Ünlü pop şarkıcısı Bengü Erden önceki akşam Ankara’da bir dügünde sahne aldı. Kendisini düğün sonrası İstanbul’a getiren minibüs TEM otoyolunda bariyerlere çarptı. Burnu kırılan ve yüzü ile vücudunda çizikler oluşan şarkıcıya 1.5 saatlik estetik müdahale yapıldı. Araçta bulunan koruma ölürken şoför de yaralandı
stanbul Sancaktepe’de, şarkıcı Bengü’yü İstanbul’a götüren minibüs kontrolden çıkarak bariyerlere çarptı. Hurdaya gönen minibüste bulunan Bengü ile şoförü Salih Talat Yağlıcı kazayı yaralı olarak atlatırken, koruma Ümit Özer hayatını kaybetti.Bu durum Bengüden saklandı.
‘SÜRÜCÜ UYUDU’ İDDİASI Görgü tanıklarının bazıları Bengü’nün içinde bulunduğu minibüsün sürücüsünün direksiyon başında uyuduğunu iddia ederken, bazıları ise minibüsü başka bir aracın sıkıştırdığını ve kazanın bu yüzden meydana geldiğini ileri sürdü. Kaza sebebiyle TEM Otoyolu Edirne istikametine bir süre trafiğe kapatıldı. Bu arada kazada ölen korumanın kardeşi Tufan Özer, sürücü hakkında şikayetçi olurken, polis kaza ile ilgili soruşturma başlattı.
‘NEFES ALIRKEN ŞÜKREDELİM’ Begü kazadan kısa süre önce Twitter’a, “Hangi konserden gelirsek gelelim sabahın ilk ışıklarında eve dönerken o yorgunluk unutuluyor” diye yazdı. Önceki gün Serdar Ortaç’ın babasının cenazesine katılan Bengü, twitter a “Hayat böyle.Nefes alırken şükredelim” diye yazmıştı.
İnsanın Değeri İle İlgili Kompozisyon İnsanın Değeri ile ilgili makale
Her şeyden önce değer nedir. Ne değildir? Önce onu tanımlamaya çalışalım. Bir şeyi tanımlamak için önce onu anlamlandırıp manalandırmamız gerekir ki, o şeye bir değer kazandırıp, kıymet biçebilelim. Yoksa ne varlığımızın ne de yaşadığımız hayatın hiçbir kadri, kıymeti, değeri olmaz.
Bu gün içinde yaşadığımız toplumda bir değersizlik, bir kadir kıymet bilmezlik varsa hepsi bundandır. Yoksa yeryüzünde Allah’ın yaratıp var ettiği her varlığın bir değeri, bir kadri kıymeti vardır. Çünkü evrende hiçbir varlık ne boşuna yaratılmıştır. Ne de başıboş bırakılmıştır. O nedenle Allah değersiz hiçbir varlığı boşu boşuna yaratıp var etmez. Çünkü evren külli akıl, ilim, idrak, irade ve kuvvet üzerine yaratılıp / oluşturup var edilmiştir.
Peki, o zaman insanoğlu ne yapıp edecek. Nasıl bir hayat yaşayıp sürdürecekte hem kendine hem de yaşayıp var olduğu hayata değer katıp onunla yaşayıp onunla var olacak. Var olduğu süreçte de onu ve kendini daha çok değerlendirecek. Değerlendirdiği oranda da varlığının bir değeri, bir kadri kıymeti olacaktır.
Yoksa dünyada başıboş yaşayacağından insanın da diğer şuursal / ortak akılla yaşayan varlıklardan hiçbir farkı olmaz. Hatta onlardan bile daha değersiz olabilir. Çünkü doğadaki her varlığın sorumluluk dışı şuursal aklıyla yapabileceği gayri ihtiyari bir görevi vardır. O görevi yapmak bile ona çok büyük değerler kazandırır. Örneğin güneş, ay, yıldızlar, hava, su, ateş, dağ, deniz, kır, bayır, ağaç, çiçek, böcek ve diğer tüm canlı cansız varlıklar.
Doğada hepsinin bir işi, bir görevi yok mu? Hepsi hayatın akışını ve sürekliğini sağlarken biz insanlığa hizmet etmiyorlar mı? Değer ve kıymetleri bizlere hizmet etmekten gelmiyor mu?
Hepsinin bizim yanımızda ve varlığımızın devamının sürdürülebilirliğinde bir değerleri yok mu?
Onların doğadaki varlıklarının denkliğinde hayatımızın akışı normalken eksikliklerinde ya da fazlalıklarında yaşadığımız hayat çok zorlaşıp daha çok kolaylaşmaz mı?
Demek ki, hayat ve yaşamı kolaylaştırıp zorlaştıran bütün varlıkların yaşadığımız hayata kattıkları değerler vardır.
Demek ki, şuursal varlıklar bile bizim yaşadığımız hayatı kolaylaştırmak için var güçleriyle çalışıp çabalamaktadırlar. Çalışıp çabalayarak sürekli kendi çaplarında üretim yapıp hayata değer katmaktadırlar.
Kattıkları değer ile de yaşadığımız hayatı anlamlandırıp manalandırmak. Ona değer kazandırıp güzelleştirmek içinde yaşayıp var olduğumuz doğal hayatın sürekli akışını sağlayıp yaşamı kolaylaştırmaktadırlar.
Kolaylığın arkasından da insanın hayata olan ilgisini çekip, meraklandırıp ve cazibesini artırarak onu hayata bağlamaktır. Oluşan bağlılığın arkasından da onu peşi sıra koşturmaktır. Her peşinden koştuğu şeyle de onu tekâmüle erdirip olgunlaştırıp güzelleştirmek için deneyip sınayıp test etmektir.
Hayattaki her deneme, her test, her imtihan insan için sonunda bir kazanım, bir değerdir.
Demek ki, değer, insanı olgunlaştırıp kemale erdiren her şey. O halde insanın olgunlaşıp kemale ermesi için sürekli koşup, çalışıp çabalayacak. Değer üretip değerli olacak. Yoksa insanın da diğer varlıklardan hiçbir farkı, hiçbir değeri olmaz.
Onun için insan kendine verilen her şeyin farkında olacak. Kadrini kıymetini bilecek. İnsan olup değer verecek. Yoksa tüm hayat manasını kaybedip anlamını yitirir. İnsanı yılgınlaştırır. Başıboşluğa çeker. Yaşamı içi boş koca bir hiç eder.
Demek ki, hayat sürekli mücadele ister. Boşluktan, hiçlikten, yılgınlıktan hiç hoşlanıp haz etmez.
O halde insanın yaşadığı hayattan haz alıp huzur bulup mutlu yaşayabilmesi için içinde yaşadığı dünyanın nasıl bir yer olduğunu, burada daha güzel nasıl yaşanılacağını akıl edip düşünmesi gerekir. Bir insanın düşünmesi için bilgi, bilmesi içinde okuması gerekir. Çünkü bir insan için en büyük kazanım, en büyük değer düşünmektir.
Düşünen insan okur. Okuyan insan bilir. Bilen insanda düşünür. Çünkü düşünmek bilgeliktir. Bir insan içinde bilgi en büyük hazinedir. Bu hazineye sahip olan herkes dünyada kolay yaşar. Çünkü bu dünya akıl ve bilgi dünyasıdır. Onun için bu dünyada bilgisi çok olanın her iki dünyada hem değeri hem de itibarı çok olur. Bilgisi olmayanın da her iki dünyada da değer ve itibarı olmaz. Çünkü insanın değer ve itibarı, değer ve itibar verdiği şeyler kadardır.
Onun için insan okuyup aklını büyütmeli. Düşünüp yüreğini genişletmeli. / Onun için insan okuyup aklını büyütmeli ki, (bilgi sahibi olup) düşünüp yüreğini büyütebilsin. Çünkü bilgi aklın meyvesi, yüreğin tohumudur. Bilgisiz akıl ne düşünür. Ne de düşünüp düşünce üreterek (sağduyulu düşünceyle) meyve verir. Yani insana artı bir değer kazandırır.
Akla değer kazandıran sağduyuyla elde edilmiş bilgi de kalbe ekilen tohum gibidir. Bu tohumda kalpte yerini bulup yeşerirse insanı eğitip edep ve güzel ahlak sahibi yapar. Vicdanını olgunlaştırıp insanı, insan yapar. İnsanı, insan yapmayan bilgi, ne akılda, ne düşünce de ne de kalpte bir işe yarar. Hiç bir işe yaramayan bilgi, başı mezar taşına çevirir. Kalbide vücutta hiçbir işe yaramaz et parçası haline getirir. Öyle bir kalpte sadece vücuda kan pompalayan bir makine olur. Hiçbir işe yaramaz. Hiçbir değer üretmez. İşe yarayıp değer üretmeyen her şey gibi o değersiz ve kıymetsiz bir şey olur.
Onun için değer akıl ve yürekle üretilir. Akılsız ve yüreksiz olmakla hiçbir kazanım elde edilip değer üretilmez.
Ancak okuyup bilip düşünerek yüreğini değerli kılan her (sağ duyulu) akıl sahibi (değer üretip) dünyayı satın alır.
Bu suskunluk baba yadigarı ömrüme Şimdi bütün şiirlerim sukünet ağacında kendini infaz etmekte Bir bir gebermekte bütün ünlüleri ve ünsüzleri alfabenin Zengin bir şiirden arakladığım cümlelerle Fukara bir şiir yazıyorum şimdi Delik cebimden dökülüyor bütün benzetmelerim Kırıldı insanlara olan inancım Ağır geliyor yüreğimdeki sancım Bitmek tükenmek bilmiyor hıncım Tutsam elimle gökkubbeyi yırtsam diyorum Kussam nefretimi asfaltına kentin Suratına tükürsem bütün kahpeliklerin Sızsam sonra gecenin koynunda Mavi olsam denizlerde kaybolsam Yağmur olsam yağsam şakır şakır Çamur olsam aksam öyle sokaklara Bilmese beni kimse ben bilmesem kimseyi Silinirmiki gözlerimin acımtırak haykırışları Silinmez biliyorum Zamanla unutursun demeyin en çok buna kızıyorum Çünkü zaman hiçbir şeyi unutturmaz sadece acıyı hafifletir…
Günaydın Hayat
Bugün çok ağlamalıyım,gün,güneş,hayat,yıkım,zaman Gözyaşlarım nehir olmalı Arınmalı ruhum kalbim sevginden Yarın güler geçerim Acılara. Ama bugün matem Tutma zamanı Yalnız kalmanın var Bir anlamı Ve güneş doğuyor Günaydın hayat, Bak burdayım Gitmedim daha Yıkıldım sandın Ayaktayım hala Günaydın hayat Bak gitmedim Burdayım daha Kırıldım sandın ama Tek parçayım hala…..
Satır Çizgileri-Ah Onlarda Olmasaydı
Satır çizgilerine basit olarak görsek de, Aralarına kelimeler döküldükçe, Yük biner, üzerilerine. Sırlar saklarlar, kimi zaman, Kimi zaman da gözyaşlarıyla yıpranırlar, Sevinçler, hayaller, aşklar, ayrılıklar… Ve daha nicesi… Önce ona anlatır, yalnız kalanlar, Şairler, ozanlar, yazarlar… Ve daha nice zanaatkâr, Müsvettelerini, eserlerinin son hallerini, Önce onlara aktarırlar. Önemli olaylar, yaşanan hatıralar, Hayatının bir köşesinde kalmış sırlar, Sadece onların arasında saklanırlar. Biz ölüp, gitsek bile, Onlar kalacak ardımızda Onlar yaşatacak, hatırlatacak Hayatta kalanlarımıza.
Gözlerine uygun renk bulamadım Hangisi olsa içim yanıyor Tenine uygun çiçek bulamadım Hepsi kokusunu senden alıyor
Dün kopan bir yapraktı,düşen bir kuru daldı Bugünden güzel değil bulacağın yarında Aç ellerini bir bak yanan avuçlarında Dün gitmiş yarın yok bize bir bugün kaldı
Demek o beni sevmiyor demek o beni anlamıyor bana içkimi verin bana kadehimi verin bir daha ölmek istiyorum
Sussun bütün şarkılar, Son bulsun hepsi, Seni hatırlatan ne varsa, Ne kaldıysa geriye, Neyle yetinmişsem bu güne, Yaşamımla birlikte son bulsun, Yeter ki
Günü gece olsun diye yaşıyorum, Çünkü gece hayallerime geliyorsun, Seni beklemiyorum çünkü sen hep benimlesin, Hayallerimde ve kalbimdesin
Sessizliğime saklanıp Dolaşırken kuytularımda Hayat yalınayak bir öpücük, Baharsa düşmekte saçlarından.
Bir pınarsın içilen ama hiç kanılmayan Seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan özlenen sen, özleyen sen, özleten sen Varken doyulmayansın, yokken dayanılmayan
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki Bu ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum
O gecenin sabahında Sen daha gözlerini açmadan, Süren rüyalarının bir yerinden Sokuluvereceğim irem bahçelerine.
Biliyorsun ki Dünden kalan ve de yarına ait Her şeyi yaktım gözlerinde…
Ne olurdu saadetlerin en büyüğü İşte ellerimde al, diyebilseydim Anlardın ve hiç gitmezdin, değil mi Bir gün olduğun gibi kal diyebilseydim.
Ne zaman seni düşünsem yaşamak güzel Bir bahar bahçesi olur güz bahçeleri En karanlıklarda bile uzanır bir el Kendiliğinden açar sabaha perdeleri
Sevdiğine söylenen her söz yürekten gelir Yüreği sevgi dolu, sevgisi süreklidir Kalmazki gönlünde hiçbir şeyin korkusu Aşk yine aşk sevenin ömrüne hayat verir
Şimdi senle sarılıp sımsıkı Poz vereceğiz güneşe ve Ölümsüz kılmak için zamanı Tâb olacağız gökyüzüne.
Ben bir senin yanında kendim oluyorum Birde seni düşünürken sensiz gecelerde Beklemek sadece sende ölümsüz oluyor Acılar çekilesi…
Sabahı beklerken gözlerinle uyanmak için Güneşin doğuşu,ayın gölgede kalması Hiçbirşey hatırlatmıyor yeni bir güne dair Açtığımda gözlerimi nefesini hissetmediğimde
Ben bir senin yanında kendim oluyorum Birde seni düşünürken sensiz gecelerde Yalnızlık, kalp senin için atarken senden uzakta Sevgili oluyor,sevişiyor hüzünle
Hayat bir kere güler insana Birçok kere ise ağlatır Ben bir kere sevdim kendim olarak,seni Şimdi ise yaşadığım sonbahardır…
Gülmek güldürmekti niyetim Aldın gözlerimde ki ışığı Baktım gülüşler yok Ne yaptım ben sana Hayat ver cevabını Hayat bana borcun var Ver hesabını Sevdim ben Çok sevdim duyuyor musun Geri istiyorum aşkımı Senden bir tek onu istedim Aldın yüreğimdeki Aşkımı sevdamı Yalnız bıraktın bu bedende canımı Ne yaptım ben sana Hayat ver cevabını Hayat bana borcun var Ver hesabını Bir beklentim vardı Oda sevdamdı mutlu olacaktık Düşünceler hayalde kaldı Uçurdun onu avucumdan Gökyüzüne benim canımdı Şimdi özlem ve hasret beni sardı Ne yaptım ben sana Hayat ver cevabını Hayat bana borcun var Ver hesabını Şimdi ümidim var benim Sevdiğimi yaşamak Nerde olursa olsun Onun yanında olmak Bir kere olsa yeter Onunla nefes almak Son gün desen razıyım Gözlerimi kollarında kapamak Hayat bekliyorum hadi Ver bana cevabını Hayat; Ya cevap ver Ya da sevdiğimi ver Artık Yeter…
“Bir savaştı yıllardır seninle yaşanan Ey hayat sen galipsin eğdin başımı…”
Azat et beni hayat Ateş saçan şimşeklerden ürkerek kuytu saçak altlarına sığınan serçeler misali bezdim yorgun günlere ilticalardan. Ben inatçı bir dalgaydım umut sahiline vurmaya çalışan sense acımasız dalgakıran…
Azat et beni hayat Büyüdü yüreğim masallarına kanmam. Senin ömür dediğin gücenmişlikti kirpiğimin ucunda tutunup kalan. Sevda dediğin yaralı bir gül, hercâi bülbülün nağmeleriyle avunan…
Azat et beni hayat Bir mânâsı yok artık nedâmetlerin. Sararan yapraklar yeniden yeşermez çırp beni dallarından. En yazık yerinden vur avazımı Nâmerdim eğer karşı koyarsam…
Can Yücel Sevgi Şiirleri, Aşk Şiirleri Can Yücel, Can Yücel’in Sevgi Şiirleri
Can Yücel den Sevgi Şiirleri
Sevgi Duvarı
Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi Dilimizde akşamdan kalma bir küfür Salonlar piyasalar sanat sevicileri Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni Yakanda bir amonyak çiçeği Yalnızlığım benim sidikli kontesim Ne kadar rezil olursak o kadar iyi
Kumkapı meyhanelerine dadandık Önümüzde Altınbaş, Altın Zincir, fasulye pilakisi Ardımızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi Öyle sıcaktı ki çöpcülerin elleri Çöpcülerin elleriyle okşardım seni Yalnızlığım benim süpürge saçlım Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi
Baktım gökte bir kırmızı bir uçak Bol çelik bol yıldız bol insan Bir gece Sevgi Duvarını aştık Dustuğum yer öyle açık seçik ki Başucumda bi sen varsın bi de evren Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi Yalnızlığım benim çoğul türkülerim Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi
Can Yücel
SEN SENİ
sen seni seveni görmeyecek kadar körsen seni seven seni sevdiğini söyleyecek kadar gururludur Can Yücel
ANLADIM
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını kendimi bulduğumda anladım. Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış Kendi yolumu çizdiğimde anladım.. Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat okuyarak dinleyerek değil.. Bildiklerini bana neden anlatmadığını anladım. Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım.. Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden Neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı güldürebilmek ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım.. Bir insanı herhangi biri kırabilir ama bir tek en çok sevdiği acıtabilirmiş Çok acıttığında anladım.. Fakat hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım.. Yalan söylememek değil gerçeği gizlememekmiş marifet Yüreğini avucuma koyduğunda anladım.. ”Sana ihtiyacım var gel ! ” diyebilmekmiş güçlü olmak Sana ”git” dediğimde anladım.. Biri sana ”git” dediğinde ”kalmak istiyorum” diyebilmekmiş sevmek Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım.. Özür dilemek değil ”affet beni” diye haykırmak istemekmiş pişman olmak Gerçekten pişman olduğumda anladım.. Ve gurur kaybedenlerin acizlerin maskesiymiş Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.. Ölürcesine isteyen beklemez sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım.. Sevgi emekmiş Emek ise vazgeçmeyecek kadar ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş… CAN YUCEL
KÖRÜKÖRÜNE YAŞAMAK
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. “O olmazsa yaşayamam” demeyeceksin. Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın. Ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin o’nu sevdiğinden. Çok sevmezsen, çok acımazsın. Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem. Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini.. Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin değillermiş gibi davranacaksın. Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın. Çok eşyan olmayacak mesela evinde. Paldır küldür yürüyebileceksin. İlle de bir şeyleri sahipleneceksen, Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin. Gökyüzünü sahipleneceksin, Güneşi, ayı, yıldızları.. Mesela Kuzey Yıldızı, senin yıldızın olacak. “O benim” diyeceksin. Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin.. Mesela gökkuşağı senin olacak. İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın. Mesela turuncuya, ya da pembeye. Ya da cennete ait olacaksın. Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi hem de hep senin kalacakmış gibi hayat. İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak… Can Yücel
SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN
Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin Yaşadıklarını Kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün Gülebildiğin kadar mutlusun üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir Gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin işte budur hayat! işte budur yaşamak Bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin Kadar Sevilirsin Can YüCEL
BOŞVER BE YAŞI BAŞI
Gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver! Şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan, sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver! Koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını, gelene geçene yol verme girsin diye içeri ama gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna. Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda, ama aklını kaybedecek bir aşk varsa avuçlarında, bırak aksın yollarına. Yağ geç, yık geç, kimse inanmazsa inanmasın. Sen inan yüreğine, hem ona geçmezse kime geçer sözün? Büyü, büyü.. Bak ellerin, ayakların kocaman, aklın da maaşallah yerinde, e ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye. Akıllı ol, yüreğin gelir peşinden, boşver yaşı başı, aşk var mı aşk, sen ondan haber ver!
Takılmışsın yüzündeki, gözündeki çizgilere. O çizgilerin yüreğine neler kazıdığını düşün, atmak mı istiyorsun kendini bir dereye soğuk bir kış günü, öl gitsin.. Parayı pulu savurup, bir balıkçı köyünde balık tutmak mıdır isteğin, savrul gitsin.. Boş ver be yaşı başı, kim tutar seni kim, kendi yüreğinden başka kim? Aklını al da öyle git, ister bir duvara, ister bir odaya, ister kıra bayıra vur da git. Dert etme ellerini, onlar da gelir seninle bırakmadıkça birine. O biri de gelir gerçekten istediğin oysa, seveceksen ve öleceksen uğruna.. Yaşa be, yaşa da öyle git, gireceksen toprağa..
Yaş 70′e gelse bile, hayat daha bitmemiş, sen mi biteceksin? Çekeceksen bile bayrağı, yaşadım ulan dibine kadar diyemiycek misin? Can Yücel
yerine yenisi alınmasa da bir yüreğin? siz yine de; vurun umudun yelkenlisini!.. ’yalnız’ ağlamayacağıma söz veremem bağışlayın!
Aşk verirdi gidişlerin, nefes alır gül dikerdi her gece kapıma dikenini batırır… alınma sakın! ben en çok dikenlerini sevdim susuşlarının…
bu unuttuklarına mı direnişin? dışına rehin bıraktığın ben miyim? yoksa kendin mi? bu içinden çıkan hangi güçsüzlüğünün kavi? Bu ne girdap! bu ne duvar? bu hangi rahvan gidişin bahçemde salınan?
kaçıngan bir susuş benimkisi.. düne ufak bir bugün kaçamağı… ağlayışlarım biraz kadınımsı… ve sen şimdi biraz kağıdımsı… içine damlıyorum aralıksız… sus(a) bana!
IV
bazen söylerdin; ’düşe kalka büyürüz çocuk, hayat böyledir’ düşen bir çocuksa şimdi ’sevgili’, tutan neden hayat değildir?
Ölüm yanıma gel Benim için tek ol,gelen bir tek sen ol Nehirlerim donmuş, ve etrafımdaki gölgeler kalbimi iğrendiriyor.
Ölüm yanıma gel yanımda kal,sessiz ağlayışımı duy üzüntümün içine saklandım,üzüntüye mıhlandım. ve etrafımdaki acı dünyamı donduruyor. Dünyam soğuk…
Hayatta başarısız oldum. yıllardır feryat ettim. Zamanın içinde dondum.. geride kaldım.. Kederin sevinci tüm bulduğum… Kederin büyük sevinci!
hayatın gölgesinin arkasında kayıp umutlar acı çekiyor. Geceyi arıyorum sevgiyi bulacağımı umut ederek. Yaşamın kısa sonsuzluğunun sessizliği içine boğuldum. Gözyaşları doğru yoldan sapmış kalbimdeki boşlukları dolduruyor
Beni bağrına bas, zevkli rahatlık Eşsiz bir barışın olduğu bir dünya ver bana kalbimdeki umutsuz çığlığı dindir.
Ölüm yanıma gel Bu soğuk dünyadan bu boşluktan kurtar beni Hayat, beni öldürdün ve şimdi beni bu mutsuzluktan ayır beni
Hayatta ağlıyorum , hayattan uzakta uçuyorum bu duvarların içine düşmeyi seçtim. Büyük sevinç.. Kederin büyük sevinci!
Kaybolan masumiyet için göz yaşı dök İçimizde ki ağlayan terk edilmiş ruhlar için… Acıya teslim olan kalpler için… Geride kalmış yanlızlık için ağla.
Acının ve dünyanın kederinin farkına var Bu kabus gibi yerden öte bir yer düşün Gecenin içinde bize sevgi ve birlik veren bir yer Ölüm, yanıma gel ve bize hayat ver!
Bu acı dolu dünyanın yerine ölüm daha iyi Sevgiyi ver bana yada ölümü!
Başladığın noktaya dönmekti bazen hayat, Hem de, Maziye dair donuk yaralar bırakarak, Coşup coşup aniden durulmak, Kaderin cilveleriyle sevinmek, Gençliğin en ılık zamanlarındaydı bazen hayat, Gökkubbeyi delicesine ayaklarken İki kelime cümleyle dibe çakılmaktı bazen hayat, Meclup bir bülbülde gülün kokusunu aramak, Hercai sevgilide vefasızlığı okumak, Ağlayan bir çocukta unutulmuşluğu hissetmekti bazen hayat Mecnun olduğu hasret, Mecbur bırakıldığı asalet, Muhtaç kaldığı kudretti bazen hayat Aslında sevmekti çoğu kez hayat Çılgınca, korkakça, asilce ya da can gibi sevmek Sevgiyi kan gibi damarlarına sindirebilmek Ruh gibi sevgiyi de bedene sokabilmek Bu işte bizim sevgili hayat, Bilene ab-ı hayat, Bilmeyene heyhat
En güzel zaman konulu şiirler Zaman ile ilgili şiirler En güzel zaman şiirleri, zaman şiirleri
Sensiz zamana inat senli düşler
Güne doğmamış düşlerle başlıyorum,senli zamanları umut ederek. Sayıkladığım her kelimede senli harfler olan cümleler kurarak, Geçen her zamana seni sığdırmak zor değil aslında, Ama sensizliğe hasretini sığdırmak ağır geliyor. Kaç aşk boyu geliyor ki zaman avuçlarımda ? Kaç rüyaya seni sığdırıyorum uzayan gecelere inat.
Sensizliğime saklanıp sokulurken kuytuluklarıma, Hayat çok ıssız geliyor yokluğunda. Bahar düşüyor gözlerime, Üşüyorum sensiz, sessiz gözyaşlarım ürpertiyor beni. Kuytu köşelere sığınan sonbahar yaprakları düşüyor önüme. Bir yanımda yenilenen umutlar,diğer yanımda hüzünler üşüşüyor. Hayat yalınayak kalıyor bazen sensiz yollarda.
Yokluğunun hüküm sürdüğü gecelerin sabahında, Sen daha gözlerini açmadan güne, süren rüyalarının bir yerinden,aniden Süzülüvereceğim rüyalarına… Yokluğundan arta kalan ,yarına ait olan herşeyi Yakacağım gözlerinde. Senli zamana sımsıkı sarılacağım özlemle.
Senli düşler kurarken sensiz zamanlarda, Gözlerine yakıştıramıyorum hiç bir rengi, Hangi renk olsa ela gözlerin kadar yakmayacak beni. Hangi sevda olsa,sancılara sokmayacak beni senin sevdan kadar. İçim yanıyor bana her bakışında. Alıp başını her gidişinde bir tek gözlerin kalıyor düşlerimde. Sensiz zamana inat,senli düşler kuruyorum bitmeyen yokluğunda…
Ben senden önce ölmek isterim. Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun? Ben zannetmiyorum bunu. Iyisi mi,beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun. Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni gorebilesin Fedakarliğimi anlıyorsun vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek için. Ve toz oluyorum yaşiyorum yanında senin. Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin. Ve orada beraber yaşarız külümün içinde külün ta ki bir savruk gelin yahut vefasız bir torun bizi ordan atana kadar… Ama biz o zamana kadar o kadar karışacağız ki birbirimize, atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek. Toprağa beraber dalacagız. Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasndan nemlenip filizlenirse sapında muhakkak iki çiçek açacak : biri sen biri de ben. Ben daha ölümü düşünmüyorum. Ben daha bir çocuk doğuracağım Hayat taşıyor içimden. Kaynıyor kanım. Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok, ama sen de beraber. Ama ölüm de korkutmuyor beni. Yalnız pek sevimsiz buluyorum bizim cenaze şeklini. Ben ölünceye kadar da Bu düzelir herhalde. Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde? Içimden bir şey : belki diyor.
Engelliler haftası şiirleri Engelliler Haftası kısa şiirler
Engellileri sevmeliyiz
Engelileri sevmeliyiz Onlar sevilmeyi istiyorlar İlgi saygı istiyorlar Onların hakkı var sevilmeyi övülmeyi
Ama insanlar öyle deyil ki Hor görmesinler hakir görmeyecekler Bu onların sevgi deyil sadece üzüntü Onların da istedigi bu sevilmeyi
İnsanlar gibi çoçular gibi Bizler engelililere ilgi göstermeliyiz sayip çıkmalıyız Sevmeli saymalı onları Biz de bir gün engelli olabiliriz unutmayalım
Bizlerde engellilerin yardımına kosmalıyız Keşke insanlar bu kadar sevgi saygılı Hoşgörülü olsalar ne güzel olurdu Engellileri sevmeliyiz
Hayat Herkese Güzel
Gücünüz yerindeyse, Sağlıklıysa başınız, Bir sakat görürseniz, Sevgiyle yaklaşınız.
İnan kimse istemez, Eksik olsun bir yeri. Sağlamsan yavrum şükret, Değerlendir günleri.
Özürlü kardeşlerim, Asla üzülmeyiniz. Hayat herkese güzel, Bizlerse sizinleyiz.