleri Uzatmam, İyi Günleri Yazarım Hep Yarınlarım İçin, Geleceğimi Kimseden Saklamam Senin İçin Gelecek Kuruyorum Yazıdığım Yarınlarıma Birtanem. Yalnız Değil Kalbim Seni Sevdi Bebeğim, Acı Çeksede Yüreğim Senden Başkasına Bakmaz Gözlerim Seviyorum Seni Meleğim..
Sana Söylenmemiş Sözler Söylemek İstiyorum Ama İlk Önce Dinle Beni, Sana Kimseye Vermediğim Kalbimi Vermek İstiyorum Ama İlk Önce Sev Beni.. Kısa Sevgiler Büyütmedim Sana, Kısacık Duygularım Tutmadım Asla! Seni Hayatıma Yazdım İsmin Ve Sengin İçimde Koca Bir Dünya…
Sana Karıcım Demek İstiyorum Bu Hayatta Sevgili Oyunları Bitti Hayatımızda Benim Eşim Ol Kölen Olayım Yanında Al Beni Kollarına. Ben Gözlerin İçin Yaşamak İstiyorum Kalbin İçin Umutlar Besliyorum Adın İçin Şiirler Yazıyorum Sevgilim.
Sen Benzemezsin Kimseye Hiç Bir Nesne İle Tarif Edemem Seni Sen Beyaz Bir Meleksin Ancak Sevgimden Sen Anlarsın Biriciğim. Hayatımız Zor Olsada Bu Dünyada Seninle Zor Hayat Yaşanmaya Değer Zorluklar İçinde Seni Nasıl Sevdiysem Hayatada Öğretirim Zorluklar İçinde Bizi Sevmesini.
Küresel Isınma Gibisin Aşkım Seninle Buz Tutan Kalbim Eridi Sularını Sevinç Gözyaşları İle Boşalttım Şimdi Sadece Senin İçin Varım Bebeğim.. Seninle Ayrılınca Bomboş Geliyor Dünya Bana Zevk Almıyorum Yemek Yemiyorum, Sevginle Doyuyorum Senin Düşününce, Seni Düşününce Seviyorum Hayatı Aşkım.
Senin İçin Ne Söz Ezberledim Ne Şarkı Ezberledim, Senin İçin Ne Sözler Yazdım Ne Şarkılar Besteledim Ne Şiirlerde Adına Maniler Yazdım, Seni Kendime Yazdım Yazacak Yer Arıyorum Seviyorum Seni Bebeğim.. Bukadar Şirin Olmak Zorundamısın, Beni Benden Almak Hoşunamı Gidiyor? O Zaman Al Seninim Bir Sende Atıyor Kalbim Seninle Yaşıyorum Sevgi Çiçeğim.
Bu Sözlerin Hepsini Sana Karşı Yazdım Bebeğim Seni Düşünerek Geliyor Aklıma İçimdeki Sözlerim Gözlerinden İlham Alıyorum Dudaklarınla Yazmaya Başlıyorum, Sözlerinle Anlam Kazandırıyorum Yazılarıma Bebeğim.. Iştan Görünüşü Güzel İçten Görünüşü Sahtekar Tam Bir Melek Yüzlü Sahtekar.Rol Yapıyor Güya Bana Tatlım Rol Yapmasana İnanırmıyım Ben Sana Seni Seviyorum Dedi Bana Beni Seviyormuş Güya Melek Yüzlü Sahtekarlardan Biri Söyledi Bunu Bana
Gözlerin Nekadar Güzel Bakıyor Bana Sen Bana Baktıkça Sarılıyorum Hayata Okadar Derin Bakma Bana Sevgilim Aşkınla Eriyorum Sensizken Deliriyorum. Hatayla Değil Doğrularla Sevdim Seni, Hata Olan Sevgimizin Anılarını Düzletiriz Doğruluklarla.
Hayatın Renklerini Görüyorum Her Hareketinde Gülüşün Pembe Bir Dünya Gözlerin Kırmızı İçimi Yakan Renklerin En Ateşlisi, Sözlerin Mavi Deniz Gibi, Ellerin Bembeyaz Özgürlük Gibi. Seni Severken Şeker Hastası Oldum Sen Benim Tek İlacımsın Ama Hasta Eden Tek Varlığımsın.
Senin Gibi Şekeri Çayımda İçerim Süper Şekerli, Hasta Ettin Beni Kendine Seviyorum Seni Delice.
Tugbam sitesinde en güzel Şirin Sözler 2012 sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Şirin Sözler 2012 Şirin Sözler 2012 Şirin Sözler
Şirin Sözler 2012
Senin gibi Şekeri Çayımda içerim süper şekerli, hasta ettin beni kendine Seviyorum Seni Delice.
Seni Severken Şeker hastası Oldum Sen benim tek ilacımsın Ama Hasta Eden Tek Varlığımsın.
Hayat Süslü Sözler yazmadım asla, seninle imza attım bütün anılarıma seninle çıktım seninle kurdum şirin bir dünya kendi hayatıma.
Sessiz Gidişle Değil Seninle Mutluluk Çığlıkları Atmak istiyorum Aşkım..
Bir Güzel Sözün yetiyor inan Bana Şirin Sözlerinle Yaşıyorum hayata Dönüyorum o Anda Sessiz kalma üzülüyorum Sonra..
Şirin Sözlüm, Güler Yüzlüm Seviyorum Seni cennet gözlüm…
Yemekten sonra iştahım kacıyor neden acaba..?
Sen sımarık son derece uyuz ukala biri olsaydın seni yinede cok severdim be gülüm!!
Sana Söylenmemiş Sözler Söylemek istiyorum Ama iLk Önce Dinle beni, Sana Kimseye Vermediğim kalbimi vermek istiyorum Ama iLk önce Sev beni..
Sana Karıcım Demek istiyorum Bu hayatta sevgili oyunları bitti hayatımızda Benim eşim Ol köLen Olayım Yanında.
Sen benzemezsin kimseye hiç bir nesne ile tarif edemem seni sen beyaz bir meleksin ancak sevgimden sen anlarsın biriciğim.
Küresel ısınma Gibisin Aşkım Seninle Buz Tutan kalbim Eridi Sularını Sevinç Gözyaşları iLe Boşalttım Şimdi Sadece Senin için varım bebeğim..
Sen hayatımda tek başına iktidara Gelmiş tek Sevgisin Bütün organlarım Seninle Mutlu huzurlu Sensin benim Başkanım Seninle hayatım Mutlu Başkanım
Senin için ne Söz Ezberledim ne Şarkı Ezberledim, Senin için ne Sözler Yazdım ne şarkılar Besteledim ne şiirlerde Adına Maniler yazdım, Seni kendime Yazdım yazacak yer Arıyorum Seviyorum Seni Bebeğim..
Bu kadar Şirin olmak Zorundamısın, Beni benden Almak Hoşunamı gidiyor? o zaman Al Seninim Bir Sende Atıyor Kalbim Seninle Yaşıyorum Sevgi Çiçeğim.
Tugbam sitesinde en güzel Türk Büyüklerinden özlü sözler sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Türk Büyüklerinden özlü sözler Türk Büyüklerinden özlü sözler
Ne kaya kaleler, ne demir kapılar, ne çelik silahlar yolunu kesmeyecek. Yarı cihan ümmetiyle döğüşeceksin. Ezdikçe mağrur, ezildikçe meyyus olma! Daima didin ve öğren, daima iste ve yüksel! Adil ve rahim ol! Korkutmaktan ziyade sevdirmeye çalış!..
A.Hikmet Müftüoğlu
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek. Siz hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?..
Üstad Necip Fazıl
Ve tarih bir gün, acz içinde kıvrana kıvrana şehadete susamış bir ülkücüden daha müthiş bir silahın keşfedilemediğini yazmak zorunda kalacaktır…
S.Ahmet Arvasi
Tükürün cephe-i lâkaydına şarkın, tükürün, Kuşkulansın, görelim gayretleri halkın, Tükürün milleti alçakça vuran darbelere, Tükürün onlara alkış tutan kahpelere!..
Mehmet Akif Ersoy
Deme bana Kayı, Oğuz, İlhanlı, Türküm; Bu ad her ünvandan üstündür. Yoktur Azer, Kırgız, Özbek, Kazanlı, Türk Milleti bir bölünmez bütündür.
Ziya Gökâlp
Ne hasta bekler sabahı, Ne genç ölüyü mezar. Ne de şeytan bir günahı, Seni beklediğim kadar…
Üstad Necip Fazıl
Haydi artık dinsin ızdırapların, Ufuklardan şanlı bir gün doğacak yarın, Güzellikle, sıcaklıkla ve ihtişamla… Kumandasız hazır olup onu selamla! Gönlündeki yaraların kanını dindir! Yüzde yüz Türk olduğun gün cihan senindir…
H.Nihal Atsız
Ülkü uğrunda gönüller delidir, Kişiler ülkü uğrunda ölmelidir…